Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 Hazîfan 1940 CUMHURİYET SON Sovyet Rusyada iş saatleri artırılıyor Beynelmilel vaziyet dolayısile f abrikalarda günde sekiz saat çalışılacak (Başfarah 1 incî sahifede) ve pazar ve bayram günleri tatilieri kaldırılmış bulunmaktadır. Böyle topyekun bir askerileştirme yolu ile, ctnperyalist devletler ekonomisi, her nevi lilâh istihsalini muazzam surette arlLırmıştır. Bu suretle harb tehlikesi memleketimiz için de artmıştır. Enternasyonal vaziyet. bir çok namemullerle doludur. Bu şeraitte memleketimiz. sulh siyasetine sadık olarak. Sovyetler Birliği milletlerinin menfaatleri icabı, müdafaa kuvvetini ve ekonomüc kuvvetir.i daha ziyade arttırmak zaruretindedir. Memleketimiz, silâh ve düer lü'.umlu eşya istihsalinde. kapitalist memieketlerden daha az hazırlıklı olamaz. Her guretle bütün imtihanlara hazır olabilmek için, kuvvetlerimizi faz'.alaştırmak mecburiyetindeyiz. Gerek ekonomı %e gerek askerlik bakımından daha çok kuvvetli bir memleket olmamız lâzımdır. Vazifemiz, memleketin müdafaasını daha ziyade kuvvetlendirmek, Kızılorduya lâzım olan her şeyi veren sosyalist endüstrisini kuvvetlendirmektir. Bütün kuvvetlerimizi, endüstrinin durmadan inkişafına ve de\letimizin takviyesıne tahsis etmeliyiz. Bıze daha ziyade maden, kömür ve petrol. daha ziyado tayyare, tank, top ve mermi. daha zijade lokomotif. vagon, makine. otomobil. millî ekonominin her sahasında daha fazla istihsal lâzımdır. Vatanın müdafaa kuvvetinin daha ziyade fazlalaşması için. Sovyetler Birliği amele smıfmın. lüzjmlu fedakârhklara katlanması lâzımdır. Sovyetler Birliği sendikaları merkezi konseyi şu fikirdedir ki, müesseselerimizde halen mevcud altı ilâ yedi saatlik iş günü, Sovyet memleketine düşen vazifelerin yapılması için bu gün gayrikâfidir. Eğer kapitalist memleketlerde, amele. burjuvazi için günde 10 ilâ 12 saet çalışmağa mecbur bulunuyorsa, bitim Sovyet amelemiz. bu günkundon daha fazla. asgari sekiz saat çalışabilir. Ve çalışmalıdır. Çünkü kendisi için, sosyalist devlet için, milletin iyiliği için çalışmaktadır. Sovyetler Birliği sendikaları merkezî konseyi. devlet müesseselerinde, kooperatiflerde ve her turlü işlerde, amele ve müstahdemlerin iş gün lerinin sekiz saate çikarılması fikrındedir. İş gününün yedi saatlik olduğu nriesseselerde çahşma müddetinin 7 ilâ 8 saate. altı saatlik olduğu müesseselerde 6 ilâ 8 saate çıkarılması lâzımdır. Maamafih gayrisıhhî iş şeraiti mevcud olan müe""»eieler ve san'atlar bundan haricdir Müesseseler müstahdemleri 6 ilâ 8 saat, 16 yaşmı doldurmuş olanlar 6 ilâ 8 saat çalışmalıdırlar. Devlet müesseselerile kooperatifler ve umumî müesseseler, yedi günlük hafta sistemini kabul etmelidirler. Iş günü saatlerinin ve iş haftası günlerinin fazlalaşması. memleketimize. fazla olarak. yüz binlerce ton petrol. kömür, maden, binlerce yeni makine. top, tayyare, tank ve saire, yüz milyonlarca ruble kı\Tnetinde geniî istihlâk eşyası vefecektir. Sov>etler Birhğinde iş gününün bir saat fazlalasmasından sonra dahi, iş günü en kısa iş günü olarak kalmaktadır. Muesseselerimizdeki amelenin ve müstahdeıı.lerin büyük ekseriyeti, vazıfelerini yaparken namuskâr ve dürüst bir hattı hareket göstermektedir. Bu işçiler. iş kanununu ve iş disiplinini dürüst surette tatbik etmektedirler. Fakat bunların yanında, Sovyet idaresinin ortadan kaldırdığı işsizlikten istifade ederek ve Sovyet devlctinin ssbrını suiistimal ederek, bir fabrikadan dığerine geçen. intizamı baltalayan ve namııskârane çalışmak istemiyen, kanumm tesis ve milletin tasdik eylediği ieablann ifasını istiğna ile gören bilhassa çalışmağa baslamıs genclerin yüzde 3, 4 ünün teşkil ettıği bir kısım memr.r ve amele vardır. Sovyet merkez sendikaları heyeti, devlet müesseseleri ve umumî kooperatifleri memur ve amelelerinin mezuniyetsiz vazifelerinden ayrılmalarının aynı zamanda mezuniyetsiz bir müesseseden diğerine geçmelerinin menedilmesi lâzım geldiği fikrindedir. Sovyet merkez sendikaları heyeti, devlet ve umumî müessese ve kooperatifleri izinsiz terkeden memur ve ?>melenin mahkemeye tevdi edilmeleri ve hapsedilmeleri lâzım geldiği kanaatindedir. Mazeretsiz vazifede bulunmamak cürmünü işleyen kimseler, bulunduklan müesseselerde bir terbiye mesaisine tâbi tutulacaklar ve bu müddet zarfında noksan gündelik alacaklardır. Sovyet merkez sendikalan heyeti, iş gününün 8 saate iblâğı ve yedi günlük haftanın altı günlük haftaya ircaı, ve memur ve amelelerin izinsiz müesseselerini terketmemeleri hakkındaki teklifleri Sovyet hükumetine ve yüksck Sovyet meclisi riyaset divanına tevdi etmiştir. Hükumet ve yüksek so\ryet meclisi riyaset divanı bu teklifleri kabul etmişleıdir. Sovyet sendikaları merkez heyeti. amelelerin. kadın amelelerin, mühendislerin. teknisyenlerin, memurlann ve sendikalann bütün azalarının, bu tedbirleri heyeti umumiyesile ve tamamile takviye edeeekleri ve büyük sosyalist memleketin tedafüî ve iktısadî müstakbel kudretini kuvvetlendirmek ve mücadelede komünizmin, Lenin'in ve Stalin'in büyük drvasjna yeni zaferler kazandırmak için sosyalist vatana karşı vazifelerini namuskârane yapacakları kanaatini beslpdi^ini izhar eder.» Iraklı Nazırlar Dost memleket nazırları §erefine bir ziyafet verildi Ankara 26 (Telefonla) Şehrimizde bulunmakta olan Irak Hariciye ve Adlıye Nazırları cuma veya cumartesi günü şehrimizden ayrılacaklardır. Misafirlerimiz şerefine verilen ziyafet 'Ankara 26 (a.a.) Şehrimizde bulunmakta olan Irak Hariciye Nazırı Nuri Paşa ile Irak Adliye Nazırı Şevket Nsci Bey şereflerine Irak elçisi Kâmil Geylâni tarafından dün gece bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette Başvekil Doktor Refik Saydam, Hariciye Vekiii Şükrü Saracoğlu. Adliye Vekiii Fethi Okyar, Millî Müdafaa Vekiii Saffet Arıkan, Sıhhat • İçtimaî Muavenet Vekiii doktor Hue lusi Alatas. C. H. Partisi Genel Sekrtteri doktor Fikri Tüzer, B. M. Meclisi Hariciye Encümeni Reisi Muzaffer Göker ile İngiliz büyük elçisi Sir Knatchbuil Hugessen, FJganistan büyük elçisi Feyz Muhammed Han, Mısır elçisi Abdurrahman Hakkı, Hariciye Vekâleti erkânı rekalari'e birlikte ha'ir bulunmushrdır. Rumanyatıın siyaseti Kral Karol, memleketin yeni siyasetini izah etti Bükreş. 26 (a.a.) Rador ajansı bildiriyor: Yuksek idaresi altmda millet partisini vücude getirdiği için Kral Karol taht salonunda hükumetin tebrikâtını kabul etmistir. Kraliyet müste=arı ve Nazırlar Heveti Reisi Tataresko bir nutuk söyleyerek, Kralın bu tarihî hareketinin bütün Rumen kalblerinde yapmış olduühı derin akisleri ve bütün mcm eketin, bu hareketi dahildeki vaziyetin akviyesi ve bütün Rumenlerin ruhî birlesmesinin bir istikmali gibi telâkki eitiğini tebarüz ettirmiştir. Tataresko. Kralın millete bahsetmiş olduğu sıyasî ve ruhî ıslahat kadrosunun artık ikmal edilmiş bulunduğunu müşahede ederek bu vaziyetin hulâsasını şu parola ile izah ediyor: <Bir Kral, bir memleket. bir millet». Milletin enerjilerinin kaynaşmasına mâni olan bütün sedler kırılmış ve bütün bağ'.ar çözülmüştür. Çünkü, millet partisinin vücude gelmesile, memleketimiz yeni bir hayata başlamıştır. Bütün ayrılıklar, bütün kinler edediyen ölmüştür. Artık memleketin s.iyasî hayatı Kralın eölsesi altmda styrine devam edecektir. Bütün başlar, bütün emeller, bütün fedakârlık hamleleri, bütün milletin namütenahi minnettarisini arzettiği Kralın etrafmda sarsılmaz bir duvar teskil etmektedir. Kral Karol, Nazırlar Heveti Reisine teşekkür ettikten sonra şu beyanatta bulunmuştur: « Memleketin rönesans işinin bu safhası. kat'î safha<=ını tefkil etmektedrr. Rumanya bu g\ın yeni bir sivasî plân üzerinde bulunmaktadır. Bu plân yüksek maneviyat ve tam bir millivetciliktir. Son günlerde söylediğim seyleri ne kadar tekrar etsem azdır: Birle^miş olan Rumanya badema. hiç tereddüdsüz ve azim ile veni bir iş devresine doğru ilerilemelidir. Bu gün bİ7den istcrilen şey lâf de5il fıliyattır. Bademn bir adam hakkmda hüküm verileceîi laman, yeni reiim kadrosu dabilindeki icraatı. memleketin iyiliei için yapabildikleri ve bunlara karsı olan imanı nazsrı itibara alınac^ktır. Lâfların artık hükmii kalmadı. Kısa keseceğim. arzum sudur: Her kes. nereden gelmis olursa olsun, mü^terek bir calı^ma. müsterrk bir iman. müştevek bir ruh dairesinde, birleşmelidir. İlk zrmpnlarda bundan on sene evvel memlekete dondü&üm zaman yapmak istediğım şey, vani her kesin ittihadı, bu çün bütün Rumenlerin kat'î vatanoerverliöi sayesinde tahakkuk edecektir. Allah vardımcımız olsım T Fransa ile Almanya ve İtalya ara sındaki mütareke imzalanmadan iki eski rr.uttefik Ingiltere Fransa arasında harbin sevk ve idaresi ve mütarekeye tekaddüm eden günlerde her iki hukumet arasmda cereyan etmiş olan müzakerelere aid münakaşalara muttali oluyoruz. Bunlarla beraber her ittifak harbinın mümeyyiz vasfı olan müttefikin her şeyden evvel umumî gayeyi düşünecek yerde evvelâ kendi menafıini duşündüğüne ve her mağlubiyetten sonra her zaman görulen, kabahati başkasma atfetmek hususun daki arzudan mütevellid miınakaşalara da şahid oluyoruz. Bir ittifak haıbi iki ve daha ziyade devletin, düşmanlarını mağlub etmek için muayyen zaman işbirliği yapmaları demek oldu ğuna göre her tarafın, bilhassa sulhtan sonraki zsraanı nazarı dıkkate alarak kendi emellerinin tahakkukuna c?lış masmı tabii görmek lâzımdır. Esasen bir ittifak harbinin en büyük zâfı da budur. Evve!ki ak=am Bordo'da ecnebi ga zetecilere beyanatta bulunan Fransa İstihbarat Nazırı Prousot, İngilterenin harbin ilk senesi, Fransaya 26 fırka göndermeği vadeitiği halde, ancak dokuz fırka ile yardım ettiğinden şıkâ yette bulunmuştur. Buna mukabıl, İngiltere propaganda servisi neşrettiği bir notta. Başvekil Çörçil'in Avam kamarasındaki beyanatına istinaden, İngilterenin harbin ilk senesi Fransaya 26 fırka ile yardım etmek mecburiye tinde olduğu hakkındaki ifadenin tamamile hilâfı hakıkat olduğu ve yapılan mukavele mucibince, ingilterenin harbin ilk senesi yapmak mecburiyetinde olduğu yardımın çok az olarak tespit edilmiş olmasına (dokuz fırka) rağmen, Fransaya 400.000 kişi gönde rildiği. hava kuvvetlerile yapılan yardımın taahhüd olunandan daha çok olduğu ve teçhizat az olduğu cihetle daha fazla asker silâh altma almak ve yetiştirmek kabil ohnadığı tebarüz ettirilmiştir. Bu ifadeler, Fıansanın, İngilterenin kuvvetli bir ordu ile kendisine yar dım etmediğinden dolayı şikâyetini ve belki de mağlubiyet sebebleri meyanında bu yardımın azlığını da ileri surduğunü göstermektedir. Sulh zama ittifak harblerine siyasetin tesirleri Yazan: Giiniin mevzuları IHEM NALINA MIHINA! Başvekilin nutku asvekil Doktor Refik Saydam, Türkiycnin harieî siyaseti hakkmda, kısa fakat vazıh beyanatta bulunarak son vaziyeti izah etti: İtalyanın Fransa ve İngiltereye harb ilân etmcsi üzerine, harb Akdenize sirayet etmiş olduğu için. Türkiyenin, Ankara muahedesirün 2 nci maddcsinm 1 inci fıkrasuıa tevfikan, müttefikleri Fransa \e İngiltere ile beraber harbe girmesi lâzımdı; fakat aynı Ankara ınuahedesiniıı ajrımıaz bir cüzü olan 2 numaralı protokol, muahedenin tülbikı, Türkiyenin So\yet Rusya ile tvıuselWı bır ihtdâja süruMenmesini intac veya ınucıb olacak bir harekete onu ıcbar edemiyecekftr* diyordu. İtalya ile Almanya ınüttefik ve Sovyet Rusya da Almanj aj a bir dostluk ve ademi tecavüz paktile bağlı olduğuna göre, Türkiyenin Ankara muahedesinin 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasına tevfikan harbe müdahalesi, Türkijeyi belki de Sovyetleıle müsellâh bir ihtilâfa sürükleyebilirdL Türkiye hükümeti. dostu Sovyet Rusya ile boyle bir vaziyete girmek istemediği için, bu ihtimali düşünmemezlik edemezdi. 0nun içindir ki muahedenin hükumetinin durendis, ve barışsever siyanarak gayrimuhariblik vaziyetini muhafaza etti. Bu, Türkiye Cumhuriyrti hükumetinin durandiş, ve barışsever sijasetine tamamile uygun olduğu gibi, müttefiklerle mevcud taahhüdlenmizi tayin eden Ankara muahedenamesinin ractnine ve ruhuna da u>gundur. Başvekil, bir taraftan askerî hazırlıklarımıza devam ederken diğer taraftan da her zamankinden fazla uyanık bulunmak mecburiyetinde olduğumunı da si>> lemiştir. Askerî hazırlıklaıımuda hiç bir tecavüzi maksad me\cud değildir; hedef ve gayemiz. daima olduğu gibi, millî emniyetimizi ve müdafaamm korumaktır. Yalnız ve sadece Türk yurdunu ve istiklâlini, tecavüzlere karsı müdafaa için hazu lanıyoruz. Muhterem Başvekilin dediği gibi dikkatli ve uyanığız. Geçenlerde bu sütunda yazdığım gibi millctlerin u>umaea hakkı yoktur. Varlığını muhafaza etmek isteyen milletlere uvku haramdır. «Durmıyahm düşeriz» vecizesini «uynmıyalım ölürüzn şekline çevirmekte hata yoktur. Uyanık ve dikkatliyiz. Böyle uyanık ve dikkatli olmakla kimseyi tahrik, kimseye tecavüz fikrinde değiliz; bilâkis kendimiz ve etrafımızdakiler için sulhu muhafazaya çalısıyoruz. Barış, bu harb ve harabî devrinde her millet için. en lıüyiik nimertir. Türkiyenin. barışçı, a j nı zamanda uyanık ve dikkatli siyasetten dolayı. etrafımızdakiler, Türkiyeye müteşekkir olmalı ve yüksek siyasctinde, ona, yardım etmelidirler. Feridun Dirimtekin nında tarafeynin kurmayları arasındaki gorüşmelerde, bu yardımın ne esaslar dahilinde tespit edilmiş olduğu bilinmedıği için, yapılan bu münakaralarda hangi tarafın haklı olduğunu çıkarmak kabil değildır. Yalnız Eajuk Harble bu harb arasında bır mukayese yapabilıriz. İngilterenin 1914 teki hazari ordusu 253 000 neferdi. 1939 da bu ordunun mevcudu (nizamiye or dusu ve bunun ihtiyatı) 282.500 ne ferdi, ayrıca milis olarak da 186 700 nefer mevcuddu. 1914 te harbin birinci ayı nihayetinde 5 piyade fırkası ve 1 suvarı fııkasından mürekkeb bir heyeti seferiye Fransaya gönderilmişti. Harbin 9 uncu ayı bütün harb cephelerindeki İngihz ordusunun mevcudu 12 Ingliz, 2 Hind, 1 Kanada piyade fırkasile 3 İngiliz, 2 Hind siıvari fırkası ve 1 Kanada suvari livasmdan mürekkeb olmak üzere cem'an 300.000 kişiye baliğ olmuştu. Halbuki bu harbin ilk ayı nihaye tinde o zaman Harbiye Nazırı olan Hor Beüsa, Fransaya gönderilmiş olan İngiliz kuvvei seferiyesi mevcudunun 158 000 kişi olduğunu ve bu kuv'vetin kısmıazamının motbrize olduğunu ilân etmişti. Harbin dokuzuncu ayı (mayıs 1940) nihayetinde Fransaya gonderil mis olan İngiliz ordusunun 400.000 kişi olduğunu Mıster Çörçil'in nutkundan öğreniyoruz. 1915 senesi için verilen rakam, bütün cephelere aid olduğu hal de. 1940 senesi için verilen miktar yalnız Fransaya gönderilen kuvvet olarak gösteriliyor. Bunda Mısır ve Yakın Şarktaki kuvvetler dahil değildir. Yukarıda zikrolunduğu veçhile İngilterenin hazarî kuvveti milisler dahil 469,200 olduğuna ve temmuz 1939 dan nisan 1940 a kadar 7 sınıf silâh altma ahndığına nazaran mayıs nihayetinde İngiliz ordusu mevcudunun yuvarlak hesab iki buçuk milyon olması lâzım gelmektedır. Bu miktara müstemlekelerde bulunan İngiliz kuvvetleri dahil, müstemlekelerin, ansvatan ve Mısıra gönderdıkleri kuvvetler haricdir. Görülü yor ki, bu kadar büyük kuvvetten ancak 400.000 kişi, neticei kat'iye mahallinde kullanılabilnüştir. Büyük bir kısmının talim ve terbiyeleri ıkmal edilememiş, diğer kısımlar da İngılterenin muhafazası için alıkonmuş veya tâli darülharekâtlarda kullanılmıştır. Muhtemelen Filânder felâketinin tahakkukundan sonra Ingiltere. Büyük Britanya adala rının muhafazasma fazla ehemmiyet vermek mecburiyetini hissetmiş ve Dunkerk'ten çekilen kuvvetler de uzun zaman harbedemiyecek kadar yorgun vaziyette İngiltereye nakledilmiştir Halbuki her şeyden evvel. asıl cepheyi takviye etmek ve en son kuvveti burada cepheye sokarak harbi kazanmak lâzım gelirdi. Burada ittifak harbi zihniveti tamamıle kendisini göstermiştir. Bü^ük Harbde de buna benzer bir hareket yapılmıştı 1915 senesi. Çanakka lenin tahlivesinde. burada serbest kalan İnsiliz ku\vetleri asıl cepheve veya hic olmazsa. Selânik cephesine gönde rilecek yerde. 1. 2. 5 inci Türk ordulanmn Mısır cephesine nakledilebileceği korkusile Mınrda toplandı. Hatta garb cephesine gidecek kuvvetlerle takviye edıldi. Halbuki Turk demirvoliannın vazivetine nazaran üç yüz bin kisi kuvvetinde olan bu üc ordunun Mısır hududuna kadar nakli aylara muhtacdı BunHan maksad, İngilterenin şarktaki emellerinin tahakkukunu temin edecek bir kuvvetin Mısırda bulundurulmpsı idi. İneiliz ordusunun mevcudu hakkındaki her iki tarafın iddialan. Mister Çurçıl'in evvelki gün Avam Kamarasında. Fransanın münferid bir sulh yapmasma müsaade edilmesi için 13 haziranda İngiltereye vacmıs olduğu müracaat ve bunu takib eden vaziyetler hakkındaki beyanatile karsılaştınlırsa. mürtefikler arasında. siva«î ve askerî sahaiarda tam bir fikir birliği olmadığı meydana çıkar. Büyükadadaki Fransa niçin mağlub oldu? Bir diplomat, §ayanı dikkat beyanatta bulundu Londra 26 (a.a.) Cenub Afrikasının Fransadaki elçisi albay Bain Maraıs müşkülâtsız İngiltereye gelmiştir. Elçi bugün yaptığı beyanatta, Fransadan ayrıîmadan once, gordüğü son şahnyetin General Weygand olduğunu süylemiştir. Bain Marais, Fransadaki vazifesitıin hitam bulduğunu sdylediği zaman General, kendisine «niçin» dıye sormuş, elçi thukumet mütarekeyi imza ettiğine gore kendisinin Fransada kalması için artık bir sebeb mevcud olmadığı» cevabını vermiştir. Elçi diyor ki: « Weygand, münkesir bir adam manzarası arzediyordu. Fransız ordusufiun kumandasını geç kalmış olarak eline aldığı zaman nankör bir rol deruhde etmiş bulunuyordu. Fransız milletinin ruhu daima yaşar bir haldedir ve burun içindir ki müttefiklerin Fransızlarla temas halinde kalmaları ve bu ruhu istıkbalde takviyeye çalışmaları lâzımdır Fransa son devre zarfında filî idareciden mahrumdu ve Umumî Harbden sonra meşrutî Fransayı berhava eden muazzam entrikalar vuku bulmustur. Fransız hezimetinin sebeblerinden biri Maginot hattına gösterilen mubalâsalı itimad oldu. Reynaud, sonuna kadar mücadeleye azmetmiş olmakla beraber, Mareşal Pe+?in de dahil olduğu halde kabinenin bir kısmı daima Fransayı terketmemek tasavvurıında bul'iımustur. Bnnunla beraber. Petain h'ikumeti de Alman istekleri kabul edi'miye cek şekilde olduğu takdirde Şimali Afrikaya eitmek kararını vermis ve cenub Afrikasile Kanada elcilikleri harpket hazırhklarma baslamıslardı.» Bain Marais sözlerini, Alman nro pagandası neşre+mek suretile Frana nın mukadderatmdan geniş bir suret te mes'ul olmuş olan Besinci Ko'.un tehl'V°^ini ihtar ederek. bitirmi^tir. İtalyanın Akdenizde ki vazifesi ne olacak Bir Italyan gazetesi nun ehemmiyetini teba rüz ettiriyor Roma. 26 (a.a.) «.Giornale d'talia> gazetesi yazıyor: «İngiltere imparatorluguna kar<;ı açılan harbin son safhasında İtalyanın mühim bir vazifesi vardır. Cünkiı İ+slya valnız Alman kuvvetlerile birlikte İngiİİ7 adasına karşı dogrudsn doŞnıva yapılpcak tparruza istirak etmekle kalmıvacak. aynı zamanda dağınık bir halde her tarafta bulun^n Insiliz imparatorlu?unun ku\\etlerine karsı da duracaVtır İn?iliz siyaset adamlarınm beyanatma gö re İnpiliz kudretinin kat'i unsurları bu kuvvetlere istinad etmektedir. Akdenizde ve Kızıldenizde İneiliz bahrivesi raünakalâtını felce upratmakla İtalya İngi!iz donanmasının buyük cüzütamlarını İn"iltere adasından uzak bulunduımaktadır. Pundan ba=ka İtalva da Mısırda 250 000 İngiliz a4:erini mefluc bir halde bulundurmaktadır K<>nyadaki kuvvetler bundan haricdir. İtalyanın aksiyonu Maîtadan Iskenderiyeye, Mıs'^da Sudan limanından Adene ve Zeıla'dan Berberaya kadar İneilıV hava ve deniz üslerine müteveccihtir. İngilterenin mukaVıil aksiyonu ise münhasıran İtalyanın açık şehirlerine teveccüh etmistir. îng'liz tayvarelennin faaliyeti Akdenizde tesis edilen İneiliz üsleri sisteminin İtalva icin kabili tahammül olma'1ı*ın] isnat etmektedir. Bu üslerin tah<i>) vre tadili İtalya ^in bir sdalet ve emrıivet me^Fİesidir. îtalvanın har'ie m'idahalesinin » | ı»M;' inden biri de b'H'ir Bükres 26 (a a ) Nakliyatm tanzimi icin Romada akdedilecek olan konferansa içtirak edecek Rumen heveti bu >=abah î*^'="a ^"ekpt et^'^tir. Rumanya, Romava bir heyet gönderdi Köylüye kredi verilecek Ankara 26 (a a ) Tıcaret Vekjletinden bildirilmiştir: Memleketimizin toprak mahsulleri istihsalini arttırmak ve zürraa yardım olmak üzere icab eden krediler 7iraat Bankası tarafından temin edilrr.kte dir. Son zamanlarda bazı tütün mm'.a kalarmda şimdiye kadar verilen kre dilerin şube ve ajanlar tarafından eksıltildiği haber alınmıştır Banka ile yapılan temasta bunun, bir kısım sube ve ajanlara banka umum mudür.üğu tarafından son zamanlarda verilen emirlerin yanlış anlaşılmasından ileri geldiği meydana çıkmıştır. Bilumum istihsal kredılerinin evvelce tespit edilen normal esaslar dairesinde devamı Ziraat Bankası şube. ajanlarile kredi kooperatiflerine tebliğ edilmiştir. Dün öğleden sonra Büyükadada 11 dukkân ve 12 evin yanmasıle netica lenen buyük bir yangın olmuştur. Yangın, iskelenin sol tarafındaki rıhtımın arkasındaki Balıkçılık caddesinden çıkmıştır. Buıadaki ev ve dük kânların hemen hepsinin ahşab ol ması ve çok şiddetle esen ruzgâr, a teşi süratle genişletmiş ve b\ı suretle yangın kısa bır zamanda buj ümü ? tıir. Yangın, Konak sokağında aşçı İlyanın dükkânından çıkmış \e derhal dukkdnın yanına isabet eden Bahkçılık caddesi 56 numaralı kahveci Hiristonun dukk."nına sirayet etmi'tir A teş, esasen bır tahta bölme ile yekdiğerinden ajrılan bu iki ahşab dükkânı süratle sarmıştır. Büyükada itfaiye grupu. bes dakika sonra yangın mahalline geldiği zaman ateş bu iki dukkânı tamamen sarmıç ve yanlarındaki eski ahşab binalara da sıçramış bir vaziyette bulunuvvıdu İtfaiye grnpunun bütün gayretine rağmen yangın büyümeğe başlamış vc çok sidde^.e esen rüzgârın yardımile bir birine yapışık bu eski ahşab e\lerı sarmağa devam etmistir. I Devlet Operasının ilk temsili Bu harbin bidayetınde, bir başkuman danlık ıhdas edıldi. Bu vazife General Gamlen'e verildi. Fakat görunüşe nazaran. siyaset başkumandanlığın icraaiına kâfi serbesti vermedi. Harbin ilk hahalarında ilerisi için muttefiklere üstünlük temin etmek için lâzım gelen tedbirler duşünülmedı. Taarruza uğrayan Polonyaya müessir yardım yapılamadı. Hiç olmazsa buna mukabil muvazeneyi temin için yapılması lâzım gelen hare kâttan siyasî mülâhazalar dolayısile çekınıldi. Buna sebeb olan siyasi düşüncelerde, luzumundan fazla nikbin esas'ara istinad edıldi. Mustemleke harbleri de, aynı sebeblerden dolayı âtıl bir şekilde idare edildı. Herşeyde siyasî düValimiz hafif bir kaza şünce, askerî ihtiyaclara hâkim oidu. geçirdi Harb her nekadar, siyasetin başka bir Vali ve Belediye Reisi Lutfı Kırdar çekilde devammdan başka bir şey değılse de, kendi kaideleri, değişmez pren evınde hafif bir kaza geçirmiştir. Lutfl Kırdar, bir hafta kadar evinden dışarıoipleri bulunan bir şeydir. ya çıkmıyacaktır Harbde sıjasetle askerlik arasında ayıtran büyük elçisi Bursada rıcı bir hat çizilmez ve askerî prensipler, Bursa, (Hususi) İran Büyükelçisi her zaman sıjasete feda edılirse, o harbin de askerî cephe uzerinde kazanılnıa Ekselâns Bağher Kazemi şehrimize gelmiş ve Çelik Palas oteline inmiştir. Büsı ihtimalleri azalır. Halbuki 1939 1940 harbi esnasında yükelçi buradan Uludağa çıkmıştır. Almanlarm, harbin bu noktai nazardan Kadın çorabları için iplik ijaresi husasunu gayet i>i idare etmiş Bursa. (Hususî) Türkiyenin kadın Kısa bir müddet sonra Heybeli itfa olduklarını itıraf mecburiyetindeyiz. Oçorabı ihtıyacını karşılamak üzere şehiye grupu ve onu takiben yanın saat rada harbin sevk ve idaresi için, yalnız rimizde yapılan tecrubeler muvaffakisonra da İstinyedeki deniz itfaiye gru askerî duşunceler hâkim olmuş, hiç bir vetli neticeler vermiştir. Bundan sonra, pu gelmiştir. İtfaiyenin devamlı ça'.ış. siyasî duşünce karşısmda sevkulueyşî Istar.bul kadın çorabı fabrikasımn iplik masma halkın da yardımı inzımam et icablar feda edilmemiştir. ihtiyacmı Bursa ipek fabrikaları temin miş ve bu suretle ateşin civar bir iki Simdiki harbe aid vesikalar neşredil edecpkîerdir. mnhalleye sirayeti önlenmiştir. Ve ateş ancak 11 dükkân ve 12 ev yandık dıgı zaman muttetıkler cıhetinde sıyaElâzığda bira buhranı tan sonra saat 18 de tamamen söndü setle başkumandanhk arasındakı fikır Elâzığ (Hususi) Elâzığda bir rülmüştür. Uç saat devam eden yan ihtılîfların: ve siyasetin luzumsuz endi müddertenberi bira buhranı devam etgında yedi tane müstakil ahşab cv. al seler ve nikbmlikler dolayısile sevkül mektedir. Biraya karşı gösterilen umutı tane müstakil ahşab dükkân ve 5 ta ceysi icablann tatbikma mânı olmuş oı mî alâka ve taleb hiç bir suretle tat ne de altı dukkân, üstü ev olan ah^ab duğunu goreceğız. Eğer Munih'ten, son min edilememektedir. Son zamanîarda ra harbın gayrikabili içtinab olduğu ta ecnebi bir mühendis bir bira şişesini bina yanmıstır. Yangın, müteaddid defalar civar rra i hakkuk etmesine ve İngilterenin 1935 50 kuruşa satın almak mecburiyetinde halleleri de tehdid etmiş ve bir defa senesındenberi teslihat için her sene kalmıştır. Bu zat halen buradadır. sında Çankaya caddesindeki kilise a sarfettiğı yüz milyonlarca ingiliz iırasına Mahdud ellerde veya ihtikâr fıkrile karetlerinden bir binanın kaplama^ını ve Frans.'mın harbe hazırlanmak ıçın bır saklanan biralar el altından beher sirutuşturmuştur. Fnkat itfaiyenin de sene çalışmasına rağmen müttefikler sesi kırk elli kuruşa satılmaktadır. Uvamlı gayreti ateşi Balıkçılık radde hiç hazır olmadıkları halde bir harbe Tiumî isteğe müsaid nispette arzedil sinin bir kısmından dışarı çıkarma girmek hatasına düşmemislerse, bu fcar me=i heklenilmektedir. be müttefikler hesabına "kaybolmuş fırmıştır. Uludağda duyulan »ilâh satlar harbi» demek hiç de yanlış olmıYangın, etrafmda derhal tahkikata >acak, bunun mes'ulıyeti de, başkusesleri baslanmış ve geç vakit yangının çık Bursa (Hususi) Uludağda zirve tığı aşçı dükkânı sahibi Ilya ve birisi mandanhk kadar, harbin sevk ve idare ğindeki kahveci Sotirinin ve diğer icablannı takdir etmesini bilmiyen sıya ile Kuşak'ıkaya arasında saat 19 sıralarında on beş >irmi kadar silâh sesi muhtelif kimselerin ifadeleri alınmış sete aid olacaktır. tır Tahkikata devam edilmektedir. Feridun DtRİMTEKİN dujulmuş, Uludağ otelindeki müştahdeminden aşçı Muhiddinle Mehmed çavuş, bu silâh seslerinin geldiği tarafa kosmuşlardır. Musademeyi vapanıar, iki kişinin geldiğini göriince iki ayrı istikamete doğru kaçmışlardır. Fakat orada yedi çuval kaçak tütün bırak mıslardır. Bu suretle hem kaçakçılar arasuıda bir cinayet olmamış. hem de İnhisarlar idaresi yedi çuval tütün kazanmıstır. yangın J İstinye Doklarında bir kaza Istinye Dok fabrikası iscilerinden Sıtkı, makineleri temizlerken elini makineye kaptırmış ve parmakları keEİlmiştir. Sıtkı hastaneve kaldırılmıştır. Dikilide yeni zelzele İzmir 26 (a.a.) Dikilide dün yenicten zeİTeİpler olmuştur. Bu zeİ7e>lerin ilki 4 2." te olmuş ve 15 saniyc sünnüştür. Diğerleri 4.45 te 10 saniye. 4.46 da 5 sanive. 5.15 te gene 5 saniye sürnıü'; tür. Yeni hasar yoktur. Zelzeleler orta his5edilmi";tir. Çorumda çiçekçilik sergisi Ali Çetinkaya İzmirde İzmir 26 (a.a.) Münakalât Vekiii Ali Çetinkaya. bugün saat 11.30 da Afyon Karkuyu hatüle şehrimize gelmiş ve Alsancak istasyonunda Vali, Müstahkem Mevki Komutanı, Belediye Reisi ve Parti Vılâyet idare heyeti reisi, Emnivet müdürü, Vilâyet ve Belediye. Parti erkâmle askerî erkân ve Münakalât Vekâletine bağlı müessesat ve devair rüesası tarafından karşılanmıştır. Başta mızıkası olduğu halde askerl bir kıt'a ihtiram resmini yapmıştır Antalya ve Afyon meb'uslarmdan bazı zevatla Devlet Demiryollan Umum müdürü ve muavini, Münakalât Vekıhmize refakat etmektedirler. Çorum 26 (a a.) Şehrimiz Halkevînde 20 gün devam edecek olan çiçekçil'âe aid bir kurs açılmıştır. Buraya devam eden talebe yekunu altı yüzü geçmistir. Bundan ba=ka Hslkevimizde şapka, biçki ve dikiş kursları açılmıştır. Bu kurslara 150 den fazla genc kız devam etmektedir. Mısırdaki İtalyan konsolosDiğer taraftan şehrimiz Belediyesinin ları memleketlerine döndüler Ectıgı şoförler kursu da muvaffakiyetle Roraa 26 (a.a.) Bugün saat 24 ü 15 03İı«malarma devam eylcmektedir geçe Mısır diplomatik ve konsolos he Veteriner talebeleri Anka. yetleri, husu^î trenle Mısırı terketmiMir. raya döndü Aynı trenle. işîerinin icabı İtalyada ikaAnkara 26 (a.a.) Memleket içindemet edenlerle gazeteciler de hareket etki hâralarla baktriyoloji lâboratuarlannnıi";tir. da tetkikatta bulunnıak Ozcra »yahate Zelzele mıntakasına gönde çıkmış olan veterin«r f»kftit^lu« moosub talebe grupu bugün Ank*rmy dteraüfrilen keresteler lerdir. Kayseri 26 (a.a.) Develi kazasında ftalyan kabinesi toplantıya yer saısıntısından hasara uğrayan koy evlrrinin inşaatına yardım olarak K'zılay çağırıldı tarafından gönderilmesine karar verılmiş Roma 26 (a.a.) Nazırlar meclisi 6 olan 900 metre mikâbı kereste kısım, kı lemmuz cumartesi günü saat onda içtisım gelmeğe başlamıştır. maa davet edilmiştir. Paraşütle atlama gösterileri Türkkusu tayyareleri tarafından bu gün Trakyanın muhtelif yerlerinde parasütle atlarna gösterileri yapılacaktır. Madam Butterfly operasından bir sahne ve Soprano Mes'ude Madam Butterfly rolünde Ankara Hususî) Devlet Konservaturı talebesi, ilk opera temsillerrni adeta saşırtıeı bir muvaffakiyetle basarmış bulıınuyor. İlk tcmsilin veıildiği gece, bazı alâkalılaı bile, muvaffakiyetin bu derecesini hiç beklemediklerini itirafa mecbur kalmışlardı. Rejisör Karl Ebert: «Yeryüzünde hiç bir konservatuarm, ömründe tek opera görmemiş genclerden, böyle kısa zamanda artist çıkaramadığım» söyliyerek. bu muvaffakiyeti millî cevhere atfetmiştir. Talebeler Mozart'ın masurn bir aşk sahnesini tasvir eden eserile. Madam Butterfly'in ikinci perdesini oynadılar. Her iki temsil de birer sürpriz tesiri yaptı. Mozaıl'ın opera komiğinde (Bastienue rolünde) Soprano Rabia. (sihirbaz Kolas rolünde) Bariton Ruhi Su, (Bastiycn rolünde) tenor Süleyman Gnler çok beğentldiler ve alkıslandılar. Madam Butterflv*e geliaee: Soprmno M es'udenin, her bakımdan harikulâde nıuv affakiyetleri. Türkiyemizde operanın yıldızlarile beraber doğduğıımı da möjdeledi. Bayan Necdet (Suzuki). Hüsnü Gençer (prens Mapavri), Süleyman Tamer (konsolos), Azmi (joro) ba taauade ayn a j n takdir edildiler. M. S. Harb sahasında altnmıs hakikt (otoğraflar Tkmımmış Mktrl BttıktHUİtnauu dta, b«j»m T» j ı n ı Harb Albümü Cumartesi Ciüıyor tOkuraş