Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Küçük hikâye Artist Genc kadın, etrafını çeviren çiçeklere Demek beni hatırladımz, diye mıbaktı ve mağrur bir tebessümle gülümse rıldandı. Gelin, oturun, rica ederim. di. Şöhretin zirvesine çıkmıştı. Bıitün gaKolunu tutmuştu. Çekti, oturttu. Karzeteler ondan bahsedıyorlardı. Operet şısına, bir koltuğa yerleşti. hakkındaki sütun siitun medihler, sanki Ne tesadüf, diyordu, biraz evvel yalnız onun güzelliğini. sesinin, oyun ka maziyi hatırladım, ilk aklıma gelen siz biliyetinin fevkalâdeliğini anlatmak için oldunuz... Ne günlerdi, ne çılğın bir aşk! yazılıyordu. Ismi, ecnebi gazetelere geçSitemsiz, kinsiz konuşuyordu. mişti. Radyo, haftada. bir kere, iki üç Adam, başını önüne iğdi ve yavaşça parça söylemesi için, mühim bir para teklif mırıldandı: etmişti ve nihayet, etrafmda bin bir çeşid Senelerden sonra. sizden, senden, insandan mürekkeb bir yığın perestişkâr evet, senden af dilemeŞe geldim. Ne bukaynaşıp duruyordu. Bunların içinde dalalık yaptığımı şimdi daha iyi anlıyomemleketin en zengin, en maruf şahsiyet rum. Halbuki isteseydim... leri vardı. Kekeliyor, heyecan ve teessürden koMeşhur bir san'atkârın zengin bir or nuşamıyordu. Kadın uzanmış, onun kotakla birleşerek kurduğu bu operet, haki lunu tutmuştu: katen memleketin ilk canlı ve mütekâmil Rica ederim. diyordu, rica ederim. sahne hareketi olmuştu. Operette, Avru Şimdi bırakın bunlan. Hayır, eskisi gibi padan getirtilmiş bir sürü ecnebi kadın ve senli benli konuşalım. Bırak, birak bunerkek artist vardı. Bunlann ekserisi, ken lan rica ederim... Ne mes'udum!.. Oh. dilerine oldukça şöhret yapmış kimseler gelmekle ne ivi yaptm. Bana maziden çok di. Kadınlar cazib ve kabiliyetli idiler; fa Ü7Pİ birsey aetirmis gîbisin. kat onlann ortasmda y\lnız bir isim, büDurdu ve kapıva doğru gitti, seslendi. yük bir yıldız olarak parlıyordu ve bu, Vicdan kalfa... kendi ismi idi. Ihtiyar kadın derhal eşikte görünmüşGenc kadın, ellerinî vanlanna doğru tü: c artı. Derin bir nefes aldı. Kendini mes Bize so ra kur. Doktoru ağırlamak ud hissediyordu. Bu çiçekleri, hayranlan istiyorum. Onunla şampanya içeceğiz. onun için yollamışlardı. Yann da gene, Soğuk et, biraz mevva isterim. bir yığın mektub, gene bir yığın çiçek Adama dönmüştü: gelecekti. Ziyaretçileri, Vicdan kalfa ka Seni bırakmıyorum, dedi. pıdan çevirecek, provalar için, onu alHafif bir tahakkümle söylemişti. Adamaya, operetin rejisörü, ayağma kadar mın yüzü biraz açıldı, gülümsedi ve mingelecekti. netle ona baktı. Bu bakıslardan, ne düElini alnından geçirdi: «Eski hatıra şündüğünü anlamak kabildi: «Şöhret, palar» diye mınıdandı. Onlan kendi ken ra, bu kadar şımartılmak, sevilmek, ona, beni unutturmamış, diye düşünüyordu. dine tekrar yaşamayı gülünc buldu. Vicdan kalfa, diye seslendi, Vic Beni görünce mes'ud ve memnun oldu. dan kalfa... Bu sepetleri dışan çıkar. Oh, Demek içinde, bir köşede, senelerce kabunalıyorum... Kokulan beni sersemletti. labilmiş, yaşayabilmişim...> Ve bu dü• Ve soyunmak için yatak odasına doğru şünce ona gurur veriyordu. *** yüriidü. Meşhur yıldızm evinden, sabaha karşı Yatak odasında, küçük, yuvarlak masanın üzerinde duran saate baktı: İki... çıktı. Eski sevgilisile geçirdiği bu hariku«Nekadar geç! diye söylendi. Fakat bu lâde gecenin sarhoşluğundan hâlâ kurtulmüteahhid de fazla üzerime düşüyor! Bu mamıştı. Kalbi zevk ve neş'e ile dolup gece canını istesem verecek bir hali var taşıyordu. Kendi kendine: «Artık onu bu dı. Bakışlan çok erkek... Yalnız biraz, sefer bırakmıyacağım, diye düşündü. Ebediyyen benim, yalnız benim olacak.» servetine fazla mağrur görünüyor...» Islıkla, operette söylediği şarkılardan Ertesi gün, genc kadının apartımanıbirini mırıldanarak, elbisesinî çıkarmağa na gitti. Evde olmadığını söylediler. Temhazırlandı. Fakat birdenbire durdu. Ka silden sonra kartını yolladı: «Yanında yapı açılmış, içeri Vicdan kalfa girmişti. bancılaT var, kabul edemiyecek» cevaKadının elinde, yapraklan ışığın altında bını verdiler. Onu nerede görmek istediynemli nemli parlıyan bir yığın beyaz gül se bir mania ile karşılastı ve nihayet, genc vardı. kadmdan şu kısa mektubu aldı: «Dostum; Bir bey, sizi görmek îstiyor, dedi. Artık peşimi rahat bırakmanıricaedeGenc kadın kaşlarını hafif çattı: Oh, rica ederim, bu saatte!.. Ona rim. Çünkü hiçbir zaman seni kabul ederahatsız etmemesini, uyuduğumu söyle... cek vaktim olamıyacaktır. Peki o gece? diyeceksin. Dinle: Eğer senelerce evvel Fakat ısrar ediyor. Ilerledi. Çiçeklerin arasından, alışkın sana kapıldığım, deli pibi âşık olduğum bir elle, kaıtı çekip aldı ve hayretle göz zamanlarda beni aldatıp terkedeceğine leri biivüdü: Doktor Sabri... Sonra, şaş aksini yapsayclın, mesflâ benimle evlenseydin, o zaman şimdiki mevkiimi, şöhkın şaskm Vicdan kalfaya baktı ve birretimi yapmağa imkân bulacak mıydım'1 denbire gülmeğe basladı: Fakat, tanımadın mı 5 diyordu. Be Hayır, değil mi? Şimdi senin de ihmal ni terkettiği zaman, kendimi öldürme ettiğin, zavallı, kösede kalmış bir kadınmem icin beni göz hapsine almıştm. Unut cağız olacaktım. lste sen, beni terkedetun mu 5 Kumral, uzun boylu genc dok rek, böyle bir felâkete maruz kalmaktan tor. Çabuk salona al. Allahım, seneler kurtardın; yani bu suretle büyük bir iyilik etmiş oldun. Ben o gece, bu iyiliğini den sonra ne tesadüf! Heyecanh konusuvordu. Kadının önün unutmadığımı sana anlatmak istedim. ö den telâsla geçti. Salona girdi Biraz son destik. Bu mektubu aldıktan sonra beni ra, doktorla karşı karşıya idi. Gene o in anlayacağını ve artık aTamıyacağını ümid ce uzun vücud, gene o genc, siyah göz ederim. Allaha ısmarladık.» Adam mektubu ald'ktan sonra: «Beler . Yalnız saçlar bembeyaz olmuştu. nimle alay ediyor, intikam alıyor» diye Genc kadın: Aman Allahım, dedi, bu yaşta bu düsündü. Bununla beriber, artık onun peşinde koşmanın favdasızlığını anlıyorsaçlar! Adam ilerledi. Yüzü solgundu. Heye du. Fakat genc kadını unutmak kolay değildi. Senelerce evvel, genc, görgüsüz, canh eörünüyordu. Elini öptü: ürkek bir kız terketmişti. Halbuki şimdi, Vaktinden evvel ağardılar, dedi. Yüzü buruşuksuzdu ve beyaz saçlar. £»üzelliğin kemalinde, ols;un, pervasız bir bu yüzü, asıl bir mana ile çeviriyorlardı. kadını, harikulâde bir kadmı unutmağa Genc kadın daima şaşkm bir tebessünı çalışıyordu. içinde: Peride Celâl İPEK Sinemasmda B U G Ü N Biri KAHKAHA, NEŞ'E, ZEVK ve EĞLENCE TUFANI.. İkincisi HEYECAN ESRAR MERAK ve DEHŞET FİLMİ. 1 LOREL HARDİ HOVARDALIKTA Bugüne kadar yaptığımız (TÜRKÇE SÖZLÜ) LOREL HARDİ filmlerinin en eğlencelisi ve en mükemmeli 2 BÜYÜK ŞAHESER BİRDEN 2 Polis hafiyesi Ş A R L İ Ş A N Esrar ve macerayla dolu büyük film ( 8 kısım) • DİKKAT : Bugün. her iki filmi görmek sartile seanslar saat: 10,30 1 3,45 6,15 ve gece 9 da İZDİHAMIN ÖNÜNE GEÇMEK ve YER BULMAK İÇİN SEANS BAŞLARINA DİKKAT EDİLMESİ Rİ CA OLUNUR. T A N i N M A S I s Kadınlar hapisanesi Viviane Romance Metro Jurnal son habeıler Yalnız 11 matmesınde Neş'psini kayıb edenler... Tebessüme hasret çekenler... Hayatın zevkini anlamıyanlar... koşunuz. Dünyanın en güzel çifti Aitm sesii İ R E N N E Hepinizin DUNNE KASIRGA (rürkçe) Dorothy Lamour saat 11 de 15 kutuş Çok sevimli DUĞLAS FAİRBANKS CUNYOR Halk Opereti Eski Çağhyanda Bugün matine 16 da Aksam 9 da Zozo Daimas'la (PIPIÇA) Operet 3 perde Yaşamak Zevktir Filminde size verecektir. Herkes bu hafta aradığı bu saadeti... Hasretle beklediği neş'eyî LÂLE'ye HALKININ AHPAB ÇAVUŞLAR İki Gülerek girip, gülerek çıkacağına e*nin olsun İlâveten: MİKİ ve en son METRO JURNAL BugUn saat 11 ve 1 de tenzilâtlı halk matlnelerl BÜTÜN İSTANBUL Ağzında dolaşan 2 isim Beşiktaş S U A D P A R K sinemasmda muazzam TÜRKÇE şaheser blrden HONOLULU j M E L E K sineması ve STAD İLAHLARI HAYDUTLAR ARASINDA Berlin Olimpiyad Oyunları Seanslar : 2.30, 5,30 ve 8.30 da Ikl film blrden ^^^^^^^^^^m Tel : 43143 ^^^^^^^^m^m Pangaltı A KI N sinemasmda Türk musikisinin ve Türk san'atkârlarının kaleler kadar azametli harikası, Aşk... İhtiras... Göz kamaştıncı ihtişam şaheseri... Senenin en büyük zaferi TÜRKÇE SÖZLÜ ve TÜRKÇE ŞARKILI G V L NA Z S V L T AN Ayrıca: Hevecanlann en müthişi içinde yaşatan büyük bir harika daha Ç İ N G E Ç İ D İ ve DÜNYA HABERLERİ îündüz ve gece 8,45 te 2 film bir den | Takdir nazatlarile seyredilen ve nefis musikiyi dinliyerek göz kamaştıncı tabloları büyük bir zevkle begenerek candan alkışlanan SARAY sinemasmda CAZ .... AŞK .... ŞARKILAR AŞKIN ZAFERİ Baş Fransızca sözlU emsalslz fllml slz de görUnilz. rollerde : LEO CARILLO ZAZU PITTS PAT PATAŞON : Bilhassa meşhur JAK VVHITE v e KENNY BAKER orkestralarının rubnuvaz havaları dioliyicileri jjaşyediyor. İlâveten : FOKS JURNAL son dünya r e harb havadisleri. ButjUn saat 1 ve 1 de tenzilâtlı matineler. 1 Yarın kadın olacaklar için... Aşkı bekliyen kalbler için... Talihlerinden saadet... Aşk... İhtiras... ve zenginlik bekliyen ruhlar için.. vücude getirilen film PERİDE CELÂL Fransız sinemacılığının 3 büyük yıldızı ı Bu film MELEK sinemasının zaferlerle dolu tarihine taç giydirmiştir. Baş rollerde: DÜNYANIN DANS YILDIZI YARININ KADINLARI ELEANOR POWELL BugUn saat 11 ve 1 de tenzilâtlı halk matlnesl J Bugün S Ü M E R sinemasmda Mutlaka gttrUnüz ... Baş rollerde : Şaheserinl biitUn görenlerln kalblerlnl titretecek hlssî, mUessir ve fevkalâde bir fllim CORINNE LUGHAIRE SİMONE SlMON JANINE DARCEY ile diğer 10 büyük Fransız artistı tarafından yaratılan BUGÜN SAKARYA sinemasmda JOSSELINI GAEL PIERRE LARQUEY ve dijer birçok güzel Fransız artistleri. İlâveten : EKLER JURNAL son dünya ve harb havadisleri. Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler. • S 0 M E R Sînemasında m Senemn en büyük Fransız AŞK RESMİGEÇİDİ şaheserinde. 8u Çarşamba akşamı 3 Aşk ... 3 ihtiras ... filmi olan Bir aşk filmi... Bir lüks ve ihtişam mrmınesi ve bir şarkı ve aşk serenadları olan bu müstesna filmi görünüz. ilâveten : MUZIKALI POSTA KUTUSU 2 kısımlık mükemmel bir şarkı ve dans filmi BugUn saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler LiLY DAMiTA Fransızca sözlü ve renkli filminde göreccksiniz. Baş rollerde: GÜZEL ESİRE Tangolar... Rumbalar... Meksikanın bayramlan ve en güzel kızlan... Biitün bunlan: DEL KAIKIPO İ Ç K İ S İ Z Her S A Z Musiki meraklılarının nazarı dikkatine : Borsa Kıraathanesinde Yeni program Kıraathanemiz, nezih ailelar salonudur. Tel: 22308 pazar günü saat (14) ten (18) e kadar Dördüncü Vakıf Han Fasıl Saz Heyeti %$f£ Menşure y döndü. Kaçamak bir bakışla Muzafferi onu sıkıyor, bunaltıyordu. Yağmur dinmişti. Biraz bahçeye çıktı. aradı. Nişanlısı, sapsan olmuş, arkadan ge Sabahleyin, bunak bahçıvanın ağzından kaçırdığı sözler, bir türlü kulağından gitliyordu. Yağmurun altında bahçeye çıktılar. nıİ3'or; durdukça büsbutün kuruyor, siYolda, gene deminki gibi, ikide bir genc nirleniyordu: kızın ayağı kayıyor, düşecek gibi oluyor Demek ki, bu küçük hanım geçen du. sene bir başkasına varıyormuş, Öyle mi?. Muzaffer, pek dalgın görünüyordu. U Peki, sonra ne olmuş, neden evlenmemişMuzaffer dr onu yalnız bırakmak iste bulmuş olacaktı. Bir ar?lık genc çocuğa zanıp da nişanlısını tutmak, aklma gel ler?.. medi; arkasıncJan o da çıktı. Yerlere, ku döndü; baştan aşağıya baktı: miyor muydu; yoksa inadına mı böyle Acaba, kızın kendisi mi vaz geçmişti, rumuş çam kırskları dökülmüştıi. Hele yağ Maşallah, dedi, aslan gibi deli uzak duruyordu, bilinmez. yoksa o Hasan çavuşun sarartma suratlı murdan biısbütün kayıyordu. Satvet, ikide kanlı!.. Neydi o, sarartma yüzlü, öteki Köşkün kapısından iceriye girince genc dediği genc mi caymış, onu almamıştı?.. birde düşecek gibi oluyor, nişanlısı da çocuk!.. Hanıya bir zamanlar kime vara kız, taşlığa doğru bir kaç adım yürüdü. Satvetin bu kadar üzüntülü dunısuna babir elini ona doğru uzatmış, yanından yü caktın, kimdi o, ne paşanın oğluydu?.. Sonra arkasına döndü. kılırsa, mutlaka öyle olacaktı: Bütün bu ruyordu. Bir ıki kere ya kolundan, yahud Dur, bulamadım. Söylesene adı neydi?.. Muzaffer, kapının önünde durmuş, üs yorgunluk, ikide birde gözlerinin dalıp da belinden tuttu, düşmesin diye kendine Hüsameddin Bey miydi, tıeydi?.. Oj'leya, tünden başından akan suları silkiyordu. eitmesi, arada bir yaşarması, bütün bu doğru çekti. O da, bundan kaçmıyordu. Hüsamedidn Bey işte!.. iyi ki ona var Satvet: öfke, bu sinİT. demek ki hep ondandı; Kendini nişanhsınm kollarına bırakmıştı. madın. Benim gözdm daha o zamandan Benim yüzümden siz de rahatsız hep eski nisanlısının kendisini bırakıp gitBahçenin bir köşesinde büyük bir ku tutmamıştı. Yalnız ben değil, geçen sene, oldunuz, dedi. Keşke oraya kadar yorul mesindendi?.. Sonra da işte başkalannın artığı. o sarartma yüzlü paşa zadelerin lübe vardı. Hasan çavuş burada oturu küçük hanım ona varıyor, diye ortaya lâf masaydınız!.. yordu. lçeriye girdiler. Grnc kız, ne söy çıktığı zaman duyanların hiçbirisi sana Genc çocuk, soğuk, kupkuru bir sesle: tile beğenmediği kız, Muzafferin başına liyecekse onlan söyledi. Biraz da ihtiyar yaraştıramamıştı. Senin dengin işte böy Evet, keşke gelmeseydim. Ben de kalmıştı!.. bahçıvanm gönlünü aldı. Birbirlerile senli lesü... Bir yastıkta kocarsınız, inşallah!... pisman oldum!.. Ya şimdiye kadar Muhiddin Bey olsun, benli konuşuyorlardı. Hasan çavuş, buDiye söylendi; kendi odasına çıkmak Behire teyze olsun; hiçbirisi neden bunu Muzaffer, birdenbire sarsılmış; bunak namış denecek kadar yaşlıydı. Cenazenın bahçıvan, bakalım ağzından daha neler için. merdiven başına doğru yürüdü. ona söylememislerdi?.. Nişanlanıp ayrıldaha ortada olduğunu unutmuş, şuradan kaçıracak, dive gözlerini bile kırpmadan Satvetin gözleri dolu dolu olmuş, ni makta insanın yüzünü kızartacak ne olaburadan söylenip duruyordu. Satveti gör onu dinliyordu. Hasan çavuş, hiç oralı şanlısınm arkasınd^n bakıyordu... bilir?.. Olmaz ama, demek bir çekindikdüğıine pek sevinmişti. Anlaşılan o da,değildi. Söylediği sözlerin nereye varaleri vardı ki ondan bu kadar gizli tut 10 çocukken sık sık buraya gelir; günlerce, cağını bilmiyordu. Muzaffer, artık hiçbir yerde duraml muşlardı! . Bövle olunca artık insanın akaylarca kaldığı olurmus. İhtiyar bahçıSatvet, bunların hiçbirini duymamış vordu. Kimisinin elinde kazan, kiminin lma hersey gelebilir, herşeyden şüphe evan, hep bu geçmiş gunleri anlatıyordu. gibi göründü. Lâkırdıyı değiştirdi. Bah elinde tenesir. köşke gidip gelenler, taş dilebilirdi: Muzafferin kim olduğunu da ya başkala çı^anla biraz daha konu«tu. Sonra, ku lığın bir köşesinde insana matem verici Ne var'.. Benden sakladıklan nerından duymuş, yahud da şimdi burada Iübenin kapı^ına doğru vürüdü. Dışanya razırlıklarla uğraşanlar. aşağı yukarı te dir?.. onunla beraber görünce, kendiliğınden çıkarken, pek belli etmeden, arkasına lâşla inip çıkanlar. bütün bu kalabalık İşte demindenberi Muzafferin içinde Tefrika No. 32 Nakleden: KEMAL RAG1B kıvranan üzüntü hep bu idi. Hakkımdaki bu itimadı Muhiddin En sonunda: Beyefendi, kendiliğınden mi gösterdi? di Ben de gider, kendisine soranm!.. ye sordu. Yoksa siz mi böyle münasib Diye söylendi. Tersyüzüne geriye dön gördünüz?.. Siz mi söylediniz?.. dü. Koşa koşa köşke geldi. Doğru yuka Amcam zaten, böyle işlerle uğraşrıya çıktı. mayı ötedenberi sevmez; pek sıkılır. ŞimSatvet, nişanlısını görünce sanki ken di de başıma bu çıktı, diye söylenmeğe disi de onu bekliyormuş gibi yanındaki başlıyacak. Onu düşündüm: Muzaffer leri bıraktı: Beye rica edelim de baksın, diye ben söy Amcam sizi anyordu. ledim. Diye sokuldu. Çok îyi etmişsiniz!.. Biraz dışarıya çıkmıştım. Genc kız, onun çatacak yer arar gibi, Evet, bahçede imissiniz. Sıkıldmız sesinde kaynıyan hırçınhğı birdenbire andeğil mi bu kalabalıktan?... hyamadı. Yahud anladı da anlamamış Hayır, biraz dolastım. Muhiddin gibi görünmek istedi. Hep öyle matemli Bey, beni niçin arıyor acaba, birşey mi bir durgunlukla: söyliyecek?.. Zaten, diyordu, nasıl olsa günün Halamdan kalan işlere sizin bakmanızı rica edecekti; onun için olacak. birinde hepsini siz lutfedecek değil misiŞeytan, bazan insanı dürtüyor; bazan niz?.. Şimdiden meşgul olmak zahmetini da insan, onun dürtmesine bile kalmadan de esirgemezsiniz... Satvetin bu kadar tatlılıkla konuştuğukendi kendine çılgınlıklar yapıyor. Hiç j'oktan birşey tutturuyor, önüne geleni nu ilk defa duyuyordu. Fakat bu bile onu yumuşatmağa elvermedi. Birdenbire bokırmak, ezmek için bahane anyor... Muzaffer de şimdi işte öyle için için şandı: kaynıyordu: Beni böyle para işlerile uğraşmıya Küçük hanım, demin ortaya çıkan hevesli sanıyorsanız, pek yanılıyorsunuz, yüzkarasını unutturmak için gelmiş, ha hanımefendi. lasından kalan hanlann, apartımanlann Biraz durdu. Genc kızı kırmak, onun tapu senedini benim önüme atıyor, öy da içine bir yara açmak için söylenecek le mi?.. Tıpkı, havlamasın, ısırmasın, di sözlerin en acısını anyordu. En sonunda ve köpeğin önüne bir kemik parçası atar taşı gedijine koymanm tam sırasını bulgibi... muş gibi: Gözlerini kıstı; öylece nisanlısının yü[Arkası var] züne baktı: