18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Şubat 1941 CUMHURÎYET 1 Tek tip ekmek kararnamesi Gelip geçici bir hava aponyamn sulh lehinde mu tavassıt rolünü almak üzert yaptığı, yahud yapmayı tasavvur ettiği teklifin ciddi ve esaslı biı ınahiyeti haiz olmadığı sür'atle tavaz zuh etti. Meğer bütün mesele, Japonjanın Hindiçinî ile Tapland arasındaki ihtilufı bertaraf etmek hususunda esaslı ve şerefli bir rol ifa ettiğini anlatmak ve Japonyanın sulhcuhığunu tebarüz ettirmck için her tarafta bu rolü almaktan çekinmij eceğini izah eden umumî sözler söylemek ve temenniler izhar etmekten ibaretmiş. Japonya bu kadarla da fcalmıyarak daha ileriye de gitmiş olsaydı teşeb büsünün bu sırada müspet bir neticeye varamıyacağını dünkü yazımızda izah etmiştik. Nitekim yapılan yoklanıada mevsimin sulh değil, daha fazla harb mevsimi olduğunu göstermiş ve Büyük Okyanus tarafından csen sulh havasına askerî tedbirlere dair yeni haberler gelmeğe başlamıştır. İngiltere, Singapura karşı her hangi taarruza mukavemet için aldığı tedbirleri ileri götürmekte ve Japon donanmasının cenubî Çin sularında dolaş masmdan şüphelendiğini göstermektedir. Amerika, Singapurun her hangi bir taarruza uğramasına mukabele için, yani Japonya ile harbe girmek için hazırlıklar yapıyor ve pasifikteki donanmasuu takviye ediyor. Fakat bu haberlere bakıp, Japonya ile Amerika ve İngiltere arasında bir harbin kopmak iizere olduğuna hükmet mek doğru değildir. Fakat vaziyet her tarafın azamî derecede uyanık ve hazırlıklı olmasını icab etmekte ve her taraf, gafil avlanmak niyetinde olmadığım, bilâkis her ihtimali hesablayarak tedbir aldığinı gostermektedir. Bunun sebebi, Japonyanın mihver devletlerine karsı bir takım taahhüdlere giri.şmiş olduğudur ve mihverin bu sırada bu taahhüdlerin tatbikından istifade etmek istemesi ihtimalidir. Bu ihtimal, her tarah şüpheye düşürmckte ve bu şüphenin doğurduğu gerginlik ihtijatlı davranmayı istilzam etmektedir. İngiltereye muvasalat eden Avustralya Başvekili Mister Menzes de vaziyeü izah ederken «bütün emelimiz pasifikte sulhun devamıdır. bununla berabeı Singapuru tahkim etmemiz, ne kimseye meydan okumak, ne de bir taarruzdan korkmak mahiyetindedir. Belki, mes'uHyetimizi müdrik olmamızın ifadesidir. demekle vaziyeti aydınlatmış ve her ihtimale karşı hazır olmanın bir .mes'uUyet» işi olduğunu tebarüz ettirmiştir. Pasifikteki son vaziyet bu merkezdeftir. Dit ve edebiyat davası Jse/er/?râş/ndt Taklid J 3 şehirde fiatlar? Belediye Meclisi tarafından tespit olunacak Ankara 21 (Telefonla) Tek tip ekmek çı'^arılması, francala imalâtının tahdidi ve buğdaya karıştırılacak çavdar nispeti hakkmdaki kararname bugünden itibaren meriycte konuldu. Esaslarını bildiri yorum: 1 Ankara, İstanbul ve İzmir şehirleri belediye hududlan dahilinde yalnız ecnebi maddesi çıkmış yüz kilo buğdaydan 84, 86 kilo arasmda un alınacak surette tek tip olarak imal edilen unlarla bu unlardan yapılan ekmekler istihlâk olunur. 2 Yukarıda yazılı unların imaIinde kullaınlacak buğday harmanlarma bu harmanlarm asıllarmda mevcud çavdarla birlikte azami yüzde 15 1 geçmiyecek nispette çavdar katılır Bu nispet Toprak Mahsulleri Ofisince verilecek cavdar ların miktarile mukayyeddir. ! Ankara, İstanbul, İzmir şehirleri Belediye hududlan içindeki ve buğdayı koruma karşılığı ka nuınarının bazı maddelerini değişLiren kanun hükümlerine tâbi değirmenler gerek bu şehirlerin ve gerek diğer mahallerin ihtiyacları çin birinci maddede yazılı tipten gayri un imal ve bunları satış ve stihlâke arzedemiyecekleri gibi bu şehirlerin ihtiyacını temine iştlrak den başka yerlerdeki degirmenlerin imal ettikleri bu tipten gayri unların da bu şehirlere ithali memnudur. 4 Bu şehirlerin francala ve sair htiyacları için muktazi daha aşağı andımanlı unlar Ticaret Vekâle ir.ee tespit edilecek miktarda ol mak üzere Toprak Mahsulleri Ofisi arafuıdan hazırlanır. hallerde satı§ ve Istihlâke arzolu nur. 5 Gerek 84 86 randımanlı unlardan mamul ekmekler, gerek francala ve diğer maddelerin fiatları bu unların imalinde kullanılacak buğdayların 7'14714 numaralı kararnamede münderic azamî fiatları tecavüz edilmemek üzere Fiat Murakabe komisyonlarınca tayin olunacak un fiatlan ve bu unlar dan elde edilmesi mümkün ekmek ve diğer maddelerin miktarları gözönünde tutularak imal masrafları ve normal kâr miktan ilâvesl suretile Belediye Meclisi ve Daimî Encümenleri tarafından tespit olunur. Kararnamer.in muvakkat mad desi de şudur: «Bu kararm mer'lyete girdiği tarihte Ankara, İstanbul, İzmir şe hirleri Belediye hududlan dahilinde bulunan ve yukarıda 3 üncü maddede zikredilen vasıfları haiz değirmenlerle bu şehirlerdeki bilu mum fırmlar ellerinde mevcud unlan bir beyanname ile beledivelere bildireceklerdir. Bu unların tama men saıf ve Lstihlâki belediyelerce teminden sonra bu kararm birinci maddesindeki hükümler tatbik olunacaktır> İstanbul tebligat bekleyor Tek tip ekmek imali hakkında kararname henüz İstanbul Vilâyetine tebliğ edilmemiştir. Yüzde on beş çavdarla karışık olarak imal edilecek olan bu ekmeğin 9 1 0 kuruşa saMibileceği anlaşılmaktadır. Ek mekçiler cemiyeti reisi bugün Beediyeye davet edilerek bu hususta kcndisile görüşülecektir. Vali ve Beîediye reisi Lutfi Kırdar dün bir muharirrimize: «Ucuz ekmek imal edilecektir. Tebligata inizar ediyonız; gelir gelmez hemen atbikata giriseceğiz» demiştir. Tiirklüğün hakkı Türkçemizi, türkçe olmıyan kelimelerden ne raddeye kadar tasfiye edeceğiz ve türkçemizde, türkçe olmıyan kelimeltrin ne kadarını bırakacağız? Dil davasının siklet merkezi ve mihveri buradadır. Dilimize zenginlik veriyor diye bütün yabancı kelimeleri bırakahm mı, yoksa dilimize yabancılık veriyor diye bütün o kelimeleri atalım mı? Meseleyi böyle iki uclu ve iki kutublu olarak ortaya korsak ,ikisinde de aldanırız. DUden ne bütün yabancı kelimeleri topyekun atmaya imkân, ne de onların hepsini bırakmaya lüzum var. Mesele iki ucun birinde değil ortasında. Hakikatin «bütün» ü iki tarafta da olmadığma göre iki taraf ta tam hakh olamıyor. Çünkü karşımızda iki büyük hakikat yükselmektedir: Biri bin yıldan önceki Türk milleti. diğeri bin yıldanberiki Türk milleti. Biz ya yalnız öteki, ya yalnız beriki olaydık hak ta bir olacaktı. Hakikat madem ki ikidir, iki hakka da boyun eğeceğiz. Birinci hak, yani Türklüğün hakkı, bizim kök itibarile Orta Asyadan gelme bir ırk ve türkçenin kendi başına anadil olmasından ileri geliyor. Anadil. esas dil, kendi bünyesini kendi başma yapan dil. Bugünkü belli başlı Avrupa millstlerinin dilleri ise «teşekkül dili» dir. Onlar şöyle böyle dokuz on asırlık bir mazi içinde, muhtelif dil unsurlarının birleşmesile meydana geldiler. Meselâ fransızca mahallî Goluva dilile Lâtin ve Cermen unsurlarından terekküb ederek, birkaç asırlık bir tekemmülden sonra ancak on beşinci asırda esas simasını buluyor. İngilizce bu bakımdan daha tipikmis. Halbuki türkçe başlı başma anadil. Onun için baslangıcı malum değil. Tarih yokken türkçe vardı. Türkçecilik hakkı; bu hak ezelidir. 3 Bizim bin yıllık medrese kültürü, islâm iskolâstıği içinde, din kudsiyetile kendini islâmdan önceki varlığından büsbütün ayırmış, arabcayı sadece bir dünya dili değil, ayni zamanda Allah <ı.«nı« uılllllllllüllllllllllllllllllllllUllllllilllllllllllıi""'"" dili bildiği için her şeye takdimen onu öğrenmeği ilmin temeli telâkki ederek, gözleri perdeleyen bu iskolâstik gaflet iie artık Türkü de, türkçeyi de r göremez olmuştu. Türk ve türkçe; ne milleti dilinden, ne dili milletinden ayırabiliriz; Türkü görmediğimiz içindir ;i türkçeyi göremiyorduk. Türkü görmemek... Kur'anda «Tevbe» uresinin 40 ıncı ayeti Arablara hita}en şöyle der: «Eğer siz emrolunduunuz gazaya çıkmazsamz Allah sizi azabı elün ile tazib edecek ve sizin Moskova 21 (aa.) Havas: KoAnkara 21 (Telefonla) Buerinize sizden olmıyan başka bir münist partisinin 18 inci kongresi günlerde memleketimize gelecek Ortaşarkta: •avmi ikame edecektir. Ve bu başka mesaisini bitirmiştir. Bu kongre olan 300 pamuk ekme makinesi, avmin vasıfları «Maide» suresinin b" İngilterenin eski HarLiye Nazın ve iovyetı.er Birliğinin siyasi tekâmüZiraat Vekâleti tarafından maei ayetinde şöyle gösteriliyor: <Allah şimdiki Hariciye Nazırı Mister Eden ile ünde birinci derecede ehemmiyeti lıyet fiatile pamuk müstahsilleakında öyle bir millet getirecektir ki İngiltere Genelkurmay reisi Gencral tıaiz bir dönüm noktası teşkil ederine satılacaktır. Yeniden sipariş Mlah onları sever, onlar da Allahı seDill'in bu sırada Mısıra gitmeleri her :ektir. Kongrenin mesaisi umumi edilmiş olan selektörler de Adaerler. Onlar müminlere karşı mütehalde ehemmiyeti haiz bir hâdisedir. »larak şöyle hulâsa edilebilir: na, Tarsus, Ceyhan, Mersin, Osazı ve kâfirlere karşı kahredicidirMister Eden, Mısır vaziyetinin tehlikemaniye, Reyhaniye, Aydın, Maİktısaaî sahada: Memleketin iser.» li sayıldığı günlerde de Mısıra gitmiş ve ihsal plânlarının harb ekonomisinisa, Salihli, Torbalı, Tire, Meİslâmlığı muhafaza için Arabm yenrada uzun bir müddet kalarak bir ta ,e göre yeniden tanzimi. nemen, Bergama, Denizli, Balıkeine ikame olunacak bu «başka kavim» kım tedbirlerle meşgul olmuştu. Bu tedsir, Gazianteb, Antalya, Malatİçtimai sahada: Fen adamlarile imdir? Asırlarca islâm milletlerinde birlerin verdiği netice, çok parlak oldu. ya. ve Nazilli pamuk çiftliklerine ütün müfessirler bu kavmi aradılar. Mısır tehlikeden kurtulmuş, Mısın istilâ .melenin meslekî kıymelterinin, ter tevzi olunacaktır. Cimi «Arablar» dedi, halbuki ayet açık, için yürümeleri beklenen İtalyanlar, Mı "ileri için yegâne esas tutulması ırensipinin kabulü. sizden başka bir kavim> deniyor. Ki6tr hududundan Libyanın içlerine atıl Bu yeni kararlar bittabl bazı temi «Müşrikler>, kimi «Bizanslılar» demış ve Ubyanın yarısını teşkil eden Sii, halbuki ayet gene açık. bu kavim ranika İngilizler tarafından zaptedilmiş, >eddülleri intaç edecektir. Esasen müslümandır. Kimi «melekler» dedi, bundan başka İtalyanın Afrikadaki bü ;ongre bu hususta yolu açmış buıu büsbütün gülünc, melek kavim otün topraklarına karşı geniş bir taar lunmaktadır. Nitekim vaktile mü mu? En kolay bulunması lâzımruza geçilmiş ve İtalyan İmparatorluğu tıim rol oynamıs bazı şahsiyetierin ;elen bu kavim asırlarca ve asırlarca nu tehdid eden bir vaziyet hasıl ol lartinin merkezî komitesinden ihir türlü bulunamıyor: On birinci amuştur. •acı takarrür etmiştir ki bunlar anrdanberi bütün islâm tarihi bu kavBundan başka İngilterenin Yunanis •asında Litvinofla Lihaçef de bumin kim olduğunu haykırıp durduğu tana yardun bakımından aldığı vaziyet [unmaktadır. Diğer taraftan ara alde. Londra 21 (a.a.) Londradaki vardır ki, o da çok mühim neticeler arında tayyare sanayii halk komiPolonya kaynaklarmdan veriien ma vermiş ve harbi Yunan topraklanndan jeri aganovic de bulunan bir çok Nihayet 17 nci asırda Vanî Mehmed sahra Efendi hakikati haykırarak «AraisülArnavudluk topraklannin içlerine nak haik komiserleri hâdlselerden ders lumata göre, Alman askeri pıiL=i emrinde çalışan General Ro Cur'an» isimli tefsirinde asırlardanberi letmiştir. Imağa davet edilmişlerdir. Aksi İtalyaya karsı yapılan bn harbi artık akdirde mevkilerini kaybedecekleri ettig'in Alman polisile süâhlı Po ıütün müslüman âlemine hâkim olan lonya çeteleri arasında vukua gelen u başka kavmin cArab kavmine mubir neticeye bağlamak için almacak :endilerine ihsas edilmiştir. bir musademede kalbinden yarala :ayereti tamme ile mugayir olan Türk tedbirleri yerinde tetkik etmek her narak öldüğü teyid edilmketedir. Eavmi» olduğunu ilân etti.(l). Ooh halde çok faydalı olacağı iein İngiltere sasen Polonyada neşredilmekte olan ;eç te olsa ve bir kişi de olsa gene Genelkurmay reisi General Dill ile harb I.eh gazeteleri Polonyalılarm gittik lakikati görüp söyleyen olmuş diye kabinesinin en mühim azasından biri çe şiddetlenen mukavemetini kabul evinmeyiniz. Bütün medrese âleminde bu sırada Mısıra gitmpk mecburiyetini etmek tedirler. ir kızılca kıyamet kopuyor: Mehmed hissetmişlerdir .Her halde İnsjilterenin Dublir 21 (a.a.) Röyter: Debundan sonra Ortasarkta yaparağı harDeutsche Rundschau'nun haber Efendiyi. o büyük şerefi Türke vervaleıa, dün İrlanda meb'usan mecbin istikbali bu Mısır göriismeleri sıraverdiğine nazaran Bromberg civa mekle is'.âm ümmetleri arasına tefrika lisinde, bir suaie cevaben yaptığı sında takarrür edecek. belki de bu harrmda Tuchola ormanında, şiddetli rakan bir kundakçı gibi gördüler. Ah. beyanatta, Ahnan oldukları tespit bi hızlandıracak ve şümvllü netkeler çarpışmalar vuku bulmuştur. Bu hakikati göreni bile göremiyecek kaedilen tayyarelerin İrlanda vapur ahnmapını temin edecek tedbirler ahormana çekilen Polonya as^erleri dar kendimize karşı körüz. larına karşı hare^etlerini tenkid etnacaktır. ' müsellâh çeteler teşkil ederek şimTürkü görmesek gene neyse. Görmiş ve demiştir ki: di açıktan açığa mukavemet edi Mister Eden'in M<«ın geçen defaki 7İ< 1939 eylulündenberi 8 İrlanda yorlar. Merkezi Polonyada Polon memekten başka bir de tersine eördük. yareti esnaimda, M"ır karanlık bir Taşköprülüzadenin «Mevzuatülulum. buhran icinrfeydi. Bu defpki zivareti ise vapuruna hücum edilmiştir. Bu va yalılarla vukua gelen çarpışmalar unda Farabiden bahsedilirken şöyle Misın bütün k^TİnılarmHan kurtıılmu* purlardan iki tanesine ikişer hü da son aylar içinde 44 Alman as denir: (S. 315). «Evvel halinde bir ©l'jrîik buluvor. Bu nerice hi»1 süphe vok cum yapıimıştır. Bu suretle hücum kerî poiisi öldürülmüştür. merdi Türkî idi.» Çünkü Farabi gencki ırHMakbel kararlan tayine yardım adedi, 10 a baliğ olmaktadır. Bu seiğinde türkçeden başka bir dil ve bir kiz vapurdan dördü batırılmıştır. edecektir. ey bilnıiyen bir cahilmiş. Fskat TürMürettebattan 20 kişi ölmüş. 7 kişi kistandan Bağdada gelince, bir dilsizin yaralanmıştır. Bu dört vapurdan apansız dili açılması gibi, arabcadan başka ayrıca üç vapur mayine çarLondra 21 (a.a.) Amirallık da başlayarak yunanca, ibranice, farsça. parak, diğer iki vapur da meçhul iresinden tebliğ edilmiştir: süryanice diye bir sürü dilleri ve bü sc'oebler dolayısile batmıştır. Bir İngili? denizaltısı, Norveç sn :ün ilimleri öğrenivermiş. Onun icin İrlanda ticaret gemilerine yapı larmda. jAlman kontrolu altmda bu «evvel halinde bir merdi Türkî idi lan 10 hücumdan dördü. İrlanda sa lunan bir Norveç gemisini batır demek «Delikanlı iken koyu cahildi» Vicny 21 (a.a) D. N. B. Bugün hilinden azami 20 yahut 30 mil a mıştır. İngiliz tahtelbahiri evvelâ demek oluyor! kaptanmı mürettebatile Vak'alarm Norveç öğleden sonra nazırlar meclisi Ma çıkta vııkua gelmistir. Ya medrese kültürünün malısın bazısmda hücum eden tayyarelerin brili'.ste gemiyi terke davet etmiştir reşal Fctain'in riyaseti altında topKaptan, İngiilz tahtelbahir kuman Türk görünmekten kurtuldun: ya medAlman tayyareleri olduğu tespit elanmıştır. danma teşekkür ederek bu emri ye rese kültürünün dışındasın, yani Türk İyi malumat aian mshfillerde dilmiştir.» rine getirmistir. Ancak tahlisiye kaldın. Türk «koyu cahil» manasmı bildirildiğine göre, kabinede derpiş sandallan uzaklaştıktan sonradır eeldiği icindir ki Nef'î: e^il^n değ>ikliklerle iktısadî ve ki, İngiliz tahtelbahri vazifesini ifa Turke Hak çcjmei ir/anı haram ettnali rr.eselelerle alâkadar nezaretetmiştir. miştir lerin yeniden teş'ilâtlandırılması Dedi; ve Bakî eski imlâdaki yazılım?vzuu teşkil etmiştir. Ajmer «Hindistan» 21 (a.a.) Denizyollarile Limanlar idaşmdan istifade ile hem «terk» hem Almanîar Laval gelmedikçe A^mer'de kadmlar tarafından ter resinin birleştirileceği Türk» okunmak üzere: rahat etmiyecekler tib edılen bir konferansta 5000 Türk ehlinin ey hâce biraz bâjı kadoğru değil Nevyoık 21 (a.a.) Vichy'den bu Hindli kadın yüzlerini örten peçebadır raya gelen haberlere göre, Amiral leri alenen çıkarmış ve bir daha Ankara 21 (a.a.) Münakalât Türkü görmeyince türkçeyi de göDarianın Pariste yaptığı müzakere örtmiyeceklerini bildirmişlerdir. Ev Vekâletinden bildirilmiştir: remiyeceğimiz tabiî olduğundandır k ler beklenilen neticeyi vermemiştir velâ konftrsnsa riyaset etmekte oSon günlerde bazı istanbul gaze divan nazmının teknik ustalarından Filhaküa Fransız Alman müna • lan Bayan Satyavati taşıdığı peçe telerinde E>evlet Denizyolları ve olan Sümbülzade Vehbi şiir ankasmın açmış. Devlet Limanları İşletme umum yük?ek göklere doğru uçabilmesi için fç'oetlerinin yeniden normal bir şe hayatında ilk defa olarak seWide tesisi isteniliyordu. Bu, o bunu müteakıb diğer azalar peçe müdürlüklerinin tekrar bir idare al arabî ve farisiden iki büyük kanad lerini çıkarmışlardır. iamamıslır. tında birleştirileceğine dair haber bulunması icab ettiğini sövlemek su Aîmanlarıp, işgal altmda bulunan ler görülmektedir. Bu haberler ta retile türkçeyi takma kanadlı bir kuşa Bir Bıflgar Yugoslav topraklarla diğer Fransız topraklan manven yanlı^tır. Hizmet mevzular döndürmüştü: arasındaki hudud kontroluntt şid paktma doğru ayrı olan bu iki idarenin birleştiril Fnrsiden arabiden iJct şehbal ister det'.endirmişlerdir. Bu suretle Al Budapeşte 21 (a.a.) «Stefani> Uj nıesi değil, Münakalât Vekâletinc Tâki pcrvazı bülend eyliye anUay manlar memnuniyetsizliklerini göstüha Nerr.zed gazetesinin Zagreb muhabiri ancak bu günün ihtiyaelarına v te meye başlamışlardır. Yalnız divan devrinde değil da nin bildirdiğine göre, yakında, Türk yarının inkişaflartna vefa edecek Öyle zannediliyor ki, Berlin, Lakemale getirilmelerini temin ede (*) İlk yazılar 15, 19 şubat tarihli val tatmin edilmedikçe müzakere Balgar dekîarasyonuna müşabih biı cek tedbir ve tertibler alınmakta Bulgar Yugoslav deklara=yonu imzaüshal^rnTiiyrla çlkuuştlT. lere tetoar başlamaktan imtina dır. lanacakür. Francalalar her bir şehrin beledıyesince ihtiyaca göre tayin ediecek fırınlarda yapılır ve gene beediyelerin tayin edecekleri ma Komünist partisinde 300 p a m u k ^ ekme makinesi"^ değişiklikler Litvinof gibi bazı eski Bu günlerde gelerek azalar, merkezî komi maliyet fiatına müsteden çıkarılacaklar tahsile verilecek Polonyada Leh çeteleri, muhtelif yerlerde Almanlarla çarpışıyorlar Almanîar 9 İrlanda vapuru batırmışlar Almanya emrindeki bir Norveç gemisi batırıldı Vicky kabinesi yenr'en cfcğişecek Kind kadinları peçeyî atıyorlar! urada burada dolaşıyor; biı zavallı var. (Şarlo) nun tak^. lidini yapıyor. Şarlo'nun deDava ile ortaya atılan Ziya Gök ğil Şarlo'yu taklid edenlerin taklidini Alpları, Ömer Seyfeddinleri, hattâ A yapıyor. Çoluk çocuk hep peşinde. O da ka Gündüzleri bırakalım; fakat meşru pek memnun! Yavrular birbirine göstetiyet edebiyatmdanberi davasız yazan riyorlar: Şarloya bak! Şarlo'ya! diye baHalide Edib, Yakub Kadri, Refik Halid, Falih Rıfkı; daha beriye gelince, Re ğırışıyorlar. dünkü meşrutiyete kadar lugat demek şad Nuri, Peyami Safa ve hecenin beş Beriki de onlarla sinema tercümele arabca ve farsça demekti. Türkçe lu şairi: Orhan Seyfi, Yusuf Ziya, Enis rindeki lisanla görüşüyor: gat değil kelimedir. Bu, anadil clduğu Behic, Halid Fahri, Faruk Nafiz... Bü Dostum nasılsın? ' için medrese ve mektebde öğrenümez tün o nasirlerle bu şairler ki cild cild Ve buna karşı guya cevab verilmiş Bundan dolayı türkçe bilmek hüner eser verdiler, bütün yazılanna bakınız; de kendisine de hal hatır sorulmuş gibi sayılmıyor. Türkçe kelimeleri cehidie ab, afitab, ebr, senk, bahr... cinsinden arkasından: değil kendiliğinden öğrendiğimiz için bir tane kelime bulamazsınız. MeşruSon heceyi uzatarak: bu öğrenişin kıymeti yok. Lugat ki tiyet edebiyatının bütün zevkli ka Ben, mükemmel! diyor. tablarma türkçe kelimelerm alınmayış: lemleri sadece uafet terkibini kullanElinde ince bastonu, başında mahud bundandı. Üç şark dilini en iyi bilen mayıverince o cinsten binlerle ve bin siyah mölon şapkası, ayağında ucu uzun erden Muallim Naci bile meşhur lu lerle kelime, koltuk değnekleri alınmış postallarile ve sırtında kuyruğu kesik gatine yalnız arabî ve farisî kelimeleri mefluclar gibi, kendiliklerinden yerlere bonjurile ne de şirin şey haspa!. aldı. Bu lugatlere alınan bütün o ke seriliverdi. Adamcağız bu taklide o kadar kendini imeleri lisanımıza mal olmuş sanıyorÜstadımız Halid Ziyanın «Mai ve vermiş ki; çoluk, çocuk: duk. Evet sanıyor ve aldamyorduk. Şarlo! diye bağırdıklan zaman Siyah» ında Ahmed Cemil kelimelerin Ab, afitab, ebr, senk, bahr, derya, kendi manalarından başka bir de sada kendine alınıp cevab veriyor. Ne m a ' eyl, ruz, asiyab... Bu cinsten binlerle manaları olduğunu söyler. Fakat misal sum kalpazanlık! Aldatan da memnun, e binlerle kelime o lugatleri doldurur. ftctirdiği kelimeler hep Arab ve Ac?m aldanan da... Bile bile lâdes! Bunlar lugatlere girdiler, kamuslara lueatleridir: «Naliş» te mahzun bir eda. Bu basit taklidin peşine küçük büyük girdiler, nazımlara, nesirlere girdil'îr • pervaz» da uçan bir ahenk var. «Bah bu kadar adam takmasuun hüneri muakat dilimize girmediler. Girmedikler: ri sâkin» denemez, «deryayı sâkin» kallidde değil, Şarlo'dadır. undan bellidir: Asırlardanberi bu mıl denir. Çünkü «bahr» kelimesi sert, Bu büyük artist eserlerile o kadar poet. hem de softasır.dan şeyhülislâmına ıderya» ise sükunetli... Gene görünüp püler olmuştur ki mukallidleri ve muicadar en koyu medresecileri de d:>.lıil şenc kaybolan Ahmed Cemil sağ ol kallîdlerinin mukallidleri bile o sevimiilduğu halde meselâ «bana bir bardak saydı artık böyle söyliyemezdi. Çün likten pay ahyorlar. b ver», «ebrden yağmur yağıyor», «şu kü kendisini yaratan Halid Ziya, son Yoksa biz sade Şarlo'nun mukallidi senkler ne büyük», tbu leyl uyuya yıllardaki yeni san'atmda yabancı iza miyiz? madım», «bahrde dalga var», «bizim fetleri attığı için, «İhtiyar Dost», «Onu İçimizde ne aslan taklidi, ne tilki takasiyab iyi un öğütüyor» demedi ve gü Beklerken», dört cildlik «Kırk Yıl» lidi, ne kuzu taklidi ve ne havacıva takünc olmadan diyemezdi de. gibi eserlerinde bu cins kelimelerden lidi yapanlar var. Bana sorarsanız hepimiz hayatta pek Dilde konuşulmıyan ve konuşulamı bir tanesini bile kullanmadı ve bundan şu harikalı netice çıktı: Eski, yani gene az nispette orijinaliz! Çoğumuzun görüşan kelimeler dile girmemiş demektir. mesine sık sık tesiri altında kalmadığıBöylelerüıin dile girmeyişlerini anla Halid Ziyanın üslubu daha yaşh k için elimizde şaşmaz bir ölçü var: simdiki Halid Ziyanınki ise daha genc mız Idmselerin jest ve ifadeleri siner. (Mutfakta kalmış yemeğe is kokusu Tek başlarına yaşayamayışları. Fvet dir Edebiyatımızın yabancı izafetleri a sindiği gibi). ek başlarına kullanıhnca ölü olan o Fikirlerimiz hiç şüphesiz ekseri yaelimeler izafetlendikleri zaman birden tıvermekle yaptığı işin azametine badiriliveriyorlar. âbı revan, ebri nisan. kınız ki «Lueati Naci» deki kelime zılarını okuduğumuz müelliflerin tadma ienki ibret, leyli matem, bahri zah lerin onda dokuzu, patırdısız gürültü çalar. Üslubumuz ise şnuru, gayrişuuru besüz kendiliğinden yıkılıp gitti. Dil işnar, asiyabı devlet... lerini konuşurken her şeyden önce e ğendiğimiz muharrirlerinkine kaçar. Demek o kelimelerin yaşayışları ken debiyatimızın türkçeye yaptığı bu büGiyira kuşama meraklı isen ya bir; iliklerinden değil kaide yüzündennıiş vük hizmet önünde hürmetle eğilme sinema artisti, ya bir İngiliz Nazınnın e demek di! meselesinde kelimeden liyiz. Bu hizmet lisanımızm en büvük kıyafetini meşk alırız. nce kaide işini halletmek lâzımmış. tasfiye ameliyesidir Rivayet ederler ki; İngilterede bıyık ve bu ameliye Dilimizin osmanlıca oluşu ecnebi ka türkçenin en mes'ud mazhariyeti oldu traş etme modası Kraliçe Viktorya'nın delerinin bulunuşundandır; kaideyi at Dil işini dilcilerin işi sanmamalı. İste saltanatile başlamış. mak osmanlıcayı atmaktır. Arab ve en geniş çaptaki misalile gördük. edeBir vakitler pek makbul olan uclan ars hâkimiyeti dilimize kendi kaide biyatın attığını dil tutamaz ve edebi havada bıyık, Alman İmparatoru Vilhelmin saltanat modası olduğu gibi. ;rile pelmelerinden doğuyor. Türkje yatın tuttuğu dilin "îalıdır. in istiklâli de o kaideleri atmakla oAltı üstü alınmış kaş bıyıklar, ilk İsmafl HABİB acak, her şeyden önce kaide işinin lânse eden merhum Duglas Fairbancs'ın lalli. Bunu meşrutiyet Türkçülüğü ve (1) Bu mühim mesele hakkında fazla adını almamış mıdır? meşrutiyet edebiyatı hallerti: Türkçü afsilât için «Avrupa Edebiyatı ve Biz> Eski den giyilen Aziziye fesleri Sultan ük onun esaslarını göstermiş, edebiyat ısimli yeni eserimize bakılması. S. Aziziıı kabı, mabeyn renkleri de saray küpü değil mi idiler? tatbikatını yapmıştı. 251 253. Hiç sür'at koşusu seyretmediniz mi? Atletler koşuya çıkarken tazıyı taklid ederler. Musikide eda, hocadan talebeye intikal eder. (Buna ağır da derler) ki taklidden başka nedir? Taklid deyince meddab dediğimiz mu(Baştarafı 1 ind uhifede) kallidlerin hatıra gelmemesi mümkün mî kâtibi Ömer Koç demiştir ki: değildir. • Valinin riyaseti altında yapılan Hatırımdadır. Bir gün Naşidle göriifBasmakaleden devam] toplantıda İstanbula bol et temini üşüyordum ben artık kremid taklidi Jerinde bir kat'iyetle emin olmadıkça zerinde görüştük ve bu hususta ka yapıyorum, dedi ve sebebini izah etti: aponyanın şimdild mevcudiyeü bakı arlar verildi. Perakendeci kasablaıın Çünkü ne taklidi yapsam arkasınirazını mucib olan koyun etinin ki dan (arkadaşlarını göstererek) bunların ından hayatî bir zarurete istinad etmiycn böyle bir maceraya atılması ha osunda verilecek kâr nispeti üzerın hepsi ayni taklidi yapıyorlar. Artık bıklikaten muhal denilecek kadar zordur. e de bir formül bulundu. Toptar.cılara tım. kendi taklidimi dinlemekten . Halbuki Avrupa harbi simdiki rere oyun etinin kilosunda (tek koyunda) Ben iyi şeyin taklidine taraftarun, fa(çift koyunda) 10 kuruş verilecek kat iyi taklidine. Frenklerin singer deanını takib ederek Amerika kafijetle dikleri maskaraca taklide yeltenilmesine Mnimsediği Anglo Sakson davabinı ınüafaa azminde terakki ettikçe günün İstanbula gelmek üzere yolda epey değil. irinde Fasifik ve Uzakşark i^lerinin oyun bulunduğu öğrenildi, Bunun Hâlâ künhünü anhyamadığım bir hoca e simdi Japonyada korku ile karşıin esssen bugün dahi pek fazla ol sözü vardır: Mukallidin imanında şüphe varanmağa başladığında şüphe olmıyan mıyan koyun azlığı zail olacaktır. dır. derler. lusademelere müncer olacağında şüpKasabların bir müracaati Bu şünhe heyi taklid edenin neyo yoktur. Talihin garib cilvesine baBazı perakendeci kasablar dün fiat imanına karsı izhar ediliyor acaba! Bakınız ki Japonyanın olaııca maharet kııvverile teşvik ettiği Avrupa har murakabe bürosuna müracaatla toptan na sorarsanız meşkmı iyi seçip iyi ların kendilerine lâzımgelen kan ver taklid edenler hayatta muvaffak olurlar. •i düne dolaşa Japonya için hir ölüm irim harbi halinde kendi karşısına çı ıediğini, faturaları yanlış tanzim etB. FELEK ıklerini iddia etmişlerdir. Bu iddıa ;acak bir tehlike olmak istidaıllarını östeımeğe başlamış bulunuyor. Eiz Ja zerine hemen fiat murakabe bürosu »n Hariciye Nazırı Matsuoka'nın asablardan hangi toptancıların bunu İngiliz Hariciye Nazıruıa gönderdiği aptığını öğrenmek istemiş fakat kaulh mesajında samimi olduğuna daha ablar isim vermemişlerdir. Bunun üyapılmış. ziyadc ihtimal veriyoruz. Japonya tıfuk erine mezbahada tetkikler kendisini tehdid eden kara hulutla asablardan faturalar istenmiş, fakat rın uclaruıı görmüştür. Şimdilik haylı u şekilde bir vaziyete tesadüf edilezakta olan bu fırtına zamanla Japon memiştir. Diğer taraftan et fiatlan ve Voyun dalannın altlarını üstlerine getirecek miktarı hakkında malumat istenen biriddetli tayfunlara inkılâb edebilir. Bu bakımdan Avrupadaki harb va ;ok vilâyetler dün telgrafla malüınat ziyeti ki buna Afrika da dahildir ermiştir. Madrid 21 (a.a.) İspanyol matJzaksarktakinden farklı değildir. Harb Valinin beyanah buatmda çıkan bir habere göre, lurada da suya dayanmıştır. Bu sıı ne Bundan sonra gördüğümüz Vali vo Berlinde meshur Dusseldorf cana«rs;dan karşıya sahilleri görünen Manş Belediye Reisimiz de şunları söylemiş varma benzlyen bir adam çıkmıştır. cııizi, ne de küçük Akdeniı havvzuCinayetlerini gece işliyen katil dur. Bu su, kürenin dörtte ürünü kap ir: « Kasabları, celeMeri, hayvan bor hüviyetinin teşhisine yarayacak hiç layan ve karalan, kıt'alan sunsıkı saran koca Okyanuslardur ki bu adeta sası komiserıni davet ettim. Kendile bir iz bırakmamaktadır. Canavar hududsuz ma>i âlemine nispetle Manş ile görüştüm. Bu görüşmede yalnız bu sırada esasen çok tenha olan Akdeniz ancak birer avuclıık şey iat murakabe komisyonunca 70, 75, 80 Bprlln yeraltı tünellerinde gece sekuruş olmak üzere karaman, dağlıc yahat etmekte ve tren iki yeraltı ler rayılır. e kıvucık için vazedilen narkm tat seyahati arasmda acıkta geçerken RBhver devletlerince Uzakşarkta yük ııkını değil, ayni zamanda etin bu fi o sırada bir kadınla vagonda yalseltilecek Japon tehdidile Amerikanın atlardan daha ucuza satılması, meselâ nız fcaimıs bulunuyorsa. karanlık kadını belJd dünya harbi haricinde bırakıla iatlarda beş kuruş daha tenzilât ya tan bilistifade yaklasarak fırlatmaktadır. bileceği umulmuştu. Olmadı. Belld tam >ılması imkânlarını da tetkik ettim. trenden bosluğa ersi oldu. Yenidünya Japon tehdklin Hakikaten anladık ki bu carkı şimdi simdiye kadar 4 kadm bu suretle den hakh bir hiddete düşerek bUlün ik daha ziyade indirmek imkâıu yok öldürülmüştür. Bu kadının verdiği tur. Yalnız murakabe komisyonunun ifade savesinde evvelki dört cinabütün ayaklanmak yolunu tuttu. Avrupada İngiliz adalannuı istilâsı te koyduğu nark aynen tatbık edilecek vtti örten esrar perdesi aydmlan mıstır. Karanlıkta kadm caninin şebbüsü hâlâ plân halinde mevcud kalır ir. Kasablar da on kuruş yerine bazı satışlarda yedi kuruş kâra muvafakat vü'ünü teşhis edememiştir. ken İngilterenin Akdenizde zorluklara I 1 uğratılması ve belki Akdeniiden çıkmağa ettiler. Yoldaki müvaredat gelmek üzeredir. Bol et temin edilmiştir.> cbar edilmesi düşünülüyor. Bu hedef Yazan İsmail Habib En kuvvetü koz: Denizler hâkimiyeti! Bol koyun eti temin ediliyor Yeni bir Dusoldcrrf canavarı tiiredi! Kadinları trenden aşağı atan caninin izî henüz bulunamadı ere varmak için mihverin dayandığı kuvvetler bilhassa hava ve denizalt kuvvetleridir. Fransa ile bir türlü halledilemiyen ihtilâf da bu düşüncelerle alâkadardır. Fransız donanmasından üslerinden istifade olunmak istcnüiycr. U7akşarkta Japonyayı korkutan sudur. Mihver saçayağmın Avrupa ayakları da suyu yenebilmek endişesile kararsızdırlar. Dört senelik et istatistiği Belediyenin yaptığı bir istatistiğf • Nevyork 21 (aa.) Birieşik göre 938 senesinde karaman toptan 26. 939 sensinde 28, 941 senesinde ise 37 Amerika devletleri Metodist kilisekuruşa çıkmıştır. Dağlıc 938 senesinde sinin misyoner teşkilâtı meclisi. Jatoptan 30, bu sene ise 41, kezahk kı ponya ile Kore'de ve Çinin Japonvırcık ta 938 senesinde 30, bu sene ise lar tarafından idare edilen mınta41, kuzu 938 de toptan 48, bu sene 51 kalarında bulunan bütün misyo nerlerine Japonyayı derhal terketkuruşa satılmıştır. 938 senesinde karaman perakende meleri emrini vermiştir. Su... Bu tabiat unsuru geniş olduğu 45 kuruşa satıhrken bu sene 70 kunışr •*• Melburne 21 (a.a.) Her biri kadar sarp ve çetin bir engel. Manş: satılmıştır. 10 bin ton hacminde bazı gemiler Fiat murakabe komisvonu ise simdi inşası için ve ilk taksit olmak üzenasıl geçeceğiz ve Akdenizde şıınu bu nu japacağız diye yorulan müfekkire karamana 70, dağlıca 75, kıvırcığa 80 re altı milvon sterlin tahsis edildilcr Okjanusların ufuklarda kaybolar kuruş nark koymuştur. ği dün bildirilmiştir. enginlerile karşılaştıklarmda elbette ça * Rangocn 21 (a.a.) Çin suresizliğin derin ıstırabım dujuyorlar. Dünkü ihracat bavıarmdan müteşekkil bir heyetin İste son sulh sözü tabiatte bu man Dün şehrimizden 180.000 liralık yakında Rangoon'a geleceği ve orazaraya muvazidir. İnsanın bu sulh ha ihracat yapıimıştır. Bu ihracat a dan da Hindistana girieceği öğre vasına enginlerden kopup Kclen seri rasmda bilhassa Almanyaya yapı nilmistir. Heyete maruf bir Çin gebir rüzjjâr diyeceği geliyor: dikkat I leraUnin riyaset ettiği büdirilmeklan balık ihracatı şayani 1 tedir. YUNUS NADÎ bulunmaktadır. Ktsa Haberler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle