Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 11 Mart 1940 Sonbahar rüzgârları Vefık Bey: Evli adamlann, dedi, karılannm yanında bekârhklarında geçirdikleri aşklardan bile bahsetmeleri pek münasib değildir araa, ben bu cesareti göstereceğim. Bir kadının, yirmi yaşının bütün hararetile kalbimi nasıl çarptığını tafsilâtile anlatacağım. Memleketim olan Sinobdan idadiyi bitirip Istanbula, Darülfünunda biliyorsunuz ki o zaman Üniversitenin adı Darülfünundu okumak için geldiğim vakit on dokuzumu henüz ikmal etmiştim. Perapalasın arkasında «Tozkoparan»daki pansiyonlardan birine yerleştim. Odam, en üst katta idi. Etrafta o zaman şimdiki gibi Amerikanvari yüksek apartımanlar sıralanmamıştı. Büyük bahçeli ahşab konaklar vardı. Bunlardan bir tanesi de tam karşımızda idi. Sabahları erkenden mektebe gidiyor, öğleden sonralan ve geceleri sonsuz bir gayretle derslerime çalışıyordum. Oturduğum yer havadar olduğu için, sık sık dışan çıkip dolaşmak ihtiyacını hissetmiyordum. Pencereleri açtığım zaman Halic ve ıstanbul tarafı baştan başa ayağımın altına seriliyordu. İlkbahann ılık rüzgârları, bahçelerde fışkıran çiçeklerin kokuları ruhumu mestedinceye kadar pek rahattım. Fakat, biliyorsunuz ki, bu mevsim kana acayib bir galeyan, sinirlere tuhaf bir gerginlik verir. Mayıs gelince büsbütün garibleştim. Çok defa, dizimde açık duran kitabın yapraklarını çevirmeyi unutuyordum; gözlerim serseri nazarlarla boş ufukta birşeyler arayor, bulamayınca sabit ve sakin dalıp kalıyordu. Bir akşam, gene bu çeşid bir riiyanın îçinde bocalarken, ansızm derin siıkutu yırtan bir kadın sesi duydum. Bu ses çok tatlı ve güzeldi. Mesafelerde dalga dalga şakıyarak bana kadar uzanıp gelen yanık bir şarkının hazin nağmelerini terennüm ediyordu. Hemen hayalim kanatlandı. Sesin sahibini karşımda canlandırmak istedim. Yirmi, yirmi beş yaşlarında kadar görünen sarışın bir tip, ipham tülleri içinde gözlerimin öniine dikildi. Genc kız mıydı, yoksa bedbaht bir kadın mıydı? Orasını tahmin edemiyordum. Fakat nazarlannda, hayattan nasibini almak isteyen arzu ve ihtiras parıltılan, kımıldanmalar, derin bir ıstırabın izleri seziliyordu. Bütün vücudüm titremeler içinde, üç dört şarkıyı gaşyolarak dinledim. Bu sese, arasıra ahenktar piyano nağmeleri de arkadaşlık ediyordu. Hiç şüphesiz onu da kendisi çalıyordu. Başımı pencerenin kenarma dayamış, kendimden geçmiştim. Birden, ses kesildi. Piyano sustu. Bekledim, bekledim. Heyhat... bir daha ne çaldı, ne de söyledi. O gece uykum çok geç geldi. Rüyamda, meçhul kadını, gözlerim açıkken tahayyül ettiğim tavır ve kıyafette belki yüzlerce defa gördüm. Ertesi gün arkadaşlanm beni pek yor* gun, rengimi çok sarı buldular. Sınıfta, hocanın söylediklerini anlamıyordum. Dikkatsiz ve dalgın bir talebe olmuştum. Eve dönünce hemen pencereyi açtım. Fakat akşama kadar ne bir ses, ne bir nefes ışittim. Çok şükür, geceleyin, ayni kadın, ayni hazin şarkıları tekrar etti ve ben, sarhoş gibiydim. Artık bu meçhul periyi sevdiğimi an Güzel bir karar Izmit Vilâyetindeki nehirler temizleniyor RADYO Ramon Novarro ve Tino Rossi Amerikalı artistin harb dolayısile memleketine dönmesi neticesi olarak «Saadet komedisi» filminin baş rolü Fransız san'atkârına verildi Paristen yazılıyor: «Saadet komedisi» isminin delâlet ettiği mananın büsbütün aksine olarak pek bedbaht bir film imiş. Çevrilmeğe başlanacağı bundan sekiz sene evvel ilân edildiği halde ilk sahnelerinin faaüyetine ancak bugünlerde girişilebildi. Ağustos sonlannda Normandie transatlantiğile Ben Hur mümessili Ramon Novarro Fransaya sırf bu eser için gelmişti. Fakat o zamana kadar vücude getirilmesi binbir sebeble teahhur etmiş olan «Saadet komedisi» nin yapılmasma bu defa da harbin zuhuru mâni oldu ve Ramon Novarro da Holivuddaki taahhüdlerinin Avrupada uzun zaman kalmasına imkân bırakmaması yüzünden kalkıp Amerikaya gitti. Filim ismi ancak «hazırlanmakta olan eserler listesi* ne geçerek muallâkta kaldı. Şimdi Fransız rejisörü Marcel l'Herbier, bundan üç dört sene evvel fransızcaya piyes olarak adapte edilmiş Evreinof'un meşhur eserini beyaz perdeye naklemek teşebbüsüne kat'î olarak girişmiş bulunuyor. Baş rolü tabiatile Ramon Novarro oynayamıyacak. Onun yerine Tino Rossi seçilmiştir. Marcel l'Herbier ile göriiştüm. Stüdyoda bir taraftan dekoratörler ve teknisyenlerle müzakerede bulunurken diğer taraftan şu izahatı vermekten geri kalmadı: « Tino Rossi'nin «Saadet komedisi» ndeki rolü, şimdiye kadar çevirdiği filimlerde deruhde etmiş olduğu vazifelerden büsbütün ayn olacak ve kuvvetle zannedi.yorum ki asıl istidad ve iktidarına lâyık şahsiyeti bu eserde bulacaktır. Filimde Tino'dan maada bir çok tanınmış Fransız artistleri de kendi temayüllerine göre muhtelif roller almışlardır. Bunlar arasmda bilhassa Jules Berry'yi, Michel Simon'u, Darville'i, Jean Marais'yi ve hususile Sacha Guitry'nin eski kansı Jacqueline De f Gemlikte müşteri bekleyen sofralık zeytinler ı layordum. Lâkin ev sahibesinden kim olduğunu sormaya bir türlü cesaret edemiIzmit (Husnsî muhabirimizden) yordum. Konak, yüksek ağacların geniş dalları, iri yaprakları arkasında saklıydı. Merkezi Izmitte olan 1 7 nci Bölge Su 1§leri müdürlüğü, vilâyet dahilindeki nehir Bir çehre, bir hayal görünmek değil, ve çayların istifade edilebilir bir şekle gece yanan lâmbaların ışığı bile dışarıya konulmasına ehemmiyet vermekted'r. Her sene geniş Kocaeli topraklannı issızmıyordu. tilâ ederek büyük zararlar ika eden bu Her akşam, meçhul sevgilinin verdiği konseri ilâhî bir vecd içinde dinleyerek, suların mecraları temizlenecek ve değişheyecan ve halecan diyannda sahnmak tirilecektir. Sular müdürlüğü, bu hususta bir proje bende bir tiryakilik halini almıştı. vücude getirmiştir: Ne yazık ki, esrarlı kadının yalnız, ge1 Adapazarda içme suyu olarak cenin serin havasına yüklenerek kulakÇark suyu kullanılmaktadır. Yapılan tetlarıma bazan şuh bir kahkaha, bazan da derin bir inilti halinde taşınan sesinden kiklerde, bu suyun geçtiği sahanın temiz başka hiç bir şey bilmiyordum. Ne yüzü olmadığı görülmüştür, Sular müdürlüğü, nü, ne boyunu, ne saçlarını, ne de kaşını Çark suyunun mecrasını, Sapanca gölünden itibaren Söğüdlü yanında Sakarya ve gözlerini, ne de yaşını! Bu muammayı çözmek, onu tanımak, nehrine katıldığı yere kadar, esash bir şekendisile uzaktan olsun göz göze gel kilde temizletecektir. Bu suyun temizletilmesinde, (Enhaıı mek, bir baş işaretile selâmlaşabilmek fırsatlarını bulmak için mektebi serdim. sagirenin tathiri) hakkındaki kanun Artık sabahtan akşama kadar pencere maddelerine göre, mücavirde bulunan nin yanından ayrılmıyordum. Birkaç de halk, dört gün temizleme işlerinde çal. fa bahçede ayak pıtırtıları işittim. Fakat tırılacaktır. önüme Çin duvarı gibi çekilmiş dalların Çark suyu, temizlendikten sonra, A sık yapraklarının arkasında ne var, ne dapazar halkı güzel ve sıhhî bir su içmiş oluyor, seçmek imkânı yoktu. olacaktır. Tatilde Sinoba, annemin, babamın ya2 Sakarya nehrinin kollan, vüâvet nına gittim. Onlar da halimdeki durgun hududlan içinde büyük tahribat yapmakluğun farkına vardılar. Tabiî hüznümü i tadır. Her sene tekerrür eden feyezanlarzah için hiç akla gelmiyecek bin bir sebeb da Geyve, Pamukova ve Adapazarı ovabulmakta gecikmedim. ları, günlerce su altında kalmaktadır. Üç ay sonra, merak içinde, ruhum sevSular müdürlüğü, Sakarya nehrinin vigi ve hasretle dolu, Istanbula döndüm, gel lâyet dahilinden Kefken sahillerinde, Kadim. Sırf bu meçhul kadın yüzünden pan radenize döküleceği yere kadar bütün siyondaki odamı bırakmamış, aylıklarım mecrasını temizletecektir. lcab eden kıpeşin vermiştim. sımlarda, mecra değiştirilecektir. Bu suSonbahar, kanlı gurublan, ağacları so retle nehrin feyezanma bir daha meydan yan rüzgârlarile şehri kucaklamıştı. So verilmiyecektir. Sulama işleri de, istifağuk kışın müjdecisi damla halindeki sü deli bir şekle konulacaktır. varilerini bütün sokaklarda dolaştırıyordu. 3 Adapazan ile Hendek arasındaki Karşıki konağın bahçesindeki dalların Mudurnu çayı, her sene taşarak mezruayaprakları da öteki arkadaşları gibi birer ta çok zarar vermektedir. Bilhassa, Akbirer ve döne döne düşüyorlar, toprağın yazı ovasını baştanbaşa kaplamakta ve üstündeki kuru ot yığınını pufla bir ya aylarca çift işleri yüzüstü kalmaktadır. tak gibi yükseltip, şişiriyorlardı. Bu, çay, taştığı zamanlar, Adapazan Ben, bunların nazlı ve ihtizazll sukut Hendek yolu şosesini 18 yerinden katetlarını tatlı bir elem, fakat sonsuz bir sa mekte, münakalât durmaktadır. bırsızlıkla seyrediyor, bir an evvel ağacSular müdürlüğü, Mudurnu çpyını lann çırçıplak kalmalarını temenni edimuntazam bir mecra dahiline alarak Sayordum. karya köprusü civanndan nehre verecekTa ki, önümdeki şu menhus esrar per tir. desi kalksın ve ben, hayalen gönül verBu mecranın değiştirilmesile civar halk diğim, gıyaben aşkile üzülüp harab oldu sıtmadan da kurtulmuş olacaktır. ğum sevgilimi göreyim... 4 Adapazarındaki Gökçeören ba •** takhğının kurutma işi bitmek üzeredir. Nihayet gördüm. Bir sabah, son sıcak Köylüler, bu sahanın beher dönümü ıü günün altın dudaklı güneşinden istifade 2 5 3 0 liradan satın almaktadırlar. için bahçeye çıkmıştı. 5 Sapanca gölü, ikinci kâğıd ve Çıtırdayan kuru dalların, hışırdayan selüloz fabrikalarına su vereceği gibi, Izyaprakların üstünde, harab ve bitkin ge mit ve Adapazan belediyelerinin yapa ziniyordu. Beyaz saçları artık ziyayı bile cakları fennî tesisatla da, bu şehirlerin u aksettiremiyecek kadar parlaklığmı kay ihtiyacını temin edecektir. Daha ileride, betmişti. Geçmiş senelerin her biri yıi Sapanca gölünün Izmit körfezine bağlanzünde bir çizgi çizmiş, bir buruşuk res ması mümkün olacaktır. Göle otonıatik metmişti. eşel konmuştur. Bununla göl seviyesinin Kimdi? Kimin nesiydi? Yarun a«rı * fıekadar" yükselip alçaldığı tespit edile şan hayatını nasıl geçirmişti? Uğradığım cektir. hayal kırıkhğı, bunlan sorup öğrenme6 Pamukovanın sulama işleri, S'> me değil, aklıma getirip düşünmeme Lile lar müdürlüğünün alâka ile üzerinde durmâni oldu. duğu bir meseledir. Sakarya boyunca, O akşam, tecrübesiz gencliğimin rufeyezan sahasının haritası alınmaktadır. humda ilk yaktığı aşk meş'alesinin sonBu harita ikmal edildikten sonra, Pamukbahar rüzgârlarile böyle birdenbire sönmesine, oturdum, bir çocuk gibi ağladım. ovanın sulama işleri tahakkuk safhasma girecektir. AHMED HİDAYET Pamukova, pamuk yetiştiren ve yetiştirdiği pamuklar çok makbul tutulan bir sahadır. Bagnnkü program ) 12,30 program ve memleket saat ayarı 12,35 ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 müzik: Muhtelif §arkılar (Pl.) 13,30 14 müzik: Karışık müzik (Pl.) 18 program ve memleket saat ayarı 18,05 müzik: Radyo caz orkestrası 18,40 konuşma (umumî terbiye ve beden terbiyesi) 18,55 serbest saat 19,10 memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 19,30 müzik: Ça lanlar: Reşad Erer, Vecihe, Cevdet Kozan. I Okuyan: Müzeyyen Senar. l Isfehan peşrevi. 2 Arif Bey: İsfehan şarkı (Canda haysiyet mi var). 3 Rahmi Bey: İsfehan şarkı (Etme beyhude figan). 4 M. Celâleddin Pş.: İsfehan şarkı (Dili biçare senin için yanıyor). 5 Sadeddin Kaynak: İsfehan şarkı (Ulu dağ). 6 İsfehan şarkı (Fesliğen ektim gül bitti). II Okuyan: Sadl Hoşses. 1 Taksim. 2 Suzinak şarkı (Sen bezmlmize geldiğin akşam). 3 Zeki Arif: Suzinak şarkı (Sevdim seveli sen guzeli). 4 Kanunî Necmi: Suzinak şarkı (Sana candan sözlerim var). 5 Refik Fersan; Kürdili H. şarkı (Gözlerin mavi mine) • 20,15 konuşma (fen ve tabiat bilgileri) 20,30 müzik. Çalanlar: Rusen Kam, İzzeddin Ökte, Fahıi Kopuz. I Okuyan: Radife Ertem. 1 Tamburî Cemil: Şehnaz şarkı (Feryad ki feryadıma imdad edecek yok). 2 Dede: Şehnaz şarkı (Sana ey canımın cananı efendim). 3 Sadeddin Kaynak: Şehnaz şarkı (Dalda bir ishak öter). 4 Rahmi Bey: Şehnaz şarkı (Ey dilberi işvebaz). n Okuyan: Mustafa Çağlar. 1 Sadeddin Kaynak: Hüzzam şarkı (Bir hüzün çöktü yine). 2 Ethem Efendi: Hüzzam şarkı (Eşki çeşmim hasretinle). 3 » Hüzzam şarkı (Akşam oldu yine bastı kareler). 4 Hüzzam türkü (İndim yârin bahçesine) 21 müzik: Halk türküleri. Aziz Şenses ve Sarı Receb 21,15 müzik: Küçük orkestra. (Şef: Necib Askın) 22,15 memleket saat ayarı, ajans haberleri; ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 22,30 müzik: Oda müziği (Pl.) 23 müzik: Cazband (Pl.) • 23,2523,30 yarmki program ve kapanış. BADYODİFÜZYON POSTALARI Dalga nzunJugrı: Türkiye Radyosu 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara . T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. TÜEKtYE Ramon Novarro lubac'ı zikretmek isterim. İlk dekorlann maketleri Marcel l'Harbier'nin masasının üzerinde idi. Bize sessiz filmin hâkim olduğu devirde El Dorado, Don Juan, Faust gibi eserler, sesli filim icad olunduktan sonra da Adrienne Lecouvreur, «Samimî anlaşma» kordelâlarını vermiş olan rejisörün «Saadet komedisi» ni de muvaffakiyetle vücude getireceği şüphesizdir. Kendisine veda edip aynlırken: Bu hafta içinde hareket ediyonız, filmin dış sahnelerini Romada alacağız. Çalışmamız bir buçuk ay kadar sürecek! Dedi. Allah vere de, bu sefer de Fransanın ltalya ile olan münasebatının nazik bir safhaya girmesi talihsiz «Saadet komedisi» nin çevrilmesinin teahhuruna yeniden sebeb olmasa!. Yurd Yavrulanna: 23 nisan, çocuk bayramı Bayramuuzın her yıldan daha üstün olması için Çocıak Esirgeme Kurumlan şimdiden hazırhklara başlamışlardır. Siz de Öğretmenlerinize bayramınızm daha ö nemli olmasına hazırlanmalan için ricada bulununuz. •İf Nelson Eddy'nin konserler vermek üzere Amerika Birleşık devletleri dahi linde bir turneye çıktığını yazmıştık. Bu turneden yakında dönecek olan artist Jeannette Macdonald ile birlikte «Yeni ay» isminde bir kordelâ çevirecek, sonra da «Bir melekle evleniyorum!» isminde diğer bir filim vücude getirecektir. «Yeni ay» vaktile güzel sesli Grace Moore ta rafmdan baş rolü oynanmış olan bir fi lımle beyaz perdeye nakledilmişti. •^ Kanadanın bir batında doğan meşhur beş kardesleri ilk defa olarak «Dört anne» ismindeki büyük filimde rol alacaklardır. «Balalayka» filminde Nelson Eddynin partöneri olan güzel sesli llona Massey, Clark Gable ile birlikte «Eski yeni Orlean» namında bir kordelâ vücude getirecektir. " Deanna Durbin'in yeni yapacağı A filmin adı «Kaloha'nın mes'ud çifti» olacaktır. Bu kordelâda artiste Holivud'un genc erkek san'atkârlarından Lewis Howard, partönerlik edecektir. ff Amerikada bulunan Jean Kiepura ile karısı Martha Eggerth yakında Fransaya dönecekler ve orada yarım bırakmış oldukları filimlerini tamamlayacak lardır. + Ç TEŞEKKÜR Sevgili Naime Çağlıyanın ebediyen aramızdan ayrılması dolayısile cenazesine çelenk göndermek, bizzat iştirak, sözle ve yazı ile teessürlerimizde bizimle beraber olan sayın büyüklerimize, kıymetli arkadaşlanmıza, akraba ve ehibbamıza ayn ayn teîekkürlerimizin arzına göz yaşlarımız mâni olduğundan deferli gazetenizin delâletlerini rica ederiz. Babası: Faik Küçüktopuzlu (Konya Vakıflar müdürlüğünden emekli) Eşi: Nizamedin Çağlıyan (Bakkal) Kardeşi: Emel Küçüktopuzlu Belediye Meclisinîn kararları Gemlik (Hususî) Marmara havzasının en kıymetli mahsulü olan sofra zeytinlerimiz yabancı memleketlere pek az ihrac edilmektedir. Bu sebeble 37, 38, 39 seneleri zeytin stoku bu havalide yirmi milyona yükselmektedir. Memleketimiz içerisinde bu miktarm senede ancak altı milyon kilosu sarfedilmekte ve mütebaki kısım müstahsilin elinde kendi zararına müşteri beklemektedir. Beher kilosu bunu yetiştirene 13, 14 kuruşa mal olan bu zeytinîerimiz, rağbetsizlik yüzünden on kuruşa satılmak ıztırarında kal maktadır. Zeytinlerimizin başlıca müşterileri Rusya, Rumanya, Bulgaristan ve Mısır gibi memleketlerdir. Bunlardan Rumanyaya enerjik bir gencimiz fotoğrafta gördüğünüz şekilde temiz ve yağlı boyalı yeni fıçılar içerisinde yirmi ton zeytin hazırlamış ve bizzat Köstenceye götürmüjtür. Ecnebi memleketlerle yapılan ticaret anlaşmalarında tütün, üzüm, fındık gibi mahsullerimiz de olduğu gibi zeytinlerimiz için de bir miktar ve bir madde ilâvesile zeytinlerin haric memleketlere sevki ve zeytinlerimizin bu zararlı vaziyetten kurtarılmaları çarelerinin temininı kıymetli Ticaret Vekilimizden beklen . mektedir. Izmit belediyesi, evvelki akşam reis Kemal Özün başkanlığmda toplannuştır. Bu toplantıda, şehir nüfusunun günden güne artması dolayısile şehir hududlarınm tevsii istenmiş ve Klor fabrikası taraflarının şehir hududlarına almmasına karar verilmiştir. Belediye meclisinde, et meselesi de münakaşalan mucib olmuş, kasabların hileli et satmamalannm men'i için koyun ve keçi etlerinin tefrikı' konuşulmuş, uzun münakaşalar olmuş. Neticede, koyun vc keçi etlerine etiketler konularak ve damgalanarak vaziyetin önlenmesi muvafık görülmüştür. Belediye meclisinde en hararetli celse, eskiden ahır olarak yapılan bir binanın sinemaya çevrilmek istenmesi keyfiyeti üzerine olmuştur. Meclis azaları, şehrin ileri vaziyetile kat'iyyen mütenasib olmayan bir halın, sinema binası olarak inşasına itiraz et mişler ve inşaatm men'ini istemişlerdır. Belediye meclisi, ahırdan sinema olmayacağı ve esasen tadili için mühim bir paraya ihtiyac olduğundan yapılan inşaatın durdurulmasına karar vermiştir. Bundan başka, şehirde asrî halâların da vücud bulması arzu edilmiş, muvafık görülerek toplantı sona ermiştir. BALTAVA MUHAREBESİ (DELi PETRO'nun SONU) 1 urkçe sozlu Film tarihinin şimdiye kadar kaydedemediği en muazzam eser lEM A Bayaa N • «• VE SAMİ Çamaşır At« U J»TİKL»C\ CAODESİ 19» IP«K SİNCMASI KAFI9ISI Pek yakında T A K S İ M sinemasmda Dünyanın En Güzel Yıldızı ÇÎKOLAT CEMİL KARAMELÂ CEMlL Ikram edlniz. Mlsafirlerinize DANIELLE DARIEUX Halk Opereti Bu akşam saat DOKUZDA ZOZO DALMASLA 940 senesinde bir tek film yarattı KALB AĞRISI Bu müstesna film (Pipiça) Tel: 40574 Bu Perşembe akşamı L A L E sinemasmda DEDIKODUSU BUIUN DUNYAYI SARAN Üsküdar Hâle sinemasmda Türkce sözlü ÇALlNAN TAC YALNIZ hOMANI 5.000.000 nüsha satılan bir eser I Trakyada şiddetli soğuklar J Cibalide Üsküblü caddesinde oturan on altı yaşında İbrahim oğlu Ahmed, cebinde bulunan kunduracı bıçağile on altı yaşinda Yaşar oğlu Rüstemi, sol baca ğından hafifçe yaralamıştır. Şakalaşma esnasmda olan hâdisenin faili yakalanmış, yaralı da tedavi altına ahnmıştır. Kunduracı bıçağile arkadaşını yaraladı HATA Filme Alındı. ROSALIND RllSSEL ROBERT DONAT Bu Çarşamba akşamı M E L E K sinemasmda Beşiktaşta Şairnebil caddesinde 1 numarada oturan Mehmed oğlu Cemal, evinin merdiven basamaklarından çıkar . ken yuvaTİanmış, başı yere çarpıp hafifçe yaralanmıştır. Kazazede, Beyoğlu hastanesine gönderilmiştir. Merdivenden düştü S İ) M E R S İ N E M A S I Sinemanm en büyük üç yıldızı Onümüzdeki Çarşamba Akşamı ( Edirne (Hususî) Şiddetli soğuk ve tipiyi müteakib açan ve oldukça ısınan bava, birdenbire gene bozmuş ve kara revirmiştir. Gece yağan ve 15 santimetyi bulan kar bugün bir taraftan erimekte ve diğer taraftan da karayel fırtınasile ASKERLÎK İŞLERİ^) Staja çağırılan subaylar Sarıyer Askerlık şubesinden: karışık lâpa lâpa yağmaktadır. Şubemizde kayıdlı 313 326 dahil doğumBöyle seri erime istidadı gösteren ka lu asteğmenlerden piyade, süvari, topçu, isrın yeni bir feyezana sebebiyet verme tihkâm, nakliye, ışıldak sınıflarına mensub sinden endişe edilmektedir. olanların vesikalarile birlikte 13 mart 940 Gönderdiğim resimde, Meriçte ufak gününe kadar behemehal şubeye müracabuz parçalarımn aktığı görülmektedir. atleri. VICTOR FRANCEN HARRY BAUR ve ANNIE DUCAUX'un yarattıkları TAPTIĞIM KADIN Büyük Aşk, İhtiras ve Macera filmini takdim edecektir. Bu filmin en mühim sahneleri Zenci Afrikanın merkezinde çevriİTniştir.