06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHUBtYET 5 Temtnus 1938 Sıhhî bahisler Yüzme teşvik yarışı niçin yapılamamış ? Su sporlan hâkemlerindn Melih, bize gönderdiği bir mektubla işin iç yüzünü anlatıyor Su sporları ajanlığı tarafından tertib edilen 2 temmuz 938 cumartesi günü 4 üncü yüzme teşvik müsabakasmın irra edileceğini Ajanlığın programı mucibince gazeteler vasıtasile bildirilmişti. Sabahleyin yarış sahasına geldim. Saat 14,5 raddelerinde diğer bir hakem, Bay R;za da geldi. Ajanlıktan nizam name, program, müsveddelik kâğıd, hatta yarışları tesbit edebilecek bir tek krono mctre bile gönderilmemişti. Kuluarlar hazırlattınldı. Yüzücüler de yarışa müheyya vaziyetteler. Bunlann hepsini ben temin ettiğim halde yalnız kronometrem yoktu. Sporcu arkadaşlarımı memnun edebilmek için, bir iki yere bu aletin temini için başvurdum. Yarışın bu yokluk içerisinde devam edilmesine imkân olmadığını bildirmek üzere ajanlığa telefon ettim. Verilen cevabda kimsenin bulunmadığını vc gittiklerini bildirdiler. Binaenaleyh hakem heyetinden kimse gelmemiş değildir. Ancak bu gelen iki hakem İstanbul Bölgesinin lâkaydisi yüzünden hiç birşey yapamamış ve eli kolu bağlı bir vaziyette kalmıştır. Esasen bu gibi yanşlar, yalnız iki üç hakemle idare edilemez. Bir çok gencler kursa iştirak ettirildiği ve kendilerine hakemlik ehliyetnamesi verildiği halde, niçin müsabaka mahalline gelmiyorletr? Su sporlan ajan lığı neden spor severleri teşvik ve teşçi etmiyerek büyük bir ihmal ve teseyyüb içinde bulunduruluyor? Buna da cevab vermek kendilerine aiddir. Mes'uliyetin artık kimse olduğunu efkârı umumiyenin kanaati vicdaniyesine bırakıyorum. Su sporlan hakemi H. Melih Denkhiz Parmağın göz hastalıklarındaki rolü Gozün en büyük düşmanlarından biri de parmaklardır. Evet, şu her işimize yanyan nazik ve faydalı parmaklar... Gözün parmaklardan gördüğü zararlar saymakla bitmez: Parmak ucile patlıyan, hatta dışanya fırlıyan gözler nad ; r değildir. Dikçe ve şjddetlice surette göze batan parmak, gözde çeşid yaralara, berelere, kan oturmalarına ve hatta körlüğe bile sebebiyet verebilir. Göze parmaklardan gelen en büyük tehlike, mikroblu hastalıkların aşılanmasıdır: Belsoğukluğu çeken bir adam, idrar ettikten sonra kirli parmaklarını gözüne sürecek olursa, belsoğukluğu mikroblarını (gonokokları) derhal gözüne bulaştiımış olur. Bu bulaşma yüzünden gözde husule gelen iltihab o kadar ağır ve tehlikelidir ki, yirmi dört saat içinde gözü kör edebilir. Sonra, vücudün herhangi bir yerindeki bir kan çıbanuu tırnâklarla kazıdıktan sonra kirli tırmğını gözüne götüren adam, çıbanın mikrobunu (stafilokoku) gözüne mükeaımelen aşıhyabilir. İzmit cezaevinde okuyan mahkumlar KANSIZLIK benirsizlik icin yegâue deva kanl ihya eden Ç f D n D Enmuntahipetibbatarafındantertipedilmiştır. O1A.V/1 Nörasteni, zaflyet r e Chloros* Yapılan imtihan muvafAğrı Vilâyeti Merkezinde Yapılan Hükumet fakiyetli neticeler verdi Binası Inşaat Eksiltme İlânı. İzmit (Hususî) Şehrimiz hapisa 1 Ağrı Vilâyeti merkezinde yapılacak Hükumet binası inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeve çıkarılmıştır. 938 ve 939 seneleri içinde yapılacak olan bu inşaatın keşif bedeli yüz on bir bin beş yüz yetmiş beş liradır. 2 Eksiltme 18 temmuz 938 tarihine tesadüf eden pazartesi günü saat 16 da Defterdarlık Odasında yapılacaktır. 3 Eksiltmeye girmek istiyenler 6829 lira muvakkat teminat vermeleri ve Nafıa Vekâletinden alınmış elli bin liralık yapı inşaatı fennî ehliyet vesikas: ibraz etmesi lâzımdır. 4 îsteklilerin 2490 numaralı kanunun tarifatı dairesinde hazırhyacakları kapalı zarfları ikinci maddede yazüı vaktinden bir saat evveline kadar Komisyon Reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri muktazidir. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (3973)' Gencük, nankör ) olamaz! Beşiktaş kulübü yeni idare heyetinin; son toplantısmda «Şeref stadı» nm isminı «Beşiktaş jimnastik kulübü stadı» şeklinde değıştirmeğe karar verdiği haber verilmektedir. Bu haberin ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Eğer hakikaten yeni idare heyeti böyle bir karar vermiş veya karar vermeği düşünmüşse çok fena bir harekette bulunmuş demektir. Bugünkü «Şeref stadı» nı meydana getiren ve onu kulübe kazandıran merhum Şereftir. Şeref, Çırağan sarayının arsasını Beşiktaş kulübüne bir stadyom yapabilmek için ölünciye kadar bizzat uğraşmış, çalışmış ve muvaffak olmustur. Şerefin ismini ve onun aziz ha tırasım taşıyan bu stadyomun Be şiktaşlı sporcular üzerinde âdeta kutsî bir kıymeti vardır. Merhum Şerefin eseri olan bir yerden onun ismini kaldırmak, âdeta bir adamın babasının ismini inkâr etmek gibi bir hareket olur. Hele ölüp giden bir adamın arkasından yapılacak böyle bir iş, kadirşinaslığın tam aksi olan bir mânayı taşır ki ne Beşiktaş idarecilerinın buna lâyık olduklarını düşünmek isteriz, ne de merhum Şerefin böyle bir inkâra müstahak görülmesini. Cemiyetler ancak şerefli mazilerile ve bu maziyi hazırlıyanlann geleceklere misal olan hizmetlerini daima canlandırmakla yaşıyabilirler. Beşiktaş idarecileri bunu takdir etmelidirler. Çünkü bugün onların kararile kalkacnk «Şeref» ismi yarınkiler tarafından gene yükseltilecek, fakat o zaman yazık ki bugünkülerin ismi karanlıkta kala caktır. Bizim inandığımız genclik nankör olamaz! Izmirli Vahaba amatör lisansı veriliyor Fransada, Rasing kulübünün profesyonel futbol takımında oynadığı için, buraya dönünce, profesyonel addedılen Izmirli Vehab, hakkında verilen bu ka rara itiraz etmişti. Bu mesele hakkında tahkikat yapan Futbol Federasyonu, V'ehabın Pariste, amatör lisansı aldığmı öğrendiğinden, kendisine, burada da ama tör lisansı verilmesini kararlaştırmıştır. İki seneye yakın bir zamandanberi federe olmıyan kulüblerde oynıyan Vehab, nihayet amatör kulüblerin birine girebile bol Federasyonumuzun, bu fırsatı kaçırmayıp, Atinaya kadar gelecek olan Fran bol federasyonu, bu hususta efkârı umucektir. sız millî takımmı, Türkiyeye de getirme miyenin bizzat bir karar verebilmesini Türkiye bisiklet müsanin yolunu bulacağını ümid etmek iste temin maksadile, sabık Avusturya millî bakaları takımile Almanya millî takımı arasınd», riz. Türkiye bisiklet birincilikleri, bu ayın bir maç tertib etmeğe karar vermiştir. Galatasaray ve Beykoz 15 inde başlıyacaktır. Bu tarihte 1 kilo Önümüzdeki 4 eylulde yapılacak olan kulüblerine verilen metrelik yanş yapılacak, ayın 17 sinde bu maç, Berlinin Olimpiyad stadında oydeniz vasıtaları de, 150 kilometrelik mukavemet yarışı icnanacaktır. Geçen seneki deniz yarışlarında büyük ra edilecektir. Vefalıların înegölde yaptıkBirincilik tasnifleri, ferd ve takım ha muvaffakiyetler gösteren Galatasaray ve ları müsabakalar linde olmak üzere iki şekilde yapılacak Beykoz kulüblerine, Su sporlan FederasVefa îdman Yurdu futbol vc RÜres. yonu tarafından birer tane dört tek fıta tır. takımlan vaki olan da,vet üzerine pazar verilmiştir. Franslz millî takımı Balkan Ayrıca, aynî mevsimde bütün birinci günü înegöle gitmiştir. İnegöl Idman turnesine çıkıyor likleri kazanmış olan Galatasaray kulü Yurdile yapılan futbol maçında VefahParisten verilen bir habere göre, Franbüne de bu büyük muvaffakiyetinden do lar beş sıfır galib gelmişlerdir. sa Futbol Federasyonu reisi Rimet, gaGüres müsabakalannda da 56 kiloda layı, Olimpiyadlara giren ve «Olimpiyad zetecilere verdiği beyanatta, Fransız millî Ömer «İnegöl» Fethiyi 8 dakikada yenyöle» nev'inden bir yelkenli hediye ediltakımının, önümüzdeki ilkbaharda, Balmistir. miştir. kanlarda bir turneye çıkacağını söylemişkiloda Zihni înegöl Almanya Avusturya futbol den61Fethiyi 9İstanbuldanyenmiştir. tir. dakikada cuları karşılanacak Sırf, Fransız futbolunun propagandası 66 kiloda İstanbuldan Ali İnegölden içîn yapılacak olan bu seyahate, Fransız Almanyanın, dünya futbol kupası maç Mehmedi 3 dakikada mağlub etmiştir. lar en kuvvetli takımlarile çıkacaklar ve larnda uğradığı mağlubiyetten sonra, mil72 kiloda İstanbuldan Izzet İnegölden Belgrad, Bükreş, Sofya ve Atinada birer lî takımın teşkili hususunda bir çok terı Tevfiği sayı hesabile yenmiştir. maç yapacaklardır. kidler yapılmıştı. Vefah sporculara, İnegölde büyük bir Eğre bu haber tahakkuk ederse, Fut Bunu nazarı itibara alan Alman fut misafirperverlik gösterilmiştir. nesi tam bir kültür ve san'at faaliyetine sahne olmaktadır. Burada her ne şe kilde olursa olsun suç işlemiş ve mahkum olmuş vatandaşlara, insanlık, benlik, duygularını inkişaf ve ıslah ettiren tedbirler alınmakta ve filiyat üzerinde yürünerek, cidden takdire değer neti celer elde edilmektedir. İzmit Cezaevinde bugün 400 mahkum vardır. Evvelâ burada hiç okuyup yazma bilmiyen 54 kişiye ders verilmiş ve bunlar yeni harflerimizi etraflı bir şekilde öğrenmişler, ayni zamanda hesab bilgi leri de âmali erbaaya kadar yükselmiştir. Bunlann imtihanları yapılmıştır. îmtihanda Müddeiumumimiz, orta okul direktörü, Cezaevi direktörü, öğretmenler ve gazeteciler bulundu. Ömürlerinde hiç okumamış ve yaz mamış, cahil kalmış ve bu cehaletle cinayet işlemiş, hırsızhk yapmış yaşlı Bu aşılama, gözün cerahatli iltihabla mahkumlann imtihan verişleri çok enrından tutunuz da arpacığa kadar birçok teresandı. Hemen hepsi soruîan suallere ânzalara sebebiyet verebilir. Kapak ke bülbül gibi cevablar veriyorlardı. Bunnarlarında birbiri arkasından çıkan ve ağ ların içinde yalnız uçü zayıf, diğerleri rısile şişile insanı rahatsız ve bizar eden iyi, pek iyi not aldılar. arpacıkların teşekkülünde parmak ve tır îkinci tedris yılı başlarken, tarih, nakların rolü pek büyüktür. Yüzde ve coğrafya, yurd bilgisi medenî dersler de öğretilecektir. Bunlann okuma isteği gözkapaklannda peyda olan yılancık da ve arzusu o kadar geniş ki, hapisane bir kirli parmaklarm marifetidir. mekteb manzarası arzetmektedir. Dahası var: Gözü cerahatli ve çapaklı Diğer taraftan Cezaevimiz bir ıslah kimselerin ellerini sıktıktan sonra parcnak ve terbiye müessesesi olurken, san'at larınızı gözünüze götürecek olursanız has hayatı da dikkate değer faaliyet arzet talığı gözlerinize aşıladınız demektir. Bu mektedir. suretle kirli parmaklar vasıtasile bulaşan Maragozluk, kunduracılık, terzilik, göz hastalıklarının başında «Trahom» de sobacılık, dokumacılık gibi san'atlar şunilen müthiş hastalık gelir. t>e şube ve kısım kısım ayrılmış, çocuk Sıcak, fakir ve geri memleketlerde çok oyuncakları imal eden yerler, mozaik ve gö'rülen bu hastahk, çapaklı devresinde güzel san'atlara aid kollar teşekkül etmiştir. Cezaevine girdiğiniz zaman, her etraf için hakikî bir tehlike teşkîl eder. Trahomlu hastalar, sık sık ellerini göz bakımdan medenî, ileri varlıklı bir ıs lahhanede olduğunuzu derhal anlıyorlerine götürerek gözlerini silmek, ovala sunuz. însan, keder, korku, hüzün ye mak itiyadındadırlar. Böyle bir trahomlurine içli bir sevinc ve iftihar hissetmeknun çapakla bulaşan ellerini sıkarsanız ve te ve yarın aramıza kanşaoakları za bu kirli ellerinizi gözünüze götürürseniz man onlan kâmil birer vatandas gör trahoma yakalanmak tehlikesine maruz mek emelleri tatlı bir hülya olmak kalabilirsiniz. tadır. Trahomlu memleketlerde oturan ve seİzmit Cezaevinin mamulâtı piyasada yahat eden sağlam kimseler bu noktayı hararetle aranmakta ve bunlann ucuzdaima gözönünde bulundurmalı, çapaklı luğu, sağlamlığı, güzelliği dillerde do laşmaktadır. kimselere el vermekten sskmmalıdır. Hulâsa: Parmak göze düşmandır. Göz hastalığına tutulmak istemezseniz ellerinizi sık sık sabunla yıkayınız ve parmakla[Baftnakaleden devam] rınızı gözünüze götürmeyiniz. nun onu şekillendirmiyerek ferdlerin isDr. Nuri Fehmi Ayberk tidadlarına bırakmıs.tır. Yapı İşîeri İlânı Nafıa Vekâletinden: 1 Eksütmiye konulan i ş : Ankarada yapılacak ATATÜRK lisesi in*" şaatıdır. Keşif bedeli: 636,200 liradır. 2 Eksiltme 20/7/1938 çarşamba günü saat 11 de Nafıa Vekileti Yapı Işleri Eksiltme Komisyonu odasında kapalı zarf usulile yapılacaktır. 3 Eksiltme şartnamesi ve buna mijteferri evrakı 31 lira 81 kuru} bedel mukabilinde Yapı İşleri Umum Müdürlüğünden alınabilir. 4 İstekliler 29,198 liralık muvakkat teminat vermeleri ve Nafıa Vekâletinden alınmış müteahhidlik vesikası ibrazı ve buna benzer bir defada yaptığı en büyük inşaatın bedeli en az 400,000 liralık olması ve isteklinin bizzat diplomah yüksek Mühendis veya mimar olması veya bu şartları haiz olan bunlardan birisile müştereken, teklif yapması ve mukaveleyi birlikte imza etmesi lâzımdır. 5 İstekliler teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten blr saat evveline kadar Yapı Eksiltme Komisyonu Reisliğine makbuz mukabilinda teslim edeceklerdir. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. «2237» (416?)' Avrupaya Talebe gönderilecektir. Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinden: Fabrikalarımızda bir yıl staj yaparak iş, yabancı dil ve bilgi bakımlarından gereği gibi hazırlandıktan sonra sıhhat ve kudret leri en iyi birkaç lise mezunu sınaî kiraya elektrik ve raakine yük • sek mühendisi yetiştirilmek üzere Almanyaya gönderilecektir. Staja kabulde bilhassa fen derslerinde not vaziyetleri, Almanyaya gönderilmede ise staj neticeleri esastır. îsteklilerin temmuz sonuna kadar aşağıda yazüı belgeleri, tstan» bulda Taşhanda Türk Endüstri ve Tecim Anonim Şirketj Direktör» lüğüne göndermeleri lâzımdır. . . t 1 Hal tercümesi, 2 Sıhhat raporu, 3 Mezuniyet olgunlitfc notlarının tasdikll suretleri, 4 9 X 12 üç tane boy fotoğrafı. Not: 1 Staj talimatnamesi bürodan alınabilir. tstiyenlere posta ile de gönderilir. 2 Belgeler 10 ağustos 193S tarihine kadar gönderilebilir. Türk olmak Bir insan topluluğunun millet halinde ileri hamleler yapabilmesi, ferdlerindeki bu ruhî kabiliyetin çokluğuna bağlıdır. îçinin bütün hızile kendini Türk duyan her adam, ırkı veya dinî ne olursa olsun yalnız formalite olarak değil ruhile de tam manasile Türk sayılır. Bu itibar la Türk olmak genclikte iş, sonralan da eser demektir. Kalbleri cemiyet için çarpmıyan insanları bir ağacdan veya bir inekten ayırd edemeyiz. Preventorium Sanatorium Direktörlüğünden: Müesseseye teslim Muvakkat teminat Tutan Kilo tahmin olunan fiat Lira K. Lira K. Lira K. 270 12 4935 10500 47 Preventorium ve Sanatoriumun 1938 malî yılı ihtiyacı olarak satm alınacak birinci nevi dağhç, koyun eti tanzim olunan şartnamesi mucibince açık eksütmiye konulmuştur. Fksiltme : 7/7/938 tarihinde saat 13 te Cağaloğlunda Yüksek Mektebler Muhasebeciliğinde toplanacak Komisyonda yapılacaktır. Şartname Müessese Direktörlüğünde görülebilir. îsteklilerin gösterilen gün ve saatten bir saat evvel muvakkat temlnatlarını muhasebeye yatırarak makbuzlarile Komisvona başvurmaları. (4164) NAD1 Filistin birbirine girdi IBaştaraft 1 inct sahtfede] Kudüsteki vak'alar Kudüs 4 Kudüsün Yahudi mahalIelerinin birinde bir Arab otobüsüne karsı bir bomba atılmıştır. Bombanın infilâkından üç kişi ölmüş, 10 ki$i yaralanmıştır. Diin aksam şimal mıntakasında Arablara karşı birçok taarruzlar yapılmıştır. Bu mıntakada silâhlı çeteler küçük «ruplar halinde faaliyetlerine devam etmek tedirler. Dün, yedi kişinin yaralandığı haber alınmıştır. (a.a.) Bornova Belediyesinden: 1 Bornova Belediyesi için 6 altı aded otobüs (şası maa karoser), satın alınacaktır. 2 Muhammen bedel yirmi bir bin altı yüz liradır. 3 Şartnameyi görmek istiyenler Bornova Belediye Riyasetine müracaat edebilir. 4 Eksiltme kapalı zarf usulile 29/7/938 cuma günü saat 16 da Bornova Belediyesi Daimî Encümeninde yapılacakür. 5 Muvakkat teminat 1620 bin altı yüz yirmi liradır. 6 Teklif raektubları eksiltmenin açılma saatinden bir saat evveline kadar Bornova Belediye Encümenine verilecektir. Posta ile gönderilecek tekliflerin 4 üncü maddede yazılı saate kadar ve dış zarfın mühür mumile kapatılmış olması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (4104) Tefrika: No. 57 Nakleden: Kemal Ragpb Şimdi işte, ilk dargınlıkta bohçasını yola çıkacağını söyledi. Galiba Istan kapıp kaçan Arab halayıklar gibi çanta buldan bir telgraf almış. Sizin de habelarını almış, kimbilir nereye gitmişti!.. riniz varmış. Nitekim, dündenberi sor Artık bu kadarmı hiç ummamıştı. Gü madınız. Biz de. biliyorsunuz, diye söynün birinde bu adamdan ayrılmak, belki lemedik. [ arasıra kendisinin de aklma geliyordu. Perihan artık kendini unutmuştu; otel ' Bir gün gelecek, ondan bıkacak, onun hizmetçisinin akhna ne gelecek, orasmı dalgınlığına, soğuk duruşuna dayanamı bile düşünmedi: yacak, o zaman hesabını görecek, şofö Otelde çok durdu mu?.. Gittiği rünü savar gibi kocasından da ayrılacak zaman saat kaç vardı?.. diye sordu. tı. Bunu evlenmeden önce de düşünrnüş Otelde ne kadar kaldığını bilmitü. Fakat Feridunun darılıp da kaçaca yorum; ne zaman geldiğini duytnadım ğı, ilkönce onun kendisini bırakabileceği da ondan... Bir aralık zili çaldı. Ben gi•hiç de hesabda yoktu. î;te en çok buna dıyorum, çantalarımı istasyona gönderi üzülüyordu. niz, dedi. Çıktı... Saat ancak bir, bir buÇıngrağı çaldı. Hizmetçiyi çağırdı. çuk vardı.. Onun için yemekten gelir gelFeridunun ne zaman gittiğini sordu. Hiz mez, hemen beş on dakika içinde hazırmetçi kadm, iyi anlıyamamış gibi Peri landığını kendiliğimden anladım. hanın yüzüne bakıyordu: Genc kadm, hizmetçiyi savdı. Ke.n Dün öğleden sonra, geldi. Hemen disi, hemen oracıklaki koltuga yıkıldı. Demek ki Feridun büsbütün kaçmış gitmişti. Çantalarını da beraber götürdüğüne bakılırsa, bir daha buraya dönmiye cekti. Lokantadaki rezaleti gören insanların arasına çıkacak, bir daha onlarîa yüzyüze gelmemek istiyebilirdi; Peri han, buna hak veriyordu. Fakat hepsi bu kadar değildi ki... Karısından da kaçı yordu; nereye gittiğini ondan da saklı yordu. Yoksa iki satır yazıp bırakamaz mıydı?... Ben gidiyorum, sen de filân yere gel, beni bul, diyemez miydi?.. Perihan gider miydi, gitmez miydi, burası pek iyi kestirilemezdi. Şimdi Feridunun nerede olduğunu bilse, belki hemen ar kasından koşardı. Fakat dün böyle bir mektub alsaydı, muhakkak ki: Neden gideyim?. Onun arkasm dan mı koşacağım?.. Deyip başım çevirecekti. Feridun da bunu düşünmüş olacak ki boşuna yere haber bırakmağa lüzum görmemişti. Fakat, onun gelmiyeceğini bilse bile, gene de gittiği yeri söylemeli değil miydi?.. Genc kadm ondan bunu beklerdi; böyle yapmasını isterdi. Demek ki Feridun bunların hiçbirini düşünmeden, onun nekadar kızacağını hiç de hesaba katmadan, başını alıp gitmişti. Kimbilir belki de îstanbula dönmüştü. Zaten bu den bir koca, artık bunun sonunda kendi halde, kazinodan fırladı. Otele geldi. rasını hiç sevmiyordu. Geriye dönmek i başına gelecek olanlara da katlanacak, Kapıcınm önünden geçerken: demekti.., Çabuk, hesabımı getiriniz!.. çin bundan iyi bahane mi olurdu? Dedi. Sonra odasma çıktı. Esvab, aOtelden çıktı. Biraz dolaştı. Parkta, Perihan, o günü yalnız geçirdi. Saatyakkabı, çprab eline nç geçerse, üstüste, lerce kendi kendile çarpışh. ilkönce, he yollarda, çamlı dağlarda kolkola gezi men trene atlamak, Feriduna yetişmek is nen, sevişen insanlar onun yalnızlıgını, karmakanşık, çantalara tıkışnrdı. Aktedi. Sonra vazgeçti. Onun nereye git kimsesizliğini ikidebirde başına kakıyor şam trenine atladı. iki üç saat sonra da tiğini bilmiyordu ki .. Dün olsa, belki gibiydi. Büsbütün içi sızladı. Arada bir o memlekerin en büyük şehrine vard:. Gelirken, Feridunla beraber indikleri o yetişebilirdi. Fakat yirmi dört sonra izini gözleri yaşarıyor: tele gitti. Perihanı göriir görmez tanıdı * bulmak pek kolay olmıyacaktı. Bir ara Neymiş benim bu talihim?.. lar. Daha o kocasını sormadan, otelin kalık silkindi. Kendi kendine öfkelendi: Diye başını sallıyordu. Kendini bildipıcısı: Neye üzülüyorum sanki, diyordu. ği gündenberi bu böyle idi; elinden tu Yalnız mısmız, yoksa iki kişilik Uğurlar olsun!.. Canı nereye isterse ora tan, yol gösteren, scvip okşıyan hiç kimoda mı istiyorsunuz?. dedi. ya buyursun!.. Onu mu düşüneceğim?... sesi yoktu. Ne yapsa bu yokluk kapan Feridunun buraya uğramadığmı bunKırk yıllık karı koca değildik ya... Sev mıyor, o eksiklik bir türlü doldurulamı dan anladı. îstanbula gidecek ilk vtpur, miyorum da... Sevişip de evlenmedik. yordu. iki gün sonra idi. İster istemez geceyı oPara için evlenen adamdan daha ne bekÖğleden sonra kazinonun sinemasma rada geçirdi. Ertesi gün gene trene bindi. lenir?.. Böylesi için kendi ağzımın tadi gitti. Oynanan filimde, sevdiğinden ay Vapurun kalkacağı limana gitti. Orada nı mı kaçıracağım?. Şkndiye kadar yal rılan bir kadın vardı. Bu da ona dokunda soruşturdu. En »onunda Feridunun inız yaşadığım gibi gene gezer yürürüm» du: zini buldu. İki gün evvel kalkan vapurla eğlenceme bakarım!.. Ben onu sevmiyorum amma olsun, îstanbula gittiğini öğrendi. Ertesi günkii Böylelikle kendi kendini avutmağa diyordu. însanın ahçısı bile bırakıp ka vapura da kendisi bindi. çalışıyordu. Pasaportlan zaten ayrı idi. çacak olsa. ona da öfkelenmez mi?... O geceyi büsbütün uykusuz geçirdî. Parası da vardı. Burada yalnız başına Öyle iken sinemayı yarıda bıraktı, çık Kamaradan güverteye, güverteden ıal>» daha iyi eğlenemez miydi?.. Tanıyan da tı. Oyun salonlarını dolaştı. Biraz rulet na dolaştı. Hiç kimse ile konuşmadı. yok... Istediği gibi. hem de en çılgm ka masasında, biraz da bakara kutusunun Yemek çanı çalındıkça kamarasma dınlar gibi gönlünü eğlendirecek olsa o bnünde oyalandı. Kaybetti, sinirlendi. kapandı. Hiç kimsenin yüzünü görmemel na kim kanşabilirdi?.. Yabancı bir mem Kazandı, ona da üzüldü. için yemek bile yemedi. lekette, bir kadını tek başına bırakıp giBirdenbire, ne yaptığmi bilmez bir ÎArkan vafi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle