Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 18 Ni*an 1941 5 Havacıhh bahisleri vasıtaları av tay . Avrupa barbınin yarelerinin taarruz. dördüncü safhasını larile teslrlerini Balkan cephesi teşkaybetmislerdir. Bu fcil etmektedir. Bilcephenin karşısmhassa bu cephe yada İtalyan ve ALkuılığı bize komşu man tayyarecllikle. fcir memleket hu ri vardır. Tobruk dudlan içinde cereüzerine yapükları yan etmesi bakımınbir akında bazı gedan alâkalıdır. Harb Balkanlara sira . •• Yazan: " \ milerin isabet aldık lsrmı soylemekte . yet edeli aşağı yudirler. karı bir hafta olmuştur. Bu müddet Habeşistanda larfında bütün yuk Kombulşada İngihz karşılıldı olarak hava kuvvetlerıne ' av tayyareleri yerde duran dağıruk duşdüşmüş, gerek Mıhverciler, gerek man tayyarelerini avlamışlardır. Aynca ee müttefikler otedenberi açü > tayyare meydanları ve kışlalar bombarmış oıan hava cepheierıni de ıhmaı et dıman edilmiştir. Bütün harekât daha mütekâsif ve hamemışierdır. Almanyanm harbi 1911 de kazanacağını ve Amerikan yardımının raretli olarak havalarda geçmektedir. geç kalmış bulunduğunu iddıa ettiği Fransanm işgalinden sonra sesi sadası hatarlardadır. Ingiltere buna cevab ola kesilen paraşütçülerin son hamiesini rak harekete geçti. Balkan1 ari&n başka Balkan cephesinde gördük.. Fakat tedçarpıstığı diğer hava cephelerinde Mıh birli ve uyanık olan bir hasım bütün vercilerden çok daha ağır baskınlar yap paraşütçüleri muhasara ederak iş yapamaz bir hale getirihnişler ve hepsini tı.. esir almışlardır. Bu haftanın en şiddetli akıniarı İnkişaf etnüs bir halde devam eden Bremen, Emden ve Berlin üzerlerıne oldu.. 7 nisandanberi devam eden bom bu kadar harekât sırasında İngiliz zabardtman taamızlan bu dört şehri ha yiatrnın altnuş tayyaıeyi geçmediği rabeye çevirmiş bir haldedir. Berline söylenmektedir. Buna mukabil sadece bes. saat dalga halinde taarruz edilmiş, Habeşistanda İtalyanların 64 zayiatı Devlet Opera binası, saraylar ve bilhas vardır.. Alman zayiatı ise 40 kadarı İnEa Belvue sarayı yıkılmıştır. İngiliz a giltere üzerinde olmak üzere yetmiş taykınlarmın hedeflerini teşkil eden Ber yareye yakındır. Bunlardan on bir tanelinde tayyare fabrikalan, tayyare mey sini havaya karşı müdafaa topçuları danları, büyük takatli elektrık fabrika düşürmüşlerdir. Görulüyor ki gerek aları, benzin tasfiyehaneleri, doklar, an kınlarda, gerekse tayyare zayiatında trepolar ve saire vardır. Kiel bahrî tez her iki tarafın da bir üstünlük iddia gâhlarının kudretli oluşlan İngiltere im etmeğe hakkı yoktur. Bugün için artık paratorluk havacılannı cezbetmişür. İngiliz havacılığı Mihvercılerle başbaşa Bremen muhteüf fabrikalann merke olacak bir vaziyet kazanmıstır. Yalnız tx, Emden ise daha ziyade bir üstür. Ce şu var ki, Amerikanın yardımı ve yeni hizmete giren Spitfire 3 tipindeki av ne İngiliz havacılarının Alman hedcflyyarelerinin sür*at ve silâh kuvveti leri arasında Fransadaki hava üsleri, hava hakimiyetini kurmakta rol oynaÎWerke ve Deutch tezgâhlan ve Dusselyacaklardır. dorf vardır. Danimarka demiryolları, cenubl Norveç limanları, Brest limanı da İngiliz Başvekili Çörçil diyor ki: «İnthmale ugramış değildir. Bütün bu ha giliz havYı kuvvetlerinin Alman hava rekât esnasında nazan dikkati çeken ta kuvvetlerine nazaran devam1! bir ilerraf, Berlin yer müdafaasının yakın za ieyiş eseri gösterdiğini bildirmekle bahmanlarda çok fazla takviye edilmis ol tiyarun. Hava filolanmız bugünkü kuvinasıdır. vetlerinde olduğu gibi bombardıman kaAlmanyanın İngiltere üzerindeki ta biliyeünde ve kullandıkları bombalann fcrruzları da müessir netlceler vermi& çaprnda ve kudretindeki şayanı dikkat Brlstol, Liverpol, İpswich ve Harwich yükselişe nazan dikkati celbederim. Ümanlarına hücum edümiç, daha riyade Bazı ahvalde akınlanmız şiddet itibarile buralarda münferid tayyareler alçaktan bizim şehirlerimizin herhangi birinin lıçarak is gönnüşlerdir. Coventry mınta gördüğünden daha büyük olmuştur. Aykasındaki tayyare £abrikalarına yapılan ni zamanda adamlarımızda Alman akmtaarruzlar fazla hasara sebeb olmanuş larına karşı müdafaa vasıtalarımızda da br. Nottingham silâh fabrikalarına, hissedilir bir salâh temin olunmuştur. Bouthampton liman tesisatına ve mer undüzleri için büyük bir emniyet elde kezî, cenubî İngütereye yüzlerc* tayya edilmiştir.» re taarruz etmiştir. Alman tayyarelerl A. AHISKAL bu arada İngiltere sahilierinde ceman 49 bin tonluk 9 vapur batırmağa muADUYEDE vaffak olmuşlardır. İngilizlerin mart ayı earfındaki Insan eayiaü 4259 ölü ve Bir dişçi aleyhin* açılan dava 5557 yaralıdır. Sirkecide dlsçi Abdulbakinin, bir Daha ziyade enteresan olan cephe Balkanlardjr. Harbin üânıle beVaber Al takma diş meselesinden muhake man tayyareleri Belgradı bombalamı» mesine, Sultanahmed birinci sulb lardır. İtalyanlar da bu taarruzlara ceza mahkemesinde dün başlan mıştır. Davacılan Kâzımla Musta yardım etmişler ve bilhassa hududlarfanın iddialarına. göre, Abdülbaki, daki kara, deniz ve hava hedeflerini bunlara onardacı yirmi tane diç bombardıman etmişlerdir. Orta tonajda takmış ve yirmi diş İçin her iklsiniki vapur batmıs, Kattaro ve Teodo ter den yalnız on lira almış. Bu iıcuzeanelerl tahrib edilmişttr. lufa mukabil, takma dişler çok çeçAlman akınlarile; Drama, Serez, Si meden bozulmu? ve dişlerin, bu ise derokastro bombardıman edilmlftir. elverişli olmıyan bir madenden yaEelânik, Kavala ve Gümülcine mıntaka pıldığı anlaşılmı?. larına beyannameler atılmıştır. Kozan Davacılar, dün mahkemede davave Pire bombardıman edildlkten sonra lannı bu şekllıde anlatm^lardır. halk makinelitüfek ateşine tutuloıuştur. Abdülbaki mahkemeye gelmediğinİtalyanlar Yugoslav kıfalarma makineden, zorla getirilmesine karar velitüfek ateşi açmıslar ve Sebenico deniz rihniştir. üssüne ve antrepolara bombalar atmışlardır. Dirulje ve Sloaella deniz tayyare Bir muhtekir mahkum oldu üsleri hırpalanmıştır., Küçükpazarda Hacıkadm mahalBalkan cephesinin en ağır bombardı lesinde Darülhadis sokağında 4 mımanı Belgrad üzerine tevcih e d i l h i maralı evde oturan ve evin altınBu akında 150 Dornier bombardıman daki dukkânda bakkalhk eden Ali tayyaresi kullanılmıştır.. Sabah gün oğlu Talha, milli korunma kanunudoğmadan once saat 4 te ufak bir filo na muhalif hsfteketten mahkemeye Belgrad üzerlnde uçarak kesif yapmış verllmişti. İstanbul iklnci aslive cebr. Bu uçuşun hedefi büyük bir ihti za mahkemesinde cereyan eden mu malle, Belgrad hava müdafaasımn Irud hakeme neticesinde, Talhanın. kiretini ve mahiyetini anlamaktı. Belgrnd losu azamî 155 kuruştan satılması bava müdafaasının bu filoya karşı mü lâzım gelen çiy kahveyi 200 kuruşessir netice alamamış olması üç saat tan sattığı, bu suretle 100 gram sonra ana filonun akınını kolaylaşurmış kahveye 20 kuruş aldığı sabit olve emniyet altına almıştır. İki saat sü muştur. Bu hareketinden dolayı 25 ren Belgrad bombardımanındd şehir b> lira ağır para cezası, 200 kuruş muharabeye dönmüş ve yangtn yüzünden hakeme masrafı ödemesl, parayı eokağa fırlayan halk makineUtüfek a vermezse cezasının hapse tahvili teşlerine tutularak öldürüımüştür karar altına alınmıştır. Bu akının cevabmı Yugoslav ve İngiŞükran, kocasmm elbiselerini ütülerliz tayyareleri vermekte geclkmennşlerrjir TngiliT. havacılığı esasen Yunan ken, eline geçen mektubun müthiş sa. Arnavudluk cephesinde çabşmakta idi tırları karşısmda yıldınmla vurulmuşa Bnlkanların Alman tehdidila elden çı dönmüştü. Yüreğınde derin bir acı beka<*ağını anlayınca buraya kudretli bir lirmiş, ruhunda uyuşturucu bir sarstnhava birliği sevketmeyi ihmal etrnedi tı olmuştu. Şimdi ne yapacakb? Ne yapHele Amerikadan gelen ağır bombardı mahydı? «... Artık seni sevmiyorum. Her haline man tayyarelerinden bir kısmını bu cepheye ve ihtiyatına getirml} olması, ahşüğım bu kadınla aramda bir damla. hava muharebelerinde müttefik tarafın cık duygu kabnadı. Beni ona bağlıyan üstönluk temin etmesine amil olacaktır her şey çoktan çürümüş, kopmu? buMüttefik tayyareciler Belgrad akınına lunuyor. Lâkin ona acıyorum. Sokağa cevab olarak Sofyaya taarruz etiler nasıl atayım? Kimsesizdir. Bir iş bularak Sofyada göze görünen hedef demifyolu kendisinı geçindirecek vaziyette değiltesisaü, gar, antrepolar, tamirha.ıeler ve dir. Ondan ayrılırsam açlığa, hattâ ölübu arada da hava meydanı olmuştur me mahkum olur...» Bu hükmü giyen kendisiydi. Onun, o Sofya askerî gamizonları ve asker tahşidaü şiddetle bombalanmış. Simidli ve kalbsızin alü yılhk karısı... tvu^Au.u Cumaibalâ demiryolan da tahrib edil gözlerle şu küçük evin duvarlarına, kö. miştir. Gerek bombardımanlara gider şelerine ve mutavazi eşyasına bakü. Daken, gerekse bombardımanlardan dö ha bir kaç saat evvel kendisini burada nüsierde dar vadileri takib ederek ce ne kadar rahat hissediyordu. Hayaünı nuba ve cenubu garbiye dojjm İlerle emniyet içinde görüyordu. İyi bir kocası mekte olan Alman piyade ve zuhlı kıt ve özene bezene her İşini gördüğü bir alarına da şiddetli akınlar ve makineli evi vardı. Fakat şimdi korkunc bir fırtüfek ateşleri yapılmıştır. Manastır ve tına bütün bu sevdiği. arelannda yaşaPerlepe arasında düşman ıırnlı vasıta maktan huzur ve saadet duyduğu bu gü. zel şeyleri altüst etmişti. lan perişan edilmiştir. Sevılerek yaşadığını sandığı erkeğin Mihver havacılarının Balkan cephehayatındaki hiçliğıni öğrenmekten gelen 6İndeki faaliyetlerinin büyük b'r kısmıbir elem içinde perişandı. Gitmeliyim, nı açık şehirlerde panik uyandırmak derhal bu evi terketmeliyim, diye ayacepheler üzerinde müessır olarik müdağa kalktı. Ne yapacağını, nereye gidecefaalan kırmak azmi teşki] etnnektedir. ğini bilmemekle beraber harekete geçti. îngiUz imparatorluk tayyareciJeri ise bu Eşyalarını topladı ve babasının ölürken gayenin tahakkukunu elle»inden goldiği derin bir ye'is jçinde kendisine bırakkadar baltalamaktadırlar.. İtalyan taytığı zarfı çıkardı. Zavallı ihtiyarcık! Büyareciliğinin çok daha öneelert Arnatün hayatında ancak yüz liracık birikvudluk cephesinden temizlenmiş buluntirebilmiş, onu da: «Belki bir gün darda malan, bir dereceye kadar bu cephenin kalırsan medar olur.» diye kızına bırak. gerilerini havalara karşı garantilemiş mıştı. oJuvor. Bu para genc kadının bu ümidsiz daNe de olsa Afrika cephesi İngıüz ha kikasında ona yüksek bir servet gibi vacılığını işgal etmektedir. Bu hafta sıcak, inandırıcı ve kuvvetli göründü. zarfmda Bingazinin Almanlar eJine Eşyalarını toplarken aa acı düşünüyor. geçmesi sıralarında hava himayesinin du: Gerçekten İş bulamaz, çahşarak habüyük rolü olmuştur. Düşman motörlü yatını kurtaramaz mı idi? Ne yapabilir \ Doğru değil mi? [ Mahallelerde eğlence yerlerini daha sıkı kontrol etmeli Kasımpaşada Çiviciler içinde 131 numarada oturan Hüsnü Uludağdan şu mektubu aldık: <Pazartesi akşamı oğium Cemali civarımızda bulunan tivatroya gönderdim. Çocuk saat bire doğru üstu başı yanmış, ayağı yaralı ve baygın bir halde komşuların yar.dımile eve geldı ve aklını başma toplayınca gecırdiği macerayı anlattı: Tiyatroda bulunan seyırcilerden bazıları guya şaka olsun dıye birbırlerinin ustüne yanmıs sigara ve kibrit atıyorlarmış. O arada ounlardan bir kısmı da oğlumun üstüne düşmüs ve yaralanmasma sebebiyet vermiş. Ertesi gün bu tiyatroya bizzat ben de gittim. Baktım, ortada müracaat edilecek mes'ul bir kimse yok. Her taraf kır, pas içinde, fena kokudan insan burnunu tıkamaya mecbur oluyor. Seylrciler arasında mütemadî bir kavga, gürültü... Bu, nasıl uınumi eğlence yeri... Belediyenin o taraflarda böyle bir mahal mevcud olduğundan acaba haberi yok mu?» Biz vaktile mahalle aralanndaki tiyatro ve sinema taslakları için üstüste neşriyatta bulunmuş ve nazarı dikkati celbetmiştik. Bu gibi yerlerin de şehrin mer kezinde ve gözönünde bulunanlar kadar, ha,tta onlardan daha sıkı bir kontrola tâbi tutulması hem halkm sıhhati, hem de sehrin yangın tehlikesinden masun kalması noktasından behemehal lâzımdır, diyoruz, ( Şehir ve Memleket Haberleri ~j Memleket irfanına Tophanede yeni bir yolcu salonu hizmet ediyormuş! Kanaat notile geçen talebeler Limanlar idaresi Muallimler dün lise Meşhur Mahmud Saim gene mahke eski salonu modern ve orta mekteb talebir hale getirdi meye verilerek belerinin notlarmı Limanlar Umum müdürlüğü, Tophanede metruk yolcu salonunu iç hatlar tevkif edildi verdiler için güzel bir yolcu salonu haline getirmiştir. Bu salon 1 mayısta halka açılacaktır. Bu suretle Akdeniz, Marmara ve Karadenize giden ve gelen yolcularla bunları uğurlayan ve karşılayan yakınlan bundan sonra açıkta beklemiyecek, bu salondan istifade edecektir. Yolcu salonunun üst katında yeni bir işçiler servisi kurulacaktır. Şimdiye kadar kahvelerde şurada burada gezmeğe mecbur kalan, bilhassa sıhhatlerinden ve paralarmdan kaybeden liman işçileri burada kurulan salonlarda istirahat, kütübhaneden ve radyodan istifade edeceklerdir. Burada her işçinin bir elbise dolabı bulunacak, duş yerleri işçilerin Istifadesine her zaman açık olacaktır. Ayni binanın bir kısmmd^ liman sağlık servisi bulunacaktır. Sağ'ık servisinde yalnız liman işçileri değıl, ayni' zamanda bunlann aileleri de muayene ve tedavi olunacaktır. Bu şekilde liman işçileri mükemmel bir istirahat ve sağlık yuvasına kavuşmaktadırlar. Dün mekteblerde muallimler toplanarak hse ve orta mekteb talebeleri için kanaat notlarını vermişler ve imtihana tâbi olmıvan sınıflarm vaziyetlerini tespit etmişlerdir. Üniversite 19 nisanda imtihana başlayacak 13 mayısta son verecektir. İmtihan heyetlerini teşkil eden üçer mümeyyizin isimleri tesdik edilmek üzere Maarif Vekâletine gönderilmiştir. Üniversite rektörü Cemil Bilsel bir muharririmize dün şu izahatı vermiştir: « İkinci sömestre başlarken imti . hanların nisan sonlarında yapdabileceğini göz önüne aldığımız için son 19 günde tedrisaü da normal olarak bitlriyoruz ve imtihanların da tahsilîcrini normal olarak tamamlamış olan talebemizin muvaffakiyetle geçireceklerine şüphe etmiyoruz. Bu sene kamplar tecil edilniştir. Ta'ebe, askerlik dersinden amelî ve nazarî imtihanlardan aldıkları not vasatilerile sınıf geçeceklerdir. Son smıf talebesi kâfi not aldıklan takdirde diploma alacaklardır. 20 günlük kampın tecil edildiqi her talebenin kaydına işaret edilecektir. Son haf tanın hava bilânçosu A. Ahuskal HEM mm NALINA MIHINA Olmez milletler ugoslavya, esareti kolayca kabul eden seciyesiz ricali yüzünden müthiş bir baskt. na uğradı, manen ve maddeten hazırlık. siz yakalanarak kendisini, beklendiği gibi müdafaa imkârunı bulamadı. Esasen, Almanlar, İtalyanlar, Macarlarla işaret bekliyen Bulgarlar ve kendi felâketlerini unutmuş görünen Bumenler tarafından sarılmış olan bu memlekeün, bütün bu sayısız duşmanlan yenmesine imkân yoktu. En basit bir hesab, Yugos. lavyamn kahramanca bir mücadsleden sonra yenileceğini gormeğe ve goster meğe kâfi idi. 26 mart ihtilâlini yapanlar da bunu biliyorlardı; hattâ herkeiten iyi bildiklerine şüphe yoktu. Buna rağ. men, isyan ettiler. Şerefsiz bir esarete boyun eğmekten ve Yugoslav istiklâlini miskin bir mutavaatla çiğnetmektCDse dövüşmeyi ve ölmeyi göze aldırdılar. Evet, Yugoslavya üçler pakünı yırtarken dört taraftan düşmanla çevrildiğini biliyor ve bu karan verirken maddeten muzaffer ounağı değil, manevi bir zafer kazanmayı düşünüyordu. Eğer Yugos» lavlar, istiKlâlini, şeref ve namusunu bir kaç pula satan milletlerden olsalardı, kendilerine teklif edilen Bulgar ve Yunan topraklarile Selâniği öpüp başlarına koyar ve Mihverle beraber Yunanis. tana saldınrlardı. Onlar, bunu yapmadılar; çünkü bu, hem bir kahbelik olıtrdu, hem de Yugoslavya tâbi ve uşak bir millet menzilesine düşerdi; üstelik şerefini de kaybederdi. Yugoslavya da Yunanistanm tuttuğu şerefli yolu ruttu. Bu yolun şerefli fakat ayni zamanda blüro yolu olduğunu biliyordu. Bunu bile bile namus ve fazilete teveccüh etti. Bu ha. reketin yüce kıymetini ancak öiumden yıhnıyan, şerefli ve erkek milletler anlayabilir. Kahpeler, korkaklar, millî isüklâlin ne demek olduğunu bilnııyenler, esaret ve zillete boyun eğenler bunu an. layamazlar. En jimiHd» bir vaziyette si. lâha sanlarak istiklâli için can veren Türk milletî, Yugoslavyanın kahramanbğını en iyi anlayan, en çok takdir eden milletlerden blridir. Ne yazık ki Yugosla\ya ihtilali, 26 marttan bir kaç ay evvel, devletin başındaki seciyesizleri kovrmak imkâmnı bulamamıs. geç kalmıstır; Eğer, Yu • goslav milleti, buna imkân bulsayd^ bn gün elbette çok daha iyi harbedecek ve memleketi düsmana çok pahalıya sata. cakü. Bu harb, bir istiklâl harbidir. Bc mücadelede, silâh patlatmadan teslim olan milletler, istiklâle değil, esarete lâyık olduklarını göstermislerdir. Esir olmaktansa ölümü tercih eden milletler ise, tam bir istiklâl içinde yaşamağa hak kaıanmış büyük milletler olduklarını is. pat etmişlerdir. Almanlar da, kendi çizmelerini yalayanlardan ziyade, bıı kahraman milletlere hürraet etmelidirler. Çünkü Insanhğa ve medeniyete serel verenler. ancak bu çeşid milletlerdir. Yunanistan gfbi, Yugoslavya gibi 6Ifimtt bile bile kabul eden kahraman milletlerin ölmiyeceklerine şüphe yoktur. Çünkü böyle büyük ruhlu ve asfl milletler ölmezler, öldürüleme^^ on« lar ebedi hayata mazhar milletlerdir. Kat'î hesab günü geldiği zaman, onlar tekrar dirilecekler, şerefli ve hür milletler olarak alınlan açık, başlan dimdik yasayacaklardır. Doğrn değil mi? Feci bir öliim Bir hamal elektrik cereyanma kapılarak öldü Dün, Üsküdarda bir amele elektrik cereyanma kapılarak olmüstür. Üsküdarda Valideiatik mahallesi civarında gazci Vahdetin, evinden diğer bir eve e$ya taşıyan Musta fa oglu Nuri ile Tevfik oğlu AH adlarında iki amele, merdivenlerden inmesi güç olan büyük bir somyayı balkondan iple aşağı sarkıtmak istemislerdir. Aşagı sarkıtmak iste dikleri somya, balkonun yakının Neşriyat dolandırıcıbğından senelerdenberi bir çok defa mahkemeye verilen, baxan mahkum olan bazan beraet eden Mahmud Saim Altındağ, k;sa bir müddet evvel tevkifhaneden çıkmıştı. Şimdi, yeni bir meseleden dolayı yakalanmış, dun adliyeye gönderilmiştir. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesi, sorguyu müteakıb kendisinin ikametgâha bağlanarak serbest bırakılmasına karar vermiştir. Müdde'unumilik, dosyayı tahkikata devam edilmek üzere, birinci sorguya yollamış ve orada sorşusu yapılan Mahmud Saim Altındağ. tevkif edilmiştir. İddiava nazaran, Mahmud Saim Altındağ, «D. kız ve erkek üniversifelileri» neşriyatı yampakta olduğundan bahisle. yeniflen faaliyete geçmişti'. Bu sırada «D. kız ve erkek üniversi*e telif mes'ul müellifiiŞi» unvanını takınmısür. Ve müteaddid kimselerden miktan muhtelif para almıştır. Kendi.ci. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilirken, şöyle demistir: « Ben, memleket irfan âlemine hizmet maksadile neşriyat yapıyorum. Tescil muamelesini ikmal ettirerek yaptığım neşriyat suç olmadıçı gibi, muhtelif işier mukabilinde aldığım paralar için de makbuz verip, usulü dairesinde faaliyette bulunuyorum. Bazı kimselerle aramda zaman zaman tahaddüs eden ihtilâflar. hep hukukî mahryettedir. Bunlar dolandıncılık deŞildir. Buna ra*men bu hâdiseler yanlıs akisler bırakıvor. Halbuki ben hiç bir suretle sue îslemivorum'» Kısa Haberle? dan geçen havaî elektrik hattma temas etmiş ve bu suretle her iki amele de şiddetli bir elektrik cereyanına maruz kalarak bayılmıs lar dır. Süratle hastaneye kaldırılarak tedavi altma alınmalarma rağmen Pasif korunma denemeleri Ali, biraz sonra ölmü^tür. Vaziyeti Nisanm 20 nci pazar günü Bakırtehlikesiz olan Nuri tedaviyi müteköyünde, 21 inci pazartesi günü Aakıb hastaneden çıkarılmıştır Zabıta. hâdise etrafında tahkıkat dalarda, 22 nci salı günü Kadıkö yünde, 25 inci cuma günü Fatihte, yapmaktatiır. 30 uncu çarşamba günü de Kartal kazasında hava tehlikesine karşı Sarhoşluk yüzünden müdafaa ve paraşütçülerle müca Evvelki gece Beyoğlunda ağır bir dele denemesi yapılacaktır. Bu mevyaralama vak'ası olmuştur. Tarla ziî denemeler bittikten sonra mayıbaşında oturan şoför Hüseyln oğlu sın ilk haftasmda İstanbulda umuBahri, otomobille İstiklâl cadde m! bir deneme yatMİacak ve bu deneme gündüz ve gece olmak üzere sinden geçerken önüne iki sarhos iki defa olacaktır. çıkmıştır. Bahri, bunların voldan SEHIK çekilmeleri için korne çalmışsa da arabanm önündekiler aldırış ermePlâilar mayısta açıhyor mişlerdir. Yoluna devam edemiyen Plâilar mayısm birinde açüacakşoför sinirlenmiş ve iki sarhoşa tır. Müteahhid, bugünlerde bujDİan söylenmeğe başlamış, bu yüzden iki tesellüm edecektir. Pl.âjlar acıldıksarhosla şoför arasmda bir münatan sonra her kısımda bir doktor, zaa başgöstermiştir. Sabıkalılardan emanet memuru, müstahdemin ve terlikçi Halil oğlu Ahmed. Dicağma tath su banyo mahalleri bu'mna sarılarak Bahriyi ağır surette vara caktır. Büfe sayısı da çoğaltılacaklamıştn". tır. Mevcud 353 kpbinenin savısı Vak'ayı müteakıb kaçmak istiven 700 e çıkarılmıştır. Evveice rnevri'd Ahmed, polis tarafından yaka'an 97 beton kabine 15"> ve ibl⧠e^ii mış, Bahri berayi tedavi Beyoğlu ıristir. 12 tane de lüks kabine varhastanesine kaldırılmıstır. dır. I I • Son defa gelen tenekelerin tevziatı için Ticaret Vekâletinden emir ve liste gelmiş, dünden itibaren tevziata başlanmıstır. • Dün İstanbuldan 300.000 liralık ihracat yapılmıştır. Bu meyanda Amerikaya kitre ve deri, FUL=tine ve Almanyaya da tütün ihrac edilmiştir. •k Altın fiatlan dün biraz vükselmiştir. Reşadiye altmı 2770 vg külçe MÜTEFERRIK altın 370 kuruşa kadar çıkmış.tır.. • İthalât tacirleri, Basrada buluTünel seferleri nan ithalât eşyasının getirilmesinl Tramvay ve Elektrik idaresi Tü temin için Mıntaka ticaret müdürnelin iki kayışından birinin daha lüğüne müracaat etmişlerdlr. eski olduğunu nazan dikkate ala rak gelecek ay ortasma doğru yalnız bir kayışm istimali ile Tünel arabalarının yalnız bir hat üzerin den islemesine karar vermiştir. İdarenin İsvece sipariş ettiği kayışm imali ikmal edilmek üzere oldu&u alâkadar fabri^a tarafından bildirilmlştir. Tramvay idaresi yaz mevsimi vaziyetinl gözönünde tutarak sefer adedini artıracak ve daha ihtiyaclı mıntakalarda temerküz ettirmek üzere yeni bir tarife hazırladığı gibi bazı istasyonların yer lerini de değistlrmeğe karar vermiştir. Bu meyanda Sirkecide Vivana oteli önündeki istasyon mevdanının açılmasa dolayısile Beşlr Kemal eczanesl karşısmda ve tom Sirkeci ganna cephe teşkil eden tretuarm önüne nakledilecektir. Ticaret Vekâletinin açacağı akreditif Ticaret Vekâletl, ithalât ve ihracat bırliklerine mensub azadan ellerinde mevcud stoklan ve ithalât tacirlerinin açacağı akreditiften ne miktarda İstifade etmek istedikleri hakkmda malumat istemiştir. Duvardan düstü Halıcıoğlunda oturan Yusufun 8 yaşlarındaki kızı Şükran, evleri önündeki arsada oynarken, cıkmak istedigi duvardan düşerek yaralanmış, tedavi altma alınmıştır. r \ Tramvaylarda kadın.bilefçiler işe başladı Anadoluya gitmek isteyenlere verilecek biletler Üsküdar tramvaylannda çalışmağa baslayan kadın biletçiler Usküdar ve havalisi halk tramvaylarına, biletçi yazılmak üzere müracaat eden kadınlardan 13 kişi hizmete alınmıştır. Bunlar »aşlan 25 35 arasında olan fakir ve namuslu aile kadınlarıdır. Yeni kadın biletçiler, şimdilik arabayı tek başlarına idare etmiyecek, erkek büctçilerin yanında bir müddet stai jrördükten sonra, aybaşına doğru esas vazifelerine başlıyacaklardır. Üsküdar Tramvay idaresi bunlara veknasak etekli elbise yaptırmaktadır. Maamafih şu bir kaç günlük tecrübe, çok iyi netice vermiştir. Kadın biletçiler, erkekleri aratmıya cak derecede çalışkan ve vazifeperver görunmektedirler. Kadın biletçilerin, yolculara karşı daha nazik •davranmaları ayrıca memnuniyet uyandırmıstır. sedıyordu. Son mektubunda: «Sizi görmek için mutlak Ankaraya geleceğim ve ne pahasına olursa olsun sizinle yakından tanışmak imkâmnı elde edece ğim!» demişti. Üç gün sonra telefonda yumuşak bir kadın sesi: Siz zahmet etmeyiniz, diye müjdeyi verdi. Bu akşam ben geliyorum. Siz nasıl sesime bağlandınızsa, ben de mektublarınızdaki o bambaşka havaya kendimi kaptırdım. Beni bekleyiniz!.. Suphi, sevincden, saadetten sarhoştu. Mevsimin en güzel çiçeklerini aldı. En nefıs İçkiler, çerezler, yemişlerle mükemmel bir sofra hazırlatü. Odanm ince temizliği yapıldı. Köşelera kokular serpildi. Perdeler indi. O gelecekti. O tanımadığı kadın!.. Damarlarında şimdiye kadar hiç bir macera karşısmda duymadığı bır ateş vardı. Yalnız masa lâmbaîim yaktı. U. çuk mavi bir ışık, y&z geceîeri pencerelerden dolan ayışığı gibi odayı sardı. Kapının zili ottü. Kalbi çarpTak ayağa kalktı. Narin bir gölğe kapıda göründü. İnce, uzun, zarif bir kadın... Baştan aşağı siyahlar giyinmişti. Yiizünde büyük bir tül vardı. Yavaş yavaş yürüdü ve şapkasının tülünü kaldırdı. İki sitemli bakış göz bebeklerinden içine işledi. Dizleri titreyerek, ölü gibi sarararak bir koltuğa çöktü. Bu kadın bir defa güzelliği, bir defa da sesile kalbine ve hayatına hukmet . mişti. Şimdi ne yapacaktı? Bir şeyier yapmak, ondan af dilemek, ona yalvarmak, kal, beni terketme, seni seviyorum diye duygularını ona anlatmak istiyordu. Fakat o, eski karısı, bir şey söylemeden ve söyletmek imkâmnı da vermeden tekrar tülünü yüzüne indirdi ve yürüdü, gitti. Oturduğu yerde hayata aid bütün bağları kopmuş gibi görünen bu adamı, derin bir vicdan azabı ve bir gönül yarası ile müebbeden terketn, i Hukumet vasıtalarile Anadoluya gitmek istiyenlerin kaymakamlık lara verdikleri beyannamelerin iskele ve istasyon üzerine tasnifi işine dün de Vilâyette devam edilmiş, fakat henüz netice almamamıştır. Bu tasnif ve tespit işi bugün ikmal edilecek, müteakıben gideceklere sıra numaralı bilet tevzi edilecektir. Bu biletler polis ve bekciler vasıtasile alâkadarlarm evlerine gönde rilecektir. Biletler tevzi edildikten sonra iki gün evvelden gazetelere verilecek ilânlarla numara sırasına göre tren veya vapurun hareket saati kendilerine bildirilecek, aîâka darlar da ellerindeki bu biletlarle vapur veya trene bineceklerdir. KUçUk hikâye Hasret şarkısı Kezzab naklederken Bahkpazarı iskelesine yanasık İsmail kaptana aid motörden kezzab cıkarmakta olan hamal Kemal ve Ali Rıza, cıkardıkları şişelerden birinin kırılması neticesi üzerlerine dükülen kezzabla muhtelif yerlerinden yanmışlardır. Kazavı müteakıb iki hamal, Cerrahpaşa hastanesine ka'dırılmı.'lardır. MUkerrem Kâmil Su Genc kadın, eski benliğine, lekelenmemiş gunlerine donmüş gibiydi. İçli ve pek masura bir görünüşü vardı. Suphi de derinden derine sarsıldığını hissedıyordu. Bu anda kendisini âdî bir çapkm, bir sefih, işe yaramaz bir insandan başka bir şey olarak kabul edemıyordu Manasız zevkler, ihtiraslar peşinde koş makla ne kazanıyordu? Karşısındakl kadına bakarken yüreği sızlamağa başladı. Şimdi ona acıyordu. Zaval'ının sonu ne olacakh? Bu geceden sonra yaşayışınds garib bir değişiklik oldu. İşinden çıktıktan sonra pansiyona dönüyor, yahud bir sinemaya giderek vakit geçırıyordu. O sesi, bir kaç kere daha dinlenıişti. Ve bir akşam gene radyo başında istasyonları karışürırken onunla karş'.lasıp bu garib heyecanmdan ve alâkasından manalar çıkarmağa başladı. Neticede bu sesin yeni hayatına hâkim olduğunu anladı. Birdenbire bu meçhul kadını yakından tanımak ihtiyacile sar^.ldı ve ertesi günden itibaren harekete geçti. Bütün uğraşmalarına rağmen fazla bir şey öğrenemedi. O, hakıki ismini vermiyen, yalnız yaşıyan, dürüst ve genc bir kadındı. Hiç bir gazete ve mecmuada resminin basılmasına müsaade etmiyordu. Haftanın iki günü onar dakika onu dinliyordu. İşinden çıkar çıkmaz odasma koşuyor, garib bir heyecan ve sabırsızlıkla beklemeğe başhyordu. Sonra döğmeyi çeviriyor ve gözlerini yumarak onu düşünmeğe koyuluyordu. Bir müddet sonra ona mektublar yağdırmağa başladı. Birdenbire doğan bu garib hissinden, kendisini tanımadığı halde nasıl sesine bağlandığmdan bah di? Ellnden hangi işler gelırdı' Kabi eğlence j'erlerinde dolaşıyordu. Mem . lijretlerini yoklamağı şimdiye kpdar ek. nundu. Bir zamanlar, güzelliği karşı hna bile getirmemişti. Fakat şimdi, ha smda derin bir zâfa duşerek bin türlü yatla, hayaün meçhul mücadeleleri ile fedakârhkkrla evlendıği karısını tamakarşı karşıya bulunmaktan gelen bir mile unutmuştu. ürkeklik İçinde ürpertıler geç'riyordu. Bir akşam pansiyontına çok genc. bu Birdenbire yüzü aydmland . Bir an hayata yeni atılmış gayet güzel bir ka. gözleri tath bir ışıkla yanıp söndü. Ko dınla gelmişti. Beraberce nefis bir sofcasının ve hattâ kendisinden başka kim ra hazırlamışlar. nes'e İçinde yiyip içisenin bilmediği bir şey vardı Ona baş yorlardı. Genc kadın radyoyu açtı. Az vuracak, muvaffak olursa. pek^lâ rahat sonra odayı içli, ezğili, yüreklerl ürperrahat yaşamak imkâmnı elde edecekti. ten bir ses doldurdu. Bir hasret şarkı. Bu, zayıf da olsa, gene bir şeyier vade. sını ne kadar da güzel okuyordu. Ikisi den bir ümiddi. Şukranın bu karanlık de bu meçhul kadının sesile adeta bügününde en küçük bır şey dahi olsa yulenmiş gıbiydiler. Gözlerinin önüne ona tutunmağa, güvenmeğe ilıtiyacı mermer havuzlarda tatlı şıpıltılar çıkavardı. • Şimdi daha oanh ve kuvvetîi bir rarak dokülen sular, ucsuz' bucaksız yollarda ne istediği ve aradıŞını bilmegörünüş hazırlanıyordu. Akşama doğru postaneden kocasına den dolaşan yanık ve yorgun ruhlu in. telefon etti. Bu kısa ve müphem bir sanlar geliyordu. Şarkılarla beraber ses de değişiyor, konuşma idi. Telefonun ötekı ucunda, yeni bir randevunun heyecanile çırpman uzak mesafelerde bir kadın varhğım segenc adam, sadece hiç bir sebeb gös sine bağlayarak bazan ıstırabm, hasretermeden karısının kendisini terkettiğini tin yakıcı gömleğine bürünüyor; bazan bulutsuz göklerde uçuyor, yükseliyordu. öğrenmişti. Suphının, artık gözünde en ufak bir Biraz sonra bu duygulu ses dindi. Müt değeri bile kalmaımş olan bu kadını hiş bir ,alkış tufanı başladı. Spiker, üç uzun boylu düşünmeğe ne vakti vardı, dakika sonra san'atkârm memleket türne tahammülü... Dudaklarını bükerek: külerinden ibaret kısma geçeceğini bil«Vız gelir» dedi. «Kendi düşen ağlamaz!» dirdi. Evlilik kayıdlarından resmî bir şekilKonseri başmdan takib edememişler de de kurtulduğunu anladığı gün derin di. Fakat şimdi bu içki sofrasını, hattâ bir nefes aldı. Her şey olup bitmişti. buraya niçin geldiklerini unutmuş gibi İçinde en küçük bir düğüm bile kalma radyoya bakıyorlardı. Halk türküleri dan kansından kurtulmuş oluyordu. başladı. Ezğili, kırık dökük, fakat her Yeniden bekâr hayatının baş döndüren titreyişinde ve yükselişinde, bin bir yüzevklerine, değişik heyecanlarına ka . reğin hüznünü, gözden gönüle akıb giden vuşmuştu. İsinden çıkar çıknıaz macera hislerin kudretini dile getirerek .. yaptığı kadınlardan birile buluşuyor, Şimdi bu manasız pansiyon odasında içiyor, geziyor, bazan sabahlara kadar Anadolunun adhirli dünyası uyanmıştı. ayakkabılar Ticaret Odasının tek tip halk ayakkabısı imalâtı için tetkikleri ilerilemiştir. Dün sabah Odada bu iş için deri fabrikatorları. Ayakkabıcılar cemiyeti, kooperatif, husus! firmalar ve Sümer Bank mümessilinin iştirakile bir toplantı vapıl mıştır. Ticaret Vekill Mümtaz Ökmenin şehrimizde bulunduğu esnada vakinen alâkadar olduğu ve direktifler verdiği bu mevzu üzerinde Ticaret Odası umumî kâtibi Cevad Düzenli izahat vermiş, bundan sonra bu meselenin tahakkuku imkânları muhtelif cephelerden tetkik olunmustur. Dünkü içtimada ilk hamlede1,000,000 çift halk tipi ayakkabı imali üzerinde tetkikler yapılmıştır. Halk tipi ayakkabı imalâtı basla dıktan sonra bütün diğes tirjler imalâtı duracaktır. Evvelâ erkekler için ve bilâhare kadmlar içm rîalk tipi ayakkabı imal olunacaktır. İçtimada deri fabrikalarile kun duracıların lstihsal kudretlerl üzerinde kâfi malumatı toplamaları ve tekrar içtima yapılması kararı verilerek nihayet verilmiştir.