Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 27 Mayıs 1938 Tarihî roman: 106 Yazan: M. TURHAN TAN Mustafa, Nakilcinin karşısında! Ocak sizi bugün için besledi. Haydi palaları çekin. Ardıma düşün. Ocağımızın ayak değmiyen eşiğine bu kahbeoğulla nnın murdar ayaklarmdan çamur bulaşmadan erliğimizi gösterelim, üzerimize gelmek istiyenlere kim olduğumuzu öğretelim. Palasını da çekmişti, dört yanma savurarak yoldaşlarına şimşekli hücum işaretleri veriyordu. Onu dinliyenler sükun içinde inkıyad göstermişlerdi, harekete hazırlanmışlardı. Korkunc zorba bu in kıyadı görünce biraz daha uzunlaşmış ve kalınlanmış gibi görünen heybetli endamına çevik bir eda verdi, yalm palayla öne geçti, saray ordularmı karşılamağa koştu. Gözü kan, yüreği heyecan içindeydi. Yıllardanberi sürüp giden tahtsız, fakat tahtlara hâkim bir saltanatın yıkılmaması, Nakilci adında temessül ve teşahhus eden müthiş kudretin sıfıra münkalib olmaması jçin binlerce gafil adamı palasının şim şeklerine bağlıyarak ileri yürütüyordu. Ölmek istemiyordu. Ölmeği miskinlik sayıyordu ve ancak yaşamak, İstanbulun yegâne efendisi sıfatilc yaşamak azmile ardındaki kiitleyi ölüme sürüklüyordu. Kürd Yusuflar, Habib Odabaşılar, Karakulak Bekirler, Kafesçi Ahmedler, Serdar Memişler ve bütün zorbalar yuvasmda basılan domuza benzememek kaygusile onu takib ediyorlardı. Etmeydanı derin bir sükut içinde bu gidişi seyrediyor gibiydi. Kışlalar, boşalmış bir kalb gibi, sessizdi. Orta camii, yüzlerce isyana şahid olan minaresine yaslanarak bu gidişin sonunu bekliyordu. Yalnız iki gölge bu korkunc ıssızlık arasında kımıldanıyor, gerilere doğru süzülüyordu. Onlar, o iki gölge Salamonla Bohoraçinin fütur içinde sarsaklaşmış kalıblarıydı. Nakilci ordusu Horhor çeşmesi önle rinde Ağa Hüseyin Paşa kolu ile karşılaştı ve ölmemek azmini öldürmek hırsile mezcetmiş olan korkunc zorba ilk muhacim olarak ileri ahldı. On, on beş yıl evvelki Hovarda Mustafa çevikliğile pala sallıyordu, mahalle aralarında küme küme rakiblerini bir çırpıda çilyavrusu gibi dağıtan ele avca sığmaz kaldırım kaba dayısı Nakilci cesaretile önüne geleni deviriyordu. Daha ilk hamlede saray ordusunun tekbir velvelesini durdurmuş, uluorta yürüyen o binlerce adamın ayaklannı felce uğratmıştı. Elindeki palayla sanki görünmez bir sed örüyordu ve bu sed, Atmeydanından kopup gelen heyecan selini yürümekten ahkoyuyordu. Hedefi, saray kolunun önünde yürü tülen topları almak ve topsuz kalacak kalabalığı bu muvaffakiyetin vereceği sersemlikle geri püskürtmekti. Kısa bir za man içinde hedefine de yaklaşmış gibiydi. Çiinkii öncülük yapan müfrezeyi tarümar ettikten sonra topların yanına ulaşmı?h, ilk rasladığı iki topçuyu birer pala darbesile öldürüp topları zaptedebilmek imkânile karşılaşmışh. Eski bir hırsızlığın Afyon istişarî komitesînin içtimaı muhakemesi ( Şehir ve Memieket Haberleri ) Siyasî îcmal • Halı tüccarları dün toplandılar Lehistan Romanya ittifakı vrupada büyük devletlerin muhtelif cephelere aynlıp şu veya bu meseleden dolayı münakaşa ve münazaada bulunmalan çok tehlikeli bir vaziyet ihdas etmiş olduğundan diğer devletler de menfaat ve gay,eleri müttehid ve müşlerek olan uzak ve yakın komşularile aralarındaki tesanüd ve iş birîiğini kuvvetlendirmeğe çalışıyorlar. Bunun içb büyük devletler haricindeki mühim devletlerin siyasî ricali arasında temas ve mülâkatlar son günlerde çok sıklaştı. Bu cümleden Romanyanın hem hükumet şefi, hem de millî kilisesinin reisi Miron Lehistanı ziyaret etmektedir. Bu ziyaret resmî mahiyette olup Romanya patriği iki sene evvel Bükreşte kendisini ziyaret etmiş olan Varşova metropolidi Denys'i görmeğe gitmiştir. Fakat, ayni zamanda Romanya Başvekili olduğun dan tabiatile Başvekil, Hariciye Nazın ve Mareşal Rydz Smigli ile de görüj müstür. Mumaileyh, ruhanî temaslarile tarih leri ve kültürleri birbirine çok bağlı olan iki memieket arasındaki harsî tanışmayı ve çalışmayı kuvvetlendirmiş, siyasî gö rüşmelerile de Lehistanla Romanya arasındaki askerî ve siyasî ittifakı bir kat daba sağlamlaştırmıştır. Çünkü iki taraf da Avrupanm şu kanşık zamanında aralarındaki ittifakı hem takviye hem de tebarüz ettirmeğe son derecede lüzum görmekte idiler. Bu iki memieket Karadenizle Balrık denızi arasında yayılmış olduklanndan Avrupanın bugün yann çarpışmalan muhtemel iki büyük devleti arasında bulunu yorlar. Bir Avrupa harbinin başlamasmı ve genişlemesini menedecek ve hiç olmazsa güçleştirecek bir vaziyettedirler. Bu nun için Lehistan kendi politikasının is tiklâl ve serbestisini muhafaza için her hangi bloka girmeğe esas itibarile aleyhtar olduğu halde Romanya ile ittifakı zarurî bulmuştur. Romanya dahi, kendi menfaat ve si yasetının sıklet merkezı orta Avrupada, Balkanlarda ve Karadenizde bulunduğu halde, daha zıyade, Avrupanm şımal mailesindeki Lehistanla tam bir askerî ve siyasî ıttıfakla bağlı bulunmağa hayatî ehemmiyet vermiştir. On sene evvel ak dedilen bu ittifakm asıl gayesi şarktan gelecek bir harekete karşı beraberce mukavemet etmektir. Lâkin iki komşu devlet, şimdi diplomasi sahalarında dahi birbirine muzaheret etmektedirler. Meselâ, Milletler Cemiyetinde Ro manyadaki ekalliyetlerin ahdî hukuku nun muhafazası meselesi münakaşa edıldıği zaman Romanyanın davasını Lehistan Hariciye Nazırı bütün nüfuz ve kudretile müdafaa ederek mağlubiyetten kurtarmıştı. Ahiren iki taraf sefirlerinin rütbesini büyük elçiliğe terfi ederek bir birlerine karşılıklı cemileler göstermişler dir. İki tarafın dahilî ve haricî politikalanndaki bazı değişiklikler Leh Rumen ittifakını müteessir eder gibi görünmüşss de gene ittifakm taze bir kuvvetle devamına mâni olamamıştı. Şark komşusile yakınlaşmak taraftan olan Titulesko, Romanya Hariciye Nezaretinin başında bulunduğu zaman bu ittifak gevşer gibi olmuştu. Lâkin mumaileyh Hariciyeden çekildikten sonra Lehistan Romanya ittifakı Avrupanm umumî politikasmda daima hesaba katılan kuvvetli bir amil halini almıştır. Bu ittifakm sağlam olması büyük A vrupa devletlerinin çarpışmalarına başlıca engel teşkil ettiğinden bu kıt'anm sulhuna da büyük hizmet göstermektedir. Lehistan Litvanyaya ültimatom verdiği zaman Romanya hükumetinin ve efkârı umumiyesinin müttefikan Lehistanm davasını müdafaa ve iltizam etmiş olması Leh efkârı umumiyesi üzerinde çok ivi intıba bıraktığından Patrik ve Başvekil Miron'un seyahati Lehistanda çok samimî tezahüratla karşılanmıştır. LehRumen ittifakı Balkan anlaşması gibi Av rupa sulhunun mühim bir zamânı bulu nuyor. Suçlu ev sahibi kadını Beynelmilel afyon ziraa Ihracatçılar, transit muaGenc ve dinc endamile topçu Mustafanın ortaya tinin tahdidi meselesi melâtının kolaylaştırıluyutmuş ve sandığı çıkıvermesi vaziyeti temelinden değiştirmişti kırmış! gorusuluyor masını temenni ediyorlar maz garib bir iç sarsmtısına kapılmıştı, şuursuz bir sendeleyişle sekiz on adım geriye ve en önde bulunan arkadaşlannın arasına çekilivermişti. O nazik anda gözümin önünde Gülhaneli Hüseyin dola şıyor ve kulaklarında da onun «peze venk» diyen sesi çınlıyordu. Toplann yanıbaşına gelmek ve o engelleri atlayıp yakasına yapışmak üzere bulunan Topçu Mustafayı görmüyor ve küfürlerini duymuyordu. Daha doğrusu bu bahadır düşmanm şahsmda Gülhaneli Hüseyni ve sesinde de o mazlumun sesini buluyordu. Diri ve muhacim düşmandan değil, ölü ve müstehzi kurbandan korkuyordu, hızla çekiliyordu. Bunda, bu çekilişte yaşamak azminin, ihtiyacmın da şüphe yok ki ruhî ibramları vardı. Fakat korkunc zorbayı tek bir saniye içinde kor kaklaştıran, zaferin eşiğinden geri itea deyyusluğunu, kodoşluğunu duymak ve bu kelimeleri Gülhaneli Hüseynin ağzından işittiğini kuruntulamak olmuştu. Gene o tek saniye içinde ve Topçu Mustafanın topları aşmasma müsaid olacak kadar kısa bir zaman geçmeden saray takımının arkasından o dar sokağı görünmez bir bulut kümesi geçiyormuş gibi sarsan bir tekbir velvelesi duyuldu. Bu, Baruthaneler Nazın Necib Efendinin getirmekte olduğu üçüncü gönüllü fırkasının yüreğinden kopuyordu. Nakilcinin palası önünde birkaç şehid vererek durahyan ve bütün ümidlerini Topçu Mustafanın yataganına bağlıyan Ağa Hüseyin Paşa fırkası bu velveleyi duyunca şevka geldi, tekbir almağa başladı ve yürümek, Topçu Mustafanın izinde ileri atılmak temayülü gösterdi. Geriden akıp gelen tekbir sesleri, öndekilerin felce uğranr.ş cür'etini diriltmiş gibiydi ve buz haline gelen sel çözülüp akmak üzereydi. Gene tekrar edelim ki bunlar, bütün bu sahneler bir an, bir lâhza ve bir dem için,de vukua, geljyordu. Topçu Mustafa, daha toplann gerisindeydi, Nakilci de, şuurunu kaybetmiş bir vaziyette, arka daşlarının arasında bulunuyordu. Geri lerden akıp gelen yardım sesleri, vaziyetin ocaklı aleyhine ağırlaşacağını yürekler titreten bir belâgatle anlatıyordu. İşte bu sırada yandan ve biraz daha derinlerden de tekbir sesleri peyda oldu ve Ye niçerilerin telâşı bir lâhzada azamî hadde vardı. Çünkü Mehmed îzzet Paşa kolundan yükselmekte olan bu yeni ses, Horhor çeşmesile Etmeydanı arasındaki dar mmtakaya sıkışan ocaklıların çevril mek tehlikesine düştüklerini gösteriyordu. Zorbalar ve neferler, iki ateş arasmda kalacaklarını kavrıyarak müşterek bir korkuya düştüklerinden gene bir anda ve bir lâhzada ricat kararını verivermişlerdi. Artık herkes, arkadan çevrilmemek için geriye dönüyordu ve bu dönüş, birbirini itmek ve sürüklemek suretinde vukua geldiği için tam manasile bir kaçıştı ( I ) . Okuyucularımızın sahneyi vuzuhla tasavvur edebilmelerini kolaylaştırmak için müsaadelerini diliyerek tekrar ediyorum: Bu işler tek bir lâhza içinde cereyan etmişti. Topçu Mustafanın gürliyerek ortaya ahlışı, Nakilcinin anî bir hallucination (mevcud olmıyan birşeyi görür, yahud işitir gibi olmak dalâleti) zorile çekilisi, Necib Efendi fırkasmm velvelesi, Mehmed İzzet Paşa kolunun görülüşü bir anda vukua gelmiş gibiydi. Ricat de gene o an içinde başlamıştı. Bir iddiaya göre, Beşiktaşta Hasibe isminde ihtiyar bir kadmın evinde kiracı olarak oturan Kemal adında biri, Hasibe kadını uyuşturucu bir mayi içirerek uyuttuktan sonra odadaki sandığını kırarak içinden para ve mücevher çalmış ve maznun tevkif edilmişti. Bir müddet sonra kefaletle tahliye edilen Kemal dün tekrar dinlenmiştir. Şahid, Hasibe kadmın 90 yaşlarındaki kocası Ali şunlan anlatmıştır: « O sabah evden çıkarken Kemalle karşılaştım. Kendisine sen bugün işe gitmedin mi dedinı. Anahtan unutmuşum, almağa geldim cevabını verdi. Kendisinden hiç şüphelenmedim, gittim. Eve avdetimde karımın ağzmdan renkli renkli ve köpüklü sular akıyordu. Kendisini muayene eden doktor zehirlendiğini söyledi. Tam bir hafta sancılar içinde kıv randı. Neden sonra sandığın kırılmış, para ve mücevherlerin çalınmış oldugunu gördük.» Cenevreden şehrmıize gelen maluma ta göre Milletler Cemiyeti Afyon isti şarî komitesi önümüzdeki yıllar içinde, cemiyete dahil afyon müstahsili memle ketlerde yapılması mukarrer beynelmiieî afyon ekimi tahdidi işini görüşmek üzere iki gündenberi toplantılannı yapmakta dır. Cemiyet muhitinde olduğu kadar, bütün dünyada da alâka tevlid ettiğıne şüphe bulunmıyan bu ıçtımaların ilkıne Polonya hükumeti heyeti murahhasa reisinin riyaseti altında başlanmıştır. Hükumetimiz bu toplantılarda Milletler Cemiyeti nezdindeki daimî delege Necmeddin Sadak, mütehassıs delege olarak da Hamza Osman Erkan ve İktısad Vekâ leti direktörlerinden Servet Berkın taıafından temsil edilmektedir. İlk toplantıdan itibaren komite umumî kâtibliği tarafından yapılan ekspozenin müzakerelerine başlanacaktır. Bu toplantılar ayni zamanda 1940 ta Cenevrede toplanacak beynelmilel afvon konferansı için hazırlığı istihdaf etmekleMuhakeme diğer bazı şahidlerin çagıdir. rılması için başka bir güne talik edilmiştir. ŞEHÎR tSLERl Şehrimizdeki transit halı tacirleri dün Gümriik Başmüdürlüğünde Başmüdür Mustafa Nuri Anılm riyaseti altında bir toplantı yapmışlard;r. Toplantıda halı transit tacirleri günrıriikte transit muamelâtının kolaylaştirılrnası ıçın bazı temennilerde bulunmuşlardır. Başmüdür bu temennileri dinlemiş ve Vekâlete bildire ceğini söylemiştir. Transit halı ıhracatçıları, esasen ticarî bakımdan çok müskül bir vaziyette bulundukları şu sıralarda, gümrük idaresi tarafından hiç olmazsa muamelâtta kolayhk gösterilirse ticarî bazı zorluklann da zail olacağma kanidirler. Transit halı ihracatçıları, îran hüku metinin İstanbul üzerinden transiti yapı lan halılarm yalnız lranla klering anlaşması olan memlekellere gönderilebileceği hakkmda son neşredilen kararnameden çok zarar gördüklerini söylemektedirler. İranm yalnız Almanya ve İs\içre ile klering anlaşması vardır. İsviçre ile olan klering ise iyi işlemediğinden işler çok durmuştur. Müzakereleri yapılmakta olan îran tsviçre yeni klering anlaşmasının akdile iyi iş yapılabileceği kanaati besleniyor. ADUYEDE Bebek tstinye asfaltı ihale Otobüs davası Otobüs davasma dün de devam edilmiştir. Avni Bayer mahkemeye gelmediğinden muhakemenin gıyabında devamına karar verilmiş ve Evkaf Umum müdürlüğünden gelen cevab okunmuştur. Cevabda ezcümle, idare meclisinin mezuniyet kararını almaksızın sulh akdine, ferağ ve ferağ bedelinin bazı kimselere tevziine cür'et gibi muamele dolayısile Üçforan kilisesi mütevelli he yeti aleyhine takibata girişilmiş olduğu bildirilmiştir. Neticede Mülkiye müfettişliğine ya zılan müzekkereye henüz cevab gelmediğinden bunun tekrar tekidine karar verilmiş, muhakeme, başka bir güne bırakılmıştır. edildi Bebek İstinye asfalt yolunun in şaatı ihale edilmiştir. Yakmda Bebekle Rumelihisan arasındaki sahada ameliyata başlanacaktır. Sahilin genişletil mesi için güzergâhta yapılması lâzım gelen istimlâk muamelesi için de ge rek bu kısımda ve gerekse Rumeli hisarmdan yukarıya İstinyeye kadar olan kısımdaki emlâk sahiblerine haziranın on beşinde resmen tebligat yapıl mış olacaktır. Tebligattan sonra on beş gün beklenecek, müddetin hitamını müteakıb istimlâk işlerine girişilecektir. Ağustos nihayetine kadar bu yol üzerindeki istimlâk muamelesi bitmiş olacaktır. KÜLTÜR tSLERl Mekteblerde son sınıf mevcudları Hazırlanan son bir istatistiğe göre, bu sene şehrimizle mülhakatmdaki ilk mekteblerin son smıflarmda 4154 kız, 5307 erkek talebe vardır. Askerî kamplar Dün, resmî ve hususî lise müdürleri, Maarif müdürü Tevfik Kutun riyaseti altında toplnarak bu seneki askerî kamp faaliyetleri etrafında bir görüşme yapmışlardır. Kamplar, Kolordu kuman danlığının tensib edeceği sahalarda açılacaktır. Karagümrük müezzinlerinden Hıfzı admda biri, mahalle çocuklarmdan 9 yaşındaki Mustafaya tecavüz suçile yakalanarak dün birinci sorgu hâkimli ğinde yapılan sorguyu müteakıb tevkif edilmiştir. Saray takımma yürek pekliği, Yeniçerilere ise geniş mikyasta endişe veren toplan ele geçirmek bir dakika meselesiydi. Çünkü iki kurban veren topçular geri Çekiliyordu, Nakilcinin adamları da şevka gelerek ileri atılıyordu. Işte bu sırada Topçu Mustafanın yüzü göründü ve sesi duyuldu. Boyca bosca Nakilciye uygun yegâne bir silâhşor gibi görünen bahadır delikanh, kendi önünde kümülenen sersemleşmiş kalabalığı yara yara topların yanına doğru koşuyordu ve bir yandan Yeniçeriler bütün kudretlerini ocaktan bağırıyordu: alıyorlardı. Teşbih caizse ocak o cahil Acele etme koca kodoş, böbürlen kütle için Kâbe demekti. O gün ayaklanme koca deyyus. Işte ben geliyorurn, şim maları da kâbelerini korumak düşünce di kozumuzu paylaşırız! sinden ileri geliyordu. Halbuki kendileri Dar bir sokakta arka arkaya yığıîan Horhor çeşmesi önünde, ne zaman müssaray ve ocak fırkalannm arasını toplar pet neticeye ereceği belli olmıyan, bir sakesiyordu. Sahnenin hususiyeti de gene vaşa girişirken Mehmed İzzet Paşa koo toplar yüzünden ileri geliyordu. Nakil lunun yol bulup Etmeydanını ve k'şci, önde bulunanları püskürtmekle toplara laları işgal etmesi imkânı vardı. Neferleri el koyabilecek bir duruma gelmişti. Fa ve henüz akılları başında bulunan elebakat gene o topların engelliği sebebile düş şılan telâşa düşüren bilhassa bu noktaydı. manları olan saray takımma pala sallıya Onlar yandan gelen tekbir seslerini du mıyordu. Ayni engel, ötekileri de uzak yar duymaz hem geriden çevrilmek, hem ta tutuyordu. Bu vaziyette iki taraf, dar kışlalan kaybetmek ihtimallerini düşünüp ve kısa bir köprünün birer ucunu işga! ricat yolunu tutmuşlardı. Ricatlerini firar eden ordulara benziyordu. Ceri olan, ce şeklinde yapmaları da dar sokaklarda tosur olan taraf köprüyü aşacak ve savaşın pa tutulmak endişesinden ve bir ayak önsonunu yaratacaktı. İlk karşılaşmadanbe ce kışlalarına varmak kaygusundan ileri ri görülen emareler ise bu hamlenin Na geliyordu. kilci tarafından yapılabileceğini belli edi(Arkası vart yordu. (1) «Necib Efendi fırkası ileri hareket Fakat Mustafanın genc ve dinc enda ettiği gibi meydandaki halk dahi derya gimile, yürüyen bir alev heybetile ortaya bi dalgalanarak anlara peyrev olup gittitarafta Ağa Hüseyin Paşa kolu çıkıvermesi unvalan ve beklenen neticeyi ler. Öte çeşmesi civarma vardıkta eşkıyaHorhor şüpheye düşürmekle kalmadı, vaziyeti te nın bir fırkası toplar uzerine hücum ve ikmelinden değistirdi. Çünkü Nakilci, dost tiham (bu kelime, düşüncesizce ve şiddetle saldırma manasına gelir) ve iki topçu neve düşman binlerce adamm kulağı dibin ferini idam ettilerse de askerin sebatım ve de kendine kodoş diyen, deyyus diyen metanetini gorüo giru firar eylediler.> Cevdet Tarihi C: 12. S: 163 cesur topçunun bu sözlerini duyar duy îjafta tatilindejı istifade eden dükkânların k«nanun tahdid eylediği şeyleri satmaları lâzım gelirken son zamanlarda yapılan teftişler sırasında bunlar dan bazılarının gizli olarak her şeyi satmakta oldukları görülmüştür. Bu hususta sıkı takibat yapılması ve kanuna aykırı hareket ettikleri görülen dükkân Tabanca yeniden tetkik sahiblerinin ellerindeki ruhsatnamele rin geri alınması için alâkadarlara emir edilecek verilmiştir. Trabzondan İstanbula getirilen babasınm katili Hasanı Tophane rıhtımmda Belediyenin yeni bir kararı tabanca ile öldüren Rizeli Halim ve Belediye, tuğlanm bin adedinden alıamcazadesi Seferin muhakemesme dün nan resmin on kuruşunun, kireçle kireAğırcezada devam edilmistir. Ehli hibmidden alman resmin de dörtte birinin re raporunda Sefere aid tabancanm bundan sonra Türk Hava Kurumu na namlusunda atılmamış bir kurşun ol mına ayrılması için tahsil şubelerine eduğu bildiriliyordu. mir vermiştir. Şahidler, Seferin bir kurşun attığını ve ikinci defa ateş etmek üzere tetiği Valide hanînın temeli açılıyor düşürdüğü zaman tabancanm patlamaValide hanınm yıkılması işine. büvük dığmı, bu sırada yakalandığını soyle bir faaliyetle devam edilmektedir. Bi mişlerdi. nanın üst ve alt kısımları, bütün müş Müddeiumumî, tabancanm Emanet temilâtile birlikte yıkılmış, yalnız te dairesinden almarak yeniden tetkikini mel aksamı kalmıştır. Temel kısımları istedi. Bunun üzerine heyeti hâkime, da, bugünlerde açılacaktır. Binanın eniddia makammm talebini kabul ederek kazı peyderpey kaldırılarak saha te mizlenmektedir. muhakemeyi başka bir güne bıraktı. Haziran nihayetlerine doŞru, Valide Sahte evrakla alınan hanının işgal etmekte olduğu saha, tamamile temizlenmiş ve molozlar kaldıküllivetli isDİrto rılmış olacaktır. İnhisarlar idaresi eski ambar me murlarından Abdullah, kolonyacı Di mitri ve arabacı Ahmedin bir müddet evvel Gülhane hastanesile Tophane Satmalma komisyonunun resmî başlıklı kâğıdlarını ve mührünü taklid etmek suretile resmî müesseselere tenzilâtla verilen saf ispirtodan sekiz bin kilo çektikleri iddia olunmuştu. Bir müddettenberi Ağırcezada devam etmekte olan bu suça aid muhakemenin dünkü celsesinde iddia makamı müta leasını serdetti. Abdullah, Dimitri ve Ahmedin cezalandırılmalarmı ve matbaacı ve mühürcü Ropenle Yankonun beraetlerini istedi. Duruşma, müdafaa için başka bir güne bırakıldı. Bir mütecaviz tevkif edildi Hafta tatili kanununun tatbikatı MÜTEFERRİK Topçu atış tecrübeleri Metristeki Topçu mektebi atış sahasında, bu sabah saat 9 dan itibaren büyük atış tecrübeleri yapılacaktır. Atışlarda dost Yugoslav hükumetinin Harbiye ve Bahriye Nazırı General Mariç de davetli olarak bulunacaktır. Türk ftalyan ticaret muahedesi İtalya Türkiye ticaret muahedesi uzatılmıştır. Buna göre, İtalya, bizden yapağı, zeytinyağı, tütün, üzüm, incir ve daha birçok şeyler alacak, buna mukabil bize kahve ve makine satacaktır. ÎNHÎSARLARDA Yeni kadro hazırlandı İnhisarlar Umum müdürlüğünün yeni kadrosu hazırlanmıştır. Haber verildiğine göre, ay başında tebliğ edilecek olan yeni kadro ile birçok değişiklikler mümkün bulunmakla beraber mühim mevkilerde bir tebeddül olmıyacak ve teskilât bıı^'înkü şeklini muhafaza edecektir. DENfZ Denizaltı gemilerimiz Haber aldığımıza göre. Almanyanm Krupp tezgâhlarında inşa edilmekte olan iki denizaltı gemimizin inşaatı ik mal edilmiştir. Ufak tefek bazı noksanlar da tamamlandıktan sonra gemilerin önümüzdeki ay sonunda denize indirme merasimleri yapılacaktır. İstanbulda Kasımpaşa tezgâhlarında inşa edilmekte olan diçer iki denizaltı gemimizin in«aatı ise Cumhuriyet bayramına kadar edilecektir. VİLÂYF.TTE Nüfus kütüklerinin ikmali Dahiliye Vekâleti, 934 senesindenberi işlenmemiş olan nüfus kütüklerinin bir an evvel ikmalini, ölüm, doğum ve evIenmelerin kütüğe kavdı lâzım geldiğini Vilâyete bildirmiştir. Erzincanda sevindirilen yoksul yavrular Muharrem Feyzi TOCAY Bir zehirlenme daha! Zehirlenmelerin henüz arkası kesilmemiştir. Dün de bir zehirlenme vak'ası tesbit edilmiş, kazazede, Cerrahpaşa hastanesine nakledilmiştir. Kazazede, Eyüb Defterdar caddesinde Askerî Dikimevinde çalışan Kadri kızı Münevver adında birisidir. Münevver, yemek yerken birdenbire zehirlenme alâimi gös termiş, yapılan tetkikler sonunda ka laysız kabdaki yemekle zehirlendiği anla^ılmıstır. Yeniköy sulh mahkemesi Şimdiye kadar Yeniköyde bulunan (Yeniköy sulh mahkemesi) 1 haziran 938 tarihinden itibaren Büyükdere va pur iskelesi C. 331/333 No. lı binada faaliyete geçecektir. İcrada devir muamelesi 937 malî senesinin hitamı hasebile kuyudat ve defatirin 938 senesine devri için İstanbul icra muhasibi mes'ullü ğünde mayısm 31 inci salı ve haziranın birinci çarşamba, ikinci perşembe, üçüncü cuma, dördüncü cumartesi günleri tahsilât ve tediyat muamelesi ya pılmıyacaktır. Erzincan (Hususî) Şehrimiz tüccarlarmdan Nalcı Hacı Aziz Kurtuluş ilk mektebinde kimsesiz çocuklara dağıtılmak üzere yüz lira değerinde defter, kalem, elbiselik ve yiyecek teberru etmiştir. Bundan başka ilk mekteblerdeki himaye heyetleri faaliyetlerine devam ederek fakir talebeye sıcak yemek vermekte ve bunlardan bir kısmını giydirmektedir. Gönderdjğim resim Gazipaşa mektebinde giydirilen yetmiş iki yavruyu toplu bir halde göstermektedir. Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Abone şeraiti: Senelik Altı ayhk Üç aylık Bir aylık Türkiye Harîc için için 1400 Kr. 2700 Kr. 750 1450 » 400 » 800 > 150 » Yoktur