Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Ağnstos 1399 CUMHURİYET AKDENl'ZDE Iktısadî hareketlcr Türk Ingiliz ticaretinde muvazenesizlik 938 yılı, Türk İngiliz ticarî münasebatmda tam bir muvazenesizlik içinde geçmişti. îki memleket arasındaki ticaretin mümkün olduğu kadar, hatta bundan da fazla inkişafı arzu edilirken Ingiltereden Türkiyeye yapılan ihracatın sür'atle arttığı, buna mukabil Türkiyenin îngiltereye ihracatının hemen ayni sür'atle azaldığı görüldü. Yeni senenin ilk nısfı geçtikten sonra ayni vaziyetin devam ettiğini görüyoruz. îngiletrenin memlekeimizdeki ateşe kommersiyali Garden verdiği son raporda hulâsaten şöyle diyor: «1938 ticareti hariciyesinde muvazene Türkiyenin aleyhinde ve îngilterenin çok lehindedir. 1937 senesinde îngıltere Türkiyeye 1,183,000 sterlinlik mal ithal etmişti; 1938 de bu miktar 2 milyon 800,000 sterline çıkrı. Türkiyenin îngiltereye ihracatı ise 1,633,000 sterlin ıken geçen sene 816,000 sterline kadar düştü. Şu hesabca Îngilterenin Türkiyeye ihracatı yüzde 7,1 çoğahrken Türkiyenin mukabil ihracatı yüzde 6,8 azalmıştır. İlmî bahisler İLİMKÖSESİ İHTİRALAR KESİFLER Cebelüttarık, Malta, Mısır, Kıbrıs Yazan: E. Monroe 3 4 İngiliz iissii: j Islâm ansiklopedisi dilimize çevriliyor Yazan: A. C. ÖTÜKEN îslâm Ansiklopedisi türkçeye tercüme edilecek. îlım âlemı içın bir müjde sayılabilecek olan bu mühim haberin evvelâ tafsilâtmı verelim: Maarif Vekâletinin pek yerinde bir kararile islâm âlemine ve islâmî ilimlere aid bu mühim eserin tercümesı Edebiyat fakültesine havale edılmış ve bu iş için fakültede bir büro kurulmuştur. Bu büro yüzden fazla bilginin yardımile eserin tercümesini vücude getirecek ve bunu peyderpey neşredecektir. Ansiklopedinin türkçe nüshasma asıl eserde mevcud bu lunmıvan fakat millî kültürümüzü alâkadar eden bir çok yeni maddelerle yanlış veya eksik olarak yazılmış bulunan maddelerin tashih ve ikmal edılmiş şekilleri de girecektir. Bu tercüme ve telif işine Universice profesör ve doçentlerinden birçokları ve ayrıca eski profesörlerle tanınmış âlimlerimiz iştirak edeceklerdir. Büro şımdıden faalıyete geçmış bulunmaktadır. Söylenildiğine göre eserin kısa bir zamanda \e fasiküller halinde neşri mutasavverdir. Bu mühim teşebbüs hakkındaki fikirlerimizi yazmadan evvel İslâm Ansiklopedisinden kısaca bahsedelim: Almanca, fransızca ve ingilizce ayrı ayrı üç nüsha olarak neşredilen eserin tab'ına 31 sene evvel (1908 de) başlanmıştır. Umumî Harb sıralarında ve onu takib eden senelerde neşri biraz sekteye uğrayan Ansiklopedi nihayet 23 sene evvel ikmal edilmiştir. Şimdi eserin tamamlayıcı cildi yani zeyli fasikül halinde neşrolunmaktadır. Eser dört büyük cildden ve bir de bunların zeylinden müteşekkildir. (Beher cild takriben 1200 sahife). Islâm Ansiklopedisi müslüman milletlere aid bir biyografi, tarih, coğrafya ve etnografya lugatidir. Eser tamamen ilmî gayeler gözönünde tutularak vücude getırilmiş, her madde o sahada en ziyade salâhiyet sahibi olan âlime yazdırılmıştır. Bu âlimler arasında muhtelif milletlere mensub bütün tanınmış müsteşrikler mevcuddur: Meselâ Barthold, Kowalski, Kramers, Houtsma, Hartmann, Clement Huart, Brockelmann, Mordtmann, Nicholson, Menzel, Minorsky, J. Deny, Diez ilâh.. gibi. Bunlar arasında tejt Türk âlimi olarak muhterem hocamız Prof. Fuad Köprülü de Ansiklopedinin Türk edebiyatı maddesini yazmışlardır. Ansiklopedi, her noktai nazardan tam bir ilim eseri, bu sahada tek kalmış mükemmel bir müracaat kitabıdır. Eserde Türk tarıhine ve edebiyatına, Türk ka vimlerine, Türk ellerinin coğrafyasına hulâsa Türk kültürüne aid pek çok madde ler vardır. Garb müsteşriklerinin asırlar danberi sistematik çalışmalarla vücude getirdikleri bilgileri hulâsa eden bu beynelmilel eserin türkçeye çevrilmesinden doğacak faydalan burada tafsile ve izaha lüzum bile görmüyoruz. Bizde tek bir müellif kaleminden çıkmış olan Kamusülâlâmdan ve buna benzer bir iki eski ve ilmî kıymeti az tarih coğrafya lugatinden başka bu sahayı uzaktan olsun aydınlatacak tek ciddî eser yoktur. Bu itibarla î«lâm Ansiklopedisinin türkce nüshası büyük bir ihtiyaca karşılık teşkil etmiş olacaktır. Arablar, bu işe bizden çok daha evvel teşebbüs etmişler ve îslâm Ansiklopedisini erabcaya çevirmişlerdir. Mısırda vücude getirilen bu tercüme ayrıca Arab âlimlerinin tenkidlerini, eserin aslmdaki yanlışları düzelten notlarını, şerhlerini ihtiva etmektedir. Simdi Eclebîyat fakültesinin giristigi tehakkındaki düsüncelerimizi de Kolloyidlerin rolleri Sun'î ipeğin ihtiraı amprikti. Hatta bugün de amprik usulle imal edilmek tedir. Cıvalı termometre mikyaslarından birini koyan Reaumur 1754 senesinde «ipek kurutulmuş olan mayi halindeki bir tutkaldır; tutkal ve reçineden ipek yapamaz mıyız?» demişti. Sun'î ipek ilk defa olarak 1886 da Kont Hilsire de Chardounet tarafından yapılan bir tecrübe ile meydana getirilmiştir. Bu tecrübede münasib yapışkan mahluller parlak elyaf haline sokulmuştu. O günlerde sun'î ipeğin bir kolloydal kimya mevzuu olduğunu kimse takdir edemezdi. Muhteriler nazarî mütalealara değil, tecrübî usullerle faydalı maddeler istihsalini düşünüyorlardı. Fakat bugün bu nevi meseleler tatbikı kolloydal kimya mahsulüdür. Türkiyenin bugüne kadar îngilteıe ile akdettiği mukavelelerin en mühiıntni, Brassert firmasile yaptığı 3 milyon liralık mukaveledir. Büyük Britanya, k:ymetli bir mesai refiki şöhretini muhafaza etmek ve Türk Ingiliz münasebatını daha esaslandırmak istıyorsa, bu gibi mukaveleler akdine çalışmalıdır. Bu kabil mukavelelerin çoğalmasına mâni olan sebeb ne Türklerin hüsnü niyet noksanı, ne de Ingilterenin Türk hüsnü niyetine karşı itimadsızlığıdır. Türkiyedeki döviz fıkdanı ve îngilterede, Türkiyenin kendisine satabileceği malların İüzumundan fazla mevcud bulunması bu hususta engel teşkil ediyor. Maamafih îngiltere, Ingiüz müteşebbislerinin, alacaklarmı Türk etnteası halinde almalarının, Türk Ingiliz dostluğile beraber Akdeniz istikrarıaı da temin edeceği kanaatindedir. îngilterenin Akdeniz çevresinde yatan sermayelerini, bu memleketlerden sonra, Suriyede, Fihstinde, Kıbrısta ve Irakta da buluruz. Mısırdaki Ingiliz sermayesi 20 milyon Ingiliz lirası raddesindedir. Bu sermaye kısmen düyunu umumiyede, kısmen Süveyş kanalında, kısmen de hususî teşebbüslerdedir. diyen nişan talimi yaptnakla gemiier ve tayyarelerle çevrili Malta, tabiatile, îtalyanm vücudune batmış bir dikendir. Malta ile Sicilya sahili arasında ancak doksan kilometre mesafe vardır. Açık ha\ada, Etnadan bakınca Malta görünür. Hiç bir devlet, kendi sahillerine bu derece yakın bir noktada, yabancı bir devlet istihkâmı mevcud bulunmasına tahamcnül edemez. Bu vaziyet, îtalyanın, bu yabancı kuvveti zâfa düşürmeğe çalışmasını intac etmektedir. Bu teşebbüse de, 1935 îngiliz îtalyan kavgasından çok daha evvel başlamıştı. îtalyanlar, Maîtalılar üzerinde, ırk ve akrabalık sebeblerile, sempati uyandırmakla öğünürler. Fakat bunda aldamyoılar. îddialarının boşluğunu gösteren şey de lisan meselesidir. Kıbrısa gelince, orada, Maltaya nazaran daha sinsi ve daha kuvvetli bir ecnebi nüfuzunun, halk tabakalarımn derinliklerine kadar nüfuz icra etmeğe çalıştığı hissedilmektedir. Ancak, Habeş harbindenberi Kıbrıslıların zihnıyetınde bir değişiklik husule gelmişıtir. Halkm ekseriyeti Rum olduğu için Yunamstana karşı duyulan derin bağlılık, Yunan hükumetinin îngiltere üzerinde herhangi bir tesir yapamıyacağı kanaatinden mütevellid bir tevekkülle, îngiliz hâkimiyetir.e tahammül kararma, yerini bırakmıştır. Kıbrıshlar, Îngilterenin îtalyan idaresine müreccah olduğu kanaatindedirler. îtalyanın, on iki adayı işgali hâdisesine inzimam eden ve îtalyanın haddinien fazla kalabaLk bir nüfusa sahib olduğunu, Radosa birtakım köylüler iskân ettiğini bildiren haberler, Kıbrıslılan kuşkulandırcnıştır. Bu vaziyet karşısında, Kıbrısın Yunan hâkimiyeti altına girmesini isteyen en ateşin milliyetperverlerin bile, Kıbrıs topraklarında bir Ingiliz üssü vücude getirilmesinde ısrar ettikleri görülmektedir. tngilterenin dört üssü İngiltere, ihtişam içinde büyüyerek Akdenizdeki mevzilerini, Cebelüttarıktan Maltaya, sonra Mısıra vc nihayet Filistine kadar yaydığı devirlerde, zapt'ttiği kalelerden herbirini sırf kendi kuvvetlerile müdafaa edebilecek iktidardaydı. Bugünkü vaziyeti büsbütün başka türlüdür. Hükmetmekte bulunduğu milletler, kendilerine hâs bir istikamette inkışaf etmişlerdir. Öyle ki, îngilterenin emniyet ve selâmeti, şimdi sadece kendi kudretine değil, aslî sekenenin keyfıne vabeste bulunmuştur. Cebelüttarık bu âmilin en az tesiri altmda bulunan müstemlekedir. Ahalisi normal garnizon mevcuduna nispeten fazla değildir. Esasen Cebelüttarıktaki nüfus sayısı, iki y'iz senedenberi devam eden Ingiliz işgali sayesinde yerleşen Ingiliz dostluğundan dolayı, ehemmiyeti haiz değildir. İdare başında bulunan aileler îngiltere tahtına karşı olan sadakatlerile iftihar ederler. Halk tabakası da, içtihad bakımmdan değilse bile, maddî sebeblerle onlara imtisal etmektedirler. Uzun zamandanberi, Ingiliz parasile yaşamağa, bol ücret almağa alışıktırbr. Kendi aralarında konuştukları lisan ispanyolca ise de, yerlilerin çoğu ingilizce konuşur. Bunun neticesi olarak muhtelit izdivaclar tevali eder. Ne sillerdenberi, îngiliz askerleri, bahriyelileri ve polis memurları Cebelüttarıklı kadınlarla evlenırler. îngilterenin Cebelüttarıkı bırakıp Centa'yı ilk fırsatta onun yerine ikame etmesi taraftan olanlar, Cebelüttarık limanın:n son derece tehlikeye maruz olduğu kanaatindedirler. îspanyol sahiline yerleştirilecek olan toplar, bu lıtnanı kolayca ateş altına alabilir. Halbuki Centa, Cebelüttarıka sevkülceyşî iki noktadan faiktir. Lima nı, kara cihetinden mahfuzdur ve iyi bir tayyare meydanı vardır. Lâkin bütün bunlara rağmen, Centanın bir mahzuru vardır ki o da, 60,000 nüfuslu bir şehir olmasıdır. Nasyonalist olduğuna şüphe buiunmıyan bu halkm mevcudiyeti, Cebelüttarıkta bulunmıyan bir mahzurdur. Büyük Britanya, Akdenizin başka hiç bir tarafında, Cebelüttarıkla kıyas edilebilecek bir sükun ve huzura mazhar değildir. Diğer üç müstemlekesinin üçünde de, yerli halkı Îngiltere aleyhine tahuk eden âmiller vardır. Bu üç topraktan, o âmillerin en az nıüessir olabildiği yer de Maltadır. Maltalılar, esas itibarile, îngiliz tabiiyetinde bulunmaktan memnundurlar. Ekserisi, müstemlekelerın çoğunda bulunmıyan daimî iki sebebden dolayı, Ingiitereyi, rakibi olan İtalyaya tercih ederler. Evvelâ, îngilterenin Malta adasırıda sarfettiği büyük paralar, doğrudan doğruya adalıların cebine girer. Her sene, Maltaya üç milyon îngiliz lirası yağar ve bunun yarım mılvonu dok amelesinin ücretini teşkil eder. Maltalılar, orta Akdenizde sayısız üsse sahib olan îtalyanm, Maltalı isçıye karşı daha az cötnerd davranacağını bilirler. îkinci derecede ârr.II, Maltalıların, İngiliz hâkimiveti altinda. kendi kendüerini idare etmlleri kevfivetidir. Silâhlarla tıklım tıkiım dolu, mütema îngilterenin Türkiyeye yaptığı ihracatı biraz gayritabiî bulsak yerinde olur. Çünkü Karabük fabrikası ve sair îngiliz kredisinden istifade edilerek yapılan tesisat dolayısile Türkiyeye fazla îngiliz malı giriyor. Halbuki Türkiyenin îngiltereye yaptığı ihracattaki düşüklük hiçbir sebeble kabili telif değildir. Zahirî sebeb Türkiye mallarının başka memleketlerde bulduğu fiatı îngiltereden bulamayışıdır.» Raporda zahirî sebeb olarak ileri sürülen noktai nazar, bizce, hakikî sebebin ta kendisidir. İhraclık mallarına bazı piyasalarda klering yolile veya takas şeklile de olsa daha müsaid fiat bulan Türk ihracatçısı malını daha ucuza satmak istemiyor; buna mukabil başka piyasalarda daha düşük fiatla alabileceği eşyayı İngiliz ihracatçısı da pek tabiî olarak daha yüksek fiatla almak yoluna gitmiyor. Meselenin basit şekilde hulâsası şu olmakla beraber bunun düzelmesinden ümidi kesmek mi lâzımdır? Asla! Çünkü az bir himmetle ve hüsnüniyetle bu vaziyeti ıslah kabildir ve bu yapılmahAncak, îngiltere bu vaziyetten istifade dır. îki memleket dostluğunun buna ihtiedememiş, Kibrıslılar: koyun sürüsü gıbi yacı vardır. • • . . . " , . ' • F. G. idareye devam etaıiştir. Filistinde ise, Britanyanın emniyet ve selâmetini muhafaza meselesi büsbütün başka manzaralar arzeder. Maltada ve Kıbrısta, iş nihayet paraya dayamr. Filistinde psikolojik bir mahiyeti vardır. Zira, gerek Arablarda, gerek Yahudılerde, mılliyet ihtirasları maddî menfaatlere galebe çalmıştır. îngilizleri en fazla üzen de bu nevi işlerdır. Yurdseverlikleri, menfaatlerle ve aklı selım ile ölçülür. Heyecanlı bir yurdseverlik karşısında kaldıkları zaman bunun cevherini kavrayamazlar ve böyle bir hâdise ile uğraşmak mevkiinde bulununca şaşırırlar. Filistin meselesi bu nevi bir milliyet meselesidir ve çok geniş mikyasta bir hareket tevlid ettikten başka islâmiyet ve yahudilik gibi iki büyük din mensubları arasında cereyan etmektedir. Îngilterenin Filistin: tatmin edememiş olması kısmen kendi kabahatidir. Harbden sonraki îngiliz siyaseti tetkik edilecek olursa, iki tehlikeli zâf göze çarpar. Arablara ve Yahudılere yaptığı vaidlerın vuzuhsuzluğunda bugünkü tehlikenin tohumu mevcud bulunduğunu anlavamamış olması, İngılterer.in en büyük kabahatidir. Arablara vadedilen topraklara o kadar müphem bir hudud çizilmişti ki, Arab ileri gelenleri bu hududun bütün Filistini içine aldığmı, îngilterenin bütün itirazlarına rağmen, iddia etmekte hak kazanıyorlardı. (Devam edecek) Onu eve karısı davet etmis! Büyükadada geçen bir hâdise, cürmü meşhud mahkemesine intikal etti Büyükadada kibar ve zengince bir ailenin oturduğu köşkte evvelki gece olan ve konu komşuyu uyandıran bir hâdise, dün meşhud suç müddeiumumiliğinden jeçmiş ve pazar nöbetçisi İstanbul asliye dördüncü ceza mahkemesinde muhakeme safhası başlamışıtr. Hâdise, Büyükada, Tepeköyün Cami mahallesinde Cami sokağında 5 numaralı evde olmuştur. Bu evin sahibi, Jiili Giz isminde bir Fransız kadınıdır. îsviçreli Verner Kroyger'le karısı Anjel Kroyger ve kızları Edit Selyan, bu kadının bahçe içerisindeki köşkünün bir kısmında kiracıdır. Edit, Berç Selyan adlı bir ermeni gencinin kansıdır ve memede bir çocuğu da vardır. On beş ay evvel sevişerek evlenen bu çift, sekiz aydanberi ayrı oturuyor. Damad, Büyükadada bir pansiyon kiracısıdır. Çünkü, kaynanasile araları açıktır. İşte evvelki gece damadın eve içmiş olarak gelmesi ve kaynanası tarafından kovulması üzerine, mesken masuniyetini bozarak girdiği evde, kaynanasını ve bu arada karısını ölümle tehdıd ettiği iddia olunmaktadır. Dün akşamki muhakemede kaynana haric olmak üzere, bu isimleri geçenler hazır bulunmuş, baba kız, davacı yerine geçmişler, delik*nl:, eve karısının davetile gittiğinı, kaynanasının sövdüğünü, kendisinin içmiş bulunmakla beraber ölümle tehdidde bulunduğu doğru olmadığını söylemıştir. Birkaç şahid dinlenilmiş ve kaynana ile başka bazı k:mselerin de mahkemeve çağırılmaları kaıarile, muhakemenin devamı ağustosun yirmi beşinci günü saat on dörde bırakılmıştır. Serbest bırakılan Berc Selvana muhakemenin bırakıldığ; günde mahkemeye geimesi lüzumu anlatılmıştır. kaydedelım: Duyduklarımıza göre eser, bir defa tam olarak ve aslına sadık kalınarak türkçeye çevrilecektir. Bu şekil esasen zarurıdır. Tercüme işı ıçın yardımlarına müracfaat edilecek zevat ilmî metinlerı vabancı bir dilden türkçeye çevirmeğe hakikaten muktedir ve ayrıca islâmî ilimler sahasında da ilmî otorite sahibi bilginler olmalıdır. Şimdiden şayi olan isimlere göre bu heyetin seçilişinde bahsettiğimiz ci hetlerin nazarı itibara almacağı anlaşılmaktadır. îslâm Ansiklopedisinin tercünnesi için yalnız lisan bilmpk » "•nıe irin iktidar sahibi bulunmak kâfi değildir. Muhakkak ki bu sahalarda çalışmış ol Karışık bir ameliye olan boyacılıkta kolloyidler mühim rol oynarlar. Pamuk, mak, azçok islâmî ilimlere, islâm tarıhine, coğrafyasına aid tabirleri, ıstılahları, ismi ipek, sun'î ipek ve yünün bünyeleri kol loydal mahiyettedir. Kumaşlara mah hasları tanımak lâzımdır. îslâm Ansiklopedisinin türkçe nüshası sus boya kazanlarındaki renk veren madşüphesiz ki eserin aslından pek farklı ola deler kolloydal şekilde bulunmakta olup caktır. Bir defa, asıl eserdeki bir çok mad kolloydal cesametteki boya zerreleri madeler oek eskimiş malumatı ihtiva etmek yide yüzmektedir. Boyacılık san'atı boyanın kolloydal zerrelerini kumaş elyatedirler. Çünkü bunlardan mühim bir kısfmın kolloydal zerrelerine yapıştırarak mı 2030 sene evvel yazılmışlardır. Bunbunların etrafında renkli tabakalar teş larin yenileştirilmesi zaruridir. Saniyen, bu kil etmekten ibarettir. Boyacılık bakımınmaddelerden mühim bir kısmı muhtelif zadan pamuklu kumaşlar ipekli ve yünlümanlarda Tiuhtelif âlimlerin şiddetli tenkilere nazaran serttir. Pamuğun kolloydal dine uğramıştır. Hatalı yahud eksik ve bizerreleri billurî olduklan halde ipekle yünaenaleyh tevsie ve tashihe muhtac bu kanün zerreleri böyle değildir. bil maddelerin düzeltilmesi ve türkçe nüsPamukta boya tabakaları billurî kolhaya yanlışsız ve tam olarak sokulmaları lâzımdır. Aynca İslâm Ansiklopedisinin loydal zerrelerin pürüzsüz yüzlerine ya türkçe nüshası asıl eserde mevcud bulun pıştırmağa çalışırken Tcaydıkları halde mıyan fakat millî kültürümüzü yakından ipek ve yündeki amorf (şekilsiz) ve püve uzaktan alâkadar eden birçok yeni rüzlü yüzlere daha kolay yapışırlar. Bimaddeleri de ihtiva etmelidir. (Öğrendiği naenaleyh pamuk elyafmdaki billurî zermize göre bu kısım çalışma programında relerin boya zerrelerini alabilmeğe rnü said hale getirilmelidir. Bunun için paesasen mevcuddur.) muk zerrelerine kolayca tespit edilen Mütehassıs zevat tarafından tespit edi hususî kolloyidler kullanıhr. Mordant lecek ve Türk bilginlerinin kaleminden çı denilen bu madde tabakasındaki sabit kacak olan bu yeni maddelerin ilâvesile zerreler boya zerreleri için münasib yuva Ansiklopedi muhakkak ki aslından daha olurlar. değerli bir ilim abidesi haline getirilmiş oKumaş, mordant ve boyanm kolloylacaktır. dal zerrelerini birbirine bağlıyan kuvvetMaamafih bütün bu işlerin pek kısa bir ler umumiyetle ejektrikidir. întihab edizamanda hal ve iLnal edilmesini beklemek îen mordantların zerrelerindeki elektrik de doğru olamaz. Bu işte çalışanlar gerek hamulelerinin işaretleri boya zerrelerintercüme ve gerekse telif faaliyetinde mu deki elektrik hamuleleri işaretlerinden hakkak ki birçok giiçliiklerle, birçnk mü rarklıdır. Boya rcuclcıi kuınaşd tespit him meselelerle karşılaşacakkrdır. Bunla edilmiş olan mordant zerreleriîe temasa rın halledilebilmesi de azçok zamana mü geldiği zaman mukabil işarette olan etevakkıf olacaktır . lektrik hamuleleri bunları birbirine yapışMaarif Vekilliğinin ve Edebiyat fa tırır. kültesinin, millî kültürümüze bir hazine Bazı ahvalde boyalar doğrudan doğkazandıracak olan bu değerli teşebbü^le ruya kolloydal teressüble tespit edilir. rine ilim adamlarımızın ellerinden geldiği Kazandaki kolloydal zerrelerin cesametkadar yardım edecekleri şüphesizdir. Ese leri pek küçük olup kumaş elyafı içine rin istenildiği sür'atle ikmali ve neşri ancak kolayca girerler. Tuzlu bir mahlulün ilâumumî bir alâka ile imkân dahiline girebi vesi küçük boya zerrelerinin pıhtılaşarak Iecektir. büyük zerreler haline girmesine sebeb o1 A. C. ÖTÜKEN lur. Bu büyük zerreler kumaş elyafı arasında sıkışıp kahrlar. Kumaşın elyafmi teşkil eden zerrelerin sathmda tabakalar Uludağda otel ihtiyacı halinde teressüb eden boya zerreleri kolBursa (Hususî) Sekiz on sene evvel loydal cesamette olmasından dolayı ziUludağda yapılan bir otel ve bir kaç sene yayı aksedemiyecek derecede küçüktürönce buna ilâ,ve edilen bir kayakevi; Uler. Bunların renk tesiri ziyanın yayılmaludağın güzelliklerine hayran kalıp ta buraya gelenlerin hepsini barındıracak smdan mütevellid olup husuîe gelen renk vaziyette değildir. Tehacüm şekjinde ar şeffaftır. Teressüb eden boya zerreleri tan bu rağbetin ancak yüzde birini kar nin kaynatma ameliyesile pıhtılaşarak' şılayan otel, bir aydanberi üniversite büyümemeleri lâzımdır; aksi takdirde profesörleri tarafından işgal edilmiş bu zerreler ziyayı aksedecek derecede büyülunmaktadır. Bunun için, otele gelmek müş olurlar. Böyle olursa parlak renkli istiyenlere mecburen müspet bir cevap ince bir kumaş kaynadıktan sonra donuk, verilemernekte; haber vermeden gelen kaba ve beyazımtırak bir kumaş halini ler geri dönüp gitmek zaruretinde kal alır. Bir parlak rengin beyazımtırak renk maktadırlar. Daha evvel İstanbul ve An haline geçmesile bayat ekmeğin taze ekkaradan telgraf ve mektubla müracaatte meğe nazaran beyaz görünmesi sebeb « bulunmuş olanlar nöbet beklemektedirleri birdir. ler. Bu hal bize Uludağda müstacelen en Prof. Salih MURAD az 200 yataklı bir otelin daha yapılması îâzım geldiğini anlatmaktadır. ı Londrada inşa edilmekte olan sığmak J Bursa mahkemesinde mahkum olanlar Bursa (Hususi) Bir arazi meselesi yüzünden Kayapa köyünde maliye tahsildan Cemal ile köy korupusunu öldürmekten suçlu olup evvelce idama mahkum edılmışken temyiz mahkemesince lehte verilen nakız kararına uyularak rnuhakemeleri tekrar yapılan ayni köyden Süleyman 26 sene ağır hapse, babası Kadri pehlivan da 8 sene 4 ay ağır hap se mahkum edilmişlerdir. Bundan başka Süleyman, tahsildarın ailesine bin lira, gene Kadir pehlîvanla Süleyman korucunun ailesine beşer yüz lira tazmınat vermeğe mahkum edilmişlerdir. Bursada bir muskacı yakalandı Bursa (Hususi) Kudüslü olduğu halde Balkan hanında bir odada oturan 68 yaşlannda hoca Abdullah Atılan nammda birisinin Aksu köjünde Şerif K3labulutun evinde muskacılık yapmakta olduğu hsber ahnmış ve Kudüslü hoca, muskalarüe birlikte jandarmalarımız tarafmdan yakalanmıştır. İsviçreye gönderilen kozalar 10 seneye mahkum oldu Bursa (Hususi) Çalıköyünden Ibrahim Etemi öldüren Ali Çiçeğin muhakemesı bıtmiş, daha evvel maktul Etem tarafından kendisi yaralandığı için Ali Çiçeğin taammüden bu suçu işlediğine dair olan iddia tezahur etmediğinden maznunun on iki sene ağır hapsine k ^ rar verilmiş fakat suçu işledıği tarıhteki yaşı nazan dıkkate ahnarak ceza on seneye indırilmiştir. Ali Çiçek ayrıca maktul Etemin veresesine 400 lira para tazminatma da mahkum olmuştur. Bursa (Hususi) Trakya ve Bursa kozalardan kuru mahsul olarak 10,000 kiloluk b:r parti İsviçreye ihraç edilnr.ştır. Bu partı 225 kuruştan muamele görmüştür. Kozalarımızla Fransız ihracatçılan da yakından alâkadar olmaya başlamışlar Zonguldak Halkevinin gezisi Zonguldak 20 (a.a.) 100 kişilik dır. Esasen Türk kozası ve ipliğı Fransada ötedenberi beğenılmektedir. İleride bir Halkevi grupu Devrek Halkevıni ziİngiltere Londrada 8.000 kişi alacak büyük bir sığınak inşa edilmekkozalarımızm Fransaya Takas suretile yarete gitmiştir. Bu gaziye Vali de işti tedir. Sığmakta içindekileri hava taarruzlarından masun kılacak en modern ıhracına başlanacağı ümid edümektediı; rak etmiştir. tesisat bulunacaktır.