Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 16 Tenunnz 1940 HADISELER ARASINDA Halkıtı dilekleri Dul, yetim ve müteka idlerinmaaş zamları Eski kanunla kendilerine maaş tahsis edilmiş dul, yetim ve mütekaidlerden ekserisi son kanunla ilâve olunan zamları haziran iptidasındaki tevziat sırasında aldılar. Fakat bazı maliye müesseselerile, Belediye ve Evkaf idareleri memurluklarından tekaüd edilmiş olanlarla bunlardan vefat edenlerin dul ve yeümleri bir takım formalite noksanhğı yüzünden bu zamları o zaman alamadılar. Şimdi formalite ikmal edilmiş bulunuyor. Fakat zamların eylul iptidasındaki tevziat sırasında verileceği söyleniyor. Bu şekilde hakkından muvakkaten mahrum olmuş insanlar bütçeleri çok dar, maişetleri sıkışık kimselerdir. Hergün bir kısmı mektubla bir kısmı bizzat müracaatle zamlann bir an evvel tediyesini temin için tavassut etmemizi istiyorlar. Maliye Vekâletimizin, müskül vaziyetlerini nazarı dikkate alarak haklarında istisnaî bir muamele yapıp eylul aylıklarının tevziini beklemeden bu zavallılan sevindireceğini kat'iyetle ümid ediyoruz. Milli birlik ve hnrriyet iberal demokrasi bir ideal seıgisidir. Orada komiinıstin işçi diktatorlüğü ideali, sosyaüstin âdil paylaşma ideali, nasyonalistin nıillî birlik ideali, anarsistin devlet organizmasuıı parçalama ideali, kiliseuin zühdî ideali. sıra sıra parti raflarında, vatandasm serbest tercihine arzolunur. «Beğen, beğendiğini BJ» rejimi. Fakat vatandas, biiyük bir ekseriyetin pesinde, bunlardan birini beğenirse ne olacak? Nasyonalist veya komünist. haııgi rejim iktidara gelirse îlk isi. anasını oldüren oğul gibi. hürriyetin canına kıymak olacak! Liberal demokrasi karmnda bir değil, bir çok Neron besleyen bir Agripin'dir. Evvelki gün. Fransada oğullarımn yolladığı celiâda. Neron'un annesi gibi: «Evvelâ karnıma vur!» demesi lâzımdı. Çünkii liberal demokrasinin havsalası, kendisini öldürmek iste.ven oğullarının tepiştiği korkunc bir tezadlar âlemidir. Hiirriyet bir memleketi dolduranlan n ayaklarındaki zincirleri söker, fakat onlara gidecekleri yolu çizen bir ideal değil, yalnız bir ideal arama serbestliği verir. Hiirriyet bir gaye değil, vasıtadır. Biiyük Harbden sonra milletler ikiye NALINA Fiat murakabe komisyonunda IHEM MIHINA! L ayrıldılar: İdeallerini arajanlar ve ideallerini bıılanlar. Fransa jüz elli senedir idealini seçmekte nazlanıyordu. Yüz elli senedir tercihini yapamıyan. parti münakaşasını ve kabine buhranını demokrasi an'anesinin vital prensipi haline sokan Fransa, bütiin liberal memleketler gibi. ideal seçmenin bir vasıtasından başka bir şey olmıyan hürriyeti gaye sandığı için ve onu idealleştirdiği için mağlub oldu. Şimdi. idealini kendisinden ı vvel bulan galibini taklid zorunda kalıjor. Fakat bu, fikrin değil. hareketin taklididir. Çünkii milli birlik ideali, Fransız nasyonalistinin kaleminde Hitler'in yumruğundan çeyrek asır evvel on mutlak ifadesini bulmustıı. Fransa c'üşünmekte değil. kımıldamakta geç kaldı. Şimdi hürriyetini mülî birliğine feda ediyor; şundi irade haline geçen bir idrak bütünlüğile anladı ki bunun ikisi yanyana gelemez ve hürriyet, uğrunda kan dökülecek bir ideal değil. ideal secmeğe yarayan bir münakaşa serbestliğidir, ki Fransada olduğu gibi herhangi bir terrihi imkânsız bir hale sokan tereddüdleri doğurmaktan başka bir netice vermez. Dünkü içtimada bazı kâr nispetleri müHarb zakere edildi ve mu htelif kararlar verildi Fiat murakabe komisyonu dün de Komisyon bundan sonra tuvalet sabuMıntaka Ticaret müdurlüğünde Vali nu tiatlarını ve bu meyanda tuvalet samuaviru Haluk Pepeyının riyasetı altm bunlarmın maliyet fiatları yükseldiği da toplanarak muhtelif maddelerın fiat hakkmdaki müracaati tetkik etmiş bu hadleri ve kâr nispetleri üzerinde mu iddiayı yapanlardan evrakı müspite iszakerelerde bulunmuş, kararlar venniş tenmiştir. tir. Komisyon hamızı kibrit ve asidler için Komisyon evvelâ çay tacirlerinin fiat yalnız fabrikalara verilmek şartile yüzhususunda mutaleasını almış ve bu ış de 15 yerine yüzde 20 ye kadar kârı kaüzerinde tetkikler yapılması için müza bul etmiştir. kereler gelecek içtimaa bırakılmıştır. Fiat kontrol komisyonunun kadın coKomisyon şimdilik sadece toptan çay fi rablarmda görülen mütemadi fiat yükatlarım tespit edecektır. selmesi dolayısile yaptırdığı tetkikler neticelenmiştir. Komisyon bundan sonra bu geniş ihtikâr hâdisesini ele alacaktır. Cam ve şişe ve zücaciye ile tel ve demir çubuklar da tetkik edilmek üzeredir. Akademisinde Manifatura fiatları Türkiye Rumanya Ticaret münasebatı Yapağı ve tiftik mukabilinde petrol mübadelesi anlaşması dün imza edildi Rumanva ile ar?mızda ev\elce yapılmış olan protokol mucibince Ri'^anvaya satılacak olan yapağı ve tiftik ve mukabilinde alınacak petrol için yaoılmakta olan müzakerat cumertesi günü neticelenmişti. O gün imza olunamıvan bu husustakı mukaveleler dün şehrimizde Ziraat Bankası binasmda imzalanmıştır Mukaveleye Rumen heyeti namma M Stern ve Zirast Bankası müdürile Kasım imza koymuşlardır. Gülbanede feci bir kaza Dün bisikletli bir gazete müvezzii ölüm halinde yaralandı PEYAMİ SAFA . J Üç kişi boğuldu Pazar günü Sanyer ve Davudpaşa sahillerinde üç kişi boğulmuştur. 1 Ramide oturan Receb adında bir genc, Sarıyerde denize girmiş, fakat iyi yüzme bilmediğinden boğulmuştur. YaYazan: ZtYA ŞAK1R pılan bütün araştırmalara rağmen ceseTarihi tefrika: di bulunamamıştır. 2 Feriköyünde Baü caddesinde 55 numaralı evde oturan Zekeriya karısı Feride, akrabalarından Melâhat, Himmet. Lutfi, İkbal ile beraber Davudpaşa sahilinden sandala binerek deniz gezintisine çıkmışlardır. Bir miktar açıldıktan sonra Himmet soyunarak denize atlamıştır. Bu sırada sandal müvazenesini Füo, evvelâ Kadıköy sahillerine yak lan sefir Arbotnot da ne büyük bir ha ksybederek devrilmiştir. Vak'ayı görenlaştı. Fakat derhal, Yedikule istikame tada bulunduklarını idrak etmişlerdl lerin yardımile denize düşenlerden ikisi MÜTEFERRİK MAAR1FTE tine doğru açıldı. Sonra, parlak bir nıa Donanma, Marmaranın hırçm sularını müstesna hepsi kurtanlmışür. Kurtarılamıyanlar Feride ile 16 yaşlarında Haynevra ile geri donerek Istanbul surları geçerken, takib ettıkleri yanlış siyaseti, dardır. Odun kömür Üç mühim eser nın top menzılı açığından geçti. Kızku bizzat kendileri tenkid etmektelerdi. Tanzimatın ilânınm yüzüncü senesi lesine doğru ilerüedi. Oradan da bir top Fransızları mağlub etmek için, TürkEti Bankın İstanbul kömür stoku ADL1YEDE 20,000 tona baliğ olmuştur. Belediye İk dolayısile Üniversitenin hazırlamakta olmenzılı açıkta bir volta yaparak eski lere o derece ^ğır ve müfrit teklifleryerine avdet etti. de bulunmak, iyi bir netice vermemiştısad müdürlüğü şehrin kışlık odun ve duğu «Tanzimat Ansiklopedisi» ile *İsSur difindaki cinayetin kömür ihtiyacını da tetkik etmekte, kış lâm Ansiklopedisi» nin hazırlıkları bitIngıliz donanmasının maksadı anlaşıl ti. Bunun acı cezası. en küçük bir mutahkikatı mevsiminde ihtikâra meydan vermemek mek üzeredir. mamıştı. Yalnız, butün İstanbul heye vaffakiyet gösteremeden, İstanbul önünTopkapı surları dışansında ve Güngö üzere fiatları hazırlatmaktadır. den çekilmekti... Sefir Arbornot'un idatu»n içinde kalmıştı. Bundan maada profesör Hikmet Bayur tarafından hazırlanan •İnkılâb Tarihi» Bu heyecamn en şiddetle hüküm sür resizliği yüzünden, nihayet İngiliz gu ren köyünün yanındaki kabak tarlasında Yeşilaym teşebbüsleri evveki gün bir at meselesinden arkadşı eserinin birinci cildi de hazırlanmıştır. düğu yer, Fransız sefaretanesi idi. Baş ruru rencide edilmişti. Yeşilay genclık teşkılâtı dun profesör ta Sebastıyani olmak uzere butün E'ranMesele. yalnız böylece çekilmekle kal yanaşma Arabkirli Hacıyı öldüren yaOniversite kampları sızlar, İngıliz gemilerinin ilk hareketini sa, bir şey değildi. Fakat şimdi, Çanak naşma Hüseyin Taşçıoğlu hakkında ya Fahreddin Kerımin rıyasetinde toplanapılan müddeiumumilik tahkikatı, bitmış rak yaz içerısinde muteaddıd gezintiler Dünden itibaren Ünıversite kampları gorur gormez lıarbin başlayacağına huk kale boğazmı nasıl geçeceklerdi'.. tir. Tahkikatı yerinde yapan müddeiu yapılmasına ve bilhassa eylulün ilk haf başlamıştır. Üniversiteli talebe şehrm • •* metmişler; filonun muhtelif istikametlere gidıp gelmesıni, büyuk bir endişe Posta menzil teşkilâtmın en sür'atli umumî Fethi Sezai Türkmen, dosyayı tasında Halkalıda bir (Üzüm bayramı) sayfiye mahallerinde kurulan bu kamptertibine karar vermiştir. lara devam etmektedirler. ve halecanla takib eylemişlerdi. vasıtalarına müracaat edilerek, ingiliz dördüncü sorgu hâkimliğine yollamıştır. Maksad halk arasında yaş mey\a ve Güzel San'atlar Şurası kaldı İngilız gemileri, ancak guruba doğru donanmasının avdeti Çanakkaleye bil Bakırköy jandarma kumandanlığından yerlerine donmüşlerdi. Fakat İstanbul dırildi. Ve. Boğaz muhafızlarma tali dün sabah Adliyeye getirilen Hüseyin u/üm suyu pıopagandası yapmaktır. Maarıf \'ekâletinın bu yıl Ankarada Taşçıoğlu sorguya çekilmiş ve hakkında dan a^ıkâr bir surette görülüyordu ki, mat gönderildi. Beyoğlu Halkevinde motör toplayacağı san'atlar şurası hazırlıkları tevkif müzekkeresi kesilmiştir. demirlememışlerdi. Hepsi de, yelken üGelibolu halkı, mlnarelere çıkmışlar, bitmediği ıçın gelecek seneye kalmıştır. zerindelerdi. kursu açıldı îngiliz donanmasını bekleyorlardı. MarUrlada bir kız kaçırma Imtihanlar talimatnamesi Ortalık kararmaya başladığı zaman tın ikinci günü akşama doğru. ufukta Beyoğlu Halkevinde motor kursu dün vak'ası butün İstanbul halkını bir endişe aldı. üç gemi belirdi. Bu üç gemi, ortalık Bu sene lise ve ortamekteblerde tatbik Ev Reisi Ekrem Turun bir nutkile açılUrla, (Hususî) Kasabamızda, efkârı mıştır. Kurs 3 ay devam edecektir. edilen imtihan talimatnamesinin neticesi İngiliz gemilerinin, gecenin karanlı karardığı zaman Nâra ile Lâpseki araumumiyeyi heyecana düşüren bir vak'a Derslere pek çok talebe kaydedilmiş orta tedrisat müdürlüğünde kurulacak ğmdan istifade ederek, bütün şehre sında demirledi. olmuş; Yeraltı mahallesinde mukim yir tir. bir komisyon tarafından tetkik edilecekmüthiş bir ateş baskını yapacağına Ertesi gün sabahleyin, basamira'ın gemi beş yaşlarında şoför Ahmed Ergül, tir. Bu tetkikat neticesine göre talimatdair bir takım şayialar deveran etmeğe misile diğer gemiler de gelerek ingiliz aynı mahallede oturan ve bir müddetnamenin lüzum görülen bazı maddeleri başladı... O gece, İstanbul halkından hiç donanması, içtimaını bitirdi. Ve derhal tenberi sevmiş olduğu, millî emlâk me Yugoslavyanın Moskova se değiştirilecektir. kimse. rahat uyku uyumadı. Bo&azdan çıkmağa teşebbüs etti. muru Şemseddin Aygünün kızı on altı fareti erkânı şehrimizde Herkes, sabahı dort gözle bekledi. Saat sekizde, donanma kâmilen de yaşlarındaki Firuzeyi kaçırmıştır. AhYugoslavyanın yeni Moskova ataşemiDaha alaca karanlıkta, bütün gözler, Yugoslav elçisi geldi mir kaldırdı.. Esmekte devam eden sert medle Firuzenin bir müddettenberi seliterı Zoyçiç, matbuat atasesi KrayşuFenerbahçe tarafına çevrildi. Fakat ne Mezunen memleketine gitmekte olan çe şimal rüzçârımn yardımile Boğaz viştikleri ve kaçırma hâdisesinin kızın moviç, ticaret atasesi F. Gaji dün sabahki Yugoslavyanın Ankara büyükelçisi Şuorada ve ne de. Marmara ufuklarından aşağı suzülmeğe başladı. Fakst, ilk muvafakatile olduğu söylenmektedir. konvansiyonelle şehrimize gelmişlerdir. menkoviç dün sabahki ekspresle Belda. İneiliz gemilerinden eser grülemedı. Türk istihkâmmın top menziline girer Buradan doğruca Moskovaya giderek graddan şehrimize gelmiştir. Bir iki güArtık halk. geniş bir nefes aldı. Muhgirmez, şiddetli bir batarya ateşile kartemel olan bir takım korkunc hâdisene kadar Ankaraya gidecektir. Ankara Borsası 15/7/940 yeni vazifelerine başlayacaklardır. şüandı. lerden kolayca kurtulduğu için, herkes Başamiral. maru? kaldığı tehlikeyi anAçılış Kapanış birbirini tebrıke başladı. lamıstı. Ve artık. her ne pahasma olur| ihracat Takas 5.24 Hiç bir hâdisede, menfaat fırsatını Londra 1 Sterlin ithalât hazır ,alivre ça olsun. bu tehlikeyi aşmaktan başka nevileri kaçırmıyan Sebastıyani, derhal saraya 143. Nevyork 100 Dolar geldi. Padişahın huzuruna kabul edil çare kalmamıstı. Paris lOOFrank 44 Enterşanjabl 45 51 İngiliz gemileri, bütün yelkenlerini di. Bu riyAkâr diplomat, 3 üncü Selim Milano lOOLiret fora etmişlerdi. Mütemadiyen ateş açan ile karşılaşır karşılaşmaz yerlere ıği29.4375 Cenevre 100 İsv. Fr. 40 | 39 İngiliz istihkâmlara atesle mukabelede buluna lerek; Amster. 100 Florin Şevketmeab!.. Gösterdiğiniz azim rak sür'atle yollarma devam etmekteBerlin 100 Rayşm. Belçika 40 39 I 51 ve metanetle İngiliz donanmasını ka lerdi. Brüksel 100 Belç. F. Vindsor Kasel gemisine büyük bir çırdmız. Bu büyük ve tarihî hâdise0.9975 Atina 100 Drahmi 40 39 Holanda 51 nin şahane kahramanı sıfatile zatı hu mermer gulle isabet etmiş. geminin bii1.7575 100 Leva Sofya yük serenini parcalamakla beraber di Prag Ri"^ı n'muzu tebrik ederim. 100 Çek Kr. İsveç 47 46 I 51 ğer mühim tahribata da setebivet ver13.90 Madrid 100 Peçeta Dedi. Gemi, voldan kalmıştı Onu ve Varşova 100 Zloti 3 uncü Selim. büyük bir meserret ve 40 39 Fransa I 51 26.3725 Budapeş 100 Pengö memnuniyet içinde idi. Sebastiyani'nin değe alıp si'riiklemek icin dis<=r eemi0.625 bu sözlerini. heyecanh bir sevincle din er bir havli zahmetlere ve tehlikplere Bükreş 100 Ley İsvıçre 39 40 I 51 3 425 Belgrad 100 Dinar ledi. Ve sonra, asilâne bir tevîzııla katlanmışlardı. Hazır fiat icin ihracatın fiten Bu esnada, Akito* i««r.rndeki çemi Yokoha. 100 Yen 33 585 Fransız sefirini başı ile selâmlavarakyapılmış olduğuna tevsik eden 3100.) Bu parlak muvaffakiyetin şerefi. de oldukça mühim bir rahne acıldı Stokho. 100 İsveç K vesaikin ibrazı $artür Bu da. epeyce mesakVntli manevralar Moskova 100 Ruble size de aiddir. ihracat primleri %100 kıymel ozedan sonra ved<*5e almdı. Trenıt..... « n Polonyalı muhacır gelmekte devam Diye, nıukabele gösterdi. rinden hesab edilmişti r. Bu tam isabetlerin en mühimmi. amiHalbuki 3 üncü Selim, bu şahane ilediyor. Dünku katarlardan da bir çok muiteci çıkmıştır. ral gemisinde vııkua geldi. Sert gratıit tifatı israf etmiş oluyordu. Yüksek zeMerdivenleri yavaş yavaş çıktı; şapkâsma ve bilhassa her meselede gös ta^mdan vpnılmıs olan aeır bir srül'ıe Küçük hikâye terdiği nüfuzu nazara rağmen. bu işte Ruvavyal Jorj> un kumanda köprüsü kasını vestiyerın üstüne iırlattı; salona ne kadar aldandığmı hâlâ anlayamı nü. bir anda parca parça etti Bu dar geçtı. Karısı orada roman okuyordu; kıbe o kadar müthisti ki. o sırada köo iını bile kıpırdatmadı. Adam ıçinı çekti, yordu. O gün sarayda. Sebastiyani'nin şerefi rünün üzerinde bulunan Amiral Dük geniş koltukiarından birine oturdu; bene bir ziyafet terrib oluntnuştu. Gafil Vort'un havatı. ancpk mucize kabilin caklarını uzattı; derin derin nefes aldı den olarak kurtulsbildi. ve başını arkaya bırakarak bir kaç dakıhükümdar bu ziyafette Sebastiyani'ye **• ka sessiz ve hareketsiz durdu. Genc kadın ona baktı; süzdü; rakı bar casının gözleri büyüdü: bircok iltifatlarda bulunmuştu. geldiği kadar cevab vermedim mi? İnpiliz donanması. bir havli hasara Hizmetçi: dağına uzandı; adam onun elinı tuttu: Fakat Sebastiyani'nin gözleri. artık İçme... Fena olursun! Genc kadın bardakta kalan rakıyı da upradıktan sonra. bir saat bir cevrpk Yemek hazırdır efendim... Bana karışma! bu iltifatları gormüyordu. Çünkü bu Sen karışma!... içtikten sonra cevab verdı: müddet zarfmda Boöazı gecebildi Bu Dediği zaman genc ve güzel kadın ki Benım de cesarete ihtiyacım var... des^as diplomat. oynadığı oyunda mu Et ve derinin bütün isteklerinı yapmüddet zarfmda. 137 si maktul ve 412 si tabdan okuduğu yaprağı kıvırdı; etajere Içecek mısin? vaffak olmustu. Ve şimdi o. oynadığı Seni dinliyordum; söyliyeceklerin tın; lâkin ruhum öksüz kaldı. Senın kalmecruh olmak üzere 549 kurban ver koydu; kalktı, yanıbaşındaki yemek odiplomstca ovunbrm mahiveti anlaşıl Evet... bitti mı? bin iyidir, lâkin göze görünmüyor ve udasına geçerek masaya oturdu. Kocafi m?dai İstanbuldan savuşmayı düşünü misti. İçti; hem de son damlasına kadar. Son Bana Naci Arattan, Ali Abacıdan nutuluyor. Bir insanın ruhu yüzünde ve Amiral Dük Vort, martın 4 üncü jrü da kalktı; mutfağa gitti; elinde rakı ile ra mutfağa gitti, doldurup getirdi; kocayordu. sık sık bahsediyorsun; onlar buraya gel vücudünde aksetrniş olmalıdır! nü, Bozcaada karşısmda demirledi O dolu bir su bardağı olduğu halde dondü. sının önüne koydu. dikleri zaman yüzün güluyor; bana bile «*• Saçmalayorsun. Hep ambalâj meseanda bütün donanmada sövlenen sözler Hizmetçiye: Genc adam onu biraz hayretle süzdü; o zaman daha nazik davranıyorsun, ade lesi... Yemek güzel olsun, yemek... TabaÇanakkaleden, kanh bir geçîş bilhassa şu cümlelerden ibaretti: lâkin çabuk toparlandı: Biraz peynir filân getir!.. ta .ne iyi yapıyorsun da bu güzel adam ğın ne değeri olabilir... İneiliz basamiralile onun misafiri ovar) ' Diyerek karısının karşısma oturdu. Dikkat ediyorum; sokağa çıkarken ları getiriyorsun!» der gibisin! Halbuki Çatalmı tabağa vurdu ve seslendi: Genc kadın başını kaidırıp ona baktı; beni şöyle baştan ayağa kadar süzüyor birincisi kalleş, ikincisi jigolonun biridir; Nuriye... sun; kravatıma, ceketime, şapkama bi ama bir daha buraya girebilirlerse ben göğüs geçirdi: Karısı kalktı: Zaten içip gelmişsin! Bu fazla de çim vermek, boylece yakışıklı bir adam de... Ben getiririm. Yemek istıyorsun, kılığına sokmak istıyorsun; halbuki inğil mi? değU mi? Beş gündenberi aralarında geçen tek sanın hüviyeti o kadar kolay ve çabuk İnsanlarm yüzlerine, boylarına ba Evet... söz bu olmuştu; bu dargınlıklar vakit va değişir mi? İçini çekiyorsun. Kendi ken kıp da hüküm vermek kadar aptalca bir Mutfakta bü gürültü oldu; teneke gibi kit görülüyor, iki tarafı da gerek vü dine «Eh, ne yapalım, kader!..» diyip yü şey daha olamaz. Güzellik ancak hayvan bir şeyın taşa vurulmasından çıkan sesrüyorsun. Yolda kolmuma girmiyorsun: da aranır. İnsanm gıizeli, akıllı ve ahiâklı ler duyuldu. Sonra genc kadın, yer yer cudce gerek ruhça bırpalayordu. üstelik ikide bir donup baştan ayağa ka olandır. Kayseride iken nekadar temiz, kabarmış, çatlamış, knılmış ve yassümış Az bile... dar gözden geçirıyorsun, boyumu bodur, iyi bir kadındın. beni o kadar beğenirGenc adam hizmetçiye emretti: olan bir çinkc tabak içinde nefis bir dol Sen odana gidebilirsin; lâzım olur sırtımı kambur, bacaklarımı çarpık bu din ki... Herşey İstanbula geldikten son ma getirdi; kocasının önüne koydu. luyorsun; halbuki sen boylu boslu, gös ra bozuldu. san çağırırım. Genc adam bir tabağa, bir de karısına Bardağı yarısına kadar boşalttı; pey terişli bir kadınsın! Yanmdan geçenler Yanıhyorsun. O zaman on sekiz ya baktı. Kadm: dönüp bakmaktan kendilerini alamıyor şında, görgüsüz bir çocuktum; şimdi nirden bir parça aldı. Genc kadın sordu: Yemek güzel olsun, yemek... Taba Niçin içiyorsun? Bu bir ihtiyac mı lar. Lâfm kısası, sen beni beğenmıyor dünyayı anlamış bulunuyorum. ğın ne değeri var? sun' Öyle değil mi° sanki? Dha doğrusu şaşırmış bulunuyorDedi; bir kahkaha savurdu. İhtiyacdır; hiç bir şey yapmasa bile Genc kadm omuzlarını kaldırdı: sun; çünkü görünüşe aldanıyorsun; yalGenc adam başını sağa sola salladı; 1 ınsana cesaret veriyor; bu aksam bir Niçin inkâr edeyım Bunu yeni mi nız görunüşteki guzelliğine ehemmiyet içini çekti; dişlerini sıktı; bir türlü çataseyler söylemek, hatta bir şeyler yapmak anlayorsun? veriyorsun. Halbuki ehemmiyetli olan lmı kullanamadı; kalktı. Büfeyi açtı; oistiyorum! Çok oldu ama söylemeğe çekiniyor sey ruhtur: şimdiye kadar sana ihanet radan bir şey aldı; mutfağa gitti; biraz Eyübde Bayan Hatiçe Arıkan Biçki ve Dikiş Yurdu bu seneki mezun!?!?„. dum. mi ettim; evimin dışarısında bir arzum sonra döndü; küçük ve zarif bir tabak larmı vernıiş ve bu vesile ile güzel bir sergi açümıştır. Yurddan 14 genc Artık açık konuşma zamanı gelmiş İçki sahiden cesaret veriyormuş! oldu mu 7 Vazifemi yapmadım mı? Seni içinde iri bir bonbon getirdi. kızımız diploma almıstır. tir; sen beni sevmiyorsun? Bardağı aldı; yarısına kadar içti; ko sevmedim mi? Senin isteklerine elden Karıcığım senin bu ikramını cevab Alaca karanlıkta bütün gözler Fenerbahçe tarafına çevrildi fakat ne orada ne Marmarada... Dün öğle üzeri Gülhane parkı önünde feci bir tramvay kazası olmuştur. Yeşildirekte kimsesizler yurdunda oturan gazete müvezzii Adanah Şaban adında 18 yaşlarında bir genc bisikletle Tıbbı Adlî önünden geçerken virajda birdenbire karşısma çıkan vatman Hasanın idaresindeki Maçka Beyazıd tramvayile çarpışmıştır. Çarpışma neticesinde Şaban başından ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmışür. Vak'ayı müRumanyaya gonderılecek tiftik ve ya teakıb Alemdardaki Esnaf Cemiyetleri pağının Rumen bandıralı Sulina vapu hastanesine kaldırılan Şabanın sıhhî varuna tahmiline dün baslanmıştir. Dün ziyeti hemen hemen ümidsiz gibidir. vapura 150 balya yüklenmiş bulunuVatman yakalanmış, hâdise etrafında yordu. tahkikata başlanmışür. Manifatura üzerinde fiat murakabe komisyonunca yapılan tetkiklere ve konulan kârlarla esas fiatları çok gören bazı itirazlar ve dedikodular olduğunu yazmıştık. Manifatura fiatları komisyondan evvel manifatura ithalât birliğince bir liste ile tespit edilmiş ve tasdik olunmak üzere Ticaret Vekâletine arzolunmuştu. Bu liste Vekâletçe tasdik olunmamakla beraber red de edilmiş değildir. Yabıız bir manifatura tacirinin ihtikâr suçile mahkemeye verilmesi dolayısile bu liste komisyon tarafmdan mahkemeye verilmiş ve mahkeme de bu listeye göre karar vermiştir. Şu vaziyetle Usteye kat'iyyet kesbetmiş nazarile bakılmaktadır. İste bu listedeki fiatlara nazaran şimdi komisyonca vazedilen fiatların bir çok kalemlerde çok yüksek olduğuna işaret edilmektedir. Meselâ evvelce 51 kııruş olan 80 santimlik Alman pazenine 55, 70 sanHarbde zaferin en mühim âmillerin < timlife 41 kuruş yerine 47, krizete 30 yerine 35, satene 72 yerine 105 kuruş den biri, hatta birincisi iyi sevk ve idaredir: iyi sevk ve idare ise Allahın büfiat verilmesi çok görülmektedir. yük kumandan olarak yarattığı müstes . na zekâlann nasibidir; fakat bu müstesŞEHIR 1ŞLER1 na zekâlann işleyebilmesi için, terhiye görmesi, tekâmül etmesi şarttır. İste Florya plâjı Harb Akademisi, ordunun genc zekâlaBelediyece Florya plâjlarının ihalesi rını büyük kumandan olmağa hazırlayeniden artırmaya çıkanlmışü. Dün mü yan müessesedir. Bu müessese, harbin racaat eden bir iki talib değer fiat ver basit ve mahdud kaidelerinden zaferia mediklerinden Belediye artırma müdde tılsımını bulup çıkarmağı öğretir. General Fuad Erden dün diplomalarını alan tini tekrar temdid etmiştir. Diğer taraftan Belediye Floryada mev genc Türk kurmay subaylarına zaferin tılsımlannı su güzel sekilde hulâsa etti: cud plâjlann yanıbaşuıda büyük bir c 1. Manevî sebebler: Yani ruh, halk plâjı vücude getirmeğe karar vermaneviyat, azim, irade, karakter; miş ve bunun hazırlığını yapması 2. Intellectuel sebebler: Yani *serk Batarköy kaymakamına tebliğ edihnişve idare» ve <talim ve terbiye*; tir. 3. Maddî sebebler: Yani sayı. teş'cilât. silâh ve malzeme.v Amele kadrosu Güzide General. sonra, eski ve yenî Belediye tanzifat amelesinin miktarı harblerden eetirdiği bir cok mUallerle 900 den 250 ye düşmüştür. Belediye bunzafer veya muvaffakiyetin bir çok defalarrn yerlerine müracaat eden kadın alar. sayıca ve maddiyatça iisıün olmıyanmeleyi de kaydetmekte ise de gene amclar tarafından da kazanıldığını süyleyele kadrosu doldurulamamıştır. rek ilâve etti: r Harb tarihinde mukaâderat yokJL tur. Mağlub olmuf ordular. mnkadder olduğu icin değil: maddeten zayıf oldukları icin değil, fena sevk ve idare edildikleri icin, harb maneviyatı zayıf I J * Son günlerde sütten zehirlenenler olduğu icin mağlub olmuslardır. Anibal'ın Romahtarla, /skender'tn Dnçoğaldığından Belediye kaymakamlara bir tamim göndererek bununla meşgul râ ile muharebelerinden hu gu'ne kadar bu hakikat şaşmanııstır. olmaları lüzumunu bildirmiştir. Sayvun, silâhm, teçhizatın tesirini is* Dün şehrin muhtelif semtlerinde uyuşturucu madde saüşı yapan altı sa tihfaf etmek<ıizin denilir ki b« gitnün harblerinde de en ziyade ordunun n ı bıkalı yakalanmıştır. * Bu ayın 15 inden itibaren tatbikı hu ve maneviyatile sevk ve idare miiessir olmuştur.» lâzım gelen buğday ve arpa ihracaünı Napoleon da. harbde manevivatın madkontrol ve istandardizasyon nizamnamediyata nispeti 3 ün 1 e nispetidir. demisti. lerinin tatbikı tehir olunmuştur. Dün. diplomalarile beraber Türk ordu* Şehrimizdeki bazı firmalar bazı sunun küçük, büyük birliklerini sevk ve Avrupa memleketlerile Ümidbumu ve idare için liyaket ve salâhiyet beratlaBasra körfezi tarikile mal alıp satmak nnı almıs olan genc kurmay subaylarımızı tebrik ederken onlarm .sa/ııs/nnan üzere mukaveleler yapmışlardır. ideallerit Atatürk. İsmet İnönü ve Ma* Dün fehrimizden muhtelif vapur resal Fevzi Çakmakların yolunda yüriilara ve trenlere İngiltere, Isviçre ve yen kudretli. talihli ve muzaffer kuman» Macaristana ihrac olunmak üzere 150,000 danlar olmalannı dilerim. liralık ihracat eşyası yüklenmiştir. arb Akademisinin diploma dağıtma töreninde bulunmaktan büyük ve derin bir zevk duyarım. Bunun iki sebebi vardır: Tara bir sadelik içinde geçen bu törende. yarınki büyük kumandanlarımızın Türk ordusuna iltihak ettiklerini görürüm ve Harb Akademisinin guzide komutam Korgeneral Fuad Erdenin davetlilerine çektiği nefis ziyafetten eski bir tabirle nevaleçin olurura. Nefis ziyafetten bahsettiğimi görüp de bunu bir şikemperverlik itirafı sanmayınız; kasdira muhterem Generalin dimağlarımıza çektiği edebî ziyafettir. «Paristen Tıh sahrasına» muharriri, her sene Harb Akademisinin diploma dağıtma töreninde, bir nutuk söyler. Bu nutuk. Fransız Akademisine her yeni aza girdiği zaman okunan karşıhklı nutuklar gibi, fikir ve edebiyat bakımından zengin. güzel ve canlıdır. Harb Akademimizin kıymetli komutam, eski zamanlarda «kılıç ve kalem sahibi» denilen mümtaz askerlerdendir. O, alaylan olduğu kadar fikirleri sevk ve idare etmeği de bilir: mevzileri zaptetmekte olduğu kadar dimağları teshir etmekte de üstaddır. Harb bir san'attir. Harb Akademisinde, bu san'atin san'atkârları yetisir; Harb Akademimizin komutam da harb san'atinin edebiyatını ve felsefesini yapan yüksek bir askerî edib ve mütefekkirdir. Kısa Haberler İÎİJ Takas primleri Bir cerh vak'ası Balatta oturan Ahmed adında bir genc aralarında çıkan bir munakasa neticesi Haydar ve Osman adındaki iki arkadaşını bıçakla yaralamıştır. Vak'ayı müteakıb Ahmed yakalanmıştır. CÜMHURIYET Alıone seraiti Senelik Altı aylık Üç aylık Bir avlık Nüshası 5 kurustur. Türkiye için 1400 Kr. 750 . 400 . 150 » Haric İÇ1TJ 2700 Kr. 1450 * 800 • Yokfur. Dikkat Gazelemize göodenleo evrak ve yazılal neşredilsin edilmesio lade edılmez ve nyaından mes'ulivel kahul olunmaz. sız bırakmamalıyım; lutfen şunu kabul eder misin? Genc kadın zaferle gulumsedi; başını salladı: Nasıl; yola geldin! Diyor gibiydi. Tabağa uzandı; içindekini aldı: ağzına attı; çiğnedi; lâkin biraz sonra ağzı a^ık kaldı: gözleri büyüdü kocasını hayret ve dehşetle baştan ayağa kadar süzdü; eilerini ağzına götürdü; boşalttı; dıkkatle baktı; orada kıpkırmızı biber vardı. Genc adam hem gülüyor, hem dişlerini sıkıyordu: Ambalâj... Öyle ya... Ruhun ne değeri var? Gorünüşü güzel olduktan sonra... Ruh, vücudde ve yüzde aksetmelıdir!... Hah, hah, hah, hah!... Genc kadının dudakları ve dili kabarmısü. Lâkin kızmıyordu; o da gülüyordu; musiukta ağzını iyice yıkadıktan sonra döndü. Kocası hâlâ gülüyor ve soruyordu: Nasıl... Kim haklı?.. Genc kadın onun boynuna kollarını doladı: Ikimiz de... İçini çekti ve devam etti: İçi ve dışı güzel ınsan olmak ne iyi şey!.. Fakat dünyada böyle kaç kişi var? Belki hiç yok!.. O halde... Beni niçin bu kadar üzdün? Şimdi bilsen nekadar güzelsin! Sen öyle olabilirsın; şimdi şu anda öyıesin! Niçin şimdiye kadar böyle olmadın? Hiçbir zaman bu geceki kadar açık konuşma mışük! Kolları birbirinin beline dolanm.ş ve başları birbirine yaslanmıs olduğu halde yatak odasına giden koridora saptüar. Ambalâj.. Yazan: Kadircan Kaflı