Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 Hazîran 1939 CUMHURIYET Orijinal bir tuvalet ve gündüz elbisesi Mısır Hariciye Nazırmın Türkiye seyahati înce yünlüden mükemmel bir akşam «Ibisesi. Etek kısmına gayet güzel pliler yapılmış ve üzeri deniz nebatlan, böcek kabuklarile brode edilmiştir. Muhtelif noktalarında dalga hissini veren süsler vardır. Sinekler | Kendinizi iyi tanıyınız! Kadın olur da aynaya bakmaz olur mu hiç!.. Hepimiz muhakkak ki günde birkaç defa yüzümüzü, elbisemizi o parlak ve akisli camın içinde temaşa ederiz Fakat hakikî kusur ve meziyetlerimizi olduklan gibi görmeye muvaffak olabilir miyiz? Hayır... Şu küçük ve yuvarlak ağzın, sahibinin cilveli bir kadın olduğuna, aynk gözlü olmanm mcelikten uzak bulunmaya, kıvrık burunlu olmanın huysuzluğa delâlet ettiğini Ibiliyor muydunuz?.. Bakın, hayret ediyorsunuz... Halbuki, bugün çehreden insanın karakterini meydana çıkarmak o kadar ileri bir san'at haline gelmiştir ki ona Physiognomonie ismi bile verilmiştir. O halde evvelâ bu ilmin muntazam çehre hakkında kabul ettiği esaslan ortaya koyalım: îki göz arasındaki mesafe gözlerden birinin uzunluğuna müsavi olmahdır. 2. Yüzün genişliği burnun uzunluğunım iki misline müsavi olmahdır. 3. Ust ve alt dudağın kalınhğı birbirlerine müsavi olmahdır. 4. Yüzün uzunluğu üç müsavi kısma ayrılabilmelidir. a Alnın üst kısmından burun kıkırdağınm başladığı noktaya kadar; b Burun kıkırdağından burnun nihayetine kadar; c Burnun ucundan çenenin nihayetine kadar. Maamafih, durun, çehremiz bu şeraite uygun değil, diye hemen ümıdsızlığe kapılmayın. Dünyada ne güzel kadınlar var ki yüzlerinin yapılış tarzı bu klâsik esaslarla kat'iyyen alâkadar değildir. Zaten her çehrenin ayrı şekli değil midir ki insanda şahsiyet ve hususiyetin teessüsüne sebeb oluyor. Diğer taraftan birçok makiyaj hileleri bu esaslara uygun olmıyan çehreleri mütenasib göstermek gayesini husule getirebilmektedir. Uzun yüzlüler, saç tuvaletinizin tarzını kısa ve kulaklar üzerine toplanmış olarak intihab ediniz. Yanak rujlarınızı mümkün mertebe yükseğe sürünüz ve enlilemesine yapınız. Kısa yüzlüler, saç tuvaletinizin tarzını yüksek ve uzun olarak intihab ediniz. Yanak rujlarınızı mümkün mertebe aşağıya sürünüz ve onu burna yakınlaşacak şekilde yayınız. Yüzleri kalb şeklinde olanlar, yani yukansı geniş, aşağısı dar bir çehreye malik T 1 1 1 1 1 1 . Kahire (Hususî) Mısır Hariciye Nazırı Abdülfettah Yahya Paşanın, Balkan seyahatinin ilk merhalesi olan Ankaraya ziyareti, Mısırda hususî bir ehemmiyetle karşılanmaktadır. Zira, bu ziyaret, Mısır haricî siyasetini temsil eden resmî bir şahsiyet tarafından ecnebi bir memlekete yapılan ve bu siyasetin istiklâlini, beynelmilel sahada teyid eden ilk seyahattir. Mısır devlet adamının, ilk merhale olarak Türkiyeye uğraması ise, iki millet arasındaki dostluk münasebatı bakunmdan hayırlı bir hâdise teşkil et mektedir. Mısır matbuatı, Abdülfettah Yahya Paşanın Türkiyeyi ziyareti etrafında yaptığı neşriyatta, bu ziyaretin, Türkiye Mısır münasebatındaki dostluğun aşıkâr bir delıli olduğunu müttefikan söylemekte ve bu asırlık dostluğun her sahadaki le zahürlerini tebarüz ettirerek, Atatürkün yarattığı yeni Türkiye hakkında sitayiş kâr mütalealar yürütmektedir. Umumî mütalea, bu ziyaretin, iki dost devlet münasebatınm atisi üzerinde çok müsaid tesirler yapmaktan hâlı kalmıyacağı merkezindedir. Abdülfettah Yahya Paşanın bu ziyaretındeki hedefin resmî cephesi, geçen sene, doktor Tevfik Rüştü Arasın, Türkiye Hariciye Vekili sıfatile Mısıra yap tığı resmî ziyareti iade etmektir. Fakat, Pariste Longchamps'da tertib olunan bir zarafet mü Hariciye Nazırına, ayni zamanda nezasabakasmda görülen gündüz elbiselerinden. Emprime ca retin Baş Hukuk Müşaviri olan Devlet ketten yünlü etek ve beyaz ipekliden bluz. Bluzun fiyong Hukuk İşleri daire reisinin ve Hariciye lu yakası pek zarif durmaktadır. Nezareti Umumî Kâtibinin refakat et meleri, bu seyahatin, bir iadei ziyaretten ibaret olmadığını göstermiştir. Ebedî genclik! J|M Bugüne kadar yapılan keşiflere bakılırsa, bundan sonrakiler de hep boş ümid ve teselliden ibaret kalacak, ölüme çare bulunamıyacak Yazan: H. BİLGİÇ Muzır hayvanları ve kir Herkes sık sık aynaya bakar ama, hakikî meziyet lerini yok etme çareleri ve kusurlarını oldukları gibi görenler pek nadirdir Yaz sıcağı bastırdı. Tam şimdi sineklerin her tarafta çoğaldıkları bir devir deyiz. Her yaz olduğu gibi lâmbalar, avizeler, aynalar ve camlar temizlenmelerinin akabında kirlenmeğe başladılar. Yenecek, içilecek şeyler açıkta kalırlarsa berbad oluyorlar. Sonra elimize yüzü müze konarak ısırıyor ve bizi taciz edi yorlar. Bu muzır hayvanlara karşı ne yapmalıyız, onları nasıl mahvetmeliyiz? Birçok usuller, böcekleri öldürmeğe yarayan muhtelif ilâclar var. Fakat hiçbiri kat'î surette tesir etmiyor. Maamafih bunlan odaların, salonların havasına sıkmak faydalıdır. Yalnız çiçek, yemiş, yemek gibi şeyleri açıkta bırakmamak şartile.. Bir de biraz reçel sulandırıp bir tabak içinde muayyen yerlere bırakmak sinekleri oraya celbeder ve içine düşüp ölmelerine sebebiyet verir. Onların kırlerini temizlemek içinse muhtelif usuller vardır. Aînpuller, camlar, aynalar ve avizelerdeki sinek terslerini çıkarmak için en iyi vasıta yarı su ve yan alkolden mürekkeb olarak vücude getirilmiş mahluldür. Maamafih bol sabunlu bir su da ayni işi görebilir. Çerçeveler ve tahta eşya üzerine si nekler tarafından yapılmış lekeler ise şu suretle izale olunabilir: Hemen bir so ğanı ikiye bölmeli, parçaların üzerlerine mutfak tuzu ekmeli ve lekeli yerleri bunlarla hafifçe uğup hemen kurulamaîıdır. Fakat sinekler çok olursa vücude getir dikleri kirlilikleri temizlemek güç olur. Onun için avize ve saire gibi kıymettar eşyayı sellofan, gazboyaması, tül ve saire gibi şeylerle örtmelidir. Bunlarla örtülen eşya bazan olduklarından daha güzel bile görünürler. olanlar ise büsbütün hususî bir makiyaj ve baş tuvaletf tarzı seçmelidirler. Yanak rujlarını hafif olarak tam elmacık kemıklerinin üzerlerine sürmeli \e baş tuvaletlerinin merkezi sikletini başın gerisinin teşkil eylemesine dikkat eylemelidirler. Burnunuz büyükse yanak rujlarınızı mümkün mertebe ondan uzağa sürmeğe dikkat ediniz. Yüzlerinin şekli ne olursa olsun bu tarz büyük burunlulara çok iyi gider. Fakat ayni zamanda bu ruju ta gözlerin dış kenarlarının altma kadar yaymaya da çalışmahdır. İste gördünüz mü, büyük fedakârlıklara ve eziyetlere katlanmaya hacet kalmadan yüzünüzün kusurlarını örttünüz. Bakla ve bezelya Bakla artık kabuğıle yenecek vaziyetten çıktı, kartlaşmaya yüztuttu ama, doğrusunu isterseniz asıl yenecek zamanı da şimdidir. Çünkü kabuklu bakla aşağı yukarı taze bir sebze oiarak sofraları süsliyebilirse de fazla gıda vermez. Ha'buki bu aylarda tam özlü zamanıdır. Lâkin iç olarak yemek ve iç kabuklannı da çıkarmak lâzımdır. Bakla tanelerinin iç ka buklarım kolayca çıkarmak için cnlan birkaç saniye bırakmak üzere kaynar suya batırmahdır. Bu münasebetle size bir iç bakla ezmesi salatası tarif edeyım. İç baklanm iç kabuklannı çıkardıktan sonra mıktarı kâfı su koyup helmeleninciye kadar pişirmeli, kaynarken içine az miktar zeytinyağ koymalı, indirip soğumaya terketmelidir. Soğuduktan sonra üzerine kâfi mıktarda zeytinyağı, limon veya sirke db'kmelidir. Keza şimdi bezelyalar da özlendi ve içleri yenecek hale geldi. İsterseniz, bir de bezelya püre çorbası yapalım. Bezelya tanelerini kaynar tuzlu suda pişirmeli, yumuşak bir hale geldiler mi kâfi miktarda temiz et suyunda kâfi derecede sulandırarak ateste bir müddet daha tuttuktan sonra indirmeli, içine biraz tereyağı, bir kaşık krem, birkaç kaşık da piş miş fakat ezilmecniş bezelya tanesi ka rıştırmalıdır. Yeni icad ev levazımı: Sapı kıvrık komposto dağıtma kaşığı, kompostonun suyunun ve tan?lexinin dökülmesine mâni olur. Büyiik kâseye de iyice intibak eder. Şimdiye kadar biJdiğimiz limon sıkma aletlerinin tersi ama, muhakkak ki daha pratiği. İhtiyarlık ve ölüm, birbirini takib eden bu iki mukadder jkıbet, beşeriyetın, hal line çare aramaktan bir an hâli kalmadı ğı iki muammadır. Ebedî genclik ve ebedî hayat, insanlann ezelî iki büyük gayesi... Ulaşnbilecekler mi? Meçhul. Bu gayenin, beşeriyeti kendısine nekadar bağladığmı bize gösteren en eski vesıka Jouvence çeşmesi adı ile anılan âbıhayat efsanesidir. Jouvence, eski Yunan mitolojisinde, Jüpiter'in çeşmeye ifrağ ettiği bir peridır. Nerede olduğu bilinmiyen bu çeşmeyi, eski devir coğrafyacıları, dünyanın muhtelif noktaiarında göstermişler ve çok ciddiye almışlardır. Efsane pek cazib olduğu için, harikuâdeliğe meftun ve müpte'â olan Ortaçağ onu derhal benimsemısti. O çağa aid İhtiyarlığı yenmeğe çalışanlardan bir eserde, Jouvence çeşmesinin şöyle bir Doktor Voronof tarifini okuyoruz: «Bu su, Nilden ve yeryüzü cennetinden çıkar. Öyle bir hassası Hayvan birdenbire aptallaşıyor. Ne bir vardır ki, hasta bir adam içerse derhal hareket yapıyor, ne yiyor, ne içiyor, niıyileşir; ihtiyar otuz yaşında bir nevcı hayet açlıktan ve susuzluktan ölüyor. Gagasından su damlatmak, yiyeceğinî van olur.» Bu kanaat, zihinlerde öyle derin su ağzına vermek lâzım. Hayvan, beyinsiz yaşar mı diye yarette kökleşmişti ki, Kristof Kolomb Apılan bir tecrübe, beynin plâstik iktidarımerikayı keşfettiği zaman, çeşmenin bu yeni kıt'ada olduğu iddiası ortaya çık nı ölçmek için biraz daha ileri götürümış, hatta çeşmenin tarifi bile yıpılmış lünce iş değışiyor. İlkönceleri, gagasma tı. Sulan, altın ve mücevheratla dolu damlahlan suyu içmekle iktifa eden gü« topraklar üzerinden akıyor, dudağını değ vercin, yavaş yavaş, suya gagasını daldıMısır Hariciye Nazırının Türkiyeye direni ebedî gencliğe kavuşturuyor, diyor rarak içmeğe ahşıyor. Sonra, suyu gövaki olan ziyaretinin, Mısırın Saadâbad lardı. Bir İspanyol seyyahı, Florida'yı. rünce içmek ihtiyacmı hissediyor. Daha paktına girmesi ve Türkiye ile Mısır asonra da, susadıkça su aramaya başhyor. bu sihirli kaynağı ararken kesfetmiştir. rasında bir mütekabil yardım paktı akdeSuları guya şakır şakır akan bu çeş Beyin, tekrar teşekküle başlamıştır. dilmesi meselelerile alâkadar olduğu çok Fazla çalıştırılmaktan zebunlaşan haymeden başka, Ortaçağ insanları, hayatı kat'iyetle iddia olunmuştur. Mısır mehavanm besıye çekılince dirileşmesi, fazla uzatmanm sırrını bir de simya ilminden fili, sonuna kadar sıkı bir ketumiyet mubeklıyorlardı. îksiri âzam araştıran sim yorulan insan vücudlerinin, muayyen bir hafaza ettiklerinden, bu meseleler üze yagerler, ayni potanın içinde, ölüme de tedaviden sonra dinc hale gelmesi, uzvirinde yürütülen mütalealar tahminden yetin bu plâstik ve doğurucu kabiliyetinçare bulacaklarını ümid edıyorlardı. öteye geçememıştir. Bu gibi meselelerde den müteveli'ddır. Ortaçağ, ebedî hayat ve ebedî genclivaziyeti çok nazik olan Mısır, başta, genc Şu halde, ihtiyarlıktan yıpranan vücud ğin sırrını keşfettıklerıni ıddıa eden nıce istiklâlinin ihtiyaclarile gayritelif hare simyagerin, ulemanın ve şarlatanın mü ıı'çin gencleşmesin? Eski âlimler bunu ketlere atılmamak endişesi olduğu halde ellefatıle, gene ayni adamların, birebir düşunmemiş değillerdir. Meselâ Plin, bu birçok mülâhazalara bağlı bulunmakta diye sağlık verdıkleri altın suyu, âbıha edefe, gıda yolile gitmenin imkânıru dır. Bu itibarla, Abdülfettah Yahya Payat nev'ınden çeşid çeşid ıksirlerle dolu araştırmış ve yılan yemeyı tavsiye etmişşanın seyahatini, ıleride girisilmesı muh ir. Yılanın ömrü uzun olduğu için bu dur. :emel taahhüdlere zemin hazırlamak şekçare, o zaman akla yakın gelmişti. Da*** inde tefsir etmek daha doğrudur. Bugün, ne âbıhayat, ne Jouvence çeş ha buna benzer nıce genclik ve uzun ö« Bu, seyahatin siyasî cephesidır. Bir mesi, ne altın suyuna inar.an kalmrıdı. mür reçeteleri vardır. de ticarî cephe vardır ki, iki memleket a Böyle olduğu halde, ne ebedî genclik hülAncak, uzviyetimiz, yenileşme kdbilirasmdaki münasebatı artırmak ve bir ti yasından vaz geçiyor, ne de ölüme çare yetine ne dereceye kadar sahib olursa olcaret muahedesi imzalamak maksadına bulmak ümidinden. Yirminci asrın, Or un, bu kabiliyeti bir müddet rnuhafaza matuftur. Mısır halkını sevindıren diğer taçağ iksirleri yerine ikame ettiği şey, ki edebıliyor. Muayyen bir yaştan sonra bir haber de Majeste Kral Farukun, tabcı camekânlarında sık sık görmeye a saybolan bu kabiliyet, işte ihriyarlığın ta doktor Rüştü Arasın Kahireyi ziyaretin lıştığımız «Yüz sene yaşamanın sırrı», iendısidir. Uzviyet, çalışa çaîışa yıpıande mevzuu bahsolan Türkiye seyahati yahud «Genc kalma san'ati» gibi ısimler mış, çehreler eskimiş, nesicler gevşemiş, mücadele kuvveti kalmamıştır. Demiri, meselesidir. taşıyan risalemsi kitablardır. çeliği paslandıran, fildişini yol yol çatlaHulâsa, Mısır Hariciye Nazırının ziJouvence çeşmesi devrinde, yahud Orareti dolayısile verılen haberlerin ve taçağda insanlar gencliklerinı daha çok tan, taşı ufalayan, tahtayı kemiren zaman, jnsan vücudünü de eskitir. dermeyan edilen mütaleaların heyeti muhafaza eder, veya daha uzun ömürlü Modern âlimlerden, ihtiyarlığa ve öumumiyesinden çıkarılan netıce, her iki olurdu da, zamanımızda daha mı az yalüme çare arayan en meşhur sima, Pasmemleketın, beynelmilel bakımdan tnu şıyorlar? Hayır. O zamanki beşeriyet ne vazi menfaatlere sahıb oldukları ve bu ise bugünkü de odur. Bir asn dolduran tör enstitüsü doktorlarından Mecnikoftu. menfaatlerin müşterek ihtiyaclarının icab ömür sahiblerine sorunuz. Herke^ten faz Bu zat, vücudümüzde, yaş ilerledikçe ttirdiği bazı kararlar ilham edeceği mer la yaşamalarınm sebebini kendileri de bıl zâfa düşen asıl hüceyrelerle, makrofaj denilen serseri hüceyrelerin ezelî bir mümezler. Bunların içmde, ne âbıhayat içekezindedir. cadele idame ettiklerini nazan dikkate Türkiyenin, son zamanlarda, beynel ni vardır, ne de Jouvence çeşmesinin yaalarak, bunlardan birincileri diriltmeye milel sahada aldığı çok sarih vaziyet, Mı nından geçeni. Eskiler de böyle idi, \irimkân olmadığına göre, ikincileri zayıfırın bu husustaki işini son derece kolay mincı asır insanı da böyledir. latarak hücum kabiliyetinden mahrum Şu halde, bizleri, tabiî ömür, uzun aştırmaktadır. Esasen, Türkiyenin bu bırakmak esasile işe başlamış ve bir seaziyeti alması ve İngıltere ile anlaşma ömür diye iki türlü yaşama müddeti karom keşfetmişti. akdetmesi üzerinedır ki, Mısırın bu an bulüne mecbur eden şey, tabiatin bir cilBu serom, vücude aşılanmca, serseri aşmaya yardtmda bulunması ihtimalin vesinden ibaret değil vnidir? makrofaj hüceyreleri filhakika aîelâde Bunu böyle düşünüp işin içinden sıyden ısrarla bahsedilmeğe başlanmıştır. Bu hususta birçok asılsız şayıalar ortaya rılmak kolay, ancak, şurası da muhak mikroblar gibi mağlub ediyor, öldürüyordu. Fakat, onların savletinden kurtuıkmış, hatta askerî elbirliği bile mevzuu kak ki, bugün henüz bilmediğimiz birlan diğer hüceyrelerin yıpranmasma, ajahsedilmbtir. Bu rivayetler sonradan takım şeraıt, tabıî ömrü uzatıp, bazı ınsınmasına, zâfa düşmesine mâni olamıekzib edilmişse de, sadece, efkârıumumi san yaşlarını asırdan öteye kadar götürüyordu. ft tarafından münakaşa mevzuu olması, yor. Bu bilmediğimiz şartlardan bir tameselenin Mısır için nekadar alâkayı ca nesi, uzvıyetimizi teşkil eden canlı madMitolojinin âbıhayatı, simyagerlerin denin yaratıcı ve plâstik kabiliyetindeki ib olduğunu göstermeğe kâfidir. iksiri âzam potasından çıkarmaya çalışBütün Yakınşarkta büyük bir faaliyet verim nispetinin çokluğu veya azlığı olatıkları uzun ömür iksiri ne idise, Profearfeden mihver propagandası, bu alâka* bilir. sör Meçnikof'un ihtiyarlık seromu da o Meselâ, su yılanı, kertenkeîe nev'indan ıstifade etmekte gecıkmemıştir. Türkidi, genclik asısı mucidi Voronof'un gudden hayvanlar üzerinde yapılan tecrübengiliz anlaşmasınm akdi ferdasmda, bu delerden yaptığı serom da odur, Doktor >ropaganda, hâdiseyi Saadâbad paktınm ler, uzviyetin bu plâstik kudreti hakkın Aleksi Karel'ın, arasıra yarım ağız'a gayet canlı örnekler veriyor. Bu haynsicamını ihlâl eder mahiyette göstermış. matbuata isittirdiği buluşlar da galıba o vanları ortasından ikiye bölünüz; iki ayrı e bu paktın bitaraflığı, Türk İngıliz olarak kalacaktır. Anlastnası yüzünden ciddî surette tehdi vücud halinde yaşıyor. Bacağını, kolunu Bir günlük yorgunluğu dinlendiren uyde maruz bulunduğu yolunda iddıalar kesin, gözünü çıkann, yerine yenisi bitiyor. Meksika semenderi denilen hayvan, ku ile, tabiî ömrün sonunda gelen ölüm ürütülmüştür. arasındaki fark, birinin muvakkat, ötekiAbdülfettah Yahya Paşanın ziyareti kuyruğu ve arka ayakları koptuğu halde nin devamlı olmasıdır. Biri, vorulan vüle ayni mahiyette mütalealara yol açmış yası^or, birkaç ay iarhnda, bu kuyruğun cudün; öteki, yorulmaya dahi kudreti e Mısırın, Büyük Britanya tarafından ve bu ayakların yerine yenisi gelivo". kalmıvjjn U7\nvefin dinlenmesidir. Bu iki Dimağda da ayni hassa mevcud. Güıdare edilen çevirme siyasetine sürüklen istirahatten birinin muvakkat, ötekinm evercinİT\ bevnini olduğu gibi cıkanvorlar. dıği iddıaları ortaya çıkmıştır. bedî mahiyetini, yorgunlukların müddeBu propaganda, bilhassa şark memle ilhakçı siyasetinin ta kendisidir. tile ve derecesile ölcersek, ihtiyarlığa ve ketlerınin istıklâlı ruhuna darbe vurmağı Hulâsa, Mısır Hariciye Nazırının ölüme çare arayıp bulamamak aczinin istihdaf etmektedir. Bu memleketler is Türkiyeyi ziyaretinden çıkacak olan ilk tesellisini kendi kendimize vermiş oluruz. tiklâllerini yeni elde ettikleri için bu ruh netice ne olursa olsun, bu ziyaretin, şark Belkı Doktor Karel, belki jndan az onlarda daha kuvvetlidır. Fakat, Mısır memleketlerınin sivasetinde, menfaatleri veya çok sonra gelecek bir başkası, bu da bu propagandanın uyandırdığı ak nın müdafaası bakımından yeni bir ınkı vadide, beserivete yeni yenı ümıdler vesülâmel, sahiblerinin besledikleri emeüer safm hareket noktasını teşkil etmektedir. recekler. Lâkin, bugüne kadar yapılan için ümid verici bir mahiyette değildir. Türkiye ile Mısırın, menfaatlerinde ve kesiflere bakılırsa, bundan sonrakiler de Zira, bugün bütün Yakınşarkta belirme ihtiyaclarında müşterek olduklarını, ha hep ^oş ümidden ve teselliden ibaret kağe başlıyan kuvvetler topluluğunun asıl disat daima göstermiştir ve göstereck lacak. sebebi, esasen Almanyanın ve îtalyanm tir. * * H. BİLGİÇ