Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 Mart 1938 CUMHURÎYET KAHtRE MEKTUBLARI: Mısır siyasî buhranı Vefdcilerle muhaiiflerin şiddetli mücadeleleri devam ediyor. Yeni bir rivayet var: Vefd kazanırsa Kral Parlamentoyu tekrar dağıtabilir İktısadî harekctler İhrac siyasetimizde yeni bir şekil Iktısad Vekilimiz Şakir Kesebirin Ajans Ekonomık ve Fınansal'in Türkiye işleri direktörüne verdıği beyanat, yalnız Fransa ile aramızdaki ticarî münasebat bakımından değil, ihtiva ettiği hakıkatler itibanle cidden şayanı dikkat bulunuyor. Türkiye ile olan ticarî mübadelelerinde, 1923 tenberi mütemadiyen gerileye rek üçüncülükten sekizinciliğe inen Fransanın bu vaziyetine aid sebebleri tahlil eden Şakir Kesebir, bunun çıkar yolunu da ortaya koyuyor ve ekonomik programı mühim gayrimenkulleri de icab etti ren Türkiyenin, bu programın ecnebi sermayesinin de yardımile tahakkuk etme sinden ancak memnun olacağını söylü yor. Biz makul düşünmek şartile, lktısad Vekilimizin şu ve bundan sonra gelen işaretlerinden istifadeyi imkânsız göre cek hiçbir Fransız tasavvur etmiyonız. Kaldı ki Fransa, yanlış bir gidişin do ğurduğu bir buhranın acı neticelerini elan çekmekte bulunuyor. Muhrerem Iktısad Vekilinin be yanatmın üzerinde en ziyade dur mak istediğimiz nokta, ihracat siya setimize yeni bir şekil vermek üzere bulunduğumuza aid olan kısmıdır. Fil hakika son zamanlarda bu vadide bazı çahşmalar olduğunu işitiyor ve biliyor duk. Hatırlardadır ki, Başvekilimiz Celâl Bayar, Büyük Millet Meclisinde hükumetin programını okurken klering sis temini bugün en muvafık bir şekil olarak ele aldığımızı fakat daha muvafık bir şekli tercihte de tereddüd etmiyeceğimizi söylemişti. Bugün, o sözlerin filiyat sahasına girdiğini görüyoruz. PAZAPDAN PAZADA PENCERESiNDEN Attan inip eşeğe... Otobüslerden Allah razı olsun, ama... Gayrimünteşir bir esere dair!.. Attan inip eşe"« Negüs, Habe şıstanı Italyaya terketmeğe razı ol duğunu M. Mussolini'ye bir mektub!a bildirirse, Habeşiftana umumî valı tayin edilecekmi« Aiansların verdi ği bu kücük haberde büyük acaıiblikl er var. Sayalım: 1 Habeşistan Negüs'ün malikânesi midir? 2 ıtalyanın Habeşiîtana konması için Negü«'ün bir mek tubuna ihtiyacı mı var? Bu mektub olmazsa İtalya Habeşistandan çekilecek mi? 3 Tarih bir yüzbaşının împarator olduğunu kaydediyor arra bir imparatorun kendi arzu ve nzasile vali olduğu görülmüş ve işıtilmiş birşey değildir. İşte buna halis muhlis, attan inip eşeğe, hatta sıpaya binmek derler. Fakat Negüs attan ineli çok var. Uzun zamandır yaya kalmıştı. Belki dizginini îtalyanm çekeceği ve canı istedıkçe «çüş!» demek hakkmı muhafaza edeceği bir eşeğe binmek Negüs'ün isine gelecektir. Habeş împaratorunun hali, vaktile sahib olduğu otomobili elden çıkardıktan sonra ona «ylıkla joför olmayı kabul eden herhangi bir mirasyedinin hazin akıbetine de benziyor. kadar, masallah can sıkıcı bir kaza da olmadı. Şüphesiz bu iş gitgide tekâmül edecek ve bugün göze çarpan kusurlardan da eser kalmıyacak. Şimdılik büyücek bir iki yanlışlık var ki, şu satırları okumasını temenni ettiğimiz Belediyenin, sesimizi daha fazla yükseltmeğe meydan bırakmadan bu kusurları hemen tashih edeceğini umarız. Evvelâ otobüs tarifelerindeki acayib farklar: Meselâ, «Beyazıd Kurtuluş» otobüsüne binerseniz Beyazıddan Harbiveye kadar on ıkı buçuk kuruş verirsiniz; fakat «Şışli Fatih» otobüsüne binerseniz ayni mesafe için on kuru? verirsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde ayni nakil vasıtasile ayni mesafede iki türlü ücret olmaz. Sonra otobüslerin durak yerleri çok fena tayin edilmiştir. Bu vasıtalar Be yoğlunun arka caddelerinden işlemeğe basladığı gündenberi, orada, bir çok noktalardan, meselâ Galatasaraydan otobüse bınip inmek imkânı kalmamıştır. Şehrin en canlı noktasında bu imkân ortadan kalktıktan sonra o semtte otobüs işletmenin faydası ne? Kuşe Yıkmak da güç (Yıkmak kolay amma yapmak güç) sözü, bir tekerleme olarak, dilimizde yer almıştır. Çocuğunun keseri yakalayıp merdiven korkuluğunu, belki muhayyel arabasına tekerlek malzemesi hazırlamak hulyasile, özene özene kırmağa koyulduğunu gören anne mutlak bu tekerlemeyL tekrar eder ve haykınr: Yıkmak kolay amma yapmak güç! Genc kızının emektar hizmetçiye sert sert çıkıştığmı duyan baba da gönii kırmanın insanlığa yakışır hareketlerden olmadığını hatırlatmak için gene o tekerlemeyi dıline alır, başmı sallıya sallıya mınldanır: Yıkmak kolay amma yapmafcj Günde bir çorab eskittiğinden, pek| gezginci oluşundan, ev işlerine bakmadı3 ğından, kendine ninni söylemediğinden,! ve bunlara benzer uygunsuzluklanndanj dolayı karısı aleyhine boşanma davası aİ çan kocaya konu komşu gene o tekerîemenin pek şümullü mefhumundan ilham alarak öğüd verir: Yıkmak kolay amma yapmak güçI, Tekerlemenin san'at mevzularında da yeri ve değeri vardır. Insafsız bir münak* kidin çalakalem hırpaladığı eserin sahibi, i san'at düsturlanndan yardım elde edeî meyince boynunu büker ve bu tekerle^j meden şefaat umarak kısa cevabınm başına ayni kelimeleri kor: : Yıkmak kolay amma yapmak* güç! Bu sözü mujiklerin ağzından Deli: Petroya söylediler, Onaltmcı Lui'niai ağzile Lâfayet'e, Mirabo'ya haykırdılar, demokrasiye âşık fırka liderleri dilile Mussolini'ye tekrar ettiler. Çünkü her derde deva diye satılan eski muskalar, eski tütsüler gibi bu tekerlemede de her mevzua yakışan, uyan veya öyle görünen elâstikî bir mefhum vardır. Majeste Farukun, sabık Başvekil ve Vefd partisi lideri Nahas Paşa ile beraber ahnmış resimlerinden Kahire, 1 Mart Mısırda siyasî vaziyet yeni yeni isti kametlere doğru inkişaf etmektedir. Mı s.r parlamentosunun feshindenberi hüku metle, ona müzaheret eden Vefd muhalifleri ve Nahas Paşaya sadık kalan Vefd kiitlesi arasındaki mücadele hergün biraz daha şiddet kesbetti. Hükumetin yaptığı siyasî manevra yeni intihabat için hazırlanmak ve intiha batta kendisine hiç olmazsa dayanabilecek bir ekseriyet temin etmektir. Bu ekseriyetin temini de ancak Vefdi parça lamak suretile mümkun olur. Hükumet bu plânmda muvaffak olmak için intihab dıirelerini yeni bir taksime tâbi tutmak istiyor. Buna da Nahas Paşa taraftar lan şiddetle muhalefet ediyorlar. Hüku rnet. bütün bu hazırhklan yapmak için ü v kuvvete istinad etmektedir: 1 Saray, 2 Azhar medresesi muhiti, 3 Mısır aristokrasisinin miihim bir kıfmı. Bu üç kuvvet, tedricî surette saray etrafında toplanarak saflarını sıklaştırmakta ve Nahas Paşa ile taraftarlarmı gelecek intihabda mağlub etmek üzere bütün kuvvetini sarfetmektedir. Bir zamandanberi burada dolaşan rivayetlere göre bu zümreye Mısırda henüz siyaset mu hitinden kâmılen çekilmemiş olan Ingiliz nüfuzu da yardım etmektedir. Nahas Paşa taraftarlarma gelince, onlar da bu harekete karşı halk kütlesini etraflanna daha sıkı bir surette toplamıya ve bu nufuza dayanarak aristokrasiye karşı alenî, saraya karşı da gizli hücumlarla mukabeleden ibarettir. Nahas Paşa ve Vefd hükumete karşı hücum için hiç birşeyden çekinmiyorlar. Ancak yüksek hükümdarlık makamına k;.rşı tuttukları siyaset, şimdılik gayet sık; bir sadakat ve ubudiyet edebiyatı içinde gizlenmektedir. Bu siyasetin tatbikat esası da şudur: Parlamento dağıtıldığı zamandanberi, Vefd, hiç durmaksızın hükümdarlık makamına müracaat ederek yeni yapılacak intihabatın bir husumet hükumeti tara fından değil, bitaraf bir intihab hüku meti tarafından idare edilmesini istemektedir. Evvelâ dağıtılan meclisin meb'usları bu mealde bir ariza hazırlayıp saraya arzettiler; onlardan sonra âyan azasının büyük bir kütlesi ayni tarzda bir ariza ile hükümdarlık makamına müracaatle ayni fikri teyid ettiler. Bu müracaatlerin arkasından Vefde mensub matbuatın neşriyatı geldi. Nahas Pasa, muhtelıf yer lerde yapılan içtimalarda irad ettiğı nu • tuklarla bu arada daima ayni fikri mudafaa etti. *** Fakat, bütün müracaatler, bu propa gandalar hep neticesiz kaldı. Majeste Faruk, emniyet gösterdiği hükumete karşı herhangi bir tedbir almıya meyletme di. Hükumet olduğu gibi yerinde kaldı. Şımdi intihab dairelerini yeni bir taksime tâbi tutmıya matuf olan tasavvurlarını hayata geçirmeğe çalışıyorlar. Hükümdarlık makamının bütün müracaatlere sükut ile mukabele etmesi Vefdin ne sabnnı tüketti, ne de fıkrinden ve tuttu^u taktikten vazgeçmesini mucib oldu. Bir yandan hükümdarlık makamı sükut etti ve müracaatlere lâkayd kaldı, bir yandan da Vefd taraftarlan demet demet arızalar yaparak saraya takdim ettiler. İntihabatın bitaraf bir hükumet elile idaresini istemekte ısrarla devam eden bu arizaların altında Mısırın mühim birçok simalarmdan münevver genclığe varıncı }a kadar binlerce Mısırlı vatandasın imzaları görüldü. Hemen hepsı de Majeste Faruka karşı muhabbet ve sadakat duygularınm teyidile başlıyan bu arizaların sonu daima ayni şeyi istemekle bitiyor, fakat, gene bu müracaatlerin hepsi de avni sükut ile karsılanıyordu. Nahas Paşanın bu taktiği müntehibkr^ yahud frujadakı tabirile kütlesine şunu göstermektir: Hükümdar hukumetle beraberdir. Bir kısım aristokrasi ve medrese de ayni tesanüdün içinde bulunuyor. Bunun için halk kütlesinin kendi menfaatlerini müdafaa etmek üzere gözlerini dört açması lâzımdır. Bütün Vefd gazeteleri uzaktan ve yakından bu fikri tedricî surette bariz bir şekilde herkese temine yanyacak makaleler yaz makta ve karikatürler neşretmektedirler. Bu hareket şimdi kesif bir propaganda şeklini almış ve halk arasında geniş bir intişar sahası bulmuştur. O kadar ki, eğer hükumet fevkalâde ttdbirler almıyacak olursa önümüzdeki intihabda fena halde mağlub olacak ve o zaman Vefd fırkasını tekrar kuvvetli bir varlıkla hükumete gelmiş farzedecek olursa bugünkü siyasî ittıhada karşı çok hasin muamelelere kadar gidecektir. Bunu herkes böyle gördüğü gibi hü kumet ve taraftarlan da vaziyeti anlamıyor. değillerdir. Bundan dolayıdır ki son günlerde etrafta başka rivayetler dolaşmağa başladı. Diyorlar ki: «Eğer hükumet intihabatta ekseriyeti kazanamaz ve Vefd'in tekrar kuvvetli bir varlık halinde parlamentoya geldiğini görecek olursa intihabatı y^niden. feshetrneğe ve icabında Mısın bir müddet parlamentosuz idareye karar vermiştir.» Bugün için bu bir rivayettir; fakat, böyle bir ihtimalde, bu rivayetin bir hakikat olmaması için de ortada hiçbir sebeb yoktur. Genc hükümdarın Mısır aristokrasisine karşı gösterdiği meyil gözönündedir. Mısır tahtında hükümdarlık vazifesıni ıfa ederken rey ve salâhiyet sahibi olmak ve rey ve salâhiyet haklarını lâyıkı veçhile kullanmak istiyen Majeste Faruk, Nahas Paşa ile Vefd'in arkasında gizlenen bir gölge halinde kalmağa razı değildir. Şimdi bu cihet aşikâr bir şekilde görülüyor. Bunun için, bugünkü bünyesi, bugünkü siyaseti ve bugünkü kuvvetile Vefd, Majeste Faruk için bir dosttan zivade bir hasım demiyelim «rakib» dir. Bu rekabeti ortadan kaldırmadıkça, ya hud zavıflatmadıkça Mısırda hükümdarlık mevkiinin nüfuz ve salâhiyetini iade ve tesise imkân yoktur. Görülüyor ki Mısırdaki buhran, artık alelâde bir fırka mücadelesi olmaktan çıkmıştır. Mısınn tarihî bünyesi içinde, kütle ile aristokratların birbirlerinden ayrılıp birbirlerine karşı mevki alma zamanmın geldiğini gösteren bir devreye girmiştir. Bu devrede genc hükümdar üzerine mühim bir rol almış görünüyor. Bu rolün tehlikeli olduğunu kabul et * mek zaruridir. Kendisinin dayanabileceği zümreler, kütle karşısında tabiî surette hâkim bir rol oynıyacak kadar kuvvetli değildirler. Bunun için gelecek intihabatın neticesini çok şüpbeli görmek ve bu intihabatı yeni yeni hâdiselerin takib edeceğine inanmak mümkürdür. Mnır tarihinde cok mühim bir devre b'am'ştır. *#* Dahilî müşkülât bu halde devam edip giderken şımdi Mısırın bir de haricî meselelere kanı alâkasını artıran hâdiseler çıktı. îngılteredeki siyaset değişmeM, îtalva ile İngiUerenin konu«maları ve bu arada Süveyş kanalı ismınin dolasma^ı Mısırlılarm arasmda ac^ta bir hevecan uyandırmıstır. Vak'â, İtalya hükumeti Süvevş kanalı î'İTİle alâkpdar olmad ^ını bildırdıyse de lngilt ere ile İtalya arısındaki müzakerelerin vâsıl olacağı ne ticeler Mısırı fevkalpde alâkadar tedır. Bunun icin, Mı^ırda mühim bir millî müdafaa kuvveti vücude getirrrek fikri etrafında bugünlrde çok sıkı bir fikir hareketi vardır. «Mısırın ordu ve silâha ihtiyacı ekfek ihtivacırdan dana mühimdir» ta r 7" ı d?ki sözler, Mı^ır ga/e telerinde sık sık görülen şeylerden ol muştur. M. TEKER F.G. 10 çocuklu baba ikramiye bekliyor Beyoğlunda Şahkulu sokak 21 numaralı Süreyya Bey apartımanında kapıcılık eden bir vatandaş dün matbaamıza gelerek şunlan söyledi: « Hükumetin çok çocuklu ailelere ikramiye vereceğini bildirmesi üzerine iki sene evvel îstanbul Sıhhiye müdürlüğüne istida ile müracaat ettim ve dokuz çocuğumun bulunduğunu vesaikle ispat ederek kanunî hakkımı aradım. Ikramiye için sıraya konulduk. Bekle cevabı verildi. tki senedir bekliyorum. Bizim çocuklann da Allah artırsm sayısı onu kemmeldir. Halkı ibuldu. Bu ne gelmez sıra.» ki üç dakikadan faz 'sEHÎR fSF.FRt la bekletmeden, koskoca bir otobüs, gümbür gümbür çıkageBir ayda yapılan binalar liyor, taşıma vazifesini süratle ve intiSon bir ay içinde şehrimizin muhte zamla yapıyor. Ayakta kalma, iti?ip kalif mmtakalannda yeniden 13 ev, 8 a kısma yok. Tahtaya vurunuz, şimdiye oartıman, 5 dükkân yapılmış, 138 bina da tamir edilmiştir. Bir de, yeni bir emirle, otobüsler Cağaloğlunda durmaktan menedılmiştir. Orada oturanlar veya işi olanlar, vilâyet önünde inerek yokuşu tırmanmağa mahAdalet sattrı kumdurlar. Vılâyette işi olanlar pek Kasablardan et mahduddur. Memurlarsa sabah gelir, almak zorlaşmıya akşam giderler. Halbuki Cağaloğlunda başladı. Kuzu ? birçok büyük müesseseler vardır: Halk Yok. Kıvucık? Bir Partisi, Hava Kurumu, Halkevı, îran kilodan aşağı almak konsoloshanesi, liseler, iki üç yevmî gazeisterseniz, kasab ete, matbaalar... Cağaloğlu bir ucu Çarşılindeki satırı tehdidkapısına, öteki udan Türbeye ve Ayale sallıyarak: sofyaya kadar uzanan altıyol ağzı büyük Veremem dibir semttir. Fazla olarak orada doktoryor. lar da vardır ve otobüsler hergün birçok Şaka etmiyoruz. Bu sahneye birkaç Fakat benim misal olarak ileri sürdühastalar taşır. Bu hastalan yokuş tırmankere jahid olduk. Kasab milleti kanun, ğüm haller ve haletler iyi tahlil olunursa^ mağa mecbur etmek de insafsızlık değil nizam, emir, yasak tanımıyor. Elindeki görülür ki yıkmak hiç de kolay değildir. midir? bıçağa, satıra mı güveniyor, nedir, aha Çünkü bir çocuğun kendi ağırlığına tekaBu lüzumsuz tedbire ne lüzum var? bül eden bir keserle merdivenden bir parliyi tersliyor. Pahahlıkla mücadelenin hedefini ve Şimdiye kadar olduğu gibi otobüsler hem ça koparması saatlerce didinmeğe, uzun adını değiştirmek lâzım. Eti ucuzlatmak Vilâyetin önünde, hem de Cağaloğlunda, uzun terlemeğe bağlıdır. Genc kızm göiçin «kasablarla mücadele» jart. Ahaliye Halkevinin önünde duramaz mı? nül yıkması da, hayli ağır bir sinir buhGayrimünteşir bir esere dair!.. ranı muk*bilinde mümkün olabilir. Kozorluk çıkaranlann dükkânlannı hemen kapatmalı, edebsizlikte ısrar edenler o Bir küçük ak canm karı;ını boşaması, boşayabilmesi ise lursa ellerinden ruhsatiyelerini alarak bir şam gazetesine: bol mikyasta vakte ve avukatlara sacıl daha ticaret yapmalarına bile imkân bıGeçen gün mak üzere bol mikyasta nakde ihtiyac rakmamalı. Böyle birkaç tanesinin bu sütunda çıkan lâ • gösterir. runlarım kırmak ister. tifeye bir karşılık Onun için bu tekerlemeyi doğru bir Fakat, rivayete göre, kabahat toptan olsun diye kaleme hüküm değil, uluorta söylenmiş bir söz cılarda imiş ve kasablara hiç kâr bırak sarılmışsmız ama olarak telâkki etmek lâzım. Bu lüzumu mıyorlarmış. Bu ciheti de hükumet ve becerememişsiniz. Evvelâ size şunu haber kabul etmekte tereddüd edenlere KaraBelediye iyice tetkik ettikten sonra doğru vereyim ki Cumhuriyet'in hikâyelerini ve köy Köprüsünün kurulu olup da şimdi değilse hemen faaliyete geçmeli, kasab romanlannı seçen adam Peyami Safa de yıktınlmakta olan kulübeleri görmelerini lara hadlerini bildirmeli. ğildir. (Yani ben değilim.) Bu işe bir sene tavsiye ederim. İki üç günde Köprünüa kısa bir zaman baktım. O zaman köşelerine kondurulmuş olan bu kulübe, Bugünkü vaziyette, kasab denilen mahluk, sanki kendi etini kesip verecekmiş gi danberi tercih vazifesi başka arkadaş ler on gündür kazma altında bulundubi müşteriye bağırıp çağınyor, türlü zor lar üstündedir. rulduklan halde bir türlü yıkılmıyoılar luklar çıkanyor. Kasablar arasında bazı Bahsettiğiniz tercüme romana gelince ve delikdeşik olmuş varlıklarındaki her zorbaların etini değil ama sesini kesmek bunun sizin gazetede, başı gözü kimbi rahneden «yıkmak da güc, yıkmak da ve yeni tarifeyi muvaffakiyetle tatbik et lir nasıl yarılarak, matbuatta hiç kimse güc» feryadını işittiriyorlar. mek için satın biraz da hükumet ele al nin tanımadığı bir kızcağız tarafından O halde yıkmak kolay amma yapmak malıdır. türkçeye çevrilip neşredilmiş olması, lekgüc demiyelim, yok etmek de var etmelc Otobüslerden Allah razı olsun, rar tercüme edilmesine hiç de mâni ol kadar güc diyelim. Çünkü îstanbul Kopmaz. Bilâkis, iyi eserler, kötü tercüme ama . rüsünün kulübeleri bile işte dediğim gibilerden veya intihallerden kurtarılmak Kim ne derse debir darbede ve bir günde yıkılmıyor!.. için, erbabj tarafından tekrar tercüme esin, otobüs servis M. TURHAN TAN dılir. Dünyanın her yerinde böyledir. leri oldukça mü Kaldı ki sizin gazetede çıkan bir ro man pek de neşrolunmuş sayılmaz. Çün Esnaf cemiyetlerinin heyeti kü okuyanların sayısını sizin idare de bi umumiyeleri nihayet buldu lir, biz de biliriz. Nitekim biz de herkeEsnaf cemiyetlerinin iki aydanberl se uymak için, gazetenizde çıkan her ro yapılmakta olan heyeti umumiyeleri nihayet bulmuştur. Yalnız, yarın ma man gibi, ona da göz atmamıştık! denî san'atkârlar cemiyeti heyeti umuSERVER BEDt miyesi toplanacak ve bundan sonra bütün cemiyetler yeni faaliyet devresine girecektir. Sebze Hali binası Kere?tecilerdeki hal binasımn yamnda yeni yaptırılacak olan Sebze Hali binasmm inşaatı yetmis iki bin liraya ihale olunmuştur. Şimdiki binada meyva ve sebze Tnalleri bir arada oldueun dan mevcud bina meyva haline tahsis edilecektir. Bu ay içinde vaz'ı esas resrni yapı^arak in^aata ba^lanacaktır. Gızel gelinin mininıîniye verdiği ilham Londrada çok garib bir vak'a geçti Türk borcu tahvillerî Dün, Türk borcu tahvilleri yüksel me yolunda yeni bir hamle daha yap mıştır. îstanbul borsasmda dünkü fiat 19 30 lira idi. Halbuki tahviller şimdi ye kadar bu seviveve vükselmemiştir. ^ I • I » Balkanlarda ziraî tetkikler îstanbul Ziraat müdürü Tahsinle Büyükdere Fidanlığı müdürü İbrahim yarm B?lkan merrleketlerine müteveccihen hareket edeceklerdir. Müdürler, Bulgaristan, Pomanva. Yunanistanla Yu<?oslav ve ^Tacaristanda ziraat işleri haVkmda tetkikatta bulunacak ve sonra Italvava pideceklerdir. Fidanlık müdürü. İtalvada mevvacılık enstitüsünde «ekiz av kadar ka^arak tetkikatım ile rletecektir. Bu sevahat esnasmda Bal kan memleke+ierirdeki ziraat usulleri ve zirsat kooperatifleri işi de gözden ?eoirileeektir. se, almasını söylemiştir. Ann, beyazlı güzel kadına benzemek için, beyaz satenden ve tülden yapılmış bir baletçi esvabı beğenmiştir. Resmimız, miniminiyi, güzel gelıne hayran hayran bakarken ve onun gıydığı gibi beyaz tülden tuvaletini, memnun ve mes'ud, aynada seyrederken gösteriyor. Et icin yeni bir t^Hmatname Mezbahada dana ve keçi kesildi§i halde sirrd'Ve kadar kfablarda bu etleri bulmak nuimkün olmuvordu. Be ledıve bunun öriine pe^mek maksadile etlerin üzer^e d^mga vurmak usulünü ihdas eylemekle beraber dana ve keci etlerini sa+^cak kP^abTarın a^rılmas1 icin de veni bir tal'matname vaparak Da;mî Fncrrrene vPTrv'st'r. Tali^atname kat'iyet kesbettikten sonra kovun eti satan kasablara me'bahada dana ve keçi etleri ver'l^fvvpcFktir. ÖLÜM Birkaç gün ev\'el, Londıada garib bir | gören bir kadm okuyucu, bu küçük kızı Gırid Kand've eçrafmdan merhurr tsmaü Hakkı Bazerin oğlu ve arker* vak'a clmuştur. Bir İnpıhz gazetesi, bulmak ıstenvş ve bir hu«usî polis hafi doktorlaıdan rahmetli binbaşı Ali Fa Lord Avebury ile evlenen bir genc kızın, yesine rrüracaat etmiştir. Polis hafivesi ikin biraderi zabıta ku^emayi memu gelinlik k'yafetile çekilen re?mini neşret çocuğu arayıp bulmuştur. Bu, Petkaviç rininden Mus+afa As^m E~a*erin evvei mi'îti. Bu resimde, gelini, saf vc hayran isminde bir şoförün kızı imiş. Karlın, ki çün îzmir Karsn? 1 ?da ö1 ' i ha 'bak" r !3r'i sevre dılnıış, bir de küük kız Ann ad n1 taş'yan küçük kızı yanma ahp ber alınmıştır. Mevlâ rahmet eyliye. içocuğu gcrülüyordu. Resmı, gazetede büyak bir mağazaya götürmüş, ne ister İ