Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 Ağustos 1939 CUMHUBÎYET SON HABER üâdiseler arasında En büyük kuvvetimiz ütü milletler, ümidsizlik anlarında, selâmetlerini milyonlarca vatandaştan değil, tek adamdan beklemişlerdir. Çağdaş filozoflar içinde, memleket sınırlannı aşarak, bütün bir kıt'anm, hatta bütün bi dünyanın kurtuluşunu yeni bir Mesihin görünmesinde arayanlar yok değildir. Harbsonrası hâdiseleri, mesyanizmin bu âlemşümul nev'ine karşı beslenen ümidleri suya düşürdü. Avrupanın şarkmda hayal meyal beliren Mesihler, dünyayı değil, bu küçük kıtayı bile imana getiremediler. Âlemşümul Mesih yerine millî Mesihler göründü. Enternasyonalizm, üniversalizm, panörop hayalleri teker teker iflâs etmeden evvel, millî mesyanizmin (millî bir Mesihe kavuşmamn) en mükemmel örneğini veren ilk millet, biziz. Atatürk sağken, Avrupaya giden Türkler, Avrupahların ağzmdan şu sö. zü çok duydular: Ah, bir Atatürkümüz olsaydı... Bugün de ayni iştiyakı İnönümüz için duyduklarından şüphe edebilir miyiz? Çünkü Atatürkün de, İnönünün de şahsında Avrupa milletlerini imrendiren vâkıa, dağınık millî idraklerin ve iradelerin kudretli bir Millî Şefin, memleketi nazarî olarak kavrayan gözlerinde ve amelî olarak kavrayan ellerinde toplanması, sıkışması ve bu yaratıcı kesafetin dinamizminden, harikalar doğmasıdır. «Ah, bir Millî Şefimiz olsaydı...» gıptasının en açık manası şudur: Ah, bizi içimizden kemiren millî düşmanlar olmasaydı; ah, devletle halk arasındaki bağı kopararak, türlü iddialann anaforu içinde millî bünyeyi korkunc bir fikir ıspazmozuna düşü ren Bizans kavgaları olmasaydı; ah, sınıflar ve zümreler arasındaki tarihî kinleri kundaklayan yabancı eller olmasaydı... Fikirler Çinliler taarruza geçti Çin mcmbalarından gelen haberlere göre, Japonlar büyük zayiat vererek ric'at ediyorlar de Çin kuvvetleri tarafından takib edil mektedırler. Söylendiğine göre Japonlar, 800 kişi telefat vermişlerdiı. İki büyük cepanelık tahrib edilmiştir. Cenubî Çinde Çin kıtalan Koongnor'da bulunan Japonlan mevzileıinden tardetmektedirler. Japon lar, dağınık bir halde harb gemilerine iltica etrr.ek edirleı. ları meçhul oir semte taşıyan katarlar, birbirini takib etmektedir. Japonlar, kadroları yenilemekte ve Çine takviye kıt'aiarı göndermekte çok müşkülât çekmektedirler. Niçe'nin 8 cildi Yaz&n.HÜSEYtN RAHMl GÜRP1NAR Bundan yirmi yıl önce Niçe'nin sekiz cild tutan külliyatını almıştım. O zaman okunan fakat şimdi unutulan bir edibimiz benim bu saffetime dudak büke rek istıhzasını saklamaz bir açık sözlü lükle: Ay efendim, dedi, bu bir yiğın ağırlığı niçin aldın? Bu cildlerin hiçbiri okunmaz. Kütübhanende kalabalık yapmaktan başka bir işe yaramaz. Filozo fun şahsı ve felsefesi hakkındaki bilgi sizliğin yüzünden bu hataya düşmüşsün Cevabdan müstağni gördüğüm bu iti raz*. karşı ağız açmadım. Bu bahiste bil gisiz olabilirdim ama muterizin saded deki bilgisizliğini kendi cehlimden de a şırı buldum. Niçe okunmuyorsa, okuna mıyorsa niçin böyle cild cild basılıyor? Nıçın bütün dünya dıllerine çevrıliyor? Niçin hâlâ cihan matbuarında sık sık ad anıhyor? Niçin filozofun hayatına, felsefesine dair yazılan cildler el'an birbirini takib ediyor? Kafamda sıralanan bu niçinler hatanın benden ziyade öbür ta rafta olduğuna şehadet ediyordu... He itirazm bir ilim kaynağmdan gelmediğini biliriz. kendine hâs tastamam istiklâlini bulmak için kendi mizacının esaretinden sıyrılıp kurtulmalıdır, irşadile haykırıyor. İman, yani hâdiselerin gerçekliklerinî nazarı itibara almaksızm gayrişuurî bir insıyakın kanaatine bağlı kalmak. Bu türlü iman esasen yaşamak için elzem sayılan bir (illusion) un her ne pahasına olursa olsun idamesine uğraşmaktan başka birşey değildir. Bütün hurafelerden silkinip yalnız beşerî zekâ bombasile yol açarak hakikatin keşfine yürümekten korkuluyor. Ya bu hakikat insaniyeti bütün tatlı ümid hülyalarımn şiriyetinden ayıracak korkunc bir şey ise Bu umacı insanlara onunla karşılaşmca korkmıyacak metaneti kesbettikten sonra münkeşif olmalıdır. Halbuki bütün cemiyet erginsizliğin bu çocukluk kâbusu içinde sayıklayıp durmaktadır. Niçe, bu savaşta en cesur bombacı anarşist Hlozoflardandır. O, hakikati istırab Teren bütün çirkınlıklenle, oğürtü getıren bütün ıstıkrahlarıle görmeyi öğrendı. Kokularına bayıldığımız en güzel çiçeklerin mayaları en mundar fışkılar olduğunu biliyoruz. Unsurlarm kimyevî kıymetlerinde pislik, temizlik olmadığı gibi tabiatte de herşey buna andırır. Güzellikler çirkinlikleri örten sırmalı puşidelere benzer!er. Herşeyin sonu tefessüh değil mi? Hatta ahlâkı da bu cümleden ayıramayız. Sona varmış her tekemmül nihayet tersine dönüyor. IHEM T NALINA M1HINA Ordumuzun manevraları I Japon Amerikan hâdiseleri HongKong 14 (a.a.) Chekiai ajansı bildiriyor: Japonların Çini istilâ smdanberi Japon askerî makamlan Çin deki Amerikan emlâkini 20 kere tahrib Çinlilerin umumî taarruzu etmişler ve Amerikalılarla 600 kere hâChur.gking 14 (a.a.) Chekiai a dise çıkarmışlardır. jansı bildinyor Shansi'nin cenubu şarki mektedir. sinde bulünan Çin kuvvetlerı düşman İngiliz Japon müzakereleri mevzilerine karş umumî bir taarruza geçTokio 14 (a.a.) İngiltere büyük mişlerdir. Süngu süngüye 3 saat devam elçisi Craigie, öğleyin Kato'yu ziyaret eden bir çarpışTiadan sonra Japonlar sa ederek, Londraâan talimatı iki güne kahada birçok ölü bırakarak geri çekilmiş dar alacağını ve bu taümatın iktısadî melerdir. seleleri ve bilhassa Çin parası ve fapi'nin Cenubdaki muharebeler HongKcng 14 (a.a.) Chekiai ajansı bildiriyor: Peiping Hankov ve Tientsin Pukov şimendifer hatları uzunluğunda bulunan Çin kuvvetleri şiddetle mukabil taarruza geçerek Tientsin'in cenubundaki Jrpon kıt'alannı büyük bir hezimete uğratmışlardır. Şimdi müdafaa noktaları arayan Japonlan takib etmektedirler. Diğer cihetten Yangtze nehrinin ce 1 nubunda Tahaşşüc eden 15,000 Çin askeri birkaç gündenberi Mongham ile Taihu arasında bulunan düşman kıt'ala ıına taarruz ederek üç şehri istirdad et meğe muvaffak olmuşlardır. HupehHonan hududunda faaliyette bulunan merkezî Çin ordusu TungPe ıle Sinyang arasında düşmana şiddetle ta arruz etmiştir. Mukavemet edemiyeceğini anlayan ve tamamile mahvolmaktan korkan düşman. şark istikametinde 20 kilometre ric'at etmiştir. Bu mıntakada Japonlar, sahada çok miktarda ölü ve cepane bırakmıslardır. imtiyazlı mıntakada tedavülünü de ihtiva eyliyeceğini bildırmiştır. Büyük elçi bu teahhurun işleri sürün cemede bırakmak zihniyetinden değil münhasıran meselenin karışıkhğından ve Fransa ve Amerika ile istişarede bulun mak zaruretinden ileri geldiğini temin eylemiştir. Askerî azanın Tokio'dan ayrılmış olmasına rağmen Japon heyeti murahha sası arasında bazı nikbinlik gösterilmektedir. İngiltere aleyhindeki nümayişler Tientsin 14 (a.a.) Bugün yapıl ması mukarrer İngiliz aleyhtarı nümayişler dolayısile İngiliz makamatı imtiyaz mıntakasmda motörlü bölükle gönüllü teşkilâtını seferber etmiştir. Japonların bir tebliği Şanghay 14 (a.a.) Belediye meclisi bütün konsolosluklara ve vapur kumpanyalarına yaptığı bir tebliğde, Avru padan hiçbir muhacirin enternasyonal mıntakaya gelerek yerleşmesine müsaade edilmiyeceğini bildirmiştir. Bu kararın, Japon kontrolu altında bulunan enternasyonaî mıntaka hakkında Japonya tarafından ayni yolda verılen kararı hemen takib etmesi, mezkur kararın ehemmıyetını artırmaktadır. »ııııııım .„ Japon ordusunda hastalık çıktı ChungKing 14 (a.a.) Chekiai aJansı bildiriyor: Havaların pek sıcak gitmesi yüzünden Japon kıt'alan arasında bir sarî hastal k basgöstermiştir. Hasta <..>m»uıııuıllllllllllllllllllllll!l!!!ll|ll||||!||||||lllinillllllllll Dünya Yahudi Edirne Istanbul yolunda bir kaza kongresi toplanıyor Tren, bir çocugun ayagını kesti Edirne 14 (Telefonla) Bugünkü Edirne İstanbul muhtelit treni, Seyidler istasyonuna yakm bir yerde demiryolu üzerinde uyumakta olan, Çiftlik köyünden İdris adında bir köylünün 15 yaşındaki oğlu Tevfiğin sağ ayağını kesrriştir. Bu yüzden tren Edirneye iki saat rötaıla gitmiştir. Yaralı Tevfiğin tedavisi çarelerine tevessül edilmiştir. Kongreye 600 delege iştirak edecek Evet bu sekiz cildin hepsini yukarıdan aşağıya okumadım. Bu kadar yıllar geç mişken, itiraf ederim, daha kesmediğim yapraklar vardır. Koca cildlerile kütübhanenizi dolduran ansiklopediyi sahife at lamadan okuyup bitirdiniz mi? Bu türlü eserler roman gibi bütünlüğü itibarile okunmaz. Lüzumunda müracaat edilir Ve Niçe'nin beyninizde ihtilâller uyandıran taşkınlıkları hazma uğraşarak ağır ağır okunur; bazı yürek yakan bayıltıc nefiseleri yudum, yudum tadılır. Zaten onun başka filozoflara benzemiyen tefek kür tarzı, kendinin şimşeğe, yıldırıma teşbih ettiği üslubu Nasreddin Hoca fıkraları gibi lâübali bir mütaleanm idrak Büyük tehlike anlarında, yaşamağa kevşekliğile okunamaz. namzed her millet Mesihini yaratır: Niçe, sistem yaratmadı. Yaradılmış Fransada Clemenceau, Polonyada Pilsistemlere, balta ile ormana girer gib sudsky ilâh.. gibi. Bunun böyle olmasaldırdı. Sistem, gerçekliği muhakkak bir sı, tek bünye halindeki taazzuvun en ana fikre dayanarak yapılır. Şimdiye kabüyük enerji mihrakını vücude getirdar sağlamlığı müspet bu temeli hang mesinden başka birşey ispat etmez. filozof bulabilmiştir? Onlar, «n büyük Teşbihe lüzum olsaydı fizik hâdiseler marifetlerini birbirine itirazda gösterirler. arasından birçok misaller tedarik ediBirinin kurduğu felsefe binasmı diğerleri lebilirdi. yıkmakla meşguldür. Çünkü hiçbirinde Bizim en büyük kuvvetimiz, Ata itirazdan salimiyet metaneti yoktur. Fitürkün ölümü arkasmdan tnönüne lozof kafalarım sızlandırıncıya kadar yoverdiğimiz ittifak reyidir. Bu, ilâhî bir ran asıl mesele, ebediyete dağılmış, hukudrettir; çünkü Tann kuvveti de, duduna yanaşılmaz, tasav\nrlara sığmaz bütün varlıklar arasındaki tek şuurlu bir hal sureti kabul etmez, bir müşkülve tek âhenkli birli£in ebedî senfoni den bm müşkül açan müstehil bir zorluksinden başka ne ola? tadır. Bu erişilmeze erdiklerini sanan PEYAMt SAFA Cenevre 14 (a.a.) Dünya Yahudi kongresinin icra komitesı ve idare meclisi azası Cenevrede Nahum Goldman'ın riyaseti altında müşeterek bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıya İngihz, Fransız, Amerikan, İsviçre, Filistin, merkezî ve garbî Avrupa Yahudılerının delegeleri iştirak eylemektedir. Ruznamede Yahudi muhacereti meselesi ve büyük bir muhaceret konferansı içtimaa daveti vardır. Bir heyet teşrinievvelde Amerikaya giderek Amerikan Yahudi kongresile müşterek idarenin müstakbel faalıyetini Ankara, 14 (Telefonla) M ü n a k a tetkik eyliyecektir. 600 delege iştirak edecek iât Vekâletinin tt\şra memurları arasınCenevre 14 (a.a.) 21 inci dünya da, yeni Barem kaı.ununa göre vaziyetleri değişenlerin isimlerini bildiriyoum: İzmir Yahudi kongresi 15 ağustosta açılacaktn mıntakası Liman Reisi Bahaeddin Oymak Amerika, Filistin, İngiltere, Polonya, 55 liradan 60 liraya tv.rfi etmiştir. Hakkı Rumanya, Fransa, Belçika, Hollanda, müktesebleri baki kalm.ik şartile, 55 lira Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, dan 50 liraya inenlerin ısimleri de şunlar Skandinavya memleketleri, Slovakya, Mısır ve cenubî Amerika memleketled.r: rine mensub 600 delege iştirak edecekMersin mmtaka liman reisi Zihni Koçak. Trabzon mıntakası liman reisi Sadi tir. Hava hücumlarına karşı tahaffuz manevraları IBaştarafı 1 inci sahifede} Münakalât Vekâleti memurları arasında maaş değişiklikleri düşman hücumu farzedilerek buna karşı hükumetin ve halkın tedbirlerile mukabele olunacaktır: Bu taarruz muvacehesınde halk keyfıyetten kalın ve ince sesli düdüklerle haberdar edilirken taarruza karşı mukabil tayyare hücumları ve tayyare defi topları harekete geçecekler ve bu esnada halk hükumet talımatında izah olunduğu veçhile sığınaklara ve mahfuz mahallere iltica edeceklerdir. Harb ihtimalini gözönüne alan bütün memleketlerde tatbik olunan bu tedbirlerin bizde de bilhassa halkımızın büyük dikkat ve itinalarile en kolay ve en mükemmel tatbik olunur bir dereceye götürülmesi lâzımc'ır. Erbük, Samsun mıntakası iıman reisi Kerameddin Erogluer, Zonguldak mıntaka;ı liman reisi Kâzım Talay. Kral Mısır Kabinesinin istifasını kabul etti Kahire, 14 (aa..) Kral, Muham,ned Mahmud Paşa kabinesinin istifasını kabul etmiştir. Müsevi mültecilerini taşıyan gemi İzmirden ayrıldı İzmir 14 (Telefonla) 600 tane Çekya Yahudisini hâmil olan ve bir türlü İzmirden hareket edemiyen Parita vapuru bugün 13 te yiyecek, su ve kömür alarak iki DOİİS motörü refakatinde lımanı terketmiştir. Vali geminin hareketı için kat'î me'ni! venmisti. Parita vapuru mehlin bitmesinden üc saat evvel yola çıkmıştır. Hamidiye mekteb gemisi Yahudilerin İzmire çıkmalarını temm için şehrimize gelen Musevî muhacırlere Izmirden ayrıldı yardım cemiyeti mümessili Filistinli ga İzmir 14 (a.a.) Hamidiye mekteb zeteci Eliohu Benhoren, yarın şehrımız kravuzöru İzmır'de denız gedıklı erbaş den ayrılacaktır. mektebine gırmek icin yazılan talebeierVapurun Filistine gitmesi muhtemei den kabul edilenleri alarak bu aksam limanımızdan hareket etmiştir dir. Maksad tayyare hücumlarına karşı bir nevi umumî talim ve terbiyedir. Bunu halkımızın büyük sevincle, fakat her askerî talim ve terbiye gibi büyük bir ciddiyetle «Lâkayd» tablosu bulundu tatbik etmesini beklemeli ve istemeliyiz. Bu tayyareye karşı tahaffuz manevralarında Paris 14 (a.a.) Boguslavski is guya ahali uzun müddet evlerinden çıkaminde genc bir Parisli ressam, öğleden mıyacaklarmış gıbı yanlış düsüncelerle dün sonra, koltuğunda bir paketle, Adlive fazla ekmek ve erzak tedarik etmek te^âsarayına gitmiş ve getirdiği tablonun 1 1 şına düşen bazı kimseler görülmüstür. Yahaziranda Louvres müzesınden çalınan pılacak hareketler, adı üstünde hükumeWatteau'nun meshur «Lâkayd» tablosu tin halkla elbirliği ederek yürüteceği maolduğunu söyliyerek Adliyeye teslim ol nevralardan ibarettir. Herkesin sığınaklamuştur. ra ve evlerinin mahfuz mahallerine ilticaGenc ressam, verdiği ifadede, bu şa ları ancak manevranın devam ettiği mahheser tablo üzerinde müteaddid defalar dud bir müddete münhasırdır. îşte bu mahyapılan restorasyonlardan müteessir ola dud müddet zarfındaki isleri herkes, verirak tabloyu, üstadın fırçasından çıktığı len tal'mat daire«inde. en iyi seki'lerd" hale irca için Louvres'dan aldığını ve bu vapmaSa ca'smalıdır. Mak«?d simdi sulh gün yerine konmak üzere geri getirdiğini zamanında ker"Iisini tehl'Veden saklamasöylemıştır. S a aTı«acak ha^Vın bu tedbirleri saved bir Tablo eksperlere gösterilmiş ve filha "ün h?V ' î icabi'e k^rsılaşırsa en iyi şekilkika 1 1 haziranda Louvres müzesinden Jp "pınabılmesi icindir. çalınan «Lâkayd» tablosu olduğu tahakTe'â==> mahal yoktur. Bize ven'len vakuk etmiştir. zıfelen dıkkatle vanm^^a calısal'm. Çörçil Majino hattında Londra 14 (Hususî) Çörçil bugün tayyare ile Parise gitmiştir. Çörçil, Fransa erkânıharbiyesinin misafiri olarak üç gün Fransada kalacak ve Majino hattını ziyaret edecektir. İyiliğin, kötülüğün, güzelliğin, çirkinliğin, ahlâkm, ahlâksızlığın ilâh... hududlan zaman ve mekânın mütemadi değişiklik tesirleri altında birbirinden farik sınırlar kat'iyetile aynlmamıştır. Bunlar hep birbirinden doğan zarf ve mazrufturlar. Mes'uliyet bahislerinde kanunların zikzaklar çizdiklerıni görüyoruz. Kötünün fiillerinde haykıran isyankâr ağız tabiat mazeretleridir. Doğumda, hayatta tesadüfen iyi veya fena oluşumuzdur. Deha, genie, ona verilen manaya göre zamanm müspet menfi çetinlıklerile güreşen kuvvettir; bu mücadelede insanlığın zâfları, kötü meyilleri, ihtiraslarile uğraşırken kendi kendimizi de anlıyarak nefsimizi tasfiye edebilirız. Biz samimî değiliz. Bizi biz yapan, içinde yaşadığımız muhitin, zarurî şartları, mukavemet edemediğimiz icbarlarıdır. Hür fikir bir müstesnalıktır. Ekseriyet, bu icbarların yarattığı fikir esaretine tâbi bakar görmez, vurdum duymazlardır. Gözlerinden perdeyi sıyırmak istiyen kılavuzlarına bütün gayızlarile hücum eden saffetteki filozoflara, Niçe, kahkahaladivanelerdir. rındaki acı belâgatile hücum ediyor. Birbirine inanmıyan bu filozofların biz hanBeşeriyet, ebediyetin fırtınalı, kenargisıni muta bileceğiz? Kuvvetli bir iman (BaştaTatı 1 incı sahıjede) sız ummanı içinde boğulmaktan kurtulkapanına tutulmaktans* sceptique (reymak için fasılasız araştırdığı selâmet sa temasları ve şehrimizde yapacağı ziya bî) olmayı tercih eden Niçe diyor ki: retlerle bu sene fevkalâde bir şekilde ha«Insanların son tahlilde buldukları ha hilini bulacak mı? Tutunulacak bir izırlanan İzmir fuarı hakkında şu izahatı kikatler hangilendir? Işte şu: Halalan man adasına erişecek mi? Böyle birşey vermıştir: nın reddi nakabil tahakkuku...» (Le gai var mıdır? Var olabilir mi? Yoksa ebe« Biliyorsunuz ki Ankara seyahatidî bir serabın peşinden mi koşuyor? savoir, 265). mi bilhassa Başvekilimiz doktor Retik En doğru şey, doğru sandıklarımızEskimez, ebedî bir felsefe kanununa Saydamı İzmir ve fuara teşriflerini rica dan çoğunun yanlış olduklarım bilmekmaksadile yapmıştım. Başvekilimiz bu rıtır. Bir iman limanma demir atıp sap bağlı değişmez bir moral... nefretinde camızı kabul etmiş ve manevraları mütelanmaktansa, şüphe rüzgârının önünde daima sabit kalacağımız bir ahlâksızlık akıb İzmire şeref vereceklerini vadetmışsavrulmak, dinamik bir ilim sayılır. Ka olamıyacağına şimdiden iman edebilirız. erdir. Bu arada İzmire aid muhtelif Vefalarda yer etmiş batıl inanışların asır Tabiatin durmadan değiştiren bir kanu kâletlerde bulunan bazı işlerimızı de taları kösteklıyen kıtablannı kapayıp şöy nuna tâbiiz. Bu amansız akıntı sürüklü kib ettım. Dün Ankara radyosunda fuar lece rafa koyduktan sonra san'at, edebi yor bizi. Tarih aynasında ebedıleşmış hakkında bir de konuşma yaptım. yat ve ahlâkı da bu eski bağların kayıd bir millet göremiyoruz. En büyük milİstanbula, Cumhur Reisimiz Millî Şef larından kurtarmalıdır. Yediği baltalara letler de en küçük hayvanlar gibi haya Ismet Inönüne Izmırlılerın ıştıyakını arz hâlâ mukavemet eden İncil kütüğüne tın üç devresi içinde ömürlerinı tamam ve İzmire teşnflprini istirham için geldun. gelince, Niçe bunun kovuğuna büyük ce lıyorlar. Her eski asmarak göçüyor, Bugün kendilerinden kabulümü rica ve saretle kundak koymuştur. Serbest kal yeni doğan kuvvetin mağlubu oluyor. bunu arzedeceğim. madıkça hiç birşey serpilip ilerliyemez. Çok semiren vücudlerm o nispette maİzmir enternasyonal fuarı, bu sene, her Eskiler yıkıcısı Niçe, bu vadide «Goe luliyetlere maruz kaldıkları gibi haddın senekinden daha güzel ve daha mütekâthe» yi de hırpalamaktan çekinmiyerek: den fazla büyüye? gayrimütecanis ülke mildir. Bütün hazırlıklar bugün dahi ık«Almanlann zihinlerinden Mephisto er de neticeten parçalanmak tehlikesine ma edılmiş gibidır. Türk mühendis, mipheles'lerini Faust'lanm söküp çıkarma yaklaşmış oluyorlar. Hep bu devir dai mar ve dekoratörlerinin hazırladıkları bi; . . . , lıdır. Bunlar bilgi kıı/mellerine karşı ge mın ıcmdeyız. Gaye budur ama toprak. , ., . , c . ıı * avrupaı ve hatta Avrupadakı eslerınden len ahlâkı iki (prejuges) Jı'r.» diyor. K larını genısletmek fırsatma eren hııku' birçoğunun fevkinde olan fuar, her TürNiçe, hakikat arayan serbest bir fikrin metlerin gözleri daima ondan ötesine di kün göğsünü kabartacak bir mahiyet alyüksek kıymetini, bütün alâkalardan so kiliyor. Bu doymamazlığa rağmen bü mıştır. Fuarda, fevkalâde vasfile tavsıl yunmuş tam bir istiklâlle düşünmede bu tün dünya hiçbir zaman ayni milletin edilmesi lâzım gelen paviyonlar vardır. olmıyacak, yahud ikisi, üçü arasında luyor. Fuarın bu sene, bıîhassa enternasyona1 paylaşılmak imkânım vermiyecektir. Türk, İngiliz, Fransız, Alman doğukarakterı daha mütebsrızdır. On bir dev' İdeal sulha kavuşmak için kuvvetlerde yoruz. Dünyaya gelişimızde bir seçim let, hepsi birbirinden farklı ve güzel pahürriyetimiz yok. Hayata gözlerimizi tesavi husulile ebedî bir muvazene temi viyonlar yaparal kendi sınaî ve kühürei açar açmaz ırkî, dinî, millî, an'anevî ıini beklemek bir ütopidir. Niçe, insan terakkilerini ve en son mütekâmil şekiliebirtakım âdet, ahlâk bağlarının esareti arı uyanık, çevik tutmak için harbi el rini fuarda göstereceklerdir. ne tutuluyoruz. Ruhumuza pek erken zem sayıyor. Bir kısım insanların hayat Diğer taraftan bızim millî varhğımızin işliyen bu müessirlerin mahlukuyuz... hakkı, diğer bir kısmının ölümü şartına da gösterilmesi için hiçbir fedakâriıktaq Mizacımızı, bünyemizi muhitin icabla bağlı kalması, medeniyet için pek öğü çekinilmemiştir. Hertürlü hazırlıklar yarı yaratıyor. Biz, kendimizi serbest sa nülecek bir prensip olmasa gerek. pılmış, bilâistisna her geleni memnun Biz insanlar, tıynetimizi açıktan acığa edebilecek tedbırler alınmıştır. nan fakat tabiatın görünmez zincirlerile bağlı bakar körleriz. Bu bağların dimağ itiraf cesaretinden çekiniriz. Çeko SloBu sene fuanmıza resmen iştirak eden larımızı felce uğratan öyle mukaddes vakya Alman, Almanya Çeko Slovak ecnebi memleketler İngiltere, Sovyet düğümlerı vardır ki bunların içinden kıv ya vaziyetinde olaydı, riyazî bir mese Rusya, Fransa, Almanya, İtalva, Po ranarak, çırpınarak kurt;'lmaya uğraş e gibi galib mağlubun hadleri değişti lonya, Rumanva Yunanistan, İran, Fimak büyük kabahat sayılıyor. Zavallı ilseydi, gene ayni netice cilvelenecekti. listin ve Lübnan cumhuriyetidir. nsaniyet hâlâ bu debelenmenin ıstırabi Harb siyasetinde galibin silâhına karşı Bu mem'eket'erden beşinin elçileri fumağlub moral ile mukabeleye kalkışır. arın açılış merasiminde bulunacaktır. e inliyor. Niçe, fikri tam serbestliğine erdirecek Bu şikâyet aczin sesidir. Ve bütün dünİzmir fuarına geleceklerin hertürlü es(intellectuelle) (discibline) i tesise uğra ya âcizleri bu duaya âmin derler. İşte babı istırahatin' temir. için tertibat ahn şıyor. Düşünmek san'atmı dans öğrenir ıtratımız. mıs, gerek husj:î evler gerekse otellerde ıbi talim etmelidir, diyor. Serbest fikir Hüseyin Rahmi GÜRPINAR, yerler temın olunmuştur.» ürk ordusu, Trakyada yapmağa hazırlandığı manevraiara, bugün, başlıyor. Bu sene manevra nöbeti Birinci Ordunundur ve ınanevra sahası Trakyadır. Manevralata Bulgaristana karşı bir tehdid mana ve mahiyeti vermek çok manasız birşeydır. Türk ordusu, sulh zamanında, manevra yaparken hiçbir dosf ve komşu devlete karşı tehdid değil, nümayiş yapmağı bile aklına getirmez. Manevra, ordunun talim ve terbiye derecesini anlamak için yapılan geniş ölçüde bir yoklamadır. Bu yoklamada, siyasetin değil askerliğin sesine icabet edilir. Gerçi, manevra bahanesile külliyetli asker toplayıp komşu devletlerin hududlarına yığdıktan sonra, işi tehdide dökerek siyasî ihtiraslarını tatmin etmek, hatta arazi ele geçirmek, son yıllarda, moda olmuştur ama, Türkler gibi dürüst, merd ve sulha candan bağlı bir millet. böyle bayağı oyunlara tenezzül etmez. Türk ordusu, nümayiş ve korkutma vasıtası değil, vatanın müdafii ve istiklâlimizin nigehbanıdır. Yurdumuza, istiklâlimize, cumhuriyetimize bir tecavüz vaki olmadıkça, Türk ordusu hiçbir komşu millet ve memlekete karşı cnütearrız bir silâh değildir. Bu itibarla manevraların Türk Bulgar hududuna yakm bir mıntakada yapılmış olmasını, Bulgaristana karşı bir nümayiş veya tehdid telâkki etmenin tezvirden başka hiçbir manası yoktur. Bu hakikati Bulgarların anlamış olmasına da ayrıca memnunuz. Manevralar normal olarak yapılmaktadır. Bu, böyle olmakla beraber, T ü ı t ordusunun, bugün, her zamankinden daha kuvvetli olduğunu iftiharla kaydet mek lâzımdır. Ordu, her an bir harb patlaması muhtemel olan bu karışık ve buhranlı zamanda, vazifesini yapmağa ta mamile hazır bir kudret ve vaziyettedir. Ordumuzun 1937 yazında Çorlu civa rında yapılan manevralardakinden daha kuvvetli, daha hazırlıklı ve daha mükemmel olduğunu, manevralar sonunda yapılacak merasim geçidine davet edilen ecnebi devletler ataşemiliterleri de göre ceklerdir. Fakat, tekrar edelim ki Türkiye için kuvvetli olmak demek, müteaınz olmak demek değildir; bilâkis sulh dava< sına daha emniyet ve daha kat'iyetle hâdim olmak demektir. Bu münasebetle kahraman ordumuza candan sevgılerımızi bildırmeği bir vazıf« addeder, bu sıcak ağustos günlerinde, tcı döken aslanlarımıza muvaffakiyetler dileriz. İzmir Belediye Reisi dün şehrimize geldi