Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 7 Eylul 1939 TAR1Hİ ROMAN Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHM1 f Şehir ve Memleket Haberleri J Buğday rekoltemiz Vali ve Beîediye Reisi, müstehlik halkla tüccarın dikkat etmesi lâzım gelen noktaları anlatıyor Ben nankör değilim. Elinden şarab içtim. Bu sene mahsulün bir Bu şarab kanıma karıştı, gün gelirse kanımla milyon tonunu ihrac etmemiz mümkündür beraber onu döker, borcumu öderim Buğday fiatlan, dün de Borsada Diye bağırdı. Salak, kocaman külâhı geçtim. bir miktar daha düşmüstür. Bu m çıkararak onlara güldü. Fakat dikkat Neden? düsüklük bilhassa sertlerin ki€tseydi, bu baştan aşağı sırmalı, giyimli, Hiç; canım öyle istedi. losunda otuz paravı bulmustur. kuşamlı süvarilerin gözlerinde ve dudak Canınız öyle mi istedi? Yumusaklarda da fiat düşüklüğü devam etmektedir. lannda ince bir istihza görecekti. Bilhas Evet.. Burada hâkim olan ben desa Salağın kalenderane, fakir kıyafetile ğil miyim? Bu sene buğday rekoltemizin evvelce yapılan tahminler hilâfma alay ediyorlardı. Aybey, izzeti nefsinin üstüne bir ateş olarak dolgun bulunuşu fiatlarda Şu karşı beyaz yer mi saray? parçası düşmüş gibi çehresini burusturdu: ki bu vaziyeti tevlid etmektedir. Evet!.. Fakat kıhcı taşıyan benim. Siz baYapılan hesablara göre, bu Ah, burası bizim olsaydı! na hakaret ediyorsunuz! sene buğday rekoltesi 3,000.000 Pek gönül verme Salak! Biz buKadm, kederli, içli bir sesle cevab tondur ki bu miktar memleketimizin ihtiyacından çok fazladır. ralarda barınamayız. Bize dağlar, ova verdi 1,000.000 ton buğdav ihrac etmelar, enginler, sonu olmıyan açıklıklar lâ Hayır Aybey; ben size hakaret miz mümkün görülüyor. zım. etmiyorum. Diğer taraftan buğday fiatlann Hem de buranın kadınları ateş gi Ediyorsunuz diyorum size! daki bu sukut devam ettiği takbi değiller mi? Kadın gözlerini öne iğdi, çehresi birdirde ekmek fiatınm buna tâbi Salak bunu söylerken manah manalı denbire o kadar solmuştu ki, Aybey bile olarak düs*'Tiesi de tabiidir. gülüyordu. Aybey ona yaklaştı: hayret etti Anadoludan şehrimize buçday Gevezeliği bırakahm da helâllaşamüvaridatı normal olarak devam Gücüne mi gitti sözlerim? Beni ediyor. lım Salak! bir şehir uşağı gibi, merdlik kapısından Koca cengâverin yüzü, birdenbire ka kovmağa ne hakkın var? tılaştı, bir acayib oldu: Dilber kadın başını kaldırdı Helâllaşalım mı? Her erkek nankördür! Öyle ya! Ben birazdan döğüşe Diye mırıldandı. Aybey, onun ne degireceğim, sağ çıkacağımı ne biliriz? mek istediğini anlamamıştı. Kadm da Bak burası tenha. Gel kucaklaşahm. izah etmemiş, gene başını çcvirerek gözEğer ben ölürüm de sen sağ kalırsan, lerini bir ağacm yaprağma konan parlak olanı biteni biliyorsun; yurda gider, an bir kelebeğe dikmişti. lahrsın... Ben nankör değilim. Elinden alSalak, hayatında hiçbir gün bu kadar tın tasla şarab içtim, bu şarab kanıma kaşaşırmamıştı. Aybeyle savaşa çok girmiş nştı. Gün gelirse kanımla beraber onu Dün sabah Kantarcılarda bir cinayet ti. Fakat bu harbde ayni tehlike her ikisi döker, borcumu öderim. Bu mu dediğin! olrr. bıhçıvan Mustafa adında 23 yaşiçin vardı. Halbuki şimdi, Aybey tehliKadın; arında bir genc, bir kin yüzünden 25 kenin, ölümün kucağına atılacak, kendisi Yanlış, dedi, anlamadın Aybey, yaşlarında motör kaptanı Salihi tabanca ise eli kolu bağlı sevredecekti. Seyrek sa anlamadın! Senin ruhun, yurdunda heile kalbinden vurarak öldürmüştür. kalları titriyordu. Atını sola yanaştırdı, nüz işlenmemiş duran altın külçelerine Vak'anin tafsilâtı şudur: kucaklaştılar. Aybey gülüyordu. Fakat benziyor, söylediğimi anlamıyorsun yiSabah saat dokuzda Kantarcılardaki Salak, utanmasa ağlıyacaktı: ğitim, anlamıyorsun. Sana daha fazla bahçeli kahvede sebze işi yapan birkaç Berbad bir iş bu! nasıl söyliyeyim? kişi oturmuş, hesab yapmaktadırlar. Neresi berbad Salak? Böyle bir Aybey hâlâ inad ediyordu: Bu sırada içeriye, sebzeleri nakleden teklif karşısmda kalaydm, sen de ayni İnsan, bir yiğite; meydandan kaç, motörün kaptanı Salih girmiş, nakil ücretşeyi yapmaz mıydın? kadın gibi kork da öyle kaç, der mi hiç? erini almak için sebze sahiblerinin masa Orası da öyel! Hatun Hakan başını birdenbire kal ıına oturmuştur. Bu aralık karşılarında iki süvari da dırdı: Tam hesab görürîerken ayni masada ha belirdi: Ya onun ölümünü istemiyen bir oturan sebzeci Mustafa, birdenbire ta Aybey kim? kalb taşırsa! bancasını çekerek Salihin kalbine bir el Benim! Aybeyin damarlarında bir sevinc ateş etmiş, kahveden dışan fırlamıştır. , Beni takib ediniz! tutuştu, anlamıştı, her şeyi şimdi anla Salih kaptan yarah bir halde katilin arka j Ya arkadaşım mıştı: sından koşmak istemiş, fakat yüz metre O da gelebilir. Bunu unutmıyacağım, dedi. Fa kadar yürüdiikten sonra düşmüstür. Yürüdüler, solda, çiçekler arasında bir yoldan ilerlediler; yol döne dolaşa, büyük kat ben bir şehir bebeği olmadığımı gösYaralının derhal imdadına yetişilerek tereceğim. Sen mâni olsan bile. ben yomermer havuzun başına gelmışti. hastaneye kaldırılmak istenmişse de a Bu havuz beyzî şekilde idi. Ortasında lunu keserek onunla karşılaşacağım. damcaSız yolda ölmüştür. Vak'ayı müteHatun Hakan ayağa kalktı. Ne güzel akıb firar eden katil* kırk dakika sonra mermer, gıeniş ve yayvan bir fiskiyesi vardı. Havuzun sağ tarafında büyük bir de giyinmişti. Sağ elinde bir kamçı tutu Aksarayda bir işkembeci dükkânmda sütun gözüküyordu. Oraya, iri bir tavus yordu. yakalanmıştır. Hele çizmeleri, hele çizmeleri. konmuştu. Fakat Vıiç kımıldamıyordu. Katil, dün akşama doğru adliyeye tesAybey ilk defa olarak kendi çizmeleAybey Salağı dürttü: im edilmiş, geç vakit ağırcezada muha Burada ineceğiz. İşte kendisi de rinin kirliliğinden, pisliğinden utanır gibi kemesine baslanmıştır. oldu. Kadın bir cengâver gibi giyinmişeedirde oturuyor, arkası bize doğru. Suçlu verdiği ifadede, Salihin kendisi i. Aybeyin bakışlan karşısmda gü'idü: Hani nerede? gibi Anadoluhisarh olduğunu, bundan Aybey, dedi. Bir gün sizinle ordu Şu küme küme, kısaboylu ağaclalarımız karşılaşsa ve ben cenkte senin kar bir müddet evvel Anadolu Fenerinde rın bulunduğu yere bak. Onlara şimşir avla oynarken aralarında çıkan bir kavga şma düşsem ne yapardın? derler. net'cesinde nefsini müdafaa maksadile Aybey bu sual karşısmda şaşırdı: Erkek gibi giyinmîş. Salihin amcasının oğlu Fuadı balta ile ya Ne mi yapardım? Öyle, fakat başındaki başlıktan raladıÖT.danberı Salıhm kendısıne düşDiye yutkundu ve ilâve etti: anladım. Sen burada bekle! man olduğunu, vücudce kendısine faik Kendi kendimi öldürürdüm. Ne Diğer süvariler de atlarından inmişler, orduma ve bayrağıma kancıklık eder clan Salihten bir müddet evvel dayak yeönlerinden geçen Aybeyi selâmlamış diğini, daima tehdide maruz kaldığını dim, ne de sana.. lardı. söylemiş ve sarhoş olduğundan ne yaptığı Kâfi Aybey, kâfü. Ben de seni Aybey, sessiz adımlarla ona yaklaştı. unutmıyacağım. Bugünkü oyundan sağ ni bilemediğini ilâve etmiştir. Düşünüyordu. O kadar dalgındı ki, AyVak'anm şahidleri olan sebzeci Kiryaçıkarsan, Bilge Hakana, Gültekine se beyin yanında durdugunu bile farket ko, Kâni, Hüseyin ve o esnada kahvede lâmlar söyle! De ki: memişti. Batıya giden yollarda onların bü bulunan Kemal ve katili yakalıyan bekçi Aybey içinden kopan bir hayranlıkla yüklüklerini, kahramanlıklarmı alkışlı dr 'enmişlerdir. ona bakıyordu. Bu ne güzel kadmdı? Bekci Mehmed Gevrek, Mustafayı yan ve onların yiğitlerine hayran olan ınYüzü, parlak bir şafakı, gözleri siyah ve ;anlar vardır. Eğer vurulursan, bıl kı. yakaladığı zaman cebinde bulunan rakı parıltılı iki akiki andmyordu. jenin için gizlice on beş gün matem tu sişesinden pek az içilmiş olduğunu anlaHeyecanlı bir sesle: tacağım. Ben, sizin çarpışma biter bıt dısmı söylemiştir. Geldim, dedi. Emrinizi bekliyomez, buradan ayrılacağım ve bir daha Muhakeme, iddia makammm mütalerum! seni göremiyeceğim. Giderken hazine si'e müdafaa icin buer'ine tal'k edilmictir. Genc kadın, yerinden sıçrar gibi oldu. darımı gör, sana bir hediyemi verecektir. Yüzü pembeleşti. Sanki ince ve kırmızı Allaha ısmarladık güzel yiğit! VtLÂYETTE bir akşam bulutu, yüzünde parçalanmışKadmm gözleri yaşarmıştı. tı. Gayriihtiyarî: Afgan sefirinin ziyareti Aybey de ayni heyecan ve ıztırabı Ben de şimdi sizi düşünüyordum Afgan sefiri, dün Vilâyette Vali ve kendinde duydu: Aybey! Beledıye reisi Lutfi kırdarı ziyaret et Bu yaşamak denilen şey ne berDedi. bad şeymiş? Ben de seni unutmıyaca miştir. Beni ha, beni düşünüyordunuz ha! ğım. Her zaman gözlerimde bir yıldız Vali muavinliği İnanmam! gibi kırpacaksm. Gönlüm her dakika seİstanbul emniyet müdürlüğüne tayin Genc kadın, sözü derhal degiştirdi. nin hasretini, senin eşsiz aşkım taşıyacak! edilen vali muavini Muzaffe^in yerine Gel şurada yanımda biraz otur.. Ölünce toprağımda bile senin sevgin çi mülkiye müfettişlerinden Raif İnan Bak ağaclardan bülbüllerin sesi geliyor, çek açacak. vekâleten tayin olunmuştur. Muzafferüzgâr insanm içine bir su şınltısı gıbı aKadm sendeledi, düşecek, bayılacak rin tayini hakkmdaki kararname henüz kıyor. Sana çay getirsinler de iç! tebliğ edilmemiştir. gibiydi: Hiçbir şey içmem. Bir bardak su Aybey, yiğitim, sus!. Sesını artık Emniyet birinci şube içtim. Yerimde olsaydım, onun yerine duymak istemiyorum, bahtiyar bir delımudurlugu bir bardak süt içerdim. Benimle çarpışa kanhsın ki, bu illerden yurduna döner İstanbul emniyet birinci şube müdürcak yiğit geldi mi? ken, bir kadının kalbini alıp gölürecek lüğüne de Nevşehir kaymakamı Edib Bunu sorarken gözlerinden boşanan sin. Şunu iyi bil ki; o kadm, namuslu bir tayin edilmiştir. kıskanç bir bakış, dilber kadının gözleri kadındır, o kalb, tertemiz, hiç kimseyi ECNEBİ MEHAFİLDE ne saplandı. Kadın zekâsı, kadın hissi bu; sevmemiş, hiç lekelenmemiş bir kalbdir. o da farkına varmıştı. Ve kadm bu sözlerden sonra yürüdü, Bir Portekiz profesörü Geldi Aybey! Bu adam, iri, kuv kayboldu. Aybey onu takib edecek ol Evvelce ayın 12 sinde toplanması tavetli bir mandaya benziyor ve ben, dün du. Fakat on adım atar atmaz, karşısına karrür eden ve bilâhare içtimaı tehir okü karanmdan vazgeçiyorum. sırmalı bir uşak dikildi: lunan beynelmilel arkeoloji kongresine Anlamadım! Atın ve uşağm şurada bekliyor. iştirak etmek maksadile Portekiz hüBunu söylerken Aybeyin sesinde san Size yol gösterecek süvariler de hazır. kumeii namına profesör Virgilio şehriki bir kış fırtınası horrurdaniyordu. Hemen ok meydanına gideceksiniz. mize gelmiştır. Sizi çarpıştırmak kararından vaz(Arkast var) düşen bir teşebbüs Şehirde ihtikâr var mı ? Suya ve bitaraflar ulhu kurtarmak için son teşebbüsü yapan İtalya olmuştur. 31 ağustosta vaziyetin son derecede Türke yakışan budur ve esasen vahimleştiğini gören Mussolini, İngiltere memleketin vaziyeti de buna müsaid ve Fransaya müracaat ederek Avrupadaki karışıklığm baisi olan Versay muahedir; bunu âmirdir. desinin kalan ahkâmının da tadili için 5 Tüccar disiplini evlulde bir konferansa davet etmek isteŞahsî menfaatlerin ancak umumı diğin., lâkin böyle bir teşebbüste bulunmenfaat çerçevesi dahilinde temin eailemadan evvel her iki devletin muvafakaticeğini bilen bizim gibi mütekâmil muni ve Lehistanm istiraki temin edilmesini hitlerde tüccarımızın da bazı anî ve rnünisted .i b " 'irmiştir. ferid vaziyetlerden, taleb artmalarından italya, hükumeti bu müracaatinin müsistifadeye kalkışarak fiatlarına zamlar tacel olduğunu bildirmiştir. İngiltere ile yapmamah ve halkı endişeye sevketmeFransa ancak 1 eylulde, yani bir gün sonmelidir. ra cevab verebilmislerdir. Halbuki 31 îngiltere ve Fransa hükumetleri bu ?"'• 'csun son saatlerinde ve geceyansınnckta üzerine tüccarlarının dikkat nazandan sonra da Almanya Lehistan hudunı celbetmişler ve alâkadarların disiplin dunda şiddetli musademeler başlamıştı. his^ine muvaffakiyetle hitab etmişlerdir. Lehistan, askerî harekâtm başlamasına M'Hî disiolini çok yüksek olan memle rağmen V^"*eransa iştirak edeceğini bilketimizde, ticarî terbiyesi pek ileri olan dirmiştir. İtalya hükumeti de ancak 2 eysehrimizde tüccarımıza yapmak istedisim lul saat onda Hitler'e Leh Alman ihtilâhitabm d^rhal ve devamlı mukabele bu fm'n sulh yolile halli için konferansa dalacasına kaniim. vete imkân bulunduğunu bildirmiştir. Müstehlik disiplini, tüccar disiplini Hitler, İngiltere ile Fransanm verdikAvrupanın şimdiki vaziyetinde en lüzum leri notanm ültimatom mahiyetine göre lu kuvvet amilleridir. Tüccar arasında bu her türlü müzakerenin faydasız olduğudisıpline riavet etmiyenlere karsı harekete nu çünkü düsünmek için 24 saat mühlet geçmek icin kanunî mevzuatımız bize lâzım geldiğini bildirmiştir. Mussolini kuvvpf'; silâh'ar vermekted'r » Hitler'in ^" fikrini ingiltere ile Fransaya Ticaret odasımn tetkikleri tebliğ etmistir. Akşam üzeri İngiltere ve Ticaret Odasr ihtikâr hareketi dolayı Fransa mühlete razı olduklarını bildirmişler; lâkin iki ı?ün zarfmda Lehistan sil. tetkikata memur edilmiştir. Odanın dünden itıbaren başladığı bu arazisi isgal edildiainden bu yerlerin tahtetkıkler bilhassa iki nokta üzerindedir: iyesi lâzım çeldiğini pek haklı olarak ilâOdada her hafta toptan eşya fiatlan ve etmişlerdir. ötedenberi tespit edilmekte olduğundan İtalya hükumeti, bu şart karşısmda, eski fiatlarla karşılastırılmak üzere bu ancak Almanya hükumeti istediği zaman r'"" fiatlan da almmaktadır. Fakat bu müzakereye devam edeceğini Hitler'e fiatlr "n tüccardan imza da istenmek ildirmiştir. Almanya, böyle bir şartı katedir. Bircok ticaret erbabı verdikleri fi bul etmediğinden sulhu kurtaracak son atın altını imzalamaktan istinkâf etmişler care olan besler konferansı tasavvuru suya dir. düşmüstür. Oda, yantığı fiat tespiti işinin yanıba Bundan sonra hiçbir taraftan harbi durşmda mevcud stokları, fiatların yüksel duracak ve ?i''hu koruyacak başka bir temesine bir sebeb olup olmadığını araştır şebbüs vaki olmamıştır. Artık bütün devmaktadır. Bu fiatlar hükumetin ve İstan Ietler muharib devletlere karşı vaziyetleribul vilîyetinin ihtikârla mücadele hare ni tayin etmekle meşgul bulunuyorlar. ketine esas olacaktır. Amerika Birleşik Hükumetleri devleti Dieer taraftan mıntaka Ticaret müdür bıtarafl "'nı ilân etmeğe ve muhariblere lüğü de maruf firmalarla temasta bulu ilâh ve mühimmat verilmesini meneden narak mevnjd vaziveti tesnit etrnektedir. kanunu tatbika karar vermiştir. Avrupadan dönmekte olan Amerikan tebaasmın Pıyasadahi hareket rka alındığı takdirde, Amerika ile muPiyasada ihrac için bazı partilerin harib devletler arasında dava ve ihtilâf hazırland'Sı görülmektedir. Dün yeni cıkmasma sebeb kalmıvacaktır. Bitarafmen<;e «ehadetnameleri alınmıştır. Piyasaık kanunu mucibince Amerikan tebaasıda bilhassa yeni Türk Fransız ticaret nın harb sahasma gitmeleri ve muhariblenlaşmasının tebliği ve İngilterede cere in gemilerine binmeleri memnudur. Alyan etmekte olan müzakerelerin intacı manya Amerika ile mesele çıkarmak isteVklenmektedir. mediği için yÜ7İerce Amerikalmm bulunÜNtVERSÎTEDE duğu Athenia îngiliz transatlantiğinin bir Alman denizaltı gemisi tarafından batırılRektör hakem komisyonu madığını ve Alman denizaltı gemilerinin ukuku düvel ahkâmma şiddetle riayet etazalığına seçildi meğe mecbur tutulduklarını alelâcele Birleşik Amerika ile Belçika, arala lân etmiştir. nnda kurdukları hakem komisyonuAvrupada büyük küçük bütün devletrundaki bitaraf azalığa, İstanbul Üniversıtesi rektörü profesör Cemil Bilseli ler bitaraflıklarını ilân etmişlerdir. Fakat ?eçmisle "dir. Hariciye Vekâleti bu dev bu gibi bitaraflıklara muharib devletlerin letlerin karannı rektöre tebliğ etmiştir. iayet edip etmiyecekleri şimdiden bir mesele oluyor. Bıtaraflığını ilân eden Hoİktısad fakültesi dört landa, kendi göklerinde çok yüksekten sınıfa çıkarılıyor mechul tayyarelerin uçtuğunu haber aldıBu sene Üriversite iktısad fakültesi ından derhal muharib devletlere müra nin dördLincü smıfı da açılmaktadır. Bu caat ederek tal.kikat yapılmasmı ve bu ıtibarla fcikültede lâzımgelen hazırlık gibi tecavüzlere bir daha meydan veril lara baş!anmıstır. Profesör ve doçent nemesini istemiştir. ihtiyacı hisseden fakültelerin başmda Bidayette bu tayyarelerin Alman haiktıad fakültesi bulunduğundan üniversite idaresi, bu noksanı kapatmak üzere va kuvvetlerine mensub bulundukları zantertibat almıştır. Yeni almacak doçent tıedilmişti. Fakat şimdi îngiliz bombardıler için yakmda üniversitede bir imti man tayyarelerinin Şimal denizindeki ikî han açılacaktır. Alman harb limanını bombardıman et mek ve orooaganda kâğıdlannı atmak Orta mekteb muallimliği cin Holandadan gecmiş oldukları iddia için imtihanlar ^un"vor. Bir c^fa icin ne ise, fakat bu Üniversitede dün başlıyan arta mek îibi hâdiseler çosaldığı zaman, küçülc teb mualhm muavinliği sözlü imtıhan devletlerin bitaraflıklannm mubafazasî larına bugün de devam edilecektir. BüAvruoanın en büvük meselesi olacak, o tün namzedler, ayrıca bir de pedagoji imtihanına tâbi tutulacaklardır. Bu im zaman va'îvet bü«bütün karışacaktır. Muharrem Feyzi TOCAY tihanın sualleri üniversitede hazırlanTiıstır. Siyasî Bir kin yüzünden işlenen cinayet Bir bahçıvan, genc bir kaptanı öldürdü Vali ve Beîediye Reisi Lutfi Kırdar dün İstanbul Ticaret Odası reisi, Umumî Kâtibi ve mmtaka İktısad müdürile göriişmüştür. Lutfi Kırdar son siyasî hâdiseler dolayısile şehir hizmetleri ve tüccarla halkın riayete mecbur olduğu esaslar hakkında bir arkadaşımıza şu izahatı vermiştir: « Avrupanın feci vaziyeti karşısında halkımız Millî Şefimize olan sonsuz itimadına ve kuvvetimize dayanan sükunetini disiplini»* muhafaza etmektedir. Disiplin bir küldür. Her sahada. her mevzuda kendini güstermelidir. Bu mevzular arasında en başta gelmesi icab edenlerden biri: «Müstehlik disiplini» ve bir ikincisi de «tüccar disiplini» dir. Şuurlu ve mütekâmi! milletlerde bu disiplin karanlık körü körüne bir disiplin değil, bilgıye ve hakikate dayanan bir disiplindır. Son günlerde bazı sivri akıllıların, bulanık suda avlanmak hevesine düşen birkaç menfi ruMunun ve belki de memleket diişmanı bnkaç unsurun ve bilhassa hareketlerının netıcelerini ölçmeyen bazı gafıllerin kulaktan kulağa fısılda dıkları guya ihtıyatkârhk tavsiyeleri halkın bir kısmını telâşa sevketmiş, bazı maddelerden bir miktar evlerde sakla mak hevesine düşülmüştür. Bu, kuvvetli bir cereyan mahiyetıni almış olmamakla beraber tekerrürünün önüne geçmek emelile gazetecı arkadaşların dikkat nazarını celbetmek isterim. Gazetelerimiz halkın en küçük hareket ve dileklerini hassasiyetle kaydetmekte dirler. Bugünkü Türkiye iktısadî ve bilhassa gıdaî keyfivet bakımmdan 1914 Türkiyesi değildir. Buğday Eski Türkiye milletin en esaslı gıda maddesi olan ekmeği iptidaî maddesi unun mühim bir kısnr.nı haricden getirirdi. Limanlarımızdaki vapur hareketini kısmen un nakıiyatı temin etmekteydi. Bugünkü Türkiye ihtiyacından çok fazla buğday istihsal etmektedir ve buğday ihracatçısı olmuştur. Memleketin istihlâki takrıben 3 milyon ton, istihsali Yl milyon toııdur. Binaenaleyh ekmek ve unla yapılan diğer maddeler için her hal ve şeraitte Türkiye bolluk memleketi olacaktır. Stoklarımız daima ve hatta geniş ihracatı mümkün kılacak miktardadır. Zeytinyağı Eskidenberi memleket, mühim mik tarda zeytinyağı ihrac eder. Vasatî istihsal 30,000 toncur. Istanbulun istihiâki 3500 4000 tondur. Pirinç Eskiden pirincimizin en mühim kısmını haricden temin ederdik. Şimdi memleket ihtiyacından fazla pirinç istihsal etmektedir. Fasulya, nohud, mercimek, peynir her zaman ihtıyacımız: fazlasile karşılayacak mıktarda istihsal edilmektedir. Şeker Bir zaman tamamen haricden gelen şeker icin r o 70 nispetinde ihtiyaam'zı yerli fabrikalar temin etmektedir. En sathî bir tetkik bile Türkıyenin ne olursa olsun bilhassa gıda bakımından bir bolluk memleketi olduğunu gösterir. O ha ] de herhangi bir gıda maddesinin azalacağından endişe ederek normal ihtiyacdan fazlasım satın almağa teşebbüs, esyanın tevzii vazifesini yapan ticaret me kamzmaMnın işlemesindeki lüzumlu nızamı bozar; normal ihtiyacları karşılamakla mükellef olan tüccarı, gayritabıî bir la leb karşısmda bırakır ve bolluk içınde sun'î bir darlık ve bir pahalılık tevlid eder. Bunlar hep müstehlikin zararına olan akislerdir. MüstehHk alışverislerinde sükutunu muhafaza etmeli ve disiplinle ha r Bütün mahkemeler dün faaliyete geçti ı Mirac gecesi Eylulün onuncu pazar günü receb ayının 2C sına müsadif olduğundan mezkur pazar günü akşamı (pazartesi gecesi) Leylei mirac olduğu ilân oluur. İstanbul Müftisi F. Ülgener Edebiyat fakültesi imtihan talimatnamesi Üniversite edebiyat fakültesi imtihan usulünün değiştirilmesine karar verildiğini yazmıştır. Bugün fakülte profesörler meclisi bir toplantı yaparak tali" matnamcyi tetkike başlayacaktır. Cumhuriyet Nüshası 5 kunıstur Türkive icin Senelik 1400 Kr. 750 > Yaz tatilini D.tiren mahkemeler, dün sabahtan itıbaren faaliyete çeç Alb avlık 400 » mişlerdir. Bütün mahkemelerde normal çalışma başlamıştır. Yukarıdaki resim, İ\ avlık Bix aylık 150 * Ağırceza mahkemesi heyetini göstermektedir. Abone şeraiti Haric icin 2700 Kr. 1450 » 800 » Yoktor