14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 Haziran 194Ö CUMHURtYET Hâdlseler arasında Macaristanda memnuniyet Bir Macar heyeti Alman ve İtalyan sefirlerini ziyaret etti, Bulgar Hariciye Nazırı da İtalyan sefirile görüştü Başsız gövdeler lr Fransız muharriri, Pierre Dominique, harbden bir kaç ay evvel çıkan makalesinde Fraıısanıu Napoleon gibi bir şefe ihtiyacı olduğunu yazdı. O zaman .Fransa Napolen'unu arayor» başlıkh bir fıkramda muharririn bu ükrinden bahsetmiştinı: Pierre Dominique Almanların şefe •.Führer., İspanyollann .Caudillo», İtalyanların «Duçe^, İngilizlerin «Leader» dediklerini, fakat, Fransızların aslı latince <Chef> kelimesinden daha canlı bir kelime bulamadıklarını yazıyor ve Fran»anın hem daha kuvvetli bir kelimeye, hem de daha kuvvetli bir şefe ihtiyacı olduğunu soyledikten sonra: «Kelime bulmak adam bulmaktan daha kolaydır.» diyordu. TARIH TEKERRURDEN Budapeşte 18 (a.a.) Macar Ajansı bildiriyor: Parisin zaptı ve Fransız ordusunun silâhlarını terketmesi üzerine, Macar hükumet partisine mensub bir heyet, Almanya ve İtalya elçilerini ziyaret etmiştir. Bu heyet namına söz söyliyen zat, Alman elçisine demiştir ki: « Führer'in azmi ve Alman ordusunun kuvveti. kahramanlığı, hazırlığı ve yüksek maneviyatı, Versailles'ı yikmıştır. Marar milleti, Trianon muahedesinin de aynı akıbete uğrayacağını ümid eyler. Macaristan. gayrimuharib devlet olaFransa bugüne kadar şefin kelimesini rak Almanyanın yanıbaşında bulunmaktadır \e memleketlerimizin menfaatleri de, kendisini de bulamadı. Çünkü deteab ederse Roma Berlin mihverine karşı vazifelerini yapacaktır.. Alman elçisi teşekkür etmiş ve Alman ve İtalyan ordulannın uğrunda çar mokrasi an'anesi Fransızlara şef nefreti pıştıkları yeni Avrupa nizammın Macar milletine de yarayacağı ümidini izhar Ksılamıştı. Ferdin iştahını ve gunırunu azduan bir rejim içinde lıiç kimse keneylemiştir. Ajnı heyet, müteakıben İtalyan elçiliğine gitmiş ve burada heyet namına disinden başka devamll şef tanımaz. •Ben> ler arasındaki dalgalı ve değişikli söz söyliyen zat şöyle demiştir: . Macaristanı infiraddan Duçe'nin kıırtarmıs olduğunu hiçbir Macar kat'iy muvazeneyi kuran denıokrasinin iş başina geürdiği adamların hepsi geçicidir. Oyen unutamaz. Macaristan İtalyanuı, bütün kuvveti ve heyecanile, Avrupada rada Bız. i temsil eden devanılı bir şejeni bir inkişaf yolunda yürüdüğünü biliyor.» fe değil, sık sık değişen .Ben. gruplarını, İtalyan elçisi, verdiği cevabda: .Versaillei sisteminin yıkılması, Duçe'nin partüeri temsil eden muvakkat şeflere tnuahedelerin ve sun'î bir surette vücude getirilen lıududlann haksızhkUrına bile zor tahammül edilir. Bütün mıılıalekarsı siyasetini tetviç etmektedir.» demiştir. fet partileri ve gazeteleri namlularını İtalyan Bul gar yakınhğı bu süıeksiz otorilelere çevirir, tetiği çeSofya 18 (a.«.) Stefani Ajansı bildiriyor ker, hedeflerini ergeç alaşağı ederler. Hariciye Nazırı Popov buşün jtalyanın Sofya elçisini kabul ederek, samiınî Tek şefli rejimlerde «Ben» in «Biz> e bir surette görüşmüştür. Görüsme esnasında Popov şunları beyan etmiştir: « Bulgar hükumeti ve bütün millet Duçenin çok defa beyan ettiği veçhile, lıâkim olduğu zannedilmiştir. Tam tersibeyneimilel adalet prensipleıine müstenid hir Avrupanın sinesinden doğarak ne. Şef orada bütün kararsızhklarını, olan dünya vnzhetinin bu giinkü tarihî isühalesini derin bir sempati ve hudud tereddüdlerini tasfiye etmiş. tam taazzuv halinde bir .Biz» i temsil eder. Öteki reguz bir itimadla takib etmektedirler » jimler, ferdci bünyeleri yüzünden. ıı'iıııllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHliniCHMMi • Biz. in hamlesini «Ben. lerin dalgalı, çeşidli, kararsız iradesine bırakır. Son derece şımartılan «Ben» in kendini «Biz> e feda etmekte çektiği zorluk millî taazzuvu imkânsız bir hale sokmuştur. Bu rejimlerde insan cemiyeti parçalardan sonra teşekkül eden bir makine büTokyo 18 (a.a.) Hitlere yapılan tünü gibi görülür. İnsan cemiyeti bir Fransız talebi neticelerinin doğurduğu makine değil. ana rahmindeki çocuk giAvrupa vaziyeti Japon mahdud nazırlar bi ilkönce bütünü teşekkül ettikten sonAnkara 18 (a.a.) C. H. Partisi meclisinde nazarı itibara ahnmıştır. Bu ra parçaları gelişen canlı bir taazzuvdur. B. M. Meclisi Grupu bu gün «18, 6 940. liunun için demokrasilerde şefler, makimeclis, Başvekil, Hariciye Nazırı, tfarsaat 15 te reis vekili Seyhan meb'usu biye Nazırı, Bahriye Nazırının iştirakineciler jibi makinenin bünyesine dahil Hilmi Uranın reisliğinde toplandı. değildirier, fakat tek şefli rejimlerde le akdedilmiştir. şefler, bir vücudiin üstündeki baş gibi Celse açılır açılmaz söz alan BaşveFransız Hindi Çinisinin atisi meselesi uzviyet sistemine bağlı. onu tamamlarkil doktor Refık Saydam, büyük bir gittikçe mevzuu bahistir. Domei ajansılar ve bütünün bünyevî kaderini temsil suratle birbirini takib etmekte olan na göre bütün siyasî müşahidlerin zanederler. dünya siyasî hâdiseleri karşısında hünettiklerine göre Japon hükumeti Hokumetin ittihaz ettiği hareket tarzıru landa Hindistanı hususunda olduğu deinsan cemiyetlerinl makine telâkki izah etmiş ve bazı hatibler tarafından recede Fransız Hindi Çinisinde de staeden mekanist görüş, demokrasileri canlı sorulan suallere de Hariciye Vekili tükonun muhafazası kaygusundadır. Bihir baştan mahrum ediyor ve makineciŞükrü Saracoğlu cevab vermiştir. naenaleyh Japon hükumetinin bu hulerini sık sık değiştirmek zomnda bırasusta diplomatik bir teşebbüs yapmasıGrup umurnî heyeti, hükumetin hakıyor. Harbin en hummalı anlannda gemn mümkün olduğunu tahmin etmekricî siyaset hakkında hatb hareketine çirilen kabine buhranlan, geri bir dünya tedirler. yakından bir daha ittıla hasıl etmiş görüşünün siyasî tecellileridir. ve onu müttefikan tasvib eylemiştir. PEYAMİ SAFA Fransada teşekkül eden yeni kabinenin reisi tarafuıdan Ahnan hükumetine müracaat edilerek, harbe nihayet verilmesi talebinde bulunulduğunu bildiren haberler, zarurî bir tedai ile, fikirleri 1870 senesine kadar götürüyor. Tekerrürden ibaret olduğuna şüphe bulunnuyan tarih, sahifelerini dolduran hâdiseler arasuıda, biribirine, 1870 le 1940 mağ'.ubiyetleri kadar benzeyenini pek az ihtiva eder. Fransızların, nesillerden nesillere intikal ettirerek millî vicdanda hatırasını yaşattıkJan felâketlerin hatalardan, ihmallerden, kusurlardan ileri geldiği için en acılarından biri olan 1870, yanlış başIrmış ve yanlış bitmiş, büyük bir manevra gibidir. Hükmünü vermek için bazan fazla beklemiyen tarih, Fransız ordusunun bu günkü vaziyetine sebeb olanlar hakkında, belîd de pek yakın bir gelecekte, kararını bildirecektir. Nitekim, 1870 felâketinin müsebbibini, bu felâketin ferdasında tayin etmiştir. Fransa, 1870 te Prusyaya harb ilân ettiği zaman, Harbiye Nezaretini, Maıeşal Leboeuf işgal ediyordu. Millet meclisi lıuzurunda ordunun vaziyetini izah ederken, memleketin harbe hazır olduğunu kat'î bir ifade ile söylemiş, ordunun en büyük mümessili sıfatile, millete karşı 1870 1940 Bugünkü vaziyetle yetmiş sene evvelki arasında şayanı hayret benzeyişler var bu büyük mes'uliyeti üzerine alu"ken, şu rr.eşhur tarihi sözü de ilâve etmişti: «Harb, iki sene bile sürse, efradın tozluklannda, bir tek düğme bile noksan ya ordusu bulunduğunu zannediyordu. bulunmıyacaktır.» Fakat, hakıkatte, Prusyalılaruı üçüncü 1870 Fransası, harbe, bu sözle siirük ordusu, daha 26 ağustosta şimale doğru lendi demek caizdir. açılmış ve Fransız ordusunu bir çevir*** me hareketi içine almıştı. O sene eylulünün birinci günü, Sedan Mareşal Mac Mahon'un, 31 ağustosta mağlubiyeti ve Fransanın teslimi silâh Sedan'a varan 100.000 kişilik ordusu, 1 etmesile biten yanlış hesab, 6 ağustosta eylul sabahı, saat dörtte taarruza geçti. Reichshoffen hezimetinden sonra, Fran Fakat, Prusyslılar, o zamana kdar, çesız başkumandam Mac Mahon'un Al virme hareketlerini esasen ikmal etmiş sace tan Chalons'a çekilmesile başlar bulunduktan başka, bizzat Mareşal, Başkumandan, orada, kendi emri altında harekâtın umumî veçhesi hakkında eryeni bir ordu teşkil etti. kânıharbiyesile istişareye vakit bulamaMareşal. evvelâ Parise doğru gerileme dan yaralanmıştı. ği düsündü. Fakat Harbiye Nazırı, ImpaKumandayı deruhde eden General ratoriçenin ricası üzerine, bu ricatin hü Ducrot, bitaraf bir memleket olan Bel kumet merkezinde kargaşalıklar doğura çikaya doğru bir ricat yapılmasuıı embileceği endişesile, Mac Mahon'u, Meiz retti. Fakat General Wimffen, sonuna üzerine bir taarruz yapmağa ve Mareşal kadar dayanmağa karar vermişti. Ancak, Bazaine'e yardım götürmeğe mecbur bütün gayretlere rağmen bu mukave etti. Şarka doğru yapılan bu yürüvüş, met, aynı gün saat ikiye kadar devam aheste, fakat tedbirsizce yapıldı. Başku edebildi. Saat sekizde, Alman başkumnndan, karşısında, yalnız birinci Prus mandam Moltke ile imzalanan mütareke [HEM NALINA MIHINA! îşte san'atkâr! azeteci, mevzuunu günlük hayattan, etrafmdaki hâdiselerden alır. Onun içindir ki ben de, bir seneye yakın bir zamandanberi bemen hemen hep siyasetten, hep harbden bahsediyorum. Milletlerin mukaddcratı üzerinde oynarur, bombalar yağar, sel gibi insan kanı akar, şehirler yanıp jıkıurkon başka şeylerden bahsetmeıüa imkânı mı vardır? En havai şeylerle meş gul olanlarımızın bile kafalarının işi muharebe meydanına donmuştıır. Gazetelerde herştyden evvel, hatta yalnız harbe aid yazıları okuyor, radyolarda yaLnız harb haberlerini dinleyorsunuz. Tıraş olıırkcn, banyo ederken, yemek yerken, caddede gezerken, kitab okurken, ahşveriş ederken, sinema, futbol maçı, at jarışı seyrederken beyninizin içinde, hepsi «t» ile başlayan tüfek, top, tank, tayyare, tahtelbahir, torpil, taarruz gibi harbe aid şeyler dolaşıyor. Uykunuz bile harb riıyalarile doludur; hulyalarınızda bile harb hakimdir. Harb, bütün benliğimizi, bütün varlığunızı sarnıışür.O kadaı ki bu sıcak günlerde insanın teri bile harb kokuyor; desem caiz. Pazar gunü, Ankarada. bütün hüviyetimizi saran bu harb* kabusundan, biı nıüddetcik olsun, kurtulmak ve kafaml dinlendirnıek için, elimden geldiği kadar, çare ve meşgale aradım. Bir aralık Halkevine uğradım; oradaki amatör rcsim ve fotoğraf sergisini seyredeyim, dedim. Türk fırçasınuı bazı yeni istidaıilarını gdzden geçirirken kulağıma pek tatlı musiki sesleri geldi. Bir kapıyı ittim; büyük salonun loş bir köşesinde bir piyanonun etrafına toplanmış, on beş kadaı gene, bir parçayı prova etmekle meşguldü. Bu grupa doğru yiirüdüm. Geç kalmışını. Bir dakika sonra prova bitti; fakat piyanoda oturan bestekâr Muhlis Sabahaddin beni görmüştü: Geç kaldmız amnıa gene arkadaşlarım, hatırınız için, dinlenmeden size provayı tekrar ederler, dedi. Aralarına orurdum ve prova tekraı başladı. Daha ilk nağmcler, bana harbi unutrurdu. Musikinin ilâhî tesiri o şey • lanî kâbusu ruhumdan sürüp attı. Ornya giraeden e\vel, garbda, bir yangm b zülığile batmakta olan ve içime üzünrii veren giineş, şimdi perdelerin arasuıdan tatlı bir şafak pembeliğile gözlerime gülümser gibi geliyordu. Muhlis Sabahaddin «Kerem ile Aslı. masalından kendi güfte ve bestelerile harikulâde güzel bir şiir ve musiki parçası yaratmış. Etrafına hiç biri, en kiiçük şölıret sahibi bile olmıyan ve galiba en jaşlısı 20 sini henüz doldurmuş bulunan bir avuc genci toplamış; bu yeni eserini Ankarada temsile hazırlanıyor, Bu genclerin bir kısmı, geçcnlerde Ankarada tesis edilmiş ve muvaffakiyetler kazauırken birdenbire dağıtıhnış olan çocuk tiyatrosunun talihsiz istidadlandır. Yarl tok. yarı çıplak bir halde bulunan bu gencler, Halkevinin mev'ud lümavcbine iltica etmiş. sonsuz bir san'at aşkı ve ideali ile çalışıyorlar. Bo\le bir san'at eserinin sahnesiz. dekorsuz. kıyafetsiz ve orkcstrasız, bir yanhşı düzcltmek için sık sık kesilen provası, hemen daima iji bir tesir bırakmaz; buna rağmen, Muhlis Sabahaddinin güfte ve bestesmde, öyle yüksek bir san'at kudreti vardı ki zevk ve heyecandan gözlerim yaşardı. Muhlis Sabahaddinin çorak bir çöle akan ve kumlar arasuıda kaynayıp giden bir çağlayan gibi kaybolup gitmesine acıdım. Opcret ve opera için, mumla san'atkâr ararken ve ekseriya. bu mumu söndüren liyakat uydurmalaruıa asla semere vermiyen yardunlar yaparken eserlerile var ve meydanda olan bu olgun san'atkan neden hinıajesiz bıraktığınuzı bir türlü anlayamadun. Muhlis Sabahaddinin Kerem ile AsliM, tam manasile millî ve çok güzel bir eserdir. O, meşhur san'atkârlar tarafından değil; meçhul müptedi gencler taratından temsil edildiği zaman. muhakkak bir alkış rufanile karşılanacaktır. Muhlis Sabahaddini, yeni yeni takdir ve himaye eden büyüklerimizin emir ve işaretlerini Ankara ve İstanbul Halkevlerinin bütün ruhlarile benimsemeleri lâzımdır. O, yardım gördüğü takdirde, yeni bir çığır açacaktır. Bazıları gibi yüksekten atıp opera demiyorum amma bir musikiÜ Türk temsil varlığı, bir millî Türk opereti vücude getireccktir. Himaye etmek, yardun etmek için san'atkâr ve san'at eseri arayanlara onu ve Kerem ile Aslisini göstererek işte san'atkâr, işte san'at eseri, diyorum. Yazan: H. D. Fransız Hindiçinisi Japonya statükonun muhafazasmı istiyor r Başvekilimizin verdiği izahat ittifakla tasvib edildi Parti Grupunda > * Cephelerde harekât devam ediyor (Baştarafı 1 inci sahifede) Karada, denizde ve havadaki bütün Fransız ve Ingiliz muhariblerine ha tırlatılır ki hiç bir mütareke meriyette değildir. Ve silâhiar terkedilmemiştir. Yalnız henüz başlamamış olan müza kereler mutasa\rverdir. Binaenaleyh herkesin vazifesi mukavemete devam dır. r name, Fransanın teslimi ediyordu. • •• silâhım ifade Majino hattındaki kıt'alar orduya iltihak etti Harbiye Nazırı Leboeufün yanlış hesablan içinde, serhadlerde tecemmü edecek kuvvetin, tahminden yüz elli bin kadar noksan çıkması, buna mukabil, Alman kuvvetlerinin, bunun bir mislini mütecaviz bulunması, en mühim gafletlerden biridir. Fransız ordusunun, 1870 harbinde, feci bir tabiye hatasına düştüğü de göıülüyor. Fransız kuvvetleri, Alzas Loren hududunda 300 kilometre üzerinde toplandığı hılde, Almanlar, derinliâine clarak, ancak 120 kilometre gibi, nispeten dar bir cepheden taarruz ediyorlardı. Almanlar, Fransa ile harbe girmeği tasarladıktan sonra, bütün hazırlıklarını ikmal etmişler, Fransızlar ise, bu işe, harbin ilânından ancak on beş gün evvel başlamışlardı Harb ilân edildiği gün. Almanya, hazırlığım bitireli iki sene oluyordu. Bütün bunların haricinde. Alman süvari kuvvetlerinin Fransız ku\vetlerine faik oluşunu, sevkülceysî hareketlerinın kusursuz, sert ve tereddüdsüz yapılişını; kumanda heyetinin son derece müteyakkız, her karannda, her hareketinde. gayet hesnblı hareket edişini. hiçbir fırsab kacırmayışmı da hesaba katmak lâzım gelir. Ve nihayet, Alman silâhlan, topundan tüfeğine ve kassturasına varıncaya kadar modern tekniğe uygun olduğu halde, Fransız silâhlan eski model şeylerdi. •• « 1940 harbini, 1870 le mükayese edersek. aradan geçen uzun yıllardan sonra, Sedan muharebe meydanının, bütün facialarile dirildiğini görürüz. Alman ordusu mevcudu, Fransız ordusu mevcudundan, gene fazladır. Disiplin. talim ve terbiye cihetinden. Fransız ordusuna faikiyeti inkâr edilemez. Surası da muhakkaktır ki, Ahnan askeri, ideoloji ile beslenmiş, gene bir askerdir. Hazırhk cihetinden de, Fransızlarla Almanlar arasındaki fark, 1870 de olduğu gibi, hatta daha büyük mikyasta, 1940 ta gene mevcuddur. 1870 de, Alman ühlanlan, gectikleri yerlere nasıl dehşet saldılarsa. 1940 harbinde, Alman tankları, ayni dehşeti saldılar. Baslı başına en korkunc tahrib vasıtası olan tank. ayni zamanda şaşırtıcı bir sür'at âmili olarak da, Alman ordusuna, büyük bir üstünlük veriyordu. j Almanların, tayyare adedi itibarile faikiyetini, muvaffakiyet ârnilleri arasında saymağı unutmamahyız. Fransızlan, Amerikadan yardım istemeğe sevkeden tayyare noksanı, Almanyada yoktu. Fransız ordusunun. 1870 deki hatalardan birini tekrar ederek, çok geniş bir eephe üzerinde yayılmış olmasma mukabil, Almanların. bilhassa tank kollarile, nispeten dar cephlerde sıkıstırma hareketlerine ku\"vet vermiş ohnaları. mevcud plânları bozmuştur. • •• Fransız ordulannın vaziyeti Londra 18 (a.a.) Fransız radyosunun spikeri, son günlerde devamh hiç bir cephe mevcud olmadıgını söyle miştir. Fransız orduları birbirinden derin gediklerle ayrılmış dört grupa bölünmüş ve bu suretle Alman ma nevralarına kurban gitmek tehlikesi ne maruz bulunuyordu. Aşağı Seine nehrinin garbında ve Evreux ile Chartres'uı garbında İngiliz kuvvetlerine mensub unsurlar ve bir Fransız ordusu Laigle, La Ferte Vidame ve Chateaudun bölgesi dahi linde ric'at etmektedirler. Fransızlar burada bir kaç defa mukabil hücum larda bulunmuşlardır. Paris için setir vazifesi görmüş olan Loire ordusu Loire'a kadar muntazam bir sekilde ric'at etmiştir. AUnanlar Loire nehrini geçememişlerdir. Üçüncü harekât sahnesi beş altı gün ev\el Tarderois ve Champagne'da Fran sız cephesinin inkıtaı üzerine hasıl olan sahnedir. A.lmanlar sabaha doğru doğuya ve bati cenuba doğru yukarı Seine'e kadar uzanmışlardır. Alman ların vardıkları en son noktalar Ne vers'in şimali ve Dijon'dur. Seine nehri Gray'ın üstünde geçilmiştir. Maginot hattı çevrilmiş ve bu hattaki kıtaatın çok büyük bir kısmı çekilmiştir. Geri kalan kıtaat muharebeye devam et mektedir. Alpler cihetinde Fransız ordusu vaziyetini tamamen muhafaza etmekte dir. Fransız hava kuvveüeri adeden dun vaziyette olmasma rağmen henüz kudretlidir. Londra 18 (Hususî) Majino hattındaki Fransız ordusuna mensub 500 bin asker cenubdaki Fransız ordusuna iln'haka muvaffak olmuştur. 300 bin Fransız askeri de İsviçreye iltica etmiştir. •• • Bordo 18 (Hususi) Bu akşamki Fransız tebliği, Almanların Cherbourg limanile Rennes şehrini işgal ettiklerini, Fransız kıtaatının her tarafta düşmana mukavemete devam ettiklerini bildirmektedir. s kalarında çalışan Fransız teknisyenlerine hitaben şunları söylemiştir: < Fransa hiç bir zaman şerefsiz bir sulhu kabul etmiyecektir. Fransa henüz harbi kaybetmemiştir. Ordul?nmız faik makine kuvveti karşısında müşkül vaziyete duçar olmuşlardır. Fakat Fransa daha kuvvetli motörize bir ordu vücude getirmeğe muktedir olduğundan, er geç hasmmı aynı silâhla yeneLilecektir. Fransız ve İngiliz imparatorlukları düşmanı mağlub edecek vazivettedirler. Bütün bu sebeblerle İngilterede bulunan Fransız zabitlerini, İngiliz fabrikalarında çalışan teknisyenleri ve Fransadan İngiltereye gelmek isteyen zabit ve askerlerimizi İngiliz ordusuna iltihaka davet ediyorum. Fransa yalnız değildir. «Fransa muharebesi» harbin mukadderatmı tayin edemez. Bu h^ırb Fransa muharebesi değil, dünya harbidir. Fransa sonunda muzaffer elncaktır.» Silâh yapan fabrikaların kontrolu V, Ankara 18 (Telefonla) Türkiyede harb silâh ve mühimmaü yapan hu gusi sanayi müesseselerinin kontrolu hakkmdaki kanunun şümulü dahiline giren sanayi şöyle tespit edildi: Tayyare, her cins top ve aksamı, her cins makinelitüfek ve aksamı, orduda kullanılan her cins tüfek, tabanca, her cins bomba ve tapası, mayin, paravan ve antiparavanlar ve aksamı, torpito ve aksamı, muharebe, işaret, tenvir fişekleri ve raketler, alev makineleri. her cins sis cihazları, zehirli gaz ci hazlan, her cins top mermisi ve tapası. her cins kapsol, tahrib malzemesi, dınamitler, iş'al fitilleri, dumanlı ve dumansız barut. Meb'uslarınuzın verdiği konferanslar J Eskişehir 18 (a.a.) Dün akşam burada kalabalık bir dinleyici kütlesi huzurunda konferans veren Tekirdağ meb'usu Rahmi Apak, dünyanm şimdiki siyasî ve süel durumu önünde Türkiyenin vâzıh hattı hareketini tebarüz ettirmiş ve millî vahdet umdesinin bir kıymet ve kuvvet ifade ettiğini işaret ederek sözlerini Millî Şefi mize karşı bütün milletçe duyulan sonsuz inan ve bağlıhk hislerine tercü man olarak bitirmiştir. Sulh teklifinden Sonra vaziyet FBaşmakaleden devam] atmda mutedil bir lisan kullanılıyordu. İtalya da hemen hemen aynı yolu takib etmişti. Ne Duçe'nin nutuklarında, ne de gazetelerin neşriyatında Fransa aleyhine aşın duygu ve düşüncelere rastlanmıyordu. Bu itibarla, neticesini birazdan öğreneceğimiz sulh şartlarının, Fransız varlığını ümidsizliğe düşiirecek kadar ağır maddelerle dolu olmıyacağını tahminde aldanmış olmamamız daha muhtemeldir. Harbin henüz bitmediğini biliyoruz. Kat'î ve nihaî safha asıl şimdiden sonra başlayor. Geçenlerde yazdığım gibi, yıldırim harbinin rrjuvaffak olması için, Fransanın kısa bir zamanda mağlubiyeti kabul etmesi, aynı zamanda lngilterenin de silâhı elden bırakması lâzımdı. Görüniişe göre vaziyetin bu şekilde inkişaf edeceğine şimdilık hükmedemeyiz. Almanya, Fransadan sonra Ingiltere ile de çarpışmaya mecburdur. Bu çarpışmanın nerede, ne zaman ve nasıl cereyan edeceği malum değilken, Hitler'den, Fransayı ümidsizliğe sevkederek, karşı karşıya bulunduğu meçhulleri daha muglâk bir hale getireceğini ümid etmiyoruz. Bütün mesele Avrupanın ve insanlığın medeniyete lâyık, devamh bir nizama kavuşabilmesindedir. Bu şüphesiz, süngü tehdidi al'ında dikte ettirilen sulh muahedelerile halledilemez. Bu gün için böyle bir nizama kavuşmamız ihtimallerinden bahsetmek kendi kendimizi aldatmak demektir. Biz, milletler arasındaki kardeşlik devrinin henüz bir hayal olduğuna inanıyoruz. Bununla beraber, hiç olmazsa, bir ümid devrinin açılmasını bekleyoruz. Ve: Bari o gecikmeseydi! Diyoruz. Feridun Fikrinin konferanslan Muğla 18 (a.a.) Dün gece saat 21 de meb'us Fikri Yabancı memleketlerdeki ta Halkevinde Feridun hâdiseleri tarafından dünya etrafında lebelere verilecek tahsisat mühim bir konferans verilmiştir. Feridun Fikri Marmariste de bey Ankara 18 (Telefonla) Hükumet hesabma yabancı memleketlere tahsile nelmilel vaziyet hakkında mühim bir gönderilmiş olan talebelere her mem konferans vermiştir. leketin hayat şartları gözönünde tutuSamsundaki konferans larak 1940 malî yılı için verilecek aySamsun 18 (a.a.) Rize meb'usu hk tahsisatlar tespit edildi. Almanya Fuad Sirmen Halkevi salonunda dün ve Belçikadakilere asgarî 94,5, azamî umumî vaziyet etrafında bir konfe 120. Macaristan ve Fransada okuyan rans vermiştir. Halkevi salonunda yer lara 105 125. Paris şehrinde okuyan bulamıyan binlerce yurddaş bu kon larla İtalyada tahsil görenlere 115,5 feransı, meydanlardaki hoparlörlerle 130, İngilterede bulunanlara 147 1S0, dinVmişlerdir. İsviçredekilere 126 160, Amerikada Kayseride pasif korunma bulunanlara 115,5 150 200 lira aytecrübesi hk tahsisat verilecektir. Kayseri 18 (a.a.) Kayseride hava Klor ve kâğıd fabrikaları taarruzlarına karşı bu sabah saat 9 dan İzmit (Hususî muhabirimizden) 10 a kadar devam eden bir aktif ve paKlor fabrikasınm inşaatı baslamıştır. sif koruma tecrübeleri yapılmıştır. TecBütün makine aksamı ge'.miştir. rübeler. tayyare ucıışlan, paraşütlerle İkinci kâğıd fabrikasımn açılması inis gösterileri ve dafi toplarınm endaht taümlerile yapılmıştır. Pasif korunma için de hazırlıklar vardır. Eıhtım sahilinde yapılan yeni Halk ekiplerinin faaliyeti hakiki bir hücum evimizin küşad merasimi de 30 ağus karşısında gösterilen alâkadarlar ciddî ve intizamh olmuştur. tos Zafer bayrammda yapılacaktır. Şehrimizin çok muhtac olduğu yeni Memleket hastanesi de, yakmda yapilacaktır. Bundan başka vilâyet nafıası, şose. yol ve köprülerin yapılrnasına hsra retle devam etmektedir. İzmitle Adapazarı arasında Mahmudiye, Yanıkdere, Kurdköy köprüleri, Hendekle Bolu arasında Yağbasan köprüsü, Gölcükle İzmit arasında Kilez köprüsü beton olarak yapılmaktadır. Kalaylı, Geyve arasında aşağı ve yukarı Karaçam köylermin de inşasına başlanmıştır. Vilâyetten kazalara giden şose yollan da mükellef amele ve müteahhidler vasıtasile yer yer yapdmakta ve tamir edilmektedir. Vilâyette, bu sene ziraî vaziyet dc çok ümid verici mshiyettedir. Bordo bombalandı Nevyork 18 (a.a.) Columbia Broadcasting Company'nuı Bordeaux mümessili muhacirlerle hıncahınc dolu olan Bordeaux'da gece bir alârm isareti verildiğini bildiriyor. Hava müdataa topları faaliyete geçmiştir. Gene aynı muhabir şunları ilâve ediyor: < Halkın düşündüğüne göre, Al manlar Fransızları iz'ac etmeğe mümkün olduğu kadar devam ederek istedikleri gibi bir sulha muvaffak olm?k istemektedirler.» Askeri harekât ne halde? Londra 18 (a.a.) Bu akşam askeıî vaziyeti mütalea eden Fransız radyosu spikeri şunları söylemiştir: «Muharebe devam ediyor. Dört ordu Alman ilerleyişine karşı koymak tadır. Kıtaatımız son derece yorgun dur. Fakat bulundukları nazik vazi yette cesaretle döğüşmeğe devam et mektedirler.» Açık şehir ilân edilen beldeler Bordeaux 18 (a.a.) Fransız hükumeti, nüfusu 20 binden fazla olan şehirlerin açık şehir olduğuna ve bina enaleyh bu şehirlerin muharebe ve bombardımanlara karşı masuniyet arzedeceğine dair bir karar ittihaz et miştir. Bütün memurlar vazifeleri başında bulunacaklardır. Fransız sözcüsü beyanatına şu su retle devam etmiştir: « Yaşadığımız kederli ve mühim saatlerde intizam Fransanın hayatının esas şartıdır. Ben konuşurken ordu harbetmektedir. Onlara disiplinli ve sakin bir geri temin edelim.. Fransa yaşayor, Fransa yaşayacaktır.> Kanada ordusu Inşriltereye döndü Trende bir meb'usun parasını çalan hırsız İzmit (Hususî muhabirimizden) İzmit istasyonuna gelen 1 numarnlı Ankara ekspresinde bulunan Konya meb'usu Galib Gültekin polise müra caat ederek 600 lira parasının cüzdanile beraber çalındığını söylemiştir. Derhal tahkikata el koyan İzmit poüsi üç saat zarfında 600 lirayı bularak sahibine iade etmiştir. Ekspres Bilecikle Mekece istasyon ları arasında ve Galib Gültekin tatlı bir uykuda iken bulundvığu kompartimana bir adam girmiş. Meb'usun caketini duvarda asılı görerek hemen cüzdanını aşırmış ve Mekecede tren den inerek kaybolmuştur. Uyandığı zaman işin farkında olan Galib Gültekin, hemen polise müra caat ederek vak'ayı haber vermiştir Yapılan araştırmada bu yaman yankesicinin Sapancalı Çerkez Celâl, namı diğeri Ceylân olduğu tespit edilmiş ve yakalanarak üzerinde 90 lirası bulunmuş. Geri kalan kısmı da gömdüğü bir apac nltından çıkarılarak sahibine iadp edilmMir. Fransa teslimi silâh etmemiştir NADtR NADt Sovyet donanması Tallin'de Nevyork 18 (a.a.) National Broadcasting kumpanyası tarafından Fransız hükumeti radyosunun mevcesi üzerinden yapılan neşriyatta spiker, şunları söylemiştir: < Fransanın silâhlarını teslim edeceğini söylemek kat'iyyen yanlışhr. Fransa Almanyadan yalnız hangi şartlar dahilinde Fransız çocuklarımn katliâmını durdurmağa muvafakat ede ceğini sormuştur. İşte bu sebebledir ki Fransa, kabinesini tadile karar ver miştir. Fransa, tasavvurlarının ancah yeni bir kabine ile tatbik edilebilece ğine hükmetmiştir.> Konya millî kütübhanesi Konya (HUPUSÎ muhabirimizden) Konya Millî kütübhanesi, son zamanda satın ahnan çocuk kitablarile. ilk talısil çağındaki ya\Tular için de faydah bir hale geldi. Esasında epeyce zengin olan ve umuma mahsus bulunan bu kütiibhaneye şimdiye kadar çocuklar devam edemezlerdi. Çünkü kütübhanede ılk tahsil talebesini alâkadar edecek kitabİHr yoktu. Vali Nizameddin Atakerin hiınmetile kütübhaneye şimdi bövle bir kısım ilâve edilmiş olduğundan kütübhane haftanın çarşamba ve cuma günleri öğleden sonra küçuk okuyuculara tahsis edilmiştir. Çarşamba ve cuma günleri öğleden sonra ilk okul oğretmenlerinden birisinin nezareti alünda çocuklarımız burada mütalea ile vakit geçiriyorlar. İlk okul öğretmenleri bu isi aralarında Eiraya koymuşlardır. Londra 18 (a.a.) Estonyada ve Litvanyadaki Sovyet garnizonlarının takviyesi hâdisesizce ikmal edilmij gibi görünmekte iken, D.N.B. ajansı Riga'da tezahürat olduğunu ve polisin müdahale ettiğini haber veriyor. Polisin istasyon. posta ve emniyet binalarının ör.ünde toplanan halka ateş açması üzerine birSamsun İhracatçılar Birliği çok insan öldü ve yaralandı. Kıtaatın. tank ve zırhlı te«ekküilerin faaliyete başladı de polise yardım ettiğini bildiriyor. Samsun 18 (a.a.) Merkezi SamsunD N.B nin verdiği malumata nazaran da olmak üzere teşekkül eden hububat. Oktiobrskaya Revolutim saffı harb gebaklivat ve yağlı tohumlar ihracatçılan misi de dahil olmak üzere Sovyet harb birliği bu eün faaliyete başlamıştır. gemileri Talli limanma demirlemi^tir. Türk çocuğu; Her işte olduğu gibi. havacıhkta da, (iı yiiksek dÜ7eyde, gökte. seni bckleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın. K. ATATVRK Kaunas 18 (a a ) Pelecs, Başvekâleti deruhde ederek yeni Litvanya kabinesini teşkil etmiştir. Başvekil muavini ve Hariciye Nazırı Krov Niktivicu1; Millî Müdafaa Nazırı ve ordu kumandan) General NitVoVas'tir. Ingiliz tayyarelerinin bombardımanı Londra 18 (Hususi) İngiliz hava kuvvetleri, Ren, Ruhr ve şimalî Almanysda müteaddid askerî müesseseleri, üsleri şiddetle bombardıman ermişlerdir. Bombardıman üç saat devam etmiştir. Hnsarat çok mühimdir. Bir çok yerlerde yanmniar çıkmıştır. tki Alman tayyaresi düsiirüldü Londra 18 (a.a.) Hava Nezareti tebliğ ediyor: Geçen gece, İngiliz avcı tayyareleri Fransanın şimali şarkî sahili üzerinde iki düşman bombardıman tayj'aresi düsürmüslerdir. Yeni Litvanya kabinesi kuruldu General de Gaulle'un davetî Londra 18 (Hususî) Daladicr ka'.inesinde Harbiye Nezareti müsteşan olup. halen İngilterede bulunan General de Gaulle bu akşam Londra radyosunda Fransız zabitlerine ve İngiliı fabri i Kanada 18 (a.a.) İngiltereden Fransaya gitmis olan bir Kanada fırkası İngiltere sahiline dönmek için cmir almıştır. Fırka bu emri aldığı zaman Parise elli kilometre mesafede bulunmakta idi İngilterenin batı sahilinde bir limana ihrac edilen bu Kanadalılar Fransa yclları üzerinde hedefsiz bir suretta yürüven mültecilere aid hazin sahneler anlatıvorlar. Bu sefaletten mi'ı'ehevyic olan Kanadahlar yiyecekVrini. bir kısmı yalınayak yürümekte olan kadm ve 1870 le 1940 arasmda yaptığımız mükayesenin bütün unsurlan haricinde kacnmklarla vaplaşmışlardır. lan bir nokta vardır. Çok esaslı olan bu Cezayirde ve orta »«»kta harb nokta. kahramanca çarpışan ve toprakdevam edecek Bordo 18 (Hususî) Şimalî Afri larını karış karış müdafaa eden Fransız kadaki Fransız orduları başkumsndanı ordusu lehine kaydedilecek bir cihettir. General Noeues ile orta sark orduları 1940 harbi, bir makine harbi olmuştur. Ticaret Vekâletinin müsaadesile Cumbaskumandanı General Mittelhsnser bu Değil 1870 eibi uzak bir tarihin harb lün birer bevanname nesrederpk har tekniğile, daha dünkü Büyük Harbin huriyet Merkez Bankasmın açtığı krebe devam edeceklerini resmen bildir tekniğile dahi kıyas kabul etmez yeni diye istinaden Türk Ticaret Bankasınuı usuller ve bilhassa yeni vasıtalar harbi avansile İtalyaya ihrac olunan yumurta lerdir. olmuştur. Fransanın. ikinci bir Sedan ve taze balığa ^ r i l e n avansuı Ticaret Eritre bombalandı felâketi görmemesi için. 1940 tekniğine. Bankasınca istendiğini ve yumurta ihKahire 18 Caa.) Dün. İnfiliz Vıom a\Tii teknikle karsı koyabilm"" ««"•"kti racat tacirlerinin Ticaret Vekilini ziyanarrlıman tavyareleri Eritre'de Masav? H. D. ret ettiklerini yazmıştık. ii?erine veni bs«kınlar yapTni'lar'iır. Bir Ticaret Vekili Nazmi Topçoğlu tarabenrİTi deposurfia vaneın çıkarılmış ve Cevdet Kerimin dün akşam | fmdan verıien emir üzerine Mıntaka tesi'at hasara ti§ratılmi«tır. | Ticaret müdürü Avni Sakman bu huA<mara ve Gurra bölaesinde yaoılan verdiği konferans I susta Cumhuriyet Merkez Bankası ve bir çok istiksaf ucuslan mühim malurna* Sinob meb'usu Cevdet Kerim İncei«tih<:aline varamiftir. Bir müdafaa ka dayı, dün akşam saat 19 da Beyoğlun Türk Ticaret Bankasile temasa gelmişrakolu tahrib edilmiştir. NeehplliMp da Saray sinemasmda ikinci konferan tir. Bu ihracatm Vekâletin emrile yaverde bulunan İtalvan tayyareleri bom sını vermiştir. Konferansta, şehrimizin pıldığı noktasına her iki bankamn umum müdürlüklerinin nazarı dikkati bardıman «vWm'«tir. her sınıf halkı bulunmuş ve büyiik bir celbedüecektir. Eden'in beyanah alâka ile dinlenmistir. Türk Ticaret Bankası, 140.000 lira Londra 18 (a.a.) Harbive Nazırı Cevdet Kerim bu konferansta *dünEden Avam kamarasında atideki be ya ahvali karşısında milletçe benimsen raddesinde olan bu avansın 15 gün zarfında tediyesini ihracatçılara bildir}yanatta bulunmuştur: miş siyasetimizin isabeti. Türk nilleti mistir. Keyfiyet böyle iken dün Türk Silâh altına davet ölçüsü kuvvet nin Şefe. Büyük Millet Meclisine. Şefin Ticaret Bankasından şu mektubu aldık: le sür'atlendirilmiş ve son beş hafta e Meclisin güveni. millî birlik ve ir.an «Gazetenizin 18 hatiran 1940 tarihli zarfında, senenin ilk dört ayındakin ve bu ahengi bozmağa yeltenen anasır nüshssınm birinci sahifesinde yumurta den daha fazla kimse askere alınmış la mücadele, Türkiyenin bu ahval kar ihracat birlisi tarafından Ticaret Vetır.» şısmda güveninin kudreti» mevzuları kilimize arzclur.duğu bildirilen işler 600 Italyan esiri alındı etrafında kıymetli izahlarda bulunmuş meyanında bankamızı alâkadar eden Kahire 18 (a^ı.) Salâhiyetli bir kısmın hiç bir suretle hakikate uygun mambadan alınan haberlere göre, dün, bulunmadıemı beyan ve tavzih eyleriz.» Libyada harekâtta bulunan müttefik Samsun kaymakamlarının kıt'alar iki yüzü İtalyan olmak üzere Ağyar hududlarından. taşlardan ve toplantısı 600 esir almışlardır. topraklardan evvel elini doğrudan Samsun 18 (a.a.) Üç gündür vilâyet İtalyan üslerine yapılan baskınlarda doğruya ciğerlerinizi dolduran havaİngiliz tayyareleri yüz tayyare tahrib et merkezinde Vali Fuad Tuksalın riyaseya sokmak isteyor. Bu eli kesmek ınde içtimalarına devam eden kaza kaymişlerdir. mecburiyetindesinİ7 İnsan ve malzeme itibarile İngiliz ve makamları bu gün vazifeleri basına dönİSMET İNÖNÜ müşlerdir. Mısır zayiati pek ehemmlyetsizdir. Yumurta ihracatı Ticaret Bankası bir tavzih mektubu gönderdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle