Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 Şubat 1939 CUMHLKltfET SON Hâdiseler arasında KONUŞMALAR: Akademi iz muharrirler ve san'atkârlar, akademi işini kendi keır dimizle konuşuyoruz. Devletin böyle bir teşekkül kurmağa niyeti olup olmadığını bir bilenimiz yok. Belki de o, gözucile bu münakaşaları uzaktan takib ediyor ve gülüyor. > Devlet babanın gülmekte hakkı var. Akademi bir birliktir. Fakat bu teşekküle mamzed olabileceklerin fikirleri arasında birliğin tersi görünü" yor: Ayrılık. Hem öyle bir ayrılık ki akademiye benzer bir teşekkülün lüzumu üstünde bile ittifak yok. Devlet baba Akbabanm karikatürünü de görmüştür. Orada, biz akademi azaları, dil meselesini birbirimizin ağzı içindeki etten dile yapışarak veya birbirimizin çenesine tekme savurarak halletmeğe çalışıyoruz. Fakat güzel babamız, şeker babamız, sevgili babamız, önemli bir noktayı unutmasın: Eğer bugüne kadar muharrirleri ve san'atkârlan büyücek bir odada toplıyan küçümencik bir teşekkül olsaydı onların aralarında kavga, döğüş ve söğüşten sonra anlaşacaklan bir an mutlaka gelirdi. Meslek tesanüdü denilen şeyi bu nevi teşekküller yaparlar. Sebebi netice yerine koyan ezelî mantık hatasına diişmiyelim. Bizim akademiye benzer bir teşekkülden mahrum oluşumuz, aramızda anlaş* ma olmadığı için değil, aramızda anlaşma olmaması, akademiye benzer bir teşekkülden mahrum olduğumuz içindir. Yeni Maarif Veldlimiz, iktidar iskemlesine oturduğu gündenberi, eski alâkalarmı, inanclarını ve düşüncele* rini unutmamışsa hatırlıyacaktır ki, bir makalesinde, memleketin san'at ve kültür hareketlerini, meslektaş tesanüdünü ancak Avrupadakilere benzer teşldlâtlann yapabileceğini yazmıştı. Canım, hangimiz inkâr edebiliriz ki, havada uçan ve boşlukta kanad çırpan bütün fikirleri ve iradeleri ancak bir teşekkülün mekanizması şekillendirir. Haklı olarak diyoruz ki cereyan var, ampul yok. Nereden ışık bekliyorsunuz? Cereyan mı yok? Bu münakaşa cereyanı ıspata yeter. Ha!.. tşık mı istemiyorsunuz? Ona, dîyeceğimiz yok. ' Filistin konferansı bir çıkmaza girdi Londrada, Arablarla Yahudilerin isteklerinin telifi kabil olamıyor! Londra, 23 (a.a.) Diin öğleden sonra aktedilen İngiliz Arab konferansı, Arablarla Yahudilerin kendi tezlerinden bir guna fedakârlıklarda bulunmamalarmdan dolayı müzakerelerin çıkmaza girmiş olduğunu teyid etmiştir. Salâhiyettar mehafil, vakti geldiği zaman Ingiltere hükumetinin bir itilâf akdi mümkün olmamasına binaen takib etmek tasavvurunda bulunduğu siyaseti ilân edeceğini beya netmektedir. Mutedil Arabların murahhası Ragıb Beyin kardeşi Medhi Machadıibi'nin tethişçi Arablar tarafmdan ağır surette yaralanmış olduğuna dair Filistinden gelen haber, konferans mehafilinde büyük bir tesir icra etmiştir. Ayni mehafil, Filistindeki Arabların istiklâli projesini tahakkuk ettirmeden evvel tethişçilerin harekâtma nihayet vermek için rnandater devlet tarafmdan ifa edilmesi lâzım gelen vazifeye işaret etmektedirler. Öğrenildiğine göre cuma günü îngilizlerle Arablar arasında aktedilecek olan yeni içtimada münhasıran teknik meseleler mevzuu bahsolacaktır. Salâhiyettar Yahudi mehafili, Filistin konferansının bilkuvve akatnete uğramasınm İngiltere hükumetini, Fransanın Suriyede karşılaşnmş olduğu meseleye mümasil bir mesele karşısmda bulunduracağmı, fazla olarak Arab tethişçilerinin harekâtının buna inzımam edeceğini beyan etmektedir. Konferanstan elde edilen yegâne netice, İngilizlere Filistin meselesini halltmenin imkânsızhğını ve mandanın idamesi lâzumunu ispat etmek olacaktır. Ayni mehafil, tethiş harekâtınm artmasmdan korkmakta ve Filistin Yahudilerinin bundan böyle şimdiye kadar takib etmiş olduklan menfi hattı harekete devam edemiyeceklerini söylemektedirler. kurtarmak için îngilizler tarafmdan sarfedilen gayretler neticesinde bu sabah Yahudi ajansı mümessillerile Mısır, Irak ve ihtimal Suudî Arabistan miimessilleri arasında ve Lord Halifaks ile Macdonald'ın iştirakile bir toplantı yapılınası takarrür etmiştir. Filistin Arab murahhasları, bu içtimada bulunmaktan imtina etmişlerdir. Dr. Weizmann, Filistin Yahudilerinin noktai nazarlarını izah vc teşrih edecektir. Salâhiyettar mehafil, bu içtimaın ferdî temasların faydalı olduğuna kani olan zevatın aktedecekleri bir içtima olduğunu, yalnız tarafeynin itilâfgirizane hattı hareketlerinde herhangi değişiklik vücude g:lmesini beyan ettirecek hiçbir alâmet mevcud olmadığını beyan etmektedirler. Ayni mehafil, son saatte sarfedilmiş olan bu gayretin bilhassa konferansın bidayetindenberi hüküm sürmüş olan fevkalâde dostluk havasını göstermeğe yarayacağını ilâve etmektedirler. Londra, 23 (Hususî) Filistin konferansına iştirak eden Arab ve Musevî murahhaslan bugün ilk defa olarak müşteıek bir celse akdetmişlerdir. Hariciye Nazırı Lord Halifaks ile müstemlekât Nazın Makdonald îngiltereyi temsil etmişlerdir. İki saat süren müzakereler dostane olmuştur. Yarın öğleden sonra ikinci bir celse aktedileceği haber verilmektedir. Muhayyel bir münakkide lcarşı Yazan: HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR Tenkid, münakkid, krıtik türkçesi, fransızcası beyinde leylek laklakası vapan baş ağırtıcı ve bazı haşin münakkidlerin elinde tokmaklasan takır, takır sevimsiz bir kelime.. Münakkidin bu işte taayyyuş arıyan türlü çesidini gördük. Konpetanını, pedanını. Hatta eşeğm kulağını deveye, deveninkini eşeğe na kille bediî ölçü bakımından yaradam tenkid eden amatörlerıni bile... Koyfi nin küheylanına binip de herkesin eseri üzerinde nal ve kırbaç şaklatmak hoyratlığı.. Mizacımız, irfanımız, küitürü müz, psikolojik temayüllerimiz, estetik görüşlerimiz, san'at zevklerimiz biribirinin ayni mi? Niçin fikir modellerimi kendi keyfî patronun üzerine kesip biçmeye davet ediyorsun benı? Zevkimi zevkinin ibresı üzerine ayar ettırmeğe çahşıyorsun. Ne salâhiyetle? San'at duygusunda kendi hususiyetimce senden çok başka, sana hiç benzemez edebî bir hd\iyet hürriyetine malik değil miyim? Orijinalite san'atkârın sırf kendi ibda ından doğar. Bırak ben ben olayım. Sen de sen kal.. Ben bir eser vücude getirmişim. Yapmakta sana takaddümüm var. Sen, cür'etkâr kaleminle bu mevcudu delikdeşik didikliyerek varlığa çıkmak san'atını tutmuşsun. Tıpkı yağlı kâğıdlan dişlerile oyan fareler gibi. Kendi san'at kaynağmdan (initiative) bir eser fıskırtamıyarak tıpkı o ziyankâr mahluklar gibi onun bunun fikrî malından kokusunu aldığın yağlarla geçin mek.. Ve daima yağı, bah alınacak tutulmuş eserlerin özlerini emmek. Çöreğini benim mayamdan kabarttıktan sonra bir de üstünlük iddiasile böbürlenmek. Ben ve eserim olmasaydık senin şahsiyetin taayyün edebilecek miydi? Parazitliğin bu şekli neden makbul sayılıyor? Sanıyorum ki bu lâübali tegaddide vicdanlı mideler muhakkak fesada uğ rarlar. Sen ise başkasının zararına bu beslenişi helâl sayıyorsun. Edebî dehanı şunun bunun eserleri üzerinde tebarüze hasretmek yalnız kemirmek için yaratılmış muzır tırtılların işidir. Hep kerametlerin kendinden menkul.. Bir de san'atını nefsine tatbikle sübjektif bir adeseden Uyakatini seyretsene... Tenkidlediklerinden üstün gör düğün kudretinin, Beyazıd kulesi gibi yanmaz yıkılmaz bir ahıtını ortaya dik, işte eser böyle olur de. Önünde hep eğilelim. Sen bu harikanın eri olaydın yüksek ruhun başkalarında kusur aramak zevkine tutulmazdan önce seni, kusur suzluğun timsalini sırf kendi dehanm güneşinde göstermenin mümazıyetine eriştirirdi. '•V IHEM NALINA MIHINA len garibesi dolaşıyordu.. Biz bunu Hacının edebî firması sayıyorduk. Bilgileri fodla ile beslenmiş bu imaretçiler kafadan ziyade iskembeyi hatırlatan bu iki kelimeli silâhla ortada bir islâmiyet papalıaı kurmuslardı. Dinsiz, kâfir, didon, frenk isnadlarile aforozladıkları kimseler hükumetin şüpheli nazarına, muhitin taassub husumetine uğnyarak lekelenirdi. Fikirde, yazıda arabî ve Arab olmıvan herşey menfur sayılırdı. O zamanın genc Türkleri zümresinden Fraşeri Şemseddin Sami Beyi, o kamuslar babası nıuhteremi sıgaya çektiler. Arabcaya mü balâtsızlığı münasebetile kendine saidı ranlara karşı Ahmed Mithat şu cevabı haykınyordu: Harcanan milyarlara rağmen 5 ngılterenin sılâhlanmak ıçın sarfettiği II paralar müthiştir. Beş sene için kabul edilen bir buçuk milyar İngiliz lirasmdan üç yıl içinde 1 milyar 250 milyon lirası sarfedilmiş, şimdi bu korkunc rakama yeni milyonlar ilâve ediliyor. ingiltere, Büyük Harbin sonunda karnını tıkabasa doyurup uykuya yatmışh. Habeş meselesinde İtalya tarafmdan uyandırıldığı zaman aklını başına topladı ve 1942 yılı başına kadar ikmal edilmek üzere bir silâhlanma programı hazırladı. O tarihe kadar iki, iki buçuk milyar İngiliz lirası harcıyacağı, üç senede 1 milyar 250 milyon lira sarfetmesinden anlaşıhyor. Bu, bizim paramızla 1215 milyar «Suriyede çıkan Elcenne mülhid ga lira kadar birşey tutar. Korkunc yekun, zete de bu dilden yazılıyor. Hangi lisan fakat bir harbin mucib olacağı masarif, tahsisen mukaddes kalabilir?» zayiat, harabî ve sefalet yanında hiç kaŞiirlerine frenk çeşnisi verdi diye Hâ hr. midin ağzına ucundan küfür tüten bir Bu paranm en büyük kısmı, deniz ve pipo sundular. Hasan Basrinin 54 farhava ordularına tahsis edilmiştir. 1942 sezından imtihan içm Nümunei Terakki müdürü Mehmed Nadiri Ayasofya top nesi girerken İngiliz donanması, yeni vekandilinin altına çağırdılar. İyi bir riyazî ya yenileştirilmiş 20 dretnot, 70 kruva ama din bilgisi zayıf olan Nadirin zör, yüzlerce muhrib ve 100 denizaltı gemisinden mürekkeb olacaktır. Fakat, bu benzi sarardı. Edebiyatta kalemi dinî taassubun deniz kuvveti, bugünkü vaziyette sulhu mesağ ölçüsüne uydurarak yazmak zih tamamile sigorta edemiyor. ni, fikri köstekliyen ne müthiş bir beliyye idi. Bu taassub zorbalığı memleket smırlannı aşarak Avrupaya taşmaya başladı. Bütün ömürlerinde tabiiyat bilgilerinden iki satırcıkla kafaları aydınlanmamış bu gabi hocalar filozof Renan'a, materyalist Buhner'e karşı reddiye namile gülünc cehalette vazılar karalıyorlardı. Beyazıd camiinin son cemaat yerinde ramazan vâizi Eğinli Hocanın Volter için: «Bu habisin kemiklerini necasete bulayıp da öyle yakmalıdır.» teşniile haykırdığını işittim. Cami kubbesini inleten bu galiz küfrün aksile kulakları zedelenmiş olanlardan sağ kalmışlar varsa şehadete çağırıyorum. * * * Hacı İbrahimin pilâv zerde kaynatan (kazganı şerif) i Recaizadenin Talimi Edebiyatı münasebetile gene aş meydanına çıkarılmıştı. Kulplarma yapışan derbeder kavuklular bağırışıyorlardı: «Bueser için Fransızlann retoriklerin den alınmadır deniyor. Kitab aslen frenktir. Talebeye ilhamı kâfirane olur.. Muhterem Altıparmak Abdurrahman Süreyyanın (Sefinei Belâgat) ine benzemiyor.» O Altıparmak ki biz ona Sefinei Belâgat denizinin babatoriği diyorduk. Hava ordusuna gelince, 1938 yılı ba şında, İngiltere, 2000 birinci hat tayyaresme malıkti. İngiliz tayyare fabrikalarının verimi 1938 başmda, ayda 100 tayyareye çıkmıştı. O vakittenberi, bu miktar, daha da artmıştır, artmaktadır ve artırılacaktır. İngiltere\in 1940 ta 5000 birinci hat tayyaresi bulunacaktır. Bu, yaman bir hava ordusudur; fakat, sulhun tam koruyucusu değildir. Çünkü, îngilterenin kara ordusu sayıca çok zayıftır. Silâhlar ve teçhizat yenileştirilmişse de, bugün, bir harb patlarsa ilk hamlede Fransaya gönderilecek kuvvet iki ve nihayet üç fırkadan ibarettir; halbuki 1914 ağustosunda beş piyade, bir süvari fırkası (160,000 kişi) Belçika ve Fransanın yardımına koşmuştu. Başîannda Taymis'in ve İngiliz Ansiklopedisinin askerî muharriri rneşhur Liddel Hart olmak üzere, bir takım îngilizler, hâîâ, eski fikirdedirler ve 18 inci asırda olduğu gibi, Avrupa karalarında, müttefik orduların, İngiltere hesabına döğüşmesini, İngilterenin yalnız havada ve denizde harbetmesini, istiyorlar. O zamanki ordular, 200300 bin kişilikti. Şimdi, bir harb çıkarsa, İngilterenin müttefiki olan Fransa, 7 milyon Alman ve 3 milyon İtalyanın karşısında, 4 milyon askerle yalnız kalacaktır. Sevkulceyşî ve askeri muvazenenin bozulduğunu kabul eden bazı İngilizler ki hükumet de bunlarla beraberdir harb patlayınca hemen mecburî hizmetin kabulile ordular teşkili fikrindedirler. Halbuki, Büyük Harb başlayınca Lord Kiçner'in hemen silâh altına aldığı 100,000 kişi, ancak 1915 baharında harbe iştirak edebilmişlerdi. 1916 da mecburî askerliğin kabul edilmiş olmasına rağmen, İngiltere, 1917 de Fransızların 100 fırkasma mukabil, yalnız 67 fırka seferber edebilmişti. 1918 de harb biterken bile İngiliz ordusu tam kudretini bulmuş değildi. Onun içindir ki bazı İngilizler, müttefiklerimiz can verirken bizim yalnız para vermemiz yaraşmaz, diyorlar. Yaraşır yaraşmaz o başka mesele... Fakat Fransa, 10 milyon Alman ve İtalyanın tazyikile çökerse, İngiliz ordularının teşekkül edecek vakit bulamıyacaklanna şüphe yoktur. İngiliz milleti, harbetmek istemiyorsa asker olmağı göze aldırmalıdır. Çünkü, harbin önüne ancak sevkulceyşî ve askerî muvazene ile geçilebilir. Bu mu\azene, 4 milyon Fransızın yanında 4 milyon İngılız de bulunduğu zaman, teessüs edebilir. Kuvvetler arasındaki muvazenesizlik yüzünden harb patladıktan sonra asker olup ölmektense şimdiden asker olup harbin önüne geçmek daha akıllıca bir hareket değil midir? Fakat İngilizin şahsî hürriyet aşkı, ona, mecburî askerlıği kabul ettirmiyor ve İngiltere, sarfettiği milyarlara rağmen, bir türlü harb tehlikesini uzaklaştırıp sulhu sigorta edemiyor. i Filistin murahhaslan taplantıya iştirak etmiyorlar Londra 23 (a.a.) Arab, Yahudi ve İngiltere delegeleri arasında ilk top lantı bu sabah yapılmıştır. İkinci toplantı yarın öğleden sonra yapılacaktır. Filistin Arab delegeleri bugünkü toplantıya iştirak etmedikleri gibi yarınkine de iştirak etmıyeceklerdır. İngiliz mahArablar isteklerinde ısrar ediyorlar fillerinde, bu sabahki müzakerelerin pek ... Londra, 23 (a.a.) Filistin mese umumî bir mahiyette olduğu. taşrjh.edillesi hakkmdaki müzakereleri çıkmazdan mektedir. • •ntınııuılllttlll 1 Kont Cîano Atlantikte bir gemi Varşova yolunda torpillendi PEYAMİ SAFA Meb'usluk için müracaat Italyan Hariciye Nazırı Kazazede ingiliz vapu edenler, 2,000 i bıddu... Lehistamn muzaheretini runun akıbeti bir türlü Ankara 23 (Telefonla) Parti umumî merkezinde intihab hazırlıkları arlasılamıyor temin edecekmiş etrafındaki çalışmalara hararetle devam Roma, 23 (Hususî) Hariciye Nazırı Kont Ciano Varşovaya hareket etmiştir. Kont Ciano Lehistanda üç gün kalacaktır. Nevyork, 23 (a.a.) Radio • Ma ediliyor. Namzedlik için müracaat edenrine istasyonu bildiriyor: Empress of Aus lerin sayısı 2,000 e yaklaşh. İntihabı yenileme karan vermiş olan tralia adındaki îngiliz vapuru, evvelâ beşinci Büyük Millet Meclisi azasmı «torpillendim» diye istimdad eden ve S. E. C. C. işaretini veren vapuru bildirmiş teşkil eden 399 meb'us tabıî namzedler olduğu mevzide aramış ise de araştırma arasındadır. Ve bu rakamın haricinde dir. sı boşa gitmiştir. Simdiki Meclise dahil bulunmıyan Empress of Australia, halihazırda kaeski meb'uslardan hemen hepsi namzedza mahallinde bulunan ve araştırmalara lik için müracaatte bulunmuşlardır. devam eden Montpelion admdaki YuNamzedlerin meb'us çıkmak istedikleri nan vapuru ile temas ettikten sonra Kaintihab dairelerini de tasrih etmeleri yonarya adalanna doğru yoluna devam etlundaki tebligat üzerine intihab dairelemekte olduğunu bildirmiştir. rini bıldirmemış olanlar bu noksanı ta P. E. C. C. işaretile vapurun hüviye mamlamağa devam ediyorlar. Simdiki tini tayine imkân olmadığından Radio halde İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Marine, bu ayın 19 unda Landsenor'un büyük merkezlerden namzed gösteril 2,500 kilometre cenubu garbîsinde ol melerini istiyenler mühim bir yekuna baduğu bildirilmiş olan Pecton adındaki în lığ olmaktadır. İstanbuldan namzed giliz gemisile temasa girmeğe çalışmak gösterilmesini istiyenlerin sayısı 250 katadır. dar tahımin ediliyor. Radio Marine, Avrupada kullanılan kodlarda «C» harfinin «ten» hecasına muadil olduğunu bildirmektedir. Ziyaretin maksadı Paris, 23 (a.a.) İyi malumat almakta olan mehafil, İngiltere hükumetinin Fransa ile İtalya arasında mutavassıt rolü oynamak tasavvurunda olmadığını kat'î surette beyan etmektedirler. AyHİ mehafil, Italyan gazetelerinin bu babdaki neşriyatını ve makalelerini birer tecrübe balonu addetmektedir. Bu mehafil, ttalyanın ileri sürmekte olduğu mutalebat meselesinde yalnız kalmış olduğundan dolayı iğbirar hissetmekte ve mütalebatının Almanyanın müstemlekelere aid mutalebatı ile birleştirilmesini istemekte olduğunu beyan etmektedirler. Fakat bu iki mesele, yekdiğerile asla telifi kabil olmıyan meselelerdendir. Bundan dolayı şimdi İtalya, kendi mutalebatını Polonyanın mutalebatı ile birleştirmeğe kalkışmıştır. Burada alınan haberlere göre Polonyanın mutalebatı meselesi, Ciano'nun Varşovaya yapmakta olduğu seyahatte müzakere edilecektir. Petrol gemisi yoluna devam ediyor Çindeki Japon askeri isyan etti Yeni intihabatın yapılacağı tarih, heİki tayyare kazası Londra 23 (Hususî) Hindistanın nüz tesoit edilmis desildir. Karaşi şehrinden Singapur'a gitmekte Muhiddin Üstündağm olan bir tayyare yarıyolda d ğer bir taymuhakemesi yare ile çarpışmıştır. İki pilotla bir AAnkara 23 (Telefonla) Eski îstanmerikalı yolcu ölmüştür. bul Valisi Muhiddin Üstündağla arka daşlarımn muhakemesine 2 mart per Londra 23 (Hususî) Sudandan Ce şembe günü saat onda Temyiz mahke *>a:re gitmekte olan bir tayyare kazaen mesi dördüncü ceza dairesinde başlanaMnşmüştür. Tayyarede bulunan Baron caktır. Alâkadarlara celbname gönderiluko ile zevcesi ölmüştür. miştir. Nevyork 23 (a.a.) Dün torpilleıı miş olduğunu bildirerek imdad talebinde bulunan vapur olduğu tahmın edilmiş olan Pecten adındaki petrol gemisinin hisbir hâdiseye maruz kalmadan yoluna devam etmekte olduğunu haber verdiği Şam 23 (a.a.) Lutfi Haffar, yeni öğrenilmiştir. kabineyi teşkil etmiştir: Başvekil ve Maarif Nazırı Lutfi Haffar, Dahiliye ve Millî Müdafaa Nazın Mazhar Paşa Raslane, Maliye Bağdad 23 (a.a.) Havas ajansı Nazın ve Hariciye Nazır vekili Faiz muhabirinden: Hükumetle teşriki mesai Khoury, Adliye Nazırı Nesib Bakrî, meselesinde zuhur eden ihtilâf üzerine Millî İktısad Nazırı Selim Djambart. parlamento feshedilmiştir. Suriye kabinesi kuruldu [BastaraH 1 ınd sahıtede] neticesinde mezkur Japon gemisi de batmıştır. Diğer bir Çın tayyare filosu da Japonların işgali altında bulunan Hisinsu'ya hücum etmiş ve Japon karargâhına birçok bomba atmıştır. Japon tesisatı mühim hasara uğramıştır. Irak parlamentosu feshedildi Şanghayda bir baskın Şanghay, 23 (a a.) İtalyan, İngiliz ve Japon askeri kuvvetleri ile birlikte hareket eden enternasyonal imtiyazh mıntaka pol'si, dün Şanghay'ın garb mahallelerinde büyük bir baskın hareketleri yapmıştır. Şehrin bu mahallelerinde birçok tethişçiler, afyon kaçakçılan vesaire oturmaktadır. Bu hareket esnasında polisler ile tethişçi çeteleri arasında sil?,hlı müsademeler olmuştur. Bu çarpışmalarda, biri enternasyonal polise mensub bir Çinli, biri Belediye memuru olmak üzere beş kişi ölmüştür. Temizleme hareketi, bilhassa, Tatao mıntakasında vukua gelmiştir. Bu mıntaka, enternasyonal imtivazlı mıntakaya yakın bir yerdedir ve Italyan inzıbat kuvvetlerinin idaresi altındadır. Heygidi edebiyatımızın pilâvlı zer deli şenlikli geçmiş günleri... Çok uzak bir mazisi olmıyan eski ten*** kidciliğımiz: Imaret besisi ulema fikren zayıf, cisŞöhret afettir diyen bir meselimiz men semiz adamlardı. Rejimin mideden var. Bu denenmiş atalar sözüdür. Şöh kafaya nakledildığindenberi şimdikilerin ret sahibine daima şeref, gurur hazzı içinde kanlı, canlı şişkin vücudlüler gö vermez. Bazan onu boğucu, zıd heye rülmüyor. Hep birden pilâvı kazandan canlarla tırtıklar durur. Sanılır ki o ko kasıklamakla ayrı küçük tabaklarda yecaman bir kemiyet külçesidir. Birıne menin farkı... çok isabet ederse baskaları kendilerine Kafalarına koca sarıkla heybet veren hisse kalmıyacağı üzüntüsile yanar tüeski âlimler edebiyatın ancak dinden terler. Çok tenkidlerde hüsnüniyet boyakuvvet alacağı iddiasile kükreyorlardı. sı altmdan hased ateşleri kıvılcımlanır. Zamanımızın edebî felsefesi ise bu hükMuvaffaka karşı hezeyanı andırır gülünc mün büsbütün zıddınadır. Edebiyat di şiddette haksız tenkidlerin zemberekleri namik fikirlerin saçtıkları nurlardan doboşanır.. Okuyucular âleminde bu edebî ğar. Dünyalar gibi, bulutlar gibi daimî zilletten istikrahlanarak hakka yerini vetahavvülde bir kudrettir. Değisir. Değişrecek temyiz kuvvetini haiz bir ekseriyet tirir. Dinin değişmez betaetine bağlı köle yoktur. Matbuat havasında arasıra ko kalamaz.. pan bu fırtınalar çoklarınca merakla * * * karşılanır. Bu adeta boks, futbol, at yaBiz, şimdikiler tenkid terbiyesinin karışları, pehlivan güreşleri gibi seyircilere heyecan zevkı veren bir kalem maçıdır. çıncı merhalesindeyiz? Son yıllar zar Kim kimi tehzilen, terzilen tepeliyecek? fında gördüğümüz birkaç örnek henüz Hangi kalemin mürekkebi daha çirkefli? şahikada olmadığımızı ispat ediyor. Bu hakıkat, sövüşmelere bayrak açau Arasıra san'at babalarımızın ruhlannı iki gazetenin sürümleri artmakla sabit şadedenler bulunmuyor değil. Modern tir. kültürlülerimizin cumhuriyet terbiye, lesanüd, disiplin müzüvarı altmdan çok tuBu yazı tulumbacılan edebî tahlilden âciz olduklan kadar zatî haysiyete hü haf ifadeli bir sıntısları var.. Ben bu gülümsemede dedelerimizin cumda mahirdırler. Fikrî seviyeleri düşatavik mirasını okuyorum. kün kısmın demagokluğunu yaparlar. Hüseyin Rahmi GÜRPINAR Okuyucularının tenkid üzerinde topla nan kanaatleri şu ayardadır: X gazetesinde dünkü atışmayı oİngiliz Alman ticaret kudunuz mu? ( C ) , (L) i bitirmiş. müzakereleri İler tutar yerini bırakmamış.. Aşkolsun Londra 23 (a.a.) Lord Halifaks, dün hasmı ilzamdaki kalem cerbezesi işte Alman sefiri Von Direksen'i kabul etbu kadar olur. Ciddî kuvvetteki bitaraf, asil edebî miştir. Öğrenildiğine göre, iki devlet adamı, beynelmilel vaziyet hakkmda götenkid teknığı çoklarımıza haz vermez. rüşmüşlerdir. Yarın Berline hareket eCan sıkıcı bir çoraklık arzeder. Bu nadecek ve orada bir hafta kalacak olan mı gazab eden küfürlü yazılara ise ko Alman sefırinın Londradan ayrılmaz şan koşanadır. dan evvel, İngiliz Hariciye Nazırile te* * * masta bulunmak istemiş olduğu söylenMatbuat dünyasına ilk gözlerimi aç mektedir. tığım zaman edebiyatın zuhuriye an Berlindeki hazırlıklar dırır bir şeklını gördüm. Hacı Ibrahımin Berlin 23 (a.a.) İktısad Nazırı Funk, başkanlığı altında din ve edeb bayrağı İngiltere ile Almanya arasında yakınaçmıs bir kavuklu alayı skolâstik küflü da yapılacak iktısadî müzakerelere aid mantıklarile etrafa yaylımateş ediyor hazırlıkları yapmak maksadıle bugün lardı. Ortada ne münasebetle çıktığını öğleden sonra İngiliz mümessili Asastbilmediğim bir pilâv zerdei ehlen ve seh hon Qwatkin'i kabul edecektir. % % Faşist meclisi feshedildi Roma 23 (a.a.) Kral, bugün neşrettiği bir emirname ile faşist meclisini 2 mart tar'hinden itibaren feshetmekte dir. Yeni meclis 23 martta toplanacaktır. Mezkur tarihte ilk defa olarak ayatet ve korporasyonlar meclisi tevhid edilmiş bir halde içtima eyliyecektır.