Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 20 tkinciteşrm 1941 Devrin iktisatçıltğt Şimalde İ s v e ç, kunu da yaratmıştır. Norveç ve Dani Dediğimiz gibi. fiat markada, garbda hukuku 191418 harHolanda, Belçika, bınden doğmuştur. 1914 18 harbine Fransa ve Isviçrede, " ^ ~ ^ ^ ~ " ^ ~ ^ ~ ~ " " kadar Almanya da orta Avrupada Al manya ve hiraayesi altmda buluııan Çek dahil olmak üzere, bütün dünya ıktısaiünde, Slovakyada, Macaristanda ve dın yalnız «tabiatin tunc kanunları» taHırvat iltnde, cenubda İtalya ve Bal rafından sevk ve idare edilebileceğ ne kanlarda: Sırbistan, Rumanya, Bulşaris inanmıştı. Bu imanı, bu inamşı 191418 tan, Yunanistan ve nihayet Türkıye harbi yıktı. Çünkü Cihan Harbinde hiç mızde bir fiat politikası ve birfiatraubir yerde ikasad «tabiî kanunlara» bırakabesi yapılmaktadır. Fiat politikası rakılmadı ve her yerde iktısad haıbin ve fiat murakabesi usulü Almanyadan hizmeti altına sokuldu. Bu harbden i ikaynamıştır. Almanyayı bir fiat politi baren iktısadın, bir halk iktısadî olduğu kası yapraağa mecbur kılan sebeb fikri yavas yavaş yayılmağa başladı. Şimdi ise dünya yeniden harbe atıl191418 harbi olmuştur. Avrupayı kaplıyan şimdıki harb bütün A\Tupaya Al dı; ve yeniden her sahadaki te'âkküer rnan iktısadî usullerini yaymıştır. Fakat ve düşünceler çarpışmağa başladı. iktıAvrupa devletlerinin fiat politikalannı sadın mahiyet ve gayesi hakkındaki çeve bu husus için vücude getirdikleri şidli düşünceler ve bu düşünceleıe datcşkilâtlan yakından tetkik ve takib yanan iktısadî esas teşkilâtlar bu çarpışeden Alman mütefekkirleri, Alman iktı maıarın dışında kalamezdı. Avrupada fiat murakabesi Yazan: Merhum Ziya Günün bıraktığı miras Varisler, «tesis» in mevcudiyetini kabul etmiyorlar Sehir haberleri ÜNÜN MEVZUU Japonya, Uzak şarkia, tehdiakâr bir vaziyet almıştır; yak:nda harbe girmesı ihtimali var ciır. Bu münasebetle «Doktor Ziya Gün tesisi» idare he deniz kuvvetieri bakımından dünyr.nın yeti taraîından, vasıyeci tenfiz memıı üçüncü devleti olsn Japon donanmasına ru sıfatile açılan tesçil davasına dün bir göz atmak istiyoruz. Japonya, denizciıık âleminde bugunkü üçüncü asliye hukuk mahkemeslnde başlamnışur. Mahkemede tesis idare kudretli mevkii, diğer devletlere r.ispe'.le beyeti vektli sıfatile avukat Reîik Gor pek kısa bir zamanda elde etrruştır. Bu bon, doktor Ziya Günün varisleri vekili lıamlenin nasıl bir harika olduğunu ansıfatile de avukat Talât Gönensay ha lamak için, Japonyanın bir asır evvel, zır bulunmuştur. medeniyet dünyasıaa karşı kapı.Erını Dava arzuhalinde, tesisin tesçili ve sınısıkı kapamış olduğunu hatırlamak bu hususta vuku bulacak itirazın reddi yeter. 3 haziran 1853 te komodor Psrryhakkında karar is;enmekte idi. Varis nin kumandasmdaki dört gemiden mülerden Ziraat Bankası kontrolörü Sa rekkeb Amerikan filosu Tokyo körfezinlahaddin Şakarca, ayrı olarak verdiği de Uraga lırr.anına geiip toplarmın tehİktısadın mahiyeti hakkındaki düşün cevabda; dayısı tarafından kaydı ha didile Japonyaya kapılarını zorla açurssdî düşüncelerine temel olan esaslann kendisini taklid eden devletler tarafm celcrin halkın harbde veya sulhta ol yat şartile tesis idare heyeti azahğına dığı zaman, Japon milleti tam 215 yılkiraseyi dır, kendi kabuğuna çekilmiş bir halde dan iyice kavranmamış olduğunu mü mssına göre değişmiyeceği kanaati belir tayin edildiğini, bu sıfatla şahede eylemişlerdir. Bu iddiayı Alman meğe başladı. Çünkü iktısadın mahiye tevkile salâhiyeti bulunmadığım, maa ye^ıyordu. Hiçbir Japon memleketten fiat politikasını tanzim ve idare eden ti bir hizmetten, yani halka hizmetten mafih kendisinin uzlaşma taraftan ol çıkamıyor, Holandahlar müstesna, hiç devlet komiseri J . Wagner, Avrupada ıbarettir. İktısadın bu mahiyet ve ihti duğunu, fakat tesis senedinin gayri bir ecnebi Japonyaya giremiyordu. Hokanunî bulunması sebebile iddiasmda fiat murakabesi ve fiat politikası hak vası halkm harbde veya sulhta olmasılandalılai'a verüen imüyaz da yalnız mazur görülmesini beyan etmişrir. Bunna göre değişmez ve değişemez. kında Rentrop ve Kayser taraflarından Nagazaki'de küçük Dejima adasına gedan scnra söz alan varisler vekili abirlikte yazılmış çok güzel bir esere İktısadın mahiyet ve gayesi hakkın vukat Talât Gönensay. vasiyetnamenin lip gitmekten ibaretti. Amerikalıkırdan yazmış olduğu bir kaç satırlık mukad da çarpışan dünkü ve bugünkü telâkki gerek şekil ve gerekse esas bakımından bir ay kadar sonra da 18 temmuz 185." te demesinde ileri sürmüştür. ler şunlardır: kanuni şartlan haiz olmadığını, tesi dört Rus harb gemisi Nagazakiye geldiTarih ve iktısad insan fikrinin mahsul sin mevcudiyetini kabul etmedikleriai, ler ve Rus Amiralı Japonlarla müzakeMillî korunrna kanunu Türkiyemizde leri midir? Yoksa insanm fikir ve dü bu itibarla 6 ncı asliye hukuk mahke reye giri^ti. de bir fiat hukuku yaratmış ve bir fiat şünce şekli tarihin ve bahsus iktısadın mesinde bir iptal davası açtıklarını, teArtık Joponların yalnız limanları deteşkilâtı vücude getirmiştir. Türk eseri midir? şekkül etmemiş bir tesise aid davaya ğil, gözleri de açılnııştı. Holandaya ban fiat hukukuna ve fiat murakabe teşküâbakmağa bu mahkemenin salâhiyettar 'gemiler sıpariş ettiler. Bunlar gelmeden Dünkü kanaat, tarihe ve ikhsada adsız olmadığını, orada dava neticelenerek evvel Nagazaki limanma uğrıyan bir Hotına ne yank ki o güzel eserde yer aykuvvetlerin hâkim bulunduğu, tarihî ve rılmamıştır. Avrupa iktısad sahasımn iktısadî adsız kuvvetlerin sevkeylediği tesis şahsiyeti hükmiye iktisab ettik landa harb gemisini saün aldılar. Bu, dışında bulunmıyan, o sahada da Av merkezinde idi. Bu kanaate göre insan, ten sonra bu davaya devam edilebile 400 tonluk buharlı ve yelkenli bir gemi ceğini, binaenaleyh kendilerinin ikame rupa ile mesai iştirakinde bulunan ve tarihi ve iktısadî idare eden ve kadere ettikleri iptal davası neticeleninciye idi. 1855 te bu gemiyi ve ısmarlanan didaima armağanını getiren devletçi benziyen o adsız kuvvetlerin önünde bir kadar beklemenin ve yahud da bu dağer gemileri kullanmak üzere, HolandaTürkiyemiz de o güzel eserde yer bul yer teprenmesi önünde imiş gibi eli, ko vanın da 6 ncı hukuk mahkemesine dan dört muallim getirterek bir deniz subay talimgâhı açtılar. Japon denizcimalıydı. lu bağh bir vaziyette kalacaktır. nakli âzım geldiğini taleb etmiştir. üğinin teınelleri atılmıştı. Japonlar, 3858 Rentrop tarafından nakledilen ve Bugün ise, tabiatin bütün kuvvetleriMüteakıben tesis vekili avukat Refik Avrupanın iktısadi esaslarına hâkim o ne hâkim olmuş ve bu hakimiyeti saye Gorbon, gerek varisler vekilinin ve geyılında Uraga limamnda, büyük bir gelan Alman iktısadî düşünce esaslarınm sinde tabiatin bütün kuvvetlerini kendi rekse Salâhaddin Şakarcanın iddiala mi yapmağa başladılar. O vakte kadar, Japonyada yalnız küçük gemiler yapılımemleketımiz tarafından da bilinmesl ne hizmetkâr kılmış olan insanın iktıça rına bir çok kanun maddeleri zikredeyor ve ıki direkli, 500 çuval pirincden ve Avrupanın fiat hukukunun memleke da da, iradesine göre vücud vermek ve rek verdigi uzun cevabda, tesisin mevfazla yük taşıyabilecek gemilerin inşası timiz tarafından da yakından takib edil iknsadı da idaresine göre sevketmtk cud olduğunu. her iki davanın mahiyasak edilmiş bulunuyordu. 0nun için rnesi hem idarî ve hem iktısadî bir zaru iddiası or+aya atılmıştır. Bu iddiaya gö yetleri başka başak bulunduğunu ve ilk büyük Japon gemisi bir şeye benzeretlir. Avrupa ile mesai iştiraki buna re tarih de, iktısad da varlıklarını in tesisin tesçili lâzım geldiğini beyan etmemişti. Fakat talih, Oaponlara yardım bağlıdır. san fikrinden, insan düşüncesindea ahr miştir. etti. Ayni sene bir Rus harb gemisi, J a Vakit çok geç clduğundan, karşı taDünyada müessese namına ne varsa lar. pon sahillerinde karaya oturup paıçaiçin muhepsini yaratmış olan harb, fiat hukuVasfi Rasid SEVİG rafın cevablannm dinîenmesi edilmiştir. landı. Rusların yeni bir gemi yapmalahakeme 8 ikinci'î^nuna taMk rına müsaade eden Japonlar, bu işts kendi geıni yapıcılarını da çahştırdılar KAHKAHA HAFTASI BAŞUYOR. Şehrimize bir heyet geldi ve Ruslardan bu işi öğrendiler. Pamuk ipliği tevziat işini yeni bir 1860 ta ilk defa, Japon mürettebatın şekilde organize etmek üzere Sanayi TJmum müdürü Reşad Bener, Sanayi tet idaresindeki 350 tonluk küçük bir Japon kik heyeti reisi Şevket Süreyya, Sana gemısi, Amerikanın San Fransisko limaMeşhuı Fransız artistlerile büyük Fransız filmi yi tetkik heyetinden Tank ve Sanayi nına kadar gidip geldi. Bu ilk Büyük tetkik heyetinin diger bazı azalann Okyanus seyahatinden dönüşte, Japon dan mürekkeb bir heyet şehrimize gel denîzcileri, memleketlerinin çok geri miştir. kaldığını anlamışlar ve daha büyük bir gayretle çalışmağa başlamışlardı. Bu ( Mon Deputi et sa Femme ) Urfa yağı geldi sırada üçü buharlı, biri yelkenli dört Son günlerde şehrimizde Urfa yağla gemiye sahib olan Japonlar başaramırmı bazı ellerin topladıkları ve fiatferı yacakları kadar muazzam bir filo yapyükselttikleri nazarı dikkati çelbetmiş mağa karar verdiler. 412 büj'ük harb tir. Halbuki yapılan tetkikat İstanbulda gemisi yaprr.ağı ve 66 bin küsur denizci mühim miktarda Urfa yağı bulunduğunu yctutirmeği düşünen bu program, sonra, Üâveten: TÜRK SAZİLE İZMİR FİLMİ göstermiştir. Dün de yeniden 1100 temakul hadde indirildi. neke yağ gelmi<=tir. Bunların m?nçein1862 ağustosunda mutaassıb halk, dört den tamamile eski fiattan alındığı tesİngiiizi öldürdüğünden bir İngiüz filosu bit edilmiştir. >. . Kagoşima limanına girerek şehri bomEkmek satışı tabiî vaziyete bardıman etmişti. Şehir halkı kayıklar ve sahil toplarile bu İngiliz ülosuna girdi mukabele etmişti. Kagoşima'lı olan meşFırmlarda ekmek satışı dünden iti hu> Amiral Togo da ilk okul talebesi baren tabiî vaziyete girmiş, fırın ön olduğu halde, bu çarpışmaya iştirak etlerinde İzdiham kalmamıştır. Buhran ta mişti. Ayni yıl içinde, gene böyle bir B Ü Y Ü K B İ R P R O G R A M : mamile zail olmakla beraber bu hu hâaise olmuş; müsaadesiz bir Japon lisusta yapılmskta bulunan kontrollar de manma gıren ecnebi ticaret gemilerine vam edecektir. Bundan sonra pastacı ve atcş açılmıştı. Bunun üzerine İngiliz, börekçi gibi esnafa da un verilmemesi Holanda, Fransız ve Amerika haro geBüyük aşk ve musiki filmi. Baş rollerde : kararlaşmıştır. mileri, limam ve sahili bombardıman ALICE FAYE HENRI FONDA DON AMECHE Kimsesiz cocuklar toplanıyor eltıler. Bu acı hâdiseler, Japonlaiı daha Belediye sokakta dolaşan kimsesiz ço kuvvetli olmağa ve büyük bir deniz cukları toplamaga başlamış, dün bu su kuvveti vücude getirmeğe teşvik ve tahretle elli çocuk Darülâcezeye gönderil ıik etmişti. 1866 da Yokohamada yeniJen Büyük sergüzeşt filmi. miştir. Bunlann ailevî vaziyetleri tetk ; k bir bahriye mektebi açıldı ve bu mekteAynca: ANKARADA MİLLÎ ŞEF CUMHUR REİSİMİZİN HTTZURUNDA edilmektedir. Ahnacak neticeye göre be muallim olarak Fransız denizcileri M YAPILAN CUMHURİYET BAYRAMI ve GEÇİD RESİMLERİ. • • haklarır.da musmele yapılacaktır. Ev neıirildi. Fakat Fransız maslahatgüzarı (^••••••I^BMHHBaHBBİI veice Darülâcezeye gör.derilmiş olan Japonlara denizcilikte herkesten ileri okimsesiz çocuklardan ilk tahsü Ç^ğı lan İngilizleri tavsiye ettiğinden 1867 de na girmiş bulunan elli çocuk da yatı uapon dsnizcilerini yetiştirmek üzere Tnîiliz muallimleri getirtildi. rr.ekteblerine tpvzi edilme'ktedir. Vasfi Rasid Japon izciliği nasıl doğdu? Abidin Daver ızan Buakşam9da ELHAMRA Sinemasında Zincirleme Aşk TRAMEL PAULEY MIRELLE PERREY SINOEL SUZANNE DEHELLY ilh... BUGUN aponlar, arkebüz denilen iptidaî tüfekleıi. ilk defa memleketlerine gelen Holandalıların elinde görmüşler ve Japon demirci ustaları 1643 tenbeıi, bu arkebüzleri taklide başlamışlardı. Fakat samuraylar, yani Japon cengâverîeri ..Barbarlar» dedikleri beyazların bu silâhuıı kullaninağa tenezzıil etmezler, kendi millî silâhlan ve biihassa keskin kıhclarile döJaponyaya kazan vüşürlerdi. Fakat sonralan Japonya, iki buçıık dıran en mühim aasır, medenî dünya ile temas ve alârr.il oimutur. Meshur Çuşima deniz kasını kökünden keserek kendi kabucengi, Japon donan j ğu içine çclalip öyle yaşanuş ve Avmasına, dünyanm rupa medeniyetinin bütün ileri hamle1M68 de 18 yaşmda tahta çıkan yeni en kudreuı filoları arasmda mevkı aldır ler.nden haberi bile olmanuştı. O devirde adalarda oruran ve tabiatile deJayonya İmparatoru Meyjı ki bizde mıştır. Milsado llutsohito adile tanmmı^tır3939 da bu harb başlarken Japon do nizi seven bu mületin denizcilik ruhu Japonyayı yeni bir ilerieme ve yüksel.ne naüması, 938.000 ton'.uk 292 gemiden tamanıile ölmüşlü. Amerika amiralı Perry, ve arkasından hamlesile bugünkü mevkiine çıksrmak mürekkebdi. Tezgâhtaki gemilerin hakiü^ere çalışmağa başladı. 1869 da Japon kî m ; ktarı ise yeni inşaat gizli tutulduğu bir Rus amiralı ilk defa olarak donandonanmaM, hepsi 11.432 ton hacminde :çin rralum değildi; yalnız takriben ma toplarının tendidile Japonyanın ka13 parça gemiden mürekkebdi. Avrupa 330.000 tonluk 20 geminin daha yapıl pılarını zorladıklan zaman, Japonlar, ya giden bir kara, bir deniz subayı, let mskta olduğu biliniyordu ki bu miktar «Pembe bııraniu, bahk gözlü, küh barbarlar* dedikleri beyaz insanlara karşı, 1:İK seyahatinden döndüler. Bundan son iıvıkiki inşaatın pek dunundadır. onların silâhlarile mukabele etrnekten ra, Japonya, orduyu Fransız, donanrnayı > > % H K başka çare olmadığını anladılar. Avruİngiliz usulile yenileştirmeğe karar verEn e s a s h k ı s m ı n ı kıymetli deniz s u di. 1871 de, Tokyodaki bahriye mekte b a y l a r ı m ; z d a n önyüzbaşı Şeref K a r a p ı palı gibi uzaktan ve mükemmel surette binden çıkan subaylar İngiltere ve A narın b i r y a z ı s ı n d a n h u l â s a ettiğim J a öldurebilmek için onların silâhlarına nıerikaya gönderıldiler. İngiltereye giden pon d o n a n m a s ı n ı n k u r u l u ş u n a aid m a sahib olmak lâzundı. Amerikablarla '.12 genc arasmda Amiral Togo da vardı. l u m a t a ş u n l a r ı d a ilâve e t m e k isterim. yaptıkları ilk ticaret mukavelesine, onlardan silâh almak bakkuu da koydur'.873 te 34 krilik bir ingiliz mütehassıs Japonyada harb sanayiinin inkişafı heyeti gelerek Japon behriyesini tensik 1877 de ba;lar. Bu târihte, eski ve mür dular. 1855 te, Japonyanın en maceraperest ve tanzime başladı ve altı sene japon teci Oapoııya, yeni ve terakkiperver J a ynda kaldı. 1874 te ilk defa makine ponyaya karşı isyan etmişti. O zaman, genclerinden biri olan Katsu, Nagasaki mektebi kuruldu. 1875 te. İneilterede Jcpon kadınları bile fişek doldurImar lirnanında, Holandalılaruı da yardımile insa edilmiş. 1978 tonluk ilk mekteb ge ve böylece bütün dünyada, silâh fabri ilk Japon bahriye mektebini açtı. Zanıanın Holanda Krah, Japonlara 150l ınisi San Fransisko'ya kadar gitti. kalarının kullandığı ilk kadın işçi ^lmak beygir kuvetinde buhar makinesile mü3877 de çıkan bir ihtilâlde Japon do «•erefini Japon kadınlan kazandılsr. Üç cehhez, 400 tonluk bir harb gemisi satr nanması, hükumete zahir olarak büyük sene sorra, Japon binbaşısı Mu ata mağa razı oldu. Katsu'nun kumanda işler görmüştü. Bu yıl J apon denizcilik Tsuneyoshi yeni bir tüfek icad etti. Mu ettiği bu ganbot, bugünkü modern J a tarihinde mühim bir merhale olmuştur. rata tüfeği, o zamanki Fransız ve İnsiliz pon armadasının tohumu olmuştur. Yrkosuka tersanesin^e 897 tonluk bu tüfekleri kadar mükemmeldi. Bu tüfeği 400 tonluk bu tohum, şimdi, belki de hnrlı ve yelkenli ilk harb gemisi yapıl imr.l icin dev'et tarafından ilk silâh fab 1,400,000 toniuk azametli bir donanma mıştır kı bu tarih aşağı yukarı İstanbul riknsı kvıruldu. haline gelmiş bulunuyor. Arada geçen tessanesinde zırhlı harb gemileri yapıl1905 te, ilk defa olarak 15 milyon yen zaman bir asır bile değil, yalnız 86 yılm^ğa ba^landığı devre tesadüf eder O sernıaye ;!e Japan Steel Works müesse dır. İlk Japon zırhlısı 1600 tonluk küzaman Osmanlı donanmajı, İngiltereden sesi kuruldu. Demir ve çelik yapan bu çük bir gemi idi ve 1892 de Yokosuka sonra Fransa ile beraber dünyanın ikinci müesseser.ın hisse senedlerinin çoğunu tersanesinde yapılmıştı; bugün Japonya denizci devleti idi. Filvaki, Japonlardan İngılterenın Vickers şirketi aldı. Ve bu 45.000 tonluk zırhhlar yapıyor. Arada lıayli önce, 1856 danberi İstanbul, İzjnit. nun yardımile harb sanayii çok ilerii Heçen zaman, yalnız 41 seneden ibaretGemlik, Smob ve İskenderiye tersanele yerek bütün diğer sanayii geride bıraktı. ti r. ıirıde 3500 4700 tonluk ahşab, yelkenli 1S041905 Rus Japon harbine kadar, Fakat bahsetnıek istediğim mesele, ve uskurlu kalyonlar, fırkatevn^r ya Japonya, büyük harb gemilerini başta başka bir yazınıa mevzu teşkil eden pan biz Türkler, 1873 te, 1601 ton'uk İngiltere olmak üzere dışarıda yaptınyor Japon donanmasının bu harikalı ilerlcMukaddemei Hayır zırhlı korvetini de veya hazır alıyordu. Fakat 1877 denberi me ve bu büyümesi değil; hâdiselerin İstanbul tersanesinde inşa etmiştik. 1876 küçük harb gemileri yapan Japon ter b:r çeşid istihzası, hatta intikamıdır. da İstanbul tersanesinde 4167 tonluk bir sanelerinde, 1895 tenber de 3000 tonluJaponyayı 1853 te kapılaruıı ve gözzırhlı inşasına başlanmış, ilk adı .Nus ğa kadar kruvazörler mükemmelen ya lerini açmağa mecbur etmek için zortatiye. olan bu gemi, senelerce kızakta pılmakta idi. İlk büyük Japon harb ge lıyanlar Amerikahlarla Ruslar olmuşkaldıktan sonra, 1885 te «Hamidiye» mileri 1906 da Kure'de denize indirilen tur. Japonya 190403 harbinde Rus doadılc ikmal edilmişti. Fakat sonra SuHan 15.400 tonluk İkoma zırhlı kruvazörilc nanmasını imha etmiştir. Şimdi de AmeHamidin vehmi ve korkakhğı, donanma Yokosukada inşa edilen 19,700 tonluk rikayı tehdid ediyor. Yalnız Amerikayı yı Halic mezarlığma gömmüştü. Satsuma zırhlısıdır. mı ya? Rusya, İngiltere, Holanda ve Çini de topyekun Amerika ile beraber Bundan sonra, artık Japonya, muhtac 3878 de bir Japon gemisi ilk defa Avtehdid ediyor. rupa sularına sefer yapmış ve bu arada olduğu büyük, küçük gemilerin hemen Amerikalılar da. Ruslar da 1853 te san İstanbula da gelmiştir. 1884 te Yokosu hepsini Japon tersanelerinde yapmağa belâyı zorla başlarına sardıkları için, kim kada ilk deniz üssü kurulmuştur. 1889 başlamıştır. Ingilterede yaptırılan en bilir, şimdi ne kadar pişmandırlar. da bir taraftan kanunu esasî ilân ed:lir son büyük gemi, 1910 da Vickers tezgâhken diğer taraftan Kure ve Sasebo deniz larına ısmarlanan ve bizim Raşadiye üsleri de vücude getirilmiştir. 1S90 da dretnotile beraber yanyana yapılan Ertuğrul gemisi Japonyayı ziyaret eJe 29,300 tonluk Kongo muharebe kruvaBartın postası rek orada batmıştır. 1892 de Yokosuka zörüdür. Bu smıftan diğer gemiler, J a Devlet Denizyolları İdaresi çarşamba tersanesinde ilk zırhlı gemi yapılmışür. pon tersanelerinde yapılmıştır. Japonla günleri yapılan Bartın postalarını lâğBu 1600 tonluk, yalnız bubarla harekel rın İngilizlerden sonra tayyare gemisi vetmiştir. Bundan sonra Bartın postaedcr ve 20 mil sür'atinde bir gemi idi. yapan ilk denizci millet olduğunu da ları cumartesi günleri yapılacak ve bu Ertesi seue deniz genelkurmayhğı teşkil kaydedelun. Böylece 1892 de 1600 tonluk posta Ineboluya kadar gidecektir. edilmiştir. ilk küçük zırhlıyı inşa eden Japonlar, 18D4 te Çin Japon harb; başladı. Bu pradan yarım asır geçmemiş olmasına harbde Japon donanması 57.200 tonluk rağmen, şimdi 45.000 tonluk, dünyanın 51 parça gemiden mürekebdi. Japon en büyük zırhhlarını yapmak suretile lar, Yalu deniz muharebesinde ÇinUleri İrailtere ve Amerikayı da geçmişierdir. Radyolin sahibleri Bugünkü Japon donanması hakkında, maglub ve perişan ettiler. Sekiz sene fonra 1001 Rus Japon harbi başlarken ikinci bir yazıda malumat ve tafsilât Necib ve Cemil Akar 246 230 tonluk 154 parça gemiden teşek veıeceğiz. kardeşlerin pederle kül eden Japon donanması, bu harbi ABtDİN DAVER f IHFM NAUNA I IflErlMIHlNAİ Şimdi pişmandırlar ya! J X "^ [Mevlidi şerif] ri müteveffa Bay HÜSEYİN AVNİ Akar'm vefatının kırkıncı gününe tesadüf eden 25 teşrinisani 941 salı günü öğle namazını müteakıb Beyazıd camii şerifinde merhumun ruhuna ithafen Mevlidi Nebevî kıraat ettirileceğinden bilcümle ihvanı dinin teşrifleri rica olunur. Matinelerden itibaren 1ALTIN YILDIZ SALONLARINDA EN KORKUNÇ VAK'ALAR YAŞANAN... UÇURUMLARINA Bİ.NLERCE HAYAT GÖMÜLEN . . . ZİNDANLARINDA EN BÜYÜK AŞKLAR YAŞANAN... 2M. MOTO Caniler Adasında Bu akşaıtı SÂRÂY sinemasında Venedik Zindanlartnda S AH ESER İ Türkçe LÂLE SİNEMASINDA BÜYÜK MUVAFFAKİYETLE Bir Hafla Daha Deyam Edecektir. Kaıbleri heyecanla titreten.. Gözlere yaş getiren bu aşk ve ıstırab romanını kaçırmayımz... Büyük yıldızlann filmî... Bütün kadınlann göreceği bir fîlm... JANE AUSTEN'ün romamndan İktibas edilen ve <ÖLMEYEN AŞK. filminin kahramanı LAURENCE OLIVIER ve GREER GARSON MAUREEN O'SULLIVAN ALTIN HALKA FİLMİ. VE ve MARY BOLANT tarafından yaraülan , S A R A Y SİNEMASININ YENİ BİR ZAFERİ YENİ BİR MUVAFFAKİYETİ OLACAKTER. Bu akşsm için yerlerinizi evvelden aldırımz. Kadınlar. Erkekleri nasıl teshir etmelidirler ?.. ŞIKLIK. ŞUHLUK.. VE AŞK MEKTEBİ.. Eğer, her kadın hoşa gitmenin usulünü bilse, boşanma meselesî ortadan kalkacaktır. Bu noktalar ve bu sualler... LENY MARENBAGH ve J9HAN RIEMAN taraflarından yaratılan ve YARIN AKSAM ERKERF.ER SfüVfi R SİNEMASINDA GOSTERILECEK OLAN filminde gözleriniz önünde canlanacaktır. yeri goku, taşı topıagı, agacı otu, kuşu kurüu ve nihayet Acıem oğlunun ıki hilkat örneği olan kadın ve erkeğini yaratıp yeryüzüne salıveruikten sonra bunıarı yaşatmak, yürütüp gezdırmeK, yedir.p içırmek çaıelerini aramağa Daşladı. Meıekıerinden bir çoğunu etrafına topıayarak onlaria konuş k:minin densi ve kınıiiirun de kemiği on.ann boyunlarma süs, sırtlarma kürk, mak istedi. Dedi ki: Taşla toprak, yerle gök bir defa sydklarına çarık ve midelerine katık yaratılır. Ne yiyecek içecek, nerteba ohır. Fakat kendi vaı hklarından hiç bir rınacak koruyacak şey ister. Ha'uiiki fedakârhkta bulunmak istcmezler. O ağacia ot yağmura, kuşla kurd ava ih kadar da nankör ve can koygusuııdadu • iar. Bundan fazla olaıak da... Uyac hisieder. Insan oğlu ise... Kötülük meieği daha çok derd yanaTanrının sözünü iyilık meieği kesti: insan oğlu bu muazzam yapımn cak, insan oğlunun aieyhinde atıp tuşaheseridir. Hiıkaner sarayınm naaie lacaktı ama, onu yaratan kudret, eserimcisidır. Onun her ihtiyacı bir zaıuret ne karşı gösierilen kaba alâkanın, yeısiz tir. Eiaen geien yardımı esiıgemeyın.. ithamın ve biraz da aşırı dedıkodunun l a n r ı şöyle bir düşündü: daha ilerisine tahammül edemedi. Sözü İyi ama; onun istek.eri o kadar nü değiştirecek taraf aradı ve bunu da çoktur ki, yeryüzüne indıği gündenberi çsbuk buldu... Yardımcı meleklerden eiini göklere doğru açarak, bağrı yana biiıne döndü: yana istiyor. Ahlar, oflar arasmda dur Sen ateş ve alev timsalisin. Güneş madan yalvarıyor, istiyor, verdikça issenden bir parçadır. Acaba insan oğiu üyor.. senın himmetinden, senin işgüzarlığınTam bu sırada, meclise bir parça geç dan ne dereceye kadar memnundur? kalmış olan ve kimbilir nerelerde ftne Işîe asıl sır buracaydı. Gündüzü geve fesadl.i vaktini şaşıran köiü ük timceden ayırnıak istiyen insan hırsı karansali içeri girdi: Ulu Tanrım, dedi.. İnsan oğlu bu lıklârda dolaşmağı, Tanrısından utanakurduğun sarayın en nankör mah'.uku rak ve gizli olmasını istediği bir çok kadur Çünkü; taş ve toprak kendisine cahat ve günahlarmı güneş ışığmdan boyun eğerek yoluna serilir. Ağac, ot, saklamak kaygusuna düştüğünü bu ateş onun yaz günlerinin serin köşelerini, ve alev '.imsali olan melek çok ıyi bilikıs gecelerinde sıcak odalarını haz:r yordu. Çünkü güneşin milyonlarca kilar. İnsan oğlu buralarda yan gelip din lometre mesafeye kadar uzayan alevinin lenır. Kuşlar, kurdlar bu zalim bcşeri ucu, en gizli köşeleri aydınlatıyor ve inyetin elinde esirdirler. Kiminin eti, I san oğluna doya doya günah işletecek r Küçük hikâye Ayla güneş rum. Dünyanın nizamını bozacak hâdiselerle kudurmuş insanlığa, yeni bir zemin hazırladım. Güneşin parlak ışığı aJıünda eserime karşı olan şehvetlerini, hjrslarını gizli tutmak, öteki mahlukları da Kendilerine uydurarak bütün bir a r a yeıinden oynatmak istemelerine mâni tek karanlık köşe bırakmıyordu. Bu me güiıahkâriık damgasıle sicil defterine olınak isüyorum. Yeryüzüne gece delek bir knç yutkundu.. Kudretlisı önün ış=iret edilmesini temin edebilmek için nen karanlığı indiriyorum. Vakıâ sen ışıksız bir köşe bulmak lâzımdı. Bu da mahcub labiatlisin.. Ne yapalım.. Bu işi de titredı.. Dize gelerek itiraf etti.. İnsan oğlu beni pek az sever. Onun cisa olsa geceji dünyaya indirmekle ka yapacak ve geceleri bekçiliği ksbul zarr.an zaman bir kenara çekilerek göz bil olabiiiıdi. Fakat.., Gündüz aydırdı edeceksin.. Kâh bütün varhğınla meylerden ve gönüllerden uzakta yalnızba ğınm o kadar bol ve göz kamaştırıcthğı dana çıkacak, kâh yarım yaşmakla göze şına işliyeceği günahları vardır. Işık önünde eecenin meziyetsiz ve simsiyah baiacak ve bazan da utancmdan yüzün altında düşünülmesi bile yüz kızartacak karanlık kalması da Tanrının yaratış ka kızarınca büsbütün bulutlara sarüarak insanlığı kendi başrna bırakacaksm.. İşte günahlarını rahat rahat işliyebilmesi biiiyetine sürülecek bir leke olurdu.. msan oğlunun ekmek ve su ihtiyacı kaGüneş günün hâkimi idi. Güne?te bu zamanıar zarfında, aşk ve sevda oyudar mübremdir. Bunun için de arasıra rnerdlik hasleti, erkeklik taslağı vardı. nuna kapılanlar sendes ilham akcak, nurumu kısmak, fitilimi küçültmek veya Onun îçin de milletler arasmda daha kimi yangözle bakışından cesaretlenekudretimi yenmek lüzumunu hisseJiyo ziyade güneş müzekker olarak mü'alea cek, kimtsi de bir bulut ardına saklanrura. Yahud da.« eüilmiştir. GÖrüşü, gösterişi merd ve mardan hızlanacak ve bu suretle günün yapamadığını, sen mahcub ve fakat beTanrı bunu biliyordu.. Göz göre orta açıktır.. cerikli oluşunla tamamlıyacaksın. Bu ya atılan kabahatierin mes'ulleri araGecenin kendine mahsus bir utangac sıkılganhğm seni dişi mahlukların essında biraz da kendi mevcudiyetini his iığı, saklanmak istiyenlere, gizlenmek rar perdesile örtecek ve tam manasıla sodiyordu. Çünkü herkesi uluorta ve ihtiyacını duyanlara karşı uysal bir kö güneş erkeklik taslarken sen de vazifeni sönmek bilmiyen bir ışık altında bulun şe hazırlayışı vardır. Bunun zifiri dene ihmal etmiyeceksin.. Bu suretle senin durmak ve daima onlardan iyi şeyler cek karanlıkta kurulması da pek isten filizlendirdiğin tabiati güneş fışkırtaıstemek de haksızlık oluyor.. Öyle ya!. mıyordu. Tanrı, gece denen bu ışıksızlık rak yaşatacaktır.. Haydi iş başma.. Günahsız ve kusursuz sadece kendisi içi ıde olup bitenlerj görerek kabahat • Ay» adlı melek yeni aldığı vazifenin kamalıdır. Bu onun tabiî hakkı idi. defıerlerini doldurmaktan geri kalındıgururile güneşin peşisıra yola çıktı. BaTanrıdan gayn insan oğullarrnın kaba ğuıı da pek hoş görmüyordu. Ancak işe zan güneşle birlik olup gündüzleri bile hat işlenıeden dünyaya gelip, gitmeleri yarayacak ve kendisine güvenilecek tek pünah halkasından kurtulamıyanian daha ziyade Tanrının günahsız ve ku melekten istifade etmek imkânı kalmışseyıettiği çok oluyor.. Ve fakat muhakbursuzlujunu rencide edecek bir hal tı. Bu da. mahcub, gi'neşe nazaran daha kak ki, ışığının tatlı rengi bahan3 eiileoluıdu. Ayrıca sorgu meleklerinin de az ateşli. fakat daha tatlı ve ruhu okşa ıek güneşten çok daha fazla sevüivor.. işsizlik yüzünden kadrodan çıkaıılma yacak yumuşakhkta olan kamer meieği Çünkü: insan oğlunun kanında vardır, arı zarut3ti doğardı. Bunun önüne geç idi. Tanrı onu da huzuruna çağırdı: suç ortağını delice sever.. mek ve en saf ve temiz bilinenlerüı de Senden, dedi.. yeni bir iş bekliyoLsman Ahıskal Yazan: Leman Ahıskal