07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKIKhl ;ustos 1938 Mekleblere gSrme şartları Her çalıştığı kdpıdan kovularak ç:kmağa alışmıştı. Kimi yerde bir ay, kur. yerde on beş gün ya oturur, ya o'urmaz bir sırasmı getirip yükte hafif, pahada ağır birşey aşınr, ekseriya çaldığ; ınınareye kılıf uyduramadığı ıçin yak<?yı çabuk ele verir. Kendmi kâh kald>rımdd, kâh polis karakolurda buîurdu. Iyi bir aile çocuğu idi. Fakar, göraniirde hiç sebeb yokken durduğu yenie sirkeleşen şarab gibi, yaşı büyüdükce, ahlâkı da bozulmuş; anasımn sand ğından yatak çarşafı, hamam takımı, konsoluu gözünden ufak para, mutfaktan tabak, tencere aşırmakla if€ ginşmişti. Anadan, babadan kalan kınniılan har vump harman savurduğu tarıhtenberi de başkalarınuı kesesinden geçinmekle meşgulaii. p Kabil olduğu kddar serbest ka'abil mek için ayak hi?rr,etlerinı tercih ediycr du ve hizmet süflî olduğu nisbette hareketlerınde hür kalabildiğı için, gözü kazancda değildı. En son işi bir emlâk tellâlmın yanında muakLıblikti. Ayağındaki şıpıtıkları siırüye jürüye, tapu dairesinde evak ta kibini fazlaca yorucu bulmuş, üsteiA., asıi mesleğini de faydalı görmemişti. Namusile aynidığı ilk ış bu oldu. On gündenberi mütekaıd bir cnualli min yanmda çalışıyordu. Muallinı bekâr ve biraz da titiz mizadı bir zat nlduğu için evine kadın hi'/metçı sokmazdı. Işe başlıyacağı gün onu karşısına al tnış, şöyle bir nasihat vermişti: Oğlum, Akif Efendi. Seni bana, baba dostun Nazif Bey tavsıye etıi. 6abanı tanıdığı için hakkıncia hüsnîi şenadette bulundu. Umarim ki beni m**ınnun edersin. Ben biraz huysuz bir adımımdır. Ahlâkımı bıldiğ'm için şimdiye kadar evlenmedim. Görüyorsun ki evimde ka dm hizmetçi bile yoktur. YemeğİKii io kantada yer, çamaşırımı dışarıda yıkaiırım. Bınaenaleyh bu evde sen Kemcn hemen boş oturacaksm. Vazıfen, yata ğımı yapmaktan, kahvemi pişinnekterı, kitablarımın tozunu almaktan ibaret. Mısafirim sıkça gelir. Gelene giden: lap.yı açmağı işten saymadığım için hiç mev zuu bahsetmiyoruvn. Eğeı beni h./mcu.v den memnun eder?en, evlâd mua'nelcs' görece^'re emin olabüirsin. Haydi göreyim seni! . Akifîn i!k işi, çarşıda natde tahvil edilmeğe müsaid eşya aramak içııı evi dolaştnak oldu. Dört odadan ıbarcr olan bu evde, bir iki buyük keçeden, e;ki nman sedirlerinden, yerinden ka! Lrmak zahmetine bile katlanılm;yacak kuıüıU masalardan, iskemleierden başka bir §cy yoktu. Yalnız, ihtiyar mjallim: Beni arıyan olursa iki saat son. a geleceğim. Deyip sokağa c ktıktan sonra onjn çalışma odasına giftn Akıf, odar\a ikı duvarını yerden tavana kadar kvpiıyan kitab raflarını görünce biraz nefes ald:. Raflar, cildli, cildsiz kitablarla tk.Ii.Ti tıklım dolu idi. Bu kitablardan h*r gün beş on tanesini koltuğuna alıp sahhîiara götürse gündeiiği duğruhabdirdi. Bugünün işıni yarına bırakmağ» sev mediği için, ancak iki saat sonra avcct edecek olan muallimin yokluğundan ae;hal istifadeye karar verdi. Boyunun yetiştiği raftan cildli ve cıldsiz, muhrcl.f boylarda altı t&ne kitab aldr, boşâian yerleri belli etmemck için öteki kpabiar biraz araladı; ç.ıln.ğı ciH'eri bir gezere kâğıdına sarıp sahailara doğru yola ç;ktı» Ilk girdiği dükkândaki sahaf, kitafclara şöyle bir göz öt.nca derhal alakauır olmuştu. Burada iki revi kitab var, dedi. Hepsi değerli şeyİT ya, o başsa. Fakat şu ikisine yirmışer kuruşıan fazla veı mem. Öteki altı taaeyi elüşer kuniöa 1>U5kırsanız alırım. Ü/eılerinde ilhaLrr vaı. Sahaf, bir tarafa ayırdığı dör( kıtdb.i ilk sahıfelerındekı Mhafları bırer bireı okuyordu: Hılka 1 ' tedrisinde fayziyab oldugum üstadım Kemaleddin Beyefendıyt, Iın za: Hiisameddin. Muhterem hocım N.Îmaleddin Beyeferdiye naçiz bir arma ğan. Imza okunmuyor ama, müeÜıhn o1duğu belli. Şu da öyle, büyük UÖ ad v. büyük adam Kemaieddine. Gene ostaaj diye bir ıthaf. Bunların kıymeti tabıî b^§ka! Muharrirleri meşnur değıl aıra, gcne işe yarar. Meşhur muharrirlerm büyle ithaflı eserleri olursa daha fiatl> aiı rım. Akifin gbVleri dört acılmıştı. Önder. iki yiiz kırk kuruşu cebe indirdikten son ra artık ihtiyar muallimin kütübnanesin den ayrılmaz oldu. Aradan on gıin g^ç meden, raflar ha/li seyrelmiş, taninmış, meçhul m'JelIiflerin, yıllardanberi yetiştirdiği talebenin muallım Kemaleddın Btye ithaf ettikleri ne kadar unzalı ese;varsa, hepsi Sahaflar çarşısının yolunu tutmuştu. Muallim, üstlerine yüklenen agırlık tan çökecek kadar dolu rafların boşaldV ğını farkedemiyecek derecede daigın meşgul oleuğu için, Akif, sahibsiz kiler bulmuş geme faresı gibi rafları s!'ıp sü pürmüştü. Bu imza hazinesini kpşfettığinin on beşinci günü, yarım saat araştırd.gi halde ithaflı bir tek î:itab bulamıyan Akıl, raflardan mdırdıği cüdlerm ortasında kbtü kötü düsünüyor, behenni yırmi kuruştan, hatta on, on beş kuruştan Satmağa mecbur kalacağı şu kâğıd yığınını daha fazla kanştırmak zahmetine katlanıp katlanmıyacaçını tasarhyordu. Birdenbire, aklma dahıyane bir fikir geldi; o kadar dahiyane ki, bunu şımdive kadar düşünmediğine kendisi de şaştı. Kitabcı, müelliflerin ımzasını elbette tanımazdı. Her kitabm üstüne, şimdiye kadar ellişer, hatta bazısım yüzeı kuruşa sattığı kitablarda yozılı cümlelere benzer ibareler yazıp, altlarına birer ınıza uy durmaktan daha bas.it bir şey yok.fu. Kitabcının bu hileyi ^ r h a l yutacağı mu hakkak olduğuna göre, Akif, a«ıl ha zineyi şimdi keşfetmış oluyordu. Kitab ların arasında, mesrur olmıyan müellif lerin eserleri varsa bile bundan bi şey çıkmazdı. İki satır yazı yazmak zahmetine bu kadarcık bir zararla katlamlabi lirdi. Akif, fazla tereddüd etmeden masa nm başma geçti; raftan indirdi?i vığın1 birer birer imzalamağa başladı. Müellifin ismine bakryor, o güne kadar sattığı kitablardan aklında kalan ithaf cümlelerini hatırlamaga çal.şıyor, çalakalem ilk sahifeleri dolduruyordu. Sekiz kitabın ba* sahifelerini böyleee hazırladı; kitablar koltuğuna kı:tmp, içinden kıskıs gülerek Sahaflara doğru yollandı. Kitabcı ile artık ahbab olmuştardı. Adam, Akifin çözduğü paketten bir kitab çıkardı ve bizim drükan! . biraz sonra cebe indireceği evr<.kı nakdiyenin peşin neş'esile, oradaki hrsır iskptnleye kurulup bir sigara tellendiri'ken, o, kitabları bi rer birer gb'zden geçirmeğe başladı: Hüsn ve A*k âlâ. Ay, o n e ? Bir ithaf. Halkai tedrisinde feyziyab oldu^jum büyük üstada naçiz bir armağan. Imza Şeyh Gaiıb. Allah Allah, 4uf ö tekine bakalım. Dıvanı Fuzulı: güzel. Bunda da bir ıthaf var. Muhterem hoeama, çok eski bir tılebesinden. Inıza: ruzulî. Ama da garib şey. Sefıllercıe de mi ithaf var acaba? Oyle ya! ÜstaJım, velinimetım, Kemaleddın Bfyefend ye. Imza: Viktor Hügo... R A D VO Sınnifl 1P BIO ınnı I © (p S n ı <dl ! Yüksek Deniz Ticaret mektebi Mekteb Beşiktaştadır. Yüksek Deniz Ticaret mektebi, ticaret gemilerine kaptan ve makinist yetiştirır. Müesseseye ortamekteb mezunları alınır. Tahsil müddeti, üçü lise, ıkisi yüksek olmak üzere 5 senedir. 4 ve 5 inci sınıflar Yüksek Deniz Ticaret mekîebi kısmını teşkil eder. Mekteb yatılı ve parasızdır. Girme şartları 1 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. 2 19 yaşından büyük, 15 yaşından küçük olmamak. 3 Hiçbir suretle mahkum olma ma k. 4 Hastahksız olmak, bünyece denizahğe elverişli ve mukavim olmak ve bundan başka göz, sinir, kulak, burun muayer.elerinde normal çıkmak. «Sıh hî muayenesi mektebde yapılır.» 5 Veli göstermek. 6 Nümunesine uygun ve noterlikçe tasdikli taahhüdname vermek. Mektebe girmek istiyenlerden lâzım gelen şartları haiz olanlarm sayısı alınacak talebe kadrosundan çoksa ingilizce bildiklerini bir imtihanla ispat edenler tercih olunur. Geri kalan talebe miktarı, alınacak talebe kadrosundan fazla ise açılacak bir müsabaka imtihanında kazananlar mektebe kabul edilirler. Mekteb mezunları dört yıl müddetle mülâzim, kaptan ve makinist namı altmda tüccar gemilerinde staj görürler. B.u esnada kaptanlara 50, makinistlere 60 lira verilir. Yüksek Deniz Ticaret mektebinin yüksek kısmından mezun olanlar yüksek tahsil görmüş sayılırlar. Q Bu aksamki program j ANKARA: 14,30 karışık plâk neşrıyatı 14,50 plâkla Turk musikisi ve halk şarkıları 15,15 ajans haberleri 18,30 karısık plak neşrıyatı 19,15 Turk mus.kLsi ve halk şarkıları (H. Rıza) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Handan) 21 konferans: (parazitoloğ Nevzad) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri ve hava raporu 22,15 yarmki program ve Istiklâl marşı. ISTANBUL: 14,30 plâkla Türk musikisi 14,50 havadis 15,05 plâkla Türk musikisi 15,30 muhtelif plâk neşriyatı 16 son 13,30 plâkla dans musikisi 19,15 Rifat ve arkadaşları tarafmdan Turk musikisi ve halk şarkıları 19,55 borsa haberleri 20 saat ayarı: Grenviç rasadhanesmden naklen, Mustafa Çağlar ve arkadaşları tara fmdan Turk musikisi ve halk şarküıvrı 20,40 hava raporu 20,43 Omer Rıza Doğrul tarafmdan arabca söylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 fasıl saz heyeti: Ibrahim ve arkadaşları tarafmdan 22,10 oda musikisi: Plâk 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 saat ayarı, son. Tobis şirketinin mamulât listesi Başta Emil Yanings'in çevirdiği eser olmak üzere birçok propaganda filmlerile muhtelif komedileri ve faciaları ihtiva etmektedir Yabancı merkezlerden mürıtehab parçaiar / Operalar ve operetler 20,05 Laypzig: Saîzburg musiki şenliklerincen naklen Fidelio operası. 21,15 Budapeşte: Turandot. 22,15 Milâno: Saadet içinde dans. Büyük konserler Tobis kumpanyasının baş artistlerinden Olga Çekova Viktor de Kova Lucie Englisch'dir. Mevzuu hafif b'.r komedıdir. TiroUdaki konser Viyanadaki meşhur çocuk korosunun da yapılmasına iştirak ettiği bir filimdir. Başrolleri Heli Finkenzeller, Fritz Kampers oynuyorlar. Sevmek ve gülmek Bu eserin mevzuu Beriindeki bir tiyatro ile taşra tiyatrolarının birinde cereyaa etmektedir. Başrolleri Marika Rökk, La Jana, Hans Moser deruhde etmişler dir. Seni seviuorumr Ganb bir a§k macerasıdır. Başrolleri Louise Ulrich ve Viktor de Kova oynamaktadırlar. Bir başka benlik' iki şahsiyete maük bir genc kızm macerasıdır. Başrolü Hilde Krahl temsil etmektedir. Aleksandr meiidamndaki yılbaşı gecesi Bir yılbaşı gece$inde geçirilen merakh ve hoş bir maCeTayi tasvir etmektedir. Başrolleri oynıyacak arthtler henıiz taay yün etmemiştir. Diinııa uollan Berlinli bir şoförün yoîda bulduğu bir para cüzdanı yüzünden geçirdiği hoş macerayi hikâye etmektedir. Başrolleri oynıyacak artistler henüz îeçilmemijtir. Katerinin elbiseleri îstediği gibi yaşamak istiyen bir genc kızın garib macerasıdır. Başrolleri Hilde Krahl, Frits van Dongen oynuyor lar. Talâktan sonra Hırçın bir kadının hikâyesidir. Baş rolleri Luise Ulrich, Hans Söhnker oynuyorlar. Kücük bauan Betbaht bir kadının macerasıdır. Paristeki serseriyane hayatı gayet iyi tasvir etmektedir. Başrolü Lida Barova oynamaktadır. Bundan maada «Her şeyden Napolyon mes'ul!», «Yarın tevkif olunaca ğım!», «Bizim kürük zevcemiz!» gibi diğer kordelâlarla bıri V'illi Först'ün, d.ğeri de Paula Vessely'nin birer fılmi Tobis'in bu sene innl edeceğ'. filimler serisine dahıldır. (Diğer Alman fılimlerınin listesini yarın neşredeceğiz.) 22,05 Kolonya: Saîzburg musiki şenliklerinden naklen serenadlar. 22,35 Roma: Senfonik konser. 22,40 Kopenhag: 18 inci asır musikisL 22,50 Londra: Orkestra konseri. 23 Varşova: Orkestra konseri. 1,05 Frankfurt: Gece konseri. r H. V. Elim bir zıya Bolu meb'usu Hasan Cemilin büyük biraderi ve müellif] erimizden elâleddin Ezine e Selânik Bankası müdürlerin den Orhan Ezine nin babaları Tem yiz mahkemesi a•alığından müte kaid Memduh Ezine e\\'elki gün Merhum Memduh Büyükadada ve Ezine fat etmiştir. Cenazesi bugün saat 11 de Beyoğlunda Tokatlıyan oteli yanındaki Ezine apartımanından kaldırılarak namazı Beyazıd camiinde kılındıktan onra şehidlikteki aile kabristanına defnedilecektir. Merhumun hayatı memuriyeti gibi hayatı medeniyesi de çok temiz geçmiş, memlekete iyi hizmetler etmiş, fazi letli, herkese iyilik etmeği sever. herkes tarafından sevilmiş ve hürmet edilmiş yüksek kalbli. necib bir zattı. Ölümü memleket için bir zıyadır. Kendisine mağfiret, refikasma, kardeşine, oğullarına. dostlarına tazivetlerimizi suna rak sabır ve tahammül dileriz. Çok sevgili zevcim ve ba'bamız Uzak ıjol Bu eser Alman devletinin Umumî Harbden itibaren üçüncü imparatojluğun kuruluşuna kadar geçirdiği siyasî safhalan hulâsa etmektedir. Başrolü Emıl Yanings oynuyor. S&n davet! Umumî Harbd\? bir Alman bahriye yüzbaşısmm başmdan geçen maceray: ihtiva etmektedir. Filnrn çevrilmesine Alman filosu da iştirak etmiştir. Volkan üzerindc dans Paristeki 1837 ihtilâlini ve o anda bir Fransız aktörünün başından geçen vak'aları hikâye etmektedir. BaşroHeri Güstaf Gründgens, Sybüle Schmitz, R. A. Roberts, Theo Lingen Seruhde etmişlerdir. Silinmis izler 1867 de Pariste açılan dünya sergbi esnasında geçen bir macerayi tasvir et Bursa (Hususî) Şehrimizdcki ba mektedir. Güzel musikili bir kordelâdır. kırcüar çarşısmdan geçenler, bufada fte"* Bir devin haı/ah Ceb saatçıhğının keşfı ve bu işin Nüce gündüz tahta tokmakların bakıt levharenberg'<ieki terakkisini tasvir eden ve kâlarına vurulmasınd^n hâsıl olan seslerîe sağıra dönerler. Bakırcı dükkânlarınn şifin acıklı hayatını hikâye eyliyen bir manzarası; tıpkı eski zaman gellnlerinin kordelâdır. Başrolleri Heınrich Georg, çeyiz odalannı andınr. Her dükkânda Gustav Fröhlich, Kristina Söderbaum üstüste yığılmış binbir çeşid bakır kablan oynamaktadır. bulunur. Bunlar tahta t^kmaklaria sanki Kral namına! birer macunmuş gibi ko^aylıkla şckillere Ikinci Vilhelm ile scvgilisi Kontes sokulmuş ışlerdır. Lichtenau'un aşk macerasını hikâye et Bursa bakırcılan eskidcn köy ve hatta mektedir. Oda musikileri 19,30 Lüksenburg: Muhtelif havalar. 22,20 Prag: Muhtelif parçalar. 23,20 Stokholm: Muhtelif havalar. Beromünster: Viyolonsel konseri. Prag: Dvorak'ın eserleri. Oslo: Piyano konseri. Beromünster: Grieg'in eserleri. Solistlerin konserleri 21,20 21,25 21,45 22 Bursa bakırcılarmm bugünkü vazîyeti San'atkârların sayısı, seneden seneye azalıyor Nefesli sazlar orkestrası * 21,25 Ostrava: Askeri bando. 21.50 Tuluz: Askeri bando. 23,30 Munih: Nefesîi sazlar orkestrasu 20,20 Danzig: Düettolar ve şarkılar. Şarkı konserle; i Festival şenlikleri Bugün Tenis seçme müsabakaları: Tak simde Dağcılık kulübünde. Gece: Beyazıd meydanmda saat 21 de Şehir Bandosu tarafmdan konser. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeki nobetçı eczaneler şunlardır: Istanbul ciheti: Eminönünde (Hüseyin Hüsnü), Alemdarda (Abdulkadir). Kuçükpazarda (Bensa son), Kumkspıda ^Cemil), Şehzadebaşında (Hamdı), Karagümrukte CFuad), Aksarayda (Sarim), Fenerde (Hüsameddm), Samatyada (ErofilosK Bakırkoyde (Hilâl), Şehremıninde (Hamdi), Eyübde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Tunelde (Matkoviç"», Yüksekkaldırımda (Yenıkolopulosi, Osmanbeyde (Şark Merkez), Parmakkapıda (Kemal Rebüb, Galata Topçular caddesinde (Yıçepulos), Ka sımpaşada fVasıf). Halıcıoğlıında (Bar budj, Ortakoy, Arnavudkoy. Bebek eczaneleri. Kadıkoy Esknskelede (Sadık), Yeldpğirmeninde (Uçler), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş), Uskadarda (Merkez), Beşıktaşta (Nail Halıd), Beykoz, Paşabahçe, A. Hisar eczaneleri. sehır düğünlerıne, bir evin temelı sayıian bakır kablarından çtyiz t?.kımlan yetiştirir ve yaptıkları diğer bakır eşyasım Ankara, Konya ve iç Anadoluya satarak çok para kazanırlarmış... Fakat sonraları düğünlere, men'i israfat kanunu çıktığı için olsa gerek, eskısi gibi fazla ç?yiz alınmaz olmuş.. îç Anadoluya olan satış da durmuştur. Çünkü: İtanbuldoki bakır fabrikalan yaptUar: eşyayı oralara ucuzca göndererek Bursa bakırciların;:ı müşterilerini ellerinden a'mışîardır. Bunun için bakırcılarımız artık yaln'Z Bur sa ve cıvarına satıç yapab'lmektedırler. Bursanın vaLtile parlak ve zengin bir san'at şubesı sayıian, bunun için de p^k çok san'atkâr yetiştiren bakırcılık bugün eski vaziyetini kaybetmiş bulunuyor. Imalâthanelerde (jalışan.ar sabahın ahsından akşamın altısına kadar kol ve tolor>ık sailadıkları halde ellerlne pek az paıa geçmektedir. Maamafih bak:rcıların jir kısmı şimdi daha başka, meselâ semaver gioi yapılması güç ve san'atça daha K>metlı işlere başladıklarından bu san'atı yeni biı istikamete doğru sürüklemek istiyoriar. Bunda hakikaten muvaffak oldukları aa görülüyor. Hatta bu semaverleri eiektrkle galvanize bile ediyorlar. Eski k .naklaıda kullanılan ve işçıjik bakımından hakı ten çok fazla göz nuru dökülerek yapıld;ğı görülen ibrik, su tası, tepsi gij. türlü bakır eşyası bugün yerini famamen değilse de az çok porselen ve kristal mamulâta terketmiş olduğ'jrdan bakırc.uk bu noktadan da ziyan etmış ve ra!>betten düşmüştür. Bursa bakırcılan muhtelif cins bakırîar işlemektedirler. Son yıllara kaiar bilhassa Almanya ve İngiltereden bakır sa~ hn alarak bunları ışlemekle geçinen ba kırcüarımız şimdi Erganî bakırîaT:nı da işlemeğe hazırlanmaktadırlar. Sayıbrı san'atın eski parlak zamdnma na^aran çok azalmış bulunan Bursa baKTcıları son yıllarda işlerinde zarafete ve metanete daha ziyade ehemmıyet vejmekte dirler. Bilhassa yaptıkları bakır kablannın bugünkü hayat şartlarına uygun, fıatça ehven ve küç'ük olmasına itma ediN yorlar. M. A. r Berru çavuşun başma gelenlcr! Bir macera ve zabıta fılmidir. Başrolü Hans Albers oynamaktadır. Kazanova Bu da Hans Albers tarafından temsıl olunmuş bir kordelâdır. Meşhur ve mahud hovardanın hvatını tasvir etmekte dir. İki kadm Eski ve yeni nesil arasmdaki mücadeleyi hikâye etmektedir. Başrolleri Olga Çekova, Paul Klnger ve İrene von Mayendorf deruhdc etmi|lerdir. VerdCnin hauatı İtalyada çevrilmiş bir filimdir. Mev zuu meşhur bestekânn hayatıdır. Başro! Benjamins Gigli tarafından temsil edilmıştır. Delice bir şaka! Bu da Benjaminc Gıglinin bir eserı dir. Diğer partönerleri Maria Andergast, Theo Lingen, Paul Hörbiger ve C Yenı tserier Doktor Monro'nun mektubu Ilhan Tarus tarafından hazırlanan ve birçok hıkâyelerden murekkeb bu kıyrnetli eser intişar etmişuir. Tavsıye ederiz. Yücelin 42 nci ağustos nushası nefis bir şekilde intişar etmiştir. içinde bilhassa Maarıf sLstemımızm meziyet ve hataları adlı Universıteye aid bir makale, Yenı mezunlarla konuşma adlı bir musahabe, Will Durant'tan kıymetli bir tercüme, Charles Dıckens'ten bir parça ve en meşhur romanmın hulâsası, Dede Korkudun şahsi yetine dair tarihî bir tetkık, Dr. Ardel'in Aşk mektebi adlı kıymetli bir yazısı, Behçet Kemalin, Cahıd Sıtkmın, Yusuf Mardinin, Fethi Tevetin birer güzel şiıri vardır. Okuyucularımıza tavsıye ederiz. Bir iki satırla Yücel Bay Hovsep Değirmenciyan (Dermen) Pek kısa bir hastalık neticesi dün saat 7.30 da sektei kalbden vefat etrrrştir. Cenaze merasimi bugün 8 ağustos saat 16 da Beyoğlu Balıkpazar Sürp Yerrortütün Ermeni kilisesinde icra kılmacağından bütün akraba ve dostlarının bu hazin cenaze törenine iştirak etmelerlni rica ederiz. Zevcesi: Siranuş Değirmenciyan Evlâdları: Bav Agob Değirmenciyan, Bay ve Bayan Mığırdıç Tahtaburunyan, Bay Kegam Değirmenciyan ERTUĞRUL SADİ TEK Tivatrosu Pazartesi (Yeşilköy) de Salı (Suadiye) de Perşembe (Heybeliada) da SÜT KARDEŞLER •^ «Birleşık artistler» şirketi «Bur mes Silver» isminde bir filim çevirtmektedir. Bu kordelânın başrollerini Hind'i çocuk Sabu ile Conrad Veidt oynıyacaklardır. Sabu bu koıdelâdan sonra vaktile Douglas Fairbanks'ın sessiz olarak vücude getirmiş oîduğu «Bağdad hırsızı» filminde başrolü oynıyacaktır. • f Evvelce sessiz elarak yapılmış o^ lan «Dört tüy» fılmi yeniden vücudç getirilmektedir. Bu kordelâda başrolleri Barry Barnes'le June Duprez oynamaktadır. Filmin haricî sahne'.erinin ta iç Sudanda ahnmalan tam iki ay sürmüş ve Lord Kiçner'in oradaki harbleri hakikî olarak canlandır.lmış, bu sahnelerin alınmasına 5000 Mısr askeri iştirak etmiştir. Filmin o kısmı renkli olarak çekilrniştir. • f Lilian Harvey'in Fransada Akde^ niz sahilindeki malikânesinin bahçesinde bulunan bahçıvan kulübesi tutuşmuş ve villâya sirayetine mahal verilmeden bastırılmışhr. •^ Eski boks şampiyonlarından Max Bear, yakında kısa bir filim çevirecek ve bu kordelâda boksun, ilk rağbet bulduğu günlerden zamanımıza kadar olan tekâmülürni ve hilelerini gösterecektir. •jç Stüdyolarda nıuaşaka sahneleri çe/rilirken bu sahnelerin taınamile sükunet ıçerısınde cereyan etmesine mânı olan bazı âmiller tesbit edilmıştir. Onlardan bir kısmı şunlardır: Birçok bayıltıcı ve öldürücü maddeler sıkılmasına rağmen artistlenn tepelerinde doiaşmakta ısrır eden sinekler, büyük lâmbalardan çıkan ıslık sesleri, mütahdemlerden bazılarının Altan çiğnedıkleri sakızların se.5i, bazan tam o Elazığ Halkevi tarafından neşredilmekte sırada stüdyonun demının üstünden ge olan Altan rnecmuasmm 36. 37, 33 inci sayıian intişar etmiştir. Dolgun münderecatı ve çen tayyarelerin gürültüleri. mahalli tetkikleri ve konferansları ihtiva •jç Levis Stone ile Mickey Rooney. eden şarkın bu güzel mecmuasını tavsiye geçen gün filimlerden birinin bir sahnc ederiz. sinde konuşma hususundaki uzunluk röEndüstri korunu kırmışlardır. Levıs Stone baba, 23 üncü yılmın 2 nci sayısmda San'at oMickey Rooney oğul olarak o sahnede kulları oğretmenleri, Televızyon, Tayyare endüstrisi, Radyo, Elektrık makinelerınin. tam 1022 kelime te?ti etmişlerdır. Filmin tecrubeleri, Kazanların tazyik tecrübeleri, o kısmı tam 350 metre clmuştur. Çeliklerin sertleştirilmesi. Düralümin dö ^ Şimdiye kadar Fox ve «Birleşik kümü, Dizel motorleri, Frezecilık, Edi son'un hayatı, sorulan sualler hakkmda. artistler» kumpanyalanndâ çahşmakta o pratik ve faydalı yazılar vardır. Tavsiye lan Janet Gaynor M. G. M. şirketine ederiz. geçmiştir. Robert Montgomery ile bir Ege tiyatrosu filim çevirecektir. Nuri Genc ve arkadaşları ^ Meşhur Norveçli artistlerden Kris8 ağustos pazsrtesi akşamı ten Heiberg, Berlinde çevrilmekte olan Beylerbeyi İskele tiyatrosunda «Altın körfezindeki kadınlar» filminde Son emir: YERE YAT mühim bir rol deruhde etmiştir. Sabriye Tokses
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle