22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 Mayıs 1938 CUMHURİYET Edebiyat Boğazlar mukavelesine Atatürkle Hirohito ve Italyanın iştiraki Hitler arasında teati Bu münasebetle dün İtalya Hariciye Nazın Kont Ciano ile Dr. Rüştü Aras arasında samimî telgraflar teati olundu Ankara 3 Italyanın Montrö Bo Ekselans Kont Ciano ğazlar mukavelesine iştiraki münasebetile Majeste îtalya Kralı ve Habeşistan Imparatorunun Hariciye Nazın dün doktor Rüştü Arasla İtalya Hari ROMA ciye Nazın Kont Ciano arasında aşağıItalyanın Montrö mukavelesine iştira> daki telgraflar teati olumnuştur: kini ve Krallık ve împaratorluk hükumeEkselans doktor Aras tinin bu jestini ilham eden memleketim Türkiye Hariciye Vekili hakkındaki duyguları bildirmek üzere ANKARA ekselansınızın lutfen gönderdikleri te! 24 temmuz 1923 te Lozanda imzala graftan dolayı en hararetli teşekkürlerimi nan Boğazlar mukavelesi yerine kaim ol arzederim. Gösterilen bu nazikâne alâkadan fev mak üzere 20 temmuz 1936 da Montrökalâde mütehassis olarak, cumhuriyet de Boğazlar hakkmda imzalanan mukahükumetinin de bu iştirakte, büyük komşu veleye İtalyan hükumeti bugün iştirak etve dost memlekete karşı Türkiyede bes mistir. lenen duygulara tamamile tevafuk eden italya ile Türkiye arasında mevcud samimî dostluk hislerinden mülhem olan bu karan ekselansmıza arzetmek ve bu münasebetle şahsî duygularımın ifadesini yenilemekle bahtiyarım. Ciano lllimiHllınıltımıı Tenkîde dair bir münakaşa j Ulus gazetesindeki yazîsîna bakarsanız, Yaşar Nabiye göre «san'at hayatımız münekkidden mahrumdur.» Çünkü «en ehemmiyetli san'at hareketleri bile araya bir dostluk veya menfaat sebeb girmediği takdirde tam bir alâkasızlıkla karşılanıyor, san'at hareketlerinden bahsettiğini gördüğümüz yazılar da, ya münekkidden kasdedilen mananın tamamen dışında kalıyor, yahud denizde daml; kabilinden oluyor..» Haber gazetesindeki cevabına bakarsanız, Nurullah Ataca göre «san'at hayatımızda münekkid yoktur, olamazdı, olmaması da daha hayırlıdır.» Yoktur, olamazdı, çünkü Yaşar Nabinin istediği tarzda bir münekkidin «cemiyette bir vazifesi, bir fonction sociale'i yoktur.» Olmaması da hayırlıdır, çünkü «kariler tarafından sözü dinlenen bir münekkid bulunduğunu farzedelim. O, san'atı seven samimî bir adamsa, yani beğendiği gibi beğenmediğini de açıkça söylüyorsa san'ata iyiliğinden ziyade kötülüğü dokunur. Bir eserin rağbet görmesine yardım ederse beş tanesinin saülmamasına sebeb olur.» Münakaşa bu esas etrafında bir müddet devam etmiş. Her iki tarafın yazılannı da, bunlan tamamile iktıbas eden Varlık mecmuasında toplu olarak okudum. «San'at hayatımızm bir münekkidden mahrum olduğu» noktasında iki meslektaş da birleşiyor; fakat Haber muharririne göre «sözü geçen münekkid... İyi, o da lâzım. Fakat bir tane değil, on tane, yirmi tane, otuz tane olmak şartile.» Ulus muharririne göre de «münekkidin çoğalması elbette bir kazancdır. Fakat bir tanesi de büsbütün yokluktan evlâdır. Aramızda bir tek hakikî münekkid bile çıkmış olsa edebî hayatımızda meydana getireceği hareket ve reaksiyonlar, yeni yetişenlerden bir çok istidadlan tenkid sahasına cezbedecektir.» Mütearifeleri müdafaa etmek vaziyetinde kalan Yaşar Nabiye hak vermemek imkânı yoktur. «Bir eserin rağbet görmesine yardım ederse beş tanesinin satılmamasına sebeb olur.» diye, bugünkü san'at hayatımızda münekkidin lüzumsuzluğunu ileri sürmenin manası nedir? Yaşar Nabinin dediği gibi zaten münekkidden bekediğimiz budur: Beş kötü eserin revacma karşı bir iyi eseri müdafaa etmek! Çünkü münekkid, adi bir kantiteyi, değersiz bir bolluğu değil, yüksek bir kaliteyi seçen ve koruyan insandır. Bu, birinci mütearie. Sonra, on tane, yirmi tane, otuz tane olmayıp da bir tane münekkid olacağma hiç olmasın tarzında bir düşüncenin manası nedir? San'at hayatımızm tenkide ve münekkide ihtiyacı olduğunu söyliyenler, «illâki bir tane münekkid olsun da !ki tane olmasın» demiyorlar. Meselenin ;ene kantite ile ve sayı hesabile hiç alâ:ası yoktur. Sadece varhkla yokluktan bahsediliyor. Eğer işin içine mutlaka bir kemiyet ölçüsü koymak lâzımsa ki dünyanın hiçbir tenkid davasmda böyle bir ölçü kullanılmaz her kemmî varlığm irden (vahidden) başladığını kim bilmez? Bu da ikinci mütearife. İHEM Bir NALINA MIHINA Yazant PEYAMt SAFA olunan telgraflar Majeste Hirohito Japonya tmparatoru Ankara 3 Japonya İmpara torunun doğumunun yıldönümü münasebetile Reisicumhur Ata türkle İmparator Hirohito arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur: masmdan mı endişe ediliyor? San'at pazan, böyle zevksiz ve anlayışsız bir münekkidin otoritesine maruz kahrsa, ergeç, doğru ölcüleri müdafaaya muktedir ikinci, üçüncü ilâh... münekkidler yetiştirecektir. Esasen umumî manasında tekâmül de fenaya karşı iyinin ve iyiye karşı daha iyinin bir reaksiyonundan başka nedir? Bu da üçüncü mütearife. Bizde, artık ispata muhtac olmıyan (çünkü herkes tasdik ediyor!) münekkid yokluğunun bir ispatı da, bu mütearifeleri anlamıyarak «bir tane olursa şöyle olur, otuz tane olursa böyle olur, bir ta ne eser rağbet görür, beş tanesi satılmaz olur» tarzında son derece iptıdaî, bozuk ve yanlış hükümler veren muharrirlerin hâlâ tenkid işinde ısrar etmeleridir. Ger çi tenkid yokluğundan şikâyet edenlerin hepsi, içlerinde Yaşar Nabi ve Cumhuriyetteki şu satırların muharriri de bulunduğu halde, hepsi tenkid makaleleri yazı yor. Onların bu inkârı şüphesiz kendilerine de şamildir. Fakat bu muharrirlerden hiçbiri tenkidi edebiyatta tek iş olarak benimsememişlerdir: Kimi şairdir kimi de romancı. Hatta bazan bir gazeteci sıfatile tenkid yazmağa mecbur olmalan da bu işi yapacak hakikî bir mütehassis bulunmadığı içindir. Fakat edebiyattaki sıfatlan tenkid yapmaktan başka birşey olmıyan muharrirlerin, memlekette tek bir münekkid bulunmadığını itiraf etmeleri cidden hazin ve herhangi bir mes'uliyetten sıyrılmak için de «münekkid yoktur, olmaması daha hayırlıdır» demeleri de cidden komiktir! Yaşar Nabi, dürüst bir dikkat ve hassasiyetle soruyor: «San'at hayatımızda hakikaten bahse değer birşey yok mudur? Bilâkis. Gitgide daha barizleşen kımıldamalar var. Takdiri bir yana bıraksak bile hiç olmazsa alâkayı ve merakı çekecek hamleler eksik değil.» Ve bir çok isimler sayıyor; tenkidin alâkasızlığını kaydettikten sonra da şöyle diyor: «Bunun neticesi şu oluyor ki, bazı sanatkârlanmız, tenkid yokluğunda, eserlerine hasrettiklerinden fazla zamanı onun propagandasmı bizzat temine harcamak mecburiyetinde kalıyorlar. Riyakâr bir Itifat için dost eşiği aşmdırıyorlar. Fakat tabiatleri bu şekilde harekete müsaid olmıyanların vaziyeti daha acıklıdır. Onlar etraflarını sükut duvarlarile çevrili buluyorlar.» uzağı goruş 1 TOKYO Majestenizin doğumunun yıldönümü münasebetile, en hararetli tebriklerimi arza müsareat eder ve Majestenizin şahsî saadetleri ve Japonyanın refahı hakkmda samimî dileklerimin kabulünü rica eylerim. K. ATATÜRK Kemal Atatürk Türkiye Reisicumhuru ANKARA Lutufkâr telgrafmdan dolayı Ekselânsınıza hararetle teşekkür eder ve şahsî saadetlerile milletinin refahı hakkmda samimî dileklerde bulunurum. HİROHİTO *** Ankara 8 Alman millî bay ramı dolayısile Reisicumhur Atatürkle Alman Führer'i aşağıdaki telgraflan teati etmişlerdir: bir muhabbet ve dostluk nişanesi gördü günü ekselansmıza temin etmek isterim. Bu münasebetle, en samimî şahsî duv gulanmm ifadesini kabul buyurmanızı ri ca eylerim. Doktor Riişlü Aras rta okullarm sonuncu smıflann^ da okutulan «Medenî Bilgiler»' kitabının millî müdafaadan ve ordudan bahseden faslında, silâhları bırakma mevzuu etrafında, şu fikirleri okursunuz: «Bu yolda bir teklifi, iptida 1800 tarihlerinde, Napolyon Avusturya ve Prusya sefirlerine yapmıştı. Avusturya sefinnin cevabı şuydu: «Böyle birşey A* vusturya devletinin canma minnettir. Lâkin müşku'lâl, bu hususla Berlin kabinesi' ni ikna etmektedir.» Işie, mesele ilelebed bu noktada kalacaklır. Her devlet, diğer devleiin birinci adımı atmasım istiyecektir. Her devlet diğerlerinden şüphelene* cektir ve hiçbiri bu Uk adımı atmıyacaklır; bilâkis, her biri mümkün olduğu kadar silâhını daha keskin tutmağa çalışa* caktır. Çünkü, Uk adımı atacak olan devlet, derhal kuvvetini, nüfuzunu, reyinit mevkiini kaybedecektir; hiçbir heyet, meselâ «Cemiyeti Akvam meclisi» bunun böyle olmasına mâni olmıyacaktır. Ciha* nın nizamını, asayişini ve muvazenesini kuran ve tutan kuvvettir.» Avam kamarasında müzakereler Çemberlayn'in izahatı Italyada hoşa gitti Roma 3 Avam Kamarasında îtal yan îngiliz itilâfı hakkmda Çember • lâyn tarafından yapılan beyanat, İtal yada büyük bir memnuniyetle karşı lanmıştır. Matbuat hemen yalnız Hit lerin ziyaretile meşgul olmasma rağ men büyük harfli başlıklarla Çember lâyn'ın nutkunu aynen neşretmekte dirler. Gazeteler bu nutuk hakkmda doğru dan doğruya tefsirlerde bulunmamak la beraber nutkun muhtelif kısımlann tebarüz ettirmekte ve bunun İngili meb'usları tarafından hararetle karşı landıçmı kaydetmektedirler. İtalyanm akdedilen itilâfları sada katle tatbik edeceğine itimad ettiği için Çemberlâyn'a karşı minnet hisleri beslenilmektedir. Avam Kamarasınm bu celsesinin «es ki dostluğun ihyasına tahsis edilmesi nin» hatırlarda kalacak siyesî bir hâ dise olduğu tasrih edilmekte ve bizza Çemberlâyn'ın itirafı veçhile Fransız hükumetinin de Roma itilâflannı ha raretle tasdik etmiş olması kayda şa yan görülmektedir. Fransız İtalyan görüşmelerinin ser ve memnuniyete şayan bir şekilde ne ticeleneceği hakkmda Pariste izhar edi len nikbinane ümidler de burada mem nuniyetle kaydedilmektedir. Hitlerin yapacağı ziyaretin bu görüşmeleri ge çiktirmiyeceği ümid edilmektedir. (a.a.) Amerikanın iktısadî vaziyeti Dün Nevyorkta mühim bir toplantı yapıldı Nevyork 3 Amerikan Ticaret O dasının senelik içtimaında birçok sanayi şefleri, Amerikanın iktısadî vaziyeti ve bu vaziyet müvacehesinde kabulü muvafık olan tedbirler hakkında mütalealar beyan etmişlerdir. «Dank of Nevyork» un müdürü M Aldrih, Hariciye Nazırı M. Korde Hul'ün iltizam etmekte olduğu ticarî itilâflar siyasetini müdafaa etmiş ve M Ruzvelt tarafından geçenlerde kongreye tevdi edilmiş olan masarif programı hak kmda malumat vermiştir. M. Aldrih, daha şimdiden 37 milyar dolan tecavüz et miş olan millî borcun tezyidi aleyhind( bulunmuştur. Çünkü bu yüzden memle ket kredisinin tehdide maruz kalmasından endişe etmektedir. Böyle bir hal, hüku • metin sermayesine istinad etmekte olan ihtiyarlık sigortalan sisteminin yıkılmasını intac edecektir. Mumaileyh, kolay kredi siyasetini ve bankaların mühim miktarda ihtiyat akçeleri muhafaza ederek bunları tedavül mevkiine çıkarmalarını da tenkid etmiştir. Hatib demiştir ki: « Masarif ve kredi siyasetinde hertürlü sahabet tedbirlerini bir tarafa at mış, bütün frenleri kaldırmış ve felâkete doğru gitmekte bulunmuş olduğumuzu zannediyorum.» M. Aldrih, iki veya üç senelik bi vakfe kabul edilmesini teklif etmiştir. Bı vakfe esnasında hükumet, yeni tecrübe ler icrasma kalkışmıyacak, ticaret ve sanayi erbabile zarurî olan ıslahatı tetkik edecektir. (a.a.) Ekselans M. Adolf Hitler Alman Führeri ve Basvekiü BERLİN Alman milletinin millî bayramı münasebetile, Ekselansmıza en hararetli tebriklerimle birlikte şahsî saadetleri ve Almanyanm refahı hakkındaki samimî dileklerimi arzetmekle bilhassa bahtiyarım. K. ATATÜRK Ekselans Kemal Atatürk Türkiye Reisicumhuru ANKARA Alman milletinin ve Alman Reisinin millî bayramı münasebetile vaki dostane tebriklerinizden ve hakkımdaki saadet dileklerinizden dolayı Ekselansmıza içten teşek kürlerimi arzederim. ADOLF HİTLER (aa.) Türkiye Amerika ticaret müzakereleri On günlük bir fasıladan sonra toplantılara dün devama başlandı Müzakerelere 10 mayısta başlanacak tekrar Roma 3 (Hususî) M. Hitlerin Roma ziyareti münasebetile teahhura uğrıyan İtalyan Fransız müzakerelerine ma yısın onundan itibaren devam edile cektir. tngiltere Basvekilinin Franstz görüşmeleri hakkındaki izahatı Londra 3 (Hususî) Başvekil M Çemberlâyn, Avam Kamarasının bu günkü clesesinde Fransız nazırlarmm Londrayı ziyareti hakkmda şu beyanatta bulunmuştur: « Fransa Basvekili ve Hariciye Nazırile beynelmilel mühim meseleleri gözden gecirdik. Bu münasebetle iki devleti alâkadar eden meseleler hak kmda müdavelei efkârda bulunmak suretile, aramızda tam bir görüs ve fikir birliği mevcud olduğunu bir defa daha memnuniyetle müşahede ettik.» K. Antant konseyi bugün toplanıyor Bu ictima ruznamesinde mühim meseleler var Bükreş 3 (Hususî) Küçük An tant konseyi yarın (bugün) Sinaia'da toplanacaktır. Konferansın ruznamesinde aşağıdaki meseleler vardır: 1 îngiliz İtalyan ve Fransız İtalyan münasebatı, 2 Avusturyanın Almanyaya ilh> kından sonra tahaddüs eden beynelmilel vaziyet, 3 Küçük Antantla Macaristanın yakınlaşması meselesi. 4 Ekalliyetler işi, 5 Milletler Cemiyetinde takib edilecek hattı hareket. Ankara 3 (Telefonla) On günlük bir fasıladan sonra bu akşam yapılan bir toplantı ile Türk Amerikan ticaret müzakerelerine devam edildi. Bugünkü toplantı on yedi buçukta İktısad Vekâletinde yapıldı ve müzakerelerin başlangıcında heyetimize İktısad Vekâleti müstesarı sıfatile riyaset etmiş olan Ziraat Vekili Faik Kurdoğlu bugünkü müzakerelerde Otorite sahibi tek bir münekkidin, orbaşkanlık etti. Konuşmaların müsaid bir :aya pek de doğru olmıyan ve tekâmülün safhada ilerilemekte olduğu anlaşılmak stikametini sasırtan san'at ölcüleri koytadır. Amerika heyeti bu toplantıda hazırlamış olduğu bir teklifi heyetimize tevdi etmiştir. Müzakerelere yarın da devam olunacaktır. Südet Almanları Berlindeki îngiliz sefiri Ribbentron'la görüşmeyi tehir etti Berlin 3 Londradan aldığı talimat üzerine İngiliz sefiri Nevil Henderson, ^ekoslovakya meselesini görüşmek üzere on Ribbentrop'a yapacağı ziyareti te ıir etmiştir. Havas ajansı muhabirinin zannettigine göre bu teahhurun sebebi Londrada ereyan eden Fransız îngiliz müzake elerinden sonra siyasî Alman mahfille inde hasıl olan infialdir. Ayni muha ire göre İngiltere, Çekoslovakya hak mda yeni telkinlerde bulunmak için Hıter'in ve nazırlarmm İtalyadan avdetini )eklemeği tercih etmektedir. Bir heyet Almanyaya gidecek Ankara 3 (Telefonla) Almanlara ticaret müzakeresinde bulunmak üzere bir heyetimiz mayıs ayı içinde Berline gidecektir. » tsviçre ile kleringimiz Ankara 3 (Telefonla) İsviçre ile son akdedilen klering anlaşmasile eski anlaşmanm bazı maddelerini ilga ve tadil eden prctokol bugün mer'iyete girdi, Fuara gelecek eşya Ankara 3 (Telefonla) İzmir fuanna yabancı memleketlerden getirilecek eşyanın hangi esaslar dahilinde ithal edileceği bir kararname ile tesbit edildi. Fuarm devamı müddetince satılacak mallar temmuz 937 tarihli kararname hü kümleri dairesinde ithal edileceklerdir. M. Stoyadinoviç ve M. Krofta Bu kararnameye nazaran memlekete it Sinaia yolunda hali caiz olmıyan mallar fuarda yalnız Bükreş 3 M. Stoyadinoviç'le M. teşhir edilecek fakat memlekete sokul Krofta, 5 mayıs akşamına kadar devam mıyacaktır. edecek olan Küçük İtilâf konferansınm İthalât için kefalet mesaisine iştirak etmek üzere yarın sabah Sinaia'ya geleceklerdir. (a.a.) mektubları Ankara 3 (Telefonla) İhracattan İtalya Yugoslavya Romanevvel ithalât yapılmak istenildiği takdirde ya hava postaları Merkez Bankasına verümesi lâzımgelen Belgrad 3 Dün öğleden sonra kefalet mektubları için tesbit edilen as Belgrad hava meydanına iki motörlü bügarî üç milvon Iiralık haddin, sermayesi r ük bir İtalyan tayyaresi gelmiş ve bu iki milyon lira ve daha fazla olan millî suretle yeni Torino . Belgrad Bükreş fabrikalarm da bu işe aid kefalet mek hattı açılmıştır. tubu verebilmelerini teminen iki milyon Kısa bir tevakkuftan sonra tayyare liraya indirilmesi kararlaştırılmıştır. îükreşe hareket etmistir. Bir katil idam edildi Adana 3 (Hususî) Taamtnüc'er. katilden suçlu Adalı İbrahim Hacı hak:ındaki idam karan, bu sabah infaz o unmuştur. KISA HABERLER * PARIS 3 Hariciye Nazırı Bonne, bu sabah Fransanm Brüksel sefiri Largeton, ski Romanya Başvekili Tataresko ve Amerikanın Paris raaslahatgiizarı Vilson'u kabul etmiştir. * SOFYA 3 Kral, yeni meb'usan meclsinin 22 mayLsta toplanması hakkındaki emirnameyi imzalamıştır. * GLASGOV 3 500 otobüs şoförü, grev lân etmiştir. Bugün Glasgov İmparator uk sergisini açmak için Kral, buraya geecektir. İhtilâfm sebebi bir soförün işten çıka rılmasıdır. * BELGRAD 3 Slovanyada birkaç gün Lstirahat etmiş olan Başvekil Stoyadino iç dün Belgrada avdet etmiştir. *LONDRA 3 (Hususî) Kral altmcı Corc bugün Glasko'da, üçüncü İmpara torluk sergLsini merasimle açmıştır. Çekoslovakyamn Lord Halifaks Londra elçisi, ile görüştü Londra 3 Çekoslovakyamn Lon dra elçisi M. Masarik, dün akşam Ha riciye Nazırı Lord Halifaks'ı ziyaret etmiş ve kendisile bir saat görüşmüştür. Bu mülâkatta Südet Almanları meselesinin onuşulduğu kuvvetle tahmin edilmektelir. (a.a.) Çekoslovak hükumeti yeni bir proje hazırlıyor Paris 3 (Hususî) Çekoslovak hü umeti, Südet Almanları hakkmda yeni ir proje hazırlamağa başlamıştır. Yeni proje, M. Hitler'in Berline dönüşünde Alman hükumetine tevdi edilecektir. Genc subaylar, böyle bir orduya intisab etmiş olmak sizin için büyük bir şereftir. Bugün içtığiniz and, sizi bu orduya çözülmez bir surette bağlamaktadır. Ben eminim ki hiç biriniz, bu andı basit bir formalite gibi telâkki etmemektesiniz. CELÂL BAYAR Bu and, basit, namuskâr ve şerefli Dahiliye Vehilinin tebriki olarak yaşıyacağınız hayatınızın yolunu Ankara 3 Romada yapılan bey nelmilel at koşularında Türk ekipinin çizmektedir. Sizin için bu anddan her Mussolini kupası müsabakasında birinci hangi bir tevil yolu ile kaçınmak yoktur. liği kazanması dolayısile, Dahiliye Ve Sözde yüksek sebebler dolayısile bu andı kili ve Cumhuriyet Halk partisi genel unutmak imkânsızdır. Gerek burada gesekreteri Şükrü Kaya, Türk ekipi kuman rek başka yerlerde mazide bu and ile oydanı albay Cevdet Bilgiş'e fırka adına şu namağa teşebbüs etmiş olanlann hayatlan sönmüştür. Bunlar gerek tarih tarafından tebrik telgrafını göndermiştir: «Büyük uluslarının birincilik kudret gerek bizzat kendi vicdanları tarafından lerini beynelmilel Roma at koşularında mahkum edilmiştir. Her subay, mut'ıak göstererek Romada Türk bayrağını şeref surette namuskâr olmalıdır. Ben, şeref direğine çektiren süvarilerimizin muvaf yolunda yürümeğe azmetmiş bulundu fakiyetlerinden göğsümüz kabardı. Teb ğunuza eminim. Gerek bundan dolayı geriklerimi sunar, subay arkadaşlarımın göz rek subay rütbenizden dolayı sizleri leblerinden öperim.». (a.a.) < rik ederim.» (a.a). Ben de ekipimizi hararetle tebrik ederim. Ayni muvaffakiyetin bundan sonraki müsabakalarda da tecellisinı diler, ayrı ayrı hepinizin gözlerinden öpetim. Başvekil Orta okullarm sonuncu sınıfmda okutulan «Medenî Bilgiler» kitabını yazan profesör Bayan Afettir. Bu kitab 1931, yılında basıldığma göre, 1930 senesinde yazılmış olduğunu kabul etmek yanlış olmaz. Demek ki profesör Bayan Afeİ son yılların hâdiselerini sekiz yıl önce gör< müştür. Silâhlarını bırakmada, hatta büs« bütün bırakmada değil; şöyle biraz gev« şek tutmakta ilk adımı atan büyük bir imparatorluk, derhal kuvvetini, nüfuzu* nu reyini, mevkiini kaybetmiş, Milletler Cemiyeti de bunun böyle olmasına mâni olamamıştır. O muazzam devlet, eskiden dünya nizamını istediği gibi idare eder, donanması şöyle bir nümayiş yaptı mı akan sular dururdu. Son yıllarda silâhlanmasını gevşettiği için, plöfler, tehdidler karşısında boyun eğmeğe mecbur olmuş; yakında, uzakta menfaatinden, emniye tinden, prestijinden fedakârlıklar yapmak ıstırarında kalmıştır. Nihayet, o kadar güvendiği Milletler Cemiyetinin de ac zini anlamış, hâdisatm kendi aleyhine dönmesine mâni olamadığını görmüş ve tekrar bütün kuvvetile silâhlanmağa başlamıştır. Sekiz sene evvel bu yazıları yazan profesörün uzağı görüş kudreti, o zamanlar, bu büyük devleti idare eden lerde de bulunsaydı, 1936 danberi işler Omründe bir tek eser yazmış olup da başka türlü cereyan eder, o devlet geçir* bu derin tenkid hasretini çekmemiş san diği buhranların hiç birine uğramazdı. atkâr var mıdır? Abdülhak Şinasi Hisar gibi, yüksek bir amatör zevkile, metodik olarak her zaman değil de ancak pek nadir fırsatlarda tenkid yazanlar istisna edilirse, memleketin bir tek münekkidden bile mahrum oluşu, edebiyatın bugünkü muvakkat felcinde en büyük amildir. Böyle elim bir durgunluk levhası önünde, kollarım kavuşturarak «bizde münekkid yoktur, ve olmaması daha hayırlıdır!» diyen bay münekkidin o manzaraya katığı hüznü veya tuhaflığı gözönüne getiiniz. Bu söz, aynen, edebiyat için de iöylenmiş demektir: «Bizde edebiyat ^oktur ve olmaması daha hayırlıdır!» Atina 3 Atina ajansı bildiriyor: Çünkü, Paul Souday nın dedığı gibi, Evelpides harbiye mektebinden mezun hayat karşısında edebiyat neyse, edebiyat karşısında da tenkid odur. Tenkidsiz bir olan yeni subaylara dün Kralın, hükumet edebiyat istemekle edebiyatsız bir hayat reisi General Metaksas'ın, Harbiye Müs« teşarının, kara deniz ve hava genel kur . «temenin TIP farkı var? may reislerinin ve birçok yüksek subay ların huzuru ile diplomalan verilmiş ve rBajfaro/t 1 tnct sahliede] yemin töreni yapılmıştır. Yemin töreninden sonra Kral, yenî Atatürke mbnet, sayın büyüklerimize subaylara hitaben bir nutuk irad etmiş ve şükranlar. demiştir ki: CEVDET « Bugünden itibaren, Elen ordu * Başvekilimizin cevabı Başvekilimiz şu cevabı göndermişler sunun subay kadrosuna dahil oluyorsu nuz. O Elen ordusu ki şevket ve zafer dir: günleri gibi felâket günleri de görmüş, Albay Cevdet Bilgişin Roma fakat hiçbir zaman cesaretini kaybetmeMilletler müsabakasında Mussolini miş ve daima, en büyük felâketlerderi altın kupasmı kazandığınızı bildiren tel sonra da şeref ve vazife yolunu bulmuştur. Bugün kat'î surette yolunu bulmuş grafmızı sevincle aldım. Parlak muvaffakiyetinizi ve minnet olan bu ordu, millete ve milletin mukadduygularmızı Atatürke arzettim. Şefimiz deratma lâyık bir surette şerefle yüksel hepinitden memnun oldu. Tebşir ederim. miştir. Yunan ordusunun yeni subayları Harbiye mektebinden mezun olanlara Kralın mühim bir nutku Muzaffer süvariler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle