Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞuEat 1940 mektub Şimdi böyle aşklar yok ya... Bu çocuk nasılsa başını teselli bulmaz bir sevdaya kaptırmıştı. Gece gündüz ağlıyor, sızhyor, arşın arşm şiirler karalıyor, deste deste mektublar yazıyordu. Sevgilisile h e . nüz ne konuşmuş, ne de görüşmüştü. Bir gün Beyoğlu caddesinde gezerken karşı kaldırımdan kırıta kırıta çok güzel bir küçük hanımın geçtiğini farketmiş, o dakika can ve gönülden ( ! ) âşık olmuştu. Bereket versin, ismini, evini de bir tesadüf ona öğretmişti. Bir köylü idiler. Mehlika Hanımın köşkü Modanın İstanbul cihetine bakan kıyısmda idi. Mehtablı akşamlar, zavallı Samim, Mehlikanın balkonunun altından aynlmıyor, (Venedik) in mandolinli çapkınlarına taş çıkaracak bir cür'etle sevgilisinin penceresi önünde şiirler, serenadlar okuyordu. Mubarek kız da ya sıkılganlığından, yahud da fazla fettanlığından hiç oralarda değilmiş gibi görünüyor, kat'iyyen aldırmıyordu. Samim günden güne sararıp soluyor, inceleşip sızıyordu. Arkadaşlar sıra ile nasihat verdik: YENI ESERLER Genclik ) bir para yapmış olması da bunu ispat ediyordu: Ulan Samim, dedi, ama da beceriksizmişsin ha... Ne yapayım Kâzımcıgım, mektub yazıyorum, cevab vermiyor, takib ediyorum, başını çevirip bakmıyor. Peki, mektublarında ne yazıyorsun, bakalım! Onu ölümü bile göze alarak sevdiMEVLtD ğimi, onsuz yaşayamayacağımı, bütün saadetimin dudaklarının arasından çıkaHayatında doğruluk ve iyiliğile tanıncak kelimeye bağlı olduğunu... mış olup 13 ikincikânunda vefat eden Çok iyi, tesirli sözler.. Fakat mü 1295 neş'etli emekli albay (istihkâm) Şasaade edersen, bir mektub da ben yaza kir Yalterin ruhuna 22 şubat perşembe yım.. Vâkıa senin kadar şiir ve edebiyat günü öğle namazından sonra Haydarpaşa bilmem amma, benim de kendime göre Koşuyolu Nevcivan camiinde mevlid okut. hayatta tecrübelerim var.. Ver bakayım turulacağından arzu buyuranların teşrifleri şu kalemini... Yanmda senin zarf da ola. mercudur. cak tabiî.. Yalnız siz burada kalın.. Ben gidib fenerin altında yazacağım... Mektubu sizin görmemeniz lâzım... Çünkü, Urfada süvari alay 3. komutanı olup bu bir sırdır!.. Millî mücadelede garb cephesi seryaveri Kâzım, biraz uzaklaştı. Cebinden zımbalı defter gibi bir tomar kâğıd çıkar olarak Millî Şefin emrinde çalışmış bulu Canım, dedik, bu sırada kadm kız dı. Bir tanesinin üzerine bir şeyler kara. nan Albay Sabri Artoç, duçar olduğu kıtlığı mı var, elini sallasan ellisi, basını ladı. Sonra pürosunun külile rıhladı, ku kastalıktan kurtulamıyarak aylardanberi sallsan çiftetellisi... Gel vaz geç bu belâruttu. Zarfı kapattı, getirdi Samime ver tedavi altında bulunduğu Gülhane hasdan! tanesinde hayata gözlerini ebediyen kadi. Hayır, inadım inad, diye tutturdu. Bipamıştır. Cenaze bugün hastaneden kaldı Haydi sunu, dedi, gSzümün önünde rılarak Maçkada Teşvikiye camiinde öğZe âdeta konferans vermeğe kalktı: bir tasa bağla da balkona at!. le namazı kıhndıktan sonra Feriköyde ai Siz, dedi, asrî gencler his ve diişün Peki ama, şimdi orada değil kl... le kabristanına defnedilecektir. Mevlâ rahceden ârisiniz... Bir günde bin kadının ca Ben, onu getirmesini de bilirim. met eyleye. nını yakan hain Don Juan'lar, zannediKâzım, gitti, otomobilin klâksonuna yorsunuz ki benim de aşkım ve sevgim sizinkiler gibi et ve sinir meselesdir. Hâşâ.. iki defa bastı. O en hazin serenadlara, en Ben muhabbeti ruhlann âlemi mânada bir ricakâr şiirlere kulak tıkayan kız klâksogörüşmesi telâkki ettiğim için bu âdi ci nun sesini duyunca dısan fırlamıştı. Pat!.. Sevgili babamız İstanbul Bonmarşesi hanın bayağıhklarına kapılarak kendimi Ve soma bir hışırtı, bir cızrrtı.. Ertesi gün muhasibi ve Fatihte Dülgerzade camii kirletmek istemem. Mehlika bir melektir de bir hârika, bir mucize!!.. imamı musiki üstadlanndan merhum Bay ve bana her iki cihanda da aid olacaktır. Mehlika, Samiml iskelede beklemiş, Hafız Ahmed Mükerrem Akıncının ce nazesine bizzat gelmek ve taziyede bu Bu nimetin kıymetini takdir etmiyerek a görür görmez: Ielâde kadınlara, kızlara başvurmak nan Son mektubunuz benî minnettar lunmak suretile bu büyük acımıza iştirak körlük olmaz mı? bıraktı, artık sizi fazla üzmenin manasız. eden akraba ve ehibbamıza ayn ayn teşekküre bu acının verdiği teessür mâni Yarı mecnun bir hale gelmîş olana söz, lığını takdir ederek îşte geldiml olduğundan muteber gazeteniz vasıtasile Demişti. nasihat kâr eder mi? Ben, yakasını bu teşekkür etmeği kendimize borc biliriz. *** raktım. Ne hali varsa görsün! dedim. Zevcesi: Fatma **• Samim o kadar mes'uddu ki Kâzımın Ogullan: Yekta, Muhiddin, Bekir yazdığı satırlardaki sihir ve füsunun ne Artık Samimle Mehlikanın yalnız uzakolduğunu uzun uzun düşünecek zaman ••• tan uzağa hikâyelerini dinlemekle iktifa bulamadı. Yalnız: Sayın ve çok sevgili annemiz Bayan ediyordum. Doğrusu bu işe sabır taşı da llk görüşte şu kâfrr oğlana soraCennet Yakub Ramazan oğlunun bizleri dayanamaz çatlardı. Biçare gencin aylaryım, kıza büyü mü yaptı, nedir? diye pek derin elemlere düşüren vefatı müdan beri devam eden takiblerine, yüzlersöyleniyordu. nasebetile gösterilen samimî alâka ve tece mektubuna ne tek satiTİa, ne bir baş işa. Samimle Mehlika aylarca seviştiler, ko essürler ve evimizin civanndaki tanıdık. retile, ne de göz kırpmasile cevab vernuştular, gülüştüler, gezdiler, tozdular. lann mağazalarını sırf hussuî mahiyette memis! Çoktanberi meşgul olmazken, bu Nihayet her aşk ve »evda macerasında ol kapatmalan ve cenaze merasiminde yagün gene acıdım, ne kadar olsa arkadaduğu gibi bunlara da bıkkınhk perisinîn pılan ihtiramlar içimizde silinmez izler bışım değil mi? kanadı çarptı. Her biri ruhuna ısık vere rakmıştır. Baktım, mehtabın, mavî göklerden sü cek yeni bir ilham membaı anyordu. HayBütün bu hususlarda alâkadar olan emzüliıp gelen hafif ziyasının gümüşî parıltı di, hercai Mehlikayı mazur görelim, faları Samimin mahzun yüzünü aydınlatl kat aylarca çırpınan, yırtman Samime de niyet mensubu arkadaşlanmıza ve diğer muhterem zevat ve dostlarımıza bütün ai. yor, genc adam da Mehlikanın balkonu ne olmuştu? lemiz namına en derin minnet hislerimiznun karşısını srölgeliyor. Her faninin rutuldugu o hastalıktan Sa Ie teşekkürlerimizi sunanz. Yanına yaklaştım: mim kurtulabilir mi? Ruh muammasmı Oğlu: Finlandiya konsolosu Fevzi Ya Samim, dedim, yaptığm işe muan kim halledebilmis ki, biz kat'î bir }cy söykub Ramazanoğlu. Torunu: Emniyet Z.ım, fakat gene seni takdirden kendimi liyebilelim. Beşinci Şube MüdÜTÜ Şükrü Saib alamıyorum O kızda zerre kadar zekâ AyTilmaya karar verdiler. Genc kız BorKan ve ınsaf olsaydı, bunu benden evvel a n . huysuzlandı: laması lâzımdı!.. Benim, dedi, »en de bîr tutam s* Yok, yok, iftira etme, diye cevab çım olacak, onlan yann getirl verdi, onun ne düşündüğünü, bir manii Samim de mukabele ettit olup olmadığını kat'iyyetle biliyor muSen de mektublanmı verl.. Bir gün eonra her ikisi de emanetleriUzaktan bir otomobil hırıltısı işitildi. ni teslim aldılar. Samim mektublannı sayŞef SEYFEDDIN ASAL Sonra yanımızda meşhur bir maTrkanın dı. Bir tanesi eksikti. Hem de Kâzımın Sollst IHSAN BALKIR güzel bir spor modeli süzüldü, durdu. yazdığı, kendisinin balkona fırlattığı son Ooo.. Kâzım... mektub... 20 şubat 1940 salı günü ak Çifte kumrular, siz burada ne an Mehlika, dedi, son mektubu getirşamı saat 21 de yorsunuz. Gene birinin kızım baştan çıka meyi unutmuşsun!.. rıyorsunuz galiba!. Genc kız kiiçücük el aynasına bakarak Hemen izahat vermek mecburiyetîni dudaklarının nıjunu tazeliyordu. Birden duydumt hayretten açılan gözlerile delikanlıya hidHALK OPERETİ Vallahi, dedim, benim hiç alâkam detli hiddetli baktı: yok, Samimi biraz teselli etmek istiyorBu akşam 9 da Tuhaf şey, dedi, banka çekînî de dum da!!.. zahir olduğu gibi saklayacaktım ve şimdi Tabiî, biçarenin başındaki aşk faciasını sana iade edecektim, öyle mi? Çoktan Yakmda: Senenin en eğanlattım. Kâzım, mektebden beri manevî bozdurdum, sarfettiml lenceli opereti hissiyata yabancı, maddeye tapan, tüccar Nakleden ÜÇ KUYUMCU zihniyetli bir gencdi. Az zamanda eline Haftalık Genclik mecmuasınm 10 şubat tarihli nüshası da zengın mündericatla Intişar etmiştir. Başlıca muhteviyatı arasında Muharrem Peyzi Togaym dünya Turk birliğine dair silsile halinde yazmakta oıduğu yazıların sekizincisini teşkil eden «Turk san'atı» ve bu günkü Rusyanın içtimaî manzarası mevzuuna aid bir konfe ransın notları ve mekteblerde yabancı dil tedrisine aid bir tetkik vardır. Okuyucularımıza tavsiye ederiz. ÇEMBERLITAŞ Yarın Matinelerden İstanbulun en ferah, en geniş, ev modern ses ve projeksiyon makinelerile miicehhez S İ N E M A S I Tel t 22513 RADYO Ç Bugünkü prograîn) BADrODİFÜZYON POSTAIAIU Dalga uzunlugn: Türklye Eadyosn 1648 m. 182 Ko/a. 120 Kw. Ankara » T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. TÜBKÎTE itibaren 2 fevkalâde film takdim edecektîr. Tanınmış büyük mümessiller... Çok heyecanlı mevzular... Sinemanm iki büvük muvaffakiyeti c sizi YARININ KÂDINLARI (Büyük Baba) Filminde ağlatacak, güldürecek ve heyecandan heyecana kapıltacak... 2 PİERRE RİCHARD WtLLM CHARLES VANEL JANI HOLT 1 JOSSELİNE GAEL LARQUEY CENÜB POSTASI Filminde cesaret, fedakârlık, kudret ve vazife hislerile ruhlarmızı yükselteceklerdir. Ç ÖLÜM ) Heıgün uçan ayaklaıına kalbimizi... Gülen sesine gönlümuzü takan GİNGER JAMES ROGERS STEWART Her zaman eksantrik hareketleri, tatlı bakışlaıile bizi teshir eden ( TEŞEKKÜR ) Filmini baştan başa zevk... Heyecan... Aşk... ihtıras ve neşeyle süslediler Bu Perşembe akşamı salonlannda kopacak kahkaha fırtınasına şimdiden hazırlanınız. ATEŞLİ KADIN LAL ZT'nin (Fransızca söziü) 12,30 Program ve memleket saat ayan, 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12,50 Turk müzığı. Çalanlar: Fahire Fersan, Kemal Niyazi Seyhun, Fahri Kopuz, Refık Fersan. I Okuyan: Mustafa Çağlar. 1 Acemaşiran peşrevı, 2 Dede Acemaşiran şarkı: (Dinle sozüm ey dilruba) 3 Ismail Ağa Acemaşiran şarkı: (Yanar sinem) 4 Nikoğos Acemkürdî şarkı: (Sevdi gönlüm ey melek sima) 5 Eviç türküı (Atladım bahçeye girdim) 6 RumeU turkusu: (Yurudukçe servi de boyun sallanır). II Okuyan: Azize Tozem. 1 Yusuf Bestenigâr şarkı: (Çok surmedi geçti) 2 Rifat Bey Saba şarkı: Hayali yâre değme) 3 Halk türkusü: (Tasa çaldım yoğurdu). 13,30 14,00 Müzik: Karışık hafif muzık (Pl.) 18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,05 Müzik: Operet seleksyon'ları (Pl.) 18,40 Konuşma (Çiftçinin saati) 18,55 Serbest saat, 19,10 Memleket saat ayarı, ajana ve meteoroloji haberleri, 19,30 Türk müziği: Gerdaniye köçek takımı. Ankara Radyosu Küme Ses ve Saz Heyeti. İdare eden: Mesud Cemil. 20,15 Konuşma (İktısad ve hukuk saati) 20,30 Türk müziği: Fasü heyeti, 21,15 Konser takdiml: Halil Bedil Yönetken. Müzik: Radyo orkestrası (Şef: H. Ferid Alnar) 22,15 Memleket saat ayan, Ajans h a berleri; ziraat, esham tahvilât, kambiyonukud borsası (fiat). 22,35 Müzik: Cazband (Pl.) 23,25 23,30 Yarınki program ve kapanış. Izmirde Esad ihsan Küçük Sahlebçioğlu Han Cıunhuriyet gazetesinin ve bütün neşriyaünın tzmir başbayiliğidir. L SÜMER SiNEMASININ Vasi salonu: YARIN AKŞAM ON Baş Mevsimin Üçüncü Fransız Süper Filmi KAZAKLARI ROGER DUCHENE \7 C1 D A V L K A Şaheserinin ilk iraesi şerefine verilecek GALA MÜSAMERESİNE koşacak güzel filmler meraklılannı istiaba gayrikâfi gelecektir. L°" e ;t* Cebeluttarık Casnsu kahramanı Komedi Fransez artistlerinden 1^" O 1? 17 M 17 NURHINIL PRENCE TROUBETZKOY v e m e ş h u r DON KAZAKLARI TEGANNI HEYETİ Milyonlar sarfile vücude getirilen bu emsaîsiz filmde Çarlık Rusyasının göz kamaştırıcı ihtişammı ve zamammızın Paris hayatım tasvir eden büyük bir aşk dramını... İhtilâl fırtınaları arasında çırpınan bir kadının hayatıdır ^^^^^m^^^^K^K^t^^^mmmm Yerlerinizi bugünden aldnnız. Tel: 42851 •^•^MBBİ^HMMHHBM Konservatuar ALEMDAR ve MiLLî sinemalarında! Bugünkü harbin gizli mücadelelerini ifşa eden ve bütün dünyayı heyecana boğmuş olan ^ HEYECANLI BİR HAFTA .1 Orkestrası CEBELUTTARIK CASUSU Denlz harb gemllerlnln esrarenglz batırıhşı... Entelllcens servlsin faallyetl.. BugUnkU casuslar dilnyasının korkunc ve ölilmlU harbl idam edilmiş casuslara aid muazzam film: I FRANSIZ TiYATROSUNDA Yarsndan itibaren başlıyor Ayrıca: MARY CARLYL ve LLYD NOLAN'ın yarattıkları (KAÇAKÇILAR) 5 asır sonra ilim ve fennin en son terakkiyatı gösterecekki, arzdan Zuhal yıldızına seyahat, Zuhal yıldızındaki insanların, bambaşka medeniyetleri ve yaşayış tarzlan. LEB LEBİC î srecen fırsatlardan istifade ederek epevce NUR1 REFIK Yazan: Yusuf Süruri Hak ve hürriyet için çarpışan bir milletln Istiklâl mücadelesini gösteren bUyük bir aşk ve kahramanlık filminde D n a ı en tatlı sesi NELSON ü y nn E DDY BÂY TEKİN « Y I L D IZ L A R D İ Y A R I N D A» ALEV ŞARKISI Yarın akşam Büyük maceralar macerası filminde görecek ve hayret edeceksiniz. Bas rollerde: Hakikî Bay Tekin filminin unutulmaz yıldızı BVSTER GRABBE M E L E K sinemasım yenl bir zafere ulaştıracaktır. ALKAZAR Sinemasında Y A R I N Matinelerden itibaren BÜYÜK GALA müsameresi olarak BAŞLIYOR. Tel: 42562 Tefrika No. 31 Nakleden: HAMDI VAROGLU Arabanın arka tarafım örten muşamba Tren hareket ettikten sonra, dışarımn perdeyi aralayıp dışanya baktım. Yassı mütemadiyen değişen manzarası, derdimi Kaya, ılk dönemecin arkasmda kaybol bir parça unutturur gibi oldu. muş. Artık onu yalnız bayalimde görebiFakat bu manzara sadece gözlerimin öleceğim. nünden geçip gidiyor, dikkatimi üzerinde 3u ayrılış, böyle ağlar yüzlü değil, gü toplayamıyordu. neşli bir havaya tesadüf etseydi, belki bu Tekerleklerin her devrinde benden bir kaclar gamlanmıyacaktım. Köşkten uzak az daha uzakta kalan Yassıkaya, uzaklaş.aştıkça, onun yavaş yavaş sılinen ve kay tığım nispette gözümün önünde daha kesbolan şeklini bile göremedim. kin hatlarla, daha berrak olarak tecessüm Anî, koparılır, sökülür gibi bir ayrılış ediyor. Geride bıraktığım günlere, bir la uzaklaştığım bu yerlerin daussılasına ta pertavsızla bakıyor gibiyim. Pertavsız, muha'nmul bana imkânsız görünüyor. ayene ettiğiniz şeyden uzağa götürüldüğü Fakat, asıl ayrıhk acısını, yalnızlığın nispette o şekli nasıl büyütür, en ufak püasıl hüznünü, trene bindikten sonra duy rüzleri bile nasıl meydana çıkanrsa, ben dum. de şimdi, hayalimde, benden a y n kalan Beşir beni kompartımandaki yerime eski günlerin bütün teferrüatını öylece, yerleştirip hayırlı yolculuk temenni ede çok kuvvetli olarak görüyorum. Hayalirek ayrıldıktan sonra, yeryüzünde kim min bana yaşattığı bu eski günlere dalıp geçirdiğim uzun dakikalar, ye'simi bir sesiz kalmış gibi boynum büküldü. parça azalttı. Etrafımdaki her şey, istasyon, tren, iHaydarpaşa istasyonunda trenden indiçinde bulunduğum kompartıman, yolcular her şey bana yabancıydı. Derdimi an ğim zaman, kaderimin bana oynadığı bu latacak bir insan, kulağıma iki teselli lâfi oyuna boyun eğmiş vaziyetteydim. Ruhumda isyan arzusu ve kabiliyeti kalmafısıldayacak candan bir kimse yoktu. Esrarh şeyleri sevmem. Muamma zihkalan bu zoraki güluşlerim, dünkü mes. ban Beyin şahsiyeti etrafında işittiğim her mıştı. Zaten, îstanbul toprağına ayak bastı. ud, tasasız hayatımın mertebesi kadar ha söz mutlaka küçük veya büyük bir yalan nimi yorar. Bu esrarh sükut da, artık tam manasile bir işkence haline gelmişti. Benğım dakikada Yassıkayayı fazla düşüne zın. dır. miyecek kadar şaşkındım. Bugün, büyük annemden ilk mektub Onu büyük anneme tanıtan kimsenin den gizlenen her şeye karşı duyduğum şidgeldi. Üst üste iki defa okuduğum mek halam olduğu da galiba bu yalanlardan detli alâkayı bu muammaya karşı da hisO şaşkınlık hâlâ devam ediyor. Yas tubda, nazan dikkatimi celbeden bir şey biri. Lisan muallimliğinin yalan oluşu gi settim. Selim Sekban Beyin ahvaline dair mademki bana hiç kimse malumat vermisıkayanm bütün dünyaya sırtmı çevirmiş, var. bi! yor, ben kendim yazar, soranm diye düküskün hayatmdan tstanbulun gürültülü Büyük annem mektubunda her kesten muhitine birdenbire geçince gözlerimle be bahsediyor. Yalnız Selim Sekban Beyin isÜç haftadan beri Istanbudayım. Bu şündüm. raber duygularıma da bir kamaşma geldi. mini yazmamış. müddet zarfmda şu deftere yazdığım sa. Düşündüm ve bu büyük münasebetsizFitnat halam, Yassıkayadan ayrılmamn Derhal cevab verdim ve dadımın, Be. tırlan tekrar gözden geçirdim. liği yaptım. Münasebetsizlik olduğunu bibeni çok üzdüğünü tahmin etmiş gibi, be sir Ağanm isimleri yanma, Selim Sekban Ne gezmelerden, ne eğlentilerden, bu le bile yaptım. nimle çok meşgul, hemen hemen her gün Beyin adını da yazdım, onun da hatırını sahifelerde bahis bile yok. Akranım olan Kirpiklerimin ucunda bir damla yaş, d u . sokaktayız. Kâh ahpablarını dolaşıyoruz, sordum. bir çok genc kızlarla, onların ailelerinden daklarımda ufacık, müstehzi bir tebessüm, beni onlarla tanıştırıyor, kâh sinemaya, tiBüyük annem gibi, mektubumda, ben bir çok erkeklerle tanıştım. Hiçbirinin is şu satırlan karaladım: yatroya gidiyoruz. de Selim Beyden bahsetmesem, belki na mini yazmamışım. «Muhterem Selim Sekban Bey, Başa zevkli dönmeler veren bir fırtına zan dikkati celbeder, Yassıkayadan ayrıKalemimin ucuna takılan, kafamın için«Büyük annem, mektublannda sizden ortasmda kalmış gibi, mütemadiyen eğle laeağım sabahki hâdisenin, üzerimdeki te de dolaşan bir tek isim var. Bakryorum, bahsetmeği unuttuğu için, nasılsmız diye niyorum ve maziyi düşünemiyorum. siri hâlâ devam ediyor zannını uyandıra hep onunla meşgulüm. Burada bulunmıkendim sormağa karar verdim. yan ve Yassıkayadan Istanbula fırlatıp a t . Yalnız, arada sırada, Yassıkayanın ten bilir. «Hâlâ Yassıkayada mısınız? Istanbula ha hayali, kısa bir an için, bir şimşek gibi Fakat, büyük annemîn bu manidar sü tığı şu zavallı kızı belki aklına bile getirhareket edeceğim sabah, erkenden sokamiyen o bir tek kişi ile... zihnimde parlayıp sönüyor. kutu neden? ğa çıkmağa sizi mecbur eden mühim işO zaman, kalbimin derin bir köşesinde, Acaba muallimim hâlâ Yassıkayada Zavallı insan beyni! Kendi işkencesini ler devam ediyor mu, yoksa bir müddet bir yaranın sızladığını duyuyorum. Güler mı, yoksa gitti mi? O mühim ailevî me kendisi hazırlayan muzır uzuvl Unutulmadaha Yassıkayada kalabilecek misiniz? ken, dudaklanmda tebessüm katılıyor; selesi elân devam ediyor mu acaba? sı çok daha hayırlı olan insanlan düşün«O gece aldığınız cansıkıcı haberlerin boğazımda bir doluluk hissediyorum. Yalnız büyük annemin değil, halamın mekte ne fayda var bilmem ki! Böyle zamanlarda, Yassıkayanın ha da, Selim Sekban Beyden bahsetmemesi Ne kadar garib şey! Selim Sekban Be mahiyetini sorup öğrenemeden Istanbula yali, daima Selim Sekban Beyin hayalile garibime gidiyor. yi görmiyeli ve hiç kimseden ismini işit hareket mecburiyetinde kaldığımdan dokarışarak zihnimi dolduruyor. Onu bize tanıtan, Yassıkayaya gönde miyeli, zihnim onunla eskisinden çok da layı pek müteessir olmuştum. Umanm ki işlerinizi yoluna koymağa muvaffak olBeni oradan uzaklaştıran Selim Sekban ren, büyük anneme tavsiye eden halam ha fazla meşgul. değil miydi? Bu meşguliyet o kadar arttı ki, nihayet muşsunuzdur ve ben Yassıkayadan aynBeyi, belki avdetimde orada bulamıyacağım. Fakat muhakkak ki, onun yüzünden Hâdiseler biribirini takib ettikçe, ve her bir fikri sabit haline geldi ve büyük anne lır aynlmaz, bütün sıkmtılarınız geçiveryıkılan bir saadetin harabesi ortasında yeni hâdise benim aleyhime neticeler ver. min manidar susuşunu, nihayet dün, ben miştir! yım. Bugünkü ne§'em, ikide birde yarım dikçe görüypr ve anhyorum ki* Selim Sek kendim bozdurru Mrkası var).