Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Ağustos 1939 CUMHURfYET AKDENİ'ZDE Iktısadî hareketlcr Izmir Enternasyonal Fuarı PAZABDAN PAZAPAI Hava manevralarmda İki yabancı kelime Biraya ragbet Açık hava sinemaları İLİMKÖSESİ İHTİRALAR KESİFLER Yıldızların doğumu Yıldızların yoktan var olmayıp, esaşen mevcud olan malzemeden meydana gel miş olduklarına inanmak mecburiyetindeyiz. Astronomlar yıldızın doğumunu beklemek için teleskopun ne tarafa tevcih edile ceğini bilırler. Yıldız hayatının izleri üzerinde gerıye, membalarına doğru yürürsek ağırlıklarının ve parlaklıklannm gittikçe arttığını ve kesafetlerınin gittikçe azaldı ğını görürüz. Hakikî membaı bulmak için en parlak ve rakik olan maddeyi arama lı, işte bunun için nebulalara bakarız. Muhtelif neviden nebulalar varsa da en mühimleri (helezonî nebula) veya (bevaz nebula) denilen nebulalardır. Gerçi bu nebulalar birçok şekillerde bulunmak ta iseler de bir tek tekâmül zincirini teşkil ettikleri görülüyor. Bunlar ilk safhalarında daire veya elips şeklindedir; bazılan da iki uclan dışarıya doğru çekilmiş elipslere benzer. Riyaziyeciler bu şekillere mana vermekte zorluk çekmezler; bu şekiller muhtelif sür'atlerde dönen gaz kütlelerinın alacakları şekillerdir. Büzülerek devir sür'ati mütemadiyen artan bir gaz kütlesinın müteakıben bu şekılleri aldığına bakarak nebula şekillerinin daireden başlı yarak iki ucu çekilmiş elıps şekline geçeceğine inanıyoruz. Bundan fazla büzülen gaz kütlesinın ne şekıl alacağını riyaziyecilerden öğreniriz. Bir mihverinin iki ucu dışan çekilmiş nebula, bu mıhvere amud bir mihver etrafında öyle bir sür'atle dö ner ki bu sür'atte üstüva hattında cazibe ve santrifüj kuvveileri bırbirini ifna eder. Bundan sonraki safhaya gehnce, Laplace faraziyesinin bıldirdıği gibi, üstüva hattında bulunan zerreler büzülen ana kütleden kurtulup mekânda muallâkta kalırlar. Nihayel Zühal halkasına benziyen halkalar teşekkül eder. Nebülaların üstüva müstevilerine amud mihverler etrafındaki seri devir hareketleri spektroskopla tetkik edi lir. Bu nebulalara devir mihverleri istika metınde bakıldığına göre maktalarırun, Zühal halkalarında olduğu gibi, daire şeklinde görüleceği zannedilir. Gerçi maktaları daire şeklinde olan nebulalar varsa da bunlar umumî olmaktan ziyade nadir olanlardır. Mekânda izole edilmiş bir tek nebula voktur. Her birinip^.^^rr'iılan ciinps ypayın arza tatbik ettıgı gıbı, med ve cctir kuvvetleri tatbik ederler. Arzda oTthığu gibi nebülaların üstüvasmda da iki azamî med ve iki de azamî cezir noktalarının mevcud olmasından dolayı üstüva müstevıleri daire şeklinde olmayıp elıpse yakmdır. Binaenaleyh nebula büzüldükçe geri i kalan madde Laplace'ın tasavvur ettiği ' gibi daire şeklinde değildir. Helezonî nebulalara devir mihverleri istikametinde bakılırsa merkezî cismin ha J ricindeki maddeler nebulanın üstüvası ü : zerindeki iki mukabil noktadan fışkıran filamanlar gibi görünür. Nebulanın gaz kolları (yanı fılaman) parçalan birbirine yapışmağa kâfi derecede kesif ise bu kollarda tekâsüfün vukua geleceği riyazî tahlillerle ispat edilebilir. Bu kollar pek rakik ise sekillerini muhafaza edemeyip, açık kalan bir havagazi musluğundan çıkan gaz s gibi, etrafa yayıhr. Eğer bu kollar kâfi * derecede kesif ise tekâsüf ameliyesi musluktan akan suyun damlalar teşkil et i mesi gibi, muhtelif safhalar teşkil eder. 1 Riyazî tahlil bu damlaların teşekkülünii 1 tahmin etmekle kalmayıp bunların kütle lerıle aralarındaki mesafeler beynindeki nispeti bile tayin eder. Bunların mekândaki zahirî mesafeleri ve parlaklıklannı ölçmekle bu nis pet tayin edilebilir. Komşular arasındaki me<afeyi göktek; zahirî mesafe ile kıya» ederek nebulanın bizden olan uzaklığı tavin edilebilir. Bizi en çok alâkadar eden mesele kütlelerin hesabıdır. Nebulalardaki bu tekâsüfle pek ağır, vasatî yıldızlardan daha ağır, malum yıldızların en ağırı kadar ağır vildızlar teşekkül eder. Bu suretle nebülaların tekâmül zincirinin son halkaları yıldızların tekâmül zincirinin ilk halkalarına uvar. Bu halde kâinatın tekâmül zincirinin lk halkalarında helezonî nebulalar ve son halkalarında Proksina Centouri gibi en karanlık ve küçük yıldızlar bulunur. Iktısadî bünyemizin mühim bir uzvu haline gelen ve bütün dünyada mümtaz bir mevkıi bulunan «îzmir enternasyonal Yazan: SERVER BEOİ fuarı» bugün açıhyor. Hava manevralarında Biraya rağbet 1927 şubatının 17 nci günü Izmirde Dünkü hava makurulan ilk millî ıktısad kongresinde Ebe1914 te, îngilterenin denizaşın mem dî Şef Atatürk, Türk ikrısadiyatına veçnevralarında Istanleketlerdeki sermayesi on milyar îngilii he veren büyük nutkunda şöyle demişti: bul yüksek bir terbilirasını tecavüz edivordu. Fakat, harbsonye seviyesi gösterdı. «Yeni Türkiııemlzi lâyık olduğu merleDisiplin mükemmelHarb »onrası scneleri zarfmda, diplo rası vaziyeti, eskisine nazaran tamamen beye isal edebilmek için behemehal ikhsadeğişmiş, o dev rde îngiltere kendı şedı. Halk da, hükumasinin konferanslarda hükmünü icra etdiyatımıza b'vrinci derecede ehemmiyet raitini kendisi dikte ederken, bugün met de birbırini tebtiği sıralarda, bu cihet gözden kaçmıştı. vermek mecburiyetmdeıjiz.'» rik etmelidir. Hava Konferanslar metodu sukut eder etmez Nasyonalist mernleketlerin şartlarına uyIşte, Atatürkün îzmir kongresindekı mak mecburiyetınde bulunmuştur. hücumu pek muhayderhal eski kıymetini buldu. 1935 te, İnyüksek irşadlarından doğan büyük iktıyeldi ama ahalinin Bu itibarla, 0 sermayelerin, mahiyeti giltere, otoritesini tanıtmak teşebbüsüne sadî eserlerden biri de îzmir enternasçevikliği ve soğukdeğişmiş ve bugün yatmlan paralarm, ag«çtiği zaman, İtalyayı takbih hususunda yonal fuarı oldu. kanhfığı pek hakiittifak eden elli bir devletin manevî mu lelâde bir ticaret müessesesi sermayesinİlk defa millî iktısad kongresinden bir kiydi. Düdükler çalmağa başlar başladen farkı kalmamıştır Eskisi gibi, sıyasi Bira fiatları ucuzladıktan sonra bira zaheretine rağmen, bu teşebbüsünün akim sene sonra, Îzmir Valisi General Kâzım kaldıgmı gördü. Çünkü, Akdenizdeki bir tazyik yapacak \aziyette değillcrdir. Diriğin himmetile îzmirde San'atlar maz, caddeler ve sokaklar kısa bir anda bulmak mümkün olmuyor. Kapışıyorlar. boşaldı. Hiçbir yerde acele, telâş, yay Acaba ucuzladığı için biraya bu kadar Ingilizler, şarkî Akdeniz çevresine 300 kuvveti o zaman pek düşüktü. mektebinde «îzmir 9 eylul sergisi» nagara alâmeti yoktu. ile 400 milyon lira arasında sermaye yailtifat eden kımler? Eskidenberi alkol mile bir sergi kuruldu. îtiraf etmeliyiz ki Ingilterenin yeniden silâhlanma progtırmışlardır. Bir Akdeniz harbinin intac Dün akşam birrok aileîerde şuna ben kullananlar mı? Olabilir ki bira ucuzlaSan'atlar mektebinin mahdud odalarına ramı ilân edilince, bu haber, zayıf düşedeceği zararlar, bu bakımdan çok müyınca, ötedenber. rakı içenlerden bir kıssıkışıveren bu sergi fevkalâde basitti. Fa zcr konuşmalar olmuştur: müş bir vücude kan vermek ameliyesi gihim olabilir. mı âdetlerini değiştirmeğe başlamışlardır. kat bunda büyümeye, zenginleşmeye Kadın kızına sorar: bi tesir yaptı. Gerek îngilterede, gerek Meselâ Yunanistanda, îngiliz sermaye müstaid olan bir darlık seziliyordu. Bu Öyle ise içki inhisarı, rakı denilen zıkkıbaşka memleketlerde daha az harbcu bir Sen ne yaptın, Şadan? darların yatırdıkları para, diyunu umu teşebbüs, 1927 de tekrarlandıktan sonra ma rağbeti azalttığı için umumî sağlığa dcvayı tercih edenler pek çoktu. Fakat Anneciğim, diidükler çalınca ben ve ahlâka da hizmet etmiş olur. miyenin en büyük kısmını teşkil ettıkten bir daha tekrarlanamadı, ta 1933 seneumumî paktların ve umumî konferansların caddede idim. Hiç telâş etmedim. YakınYok, eğer rakı içenlerden bir tanesi bio mes'ud devrini yadederek sızlanmanın başka, sanayi vc umumî hizmet müesse sine kadar... da bir sinema vardı, üstüne «sığınak* yazNihayet 1933 senesinde lzmirin faal mışlar, oraya girdim. Büfenin yanında le mekruh âdetinden vazgeçmemiş de, uhiçbir faydası yoktur. Gene Akdeniz lo selerine koyduk'an seımayeler, diğer eckarnosu fikri, bugün köhneleşmiştir. Bu nebi mecnleketlerin istirak hisselerinden Belediye Reisi Behçet Salih Uzun bü durdutn, resimlere baktım. Zara Leander cuzluğuna kapılarak biraya dadanan yeni günkü gün, birkaç kişinin kuvveti bir ki kat kat fazladır. 89 müyon lirayı bulan yük bir teşebbüse giriştiği görüldü. Büyük yeni bir film çevirmiş, anneciğim. Resim bir ayyaş sınıfı peyda olmağa başlamışsa, şinin kuvvetine galib gelmekte berdevam düyunu umumiye yekunundaki îngiliz bir şehirci olan muhterem doktor, Cum lerini görsen bay:lırsın. Hani geçen sen« vay halimize! Çünkü bira, bir bakıma, rakıdan daha tehlikelidir. Evlerde gıda n;dır. Fakat muahedelerin kıymeti, şimdi hissesini bertaraf edersek, Atinanın elek huriyet meydanı arkasındaki sahada «îz ki filmi yok mu, işte 0... trik tramvay ve otobüs işlerine yatuılan mir 9 eylul panayırı» namile bugünkü enyetine, ilâc niyetine, şifa niyetine çoluk çoye kadar emsali görülmemiş bir seviveye Kadın onun sözünü kesertk oğluna dücuğa kadar herkes bira içcneğe başlar. Şıdüstüğünden, milletlerden mütesekkil bir sermaye takriben bes milyon îngiliz li ternasyonal fuara ilk adımı teşkil eden«r: şesinin peşinde «iyidir, besler, semizletir, ittikadın, sür'atli bir müşterek harekete rasıdır. Yunan Emlâk bankasındaki İn» cek olan eseri vücude getirdi. Sen ne yaptın, Turhan? Bu ilk fuar. ancak 16 bin metrc mukanı temizler.» gibi efsaneler dolaştıran Reemeîini temin eden sa<?lam esas, bu mil giliz sermayesinin miktarı beş milyon, Ben tesadüfen bizim Jale ile bera bu içki, ne niyete içilirse içilsin alkoldür Hambro Bankasmın Yunan firmalarına rabbaı bir saha üzerinde kurulmutşu. Bu, letlerin menfaatlerindeki iştirake vabeste yatırdığı hisse bir milyon İngiliz lirasıdır. büyük bir tesebbüse doğru gitmekte olan berdim. Üstünde sığmak yazılı bir mah ve fazlası zaraı'ıdır. Ucuzladı diye süt kalıvor. İzmirlilere kâfi gelmedi. Yeni bir yer zcne girdik. Lakırdıya dalmışız. Orad'in ve su yerine bira içmeğe kalkmıyalım. Bu Işte bundan dolayı, asıl değeri olaı\ Bunlardan maada, daha birçok Yunan arandı. Nihayet bugünkü fuarın yeri bu çıktığımız zaman akşum olmuştu. içki arpadan yapılır ama, ne kadar ucuzbeynelmilel anlaşmalar, muvakkat bir va müessesatında îngiliz hissesi vardır. Kadın ihtiyar kocasına döndü: lundu ve 360,000 metre murabbaına kalarsa ucuzlasın, keselerimizin dibine dan Büyük Bıitanyanın Yunanistandaki ziyetin icabatmı karşılamak üzere aktedar genişliyen «Kültürpak» îzmir enter Sen ne yaptın, Bey? ekmek için de bire birdir. sermayesi, bazı noktalardan, eski siyasî dilen itilâflardır. vesayeti hatırlatmakta olmasına mukabil, nasyonal fuarı için daimî saha ittihaz e Civarda üç sığınak vardı. Ben de Açık hava sinemaları Akdeniz siyasetinde, bu nevi mss'uu dildi. bir tanesine, bir camıe girdim. anlaşmalara iki misal gösterebiliriz. Bın ayni sermayenin Türkiyedeki vaziyeti, Bir okuyucum da şöyle yazıyor: Îzmir enternasyonal fuarı bugün 430 si, Büyük Britanya, Fransa, Yugoslavya, son derece modern bir mahiyeti haizdir. Cami daha mı tmın? «Ben Pangaltıda otururum. Orada, bin metre murabbalık bir sahada kurulYujıanistan ve Türkiycnin, bir ltalyan ta Türkler, ecnebi sermayedardan, acı bir Değil mi >a, karıcığım... Bu sefer yüksek bir kahvede, açıkta sinema oynar. muş bulunmaktadır. Akuaryumlan, müarruzu vukuunda yekdiğerine mütekabi hâtıra taşıyorlar. Harbe tekaddüm eden Açıkta sinema oynar ne demektir, size zeleri ve hayvanat bahçelerile bu muaz bir harb olursa burada da, Avrupada len yardımda bulunmak üzere imzaladık altmiş seneyı onun tazyıkı altında geçirzam eser, tam bir tekâmül devresine da, Amerikada da bütün dünya Allaha arzedeyim: Her Allahın gecesi, uyku &aİarı ahidnamedir. îkincisi de, Akdeıut diler. Türkleri hassaten yolanlar Franatlerinde, civar mahallelerin ve sokaklavasıl olmuştur denilebilir. Fakat başta sığınmaktan başka ne yapacak? devletlerinin, korsan tahtelbahirlerine kar sızlardı. Fakat Almanlar, îngilizler, Be!rın hepsi, elli kişinin ağzından söylenen Belediye Reisleri olduğu halde daima İki yabancı kelime 51 yaptıkları eylul 1937 deki Nyon an çikalılar da, şimendiferden, fenerden sifilm şarkılarile çm çın öter; bombardıen iyiye doğru giden îzmirlilerin fuan Bir okuyucum bagaraya kadar, çeşid ç^şid işlerle bu yollaşmasıdır. manlar, silâh patlamaları, öfkeli haykırışçok daha mütekâmil bir şekle getirmek lar, ilânı aşklar. yedi mahallenin dayduBu anlaşmalann her ikisi de îtalyarıları maya iştırak edıyor^jfdı. Bu yalma tabi arzu&ile çırprndıklan görülüyor. Bunda na soruyor: gu dşiR.aııc ınınıuıaı, ıısuuictt... vcı.iüiı «Hava hücumuna tehevvüre sevketti. Fakat buna cnukab:l, rini miihalâaah bulacak olanlnnn. kıln Ja ıııuvaffak ulac<lklaıllia «sla jU^lıs vaıd resmi teblıglerde sesli bir filmin tarif ve tasnifine sığmıyan îngilterenin bu teşebbüsü, asude bir Ak metre tahsisatı isası iutçrinden ecnebiler dilemez. iki yabancı kelime çeşid çeşid patırtısı ve gürültüsü... Sizin denizin kıyılarında, huzur ve sükun için tarafından inşa edilmiş olan demiryollaF. C. göze çarpıyor. Biri semtte böyle bir sinema olsa ne yaparsıde yaşamaktan başka emeli olmıyan bü rında bir seyahat yapmaları ve Trakya ile «pasif», öteki de «anız?» tün küçük devletleri memnun bıraktı. Anadolunun düz ovalarındaki sonsuz ve lârm». Rici ederim, Hiç! 5'nıdi ne yapıyor&am onu yapaîngilterenin yubana memleketlerde, u lüzumsuz şebekevi takib etmeleri kâfidir. bana izah eder misirım. Bizim semtte de böyle bir sinema uiumiyetle fazla bir muhabbet kazanmaYeni Türkiye bu ifratlı hareketlere niz, «pasif korunma» var. Kulaklanma pamuk tıkayıp yat:yomı§ olduğunu, o memleketlere seyahat meydan vermiyor. Sulh muahedesinin Love «alârm işaretı» ne demektir? Bunla rum, fakat filmdeki muharebe bitip de eden her îngiliz bilir. Buna mukabil, dün zanda tadili esnasında, eski istikraz sisrın türkçeleri yok mudur, Allah aşkına?» sulh oluncaya kadar, yahud motosikletli ya haritasında cebren değişiklikler yapıl teminden sıyrılmağa çalıştı. Sonra, harbCevab vereyim: masına meydan vermemek arzusu, bey den evvel ecnebilere verilmiş olan eski imSinirlenmeyiniz. «Pasif» in türkçesi, nelmilel gerginlik anlannda, bu antipati tiyazlan satın almak teşebbüsüne geçti. daha doğrusu arabcası vardır ama pa^ıfleri izale etmek hususunda kuvvetli bir â Yaptığı mübayaa teklifleri, esas bedelManisa (Hususi) Vilâyet dahi ten beterdir. Bir zamanlar «münfeıl» dimildir. Zayıf devletlerden pek çoğu, 0 den çok aşağı olmakla beraber, imtiyaz nun çok müessir bir yardımcı saydığı kuv sahibleri, yeni yeni zararlara girmekten linde yapılacak işlerin heyeti umumiyesi ye tercüme ettiler. Ne anlarsınız bundan? Münfeil, «gücenmiş, dargın» demektir. vetine güvenir. se, imtiyazları satmagı tercih ettiler. 1938 üzerinde görüşmek, işlere bir veçhc vermek ve bir program dahilinde toplu ve Halbuki burada «bir filin tesirine uğraBu itibarla, Büyük Britanya, başka de, Türkiyede, ıkinci plânda birkaç ecneyerlere nazaran Akdtnizde daha pcpü bi imtiyazından başka birşey kalmamıştı. müşterek çalışmayı temin etmek üzere yan» manasında kullanılmıştır ki, «pasif» lerdir ve îngiltere, Akdenizdeki dostluğu Harice olan borcu, muhtelif mübayaatı vilâyet şurası şeklinde toplantı yapıldı. kelimesi de, aşağı yukarı, o demektir. ABu topalntıya merkezden daire reis rabca da yabana bir dil olduğuna göre ile Filistindeki îngiliz aleyh.trhğı arasın nın bedellerini tesviyeye tahsis edilrniş leri, Belediy* reisi, encümen azaları ile fransızcasını tercih ediyoruz. Aslı şudur: da, diğer devletlerle, Akdeniz tesanıidü taksitlerden ibaret bulunduğu ve Türkiesasma dayanan iyi münasebetler idame ye, taahhüdlerini muntazaman ifa ettiği Parti ve Halkevi başkanları, mülhakat Passif Passive biz iki s den birini atıp polisler katilleri yakalayıncaya kadar, yaetmektedir. Bu devletler arasında, Yu için yakın bir atide bütün borclarından tan idare âmirleri, kaymakam ve nahiye kelimeyi benimsıyoruz. Başka çare yok. hud Ferhad dağları yarıp Şirinine kavıımüdürlerile her nahiyeden ikişer köylü goslavya mutavassıt bir vaziyet muhafa kurtulacaktır. «Alârm» kelimesine gelince... Bun şuncaya kadar, yahud Romeo ile Julıyet iştirak etti. za ediyor. Orta Avıupadaki siyasetini. (Devam edecek) da haklısınız. Fransızca «alârcne», türk Shakespeare'in ruhu beni affetsin geVali Faik Törel açıhş nutkunda «bü çede korku, dehşet, telâş, endişe, imdad Akdenizdeki tabiyesıne istinad ettirir. berinceye kadar uyuyamıyorum. Guya tün 13lerde teknik ve plânlı esaslar dahi çağırmak, silâh başına emri vermek, yanTürkiycye gehnce. onun vaziyeti hayü memlekette bir gürültü kanunu var, guFransada bir tayyare kazası linde çalışmak muvaffakiyetinin başlıca şayanı dikkattir. Türkiye, Loid Corc'un gın var diye bağırmak manalarına gelir. ya bizim semtte de polis var, Belediye Paris 19 (a.a.) Askerî bir tayyare âmili ve hatta esaslı şartıdır» diyerek Anadoludaki Yunan emellerini tervıc etRennes civannda bir hava meydanına mahallî idareler manzumesine dahil o «Alârm işareti» yerine, pekâlâ «imdad var, fakat rahat uyku yok. Otomobillertiği ve kabinesins dahi! nazırlann. Ameişareti» veya «tehlike işareti» denebilirdi. de birçok faydaları olan klâksonun tatlı düşmüştür. Ateş haçlılann şefi mıralay ry ile, Musul arazisi hakkında münaka La Roque'un oğiu mülâzim La Roque bin lan vilâyet, belediye ve köy idarelerile Ahali de bu kadar canlı ve ehemmiyetli ve fasılalı sesini yasak ederiz de, bu aç:k faaliyet şalar yaptıkları devirde, tabiatile îngiliz metreden paraşütle atlamak suretile sosyal ve kültürel müesseseler bir kelimenin manasını anlar, birbirine hava sinemalarıle binlerce hastanın, iftialeyhtan idi. Fakat, iki üç sencdenberî hayatını kurtarmıştır. Pilot ölmüştür. programlarım ihtiyac ve iktidarlarına gösormazdı. Meteoroloji Umum müdürlüğü rahate muhtac binlerct vatandaşın uykure tahakkuk ettirmek yolundadır, demişbu vaziyet degumiştir. Çünkü, Türkiyenün mahud «oraj» kelimesi bundan daha larını yağma eden gürültüyü hoş görürüz. tir. nm, modern bir &anayi memleketi clmak Ç İngilterede bir sevimliydi. Fakat belki «alârm» kelime Kulağıma pamuk yerine balmumu tıkayaŞura: Nafıa, baytar, maarif, sıhhat, için hazırladığı programı tatbik edebilsini kullanmaktan maksad, manasmı halk cağım. Bakalım fayda edecek mi? Siz de belediye, ticaret ve sanayi, hayır ve içtimek üzere Akdenizde on beş yirmi bene bir tecrübe edinız. maî yardım, köy işleri adında encümen tan gizleyerek herkesi «alarmer» etmesükuna ihtiyac vardır. Bu sükunu, İtalya 1 ' SERVER BEDİ ler teşkil edildi. Faaliyete devam etmek mektir! veya Almanyanın değil, îngilterenin i ve lurklngıiız ışbırhgı Yazan. E. Monroe îngilterenin menfaatleri Manisada Vilâyet Şurası toplandı Idare âmirleri, yapılacak işleri görüşüyorlar İ zinde yürümekle bulacağına kanidir. Bununla beraber, Türkiyenin. " ugosV lavyanın, müslüman mcmleketlerinin, hatta sadık Yunanistanın, İngiltereye karşı olan sempatileri, onun Akdenizden çekilmesi üzerine zaıl olacak, onun yerme aleyhtarhk gelecek ve komşu devletlerin telkin ettiği end'.şe bu devletlerin lıer birini, bir başka büyük müttefik aramağa sevkedecektir. Siyaset sahas.nda, gözden uzak olanlar daima zararlı çıkarlar. tedir. tktısadî menfaatler: Büyük Britanyamn Akdenizde, ticareti ve ticaret filosu bakımından olan menfaatlerini gözden geçiıdik. Bunlara, daha az tnüteharrik olan dığer menafi de inzimam eder ki, bunlar da şark meml»kevlerine yatırdığı sermayedir. İngilizlem, ecnebi memleketlere sermaye yatırm.ık şibi değişmez bir âdeti vardır. Hatta, on dckuzuncu asrın basınâa bu âdeti bütiin dünyaya yayanUr onlaı olmuşlarJır. îngiltere Sutton Hoo'da. Misis Pretty'nin malikânesinde büyük bir define bulunmuştur. Definenin buraya 1300 sene evvel gbmüldüğü zannolunuyor. İçinde milvonlarla değeri olan elmas ve inci parçalan çıkmıştır. Üzüm bltyramı Üzümün ekonomi durumundaki önemi belirtmek için üç yıl evvel yapılmağa başlanan «Üzüm bayramı» bu yıl da zengin bir programla kutlulanacaktır. Üzüm bayramı komiteler başkanlığma seçilen Mektubcu Şevki Birsel ve arkadaşlan bayramın emsalsiz bir şekilde tes'idi için faaliyete geçmiş komiteler arasın da iş bölümleri yapılmıştır. 21 ağustos günü üzümden yapılmış büyük bir çelenk, Manisa bölgesi halkı nın «Atatürke» saygı ve tazim nisanesi olmak üzere çocuk bahçesindeki «Atatürk» büstüne Vali Faik Törel tarafın dan konacakhr. Üzüm sergisi açılacak; derece alan lara ikramiyeler verilecek, pehl//an güreşleri, millî oyunlar oynanacak, Halkevinde gardenpartı verilecek, geceyarıla nna kadar bayram devam edecektir. BüNazilli Halkevinde açılan çiçekçilik kursunâ 212 bavan iştirak etmiş ve tün köylüler bayrama davet edilmiş. bu bavanlar kur=u muvaffakiyetle bitirmişlerdir. Resım rnü&avımlerin kurs •Manısa emsalsiz bir gününü yaşıyacaktır. çalışmalarını tespit etmektedir. f Nazillide çiçekçilik kursu faaliyeti j Prof. Salih MURAD Fransız Cumhur Reisi Majino hattını gezdi Metz 19 (a a.) Fransa Reisicumhuru Lebrün. refakatinde Metz askerî ku mandanı General Loiseau olduğu halde dün Majino hattını ziyaret etmiştir. Thionvılle mmtakasındaki tahkimatı ] gezen Lebrün. bu mıntakanın geçilmez bir hale geldiğini müşahede etmiştit, Reisıcumhur. buradaki askerlerin ya • çayış şartlarile de alâkadar olmuştur. i Müşarünileyh, bundan sonra tatılini geçirmekte olduğu Mercy Lehaut'ya avdet etmiştir.