28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYE1 16 Eyiui 1938 { Şehir ve Memleket Haberleri ] Tarihi roman Yazan: M. TURHAN TAN Yuvanis'in, biiyük bir saadet sandığı aşk, korkunc bir felâket gibi idrakini karartıyordu! Program, muallimlere yeni vazifeler Lâkin akıbeti meçhul bir aşk mace kazanırlar. Benim gibi asil ve çok asil rası yüzünden kellesini tehlikeye düşür kadınlar ise o hakkı icabında zorla elde tahmil ediyor meğe de yanaşamıyordu. Gerçi arasıra Aris veya Adonis olmak için kuvvetli bir iştiyak duymuyor değildi. Fakat onların ilâhlara nisbet veyabizzat taşıdıklan ilâhî kudret yüzünden ölüme karşı malik olduklan muafiyet kendinde bulunmadı ğından içine çarçabuk korku yayılıyordu, fanilikle mütenasib bir aşk hayan düşünmeğe dalıyordu. Teodosya, meramına alet yapmak istediği delikanlmın deminki alevli iddialarına, feveranlı heyecanlarına ve harıl harıl pabuç yalamalarına rağmen öyle körkörüne hareket eder takımdan olmadığını anlamakta gecikmedi ve onun aşk kokusilc uyuşuklaşan idrakinde belirdiğini sezinsediği uyanıklığı gidermeğe lüzum gördü: Aris kudretli Adonis, dedi, gözlerini lutfen aç, bana iyi bak. Saçlarımda •ana sarılmak için çılgın bir iştiyak titremiyor mu? Yanaklanm, dudaklarına kavuşmak hırsile yanmıyor mu?.. Göğsümde, senin yashğın olmak ihtiyacı hisso iunmuyor mu? Böyle her zerresi aşk haykıran, tahassür haykıran bir sevgili buralarda bırakılır mı? Bu sözleri söylerken saçlarım alhn telle örülü ilâhî bir sal gibi iki elile uzun uzun açıyor, yanaklarına pembe bir renk veriyor, göğsünü safha safha Yuvanis'e gösteriyordu. Heyecanı derece derece tazelenen delikanlı bu şuh yalvanşa karçı kayıdsız kalamadı, gene yere kapandı, gene dudaklarını pabuçlara kapadı, sarhoş bir aciz içinde inledi: Ne yapayım Afrodit, nasıl davranayım Afrodit?.. Aklımı, yüreğimle beraber aldın. Düşünemiyorum, sana ne gibi hizmetlerde bulunacağımı kestiremiyorum! Teodosya, yüzünü daima uzakta tutarak, onu kucaklar gibi yaptı ve anırıldandı: Beni kaçır, evine kapa. Yuvanın bülbülü, bahçenin gülü, yüreğinin ışıgı olayım! Yuvanis, idrakini çimdikliyea bir şiir dinliyormuş gibi ıstırabh bir zevk için deydi. Sözden tad, manadan acı duyuyordu. Bu hissî garib tezad arasında hem bahtiyar, hem tarümar bakışlarla Teodosya'yı uzun uzun süzdü ve derin derin düşündü. Kleopatra'yı ve onun pek fani, pek muhtasar aşkı uğrunda gene ömürlerini güle güle feda eden alay alay avareleri hatırlamıştı. Evet, Mısınn tek yaratılmış ve hatıralan da hâlâ tek kalmış olan o aşifte melikesi güzelliğine esir ettiği gencleri kısa bir lâhza mes'ud et tikten sonra tıpkı Teodosya gibi açılıp saçılır, dudaklanna masum tebessümler sıralar ye elinde tuttuğu zehir dolu billur kadehi sunarak yalvanrdı: Bunu iç, güle güle iç ve... öl!.. Teodosya da zehiri kelime yaparak sunuyordu, kendisinin zindandan kaçırılıp bir gizli köşeye kapatılmasını istemek suretile düpedüz ölüm teklif ediyordu. Çünkü onun dediğini yapmak, ecele çanak tutmaktan başka birşey olamazdı. Edirne prensinin mahpus kızını kaçırmak zaten affolunmaz bir suçken o kaçınlmış kızı bir aşk güvercini biçimine sokup kapatmak tabiatile en ağır bir cinayet sayılacaktı ve bu cinayetin cezası da, şüphe yok ki, ölüm olacaktı. Yuvanis, zevkten behte ve o haletten dehşete geçerek bu hakikati gözönüne getirdi, prensesin Kleopatra'dan güzel olduğuna iman getirmekle beraber o Mısırlı aşifteye canlarını feda eden genc'.erin çılgın feragatini nefsinde bulamadı, açık bir red cevabile âşıkını gücendirmeği de asılzadeliğine yakıştıramadı, onu ve kendini memnun edecek bir yol arayarak şu ahmak teklifi yaptı: A'kın sarayı yürektir prensesim. Sevişenler nerede olurlarsa olsunlar bahtiyar olabilirler. Biz de şimdilik şu zin danı cennet sayalım, sabah akşam burada birlefelim, kaderimize boyun eğelim. Elbette bir gün bahtımız yâr olur, kur . tuluş yolları açılır. O zaman dilediğimiz yerde dilediğimiz gibi yaşarız. Şimdi dediğinizi yapmakta tehlike vardır. Omrümüze değilse bile aşkımıza acımak, tehlikeden kaçınmak doğru olmaz mı? Teodosya, onunla yüz yüze gelmeden önce herşeyi hesabladığı ve namerd Valblerin duygu değiştirmekte güçlük çekmiyeceklerini de bildiği için küçük bir hayret hissermedi, yalnız durumunu değis tirdi, tasarladığı plâna göre davranarak geri geri çekildi, sesini hırçınlaştırdı ve en yük<*k perdeye çıkardı: Efendi, efendi dedi ben kalbini verdiğim erkeğin o kalbe hürmet et(nesini isterim. Sevmek zelil olmak de bek degildir. Sevenler sevilmege de hak ederler. Onun için aklınızı başınıza devşirmenizi rica ederim. Karşınızda ^eli şigüzel bir dişi değil, emir veremeğe ve emirlerini yaptırmağa alışkın bir prenses var. Bunu düşünerek vazifenizi hemen yapınız. Yoksa size verdiğim kalbi geri alırım, sizi de yersiz, gereksiz düşündü ğünüz ölümiin kucağma bırakırım. Yuvanis'in şuuru yenibaştan, fakat bedbaht bir sarsıntı ile tarümar olmuştu. Afrodit dediği ve bir Adonis olarak şu zindan köşesinde kucağına yükselmek istediği kadmın güzel yüzlü bir cehennem ifriti olduğunu anlıyarak tepeden tıınaga kadar titriyordu. Biraz evvel büyük bir saadet sandığı aşk, şimdi korkunc bir felâket gibi idrakini karartıyor, kalbini siyahlara sanyordu. Ayni zamanda Kleopatra'nın sunduğu ecel şerbetini rçüle güle içtikleri rivayet olunan genclerin nasıl bir ıstırar içinde bu haltı işlediklerini de anlıyordu. Demek ki onlar, reddi imkânsız bir ikramı kabul ederek ve tereddüd gösterdikleri halde o şerbetin zorla boğazlarına akıtılacağını bilerek canlarını feda etmişlerdi. Fakat Teodosya, babası tarafından acze mahkum edilmiş bulunmasına rağmen bir Kleopatra rolü oynıyacak ve kendisine ölüm tehli kesini cebrî surette kabul ettirmeğe çalışacak mıydı?.. Buna, böyle bir harekete onun vaziyeti acaba müsaid miydi?.. Köy mektebleri için Maliyede tayinler Bir iktısad heyeti müfredat programı Defterdar Kâzım, Tapu şehrimize geliyor Umum Müdürlüğüne tayin edildi Münhal bulunan Maliye Vekâleti müsteşarlığına Bütçe Kontrol umum mü dürü Cemal Yeşil, Bütçe Kontrol umum müdürlüğüne Maliye Vekâleti Tetkik bürosu azasmdan Hulusi, Tetkik bürosu reisliğine Maliye Dejterdar Kâzım Vekâleti müsteşa» muavini Esad, Tapu ve Kadastro umunr. müdürlüğüne îstan bul Defterdan Kâzım, îstanbul Defterdarhğına Maliye Vekâleti Tahsilât mü dürü Şevketin tayın edildikleri ve mua mele vergisi istisnaiyeti işini tetkik etmek üzere geçenlerde şehrimize gelen Tetkik bürosu azasından Zekinin maaşının da 90 liradan yüz liraya iblâğ olunduğu haber ahnmıştır. Defterdar Kâzım, meslekten yetişmiş maliye müfettişiiğv esnasında Fransada ikmali tahsil etmiştir. Kâzım, şehrimizde Defterdar bulunduğu müddetçe maiye tindekileri olduğu gibi ashabı müracaati de memnun bırakrcış, bilhassa eytam ve eramil maaşları tevziatında kolaylıklar temin eden tedbirler almış muktedir bir maliye memurumuzdur. Kendisine yeni vazifesinde muvaffakivet dileriz. Siyasî icma Lehistan ve Avrupa sulh Köy mektebleri için Maarif Vekâleti tarafından geçen sene bir taslak halinde ihzar edilen müfredat programı, bu y:l nihaî bir tetkikten geçirildıkten sonra tatbik mevkiine konulmuştur. Yeni müfredat programı, köy mual limlerini mektebdeki vazifeleri haricinde köylüyü tenvir etmek ve muayyen bir program dahilinde konferanslar vermek gibi veni vazifeler ifasına mecbur tutmaktadır. Maarif Veklâeti bunlardan başka köy muallimlerinin işlerini kolaylaştırmak ve kövlüyü her bakımdan tenvir etmek için duvar gazeteleri ve afişler hazır lanmaktadır. Yeni müfredat programı, köylünün okuma seferberliğinde köy muallimleri tarafından ne sekilde yardım görecek leri hakkındaki pratik esasları ihtiva etmektedir. Şehir mekteblerinde iktısad dersi de verilecek Maarif Vekâleti, önümüzdeki ders yılından itibaren ilkmektebler müfred'ît programma haftada bir saat olmak üzere bir iktısad dersi ilâvesini lüzumlu görmüştür. Hazırlanan programa göre, iktısad derslerinde talebeye iktısad terbiyesi verilecek, yerli malı kullanmamn faydaları öğretilecektir. îktısad derslerinin ilkmekteblerden başka, ortamekteblere de teşmili için Yuvanis, yan erimis. bir şuurla işte bu tetkiklere başlanmıştır. noktayı düşündü, biraz sert davranmak istedi: Af buyurunuz prenses, dedi, he yecanınızı yersiz buluyorum. Lutfen müjdelediğiniz gibi beni seviyorsanız sinirlenmeyiniz, soğukkanlı kalınız, düşüncelerimi dinleyiniz. Kız, sert bir işaretle onun sözünü kesti: Mülâhaza istemiyorum, itaat istiyorum. Gevezeliği bırakıp kısaca cevab verin: Beni kaçıracak mısınız, kaçırmıyacak mısnız? Müsaid bir günde evet. Şimdi bunu yapmak deliliktir. Teodosya, hırçın hırçm güldü: Muhafazası dedi, namusunuza bırakılmıs bir prensesin zindanına girerek ona aşktan bahsetmek, hatta daha ilerilere gidip kendisini sarhoşlatmağa ça'ış mak delilik değil de zavallının bu haiinizden istifadeyi düsünmesi ve buradan kurtulmak istemesi delilik ha. Bunu biraz sonra babamm yanında da söylemenizi rica e derim. Yuvanis'in gözleri büyümüş, ağzı kanş kanş açılmış olmakla beraber idraki yerine gelmişti. Prensesin kendine düzen kurduğunu ve talihsiz bir âşık durumuna bürünerek zindandan kaçırılmasım temine çalıştığını artık seziyordu. Lâkin bir nokta gene o açılan idraki sendeletiyordu: Teodosya, mahpusluktan kurtulmak istiyorsa babasına haber gönderir, ve sıkıntısızca emelbe erebilirdi. Böyle davranmayıp da kendisini niçin araya sokuyordu?.. Sersem asılzade, bir hayli bocaladığı halde bu noktayı aydınlatamadı, k'zın aşktan tehdide geçmesini makul bir sebebe bağlıyamadı, bön bön yutkundu. Lakin ortada bir düzen döndüğünü kuvvetle sezinsediğinden kuru patırtıya pabuç bırakmamayı tasarlamaktan geri kalmadı, bütün cesaretini tophyarak ken dini müdafaaya yeltendi: tftira, dedi, size yakışmıyor. Beni dinlerseniz gene âşık kalınız, müfteri olmaymız. Çünkü aşktan bahsettikçe me lekleşiyorsunuz, bütün benliğime hâkim oluyorsunı*z. İftiraya kalkışmca yüreğimi üşütüyorsunuz. Asaletmeab babanızın huzurunda da size müfteri demekliğimi elbette istemezsiniz. Onun için bu soğuk lâtifeden vazgeçiniz. Kızın sesi perde perde gene yüksel di: İftira mı ediyorum. Buraya geüp de bana aşk ilân eden siz değil misiniz, kollarınızı aça aça üzerime atılan siz değil misiniz, bana kaçmak ve beraber yaşamak teklifinde bulunan siz değil mi siniz ? Yuvanis gülümsedi, kollannı göğsüne kavuşturdu: Bütün bunlar doğrudur. Fakat yapan ben değilim, sizsiniz. Babanıza aksini söylerseniz mahcub olursunuz. Çdnkü ispat edemezsiniz. İspat edemem mi?.. öyleyse bir sınayalım. Sınamayınız prensesim. Çünkü şahidinıV vok. Şahidim yok mu?.. Bu, sizîn zannınızdır. Hele bir babamın yanma gidelim. Orada sahıdim var mıymış, yok mıymış anlarsınız. {Afkası var) Belediye bütçesi Bazı tadilâttan sonra tasdik olundu KÜLTÜR tŞLERl Epeyce evvel Ankaraya gönderilmiş olyolu masına rağmen vekâletler tarafından tetÇiftehavuzlarla Caddebostam arasınkiki uzun süren Istanbul Belediye ve Mu daki yolun asfalt olarak yaptırılmasına karar verilmiştir. Buna aid şartname ve hasebei Hususiye bütçesi ahiren tasdik eke=;ifnameler hazırlanmaktadır. dilerek Istanbul Belediyesine iade edilBevkozla Paşabahçesi arasındaki youn da tamiri kararlaşmıştır. Buna aid miştir. hazırlıklar da vapılmaktadır. Muhtelif vekâleîîer belediye bütçesi üzerinde hemen her fasılda müteaddid de Beynelmilel cerrahî kongresi ğişiklikler yapmış, bütçeyi esash surette Eylulün on dokuzunda Brükselde değişürmişlerdir. Evvelce imar işleri muh oplanacak olan beynelmilel cerrahi telif fasıllara tevzi edilmişken bu defa tet kongresine hükumet namma iştirak etkik esnasında imar faslı diye yeni bir fa mek üzere Tıb Fakültesi birinci cerrahî sı1 açılmış, diğer sarfiyat fasıllanndan bir kliniği doçenti operatör Fahri Arel Brüksele gitmiştir. Fahri Arel kemik açoğu tayyedilerek tahsisatı bu fasla ilâmeliyatlarında edindiği tecrübelere dair ve edilmiştir. Bütçede muallknlerin kıdem kongrede bir tebliğ yapacak ve teşrinizamlarile birikmiş mesken bedellerinin tes evvelin dördünde Pariste inikad edecek Polis ikinci şube müdiriyeti, iki do viyesi için de bu paranın kıscnen tediyesi Fransız cerrahî kongresinin içtimala mda bulunacaktır. landırıcıhk tesbit ederek faillerini ya temin olunmuştur. kalamıştır. Bunlardan biri, Yeniposta ne caddesinde arzuhalcıhk yapan Ca fer Tayyar, diğeri gene ayni mahalde arzuhalcıhk yapan Hakkıdır. Cafer Tayyar, Said isminde birisinde 130 lira alacağı olan Silivrikapı sakinlerinden îs mail oğlu Rağbete yaklaşarak kendisi nin tanıdığı bir icra memuru olduğunu, bu vasıta ile mezkur parayı kolayca istirdad edebileceğini söylemiş, bu iş için kendisinden dokuz lira almıştır. Ara dan bir müddet geçtiği halde ses sada çıkmayınca, Said, polise müracaate karar vermiş, gerek Cafer, gerekse sahte icra memuru Rıdvan yakalanmıştır. Görülen lüzum üzerine Kumkapı Rum mektebi Maarif Vekâleti Umumî müfettişleri tarafından teftiş edilmeğe başlanmıştır. Iddia edildiğine göre, mektebin türkçe ve kültür derslerinden maada rumca ders veren muallimlerin maaşlannda bazı tadilât yapılmış, muallimlere istihkakları eksik verilmiştir. Mekteb heyeti mütevelliyesi, vazi yetin avdınlaması için Maarif Vekâle tine müracaat etmiş, kısa bir zamanda neticenin alınmasım istemiştir. Umumî müfettişler, tahkikatı bir haftaya kadar tamamlıvarak neticeyi bir raporla Vekâlete bildireceklerdır. K ımkapı Rum mektebinde tahkikat ekoslovakya meselesinden c layı Avrupa sulhunun tehlii de kalmış olması üzerine L meb'usan ve âyan meciistl tan da feshedilerek teşrinisanide yeniden intih yapılması kararı gibi hiç beklenmiyen 1 değişiklik bütün Avrupanın dikkat celbetmiştir. Beynelmilel Ticaret Odası birinci reŞu sırada Lehistan politikasının fev isi Amerikalı Watson'la Odanın umumî kalâde ehemmiyet bulmasının birçok s kâtibi Pierre Vasseur, Be\Tielmilel Ti caret Odası Türkive mıllî komitesini zi bebleri vardır. Bunlardan birincisi 1 yaret etmek ve dünva iktısadiyatı isle devlerin Çekoslovakya meselesinden d rinde mevkiı gittikce kuvvetlenen Tür layı çarpışmaları muhtemel bulunan A kiyede tetkikler vaomak üzere bugün manya ve Sovyet Rusyanın aralannc Romanva vapurile limanımıza gelecek bulunması gibi coğrafî mahiyettedir. lerdir. Bu zevata me^hur bir iktısadcı oîkincisine gelince nüfusu, arazisi lan Watso'nun ref'kası Bavan Watson bahusus ordusu itibarile büyük bir de la Amerikanın tanınmı»! birkaç iktısad lete muadil bulunduğundan müstakb cısı da refakat ptmektedir. harbde hangi tarafa meylederse o tar. Be\iıelmilel Ticaret Odası Törkiye ağır basacaktır. Bitaraf kalmasile de i mıllî komitesi beynelmilel şöhretleri ih büyük devletin istedikleri gibi serbesh tiva eden bu heyeti karsılamak üzere eçarpışmalarına rnâni olacaktır. LehisU saslı hazırlıklar yapmıştır. Hazırlanan yabancı orduların kendi arazisinden ge proeram mucibince, heyet şehrimizde kaldıgı müddetçe bütün iktısadî, sınaî melerine asla müsaade edecek değildi müesseseler gezdirilecek ve ayrıca ta Sonra; Sovyetlere karşı askerî müttefı rihî ve mimarî kıymetli eserlerimız | b u l u n a n Romanyanm Lehistana mücav ve mühim bir Lehli ekalliyetini de hamisafirlere eöçterilecpktir. olan Bukovina eyaleti vardır ki Polony MÜTEFERRİK Kızılordunun, Çeklerin yardımına git mek üzere buradan geçmesine de razı t Donanma, Iskenderuna lacak değildir. Zaten şarktan iki bin k gidecek lometreden fazla Sovyetler Birliğile mü; Elyevm Akdenizde manevralar yapterek hududu bulunan Lehistan; Kızı makta olan donanmamızın ay sonunda İskenderuna gideceği haber verilmek ordunun Bukovina ile Çekoslovakyay girmesile baştanbaşa cenubdan dahi sa tedir. rılmış olacağından böyle bir vaziyeti Kemerburgaz sergisi meydana gelmesine tahammül edemez. açılamıyor Meşhur Fransız askerî ümerasında: Eyüb kazasının Kemerburgaz nahiyc General Baratier ahiren Temps gaze si merkezinde bugün açılması mukarrer tesinde Lehistan ordusuna dair yazd'.ğ bulunan ehlî hayvan sergisi, hava bir makalede Leh milletinin fevkalâd< nın fenalığı dolayısile tehir edilmiştir. askerî evsafını ve zabitlerinin kıymetin ŞEHÎR ÎŞLERİ takdirle izah ettikten sonra Lehistanıı Avrupada birinci plânda rol oynamağ; Çif tehavuzlar Caddebostam namzed bulunduğunu ispat etmiştir. Heyet, sınaî ve iktısadî müesseî?elerimizi şrezecek Iki dolandırıcılık Fakat Fransız generali bu mühil; askerî makinenin hangi tarafı tutacağ bütün dünya için hâlâ bir muamma olduğunu da ilâve etmiştir. Ancak şuras şimdiden malumdur ki bu kuvvetli ordı Lehistanın zorla harb sahnesi ve geçid yeri olmasma meydan bırakmıyacaklır. Lehistan zâhirde ve resmiyette, hâlâ Fransanın müttefikitîir. Fakat hakikatte bu ittifak mevcud degildir. Fransanın Sovyetler Birliğile karşîlıklı yardım muahedesi akdederek ittifak yapması L*.hlilerin hem izzetinefsini kırmış, hem de ittifakın kıymetini yarı yarıya indirmiş tir. Çünkü Lehistan Almanyaya karşı olduğu gibi Sovyetlere de karşı harb yaptığı zaman Fransanın bütün kuvvetile kendisine yardım edeceğini bu ittifakı yaparken hesab etmişti. Lehistan Fran saya karşı münfeil olduğundan Fransız!ar herhangi şekilde Leh politikası üzerinde müessir olamıyacaklardır. Bunun için bu rolü şimdi îngiliz diplomasisi deruhde etmiş bulunuyor. Londrada ve Varşovada îngiliz ve Lehli diplomatlar arasında mühim mü zakereler cereyan ediyor. Bu müzakerelere tesir yapmak için de Hitler son nutkunda müteveffa Mareşal Pilsudski'nin eseri olan Alman Leh anlaşmasını kat'î bir hesab olarak ehemmiyetle kaydetmiştir. Lehistan parlamentosunun feshine gelince, Leh Cumhurreisi Avrupanın şu kanşık zamanında bu memleketin dahilen daha kuvvetli olması, rejim ve intihab usulü dolayısile bir memnuniyetsizlik kalmaması için liberal tedbirler almağa Iüzum görmüştür. Bu memleketin vilâyet leri olan bütün voyvodahklarda yapıl makta olan nahiye ve belediye intihablarının hertürlü müdahale ve tesirden korunması için şiddetli emirler vermiştir. Parlamento intihabları için de gayet serbest ve geniş intihab nizamnamesi yapı lacaktır. Bu suretle muayyen bir zümrenin değil bütün milletin efkânna tercü man olacak bir parlamento meydana gelecektir. Orta ve şarkî Avrupa politikasında bugün Lehistan anahtar mevkiinde bulunuyor. Türk Italyan ticaret müzakereleri başladı J Hakkının marifeti Hakkının marifetine gelince: Bu da, Unkapanmda oturan Ahmed oğlu Osmanla kardeşi Mehmed ve validesi Gülsümün 130 lirasmı dolandırmaktan suçludur. Suçunu itiraf etmiştir. Uludağda kış hazırlığı Bursa (Hususî) Uludağda kış hazırlıkları başlamıştır. Dolubaba kampı havalann soğuması üzerine kapanmış ve son olarak Vali Sefik Soverle kam pın mucidi doktor Cevad Tahsin şehre tasınmıslardır. Eski Uludağ oteline Vilâyetçe bazı ilâveler yapılmış ve otelin etrafındaki kayalar, molozlar temizletilerek orası düzgün bir hale sokulmuştur. Bu otel şimdi Hususî Muhasebe idaresince emaneten işletılmeğe başlanmıştır. Diğer otellere de yeni yeni ilâveler yapılarak bunlar kışm fazla sporcu barındırabi lecek şekle kalbedilmislerdir. Bir hava hattı yaüilması isi havli ilerlemiştir.'îtalyan firmalarından birinin proje yapmak üzere vaki tekliflerine muvafık cevab verilmiştir. Belediyenin hava hattı komisvonu diŞer firmalara da mezkur teklifi bıldirmiştir. Türk ve İtalyan ticaret heyetleri dünkü ilk toplantıda.M Türk îtalyan ticaret anlaşmasının tatbikatma aid müzakerelere dün sabahtan itibaren Tophane kasnnda başlanmıştır. Dün sabah saat dokuz buçukta Türk murahhas heyeti, ihzarî bir toplantı yapmış, saat 11 de ttalyan murahhas heyeti Tophane kasrına gelmiştir. Heyetler karşîlıklı olarak şöyle teşekkül etmışti: Türk heyeti, Hariciye umumî kâtibi Numan Menemencioğlunun reisliği altında, Türkoifs reisi Bürhan Sanus, Hariciye Vekâletinden Celâl Osman, Cevdet, Fatin, Türkofis Istanbul şubesi müdürü Cemal Ziya, Ofis müşaviri Zeki Zeybekoğlu, raportör Fazıl, Cumhuriyet Merkez Bankasından îstanbul şubesi müdür muavinleri Nazif ve Afif. îtalyan heyeti, Ilalya Büyükelçisi De Peppo'nun reisliği altmda, Prof. Mazi, Hariciyeden Ariva Bene, Ziraatten Rac, Kambiyodan Alazio, Gereri, Gunialdi, Maliyeden Salazza, Gerelli ve tstanbul Sefareti ticaret ataşesi Barijiani. Öğleden evvelki umumî toplantıda ilk temaslar yapılmış ve bundan sonra bir tâli komite seçilmiştir. Tâli komite, saat 14 te ilk toplantısmı yapmıştır. Dünkü umumî toplantıdan sonra heyetimiz reisi Hericiye U. kâtibi Numan Menemencioğlu şu beyanatta bulunmuştur: I « Italya heyeti murahhasasile bu gün başlıyan müzakereler her sene gözden geçirilmesi mutad olan ticaret ve klering anlaşmala*m»n bu yolda müşterek bir tetkikine matuftur ve aynca bir hususıyet arzetmez. Türkiye ve îtalya mübadeleleri son selerin Şi \ec hile inkişafa müsaid ne ve tabiî seyirlerile yürüyebilecek mahi yettedir: Bir mütekabil ihracat devresinin hitamında bir tarafin veyahud diğer tarafın alacaklı kalması nübadelâtta bazı tedbirler ittihazını icab ettiren ve bu tedbirler al:nınca kendiliğinden zail olan hâdiselerdıir. îtalya ile bu defaki müzakerelerimiz esnasında bittabi bu tedbirleri de müştereken almak zanneti hasıl olacaktır. Hükumetin iktısadî s'vasetindeki dinamizm her tecrübenin randımanını almağı âmir bulunmaktadır. Biz de tecrübelerimizi daimi bir tetkik ve tatbik mevzuu ittihaz ederek iktısadiyatımızm göstermekte olduğu hayırlı inkişafı yakından takib etmek ve onu teshil eylemek vazifesile tavzif edilmiş bulunuyoruz. Yürkiye îtalya müzakeratının her iki tarafm nef'ine olarak iyi neticeler vertnesinden heyetimiz ümidvar bulunmakta dır.» Mnharrem Fevzi TOGAY Basın kongresi îstanbul Basın kurumundan: îstanbul Basın kurumu fevkalâde kongresi 17/9/938 cumartesi günü saat 13.30 da tekrar toplanarak Basm Birliği kanunu nizamname projesinin müzakoresine devam edilecektir. Sayın üyele rin teşriflerini nca ederiz. Sahte beşibirlik Bursa (Hususî) Burada garib bir muhakemeye başlanmıştır. 25 yaşlarmda bir gene, ablasından emaneten 55 lira kıymetinde bir beşibirlik almıştır. Fakat beşibirliği iade ederken eski gümüş mecidiyelerden birini sarıya bo yayarak ablasına vermiştir. Kadmcağız diğerlerile birlikte bu beşibirliiğ boy nuna takarken onun sahte olduğunu anlamış ve mahkemeye müracaat etmiştir. Muhakeme, şahidlerin dinlenmesi için talik olunmuştur. Ç u m h u rîyet Abone şeraiti: 1 Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Alü aylık 750 > 1450 Üç ayhk 400 » 800 » Bir aylık 150 Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle