Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 10 Mart 1939 Çocuğumun babası Yazan : Hüseyin Rahmi Gürpınar Çamlıca sırhnda kübik pencerelerile Marmaraya bakan köşkün bir dretnot kabinesini andıran massif balkonunda Nedim Uğur dalgın, etrafın bediî güzelliğini süzüyordu. Beyaz önlüklü, zarif boneli hizmetçi kız getirdiği epey çeşidle yüklü kahvealtı tepsisini küçük masanın üzerine koydu. Bu ufak tıkırtile melul dalgınlığından uvanan Nedim sordu: \m. Bayan nerede? Odasında efendim. Söyle gelsin.. Birkaç dakika sonra hizmetçi kız şu menfi cevabı getirdi: Canı istemiyorrnuş.. Nedim ruhunu didikliyen ıstırabın asabî sarsıntısile düşündü. Artık tahammül mikyasının cıvası kabım patlatacak dereceye yükselmişti. Evlilik mes'udiyetine ermek gayesile kudretinin yetebildiği ledakârhklardan çekinmiyen koca eşinden daima gördüğü bu sevgisinin makusu bıktırıcı muamelelerle bedbaht oluyordu. Artık yetişir mmltısile yerinden fırh yan Nedim karısının oda kapısını yokladı. İçeriden kilidliydi. Güm güm vurarak tıkanır bir sesle: Aç Şükran, dedi. İçeriden, ezgili, titrek cevab geldi: Bana dokunma Nedim, insanlardan 'saçıyorum.. Ben kocandan da mı? Evet... Sen de insan değil misin? Sen kendin de insansın, kendi kendinden kaçabilir misin? Onun çaresini de düşünüyorum.. • Sendeki bu gayritabiî hallerin, bu çekilmez densizliklerin çok mühim bir sebebi var. Bunu sen de biliyorsun ben de biliyorum. Fakat bu sırrı yüzyüze ortaya atmaktan çekiniyoruz. Bilinip de saklanan sır, sırlıktan çıkar. Kam zehirliyen bir maraz olur. Açıkça söyle, biribirimizden kurtulahm. Bariz bir hakikat önünde menfi ısrarla her iki taraf için bu geçimsizlik ıstırabını uzatacak budala kocalardan değilim. Herhalde çabucak bir çaresine bakacağım.. Bu ruhî maluliyeti benden değil, doktorlardan sor.. Sordum. Birşeyciği yok, diyorlar. Sözüm ona bu adı doktor cahillerin aldanışlarına inanıyor musun? Hay hay... Çünkü benim yanımda iştahın yok, fakat bensiz pekâlâ yer içersin. Alemle güler konuşursun. Yalnız bana karşı somurtgan ve dilsizsin. İnsanlardan kaçıyormuşsun... Hayır... Cemiyet içinde kaçtığın tek bir insan var. O da benim.. içeriden anlaşılmaz, kesik, sinirli serzenişe benzer minlhlar duyuldu. Bu zayıf söylenişlere Nedim Uğur gür sesle cevab verdi: Arif Şehlâyı pazar akşamı dineye davet edeceğim. İşte sana üç gün önceden haber veriyorum. Şimdiden tuvaletine başla. Saçlarmm (ondulation) nunu yaptırt, kaşlarını bir günlük hilâl kadar yol.. kremler, iksirlerle cildini taravetlendir. Simanı en çok açan robunu giy. Arifi çıldırtacak koket bir kadm ol.. Ben de kocalık sıfatmdan hisseme düşen iftihar]a mes'ud olayım... Tevbihlerile balkona yürüdü. Tıkanmıştı. Kahvealhya el sürmedi. Sabahın şeffaf sislerile tüllenen Marmaraya daldı. * * * Beyin kanncalandıran derin bir düşüncenin lâbirentleri arasından meseleye bir çıkar yol arıyordu. Bu, birçok kocaların uğradığı klâsik hemen hemen gündelik maceralardan biriydi. Ayni felâkete başkalarınca bulunan çare nedir? Boyuna tahammül mü? Buna imkân kalmayınca hangi taşa başvurulur? Bir meşhud cürüm yap. Kanyı öldür. Âleme küçük bir heyeican zevki verecek bir gazete mevzuu ol. f Aile namusun gıcırlı sakız gibi ağızlarda çiğnensin. Muhakeme, iskandal... Âdem babanın yaratılışındanberi ayni maceralarda en kültürlü insanla en kaba hamalın tutuldukları insiyakî hayvaniyet hep budur. Gözlere kan bürüttüren kıskanclık Jve intikam hırsı... Oldürüp ölmek. Nedim Uğur kendini bu banaliteye kaptırtmak istemiyordu. Şükran gebe idi. Hem de vakti yakın. Nedim karısma hamlin son devresinde bir kazaya uğnyacak kadar fazla mı çıkışmıştı? Beynine hücum eden şüphelerin ıstırabile eziliyordu. / * * * Birkaç gün düşündü. Nihayet Arifle yüzyüze açıkça konuşmaya karar verdi. Öyle ya mademki sevişiyorlar, mademki tabiaten sempati, antipati denilen ihtiyarımız haricinde iki zıd hisle mütehassisiz. O halde Şükranı ben bırakayım ,o alsın.. Bundaı» daha tabiî bir hareket olur mu? Onları biribirinden soğutarak kendimi zorla karıma sevdirmek için cinayetlere kadar varmaktan ne çıkar? Bu durumda hemen bütün insaniyet körkörüne niçin cinayetin karanlık kuyusuna düşüyor.. Bu umumiyette ben bir istisna teşkil edemez miyim? Bu çok egoist histe gözleri kararanlara güzel bir örnek olmak ümidi bana çektiğim ıstırabların acısını ödüyor. Bu (alturiste) kararı neticesinde Arif Şehlâyı Beyoğlu büyük otellerinden birinin hususî kabinesine davet etti. Genc aman bu davete uzun tereddüdlerden sonra korku heyecanları içinde icabet edebilmişti. Karga mücadelesi Tekirdağda herkes karga öldürmeğe mecbur! Tekirdağ (Hususî) Mezruata fevkalâde zararları dokunmakta olan kargalarla Tekirdağmda mücadeleye baş lanmıştır. Muzır hayvanlarla mücadele komisyonu valımizin başkanlığında top lanarak Tekirdağının merkez ve bazı mıntakalannda toprak mahsullerimize zarar yapan kargalan 18 yaşmdan 50 yaşına kadar malul olmıyan her erkek tnükellef bu muzır hayvanlan Öldürmeğe ve öldürtmeğe mecbur tutulmustur. Karga mücadelesinin 1 marttan 31 mayıs 939 tarihine kadar ve hergün sabah saat altıdan sekize ve akşamlan saat 1 7 den 18,30 a kadar devam etmesine, her zaman icin tuzakla tutulmasına, kırlarda ve köylerde şeceleri haric her vakit öldürülmesine, evlerin tavan, çatı ve saçaklarında karga yuvası bulunan mükellefler karçaların yumurtlama ve yavrulamalannı müteakıb yuvalarmı bozarak yavru veya yumurtalarile birlikte vilâyet makamına getirilrnesine, evlerinde karga yuvası ol duğu tahakkuk edenlerin iki katlı para cezası ahnmasına, verilen müddet içinde mükellefiyetini yapmıyan ve yaptırmı yanlann muzır hayvanlarla mücadele kanunu delâletile mahsus komisyonunca "kararlaştınlacak para cezasile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. R A DSYO Yeni bir artist; Dolly Mollinger Damarlarında Fransız, İspanyol ve Hindli kanı bulunan genc kız yedi lisanı tıpkı ana dili gibi konuşmaktadır .*%. ^ Paristen yazılıyor: Fransız filimlerinde esmer, şirin yeni bir sima görünmeğe başladı. Adı: Dolly Mollinger. Cinsi, cibi'iiyeti.. Büyükan nesinin annesi Hindli.. Büyükbabası Fransız.. Ninesi İspanyol.. Kendısi ise Holanda tabiiyetinde olduğunu söylü yor, fakat şu sözleri de ılâve edıyor: Maamafıh, diyor, ben Amerıkada doğdum. Babam, Felemenk ordusunda zabitti. Aşağı yukarı yirmi sene evvel yeni dünyada annemle birlikte balayı seyahati yapıyormuş. O zaman dunyaya gelmişim. Bu vaziyet karşısında hakikî milliyetimin ne olabileceğine siz karar verin.. Bu da kâfi gelmiyormuş g'bi «Konkordiya meydanı» filminde bir Viyanalı kız rolü oynuyorum. Diyorlar ki siz aktris olmad\n evvel bir büroda çahşıyormuşsunuz? Evet, öyle ama, küçük yastanberi sinema artisti olmayı çok arzu ediyor dum. Hatta «Yumurcak» filmir.i çevirdiği esnalarda ailem bir fotoğrafımı Sarlo'ya göndermişler. Bu sırada Deanna Durbin'in rejisörlüğünü yapmakta olan sahne vâzıı Henry Koster tesadiifen benim resmimi görmüş. Onunla Holandada üç kordelâ vücude getirdim. Sonra bir Fransız filminin felemenkçe kopya sında rol aldım. Burtu müteakıb da Robert Siodmak'm nezareti altmda «Mollenard» da oynadım. Ne yazık ki fransızcayı tam şive ile konuşamadığım için Fransız kızı rolüne çıkamıyonım. Bir aralık meşhur Ingiliz aktörü Charles Laughton'la da bir fılim yajjtım. Buna filim amili Aleksander Korda tavassut etti. akşamki program j Türkiye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 K&s. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 Program. 12,35 Türk müziği Pl. 13.00 Memleket saat âyarı. ajans, meteoroloji haberleri. 13,1514 Müzik (Hafif müzik Pl.) 18,30 Program. 18,35 Müzik (Kabare ve müzikhol Pl.) 19,00 Konuşma (Tayyareci konuşuyor). 19.15 Türk müziği (İncesaz faslı) Tahsin Karakuş ve Safiye Tokayın iştirakile. 20,00 Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiat). 20,15 Türk müziği (Halk musikîsi Sadi Yaver Ataman). Bozuk ve Curada halk havaları. 20.30 Türk müziği: Çalanlar: Pahire Fersan, Refik Fersan, Cevdet Çağla. Okuyan: Haluk Recai. 1 Osman Beyin Hicazkâr peşrevi. 2 Faik Beyin Hicazkâr ağır semaLsi. (Benim servü hıramanım). 3 Hicazkâr şarkı (Sevdiğim azadei hicranım. 4 Kemençe taksimi Fahire Fersan tarafından. 5 Mahur şarkı (Telif edebilsem feleği). 6 Mahujr şarkı (Dün gene günümüz geçti beraber). 7 Refik Fersan Saz semaısi. 21,00 Memleket saat âyarı 21,00 Konuşma 21,15 Esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiatj. . 21,25 Neş'eli plâklar. 21,30 Müzik (Riyaseti Cumhur Flârmonik orkestrası). Şef: Praetorius. 22.30 Müzik (Sinema sesi ve cazband) 23,4524 Son ajans haberleri ve ya> rmki program. SOFYA: 20,35 Turandot (Puccini'nin operası). PARİS (Radio): 18,50 Keman musikîsi. 19,10 Oda musikisi. 21,05 Karışık musikl. 22.20 Çelo konseri. 1,05 Gece konseri. Paris (P. T. T.): 22,35 Senfonik musikl. STRASSBURO: 20,35 Orkestra konseri. 23,35 Büyük konser: Charpentier'nln eserleri. İTALYA (İTdnci grup: 536 560): 18.05 Şan ve piyano konseri. 22,05 Gece yaroı tangosu (Komjati'nln op«reti). İTALYA (ÜçüncO grup: 492 610):" 21,35 Tristan ve İsold (Wagner'in operası). BÜKHEŞ: 20,40 Saksofon vc şan konseri. 21,05 Konser: Haydn'in eserleri. BEROMÜNSTER: 2105 Rigoletto (Verdl'nin operası). PRAG I: 17.40 Oda musikîsi. 2130 Dvorak'ir eserlerl. 22,15 Konser: Rlmskı Korsakof, R Strauss'un eserlerl. BUDAPESTE: 1815 Konser: Schuberfin eserlerl. 23 35 Çingene orkestrası. Şükranın kocasını buz kabları içinde şampanyalara varıncıya kadar mutena zevkle hazırlanmış zengin bir sofranm başmda buldu. Güleryüzle dostça selâmlaştılar. Arif Şehlâ bu surî samimiyetin tatlılığı altmda gızlenen acı bir intikam şüphesinin verdiği heyecanla titremekten kendini alamıyordu. İlk kadeh tokuşturmalardan sonra Nedim Uğur bahsin ıstırabından hiç renk vermiyecek şen bir tavırla söze başladı: Davetime icabet samimiyetinize teşekkür ederim. Bu samimiyetinizi takib edecek dığer itiraf samimiyetlerinizle de beni minnettar bırakacağınızı umuyorum. Medenî sosyete âdetlerinin yenilmez mahzurlarile mustaribiz. Genc güzel karılı bir erkeğin evine vakitli vakitsiz, gene genc bekâr mısafirler kabulünden doğan (flirt) vak'aları bu mahzurların ilk serisini teşkil eder. Erkek, kadm iki genc arasında gizli kaynaşmalar başlar. Kaçak HALK OPERETİ aşk her tehlikeyi göze aldırtacak kadar Bu akşam 9 da tatlıdır. Sevda bir al gömlek imiş, ya ye(ÜÇ YILDIZ) ninden, ya yakasından mutlak kendini operet 3 perde ZOZO DALMAS gösterirmiş, diyen bir atalar sözü var. Az Halk Operetinde vakitte gömleğin bu ateş rengi dışan vubaşlıyor. ruyor. Gizlilik sözden ibaret kalıyor. Koca herşeyi hissediyor, biliyor. Dedikodu Üsküdar Hâle sineması etrafı sarıyor. Ya derhal veya uzunca bir 'KONTES VALEVSKA Greta Garbo tahammülden sonra bu sevişme matbuatta hergün emsalini okuduğumuz vahşi asıllarına dönüyorlar. Hemen yüreklerinin bir facia ile neticeleniyor. yırtıcı vahşetinden gelen öldür emrınin Arif Şehlâ bu kısa iddianameye uygun sevkine gidiyorlar. Halbuki bu müthiş bir cevab bulmak için dolu bir kadehi heanların göz karartıcı tehlikesinden bizi anmen susuz çekti. Boğazını yakan mayiin cak soğukkanhlıkla imdadımıza çağıracazihnine vereceği küşayişten istimdadla: ğımız temkin, teenni kurtarabilir. Beyefendimiz, dedi... İddianız bir (İnpulsif) katil değil. Bu kan ve mezar dereceye kadar kısmen variddir. Fakat uneticesi meselenin vahim güçlüğünden bir muma teşmiline imkân yoktur. Kadın ve kıymığını halletmiş olmuyor. Kadın erkek, medenî genclerin aile haysiyetini ölümle susturuluyor. Teşrihine gidilmeden kat'iyyen ihlâl etmiyecek bir terbiye daiyara toprakla örtülüyor. Bu ufunetin biniresindeki samimî ahbablıklarını nasıl inlerce emsali sosyete hayatına cerahatlerîni kâr edebiliriz? Böyleleri de yok mu? saçıp duruyor. Kadm niçin gönlünü koca Böylelerinin varhğı birincilerin vüsından alıp da başkasına veriyor? Bu cudüne mâni değüdir. Bahsimiz bu iki (fantasiste) bir hercailik midir? Yoksa smıftan evvelkine aiddir. Meselâ karım bünyenin, ruhun yenilmez bir sempati, Şükranla sizin aranızdaki flirt gibi... antipati zarureti midir? Biz aman ve koBahis kapalı aktığı mecra borusunu ca ilk defa kendimizi bu hayvanî kör birdenbire patlatmıştı. Arif Şehlâ bir iki vahşetten kurtararak hâdisenin psikolojık yutkunma arasında gülümsemek cesarebüyük ehemmiyeti önünde insanca düşütini göstererek: nelim. Ben zevcemle aramızdaki duygu Beyefendimiz bu ithamda pek kuru başkahklarını, cinsî zevksizliklerimizi anbir vahimeye kapıhyorsunuz. Bendeniz latacağım. Fakat saklı hakikati aydınhğa lutfen dostluğuna kabul olunduğum na çıkarmak için bu ruhî meselenin müspet, muslu bir ailenin kadınına ilânı aşk edecek menfi iki ucunu birleştirmek ihtiyacındadüşkünlükte bir erkek değilim. Zezceniz yız. Söyleyiniz, ilk kaynaşmanız nasıl olde böyle bir iğfale uygun cevab vermek du? Siz mi karımı ayarttınız? O mu sizi? yaratılışından çok uzak bir kadındır, bu Yoksa aranızda mukavemeti yakan bir hakikatin kat'iyetinden emin olunuz. sempati infilakile yıldırım darbesine mi Nedim Uğur bu cesur inkâra gülümsi uğradınız? Tabiatte ağır ağır sevışmeler, yerek: birdenbire tutuşmalar var. însanî vazife Yumuşak yüzle başladığunız bahsi de göz karartan ne nevi tutkunluktur. Bu gene öyle mülâyim bitirmek azmindeyim. sizinkisi? Aşk ihtiyarî değildir ama sevBen korkunc bir koca değilim. Sizin de ginizde mülâhazaya biraz yer kalmış olyalancı olmamanızı gönlüm diler. Sosye saydı siz, kocasız bir kadm seçebilirdiniz. tenin bazı noktalarda yalancıhk günahını Karım da evlilik kutsiyetine şüphe getirmazur gösterecek ahlâkî müsamaha'an memek için iğfalinizin takibinden kaçma vardır. Me'denî icabla söylenen birçok çarelerini arardı. Bu içtimaî, insanî yasayalanlar vaftizle gerçeklendirilir. Biz bu ı teptirtip sizi öteye geçirten tabiat icbazamane moral oyununun gülünc iğfalinden rınm şiddet derecesini anlamak isterim. kaçarak açık vicdanla görüşeceğiz. Ben Amansız gönül incizabının kendinizi güaldatılmış bir koca tehevvürü göstermiye nahtan korumaya imkân bırakmıyan psiceğim. Siz de aldatan bir aman kurnaz kolojik mazeretlerini kabule hazırım. lıklannda ısrar etmeyiniz. Hergün sayısız Karşmızda sorgularına cevab bekliyen kurbanlar veren müstevli bütün mahlu adam bir koca değil, hükmünü ceza kakat bu aşk vebası üzerinde fennî bakım nunlarından alan adlî bir hâkim hiç dedan bir hasbihal yapalım. Bu işte ahmak ğil, meselede epey tecrübeler geçirmiş biça değil, tabiî psikolojik zaruretleri göz taraf bir ruh doktorudur. Siz de kendinizi önünde tutarak teknik bir karar verelim. maceranın kahramanı olarak değil, nötr Karımla aranızdaki sevişme ispat ihtiya bir vadide görünüz. Kendinizin leh ve cı devresini çok^tan geçirmiştir. Bunu bir aleyhinizde doğruyu söylemek için yeminhakikat olarak bahsin başma perçinledik li bir şahid vazifesi almış olunuz. Hiçbir ten sonra daha az mühim olmıyan tefer koca ve amanın yapmadığı işi görelim. ruata geçelim. Koca ve aman karşı karşı Her davada biribirinin iddiasını çürüten ya vaziyetimiz elim olduğu kadar da iki avukat ağzı açılır. Biz ikimiz yalnız mühimdir. Biz bu ebedî davanın akla, tek hak mihrabına dönelim... Hakikatten vicdana uygun medenî bir hal şeklini arı korkmayınız. Aleyhinizde de olsa selâmete ancak onunla varıhr. Ürkütülen hayacağız. kikat bir umacı menzelesine indirilmiş * * * Arif Şehlâ bu çok realist iddianın inki olur. Halbuki biz onun en sevimli yüzünü şafma göre söz idare edebilmek için he aramakla yalanların zehirli hücumlarına mencecik red veya tasdik cihetine gitme karşı siper almış oluruz. Mevzuun şimdiye kadar vermiş olduğu kurbanları üstüste di. Biraz sarardı. Bekliyordu. yığsalardı bir ikinci Himalâya teşekkül Koca devam etti: ederdi. Biz egoistliğimizi çiğniyerek bu Evet, elim vaziyet... Bu psişik elem hangi hayvanî damardan geliyor? Yuka tepeden kıskanclık şehidlerinin ruhlarına rıdanberi söylediğim gibi bunu tahlil e fatiha okuyacağız... Yalancı iknalara alışdebilmek için ben kocalık siz de amanlık km ağzmız sussun vicdanınız söylesin... durumlarından çıkmalı, meseleyi sırf biİçtiği birkaç kadeh rakı Arif Şehlânın taraf objektif bakımından incelemeliyiz. beynini alazladı. Bulutlan paralıyan şimKarılannı amanlannın kolları arasında şek gibi sıkılganlığını yırttı. yakalıyan kocaların tutuldukları anî cin Peki Bay Nedim peki, dedi. Beni netle sahneyi bir kan buharı kaplıyor. Kı cidden müşkül bir vaziyete koydunuz. zıl divane kesilen bu zavallılar hayvanî *~. {Sonu yarın) Dolly Mollinger Kaç dil biliyorsunuz? Aşağı yukarı yedi dil.. Felemenkçe, ispanyolca, hindce, fransızca, ingilizce, almanca, italyanca.. Bütün bunları nerede öğrendiniz? Bir kısmını La Haye'daki lisede, bir kısmını da kendi merak ve gayretim sayesinde.. Holanda payitahtındaki li sede söyle bir âdet vardı: Kahvaltıda almanca, öğle yemeğinde ingilizce, akşam yemeğinde de fransızca konuşurduk. Bunu yapmıyanlara ceza verirîerdi. İşte, ben böyle yetistim. S İ) M E R L I L I A N Sinemasında H A R V E Y Sevimli ve sarışın vıldız Vivananın bütün mu^iki ruhuım canlandıran Holandada: TÜRK GECESt Martın 14 üncü salı akşamı saat 21,30 22 arasında ve 31,28 metre kısa dalgalar üzerinde Holandada meşhur «PHÎLÎPS PCJ» radyo istasyonunun üçüncü Türk musiki konserini vereceğini okuyucu lanmıza tebşir ederiz. K I R I K Z A M B A K sinemada A<k. lübs. musiki ve jjüzellik tilminde dans ediyor ve seyircilerin ^•^•^^^p^fli^HB gözlerini lıamaştınyor ^ H M ^ I H B H H H B B H Bugün A 8 R İ 2 büyük ve güzel Hm berden NAMUSLU RAiMU MEC KADIN HENRY GARAT LEMONİE tarafından güzel bir film FRED MARCH VAR BAXTER ve LIONEL BARYMOR Z A F E Rmacera O L U Y fılmi Fevkalâde Cennet balosu Bütün san'at okullanndan mezun olanlann cemiyeti tarafından Taksimde Cennet köşkünde pek muhteşem bir balo verilecektir. (11 mart) cumartesi günü akşamı sabaha kadar sürecektir. Pek ucuz olan biletler, Divanyolun daki cemiyet merkezinde, Ümid gişe • sinde ve Cennet köşkünde satılıyor. Biletler bitmek üzeredir. Genc FraDSiz Vıyoionıstı Yeni PAGANıNı FRANSESKATı 21 Mart Salı günü Fransız Tiyatrosunda Yalnız bir konser verecektir. 15 rrart cat r amba akşamı saat 21 de NÎŞANLANMA Edremid piyade alayı üçüncü tabur komutanı binbaşı Refik Çelik'in değerli avukatlanmızdan Faik Kemal Barımm kızı Leylâ Barımla nişanlan kalabalık arkadaşları arasında yapılmıştır. Kurulacak yuvava saadetler dilenz. S A R A V s'nemasında IGNATZ B'letler Büyük piyano üstadı FRIEDMANN sinemasmda satılmaktadır. ÖLÜM Berayi tedavi İstanbulda bulunan ve İstanbul Defterdarlığı eski tetkik me murlarından olup halen Bursa Defterdarlığı tahsil şeflerinden zevcim ve babamız Bay Muharrem Sev vefat etmiştir. Cenazesı 11/3/939 cumartesi günü Edirnekapı Acıçeşmesindeki evimizden kaldırılarak namazı Edirnekapı Mihrimah Sultan camii şerifinde edaden sonra Şehidliğe defnedılecektir. Ailesi namına oğlu Yedek Subay okulu talebelerinden Kemaleddin Sev TURAN TİYATROSU Bu akşam Mısırdan yeni gelen Zekiye Hamdan ve saz arkadaşları birlikte (Aşkm Göz yaşları) şarkınısı söyliyecektir. Ertuğrul Sadi Tek ve heyeti (Dehri Efendi) vodvil 3 perde (SE) Atilâ revüsü, Miçe Pençef varyetesi. tarafından bir tek resital verilecektir. Eşsiz programda: HAYDN GlL'CK BRAHMS BEEÎHOVEN SGHUMANN CHOPIN ve LITZf eserleri vardır S A R A Y Hu akşam T U r a n Tiyatrosunda Mısırdan gelen Yuksek Okuyucu ZEKİYE HANDAN ve saz heyeti şarkılannı okudufetan sonra Aş^ııı Gfiz Yaşlannın şarkısım okuyacak ERTUGRUL SADi TEK ve arkada^ları. DEHRi EFENDi Vodvıl 3 perde. Miçel P e n c e f vaıvetesı tıatlarda 7am voktur. Bakırköv BAMR • Şehremini AKGUN f ^ m ^ H ^ ^ B ^ m Balat MiLLî s nemalarda ATATURK'ün Sarrsuna girişi: Karagümrük A Y S U Ç | Şahane Tango Aynaroz Kadısı A Y N A R O Z K A D I S I Sinemasında Bugün 2 TUrkçe film. Seanslar 1 3 de ve 8.3O da Senenin en büyük sinema muvaffakiyeti TÜrkçe SÖZİÜ I SARAY Bu tılmin Fransızca nüshası yalnız M E L E K ' te ve İPEK sinemalarında başladı gösteriliyor.