Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET Tuhaflık pahalılaşdı mı? Bir vefat haberi Tuhafhk pahalılaştı mı? Şehir Tiyatrosu biletlerinln yüzde yüz on artması Üzerine keyfi kaçan bir muharrir arkadaş, dün akşam derdini yanacak birini ararken Şehlr Tiyatrosunun komedi kısmından sarışın bir zatın çıktığını görüp yaklaşır; Affedersiniz bay efendi. Ben muhaiTirim. Vah vah! Neden? Yani gazeteciyim. Bir mesele hakfclnda Darülbedayi müdürü ile görüşmek istiyorum. Mümkün değil, görüşemezsinizT Carum efendim! Devri istibdadda mıyız? Neden mümkün olmasın? Bunun burası İstanbul. Alevlenme birader. Mümkün değil. dediğime bak da işine git!. Biz vazifemizi bilirız azizim. Ben görüşeyim de, mümkün mü, değil zni görün? Allah yardımcm olsun. Niçin? Pek mi sert adamdır? Sert adam değil, yoktur. Müdür yoktur. Yaaaa! Demek münhal! Hayır münhal değil. Kardeş. Muamma gibi konuşuyorEunuz! Ayol bırak da lâfımı bitireyim. Darülbedayi çoktan lâğvedildi. Lâğvedilince de müdürü olmaz değil mi ya? Ha! Şu madde! Peki bu tiyatoraHin adı ne? Şehir Tiyatrosu. Hah Ben onun müdürile konuşmak lstiyordum. Şimdi yerinde değildir. Öğleden evvel gelmeli. Vah vah! Yazak! Görüşeceğiniz şey pek ml mühimdl? Belki ben de size cevab verebilirim. Siz müdür bayın maiyeti misiniz? Hayır, ben aktörüm! Mısırçarşısında mı? Ne? Aktar. Hayır aktörüm efendi aktör. Artist, sahne yıldızı. Teşerrüf ettim. Affedersiniz. Ben aktar anladım da. Kiminle müşerref oluyorum? Hazım! Yaa! Aman pek memnun oldum. !Kaç zamandır merak ediyordum. Kueum bay efendi! Karahisar maden sularının üzerinde de fevkalâde Hazım diye yazüı. Acaba bir karabet mi var? Evet! O Karahlsarda akar. Ben burada.. Siz de maden suyu fasilesinden misiniz? Hayır, biz Kırkçeşme suyuyuz! Aman pek memnun oldum doğrusu. Siz haflf ruhlu btr zata benziyorBunuz. Bendeniz hazım güçlüğiı çekerim < Yazan: Burhan Felek de ne kadar hfizım şeyler varsa denerim, Sizi nerede bulabiliriz? Kazlıçeşme, Kuruçeşme, Yeniçeştne, Aynalıçeşme. Sogukçeşme, Ortaçeşme, Selâmiçeşme... Bu Selâmiçeşme, Selâmi İzzet Beyin çeçmesi mi? Azizim sen hiç orta oyunu oynadın mı? Hayır efendim. Neden sordunuz? Hep cinaslı konuşuyorsun da... Müdürle de bunlan mı konuşacaktır? Hayır iki gözüm? Tiyatro biîetlerinin yüzde yüz on artmasının hikmetinl scracaktım. Acaba tuhaflık mı pahaLılandı? Hayır. dıram kısmı da pahalılandı. O halde sizin aylıklara zam yapılmış olsa gerek?. Ah! Ağzını seveyim birader. Lakin nerede o günler? Zam falan yapılmadı! Peki! Bu pahalılığın sebebi? Bu görüştüklerimi sakın gazeteye yazmayın! Aramızda kalsın. Efendim, davul tozu İle minare gölgesi ahval icabı pahalılandığından elli kuruşa koltuk idare etmemeğe basladı. Onun için bilet flatlannı arttırdılar. Bize de tenbih ettiler. Hep seçme lâf edeceğiz. Eskisl gibl aklımi2a geleni söylemiyeceğiz. Insanlar daima kendi hallerinde ve kendi şahsiyet ve iradelerine sahib olarak yaşamazlar. Cemiyet hayatı ve onun zaruret ve ilcaları insanlan, muhtelif şekilierde olmak üzere, az veya çok devamlı toplulular halinde bulundurmağa yani yığınlaşmağa sevkedcr. Ayni hal hayvanlarla nebatlarda görüldüğü gibi cansız cisimler âleminde de görülür. Kara kışta sürüler halinde yaEvvelce Anadoluda bir nahiye müdürlüğünde bulunan Mehmed Ali Bino şıyan kurtlarm hallerüe münferid bir ka>, dün sabah Sultanahmed birinci halde avlanan bir kurtun hali ayni desulh ceza mahkemesinde sorguva çe ğildir. Sürü halindeki kurtlar çok dnha kilmiş ve tevkif olunmuştur. Kendisi saldırıcı, çok daha cesur ve yırtıcı onin, eski Dahiiiye Vekili Şükrü Kayaya Iurlar; ayni zamanda sürü ruhuna ve şantaj mahiyetinde bir mektub gönder sürü iradesine tâbidirler; çünkü kendi digi, tehdidle 2500 lira koparmak iste hususî ve şahsî davranışlarma sürünün diği iddia olunmaktadır. Müştekinir. ruhu hâkim olmuştur. Nebatlar âleminmüracaati üzerlne tertibat alınmış, de de böyledir. Geniş bir toprak üstünMehmed Ali Binokay parayı alırken de tekbaşma yaşayan bir ağac, tohumuyakalanmıştır. Maljkemedeki sorgu nun taşıdığı verasete, kökleri ve yapsunda, zanıret saikasile bu yolda bir raklarile temin ettiği beslenmeye göre mektub yazdığını söylemiştir. Müddei büyümekte serbesttir. Fakat ayni ağac, umumilikçe tahkikata devam ediliyor. bir ormanın içinde, bu serbest'iklerden ziyade orman hayetının müşterek zaruOdun işinden mes'ul olanlar retlerine göre yanj bunlara uyarak şerpilebilir. Eski Dahiliye Vekilinden 2500 lira istemiş Sehir haberleri 12 Birînciteşrin 194T Fikîrler NALINA IHEM MIHINA! Rus ve Alman sitratejileri adyolara göre, şark cephesinde cerejan eden muazzam meydan muharebesinde, Sovyet stratejisinin esası şu imiş: «Şehirler tekrar zaptedilebilir, fakat öli'der tekrar diriîip harbedemezler.* Buna mukabil Alman stratejisi de şu prensipten ilham alıyormuş: zHedef büyilk şehirler değil, düşman ordnsunun imhasıdır.> Bu iki veçize şekljndeki sevkulceyş prensipinden b'rincisi müphemdir; galiba şöyle demek istiyor: Şehirler düşse de bunlan geri almak kabildir amma buralarını müdafaa etmek veya almak için ölenler tekrar dirilemezler. Onun için şehir almanın, vermentn ehemmiyeti yoktur. Halbuki bu prensipin aksine olarak bu defaki Sovyet sevkülceyşi, çehirlere çok snnsıkı sanlmış, toprağa çok saplanmıştır. Smolensk, Kiyef, Odesa, 'Leningrad ve Faire büyük kuv^'etler feda edilerek şiddetle müdafaa olunmuştur ve son ikisinin içinde, hâlâ, büyük kuvvetler, ümidsizce Alman kuvvetlerini tutmağa çahşmaktadırlar. Nasıl »ehirler Itekrar zaptedilebilir, fakat ölüler tekrar dirilip harbedemezlerse şehirlerde kapanıp kalan ordular da esir olunca tekrar harbedenıez ve buralannı geri alamazlar. Hem esir olanlar, açlık, cephanesizlik gibi sebeblerle çavesiz kalarak topyekun teslim olduklan için. ölülerden daha az iş gömıüş olurlar. Çünkü ölüler, az çok düşnıan öldürerek ölmüşlerdir. Diğer taraftan Mareşal Timuçenko, ordusuna verdiği bir günlük emirde, Rus topraklannın her kanşuıın müdafaa edileceğini. hiç bir erin ve subayın geri çekilmiyerek bulundupu yerde ölünceye kadar müdafaa etmesini, geri çekilen her er ve subayın kıırşuna dizileceğini bildirnüştir. Kendiliklerinden geri çekilenler bn lunduğuniı gösteren bir emir, yukanda radyoların bildirdiği Rus stratejisinin tamamile aksi tatbik olunduğunu gösteriyor. Zaten strateji, Moltke'nin söylediğine göre bir çare bıılmak. dan ibaret olduğundan kaskatı değil, lâstikli ve ııvsal, değişen veziyet ve şartlara uygun olmak icab eder. Filvaki stratejinin bir tarifi de .harbin gayelerine varmak için millî kuvvetieri kullanmak. san'atıdır. Harbin gayelerine de zaferle varılrr. Zaferi ise ordular temin eder. Demek ki bir müdafaa harbi yapılırken göz önünde tutıılacak en mühim şey ordulan imha ettirmemektir. Almanlar. hedefimiz. Moskovanın Kızılordu meydanında gamalı haçh bayrakiara rcsmi eeçid yaptırmak deçi': Kızılorduvu imha etmektir, dediklerine göre. bıiffün müdafaa vaziyetinde bulunan Sovyet stratejisinin esası da KızılorHııyu imha ettinremek» olmahdır. Cünkü Rnsranm sehirlerini ve her kar:ş toprağını müdafaa edecek olan odur. Kütle Ruhu Yazan : Profesö* M. Şekib Tunc kumanda sıfatları bakımından pek mühim olmak iâzım gelir. Burada evvelâ şöyle bir sorgu lâzımdır: Yığınlaşmış insanıarda görüien bu müşterek hassasiyeti hangi amiller doğuruyor? Onun doğması için bazan bir misalin sirayeti kâfi gelebildiği gibi bazan da bir intıbaın yığma mensub bir çok kimseler tarafından ajTîi zatıanda alınması kifayet edebilir. Kendi'.iginden vaki olan ve yığının içinden gelen bu doğuştan başka yığuıın dışından gelmiş bir rehberin iradeli ve düşünceu müdahalesile de ayni şey temin olunabilir. Fakat bunun yapacağı tesir dahi kendi şahsî temayül ve tarzlarile mümkün olmayıp yığının bir çok azalarında bir hayal, bir kelime veya bizzat örnek o'mak vasıtasile yapacağı bir intıba ile kabildir. Fakat her iki halde de maşerî ruh, yuğrulma kabüiyetile temayüz etmekıedir. O halde iyi bir idareci, iyi bir şef veya kumandan bu ruhu. bir heykeltıaşm elindeki balçığı istediği gibi işlemesi şeklinde, hamur gibi yuğurabileceklir. İşte maşerî ruhun terbiye bakımından mühim olan en bariz ve karakteristik vasfı budur. Bu vasıf anlaşıldıktan sonra ona tesir etmek, maşeri ruhu yuğurmak tarrları mevzuu bahsolabilir. Onu yuğurma, kendisine ya doğrudan doğruya temas etmekle, yahud efradına eyn ayrı tesirler yapmakla olur. Ayni zamanda her iki yoldan gitmeğe de hiçbir mSni yoktur. Çünkü başka yollardan gidi'mekle beraber her iki tarz ayni gayeye müteveccihtir ve birbirlerine enget olmak şöyle dursun, bilâkis tamamlarlar. Yığınlaşmış bir halde bulunan insanlar, teker teker alındıkiarı zaman ne kıymette olurlarsa olsunlar, daima aklü mantıktan ziyade insiyaktan gelen i'ıcalara itaat ederler. Bu iz'ansızhk onun teemmülde bulunamamasından ileri gelir. Maşerî ruhun tezahürlerine terafuk eden şuur derecesinin zâfı düşünülecek olursa ondaki teemmül kabiliyetsizliğinde hayret edilecek bir şey kalmaz. Buna mukabil münferid bir halde bu'unan insan, prensip itibarile, düşünme ve muhakemeye müsaid bir zekâya sahibdir. O halde, yığınlan çeviren veya onlara kumanda edenler karşılarında ya şuur eşiğine ancak çıkmış veya bunun Şükrü Kayaya şantaj mahiyetinde bir tehdid mektubu gönderen adam tevkif edildi Fiat Murakabe komisyonunun fev kalâde içtimaında verilen karar muciBir vefat haberi bince odun fiatlannın yükseltilmesinVaktüe Amerikade âmil olmak suçile müli korunma kar nın en meşhur ganunu hükümlerine göre Belediye Ifetızetelerinden birisi sad müdürlüğü murakıblanndan 9üyanlış bir haber reyya ile odun tacirlerinden Fikri Kancel, Niyazi Yelkencioğlu, Baif Erin. almış. O!ur a! HerHüseyin Bayrak, Nafiz Güneş, Mustafa kesin başına geleTuncel, Nihad Güvenç ve Etem Buroğbilen bir şey. Ve lunu dün tahkikat dosyasile beraber birinin vefat ettiğini Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tevdi yazmış. edilmiştir. Bu yanlış haberDiğer taraftan İstanbuldakl btiltin le öldüğü bildirilen zat ertesi günü gaoduncular ayın on beşinci güntl sabazete müdirine gelip: Müdir efendi! Gazetenizbı bu günkü hma kadar ellerindeki stok miktarını nüshasında benim vefat ettiğimi yaa bir beyanname İle Vüâyete bildirmeğe yorsunuz. İşte hüviyetimi gösteren ve mecbur tutulmuştur. sikalar. İşte kendim. Bu haber yanlıştır. Askere gidenlerden vergi Hamdolsun dipdiri duruyorum. Bu haalınmıyacak berinizi yarın tekzib etmenin isterim. Askere gittikleri için dükkânlanm Müdir cevab vermiş: Çok müteessir oldum efendim! Bu kapatmak mecburiyetinde kalanlardan yanlış haberi getiren muhbirimizi de vergl almmamasına karar verilmiş ve cezalandıracağım. Bu haberin yanlış ol bu karar Maliye Vekâletinden al&ka masına sizin kadar ben de sevindım. darlara tebliğ olunmuştur. Allah afiyet versin de inşaallah uzun zaman muammer olursunuz. Lâkin bu haberi tekzib etmek elimden gelmez. Neden? Çünkü gazetemin şöhreti, kendi yazdığı bir haberi gene kendinin tekzib etmesine mâni teşkil eder. Ne olacak? Şimdi karileriniz beni ölmüş sanıyor.. Yapamam. tekzib edemem. yalnız sizi memnun etmek için bir şey yapabilirim: Yarın yeni doğanlar arasına isminizi yazarım... demiş. B. FELFK İnsanlan uzun zamanlar veya bütün hayat boyunca toplu bir halde yaşatan başlıca teşkilât, bilhassa ordu ile büyük sanayi fabrikalarıdır. Bu teşkilâtın içine girenlerin büyük bir ekseriyeti ferdi ve şahsî ruhlarım yaşamaktan ziyade maşerî bir ruh içinde yaşarlar; ve bu ruh, ferdî ruhtan ayn hususiyetler taşıdığı için ona ayrı bir isim verilmiştir. O halde bir ferdî, bir de maşerî ruh mevcuddur ve bu ruhun ilk keşfi şerefinin merhum Abdullah Cevdetin memleketimize tanıttığı doktor Gustave Le Bon'a aid olduğu malumdur. 1895 te neşrettiği «Psychologie de la Foule> (Abdu'lah Cevdetin tercümesile Ruhulcemaat) eserinde ^ğınlaşmıj insanların ruhî kaıakterlerini meydana çıkararak bunlardaki müşterek zihnj birliği ve onun kanununu gösterdiği gibi bu birliğin nasıl teşekkül ettiğini de göstermeğe çalışmışü. Ona göre yığınlaşmada ferdi şahsiyetimize borclu olduğumuz zihnî v^sıflar yığın hali devam ettiği müddetçe silinerek bunun yerine insanlığın müşterek nasibini tefkil eden ve her birimizTaksit müddetleri uzatıldı de »uur eşiği altında kaynaşan insiyakHükumet tarafından on sene ve da lar, ilcalar ve teessür hallerl geçer. Kıha az müddet taksltle satılmış olan a saca söylemek lâzıra gelirse bu nazarirazi taksitleri ahval münasebetile ve ye, insan ruhunda birl, düşünceli ve tezahürlerine bilhassa borclulardan bazılarının as iradeli faaliyetlerimizin kere alınması yüzünden muntazam su kaynak olan >üksek bir tabaka, diğeri rette tahsil edilemediği için hükumetçe de şuur altında kaynaşan düşüncesiz, taksit müddeflerinin yirmi seneye çı fakat hayatî ve insiyakî tezahüvlere karılmasma karar verilmiş, alâkadar kaynak olan bir aşağı tabaka görmekıelara teblieat yapılmıştır. dir. Ruhun şuuraltı kısmı şuurlu kısmı Maarif Vekili şehrimizde istilâ ettiği zaman, insan, kendi şahsiyetini terkederek müşterek nasibimiz olan Maarif Vekili Hasan Âli Yücel dün sürü insiyakına sürüklenip giderken yisabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vekâlet mesleki tedrisat umum müdü ğınlaşmış insanlarm hassasiyetini iktisab eder. rü de gelmiş bulunmaktadır. Adliyeye verildiler altında kaimış, muhakeme ışıkiarmdan mahrum ilcaları yahud da umumiyetle aydın şuura müterafik bulunan ve çok kere zekâ tarafından kabul ediimiş bir saikı ve irade tarafından kabul ediimiş bir hedefi istilzam eden fiüleri bulurlar. Bu İtibarla tutacakları yol önceden çizilmiş gibidiı: Maşerî ruhun karşısmda akıl ve mantıktan ziyade hayvanlığımızdan gelen insiyak ve ilcaları mülâhaza ve onlara göre hareket etmek zaruretine mukabil ferdî ruh karşısında, ahvale göre, ya şuurlu düşünceye veya insiyaklara tesir etmeğe çahşmr.k icab edecektir. Filvaki yığınların ruhu bir nayvan ruhunu andırmakla beraber ondan çok daha karışık ve ince olduğu unutulmamak lâzımdır. Çünkü insandaki hayvanlık asırlar sürmüş tarihî bir mazi ile yuğrulmuş olduktan başka hâ â da vakayi ile tekâmül etmektedir. Bundan başka onun efal ve hareketleri edinilmiş bir fikri yahud inanılınış bir itikadı ifade eder görünmektedir ve bunlar insiyaklara zarurî olarak bağlı değildirler. O halde burada son derecede karışık bir hayvan ruhu karşısında bulunulduğu daima hatırda tutulmak iktıza eder. Bu ruh daha çok imajlar (hayaller) le düşünür, gösterilen örnekleri takiid ile hareket eder ve teJkinden çok müteessir olur. Fakat çok kere de sözden ve resimden müteessir olur; hatta bu tesirler canlı misaller kadar müessir olarak istenilen fiilin hayali uyandırılnıak suretile dolayısile de vücude getirilmiş c.labilir. Hele canlı misal göstermekle beraber buna telkinli sözler de katılırsa tesir daha katmerli olur: Takiid ihtiyacından başka gıbtayı uyandırır. Ayni zamanda tekrarların da büyük ehemmiyeti vardır. Çünkü yığınlaşmış bir haîde yaşıyanların fiil, düşünce ve hislerinde bir ahenk, bir uygunluk lâzımdır. Bunun kurulabilmesi için de istenen şeyleri tekrar ettirmek ve bu suretle itiyadlar kazandınnak icab eder. Söz, fiilden başka hislere de tesir ettiği için ayrıca ehemmiyeti vardır. Büyük şefler hemhis çok kuvvetli maşerî ruhları bilhassa bu sayede yaralmaktadırlar. Nitekim Büyük Atamızın cNutuk» u bu ruhun nasıl yaraüldığım gösteren şaheserler arasındadır. Daimî surette içtima halinds bulunan o zamanki Millet Meclisinin ihtilâlci maşerî ruhunj yuğuran bu Nutuktur. M. Şekib TUNC fN AR N AR A ••• Beyazıdda Her KAZİNOMUZ GÜNDVZLEFİ İstanbulda nağmedar ve nefis geceler... ^ ^ ^ M A RM A RA Kazinosunda Ticaret ve İnhisarlar Vekilleri Şehrîmizde bulunan Ticaret Vekili Mümtaz Ökmen dün öğleden evvel ihracat ve ithalât blrliklerinde meşgul olmuştur. Vekil, bu akşam Ankaraya hareket edecektir. İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz dün gümrüklerde meşgul oimuş, sonra Muhafaza Başmüdürü ile beraber motörle muhafaza teşküâtını tetkike çıkmıştır. sinemasının üstünde LÜKS... TUVALET... ZERAFET... MUSİKİ... DANS... ŞARKI... ve BİRÇOK GÜZEL KADINLAR... İşte: ANNA NEGLE RAY MILLAND Tarafından harikulâde Göz I R EN BU kamastıran bir tarzda yaratılan S A LI muhteşem AKŞAMI film budur. m S ÜMER Sinemasmda . bir mucize yaraüldı Teknikte... San'atta eşdı Bngün L A L E Sinemasını Heyecandan titreten tamamen Renkli Dr. S I K L 0 P S Bu mucizenin en kudretli bir misali.. Dehanın en büyük şerefi... Slnemanın en parlak raferidir. Numarah yerler kapışılıyor, geri dönmemek için lutfen yerlerinizi evvelden kapatınız. Bujrün saat 11 de tenzilâtlı halk matinesl Vekil, dün Maarife devredllmekte oBu hassasiyetin tevlid ettiği dulan Mühendis mektebini ziyaretle Rekrumda artık kendi hareketJerimizi içinde törle beraber mektebi gezmiş ve uzun bulunduğumuz yığının hareketlerine müddet kalarak izahat almıştır. Maarif Vekili dün kendisile görüşen uydurmağa temayül ederiz. Ya'nız bu halin, bilhassa, ırk, terbiye, meslek, itibir muharririmize demiştir ki: « İstanbulda bazı işler benim kadlar ve ayni ideaün takibi gibi müşgelmekliğimi icab ettirdi. Bilhassa Mü terek alâkalarla birbirlerine bağlı olan hendis mektebi, Teknik okulu, San yığınlaşmalarda tam manasile tebarüz at ve meslek mekteblerini tetkik ede ettiğini unutmamak lâzımdır. Yalnız şucek ve Maarif Vekâletine devredilmek uraltından gelen bu hassasiyetin yığınte olan bu mekteblerfle meşgul olaca lan vücude getirenierin ruhlarında uyni ğım. Ayrıca Üniversitede b a a temas suretle uyanmasını nasıl izah etmeli? larım olacak.> Burada herhalde mahiyetini henüz keşMaarif Vekili «kitab meselesi» nin ne fedemediğimiz mi^tik bir intikal. rırlı şekil aldığım soran muharririmize ce bir anlaşma olacaktır. Mahiyet ve mekavafcen: nizması mcçhul olan bu intikalin şimdic Maarif Vekâleti için böyle bir me lik yalnız neticelerine şahid oluyor ve sele yoktur. Böyle bir şey mi varmış?» ancak bunlan iyice görmek ve tespit etsualile mukabele etmiştir. mekle iktifa eylemek mecburiyeti<We bu lumıyoruz. Fazla olarak karanlık'.ardan gelen ve karanlık görünen bu hassasiyet yığınlaşmış insanlarm ruhîanna hâkim olduğu için onun herşeyden evvel bütün tezahürlerini, yuğrulma kabiliyetlerini ve üzerine yapılabilecek tesir metodlarını bilmek gerek idare ve gerek Memleketimizin en yüksek SAZ HEYETİ: Kemanî İSMAİL OKAY, Cümbüş Bestekâr İzmirli ZEKİ DUYGULU. Neyzen NİHAD ÜFLER. Piyanist ve Tamburi FAİZE. Hanende ARTAKİ KEMERLİ. Hanende Hafız İBRAHİM TUĞBERK. Bayan NEZİHE UYAR. Bayan MELEK, Bayan >rELÂHAT MARDİN. Her akşam saat 7 den 12 ve kadar şeyi halis ve fevkalâde itinalı gece ve gündüz nefis TABLDOT Alakart sıcak ve socuk vemrkler Tiryakiîer için halis Kahve... ACIKTIR Fİ VTLAR VCUZDUR S Ü M E R Sinemasmda SIGRID GURIE GRETA GARBO ' nun parlak rakibesi Tahran Büyük Elçisi Suad Davazın cenaze merasimi Tahranda vefat eden Tahran büyütc elçimiz Suad Davazın cenazesi dün akşamki Toros ekspresile şehrimize muvasalat etmiştir. Merhumun cenazesi Sırkeci nhtımına nakledilerek bu sabah saat 11 de buradan merasimle kaldmlacak, Beyaad camlinde namazı kılındıktan sonra Edimekapısı şehidllğindeki aile kabrine defnedilecektir. yormuş gibi bir takım hırıltılı sesler çıkardı. Haydi Plaşok elini biraz çabuk tut.. Bak. dışarıdaki diğer «ashabı masalih» üı işlerini de göreceğiz.. Senin mahdum bey bu sabah nedense tarlayı pek erken teşrif etmişler.. Etrafı şöyle bir kolaçan ettikten sonra mekteb hocası Kosta din'in bağma dalmışlar. Yaptığı marifet meydanda.. Kır bekçisi apar topar kendisini buraya getirdi. Ben de bodruma tıktım. Onu serbest burakmaklığım ve zatıâlinizin de âleme maskara olma maklığınız için bu parayı derhal vermeniz lâzımdır. Hem gözünü aç.. Oğlun bir daha böyle rezaletler yapmasm.. Yoksa ceza, iki misline çıkar ha.. . Plaşok'un heyecan ve korkudan gırtlağı kuruduğu için dilini ağzınm içinde kolaylıkla çeviremiyor, cevab veremi yordu. Kcllannı ümidsizlik içinde göğe doğru kaldırdı. Bir iki saniya sonra da elleri bileklerinden kesilmiş gibi bir denbire yanlarma düştü. O anda ceketinin eteklerinden beyaz bir toz bulutu havalanarak odayı kapladı. Plaşok, bu fırsattan istifade ederek yavaş yavaş sağ elini koynunij soktu. Uzun bir kese çekerek nikel levalan teker teker sayıp masanın üzerine koymağa başladı. Nakleden: UNUTULMUS KADIN Filminde. bütün seyircileri ağlatıvor ve heyecanlandmyor. Bueün saat 11 de tenzilâtlı matine. • ^ ^ • ^ ^ ^ ^ • i Bir ask kurbanı. müessir ve hissî tarihcesini tasvir eden Büyük bir muvaffakiyetle ŞARK demav •••^MH^H^HHHİHHM T e 1 ef on 43595 Sinemasmda ediyor. 16 BÜTÜN ŞEHİR... İLKTEŞRİN PERŞEMBE AKŞAMI ^IPEK. I I I | Sinemasmda Hayatınızda srülmediğiniz kadar eülmek isterseniz dünya KOMİKLEB KRALI Elde ettiği nefis filmler arasında şahane bir film olan EBEDÎ AŞK (N İ Çe V O ) vu seyretmek için Oynıyanlar : ( Eski A S R î ) Sinemasının açılmasını bekliyoı LORELHARDİ Â Ş IK Türkçe Sözlü Ve davanılmaz derecede eelenceli sahnelerle dolu fümi eörmelisiniz. AYRICA: MATBUAT t T . M. Memleket jurnah ve renkli Seyahat filmi. Bueün saat 11 de tenzilâtlı matine W I LLY F RIT S C H M A RT E H A R E L L rSON Ve « N İ K O L S K » BUS BALET HEYETİ Muhteşem bir sinemada.. Muhteşem bir film.. NELEK'te B U G Ü N Bugün S A R A Y Sinemasmda t Hoşa giden, eglendiren ve heyecanlandıran bir film... Rengin bir harikası ve tamamen renkli bir şaheser ( MA R Y L A N D ) YARIŞ ve VVALTER BRENAN NORMA SHEARER JOAN CRAWFORD ROZALIND ROUSSELL Gibi 3 büvük vıldızm varathğı essiz ve nefis bir film : KADINLAR ARASINDA Herkesin bcğeneceği. lakdirlerle alkıslıyacağı saheser. Busün saat 11 de tenzilâtlı matine Güzel bir aşk romanının macerasını tasvir etmektedir. Baş rollerde : JOYOF Bueün saat 11 de tenzilâtlı matine l ^ ı r bekçisi, genc irisi bir çccuğu sol kolundan s:msıkı yakalamış ite kaka belediye binasından içeriye sokuyordu. Bıyıkları henüz terlemiş, delikanlılık çağma yeni basmış çocuk korkudan ve utancdan başuıı önüne eğmişti. Sağ elile üstü salkımlarla dolu = koskocaman bir üzüm kütüğüne ya pışmış onu jrerlerde hışırdata hışırdata ladım.. Şöyle hafifce de okşadım ama. nohud kadar belli belirsiz duran her bence kâfi değil.. Mekteb hocasının zi salkımı gördükçe kızarıyor, bozarıyor, sürüklüyordu. küfürü basıyordu. Belediye reisi o sırada odasında yal yanuıı da tazmin etmek gerek.. Pekâlâ ' Kürüğü kapının arkasuîa Ama ne şiş yansın, ne kebab. Planız bulunuyordu. Sofadaki avak seslerini duvunca zoraki başım çevirdi. A yerleştir.. .Bu karatayı da götür. aşağıda şok, elini vicdanının üstüne koy.. Hakbodruma kapa.. Sonra git, babasını ça sızlık etme!.. sık bir yüzle: ğır! Reis Bey, sen beni çok iyi bilirsin.. Ne var, ne oluyor? #** Şimdij'e kadar namus ve şerefimle yaDiye haykırdı. Kır bekçisi, kolunu bırakmıyarak çocuğu ileriye sürdü: Aradan ancak yarım saat kadar bir şamışım, kimsenin on parasına tpnezzül Reis Bey. dedi, şu ahlâksızın yaptığı zaman geçmişti. Plaşok yüzü, gözü un etmemişimdir. Bırak ki şu anda iki taişe bakmız. tDaha üzümleri 'koruk ha lekeleri içinde, üstü başı bembeyaz Be rafı da tanımıyorum.. .Ziyanı yapan kim.. linde iken canım canım kütüğü kökün lediye reisinin odasınm eşiğine dikildi. Zarara uğrayan kim.. Ama, Allah fcilirken kuldan ne saklayayım.. Şu zamanden söküp sallasırt etmiş.. .Bereket ver Beni mi istediniz efendim? sin, zamanında görüp yakaladım. Oo.. Plaşok hoş geldin.. Evet, evet sız canına kıyılmış körpe kütüğün ye Kirr. bu haylaz.. Kimin nesi? seni istedim.. Buyur, şöyle içeriye gir.. rinde en aşağı iki yüz leva değeri var Eğer yanılmıyorsam, şu hani Mer Bir müşkülüm var da onu danışrnak için dı, muhakkak!.. Plaşok, bana biraz fazla gibi gelicanofun hanı var ya.. Onun yanındaki çağırdım.. dükkânda odunculuk eden Plaşok'un oğ Biz cahil insanlarız. hükumet işleri yor!.. lu.. Baktım, bu sabah erken erken be ne aklırmz ermez ama, mademki soraca Hayır efendim. ne çoğu, vallahi sz yaz çeşmenbı yanındaki tarlalarmda ğın var. deyiveririz. bile.. Sen bağcıhğa pek hor bakma reis dolaşıyor.. Ama, içime doğdu. Kendi Bak, şu kapmın arkasmda taze bir Bey, o, dehşetli güç ve masraflı bir iştir. kendime: Bu mendebur oraya iyi bir üzüm kütüğü var.. Onu Hırbonun biri Bir kütükten üzüm alabibnek için seneniyetle gelmemiştir, diye düşündüm. söküp aşırmış.. Tabiî bağ sahibi için bu lerce emek verilir. İnsan, her birinin Sağa sola dolaştı durdu. Sonra kuşlara büyük bir zarar.. Sen de yıllardanberi üstüne evlâdı gibi titrer, ayrı ayrı çataş attı, ağaçlardan birine tırmandı.. bağ bahçe ile uğraştığın cihetla bu iş palar, krizmalar. birer birer böceklerini Ben bir aralık köpeğin ayağma dolaşan den anlarsın. Şunun için ne kadar tazmi ayıklar.. Gübresi idi, kükürdü idi, bir ipini düzeltmeğe giriştim. Hemen bunu nata hükmetmeli. dönüm bağ, dünyanm parasını yer... Afırsat bilmiş. Çitlerin arasmdan mekteb Hah Allahtan korkmaz hay... Kırı cıma reis Bey, versin iki yüz levayı da hocası Kostadin'in bağına kayıvermiş.. lası eli bunu sökmeğe nasıl varmış.. gözleri fal taşı gibi açılsın.. Kimse bunu Suç üzerinde yakalamak için biraz sab Ulan şu kahbe dünyada ne muzır ve yapan... Yahud kimin yumurcağı ise... redip gözetledim. Kopardığı salkımlar cibilliyetsiz insanlar var be!... Babası evlâdını terbiye etmemcnin cedan bir tane üzüm alıp yiyor, tadını O mendebura kızmakta, hiddetlen zasını çeksin!.. beğenmeyince suratını buruşturuyor. mekte yerden göğe kadar hakbsın ama Pekâlâ Plaşok öyle ise, say parakaldırıp yere atıyordu. Bir değil, iki Plaşok, terbiyesizin cezasını, vermeyi lan... Sonra git aşağıdaki odaya tahsildeğil.. Beş değil, on değil... O da yet sonraya bırakalım da, evvelS, zarar ve dardan bir makbuz al... Çünkü bu haltı medi, dalları kırmağa başladı Nihayet ziyanın miktarını anlayalım.. eden senin mahdum bey.. şu eünde gördüğünüz kütüğü olduğu Plaşok. tecrübeli bir bağcı gözile küIhtiyar uncu birdenbire afalladı. Olgibi söktü. O vakit dayanamadım, bir tüğü evirip çevirdi, inceden inceye muduğu yerde sallandı. Salyasını yutmayı sıçrayışta bağa girip ensesinden yaka ayene etti. Üzerinde üzümleri henüz da unuttuğu için boğazından, boğulu = Bulgar hikâyesi Uzüm hırsızı Hadlye İclâl Hadiye ÎCLÂL Pazar 2 0 Ramazan Vasatî saat Ezanî saat 6.08 Güneş 12.32 , Oğle 12.01 15.08 17.35 19.05 4.30 6.25 9.34 12.00 1.30 10.55 Ikindi Akşam Yatsı Imsak