Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET 27 Mart 1939 AtACAK Yolculuk HAMDI VAROCLU SîNEMA Emil Janings Alman aktörü sinemaya intisabmm 25 inci yıl donumunu ıdrak ettı Acıklı bir ölüm teşekkürü Millî Reasürans rnemurlanndan Ahmed Hikmet Şenürenin kızı, Eyübde Barut fabrikasmda Mahmud Erayge nin yeğeni, Gire sun Ticaret Bankası kambiyo memuru Bedii Şenürenin kardeşi Hüveyda Şenüren on altmcı bahan hayatında gıriftar olduğu hastaIıktan rehayab olamıyarak pek genc yaşında rahmeti rahmana kavuşmuştur. Beşiktaşta Sinanpaşa camiinde cenaze namazı kılmdıktan sonra Edirnekapıda Şüheda kabristanına defnedilmiştir. Cenaze merasiminde bulunan ve elemlerimize îftırak eden zevata pek derin saygı ve teşekkürlerimizi sunanz. ( ASKERLÎKİŞLERİ ~") 1 j Bedel verecek efrada RADYO akşamki program J D6sir6 Kosztalanyi'den Rüzgâr uğulduyordu. Karanlığın, so dum bile. Tavandan sarkan kayışlara ğuğun ve gecenb buzdan kamçısı dünyayı tutunup kâh kendi ayaklarma, kâh yanıdövüyor, benim de yüzümü tırmalıyor • başındakilerin ayaklarına basarak duran du. Burnum kızarmış, ellerim çatlamış kalabalık, oturanlan görmeme mânidi. tırnaklanm morarmıştı. Gözlerim yaşarı O esnada bir kadın gözüme ilişti. Loş yordu. Etrafta, esniyen ağızlar gibi, ka bir köşede, ayakta duruyordu. Havı döranlık sokakların açıldığmı görüyordum külmüş bir robu, boynunda, tavşan tü Orada, buz tutmu§ kaldınmda tepine te yünden boası vardı. Yorgun, meyus gö pine bekliyor, avcuma hohlayarak, yahud rünüyordu. Yüzü masum ve tatlı, gölzeellerimi pardesümün ceblerine sokarak ri maviydi. Her türlü beşerî vakar ve haydonan tırnaklarımı ısıtmağa yelteniyor siyeti ayaklar altına alan, hayvanlar gibi dum. Nihayet, uzaktan, sislerin ortasın üstüste yığılıp, ıslak esvablardan buram dan, tramvaym san feneri göründü. buram tüten sarmısağımsı kokular içind Raylarda gıcırdıyarak bir dönemec: kıvrılan tramvay, önümde durdu. Bin yolculuk etmeğe boyun eğen bu insan meğe davrandım; fakat elimi daha par kalabalığının manzarasından tiksindikçe, maklığa uzatırken, içeriden: «Dolu!» di o kadınm gözlerine bakarak teselli ara ye bağıran hain sesler kulağıma geldi. mağa başladım. O, çokluk, önüne bakı Basamaklarda, salkım salkım insanlar yordu. Onun da benimle ayni şeyi düşünvardı. îçeride, tek telli bir ampulün kır düğünü tahmin ediyor, bu tramvay aramızımtrak, solgun ışığında, bir takım can bası hakkmdaki fikrime iştirak ettiğini Iı mahluklann göz kırptıklan, arasıra farkediyor, müteselli oluyordum. Hastakımıldadıkları görülüyordu. Kadm, er lar, yalnızlıklarını hissetmesinler diye koEmil Janings kek, çoluk çocuktan mürekkeb bu kala ğuşlara bırakılan gece kandillerinin mavi balığm karşısında bir an tereddüd ettim; ışığına nasıl bakarlarsa, ben de onun gözBerlinden yazıhyor: Bonra, bir sıçrayışta basamağa atladım. lerine öyle bakıyordum. Bütün dünyada olduğu gibi memlekeDaha fazla mücadele cesaretini kay Müşkülpesendlik edecek zaman değildi. timizde de pek iyi tanınmı? olan büyük öyle üşümüştüm ki dişlerim takırdıyordu. betmemiş olmağı, sırf o kadmcağıza medaktör Enul Janings bu ayın 17 nci günü Esasen acele işim vardı; yolum da uzun yunum. sinemaya mtisabınm 25 inci yılını idrak du. Aradan bir çeyrek saat geçmişti ki, etti. Emil bundan yirmi bej sene «wel, llkSnce pek fecî bir vazîyette kaldım. dört kişilik sıralardan birinde boş bir yer yani 17 mart 1914 te sessiz bir filimde O insan salkımına takılmış, ben de o sal yakalamağa muvaffak oldum. Oraya ilk ilk defa olarak rol deruhde ebnijti. O kımda bir tane olmuştum. Köprülerden oturduğum dakikada ancak bir bacağımı andan itibaren yavaş yavas. yükselerek aştık, tünellerden geçtik; başdöndürücü yerleştirebilmiştim. Vücudümün müteba beyaz perdenin en meşhur simalanndan bir sür'atle gidiyorduk. Tutunduğum kisi, havada duruyordu. Yanımdakiler, biri haline geldi. «Babaların günahı» nayerden ayrılmak, düşüp ölmek demekti. paltolarına sıkı sıkı sarılmış, mükteseb mmdaki filmile Amerikada ilk Avrupalı Arasıra, bir duvar, bir tahtaperde, bir a haklarından zerre feda etmemeğe, baş artist olarak büyük sinema mükâfatmı ğac, yanımdan sürtünerek geçiyordu ve kasına bir karış yer vermemeğe azmetmiş. kazandı. Geçenlerde Alman hükumeli ben Azraille burun buruna geliyordum. insanlardı. Kısmetime razı olup oturdum. tarafından kendisine «devlet aktörü» unFakat, bana, tehlikeden fazla azab ve Enine boyuna serilen bu adamların mağ vanı verildi. ren şey, öteki yolcuların bana diş biledi rur tavırlannı görmemezliğe geldim; bir Emil bugünlerde kendisi gibi büyük ğini düşünmekti. Tramvaym içindekiler çuvaldan farkım yoktu. Insanların, hem bir Alman aktörü olan Werner Kravss benimle alay ediyorlar; kaderin, beni cinslerine karşı insiyakî bir nefret duyle birlikte verem mikrobunun kâşifi prokendilerine sıkı sıkı yapıştırdığı basamak duklarını, çmalın mevcudiyetine, insanınfesör Robert Koch'un hayatını tasvir takiler ise, düşmemi dört gözlc bekliyor kinden daha kolay tahammül ettiklerini eden bir kordelâ vücude getirmektedir. lardı. Düşsem, beyninı patlasa, bir yük biliyordum. Emil'in sinemaya intisabmm 25 inci yıten kurtulmuş olacaklar; derin bir nefes Herşeyin bana vızgeldiğini, benim, ını idrak vesilesile yaptıgı davette ben alacaklardı. rabda yerim olmadığını görünce bir par de bulundum ve bu münasebetle sinemaNeden sonra, sahanlığa kadar sokula parça sıkıştılar, hisseme düşen bir parça cıhğın istikbali hakkında üstadın fikirlebildim. Vakıâ, tek ayağımm bir kenannı cık yeri bana bıraktılar. rini öğrenmek istedim. Büyük san'atkâr ilişrirebilmiştitn; fakat ne de olsa ayağun Birkaç istasyon sonra, pencere yanında unları söyledi: karada sayılabilirdim. Kapınm demirine bir yere, akıbet yerleştim. Oturdum ve et Filimcilik gitgide sırf bir kazanc de sıkı sıkı tutununca, hiç değilse yuvarrafıma göz gezdirdim. îlkönce, mavi göz rasıtası olmaktan ve endüstri formüllerilanmak tehlikesinden kurtulmuş oluyorlü kadını araşurdımî meydanda yoktu. nin hakimiyeti altında bulunmaktan kurdum. Ben, kalabahkla didişirken, zâhir, inip tuluyor, günden güne san'at hududu içeMaamafih, efkâri umumîyenin, bura gitmişti. Onu ebediyen kaybetmiştim. isine daha ziyade sokuluyor. Bir filmin da da aleyhime döndüğünü hissettim. îçimi çektim. Buz tutmuş pencereler fazla hasılat yapabilmesi onun âdi hisÇok geçmeden fırtma patladı. Hiç olden dışarı baktım. Bir sıra lâmbadan, iyatı okşamak gayesine matuf olmasramazsa, aşağıdakiler bana alışmışlar, acı kirli bir kar tabakasmdan, loş, soğuk, ka dan ziyade san'at ve estetik kaidelerine bir hakikate boyun eğercesine, mevcudiâbi olarak yüksek hisli insanlara hitab yetime tahammül göstermeğe başlamışlar, pah kapılardan başka birşey görünmü etmesile kabil oluyor. rıatta varlığımı unutmuşlardı bile. Yuka ordu. Seyirci sınıfının pek yavaş fakat pek Tekrar gögüs geçirdim ve esnedim. rıda kazın ayağı öyle değildi. Ben, şimdi at'î bir şekilde muayyen bir zevk ve hüen son tufeylî idim; aleyhinde herkesin Elimden geldiği kadar kendimi teselliye küm sahibi olmaya başladığını pek iyi ittifak ettiği en yeni düşmandım. Yüzüme çalıştım. İlk intıbaım şu oldu: Mücadele hissediyorum. Yakında tıpkı tiyatro sekarşı örtülü ve açık hakaretler savuranm, etmiş ve galebe çalmıştım. Hedefimin ayircileri gibi filim meraklılarmm da muBir sövüb sayanm, alay edenin haddi hesabı zamisine varmış bulunuyordum. yoktu. Fakat ben mücadeleden vazgeç tramvay arabasmdan beklenen azamî şey, ayyen smıflara ayrılacağı tnuhakkaktır. medim. Sonuna kadar dayanmaga az bir pencere kenarında bir kişilik yer değil Tiyatro seyircileri bugün nasıl bir mü metmiştim. Kendime cesaret vermek için midir? Işte onu nihayet ele geçirmiştim. zikhol revüsile Racine'in bir piyesini rekdiğerine karıştırmıyorlarsa sinema se«Inad bu ya, diyordum, şunlara rahat Düşündükçe, geçirdiğim mücadelenin vermiyeceğim, dişimi sıkıp burada dura müthiş safhaları gözümün önüne geliyor nrcileri de ayni tefriki yapabilecek bir eviyeye geleceklerdir. cağım.» du. Tramvaya hücum edişime, basamakSinema, istikbalde şimdiden ne huduİnadım semere vermekte gecikmedi. ta çektiğim ıstırablar, sahanlıktaki didişdunu tayin ne de evsafını tespit edemi Tavanda asılı kayışlardan biri bir aralık meler, arabanın içindeki pis kokular. Oelime geçti; ona yapıştım. Biraz sonra rada hâkim olan zihniyet, birer birer aklı eceğimiz teknik tekâmüllere mazhar oyolculardan biri beni tartakladı. Fakat ma geliyordu. Son dakikada mücadele acaktır. Fakat ayni san'at ve estetik kaöyle biçimli bir tartaklayış ki bir hamlede den vazgeçmeği düşünmüş olduğumdan delerine tâbi olmaktan kurrulamıyacakkendimi tramvaym içindeki kalabalıgın adeta utandım. Bir muharibin, yaralanna rır. Sekspir'in üç yüz sene evvel salaş ortasmda buldum. Şimdi, dört taraftan bakması gibi, pardesümün kopuk düğme arda oynanan ve bugün en modcrn tiatro salonlarmda temsil edilen bir piyesıkıştıran bu kalabalık ortasında, sıcacık yerlerine baktım. «Para ile değil, sıra ile» inde ruh itibarile değişiklik bulmak bir muhit içindeydim. Arasıra, nefesim diye düşünüyordum. însan, Zahmetinin mümkün müdür? Hayır.. îşte sinemanın kesilecek kadar sikışıyor, böğrümde kâh mükâfatmı kolay kolay görmüyor ama, akikî san'at eserleri de böyle bir ebedî bir şemsiye ucu, kâh bir çanta kenan hiseninde sonunda muvaffakiyet muhakkak. 5mre mazhar olacaklardır. sediyordum, fakat bu gelip geçici rahatO zaman, kazandığım zaferden istifa•Jr Fransız artisti Pierre Fresnay, Jusızlıklar müstesna, yerimden memnunde etmeği düşündüm. Yorgunluktan sız ien Duvivier'nin çevirmekte olduğu «Esdum. lıyan bacaklanmı uzatıp, şöyle rahat bir arlı araba» filminde baş erkek rolünü Yavaş yavaş, vaziyetim daha ziyade nefes alayım, dedim. Tam hazırlanırken, deruhde etmiştir. Bu kordelâ bittikten düzelmeğe başladı. Giden, gelen, inen, biletçi pencereye dogru yaklaştı, orada onra Ludwig Berger'in idaresinde bir binen kalabalıgın içinde, bir an geldi ki, asılı duran tabelâyı tersine çevirdi ve: kordelâ yapacak ve bu eserde karısı Yvonsol elimle, pardesümün düğmelerıni çöz Son istasyon! nere Printemps de rol alacaktır. Onu meğe ve biletçinin, nazik fakat ısrarlı taDiye seslendi. müteakıb da Pierre rejisözlüğe başlayalebini yerine getirmek için, pantalonumun cak Henri Lavedan'm «düello» ismindeki cebinden para çıkarmağa muvaffak olGülümsedim. Ağır ağır tramvaydan serinden iktibas edilen kordelâyı idare edum, biletimi aldım. Para çıkarıp verebil indim. decektir. mek burada bir zevk yerine geçiyordu. Sonra, umumî bir kargaşalık oldu. Tramvaya, iriyarı bir kontrolör binmişti. Yüz kiloluk şişman vücudü, arabanın döşemesini adeta çatırdattı ve yolcuları, ağzına kadar dolu bir fincan muhteviyatını tasıran iri bir şeker tanesi gibi, yerlerinden etti. Şişman kontrolörün insan kalabalığı arasından açtığı boşluk sayesinde bir nebze rahata ermek üzere iken kafama biı yumruk indi ve pardesümün düğmeleri çatır çatır söküldü. Fakat aldırmadım. Tramvaym ta ortasına kadar girmiş, gayeme ulaşmıştım. Bu zafer koltuklarımı kabartıyordu. Yer bulup oturmak, tabiî mevzuu bahsolamazdı. Esasen, bu mazhariyete eren imtiyazlı smıfı göremiyor L Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden: 333 ve 334 doğumlulardan nakdi bede veren ve verecek olanların bu celbde aske Türkiye Radyodifüzyon Postaları re sevkedilmiyecekleri dünkü gazetelerl DALGA UZUNLUĞU ilân edilmlşti. Bunlar da bu celbde askere 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. sevkolunacaklarından 30 mart 939 sabah: T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. şubede bulunmaları yeniden ilân olunur. 12,30 Program. 12,35 Türk müziği Pl. 13,00 Memleket saat ayarı, ajans, meteoroÖLÜM loji haberleri. 13,15 Müzik. (Küçük orkestraŞef: Necib Aşkın) 13,4514 Müzik (Hafif müSabık Zonguldak meb'usu Ragıb Öz zik Pl.) 18,30 Program, 18,35 Müzik ıCazdemiroğlunun küçük oğlu İnal dünkü band Pl). 19,00 Konuşma (Doktorun saacı) pazar sabahı vefat etmiştir. Cenazesi bu 19,15 Türk müziği (Halk türkuleri Sadi Yaver Ataman). 19,30 Türk müziği (Karıgün saat 11,30 da Suadiyede Şaşkmbak şık program: Saz eserleri). Hakkı Derman, kal civanndaki evinden kaldınlarak E Eşref Kadri, Basri Üfler, Hasan Gür, flamdl Tokay. 20,00 Ajans, meteoroloji haberlerenköy camiinde namazı kılmdıktan ri, ziraat borsası (fiat), 20,15 Türk müziği sonra Erenköydeki aile mezarlığına def (Klâsik program). Idare eden : Mes'ud Cemil. 21,00 Memleket saat ayarı. 21,00 Konedilecektir. nuşma, 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 21,25 Neş'eli plâ'klarR. 21,30 Beethoven gecesi Ölümunün 112 ncl senesi münasebetile. 1 Konuşma: Cevad Memduh tarafından «Beethoven'in hayatı tki muazzam tarihî TÜRKÇE filim birden: ve eserleri) 2 Müzik: Sonata (Sonata quasi una fantasia) Mehtab. (Opus 27. No. 2. Do minör) Piyano için. Adagio sostenuto, | Seanslar . 2 , 3 0 7 ve 8.30 dadır. Tel: 43143 Allegretto (Trio) Presto agitato. Çalan: Cemal Reşid. 3 b) Trio No. 5, Opus 70. No. 1. Re majör (Piyano, keman ve violonsel R e ı ü Tru u için) Allegro vlvace e con brio, Largo assal ed espressivo presto, Çalanlar: Ferhunde ve 100 artist, 9 NÎSAN PAZAR günü saat 16,30 da Erkin (Piyano) Necdet Atak (Keman) Mesud Cemil (Violonsel). 4 c) Senfoni No. 9 Opus 125. Re minör (Korolu) Pl. Allegro, manon troppo, unpoco mastoso. Molto viSalonlannda numaralarına başlayacaktır. vance Scherzo 2. Adagio molto e cantabileAndante moderato. Finale (Presto Allegro assai Andante moderato Presto Allegro assai. Alla Marcla Andante maestoae. Allegro ma non tanto Prestissımo. Çalan: Berlin Devlet operası orkestrasu Soyleyenler: Notte Leonhard (Soprano) Halihazırda PARİS GRAND OPERASINDA gösterilmekte ve güzellik Jenny Sonnenberg (Kontralto) Eugen Trans itibarile ingilizce kopyasından üstün olan ky (Tenor) Wilhelme Guttmann (Bas) ve Bruno Kittel Korosu. 23,4524 Son ajana haberleri ve yarınki program. SOFYA: 20,20 Senfonik konser 22,00 Senfonik konser, LONDRA (National)î 18,00 Keman ve piyano konseri 19,05 Piyano musikısi. 24,15 Orkestra konserL PARIS (Radlo): 7,20 Cello konserL Gösterilecektir. Numaralı biletlerinizi evvelden temin ediniz. 8,50 Piyano konseri 19,15 Keman konseri 21,05 Orkestra konseri (Massenet, Messager ve sair bestekârlarm eserleri). «BÜYÜK VALS» 22.45 Chartreuse de Parm ve Ganguet'nln Filminin unutulmaz yıldızı operası). PARİS (P. T. T.): 20,35 Şan konseri 21,35 Konser (J. S. Bach'ın eserleri)'. ile beraber pek nefis bir tarzda yarattıkları ve âşkla oynayan 23,05 Oda musikisi. genc kızların cazibe ve şıklık filmi olan 24,05 Çingene orkestrası ITALYA (birincı grup 421 713) ? 22,05 Senfonik konser (Haydn, Carella ve Beethoven'in eserleri). 24,20 Dans musikisi. BÜKREŞ: 9,20 Şan konseri Fransızca sözlü şaheseri bu PERŞEMBE akşamı 0,25 Orkestra konseri. 21,35 Piyano ile Beethoven'in eserleri. c Beşiktaş S U A D P A R K Sinemasında Nuhun Gemîsi | Kartaca Muharebeleri Büyük T A N A S E P M A K S İ M D İ K K A T! B Ü Y Ü K V A L S kopyası Filminin FRANSIZCA Bu Çarşamba akşamı: Büyük Gala olarak M E L E K sinemasında ROBERT YOVNG ve MELVYN DOVGLAS LUİSE RAİNER GENC KIZLAR S A R A Y sinemasında Mutlaka görünüz. Biletler evvelden alınabilir. Telefon: 41656. 1 inci vizyon ve en seçme filimler geçmeye başlıyacak olan NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerin deki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul cihlti: Eminönünde (Beşir Kemal Mahmud evad), Alemdarda (Abdülkadir), Kumkapıda (Asador), Küçükpazarda (Hasan Hulusi), Eyübde (Hikmet). Fatihte (Hüsameddin), Bakırkoyde (Hilâl) eczaneleri. Beyoğlu ciheti; Istiklâl caddesinde (Mabkoviç), Yüksekkaldırımda (Vingopulo), Galata Topçular addesinde (Yiçopulo), İstiklâl caddesinde Kemal Rebül), Şlşlide (Pertev), Beşik ;asta (Süleyman Receb), Kasunpaşada (Müeyyed), Hasköyde (Sadık Akduman) eczaneleri. Üsküdarda (Sellmiye), Sarıyerde (Os « • man), Kadıköy Eskiiskelede (Büyük), Yeldeğirmeni Karakol caddesinde (Yeldeğir menl), Heybeliadada (Halk) eczaneleri. ERTUĞRUL SADÎ TEK Tiyatrosu Bu gece Şehzadebaşı (TURAN)' tiyatrosunda (KAPLICA DÖNÜŞÜ)' Vodvil 3 perde 29 Mart 1939 Çarşamba Gününden itibaren Beyoğlunda Y I D I Z Sineması 1927 senesindenberi Avrupada en büyük sükseyi kazanan bir şaheserle ilk programım yapıyor : H A S R E T (Heimat) Greta Garbo'yu yetiştiren tsveçin sinema âlemine yeni bir hediyesi olan Z A R A H L E A N D E R' in en muvaffak, en yüksek ve henüz bir eşi yapılamıyan büyük filimdir. Çok muhteşem dekorlar, çok zengin ve şahane sahneler içinde çevrilmiştir. Metropoliten Operası primadonnası iken memleketine, aşkına, yuvasma HASRET çeken MAĞDA'nın içli âşkmı tasvir eden bu eserde yüzlerce figüran huzurunda 80 kişilik orkestra refakatile H A S R E T ZARAH L E A N D E R Söyliyeceği şarkılar herkesi teshir edecektir. Yarın akşam Gedikpaşa A Z A K Sinema ve Tiyatrosunda Memleketimizin en roaruf tiyatro san'atkftrlarının ve musikişinaslannın müftehiren iştirakile KARAKAŞ ş«ef.De Gala Müsameresi Şehrimizin manıf ve sahibinin sesi müessesesinin en güzide musikişinaslarin ve okuyucu bayanların iştirakile 12 kişilik muhteşem SAZ HEYETi tarafından büyük Saz heyetini teşkll eden san'atkfirlardan bazıları K A R A K A Ş ve tamnmış artistler tarafından Shakespeare'in şaheseri O T E L L O Facıa 5 perde Sevimh Komik i s m a l l DUmbilllU ve kumpanyasının iştirakile GiZLi O D A L A R gulünçlü komedi 30 kişilik Hilâl Bando Heyeti repertuvarının en seçkin parçalarını çalacak. HAMDI VAROĞLU Galatasaray kulübünün senelik ziyafeti Galatasaray kulübünden: 8 nisan 939 tarihinde Tokatlıyan sa •^ Fransız rejisörlerinden Rene Pulonlarında verileceği ilân edilen senel'k ol henüz ismi konmamış olan komik bir aile ziyafetine davetli zevatm davetiyefilm yapacaktır. Bu kordelâda baş rolleri lerini mektebden veya kulüb lokalinden Armand Bernard, Marguerite Moreno, tedarik etmeleri ve yerlerini şimdiden arquey, Charpin oynayacaklardır. metrdotele avırtmaları rica olunur. HALK OPERETÎ YENÎ ESERLER ) Bu gece 9 da Türk çocuğunu nasıl Zozo Dalmasla AŞK BORSASI yaşatmalı? Operet 3 perde Doktor Ömer Besim Akalmm bu 300 saYazan: hifelik ve 240 resmi muhtevi kıymetli eseM. Yesari rini bütün annelere tavsiye ederiz, •Je Fransada çevrilecek olan «Kristof Kolomb» filmini rejisör Abel Gance idae edecektir. Bu tarihî kordelâda baş roleri Victor Francen, Konşita Montenegro, [mperio Argentina oynayacaklardır. 2 büyük filim birden 1 S A H T E Yaratan: Büyök Fransız komedi artisti Havatırnzda pülmediğiniz kadar gulmeğe haeır olun F E R N A N D E L K O N T ^ ^ Amerika hükumeti zabıtaslnın, memleketi her sene milyonlarca zarara sokan Gangster ve Kaçakçılarla 2 Dayanılmaz derecede gülünç ve şen sahnelerle dolu bir Fransız filmı KAÇAKÇILAR matinelerden itibaren İ P E K Bugün Sinemasında