Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET Üniversitede disiplin esasları Tarihi tefrika: 3 3 Sadrıazam Koca Rağıb Paşa Umumî talimatnameye Yazan: Z1YA ŞAK1R mühim kayıdlar konulacak Üniversite fakültelerinin bazılarında olduğu gibi Üniversite umumî talimatnamesinin de tadiline karar verilmistir. Rektörün riyasetinde, profesörlerden mürekkeb bir komisyon, bu hususta lâzırrr gelen esasları tespit etmek üzere faaliyete geçmiştir. Talimatnameye Üniversite çalışmalannı inkişaf ettirecek mahiyette yeni maddeler ekleneceği gibi, bilhassa disiplin hükümlerinde esaslı bir değişiklik yapılacaktır. Talebenin gtrek Üniversite içinde. ve gerekse Üniversite dışmda hareketlerini kontrol edebilmek için bir murakabe teşkilâtı vücude getirilecektir. Talebe haysiyetini bozacak şekilde hareket edenler, inzibat divanında sorguva çekildikten sonra tecziye edilecektir. Kabul edilecek veni hükümlere göre, uygunsuz harekette bulunanlarm icabmda mensub olduğu fakülteden kayıdları silinecektir. Komisvon. her taiebeye mahsus olmak üzere birer sicil dosyası vücude gctirilmesi için tetkikat yapmaktadır. Türk Ingiliz dostluğunun çok faydalı olduğuna kanaat getirmişti, fakat... Kromvel'in cesedi, mezarmdan çıkarılarak darağacına asıldı. Sitvart Hanedanı. gene saltanat makamına çağırıldı. (İkinci Şarl) kralhk makamına geçirildi. Gene dahilî mücadeleler ve mezheb kavgaları başgösterdi. Fırkalar, birbirlerine girdi. Mühim hâdiseler vukua geldi. Bu hal, 1688 inkılâbına kadar devam etti. Babıalinin teveccühünü kazanmaya çalışıyordu. Ragıb Paşanm Prusya memurlarile teması ve müzakerelerinin son derecede mahrem tutulmasına rağmen, Fransa sefiri bunu haber almakta gecikmedi. Bu müzakereleri, Fransa ile müttefikleıi aleyhinde bir hareket telâkki ederek derhal hükumeüne bildirdi. Toprak Mahsulleri ofisi Belediyenîn emrine 1500 ton buğday verecek Şehrimizdeki değirmenci, kırmacı ve buğday tacirleri Toprak Mahsulleri Ofisinde Belediye İktısad müdürü Saffet Sezenin iştirakile büyük bir toplantı yaparak şehrin ekmeklik un ve buğday vaziyetini, stoklan tetkik ve almması lâzım gelen tedbirleri tespit etmişlerdir. Toplantıda değirmenci ve kırmacılar, Toprak Mahsulleri Ofisinin verdiği yevmiye 300 ton buğdayın niçin İstanbul şehrinin ihtiyacma kifayet etmediğini rakamlarla izah etmişler, değirmenlerde neden stok un bulunmadığmı da gös tererek Ofisin muntazam buğday vermesini istemişlerdir. Bu arada Eskişehir değirmenlerinde Istanbulun ekmek ih Şeiırin un ihtiyacı 14 Haziran 1940 Siyasî icmal Harb ve ispanya Bu inkılâb. İngiltere hükumeti için Babıali ile Prusya ve İngiltere arasıntam bir dönüm noktası oldu. Birdenbire, da kuvvetlenecek olan dostluk münasebütün mücadeleler sükun buldu. Bu da betleri, Fransa hüknmetine büyük bir hilî sulh ve müsalemet, İngilterenin ha telâş veıdi. Derhal, İstanbul elçisine bir ricî siyasetinde mühim neticeler husule lalimat gönderildi. Ve bu talimatta: getirdi. Avmpamn siyaset sahasmda In• Şayed İngilizler, Babıaliyi para ile giltere hükumetinin mevkii birdenbire elde etmek teşebbüsürıde bulunurlarsa, yüksek bir mevki ve kıymet iktisab et biz de aynı derecede semahatta bulunti. Üçüncü Giyum, (14 üncü Lüi) aley maktan çejtinmiyeceğiz.» hinde teşekkül eden ittifakların başına Denildi. geçti. (Kraliçe Meri) ve (Giyum Dö Fakat sefir Şövalye Verjen. ağır bir ranj) ın haleü olan (Kraliçe An) zama muameleye maruz kalmaktan çekinerek nında İngiltere hükumeti artık Avru bu taümatı birdenbire tatbika girişmedi. panın umumi siyasetinde (hakem) va E\"velâ, bir müzakere zemini hazırlamak zifesini ifa ederek (Otraht) musalâhasmı için Babıaüye bir muhtıra gönderdi. Bu ve (İspanya mirasının taksimi) mesele muhtırada, başlıca şu maddeleri zikretsini, kendi arzusu veçhile tanzim etti. ti: Bu esnada İngiltere hükumeti son bir [Arkası var] istihale geçirdi. (İngiltere) ve (İskoçya) krallıkları kat'î surette birleşti. 1707 senesi mart ayının 25 inci günü kabul edilen kanun ile İngiltereye, Büyük Britanya Birleşik Kraliyeti namı verildi. Italyadan gelen talebelerimiz Paristen kalkan son trenle memlekete dönen gencler yollarda neler gördüklerini anlatıyorlar 1KT1SAD Baltık memleketlerinden yapılan ithalât Tacirlerimiz Baltık memlek.tlerinden gelecek emtianm Moskova Odesa yolile getirilmesini tecrübeye teşebbüs etmişlerdi. Deri İthalât Birliği namına Litvanyaya sipariş edilen derilcr bu yolla limanımıza gelmiştir. DUŞUNCELER Koca Ragıb Pa$a ve İngiltere İngiltere hükumeti bu istihaleleri geçirirken, Osmanlı devleti ricalinden hiç kimse bu inkılâblara ciddi bir alâka göstermemişti. İstanbulda bulunan İngiliz elçileri de eski faaliyetlerini kaybederek asırlardanberi haiz oldukları parlak mevkii, ezelî rakiblerı olan Fransız •efirlerine terketmişlerdL Bu hal, 3 üncü Sultan Mustafanın saltanat mevküne gelmesi ve Sadrıazam Koca Ragıb Paşayı sadaret mevkiinde ipka etmesi zamanına kadar devam etti. Koca Ragıb Paşa, kendisine takaddüm eden sadrıazamların ekserisi gibi cahil ve dünyanın halinden haberdar olmıyan bir vezir değildi. Bu âlim ve fazıl zat, aynı zamanda Avrupada cereyan eden siyasî hadisatı büyük bir dikkatle takib etmis, İngiltere devletinin geçirdiği inkilâblardan sonra ihraz ettıği mevkiin kıymet ve ehemmiyetini takdir eylemiş, İngiltere hükumetile idame edilecek kuvvetli dostluk münasebetlerinin büyük faydalar temin edeceğine kanaat getirmişti. Fakat padişah, Fransa taraftarı idi. Hatta tahta geçer geçmez, Fransa Kralı 15 inci Lui'ye bir Namei Hümayun göııdermişti... Halbuki, Fransa hükumetile İngiltere hükumeti arasında (Yedi sene harbı) şiddetle devam ediyor.. İstanbulda bulunan Fransa seflri Mösyö Verjen, Osmanlı hükümdarile hükumet ricaUne her fırsattan istifade ederek cemileler gösteriyor, hediyeler veriyor.. Fransanm müttefiki olan Avusturyalılarla Türkler arasında bir harb çıkmaması için bütün gayretini sarfej liyordu. O tarihte, Fransızla Avusturyahlar, İngiUzlerle Prusyalılar ittifak etmişlerdi. Fransa sefirinin maksadı ise, İngilizleri zayıf duşürmek için, Osmanlı hükumetile Prusya arasında bir hâdise tevlid etmekti. Nitekim Mösyö Verjen bu maksadla Babıalıye bir nota verdi. Bu notada,, Prusya Kralının siyasî mesleğinden bahsetti. Sadrıazam Ragıb Paşa, bu notaya katiyyen ehemmiyet vermedi. Fakat bu münasebetle Ingiliz sefırini Babıaüye davet ederek büyük ikramlarla huzuruna kabul ettikten sonra, evvelâ: Müttefikiniz olan Prusyahlara ihtar etseniz de, bizim hakkımızda biraz daha hayuhah bulunsalar... Dedi. Ve sonra sözü, şiddetle hüküm süren (Yedı sene harbi) ne intikai ettirerek: Nasıl oluyor da, bu kadar kan dökmekten usanılmıyor?.. Tabiidir ki bir gün gelip bu harb de hitama erecek, işler gene yoluna girecektir. Emin oîunuz ki, o mes'ud günü görmek, bizi son derecede memnun edecekür. Ziraî tahrir lâzım Bir kumandan için nasıl harekâta sokacağı ordu ve malzemenin aded ve mahiyetini bilmesi lâzımsa, ziraî siyaset için de toprak vaziyetini bilmek öyle lâzımdır Dün sabah gelen talebeler Sirkeci gannda Dün sabahki konvansiyonel trenile Italyadan sekİT kişilik bir talebe kafilesi daha gelmiştir. Bunlardan Nihad Yıimaz Kankat. Mahmud Türkman, Baha Sunter ve Rifat Azakoğlu Paristen; Can Çölgeçen, Sadeddin Bener, Hüveyde Mayatepe ve Remzi Yuksek İtalyadan gelmişlerdir. Nihad Yılmaz Kankat dünkü trenin Fransadan gelen son tren olduğunu söylemiş ve yolculuğu esnasında karşılaştığı hâdiseleri şu suretle anlatmıştır: « Gar de Lyon'dan trenimiz hareket edeli on beş dakika olmamıstı ki. garm bombardıman edildiğini duyduk. Akabinde alev ve dumanların çıktığım gördük. Tren. İtalyan hududunda Modana geh'nce, Fransız İtalvan hududu knpatılmıştı. Geri dönmeğe mecbur olduk ve İsviçreye geçerek İtalyaya girdik. Biz. İtalyaya girdiğimiz zaman Mussolini nutkunu söylüyordu. İtalyanın harb karan halk arasında telâş husule getirdi. Koşuşanlar. bağırışanlar görülüyordu. Bu arada harb kararını duyan iki İtalyan askeri de hüngür hüngür ağlamaya başladılar Diğer yolcular da buna benzer vak'alara şahid olduklannı, bunlardan aldıklan intibaa göre İtalyan halkınm Fransızlara karşı büyük bir sevpisi olduğunu ve onlarla harbetmek istemediklerini soylemişlerdir.» Harb dolayısile Avnıpa ekspresi dün öğleden sonra saat 16 da gelebilmiştir. Ekspres Peşte yolile geldiği için yabuz Almanyadan altı yolcu getirmistir. Herhangi bir mem Memleketimizde lekette gıda madşimdiye kadar henüz delerinin, ve ilk yapılmamış olan •ziraî tahrir» den bahmaddelerin ziraat, setmek istiyoruz; «zi orman veya hayvan ıaî tahrir», kulaklanmızın oldukça alış mahsulü olarak arzı, aynı memlemış olduğu «nufus tahriri» kadar ehem ketteki istıhsale, ve ihracat ve ithamiyetlidir. Ziraat ve toprak siyasetı, zi lâta bağlıdır. istihsal de toprağın ikraî iküsad siyaseti bakımmdan .ziraî lim ve terkibine göre iyi bir surette idare tahririnin» ehemmiyetini ortaya koynıak edilmesine, maliyet fiatına, diğer endüsiçin «arsıulusal ziraat enstitüsünün» bu trilerle olan münasebetine, ve yabıncı meseleye dair olan yuzlerce neşriyatın memleketteki mümasil ve rakib mahsui dan buraya nakiedeceğimiz bir kaç sa fıatlarına tâbidir. hıfe ile okuriarunıza tam bir fikir vereZiraî, hajvanî ve orman istihsalini tcşceğimizi ümid ediyoruz. vik ve tekâmül ettirebilmek için Ziraat Küçuk, büyük mevcud ziraat işletme Vekâleti gibi ve ziraat tecrübe tarlaları, lennuı saha ve mesahalarmı, baslıca ıs teknik koliej ve okullar gibi hükumet tıhsal madde ve ekimlerini, ziraat işçıle müesseselerini idare edenlerle ziraat cerınin aded ve vaziyetlerini, sapana ka miyetleri, kooperatif şirketleri, ticaret odar bütün ziraat aletlerini, ve hayvan daları ve saire gibi hususî veya nim humahsullerini mahailerile beraber gjste susi müesseseleri idare edenlerin enıirrecek olan «ziraî tahririnin» ehemmiye lerinde bütün bu istihsalin kat'î istatistini yainız yaptığımız şu tarifte saydıkla tiği ve rakamları bulunması lâzımdır ki rımız meydana çıkarmağa kâfidir . bu surelle seneden seneye hangi istihsal Kaldı ki, en basit bir muhakeme ile bi şubesinde ve hangi mıntakada artma ve | le bu «ziraî tahririn» ziraat ve toprak si ya eksilme olduğunu, ve bunlann sebebyasetini tayinde oynayacağı rol kendili lerini kat'î olarak bilmek kabil olsun. Bu rakam ve doneler sayesinde devlet ğinden aniaşıiır. Bir ordu kumandarunın harb sahasına adamlan ve ziraat hareketinin başında memleketlerinin orman, sevkedeceğı neferierin, silâhların aded bulunanlar, ve mahiyeuni bilmesi gibi bir ziraat sı hayıan, ve ziraat kaynaklarının sistemayasetinın de memleketıeki toprak mul tik tekâmüllerini, ve ıslahlarını uzun sekiyetınin vaziyet ve adedini, o toprakta nelere taksim edilmiş bir programa bağlayabilirler. Eğer, bu malumat eksik çalışan isçilerın, aletlerin ve hayvanıarın bulunursa ziraat gibi mühim ve geniş bir vazıyetinı ve adedini, rnmtakalara «jore endüstri hakkında kat'i bir fikir sahibi taksim ve tevziini bilmesi bir zaruret haolmak kabil olamıyacağı gibi alınan tedlindedir. birlerin de fayda yerine mazarrat getir«Ziraî tahrir», aynı zamanda yukarıki meleri mümkun olur.> faydaları temin edecek olan senelık ziraî istaüstiğe de bir esas teşkil eder. Alâeddin CEMİL «Arsıulusal zııaat ensütusü> nün «zi(*) (Recensement agricole mondial en raî tahririn ehemmiyetine» dair neşriyalından şu bir kaç satırı okurlarımıza ar 1930) projet de formulaire type: Institut international d'Agriculture: Sazedelim: (*) • Bir tahrir, bir keşif demektir. Ziraî hife: 3 Alâeddin Cemil Yazan : DENIZLERDE Mersin hattı seferleri Dün bazı gazeteler Denizyolları idaresinin Mersin seferlerinin Akdenizdeki vaziyet dolayısile tatıl edildiğini yaz mışlardı. Bize verilen malumata na?aran Mersin seferlerinin tatili için verilmiş bir karar yoktur. Ancak, 12 ada civarında mayin hatları bulunmasmdan ve bunların vaziyeti malum olma>nasından doiayı halen Mersin postasını yapan Etrüsk vapuru izmire kadar gidip dönecek ve bundan sonra yapılacak Mersin postaları için vaziyet aynca mütalea edilecektir. SEHtR tSLERI Tramvay seferleri Tramvay ve Elektrik idaresi müdür vekili Nazmi dün bir muharririmize şunları sövlemiştir: • Henüz karar altına alınmış bir şey yoktur. Yainız evvelce de yazıldığı gibi ihtiyacımız olan malzeme gelmediği takdirde tramvay seferlerini en ziyade ihtiyac olan mıntpkalara hasredeceğiz. Temenni edeKm ki. bu tedbire müracaate lüzum hasıl olmasın » arb hem büyüdü, hem de ge« nişledi. Fransızların lahminine göre Fransadaki cephe gittikçe cenuba kaj maktadır. En şiddetli muharebeler Parisin etralmda yapılıyor. Chalons sur Marne'e kadar ileılemiş diğer bir Alman kolu da Majino hattmın arkasına sarkmak istiyor. Akdenizde şimdiük yainız hava ve tiyacı için verilen yevmiye 100 ton buğ denizaltı kuv^etleri faalijette ise de çok daydan elde edilen unlardan 45 gün zar geçmeden bu denizin garb havzası ve fmda 50,000 çuvaldan fazlasının İstan iahilleri Manş ve Şimal denizleri gibi bula gelmesi lâzım gelirken ancak 19,730 bellibaşlı harekât sahası olacaktır. Harçuval un geldiği. bu sebeble İstanbulda bin genişlemekte olmasının siyasî tesirun stoku kalmadığı da müşahede edil leri de şimdiden görünmektedir. İspanya miştir. Bu vaziyet, İstanbula Eskişehir iıükuraeti dün resmî gazete ile bitaraüıve civarı değirmenlerinden un gelmesi ğını terkederek gayrimulıariblik vaziyeseklinin bu günkü şartlar icinde im tini alnuş olduğunu ilân etti. kânsız olduğunu göstermiştir. Almanya harbe girdiği zaman İspanya İçtimada. Toprak Mahsulleri Ofisi ta bitaraflığım ilân etroekle iktifa etmişti. rafından İstanbul' değirmenlerine ilk Şimdi ise harb kendi suları ve hududlaparti olarak 1500 ton devlet buğdavı ve rı yanıbasına sirayet ejlemesinden vazirilio bunlardan hasıl olacak unun Be yetini değiştırmiştir. Bu münasebetle ledive emrinde muhafazası takarrür et lspanyol matbuatı üç sene devam sden miştir. dahilî harbde Franko'ya karşı müdahaToorak Mahsulleri Ofisinin muntazam lede bulanan ve kendisine bir sene evbuğday vermesinin temiri de ısrarla is veline kadar jardım eden devletlerin tenmiş bulunmaktadır. Ofis. İstanbul ka şimdi kendi aralannda nıuharebe halinzalannın un ibtivacmı da temin edecek de bulunduklarını hatırlatmaktadırlar. Harbin şarka sirayeti ihtimali şimdiük buğdavı verecektir. varid depildir. Macaristan hükumeti Kumanya hududunda tahşidat yaptığı haberlerini resmen tekâb etti. Balkan hiikumetleri bitaraflıklarını bir daha ilân eltiler. Mısır hükumeti İtalya ile diplomasi munabobatı kesmiştir. Almanya ile de boyle japmıştı. İlânı harbe lüzum görmemiştir. Çünkü İngiltcre ile ittifakı sırf Mısır arazisi bir tecavüze maruz kaldığı Mahmudpaşada manifaturacı Oseb takdirde bunun müştereken müdafaasını Karakaş,» ihtikâr yaparak millî korun tazammun etmektcdir. İtalya Mısır arama kanununa muhalif hareket ettiJi id zisine dokunmıvacağı hakkında ötedendiasile dün sabah Müddeiumumiliğe beri Mısır hnkumetine teminat vermişti. gönderilmiş, akşam üstü İstanbul asliye Harbe girdikten sonra da bunu teyid etdördüncü ceza mahkemesinde muhake miştir. me edilmiştir. Kendisinin. opal denilen Maalıaza Mısırdaki üslerden İtalyan kumaşı metresi 100 kuruştan satmak is müsten>lekelerinc taarruzlar muayyen tediği bir müşteri tarafından ihbar edi bir sistcm dahilinde devam ettiği takdirlerek, bunun üzerine polisçe tertibat a de İtalya hükümetinin Mısıra karşı valınmış. meşhud suç yapılmıştır. ziyetini değişnrmesi meselesinin mevzuu Mahkemede, tanzim olunan e\rrak o bahsolacağı Romadan bildirilmektedir. kunduktan sonra, manifaturacı Oseb KaHarbin genişlemesi diplomasi sahada rakaşa ne diyeceği soruldu. Oseb Kara dahi ha>li değişiklikler husule getirnıifkas. kendi>nnin bu kumaşı metresi 75 tir. So\\etler Birliği Finlandiyaya karşı kuruştan aldığmı. opalin renklisi demode harh açtığı zaman İtalyan matbuatı ve olduğımrlan artık kâfi alıcı bulamadığı hükunıtti Finlandiyanm davasına açık nı. Vnrna=ın renk'iiprini zaranna 80 tan olarak muzaheret etriğinden Romadaki sattığını, beyazının ise gerek en ivisin yeni Rus sefiri itimadnamesini vermekden ve gerek enlHnien olması itibarile sizin geri dönmüş ve Moskovadaki İtalmetresi 100 kıruFtan aşağıya kurtar yan sefiri de memleketine dönmüstü. mıyaeağını söylemiştir. Şimdi her iki tarafın sefirleri merauriMahkemede; ihbarda bulunan muş yctltri başına gitmişlerdir. İngiitere de Moskovaya uzun müddct teri ile meşhud suç yapan biri kadın, ikisi erkek sivil memurları din'er.il İngiliz amcle tcskilâtı başında bulunan miştir. Ticaret müdürlügünden kat'i \e geçenlerde Kâsgari ve oradan vlossurette ziyaret eden satış fiatına dair gelen cevab okun kovayı hususî muş. bundan sonra polis gönderilerek Cripps'i yeni sefir olarak göndermiştir. civardan bir manifaturacı çağmlmış, Avrupanın garbında harble meşgul olan bu manifaturacınm vukuf ehli olarak devletler bu kıt'anın şarkını gözden ufikri sorulmuştur. Vukuf ehü: Oseb zak rulmak istemiyorlar. Karakaşın kumaşı değerinden fazla fiMuharrem Feyzi TOGAY a+la satmadığı kanaatini ileri sürrr.üş tür. Ustura yaraları neden Mahkemeye veriletı bir manifaturacı İhtikâr iddiası sabit olmadığından beraet ettr Bunun üzerine Müddeiumumî muavini Sadreddin; 3780 sayıh mıliî ko runma kanununun 32 nci maddesine muhalif hareketten beraet istemiş. hâkim Bürhaneddin de; hâdisede bu kanuna temas eder bir suç mahiyeti nlmadığı noktasından, Oseb Karakaşın beraetine karar vermiştir. oluyormuş? MVTFFERRtK Ecnebi artistler tahrirde ısühsalın, istihsal sahalarının, Dört sene evvel evlenmişlerdi Ör hayvanların, ziraat işçihğinin, ziraatteki nek bir karı kocaydılar. Yalruz son mekanık kuvvetın, ve hayvan kuvvetibeş aydır Nihadm çalıştığı şirket iflâs nın, hulâsa biı çiftlik işletmesile muııaetmiş ve gene adam açıkta kalmıştı. sbettar diğer bütün mühim unsurlaım Selma yemek odasında hem sofrayı Diye, halisane bir temenni gösterdi bir envanteridır. Bu unsuriarın g İngiltere sefiri, evVelâ bu sözlere bir maddeleri, iptıdaî maddeler üzerıne, hazırhyor ve hem de ihtiyat paralarımana veremedi. Sadece dinlemekle iktifa nıüstahsiun alacağı ve müstehiiklerin nın gittikçe azaldığım düşünüyordu. ederek, bu halisane temenniye, biimu odeyeceği fiatlar üzerine tesirleri vardır. Birdenbire merdivenden kocasmm a kabele memnuniyet göstermekle iktıfa Ber memleketin refah ve serveti, toprak yak seslerini işitti. Bu, Nihadm her değildi. etti. Fakat Ragıb Paşa, kısa bir sükuttan ve hayvanî, nebati istihsal gibi en mühim zamanki küskün yürüyüşü Merdivenleri atlaya atlaya çıkıyordu sonra: tabii kaynaklarının rasyonel işletilmeM Ingiltere ve Fransa hükumeti, muh le, bunların tekâmülile doğrudan doğru Gene kadın kocasını kapıda karşıladı. telif harblerde, bizimle düşmanlarımızm ya alâkadardır. Bu refah ve servet, gıda Odaya beraber girdiler. Nihad iş bularasında tavassutta bulunarak sulh le maddelerinin ve endüstriye mahsus ilk muştu. Hem de eskisinden daha iyi min etmişlerdir. Eğer şimdi de siz, bizım maddelerin keyfiyet ve nefasetine, boi şartlarla. tavassutumuzdan bir fayda memul edi luğuna, ve ticaret ve nakliyatına bağlı Yainız bir nahoş tarafı var, diye yorsaruz, Kralınızdan müsaade almız da, dır ki hepsinin de esasını ziraat ve or ilâve etti, İzmire gitmek mecburiye biz de size bir hizmette bulunahm. man maliBulleri teşkil eder. Ve nihayet, tindeyiz. Diyerek fikrini açıkça söyledi. iyi yapılmış kanunlar da bu unsurlan Bu haber Selmayı şaşırttı. Elindeki ingiltere sefiri, evvelâ Sadrıazamın bu itmam eder. tabağı masaya bıraktı, bir iskemleye EÖzleri karşısında hayrette kaldı. Fakat Bütün bu millî refahın şartları; gerek çoktü. İstanbuldan nasıl ayrılacaktı? bu nazik mesele hakkında sarih bir mu | ziraî maddelerin muayyen seneler zar Annesini, kardeşini. bütün dostlarını kabelede bulunamıyarak: | fındaki istihsal ve istihlâki hakkında, nasıl bırakacaktı? En fenası dört se Tarafımzdan izhar 'olunan bu arzu gerek halihazır vaziyetile arz ve taleb nelik yuvayı bozmak ve İzmirde ye dan, hukumetim pek memnun ve mah ihtimalleri hakkında tam ve kat'î bir bil niden ev açmak nekadar güçtü. Ni 2uz olacaktır.. Ancak sulh işleri, Cenabı giye bağlıdır. had onu teselli etti: Hakkın tskdirine bağlıdır. Herhangi bir vergi mükelieünin millî Bunlar benimle gelmene mâni mi Diye, diplomasi bir lisan kullanmaya refah unsurlarile, ve yahud ona aid ısSehna? dedi. Hem seni hemen götürmecbur kaldı. tatistiklerle doğrudan doğruya alâkası Ragıb Paşanın bu nazikâne ve cemile olmadığını kabul etsek bile herhalde miyeceğim. Evvelâ gider. vaziyeti bir hârane muamelesi, Londraya aksettiği lıer vatandaşm müstahsil olarak alacağı anlarım. Sağlam bir işse bir ev tutar, zaman, İngiltere hükümet ricali üzermde iiatla müstehlik olarak vereceği fiata; hazırlarım. Sonra sen gelirsin. **• çok iyi bir tesir husule getirdi. Bir hayli ve gıda, elbise, ısınma. mobilya. naklizamandanberi İstanbulda ehemmiyetini yat ve diğer bütün hizmetlerin fiatlaruıa Üç yaşmdaki oğlu ile beraber kocakaybcden İngiliz dostluğunun tekrar kadar yakından alâkadar olduğunu da sını selâmetleyip eve döndüğü zaman kıymet kesbettiğine hüküm verildi. Hiç kabul etmeğe mecburuz. Keza, her va Selmaya her taraf bomboş ve kasvetli şüphesiz ki bu, bir hekikatti. Koca Ra tandaşın ır.ütedele kıvmetine, ve yalıud göründü. Bu evde artık yainız kala gıb Paşanın siyasî dirayet ve kiyaseti kendi gelirinin iştira kuvvetile münase mnzdı. Dört senedir bu ilk ayrılışlanyBirinci Sultan Mahmud devrindenberi bette bulunduğu ve yahud şeriki olduğu, dı. Hemen bavTjl!arım topladı. Annesiihmal edilmiş olan (Türk İngiliz dost ve iş yaptığı kimselerin iştira kudrelle nin Boğaziçindeki evine gitti. iuğu) nu, yeniden ihya etmişti. ıine nekadar ehemmiyet vermekte olduilk günleri çok sıkıhyordu. Yavaş ğu da a.şikârdır. Her vatandaşın bu ka yavaş kendisinden küçük olan kız Ragıb Paşa, İngiliz dostluğuna verdiği dar yakından alâkadar olduğu fiatlar ise kardeşinin taşkın neş'esi ona da sirakıvmeti göstermek için, sadece elçiye muhtemel arz ve talebler arasmdaki yet etmeğe ve kederini avutmağa başcemile göstermekle kalmadı. İngiltereyi mevcud ve müstakil vaziyetlere bağlı ve ladı. Eğer küçük Işık olmasaydı kenmemnun etmek için, İstanbulda bulunsn bunlar da aylık ve senelık istatistiklerin dini hiç evlenmemiş, adeta bu evden Prusya memurlarile gizlice müzakereiere büyük tesiri altındadır ayrılmamış zannedecekti. de başladı. Aylık ve senelik istatistiklerin dogruNihayet kocasından ilk mektub gelO sırada Prusya Kralı, muhtelif vesi luğu. ve kıymeti zaman zaman yapılan di. Nihad vaziyetten memnuniyetle lelerle İstanbula memurlar gönderiyor, tahrirlere tâbidir. bahsediyor, fakat onları aldıracağı za »MŞSS««1 ÇMışmaktan menedilen ecnebi artistler hemen hepsi memleketimizden ay Akdenizde seferde bulunan veya mut I rılmış bulunmaktadır. Bu artistlerin son tefiklere kiralanmış olan şileplerimizin | ksfilesini teşkil eden bir kaç artiste de vaziyeti hakkında temasta bulunmak üvi/eleri verilmistir. Bunlar da bir iki zere armatörlerden bir heyet dün akşam ' gün icinde sehrimizden avrılacak'^rdır. Ankaraya gitmiştir. Diğer taraftan dün vapurlann bulunduğu Hmanlardaki konBu, ihtikâr değil mi? soloslanmıza telgraflar çekilerek vapurİtalyanın harbe girmesıle beraber şehlann vaziyeti sorulmuştur. Hükumetimiz bu vapurlann avdeti için bir sebeb gös rimizde limon fiatları üzerinde şimdiye kadar görülmemiş bir ihtikâr hareketı termemiştir. başlamış ve 24 saat zarfında limon sandıklarımn fiatı 9 liradan 23 liraya kadar Yaşamak kudretinde hiçbir eksikyükselmiştir Bakkallarda bir tek limon lik ve gerilik kabul etmiysn Tüık 3 kuruştan 7.5 kuruşa çıkmıştır. Ekser milleti, elbette uçmak yarışında da bakkallarda bu da yoktur. Halbuki, şehüstte bulunanlardan biri olmağa uğrimizdeki limon stoku memleketin uzun raşmaktan geri kalmıvacaktır. zaman ihtiyacını karşılayacak miktardaİSMET İNÖNV dır. Yerli limonlar da yetismek üzeredir. Akdenizdeki vapurlarımız Belediye. son zamsnlarda usfıira yaralarının çoğaldığını, bu münasebetle berber dükkânlarınm sıkı bir kontrola tAbi tutulmasmı ve pis usturaların kullanılmasına müsaade edilmemesini alâkadarlara tebliğ etmişti. Berber esnafı remiyet reisinden aldığımız bir mektubda, ustura varalarımn berber dükkân larmdan değil. son zamanlarda AvrupaTramvay altında can veren dan fennî sekilde imal edilmiş jilet geltnevip tenekeden imal edilmiş jiletlerin çocuk kul'anılmasmdan ileri geldiği bildiril Kurbağalıdereden Kuşdili istikame mektedir. tine gelmekte olan vatman Alinin idjjresindeki 10 numaralı tramvay Kurbağalıdere caddesinden geçerken o civarda oturan döşemeci Sıtfanın 4 yaşlarmdaki kızı Aysele çarpmıştır. Çarpma şiddetli olmus ve yavrucağın tramvay altında Nüshası 5 kuruştur. sürüklenmesi neticesi sol eli bileğinden I Türkiye Haric kesilmiş ve ksldınldığı hastanede öl l için için müştür. Vatman yakalanmış ve hâdise Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. hakkında tarıkiksta başlanmıştır. Altı aylık 750 » 1450 > **• Üç aylık" 400 » 800 . Bir aylık 150 » Yoktur. Şişlide Osmanbeyde oruran Şaka adh bir kadın. dün Osmanbey tramvay durağından hareket etmekte olan tramvaya binmek isterken muvazenesini kay Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar bederek düşmüş, elinden ve başından neşredilsin, edilmesin iade edilmez ve zıyamdan mes'uliyet kabul olunmaz. varalanmıştır. CÜMHÜRIYET flöopp seraitf Dikkat KüçUk hikâye Kadının yeri Almancadan r akleden : S. ö'Uken manın belli olmadığını yazıyordu. dının adeta' yüreği sızladı. Şüphesiz Eski arkadaşları bir gun, Selmanm kocasını seviyordu. Fakat Boğazı da tekrar kendi aralarına karışması sere bırakmak istemiyordu. Gideceği günü fine bir toplantı tertib erüler. O evve henüz tespit etmemişti ki birdenbire lâ bir mazeret bularak gitmek isteme annesi hastalandı. Doktorlar kadının di. Nihadsız gezmeğe, eğlenmeğe, hele vaziyetini tehlikeli buluyorlardı. Tabiî böyle toplantılara gitmeğe gönlü hiç onu böylece bırakıp gitmek doğru orazı değildi. Fakat Belma onu kan lamazdı. Böylece altı hafta daha geçti. dırdı. Artık kış geliyordu ve Nihadm bütün Gene kızlığının bütün hatıralarını ısrarma rağmen Izmir seyahati gecik can'.andıran bir arkadaş evinde, Bo tikçe gecikiyordu. ğazın ve tabiatin bütün güzelliklerile Recai SelmajT sık sık ziyaret edi başbaşa unutulmaz bir gün geçirdiler. yor, bir aile dostu gibi onların işlerile Recai de oradaydı. Selmanın bu ço uğraşıyor, aralarma karışıyordu. An cukluk arkadaşı şimdi güzel bir erkek nesi nihayet iyileşti. Sebna artık ko olmuştu. Vaktile aralannda çocuk aşkı j casmın yanma gitmeliydi. Annesi de sayılabilecek bir macera da geçmişti böyle düşünüyor, Recai ile Selmanın Sonra uzun seneler birbirlerini gör vaziyetlerinden adeta kuşkulanmış gibi memişlerdi. Recai ona hayatmı kısaca «kadının yeri, kocasmın yanı» diye naanlattı. Evlenmiş, fakat mes'ud olama sihat ediyordu. mıştı. Karısı bir başkasına kaçmıştı. Nihadın mektublarında da nedense Beraber dans etriler. Eski günleri eski hararet kalmamıştı. Kendisini bekhatırladılar. Gene adam adeta bütün lediğine dair cümlelere Selma artık günü onunla beraber yanyana geçirdi. raslamıyordu. Herhalde çağırmaktan. Eve döndüğü zaman Selma vicdan beklemekten adam usanmıştı. Kararı azabı duyuyordu. Recai ile buluşmak Selmanın arzusuna bırakıyordu. Gene tan ve konuşmaktan zevk almıştı. Bu, kadın bundan bir bakıma memnundu. şimdi ona azab veriyor, adeta kocasını Kız kardeşinin birdenbire nişanlanması aldatmış gibi kendi kendinden utanı onu bir ay daha İstanbula bağladı. B b yordu. Kocasmın son mektubunu bir ay sonra da düğün olacaktı. Bunu daha okudu. Ne iyi adamdı. Onun için görmeden gidemezdi. Bir gece, Recai nasıl çalışıyor, nasıl didiniyordu. Fa ile bir arkadaş toplantısında gene bukat vicdan azabı çok uzun sürmedi. luştular. Recai ona herşeyi itiraf etti *** ve kendisini sevdiğini söyledi. Selma Dört senedir ilk defa ev işlerini bı bunu zaten çoktan hissetmiş, hep bu rakan Selma ellerine itina ediyor, saç dakikadan çekinmişti. Cevab vermedi larile meşgul olacak vakit buluyordu. gitmek için ayağa kalktı ve bu sırada Recai ile buluşmalan da birbirini ta Nerimanla karşılaştılar. Neriman gene kib ediyordu. Bir gün tenis oynuyor kadının en yakm dostlarındandı. Ona lar, bir gün beraber kürek çekiyorlar anlatacakları vardı. Bir kenara çekil dı. Nihayet kocasından «vaziyetim kat diler. Neriman: ileşti, sizi sabırsızlıkla bekleyorum» Sana hoşuna gitıniyecek haberleı diyen bir mektub aldığı gün gene ka vereceğim, dedi, kocanı İzmirde gör • düm. Yanında esmer, güzel bir kadın vardı. Gözü dünyayı görmüyordu. Onları uzun uzun tetkik etüğim halde farkına bile' varmadı. Daha anlatacaktı, fakat Seima onun lâfını ağzında bıraktı. Ve mantosunu giymeğe başladı. Başı dönüyor, acayib bir uyuşukluk içinde şaşkın şaşkın kapıya doğru gidiyordu. Gene karşısma Recai çıktı: Kocanı sevdiğini biliyonım Sel ma. dedi, beni affet. Fakat bir gün ihCüzel, fakat onun için acı haüralartiyacın olursa beni çağır. la dolu bir geceydi. Pencer™1en deni*** zi, KHIŞI sahilde doğan ayı mahzun O gece Selma bavullarını hazırladı trAİuuE seyrediyordu. Ciavr köşklerErtesi akşam da Işıkla beraber İzmire ie ırıkıaı yanmıştı. Bu ışıklarla ay çıktılar. Doğru kocasmın panstyonuna dın arar mes'ud yuvalariıki meî ud gitti. Odasını gösterdiler. O henüz gelCİft'ıen düşündü. Ne bahtivat insan memişti. Çocuğunu kocasmın iki kişiiardı O ise kendi saad°tinî kendisi lik yatağına yatırdı. Sonra beklemeğe nasıı yıkmıştı. Gözleri yaş^rdı ve sonbaşladı. Vakit bir türlü gecpıiyordu ra trRenden uyuyan çocuğuna bakınca Masa üzerindeki mecmuaları kavıştı hıçkua hıçkıra ağlamağa bDŞİadj. rırken yere bir resim duştü. Kocasile Birden kapı çalındı. Gene kadın gözbir gene kadının başbaşa fotoğrafları. Bu, Nerimanın bahsettiği esmer kadın erini kuruladı. Kapıyı açtı Gelen Ni'ıaddı. Biı saniyede gözlsnie anlaşı olacaktı. vcrdıleı Selma kendisiıü kocasmın Saat ikide Nihad geldi Karısile çokr ı'o) > arasına attı. cuğunu odasında bulunca evveiâ a Sensiz nekadar bedbahhm görii falladı, fakat kendisini sür'atle topladı Soğuk bir kaç kelimeden sonra kar yor rrusun Nihad? diye ağlayor, ko ca.> r.m göğsünde hıçkrr, ordu. şılıklı oturdular. Selma içinden: Ge.ıC adam birden herşcyı iür.ıf etti: Çok geç kaldım Ne budaiaymışım B<r. de sensiz vapamadım Selma, ben diyor, kocasını nasıl delice sevdideü. sen gittikten sonvs Bed'nn'n bağini şimdi daha iyi anlayordu. na uekndar yabanr:i cldu'iuna Eiıla • Nihad: Birbirimizi aldatmıya!:m Selma. dutı. Bir basit mııkavese sana karşı dereccsinl dedi, sen gelmemekte ısrar edivordun olan tağl'lığımm, se''ginjin Bu sırada da kulağıma nahoş dediko iana anlattı. Sizi a.mağa geldim. Yaın l.fmen gidelim >lmr.z ÎIU? dular da geliyordu Bahaneler birbiri Oerc kadın için r.oı başlayan geee ni takib etti. Kendimi terkedi'nıiş. yapayalnız hissetmeğe başladını ve bu /en'den doğan saadotin sevino ve heesnada karşıma Bedia çıktı. Üzüntü ] yrraı.ile bir daha unuıuîamıyacak bir lerimi anladı ve beni avutmasını bil1 bahti\arlık gecesi oldıı. dı. Eütün bunlara sebeb sensin. Selma kısık bir sesle: Onu seviyor musun? diye sordu. Nihad: Evet dedi. artık ondan aynla ruam Gene kadın ertesi günü trene bindi. İManbula dönüş onun için bir nevi dluradü. Saadetini kendisi yıkmıştl. Kendisini istanbula bağlayan şeylerın bırer bahane olduğunu şimdi aniayor•iu. Valnız kendisini düşünmüş, kocasınır da nihayet biı insan olduğunu hesabö katmamıştı Artık anr.esile oturrmazdı Küçük bir ev ^uttu. Oğ luyla beraber oraya yer.'eşti. Çok yalnızdı, fakat Recai ile de kaışılaşmak istemı\ordu.