Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 3 Eylui 1938 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihî roman : 26 Yazan: M. TURHAN TAN Türk ileri henüz yürümeği tecrübe bilir. Gerilemeği etmemiştir! Diplomasız bir ebe mahkemeye verildi Çocuk düşürtmek isterken bir kadını öldürmüş Halkın şikâyetleri Hasta bir vatandaş şefkat ve şifa istiyor Kastamonu Vilâyetinin Daday kazasında, Yumacık köyünden Mehmed oğlu Mustafa bize şu mektubu gönderiyor: «Hastayım, yerimde tedavi imkânı olmadığı için, memleketten başkalarının yardımile buraya geldim. Bir buçuk aydır îstanbuldayım. Hastalığım günden güne artıyor. Doktorlara baktırdım, Cer rahpaşa hastanesinde röntgenle muayene edildim, <siyatik» dediler ve Gureba hastanesine yolladılar. Oradaki muayenemde siyatik ve kemik veremi buldular; «senin hastalığm uzun sürer, Kastamonu hastanesine yazıyoruz, oraya gider, tedavi olursun» diyerek yatırmadı lar. Halbuki ben, İstanbul hastane lerinde tedavi edilemezsem, tesisat ve teşkilâtı bittabi noksan bulunan Kastamonu hastanesinde nasıl tedavi edilebilirim? Henüz genc bir Türk çocuğuvum, sıhhatimi kazanmak ve vatanıma hizmet etmek istiyorum. Bu, kabildir ve îstanbulda bakılsam iyileşeceğime kaniim. Beni niçin başlarından atıyorlar? Memleketin, millet icin hazırladığı bu kadar hastanelerde, benim gibi garib ve fakir bir vatandaşa yer bulup şifa vermek neden mümkün olmasm? Bir buçuk aydır; Tepebaşı bahçesi karşısmdaki Şehir pastanesinde çırak olan kardeşim Mehmede sığmarak ve hâlâ ümid ede rek bekliyorum. Hükumetimin ve milletimin benden şefkatini esiri S i i umuvorum.» Şehirde 24 saatlik zabıta vukuatı Birçok yaralama ve nakil vasıtası ^azaları oldu Beyazıdda Hüseyinağa mahallesinde Cami sokağında 12 numaralı evde oturan kunduracı MeVımed oğlu Ahmed. ayni evde oturan 28 yasında Mehmed kızı Yaşarı, sa§ memesi üzerinden çakı ile yaralamıstır. *** Kasımpaşada Bedreddin mahallesin de oturan Ali Rahmi kızı Fatma, oğlu Hızıra ekmek bıçağını fırlatıp atmış. bıcak soka&a dıi«erek o sırnda sokaktan gecmekte olan 1? vaslarında İsmaili ayağından yaralamıstır. **# Harb tehlikesi ve Amerika on günlerde Amerikan devlet adamları, dünya işlerüe çokça alâkadar görünüyorlar. Nutuklarında beynelmilel ahvaldeki gerginüğın son derecede arttığını ehemmiyetle kaydediyorlar. Meselâ Amerika Hariciye Nazırı Hull son nutkunda demiştir ki: «Milletler artık iki sıktan birini intihab etmek mecburiyetindedirler. Dünyamn âiisi ua müsellâh kuvvellere dayanan, tecavüze hazırlanan, auiarchie, uani feend< uoğile kavrulan usulim umumı/eşmesı, yahud sulh, ahlâk, adalet, nizam ve inli' zamla sağlam bir iktısadî refah ve emni' yetin beıjnelmilel siııaseüe esas tutulmaile taaıjııün edecektir. Sulhu seven milletlerin cebir ve kuvvet kullanmağa taraftar olan milletlere karşı bir gün sabırları tükenerek akd ve manüğı bir taafa biraksalar gereklir.» Işte bu sırada Teodosya zindana konulmuştu ve muhafazası da sabık bahçıvana bırakılmıştı. Herif, her hâdisede Türk parmağı göregeldiği ve Türklerin, gb'kte de, yerde de, gönüllerde de fırtınalar yaratacağma iman beslediği için prensesin hapsedilmesini ilk lâhzada Türk nüfuzuna hamletmişti. Hükmünün doğruluğuna kanaati o kadar büyüktü ki prensesle görüşür görüşmez onun kendisine ayni şeyi söyliyeceğine şüphe etmiyordu. Geveze ihtiyar bu kanaatle üstünü başmı düzeltti, hücre kapısmı tıkırdattı: Hâlâ ilâhî bir terennümle yüreğini karanlıklara açıp duran kız, ilkin hiddet gösterdi, şarkıyı bırakarak haykırdı: Ben kimseyi görmek istemiyorum. Defolun, gidin. Köleniz asılzade değilim, gardiyanım. Size söyliyeceklerim var. Asil ol, pespaye ol, bence müsayidir. Hepinizden, babamın bütün tebaasından nefret ediyorum. îyi amma bendeniz Edirneli de <leğilim. Adreyanos'luyum. Buraya Dimetokadan geldim. On beş gündür gardiyanlık yapıyorum. Babamın hizmetinde bulunuyor sun, Bizanslı sayılıyorsun ya. Bu iki leke senden de iğrenmek için kâfidir. Aman prensesim, neler söylüyorsunuz? Bizans nerede, Bizanslı kim?.. Bunlar artık masal oldu. Bizim diyan mızda şimdi söz, yalnız Türklerindir. Ve kızın cevab vermesine zaman bırakmadı, hemen ilâve etti: Ben de size Türklerden bahset mek istiyorum. Teodosya, iyi bir masal dinlemek müjdesi alan çocuklar gibi sevindi. Lâkin sevincini sakladı: Türklerden mi, dedi, siz onların casusu musunuz? Türkler bizim cinsten casus kul lanmazlar ki kölenizde o sıfat bulunsun. Ben Türklerin ne yaman işler yaptıklarını gözümle gördüm, size de anlatmak istiyorum. Ne münasebetle? Biraz eğlenmeniz, neşelenmeniz için! Peki, gel! ihtiyar Yani içerî girdi, küçük prensesi hürmetle selâmladı: Affediniz, dedi, belki sizi rahatsız ettim. Fakat yanık yanık şarkı okuduğunuzu isitince yüreğim kanadı, içime acı yayıldı. Sizi hikâyelerimle neşelendirmek istedim. Teodosya geveze ihtiyarm zeki gözlerinden ve zeki sözlerinden hoşlandı, karanlık hücresinin bir köşesindeki ka napeyi gösterdi: Otur ve söyle. Lâkin sözlerin [Türklere inhisar edecek! Yani, o devirlerde pek bol ve pek makbul olan kıssahanlar (şimdi son nefeslerini yaşıyan meddahlarımıza ben zerlerdi) gibi birkaç öksürdü, hikâyeye başladı. îlkin kendi hal tercümesini anlaltı, Etranos'ta Türklerle nasıl çarpış tığını ballandıra ballandıra söyledi. Bu vakıayı Dimetokada Kara Abdurrah mana da dinletmişti. Şimdi daha büyük bir heyecanla genc prensese hikâye ediyordu. Sonra Dimetoka macerasma geçti, küçük Sevindiği, sahte Dimitriyos'u, evliyaları ve nihayet tarla hâdisesini izah etti. Teodosya Bizansta yazılan tarihlerin çoğunu okumuştu. Zirkellos'un, papaz Teofanis'in, Çezar Nikeforos'un, imparator kızı Anna'nın, Kinnamus'un, Akominatos'un, Gilikas'ın Bizanslılara dair yazdıklan hikâyeleri biliyordu. Bütün bu tarihçiler Bizanslılığı yükseltmek için kafalarını zorlamışlardı, birçok şeyler uydurmuşlardı. Lâkin hiçbiri; evet, hiçbiri, şu ihtiyar gardiyanın gözile gördüğü şehamet sahnelerine benzer bir sahife yaratamamışlardı. Çünkü onlar, ilhamlannı muhitlerinden alıyorlardı, kalemlerine kendi görüş ve sezışlerinden aldıkları cilâyı, gene kendi ruhlarındaki rengi verebiliyorlardı. O bedbahtlar bir Hızır Bey görememişlerdi, bir Kara Abdurrahmanla karşılaşmamışlardı, bir Sevindiğe te sadüf etmemişlerdi. O scbeble uydurdukları destanlar gülüncdü, dev ve ejderha masalları gibi kof bir heybet taşıyorlardı. Lâkin Yaninin hikâyeleri?.. Bunlarda hakikî bir haşmet, hakikî bir mehabet, hakikî bir azamet ve daha doğrusu göz kamaştırıcı bir hakikat vardı. Teodosya, ondan ötürü, Hızır Beyin Etranos ku mandanını boğduğunu dinlerken o kuvvetli pençenin kendi yüreğine yapıştığı na, fakat yüreğini incitmiyerek bayıltıcı 7 \\x tazyikle okşadığına zahib oluyordu. Cara Abdurrahmanın evliyaları dilinde Kütahyada oturan Hanife adında bir kadın çocuk düşürmek için Hatice isminde diplomasız bir ebeye müracaat etmiştir. îddiaya göre, ebe Haticenin verdiği ilâclar üzerine Hanife ölmüştür.. Hanifenin îstanbuldaki kardeşi Bedriye, diplomasız ebe aleyhinde KütahyaHikâyeler bittikten sonra Yani bir da dava açmıştır. Fakat davacı îstanbulda bulunduğundan ifadesi dün istinabe daha ve bir daha öksürdü: Işte efendim, dedi, Türkler bu ka yolile Ağırcezada almmıştır. Bedriye, diplomasız ebenin, kardeşinin dar yamandır. Muhterem pederiniz te nezzül edip de bu değersiz ihtiyarla gö ölümüne sebeb olduğunu iddia etmiştir. Bedriyeden sonra, halen teyzesinin yarüşselerdi kendilerine Türklerle uyuşmanında bulunan, ölen Hanifenin 9 yaşındalarını tavsiye ederdim. ki kızı Kâmıran da: Teodosya dalgm dalgın sordu: Nasıl uyuşsun? « Hatice, anneme evvelâ çıra ile bir Dimetoka prensi, çocuğunu kurtar ilâc vermişti. îlâcı aldıktan bir gün sonra mak için kaleyi verdi. Pederiniz, kaleyi hastalandı... Ebe, ikinci defa da beygir kurtarmak için çocuğunu vermelidir. pisliğine peynir karıştırarak başka bir ilâc Demek ki sen Türklerin Edirneye kullandı... Bunu da kullanan annem, iki geleceklerine ihtimal veriyorsun. üç gün sonra öldü» demiştir. Şüphe yok ki geleceklerdir ve gene Heyeti hâkime, bu ifadeleri müteakıb şüphe yok ki kaleyi alacaklardır. istinabe evrakmın aid olduğu mahkemeye Edirne, Dimetoka değildir. Babam gönderilmesine karar vermiştir. da Emanoel'in babasına benzemez. MÜTEFERRÎK Türkler buraya gelirlerse çabuk dönerler. Türk, ileri yürümeği bilir. Gerilemeği henüz tecrübe etmemiştir. Buna emin olunuz prensesim. Senin görüşün görüşüm mü?. Bunu miyelim. Yalnız sen lerin Edirneye ne umuyorsun? mü doğru, benim şimdi münakaşa etşunu söyle: Türkvakit geleceklerini taşıması ve bütün Dimetokalıları maskaraya çevirip Emanoel'i kaçırması da genc kızın hayalinde renk renk ufuklar açı yordu, beyninde çeşid çeşid imrenişler yağdırıyordu. O küçük prensin bahtını tasımak ve onun gjbi kucaklanıp kacırılmak için ömrünün yarısını vermeğe hazırdı. Toprak Mahsulleri Ofisine devredilecek müesseseler Herhalde gecikmezler. Çünkü on!ar, yer bulutu gibi birşey. Yıldırımlannı saça saça gezerler. Hareketsiz duramazlar, hareketsiz yaşıyamazlar. Teodosya biraz düşündü: ihtiyar, dedi, ben seni sevdim. Sen de beni sevdin mi? Sesinizi sevmiştim. Yüzünüzü görünce bu sevgi on kat ziyadeleşti. Bir yardım istesem yapar mısm? Ne gibi yardım? Türklerin yanına gitmek istfyo rum. Bu meramıma ermek için yalnız sen bana yardım edebilirsin. Yani, beyaz renkli keçi boynuzların;, o sert kıllı bıyıklarını gene yakaladı, emdi, emdi ve mırıldandı: Güç, çok güç!.. Bir kere Türklerin nerede olduklarını bilmiyorum. Tabiî siz, onların seyyar ordugâhlarına gitmek istersiniz. Onu bulmak meseledir. Sonra sizi zindandan çıkarmak tehlikeli bir iş. Kırk yıldanberi boyuna yer değiştirmekliğimin, diyar diyar sürünmekliği min sebebi şu kelleyi yerinde tutmaktır. Zatıâlinizi memnun etmek için ihtiyar başımı feda edemem. Başka birşey emredin, yapayım. Onun kolayı var dostum. Esasta anlaşırsak, yani Türklerin yanına gitmeği kararlaştırırsak senin kıymetli kelleni de burada bırakmayız. Ne yaparsınız? Beraber gideriz. Bir prensese ar kadaşlık etmek bir gardiyan için büyük bir şereftir sanıyorum. Mesele o şerefe lâyık olmaktadır. Bendeniz o liyakati taşıyor muyum, taşımıyor muyum, ilkin düşünmeliyim. Fakat birşey de ben soracağım: Neden Türklerin yanına gitmek istiyorsunuz? Yeni Toprak Mahsulleri Ofisine bağlanacak idare ve müesseselerin devir işile meşgul olmak üzere teşkil edilen komite faaliyete geçmiştir. Iktısad Vekâleti murahhası teşkilâtlandırma şu besi müdürü Servetin riyaseti altında kurulan komite, dün filen devir işine şehrimizden başlamıştır. îstanbulda Uyuşturucu Maddeler înhisan idaresi ve Muhafaza teşkilâtı bir Ziraat Bankası elinde bulunan siloların yeni ofise devri işi bir hafta kadar de şebeke mevdana çıkardı vam edecek ve bundan sonra ilk defa ofisin İstanbul şubesi faaliyete geçe Gümrük muhafaza teşkilâtı, bir müdcektir. dettenberi memlekette altın alım ve satıAnkaradaki umumî merkez ilkteşrin mı hakkında yaptığı tetkikler neticesinde de işe başlıyacaktır. altın alım ve satımını tanzim eden kararname hükümlerine aykırı hareket eden bir Radyodan sikâyet eden şebekeyi meydana çıkarmış ve bu bir kamahalle halkı çakçılığa başlangıc telâkki edilerek CumRadvonlann fazla çalışmasındarf do huriyet Müddeiumumiliğine verilmiştir. layı Cihangir halkından bazılan BeyoğBu şebekenin şehrimizde olduğu gibi lu kaymakamlığına müracaat ederekşiAnadolunun muhtelif yerlerinde de şukâyette bulundukları gibi Boğaziçi halkından bazılan da vapurda radyo çalın beleri bulunmaktadır. Hatta ayni şebemasının kendilerini iz'aç ettiği iddia ke ayni suçla Samsunda mahkemeye vesile Vilâvete şikâvette bulunmuslardır. rilmiştir. Fakat orada suç sabit olmamışPolis, Cihangir civarında bazı evlere ve tır. Bu iz üzerinde yürüyen muhafaza teşapartıman sahiblerine bilhassa geç va kilâtı yaptığı takibat sonunda deftere kit radyo]arın hafif calmasmı tebliğ etgeçmemiş 22 ayardan sikke halinde altın miştir. Şirket vapurları için vaki mü bulmuş ve tahkikatı derinleştirmiştir. racaatler makul görülmemiştir. Bu sırada yurdun birçok yerlerinde, Daimî kamp bundan sonra altının almıp satılmıyacağı İstanbul Vilâveti Maltepede ilk okul hakkında şayialar çıkararak halkın elintalebeleri için büyük ve daimî bir kamp deki altınlann toplandığı da öğrenilmiş tesisine karar vermiştir. Vali Muhiddin ve bu hususta da tahkikata girişilmiştir. Üstündag bu kampa elverişli, avni zaŞu vaziyetten altın alım ve satımı işinin manda plâj olmağa da müsaid bir arazinin bulunmasını Kartal kaymakamma ehemmiyet kesbettiği görülerek mesele eemretmiştir. Bu işe müsaid arazi teda sash bir sekilde araştırılmaktadır. rik edilerek vilâyetce istimlâk edile cek, burada kamp ittihazına elverişli ADLtYEDE her nevi tesisat vücude getirilecektir. Altın kaçakçılığı Arabcamiinde Odalariçi sokagmda 12 numarada oturan 12 vasında Kadri, evin penceresinden bakark^n muvazeneAmerikan devlet adamlarının sözlerisini kaybederek sokağa düsmüş, muh telif yerlerinden yaralanmıştır. ne göre şimdi bütün dünya, gittiği yolu harb ve sulh diye ikiye ayıran çatalın Nurinin idaresindeki 1892 numaralı önüne gelrr.iş bulunuyor. Amerika hüyük arabası, Göztepede Kayışdağı cad kumeti, milletleri sulh ve refah yoluna desinden gecerken mezkur caddede 3 sevketmeği tercih etmiştir. Bu maksadla numaralı evde oturan 12 yaşında Os şimdiden birçok devletlerle müsaid şeramana çarparak vücudünün muhtelif i! üzerinde yeni ticaret mukaveleleri akverlerinden yaralamıstır. Yaralı çocuk, detmiştir. Bunlardan en mühimi İngilteHaydarpaşa hastanesine kaldırılmıştır. re ile müzakere ettiği tnukaveledir. Dün**• ya ticaretinin dörttt birini tanzim edecek Şişli Hanımoğlu sokak 34 sayıda otu olan bu mukavelenin muamelesi henüz ran demirci îstavri Yuvanitis, karısile bitmemiştir. Fakat esas itibarile kararlaşkavgaya tutuşmuş, kavga kızışmca ka ınldığı muhakkak sayılıyor. dın, eline geçirdiği bir saksı ile kocasmı Amerika, devlet adamlarının bu gibi başmdan yaralamıstır. sözleri İngılizler tarafmdan memnuniyet*** e kaydedilmektedir. Fakat iki büyük Galata sakinlerinden Yakub isminde Anglo Sakson devleti arasmda siyasi birisi. Galatada Karaoğlan sokak 18 nubirlik asla mevzu değildir. îngiliz Maliye marada oturan Yoda kızı Estere metres hayatı sürmelerini teklif etmiş, kız bu Nazırı Sir Con Simon'un son söylediği teklifi kabul etmeyince bıçakla kalça nutkun, bu devletlerin siyasetleri muvazi ve yanyana gittiğine delâlet edip etmedisından yaralamıstır. ği hakkında sorulan bir suale Amerikc *•• Hariciye Nazırı İngiliz ve Amerikan fiÇeşmemeydanmda Akarçeşmede bir 1 bakkalın yanında oturduğunu söyliven kirleri arasmda bir derece müşabehe Havik oğlu Yaşova, Kantacılar cadde görüldüğünü söylemekle iktifa etmiştir. sinde el arabasile gecmekte iken, KumAmerikan Hariciye Nazırı, harbir kapıda oturan Sehabm idaresindeki a beynelmilel siyasî meselelerin hallinde rabaya çarpmıştır. Musademe netice meşru bir vasıta olması hakkından 63 devsinde iki araba da hasara uŞramış, Ya etin feragat ettiklerini tevsik eden Kelloî sova, kolundan ve ayağından varalan misakının onuncu yıldönümü münasebe mış. imdadı sıhhî otomobilile Balat Mutile beyanatta bulunurken her milletir sevi hastanesine kaldınlmıştır. hayat ve mevcudiyeti bu muahedeye ri*** ayete bağlı bulunduğunu söylemiştir. Eyübde Yeniçesme mahallesinde GaAmerika devlet adamlarının sözler ziperver sokağında 30 numaralı evde cazib ve hoş olmakla beraber ne dahilde oturan Feshane mensucat fabr'kası is çilerinden Ali Naci oğlu Hü«meddin, ne de haricde bunlara bir kıymet veril kendisinden para istiyen üvey babası miyor. Meselâ Amerikanın en büyül Said oğlu Hüseyin tarafmdan bıçakla dostu sayılan îngiltere Hariciye Nezare yaralanmıştır. Yaralı çocuk. imdadı sıh tinin gazetesi Taymis, ticaret mukavele hî ile Gureba hastanesine kaldırılmış, lerile dünyanın düzelemiyeceğini ve in sanların açlığı yüzünden her fenalık çı vakalanmıstır. kabileceğini ve her şeyden evvel insanla KÜLTÜR tSLERt rın doyurulması lâzım geldiğini yazaral cevab vermiştir. Köy mektelberinin muallim ihtiyacı kısmen temin edildi Tanasa revüsii b"Prün gıdivor Festival münasebetile şehrimizde bulunan Romanyanın Tanasa revü heyeti bugün Romanya vapurile Köstenceye Hönecektir. c Bir kadın mahkum oldu Bugün şehrimize beş yüz İngiliz sey Karı koca mahkum oldular vahı gelecektir. Bunlar üç gün kadar Kasımpaşada Hüsrevbey mahallesinburada kalarak müzelerle abideleri gez de oturan İsmaille karısı Elmas, bir me Çünkü ben Türklere âşıkım! sele yüzünden ayni mahallede oturan Türke mi âşıksınız, Türklere mi? dikten sonra gideceklerdir. bakkal Halil ve karısı Hayriye ile kav Şimdilik Türkleri seviyorum. On Hayvan «erjnlerinde derece ga etmislerdir. larla temas edersem bu sevgiyi belki içhavvanlar İsmaille Elmas kavga esnasında HaIerinden birine tahsis ederim. Vilâvet hududu dahilinde bu sene lille HajTİyeye hakaret etmisler ve ay Anladım prensesim, anladım. Siz muhtelif havvan sergileri açılrmştır. Bu ni zamanda kavgava mâni olmak isti kulaktan âşık olmuşsunuz. Bu, tatlı bir sersilerde derece alan hayvarlar te«bit ven bekçi Rızayı da dövmüşlerdir. rüyayı uyanıkken de yaşamaya benzer. edildikten sonra Beled:yece satın alı Dün, asliye dördüncü cezada yapılan Yani temelsiz birşey. Bununla beraber nacak ve damızlık olarak köylere da muhakeme sonunda İsmail iki ay hapse ve 35 lira para cezasına, karısı El size bir öğüd vermek isterim: Türkü ilkin ğıtılacaktır. mas da 29 lira para cezasma mahkum görmeli, sonra sevmeli. Çünkü muhabbet SEHİR olmu«lardır. bir çeşid yüktür. Türkün aşkı ise bir yanardağdır. Yüreğiniz onu taşıyabilir mi, Anadoluhisarında bir deniz Bir hırsiz mahkum oldu taşıyamaz mı?.. Olçmek ve tartmak gehamamı yaoıhyor Fındıklıda kauçuk fabrikasmın arka rek!.. Şirketi Hayriye tarafmdan Anadolu kapısından içeri girerek, tel, kauçuk ve İyi ya, ben de Türkleri görmek hisannda yapılacak plâi verinin ist:m saire çalarken cürmü meşhud halinde isliyorum. Yardımınla meramıma erer lâki tamamlanmış ve dünden itibaren vakalanan Naci adında biri, dün as liye dördüncü cezada yapılan muhakesem dediğini yaparım. Kalbimi tartarım, toprak tesviyesi isine baslanmıştır. Anadoluhisarı plâiı 150 metre uzun meyi müteakib dört ay hapse mahkum ölçerim. ihtiyar Yaninin dişleri bir daha bıyık luğunda olacak ve kazinosu. beton ka olmu^tur. ; Bir carih tevkif edildi larına takıldı ve gözleri yan kapandı. binelerile tam bir modern plâi seklin alacaktır. Plâida tenis kurtu ve muhteHerif, Türklere kulaktan âşık olan bu İki gün evvel Tophanede Çukurcu lif oyun vasıtaları da bulunacaktır. mada sattıkları bir elbiseden kazandıkgüzel kızla el birliğl yaparsa ne kazanaCezalandırılan esnaf ları bir liravı aralarında taksim edemecağını düşünüyordu. Edirnenin kuvvetle Zabıtai Belediye talimatnamesi ahkâ mek yüzünden koltukçu Cemalle Ha muhtemel olan sukutundan sonra yeni bir seyahate çıkmak işine gelmiyordu. Zaten mına riayet etmiyen esnaf, son zaman lil arasında kavga çıkmıştı. Güçlü kuvvetli bir adam olan Halille Bizans ülkesi de bu taraftan son sınırını larda sıkı bir surette takib olunarak suçlarmın derecesine göre muhtelif ce başa çıkamıyacağım anlıyan Cemal, bir bulmuş gibiydi, daha ötesi Bulgaristanzalara çarptırılmaktadırlar. Bu cümle fırsatmı bularak Halili arkasmdan ağır dı. O sebeble ve Edirnenin Türkler eline den olarak Bahkpazarında bir balıkçı surette yaralamış ve vak'ayı müteakib düşmesıle ya Makedonya içerilerine, ya da tablalarını dükkânının önüne koy polis tarafmdan yakalanmıştı. daha ileriye gitmek, yahud Edirnede ka mak suretile caddeyi daraltmış oldu Dün, Adliyeye getirilen Cemal ikinci ğundan beş gün müddetle kapatılmış sorguda yapılan sorguyu müteakib tevlıp açlığa göğüs germek lâzımdı. tır. kif edilmistir. jLArkan var) <*hrimize gelecek sevyahlar Beyoğlunda Cumhuriyet kazinosun da bir polis memuruna hakaret etmekten suçlu Hayriye admda sabıkalı bir kadın, dün asliye dördüncü cezada 51 çün hapse ve 53 lira para cezasma mahkum edilmiştir. 938 939 ders yılı başmda ilk tedrisat kadrosuna dahil olan 2000 çavuş eğit men köy mekteblerindeki muallim ih tiyacının mühim bir kısmını karşılamış olacaktır. Maarif Vekâleti bazı köv ve nahiyelerdeki üç smıflık ilkmekteble rin beş smıfa iblâğı için maarif müdürlüklerine emir vermiştir. Çavuş eğit menler için kendi köylerinde vücude getirilen yeni tipteki mekteblerde hususî odalar, ve bazı tesisat vücude ge tirilecek ve cavuş eğitmenlerin terfihi için her türlü tedabir ittihaz edilecektir. Leylî meccanî talebenin imtihanı Leylî meccanî olarak lise ve ortamekteblerde okumak istiyen talebelerin müsabaka imtihanı dün îstanbul Erkek ve Kız liselerinde tahrirî olarak matematik grupundan yapılmıstır. îmtihanlara her iki mektebde 625 talebe iştirak etmi«tir. Ortamekt^b muallimlik imtihanları Lise mezunları arasmda açılan ortamekteb vardımcı muallimlik imtihan larına dün de devam edilmiş, 75 lise mezununun yabancı dillerden imtihanı vamlmıştır. Bu İngiliz gazetesine göre, dünyanıı en zengin ve müreffeh memleketi sayı lan yerlerde bile halkın yarısı gıdasızlık tan ıstırab çekmektedir. Sulhu tehdid e den bu halin önü ancak bütün düny; milletlerini beraberce ve muayyen br plânla çalışmağa sevketmekle kabil olaca ğını yazıyor. Amerikan gazeteleri meselâ bunlardaı en büyüğü NewYork Herald and Tri bune, Amerikan devlet adamlannı v > bahusus Hariciye Nazırmı siyasî haya lât peşinde çene çalmakla ve beynelmile hayatm hakikatlerine göz yummakla it ham etmiştir. Hulâsa, Amerikalılar, baş larında bulunanların vaidlerine rağ men dünyanın siyasî ve iktısadî işjerin karışmaktan ve rehber olmaktan çok u zaktırlar. Bunun için Avrupada gergin lik arttıkça bütün sermayedarlar dolar. başvurmaktadırlar Şimdi bu para yüksel dikçe yükseliyor. Diğer taraftan Arne p'kanm kendi başmda gayet büyük bi gaile vardır. Meksika Amerikan serma yesine ve fabrika ve madenlerine vazıyeı etmiştir. Yarın diğer Amerika memleket leri de Meksikayı örnek tutacak olurlaı sa Amerika büyük devleti en büyük felâ kete uğramış 'ilacaktır. Muharrem Feyzi TOGATt Köy mektebleri kütübKanePencereden düşen çocuk öldi lerine alınacak kitablar Köy mekteb kütübhaneleri ve köy oku ma odalarına almacak yeni eserler için Maairf Vekâletinde hususî bir komisyon tesekkül ettiğini yazmıstık. Bu komis von yakında mesaisini ikmal edecek ve köy kütübhanelerine alınacak kitab lara daid listeyi vilâyetlere göndere cektir. Bunun için icab eden tedbirler alm mış, bazı köy kütübhaneleri için mekteblerde ve köy okuma odalannda hususî yerler avrılmıştır. Diğer taraftan ilk tedrisat müfettiş leri mmtakaları dahilindeki köy kütübhanelerinde bulunan bazı lüzumsuz eserlere macera ve aşk romanlarmın okunmasma mâni olacaklar ve bu eser • leri kütübhanelerden kaldırtacaklardır. Arabcami civarında oturan 12 yaş larında Kadir adında bir çocuk üçüne kat pencereden sokağa düşerek ağır su rette yaralanmıştı. Kazayı müteakib Etfal hastanesin kaldırılan Kad'r dün sabah ölmüş v Adliye tabibi Enver Karan tarafında yapılan muavene neticesı defnine ruh sat verilmiştir. C u m h unyet Abone şeraiti:{ NUshası 5 kuruştur. Türkivo Harie icin icin Senelik 14(10 Kr. 27(10 Kr. Altı avlık 75» > 1450 > Üç avhk 400 • 800 • Biı »ylık 150 > Yoktur