25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 Mart 1939 CUMHURİYET ((Sadıkzade » nasıl karaya oturdu ? Tramvay duraklarına konulan sepetler neye yanyor? Maruf bir ingiliz casusu Yazı ve para Ingiliz ve Amerikan muharrirlerinin kazancı, dünyanın diğer memleketlerindeki muharrirlerinkinden daima fazla olmuştur Yolculardan biri, bu korkunc kazavı anlatıyor Fenike (Hususî) Fenike civannda Adrasan feneri kayalıkları üzerine bin direrek karaya oturan Sadıkzade vapuru nun bir kıstm yolcuları buraya geldiler. Kendilerile görüştüm. Bunlardan Fenikeli terzi Yaşar bu deniz kazasını şöyle anlatmıştır: « Sadıkzade vapurunun son yolcuları arasında idim. 213939 akşamı Antalyadan Fenikeye yol aldık. Gece yansından sonra sahılin Kalıdonya adaları müntehasına yaklaşıyorduk ki fırtına gittikçe kudurmağa, deniz, birdenbire azıtmağa başladı. Bu ntehlikeli yolda yürüyüşe devam edebilmek imkânı kalmamıştı. Nıtekim gemi istikametini değiştirdi; limana gidiyoruz, dedıler. Böyle nekadar gittık, hatırlıyamıyorum. Bir ara gemi alt, üst olacakmış gibi şahlandı ve biraz sonra top patlayışını andıran gürültüler başladı. Kazaya uğradık! Vapur kükriyen dalgaların ardı kesilmez hücumlarıle yana yatmış ve bir hamlede kayaları atlı yarak, dağm dıbine yaslanmıştı. Elektrikler söndü. Şuraya buraya konulan el lâmbalarının zayıf ışığile seçebildiğim zavallı gemi başkaptanını güvertede çok tabiî bir halde gördüm; şaşırdım. Sanki hiç birşey olmamış gibi şayanı hayret itidalle maiyetini etrafına almış, emirler veriyor, sonra da yolculara dönüyor, onlan teskine uğraşıyordu. Bu sıralarda derhal kurtarma işine başlandı. 10, 15 metre yanı mızdaki karanın dağmık kayaları tarafına içi halatlarla dolu bir sandal indirdiler, kayalara iki halat bağlıyarak uçlarını gemiye verdiler ve ortasına da hepimizin halâs vasıtası olan fıçıyı astılar; işte bu tesisatla çoluk, çocuk, kadm, erkek bütün yolcular kayalar üstüne çıkarıldı.» Entellicens Servis en mühim uzvunu kaybetti Şark ve Arab âleminin başına musallat olan, her gizli ve karışık işte parmağı olan Fitz Maurice de Londrada öldü İngilterenin şark memleketlerinde gizli ve alenî en ziyade propaganda ve faaliyet gösteren iki meşhur ajanı vardı. Biri Arab âlmini Osmanlı imparatorluğu a leyhine kaldıran ve şarktaki her meselenin arkasında parmağı bulunan meşhur miralay Lavrens'tir. Diğeri de eskiden İstanbuldaki İngiliz sefareti baş tercümanlığında bulunan FiçMoris (Fitz Maurice) idi. Lâvrens hayl zaman evvel vefat etmişti. Fiç Moris de 73 yaşında olduğu halde bu ayın yirmi üçünde Londrada ölmüştür. 23 yaşında iken îngilterenin şark konsoloslukları servisine girerek faaliyete başlıyan Fiç Moris hayatının son gününe kadar şark âleminde İngiltere için çalışmıştır. Son vazifesi İngiltere Bahriye Nezaretine mahsus İntellicens servisinde idi. Burada iken siyonizm davasını ve Filistine dünya Yahudilerinin doldurulmasını bütün nüfuz ve gayretile müdafaa etmiştir. Yahudi meselesinin; bu unsurun kendi başına yaşamasına mahsus bir toprağa malik olmamasmdan ileri geldiğini ileri sürerek bu Arab memleketini tam bir Yahudi yurdu haline gerirmeğe çahşmıştı. Fiç Moris zâhirde sıfatı baştercümanlıktan ibaret olduğu halde gerek istibdad devrinde gerek meşrutiyet zamanında Osmanlı imparatorluğunu parmağı üstünde oynatmışh. Kendisi çok güzel türkçe bilirdi. Türkerin hayırhahı ve samimî dostu gibi görünürdü. Fakat el altından Osmanlı imparatorluğundaki Türk olmıyan müslim ve gayrimüslim bütün unsurlan ve hatta müslüman Arabları tahrik ve himaye ederek devletin başına sonu gelmez gaileer çıkarmıştı. Türkiyeyi alâkadar eden her meseleye kanşmıştır. Meselâ îtalya, Trablusgarbı zaptettiği zaman Fiç Moris burada îngiiz general konsolosu olarak mühim bir rol oynamıştır. Tam ismi Gerald Henry Fitz Mauricetir. 1865 senesinde İrlandada Dublın şehrinde doğmuştur. Eski Hariciye Nazırı Lord Lousdovvn'un ailesine menubdur. Her İrlandalı gibi katolikti. Mektebde iken en ziyade sevdiği ve çaıştığı dersler, başta türkçe olmak üzere ark lisanları, coğrafya ve tarihti. Son derecede natuk ve cerbezeli idi. 1888 seesinde tercüman muavini olarak İngiltere Hariciye Nezareti konsolosluk şubesine irmiştir. Meşak ve mezahimden yılmaz ve uzun eferler ve seyahatler yapmaktan zevk duyduğundan Osmanlı imparatorluğunu aştanbaşa gezerek tetkikat yapmıştır. Bu münasebetle türkçesini pek az İngiliz müsteşrikine nasib olan bir derecede erakki ettirmiştir. İstanbul şivesinden başka Anadoludaki muhtelif lehçeleri de öğrenmiştir. Paşasından kapıcısına kadar Türklerden pek çok dost temin etmiştir. Fakat ayni zamanda Ermenilerin, Arabların ve bahusus Bulgarların davasını benimsemiştir. Şarkî Rumelide ve Makedonyda Bulgarlar çinde çok dolaşmıştır. îzmir ve îstanbul konsolosluklarında alıştıktan sonra muhtelit komisyona İn iliz delegesi tayin edilmiştir. Bu komisonu, îngiliz sefiri Sir Filip Currie'nin ısarı üzerine Abdülhamid kabul etmişti. Komisyonun vazifesi guya zorla ihtida ttirilen Ermenileri eski dinlerine döndürmekti. Sağdan sola doğru: Dikens, Valter Skot, Balzak Para ile başı hoş olmıyan bellibaşlı vardır ki, kalemi sayesinde, devrinin en meta yazıdır. AngloSakson memleketleri meşhur muharrirlerinin çoğundan fazla müstesna. para kazanmıştır. Ponson de Terrail, gencliğini zevk ve Yazı, para ile alınıp satılır bir mal haline geldiği tarihtenberi, AngloSakson sefahet içinde geçirip, otuz yaşına geldimuharrirlerin kazancı, dünyanın diğer ği zaman bir parasız kaldıktan sonra romemleketlerindeki muharrirlerin daima man yazmağa heveslenmiş ve kaleme safevkinde kalmıştır. Bazı îngiliz ve Ame rılmıştı. Fakat bu muharririn romancılırikan mecmualannın, bir makale veya bir ğında edebiyat hevesi, yazıcılık istidadı hikâye için muharrire verdikleri yazı üc gibi mefhumları değil, bir nevi bazirgânlık reti, hele îngiliz ve Amerikalı naşirlerin aramak daha doğru olur. Çünkü Ponson ödedikleri telif hakkı, dünyanın her ta de Terrail'i roman yazmağa sevkeden rafında hayret uyandıracak kadar yük sebeb, sefahete alışık müflis mirasyediliği ve onun, romanlarmı yazarken gözönünde sektir. bulundurduğu esas, hangi nevi romanm Bazan, meşhur bir îngiliz muharririn en fazla para kazandırabileceği keyfiyevefatı haberi, onu müteakıb da bıraktığı tiydi. Bu muvaffakiyetli muharririn, kenmirasın miktarı işitilir. Bu miktar daima disine milyonlar kazandıran ve kapış kahayretle karşılanmıştır. Meselâ Sir James pış satm alman eserlerinde nasıl bir üs Barrie vefat ettiği zaman, varislerine, bir lublu yazı ile süslediğine iki misal: «Eli, milyoner mirası bırakmışh. Roman mu bir yılanmki kadar soğuktu.» «Bir bey harriri Hall Caine'in bıraktığı servet girin ayak sesini işitiyorum, Madam Ia 250,000 îngiliz lirasıydı. Birkaç sene evMarkiz'in ayak sesi!» vel ölen Rudyard Kipling, 155,000 înTıpkı Ponson de Terrail gibi, servegiliz Iirası servet bıraktı. Gerçi, îngiliz muharrirlerin bu aza tini mahvettikten sonra, yeis saikasile rometli servetleri kazanmağa başlamalan, man yazmağa koyulup «Paris Esran» isimli romanı sayesinde şöhretin ve serveson elli sene ; ürT şaTı^asıiîa* yükselen EugenT^Süe de, hâdisedir ve bunda, sahne ve sinetna sakafemi sayesinde servet yapan nadir muyesinde iazanılan telif ES^laıınılT^a* his hamrlerdendır. • •*•»sesi pek büyüktür. Ancak, son yantn asır Buna mukabil, meselâ Balzac, bütün içinde, AngloSakson muharrirlerile diğer hayatım alacaklılarla mücadele içmde memleket muharrirleri arasmda mevcud geçirmiştir. Maamafih, bunda, Balzac'm kazanc farkı nispeti, yarım asır evvel ge kendi kabahati vardır. Hakikatte, edebine mevcud olduğuna göre, îngilizlerin ve yat, bilhassa hayatının son demlerinde, Amerikalıların, Avrupa muharrirlerini bu büyük muharrire hayli refah içinde para kazanma hususunda o tarihte ge yaşıyacak kadar kazanc temin ediyor ri bıraktıklan aşikârdır. du. O tarihte ismi çok işitilen Anthony İlk zamanlarda büyük para sıkıntılan Trollope isimli muharrir, kendi yazdığı çekip, hayatının sonuna doğru bir parça tercümeihalinde, kalemi sayesinde ne ka rahata kavuşanlar arasında, Rus muherzandığım santimi santimine hesablamıştı. riri Dostoyevski'yi de sayabiliriz. DostoBu muharririn alelâde bir üslubu ve yevski, gencliğini ve ortayaşlılığını, mütalelâde bir şöhreti vardı. Tercümeihalini hiş bir parasızlık içinde geçirmiştir. Tâyazdığı tarihte 67,939 îngiliz Iirası 17 biler, bu talihsiz muharrire açlıktan öl şilin, 5 pens kazanmış bulunuyordu. Ya miyecek kadar ufacık meblâğlar vermekni, o zamanki piyasaya göre seksen kü le iktifa ederler, onu bir kürek mahkumu sur bin Türk Iirası, bugünkü piyasa ile gibi çalıştınrlardı. Muharririn, ikinci kane tuttuğunu siz hesab edin! rısı Annettee yazdığı dört yüz mektub Bu kazancı temin eden eserleri sayar dan bir tanesi yoktur ki, müthiş bir para sak, para miktarile hiç de kabili teüf ol yokluğundan şikâyeti ihtiva etmesin. madığını göreceğiz. Trollope, bu altmış Buna mukabil, Turgenef ve Tolstoi, küsur bin îngiliz lirasmı, topu topu kırk tâbilerin defterindeki hesabları çok kayedi hikâye ve üç beş cild kitab yazarak barık muharrirlerdi. kazanmıştı. Yirmi sene müddetle yazı Gene çok para kazanan muharrirlere yazan Anthony Trollope, ilk hikâyesi avdet ederek bir iki eski ve yeni isim daiçin 20 İngiliz Iirası ve 1864 senesinde ha sayalım. yazdığı «Onu affedebilir miyiz?» isimli Meselâ Alexandre Dumas, geçen asbir eseri için de 3525 îngiliz Iirası telif rın sonunda, eserleri sayesinde koskoca hakkı almıştır. bir servet edinen bir muharrirdir. Meşhur Lâkin, bütün edebiyat tarihinde, hiç İngiliz muharriri Dickens'i de zengin yabir muharririn, kalemi sayesinde, Walter zıcılar arasında saymak lâzımdır. Di Scott derecesinde para kazandığı görül ckens'in bir hususiyeti, son derece hamemiştir diyebiliriz. Scott, yalnız şiirle sis olması ve bilhassa, başkaları tarafınrinden, bir milyon Fransız frankını mü dan zarara sokulacağmdan, başkalarımn tecaviz para kazanmıştır; manzum eser kendi sırtmdan para kazanacağından lerinin herbiri, kendisine en az ikişer bin korkmasıydı. Bu ihtimal aklına geldikçe îngiliz Iirası getirmiştir. çileden çıkardı. Onun için, bütün tâbiler, Walter Scott'un mensur eserleri, pek hesab başına geçince, defterdeki rakamtabiî olarak, manzum şiirlerinden çok da ları gözlerile yiyecek gibi didik didik ha yüksek hakkı telif kazandırmıştır. eden Dickens'ten korkarlardı. O, hiç Walter Scott'un kazancı hakkında bir fi üşenmez, bıkıp usanmaz, hesab defterini kir vermek için, onun bir sene zarfmda önüne açar, saatlerce kontrol eder, hakeline geçen paranm Lord Byron'un bü kınm tâbi tarafından yenilmediğine emin tün hayatında kazandığı miktardan fazla oluncıya kadar uğraşırdı. olduğunu söylerler. Bugünün zengin İngiliz muharrirleri, AngloSaksonlar derecesinde olmamak H. G. Wells, Bernard Shaw, Somerset la beraber, bazı Fransız muharrirlerinin Maugham gibi meşhur simalardır. Fakat, de normalden yüksek, hatta gıpta edüe bunlardan hiçbirisi, geçen asrm Scott cek nispette para kazandıkları görülmüş larile, Trollope'Ierıle veya Dickens'leriîe tür. Meselâ, yazılan bugün sadece istih rekabet edemiyecck kadar az kazanclı faf ve istihza mevzuu olan Vikont d'Ar sayılabilirler. " lincourt, on dokuzuncu asrın, hakkı telifi Başte Wells olmak üzere birçok mu en yüksek ve eserleri en fazla satılan ya harrirler, oldukça yakın bir atide kitabm, zıcısıydı. Bir de, eserlerinden alınan ehemmiyetini kaybedeceği, filim, televizcümleler kötü edebiyat nümunesi olarak yon ve radyo gibi fennî vasıtalann, fikirkullanılmakta yekta, Ponson de Terrail leri halka neşretmek vazifesini, kitabdan Fiç Moris Vapurun kurtarılmasından vazgeçildi Sadıkzade vapurunun kurtarılmasın dan sarfınazar edilmiştir. Vapur, mahallinde satılacak ve parçalanacaktır. Bir kısım yolcuları almış olan Anafarta vapuru bu sabah şehrimize gelecektir. Denizbank, şimdi Sadıkzade vapurunun eşyalarını tahliye ettirmektedir. Vapur daki eşyalardan bir kısmı ıslanmıştır. Sigortah eşya sigorta eksperlerince, sigor tasız olanlar da bitaraf eksperlerce kıy metlendirilmektedir. büyük şark Grand Orient Ioncasına tâbi Türk ve Yahudi mason teşkılâtı ve Ermenilerin Taşnak komıtesile sıkı münasebat tesis etmişti. Abdülhamidin iskatından sonra Rum ve Arab millıyetçi teşkilâtile münasebatta bulunmuştur. Her işin ve meselenin içinde Fiç Moris'in parmağı bulunması ittihad ve Terakki merkezi umumisinin sabrını tüketmişti. Bundan sonra aleyhine şiddetli bir mücadele başlamıştır. İngilteredeki liberal partisi dahi Fiç Moris'in aşırı faaliyetinden memnun kalmadığından Deyli Niyöz gazetesi, aleyhinde şiddetli neşrıyat yapmıştır. îtalyanlar Trablusgarba girdikleri zaman Fiç Moris burada general konsolostu Balkan Harbi başlıyacağını hisseder etmez İstanbula koşmuştu. Buradan verdiği raporlarda Almanların Balkan ittifakını bozacaklannı, İttihad ve Terakki Cemiyetinin Almanya ile ittifak yapacağın: ve çıkacak büyük bir harbin Çarlık Rusyaı için felâket olacağını görmüş ve haber vermişti. Fiçmoris, Balkan Harbinin akabinde ' Sofyaya gıtmiş, 1915 te Bulgaristanı harbe girmekten men için gizli ve alenî her çareye başvurmuştu. En son vazifesi yukarıda söylediğimiz veçhile İngiltere Bahriye Nezareti stihbarat şubesinde çalışmak olmuştur. Vefatile İngiltere şark politikasının kuvvetli bir diğerini ve ikinci Lavrens'ini kaybetmiştir. Garnizon kumandanlarına bildirilecek Meclis Reisile Başvekil ve Vekillerin seyahatlerinde askerî merasim yapılıp yapılmıyacağınm garnizon kumandanlanna bildirilmesi, alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Köylü için tip elbise Köylünün ucuz ve sağlam elbise tedariki meselesi üzerinde durulmuş, köylü için tip elbiselerin bizzat köylü tarafından yapılması muvafık görülmüştü. Dahiliye Vekâleti, bu hususta alınan tedbirlerle tespit edilen kıyafetlerin üçer nüsha fotoğraflarımn gönderilmesini istemiştir. c Sokaklara ve tramvay durak yerlerine yeni konulan çöp sepetlerinin sayısı gittikçe arttırılmaktadır. Sokaklarda dolaşan bazı çocuklarla şehirülerin bu kâğıd se petlerini tahrib etmelerine meydan veıilmemesi alâkadarlara bildirilmiştir. Yukarıdaki resimlerde, bu sepetlerin yalnız kâğıdları atmaya değil, diğer bazı islere de yaradığı görülüyor. Neşriyat kongresi bir komisyon kuruldu Ankara neşriyat kongresine işti«ıj« sdecek olan murahhaslan seçmek ve bu kongreye aid bazı işleri görüşmek üzere Vılâyet Mektubcusu Osmanın başkan ığında Maarif Mudürü Tevfık Kut ve Derleme müdürü Selim Nüzhetten mürekkeb bir komisyon tesekkül etmiştir. Doktor Göbbels'in seyahati Tayyare ile nakliyat başlıyor Yanndan itibaren Ankara Adana, Ankara İstanbul îzmir şehirler arası tayyare nakliyatı başlıyacaktır. Nisan içinde posta ve gazete nakledilecek, mayısın birinden itibaren de yolcu nakline başlanacaktır. Tahrirî yapılan devlet ormanları Tahrirî yapılan devlet ormanlarının vergi mevzuu haricinde bırakılarak tahakkuka almmaması veya tahakkuktan Fiç Morîs, Anadoluda yaptığı bir tef indirümesinin hahse mevzu olamıyacaişte Urfada bin kadar Ermeninin bir ki ğı bildirilmiştir. iseye hapsedilip diri diri yakıldıklarını ördüğünü iddia ederek İngiltere Haricie Nezaretine bir rapor vermiştir. Bu hizmetlerine mukabil kendisine mühim bir nişan verilmiştir. Propaganda Nazın Doktor GÖbels tatilini geçirmek üzere Peşte ve Atina 1912 de İngilterenin Aden müstemleyolile Rodos'a hareketinde Berlin istasyonunda teşyi edilirken kesilc Yemen vilâyeti arasındaki hududu Budapeşte 29 (a.a.) Almanya fmdan kabul edilmiştir. Doktor Göbbels, tayine memur komisyonda îngiliz delegePropaganda Nazırı doktor Göbbels, dün Başvekil Paul Telek'i ve Maarif ve Me si olarak bulunmuş ve hükumeti tarafınsabah, Kral Naibi Amiral Horty tara zahib Nazın Koman ile de görüşmüş dan takdir edilmiştir. Fiç Moris, Arab kabaili içine nüfuz etür. Oğleüzeri Almanya elçisi doktor alıp kendileri yapacakları kanaatinde bu Göbbels şerefine bir ziyafet vertniştir. derek büyük nüfuz kazanmıştır. Arablar lunuyorlar. Doktor Göbbels, ve maiyeti erkânı bu kendisini müslüman zannederek Şeyh Bugünün muharrirleri, dünkülere na sabah saat 9 da tayyare ile Atinaya ha Faiz, yahud Şeyh Faris namını vermişlerdi. 1907 senesinde İstanbuldaki İngiliz zaran nekadar az kazanırsa kazansınlar, reket etmiştir. sefaretine baştercüman tayin edilmiştir. henüz Wells'in önayak olduğu fikri haDr. Göbels Belgradda kikat sahasma çıkmış görecek kadar ileri Belgrad 30 (a.a.) Tayyare ile Baştercümanlık; hakikatte sefarethanebir devirde değiliz. Ancak, şurası da mu Budapeşte'den Atinaya gitmekte olan nin gizli istihbaratı gibi en nazik bir hizhakkak ki, beşeriyet, bundan bir asır ev doktor Göbbels, yarım saat için burada metti. Fransada Cumhur Reisliği intüıabı veline gelinciye kadar, günün, alelâde yere inmiş ve tayyare meydanında Yu Bu vazifeye en lâyık adam getirilmîş hazırlıkları hararetle devam ediyor. hakikatlerin fevkinde manalar taşıyan goslav hava kuvvetleri şefi General Yan ti. Fiç Moris Osmanlı politikasının bütün Yukarıda resmini gördüğünüz zat, Diyazı üslublarınm cazibesine kapılmaktan koviç, Hariciye protokol şefi Marinkoviç esrarına ve bunu idare eden ellere vukuf jon'lu Paul Briot isminde bir bakkaldır. uzaklaşmış, işba halinde bir beşeriyettir. ve Almanyamn Belgrad elçisi tarafın peyda etmiştir. Gözünden hiçbir gizli teş Cumhur Reisliği için devre namzedliğini H. BİLGİÇ kilât ve hareket kaçmıyordu. îtalyadaki koymuştur. dan selâmlanmıştır. Fransa Cumtıur Reislgi )
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle