Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET an yüzüğü Vahu, mağaranm önünde ohırmuş, elindeki sivri taş parçasını yerdeki ağaç kütügünün üstüne büyük bir itina ile ,sürerek onun pürüzlü yerlerini düzelüneğe çahşıyordu. Vahu tarihten evvelki devirlerin son asrında yetişmiş bir delikanlıydı. Adaleleri, Mikelanj'ın çok sonra yonttuğu mermer Mu&anınkileri andınyor, kıvır kıvır kumral sakalı, lüle lüle sarı saçları, uzamış bıyıklan yanık yüziine korkunç bir heybet veriyordu. Agac yontma ve perdahlama onun hergünkü meşgalesiydi. Öteki mağaralarda yatıp kalkan gencler geniş gövdeli kestaneleri, kısa boylu çamlan, iri meşeleri devirirler, yontmak, düzletmek için Vahu'ya getirirlerdi. Dehkanh Klan'ın kahramanı olduğu kadar san'atkânydı da!.. Bunlardan dört köşe oturacak yerler, aç kurdları, küstah ayılan zıpkmlamak için uclan sivri kargılar yapardı. Biraz ötede dar omuzlu, iri kalçalı kadmlar yanan ateşin sönmemesi için durmadan, dinlenmeden o obur devin alevli agzma dallar, çalılar atıyorlardı. Vahu iki üç gündür çok dalgın görünüyordu. Birkaç defadır eğesi boşa gitmiş, elini yaralamak tehlikesi başgöstermişti. Bird«n sivri taşı yere fırlattı, elini şakağma dayıyarak düşünmeğe başladı. Vahu çok nadir dalardı ve bu hali etrafındakileri endijeye düjürürdü. Delikanlının gözleri önünde mahud hatıra canlanmıştı. Bu sabah arkadaşla rile beraber ormanda dolagırken başka bir Klandan hiç görmediği ve tanımadıgı bir kadına rastgelmiş, birden l bir sesle cevab verdi: Alma! Vahu bu sefer bogazındaki adalî tellerin ihtizazmı tatlılaştjrarak tekrarladı: Alna! Kadmm ince ve mevzun bacaklannm üstünde tekrar titrediğiı\e dikkat etti. Muhakkak ki açlık ve soğuk ona sonsuz bir bir ıstırab veriyordu. Delikanlı iri parmaklannı acele acele oynatarak bağı çözdü. Arkasından gel mesini işaret etti. Alna karanlık mağaradan birdenbire ziyaya çıkınca gözleri hafifçe kamaştı. Bereket versin günes batmak üzereydi. Etrafta kırmızı abajurlu bir gece kandilinin hafif aydınlığı hâkimdi. Erkek, ka dın bütün çahşanlar, işlerini bırakmışlar, gözlerini bu acayib ilâhenin üstündeki şık örtüye dikmişlerdi. Vahu mutfak ve ofis gibi kullandığı !ki kaya arasındaki bir boşluğa el attı, kı zarmıs bir ayı budu çekip Alna'ya uzattı. Kadın evvelâ et parçasma tered düdlü nazarlar fırlattı. Fakat burnuna gelen koku ho$tu. Kamı da açlıktan san cıyordu.. «Kes de bir parça ver!» mana sma gelen bir işaret yaptı. Vahu'nun taş bıçakla ayırdığı parçayı narin parmak lannın ucile aldı. Delikanlı ona bir ye miş kabuğu içinde bir parça su da uzattı. Alna tatlı ve geniş bir tebessümle te şekkür etti. O zamana kadar tebessüm nedir bilmiyen Klan halkı bu hareketin manasını fısıldaşarak birbirlerine sordular * * * SiNEMA Keri Grant Artistin vaktile kostümcülük ve kravatçılık ettiğini biliyor muydunuz? KANSIZLIK benızsızlik icin yegânc deva kanl ıhya eden C I D A n Enmuntahıpetıbbatarafındanterüpeddımştu:. O İ K U r Şehzadebaşı TURAN TİYATROSTTNDA Bu akşam San'atkâr Eyüb Sabri jübilesi San'atkâr Naşid ve arka daşları, Ertuğrul Sadi tı yatrosu, Halk opereti, bestekar Necıb Celâl, Turkuaz varyetesi, büyük saz heyeti, fevkalâde bir program Vesait temin edılmi^tir. 30 mart çarşamba 9 da Bakırköy Çankaya sinemasmda operet bale orkestra 31 mart perşembe akşamı 9 da Kadıkby Süreyya sinemasında büyuk gala 1 nisan cuma akşâmı 9 da Pangaltı Kurtuluş tiyatrosunda suvare S. Atillâ revüsü, millî oyunlar, halk türküleri, orkestra, bale 29 Mart 1938 Nörasteni, zaflyet ve Chlorose RADYO Ç Ru aksamki program J ANKARA12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: Turk musikisi ve halk şarküan 13,15 dahilî ve haricî haberler 12,30 plâkla dans mu^ıkLsi 19,15 Turk musikisi ve halk şarkıîarı. (Hlkmet Rıza ve arkadaşları) 20,00 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Turk mufiikısı ve halk şarküan. (Leman ve arkadaşlan) 20,45 keman solo: (Necdet Atak) piyanoda Marsel Bi 21,00 Çocuk Esırgeme Kurumu, nanuna konferans2115 studyo salon orkestrasa 22,00 ajans haberleri 22,15 yarınkl program. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13 05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelıf plâk neşriyatı 14,00 SON 17,00 Inkılâb tarihi dersi: Üniversıteden naklen, Yusuf Kemal Tengirşenk 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 konferans: Beyoğlu Halkevi namına Semih Mümtaz (Nezaket) 19,55 borsa haberleri 20,00 Belma ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkılan 20,45 hava raporu20,48 Omer Rıza tarafından arabca sdy lev 21,00 Tahsin ve arkadaslan tarafm dan Türk musikisi ve halk şarkılan, (saat ayan) 21,45 ORKESTRA 22,15 ajana haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 22,50 son haberler ve ertesi gunü progranu 23,00 SON. VİYANA: 17 05 BÜYÜK KONSER 19,05 ŞAN KONSERİ 19,35 KORO KONSERI 20,05 ha berler ve saıre 21,05 musikill seyahat 22,05 siyasî haberler, fconusma, haberler 23 25 eğlenceli musiki ve DANS ORKES TRASI. PEŞTE: 18 05 PIYANO VE VİYOLONSEL KON SERI 18 35 gramofon, konferans 19,35 karısık yayın 21,05 PİYANO KONSERI 21 40 haberler 22 05 Polonyalılar Ma carlar gecesi 23 10 CAZBAND TAKIMI 24 05 ORKESTRA KONSERI 1,10 son ha berler. BÜKREŞ: 18 25 gramofon, havadis, gramofon, kon ferans 20,35 ŞAN KONSERI 20,55 SENFONIK KONSER 22,35 haberler, hava ve saıre 22,50 KONSER 23,50 haberler. LONDRA: 19,05 ŞUBERTTN BİR SENFONİSt19,85 karışık yayın 20,35 DANS ORKESTRASI 21,20 piyes 21,50 PIYANO MUSİKİSİ 22,05 revu 22,35 orkestra, koro ve Şan 23 05 haberler ve saire 23,30 DANS OR KESTRASI 24,35 gramofon, haberler ve saire. PARİS [P.T.T.l: 18 05 gramofon, konusma, konferans 19,35 KEMAN VE PIYANO KONSERİ 19,50 ŞARKILAR 20,05 haberler, eğlenceli yayın, karışık yayın 20,35 haberler, hava, gramofon. , PARIS ANKARA 22 liraya Kava yolile Otobüs, NATTA acen^ tesmden kalkar. I üracaat: NATTA V ^ A c e n t a l a r ı Tel. 4 4 9 1 4 ^ '"^^ Tar hın kaydettığı ^ ^ * 2 saatte KRALİÇE VİKTORYA ve Prens ALBERT'in büvük aşkıdır. En güzel aşk 26 klsım hepsi birden Til, san'atmda gösterdiği nefaset, insadındaki mükemmeliyet, sesindeki cidden harikulâde kudretle, bugün, Av ru^anın en iyi tenorlanndan biridir. Eski İtalyan bestekârlarımn eserle rindeki armoniyi, tamamen kendîne r>as bir üslubla tebarüz ettiren Jorj Til. Masne. Bive. Pucini gibi musiki üstadIarının eserlerinde, kudretli sesile, ciddei bir harika yaratmaktadır. Rehrimiz musiki meraklıları, bu büDünyaca tanmyük artisti. 2 nisan cumartesi ve 5 ni mış, büyük masan salı pünleri, Fransız tiyatrosunda ceralar romanı. .vereceği iki konserde dinlemek fırsatıYARIN nı bulacaklardır. matinelerden itibarer İlk konserin programı. Fransız ve îtalyan musikisine hasredilmiştir. İkin ci programda Jorj Til, Vagner'in, Brahms'm, Ştraus'un, Glük'ün, Gior mevsimin eD büyuk sinema hâdısesi dano'nun ve Leoncavallo'nun eserlerini olacağma hıc şııphe voktur. Tlinletecektir. Keri Grant Geçen gün Holivud'dan Nevyork'a kısa bir müddet kalmak üzere küçük bir seyahat yapmış olan tanmmış jönprömi ye Keri Grant'a, eski arkadaşlan tarafından çekilen bir ziyafet epeyce yakın zamanlara aid tuhaf bazı hâdiseleri ha hrlatmıştır. Keri'ye Nevyork'ta ziyafet çeken eski arkadaşlan «Köney İsland» cambazhanesinin artistleridir. Keri de vaktile bu Vahu, o günden itibaren değişti. Ar cambazhanede çahşıyordu. Hem de hk eskisi gibi çalışamıyordu. Alna kar san'atkâr olarak değil, kostümcü ola A!. AL Diye haykırmaktan kendin! alama şısında otursa gözlerini, uzakta olsa di rak.... mıştı. Hâlâ, fu dakikada bile yeryüzün mağını her an, her dakika işgal ediyor Hey gidi zamanlar hey! Keri kaç deide bu kadar güzel bir mahlukun mevcud du. fa aktörlüğün kendisi için icad edilmemiş Bir an geldi, bu ıshraba tahammülü bir meslek olduğuna kanaat getirerek saholması ihtimalini aklına sığdıramıyordu. Bunun rüya değil, bir hakikat olduğuna kalmadı. Kadma gidebileceğini işaretle neyi terketmiş, başka yollardan hayatını tekrar kanaat gerirmek için yerinden ya anlattı. Fakat Alna yerinden bile kıpır kazanmağa karar vermişti. Meselâ o vadamadı. Şimdi o, hayalen çok uzaklarda kit bir çanaktan yeyip içecek kadar sıkıvas yavaş kalktı vc mağaraya daldı. Lif gibi ince nebat nesclerinden örül dolaşıyordu. Atlantid diyarmm anî çö fıkı olduklan, çimdi Vamer biraderler müş bir urganla köşedeki siyah kayaya küntü neticesinde nasıl yere battığmı dü stüdyosunun kostümcüsü Kelli ile birliksıkı sıkı bağlanmış olan kadın; ayak sesle îünüyordu. Annesi, babası ve akrabasi te Grant Kelli markalı bir kıravat bile rini duyunca başım hafifçe sallıyarak le birlikte uzun uzun dolaştıktan sonra çıkarmışlar da. Bu kravatlarm ilk düzügözünün üstüne düçmüş kâküllerini güç bir an ormanda yolunu kaybetmiş, işte nesini kendi odalarında nasıl yapnuşlar halle araladı. Gözleri korku ile dolu, vü o zaman Vahu tarafından kaçırılmıştı. dı, biliyor musunuz. Komşunun birinden Kendi diyanndaki nezakete ilk defa bu biraz ödünç para, diğerinden de ariyet cudü ürpertiler içindeydi. Vahu, olduğu yerde mıhlanıp kalmış rada tesadüf etmisti. Ondan evvel karşı mangal alarak.. tı. Geberttigi ayılann Iejlerini küçük bir laştıklan insanlar birer vahşî hayvan giFakat bu vaziyete rağmen işlerinî yosansar cesedi gibi zahmetsiz ve pervasız u bi üzerlerine saldırmışlardı. Mücadele luna koymuşlar, beş on para kazânmışzak yollardan mağarasına kadar sürükle lerde daima içlerinden birkaçmı feda et lardı. Nihayet Küba için mühimce bir yip getiren Klan'ın en kuvvetli adamı bu mek şartile diğerleri ölümden yakalan siparig aldılar. On be? gün geceli gün esir kadının bakışları önünde sendelesin.. nı kurtanyorlardı. düzlü çalışarak taahhüdlerini icra ve. kra,^ Halbuki bu Klan'da.. Ikram, îltifat. vatlan yerine teslim ettiler. Heyhat, bu Hayret!.. Nazarları, kadının boynundaki bakır gerdanhğa takıldı. Damarlan Üstüne bir de tam hürriyet.. Oh, ne âlâ sipariş yıkımlarına sebeb oldu. Çünkü çıfazla sıktığı için güzel yüzü dahnı eğe jeydi.... kardıklan fatura hiçbir zaman tediye o Alna ayağa kalktı. Vahu belkî zâfa lunmadı. rek aşağı sallannıış bir nar gibi kızarmıştı. Fakat Vahu yanma pek yaklaşmağa diişer de tekrar kalmasını rica ederim, Baktı, tîcarette de $ans yok, Keri gitcesaret edemiyordu. Çünkü hem yaban korkusile hiç o tarafa bakmıyordu. Yal ti Brodvey'deki tiyatrolann birine figücı, hem kadın!. Sakın düşmanları ken nız minimini ayakların taşlar üzerinde çı ran yazıldı. Biraz sonra sahnelerin birinkardığı bir kuş cmlnsı kadar zarif ve ha de Janet Mak Donald'la birlikte bir o disine bir tuzak kurmuş olmasm? Kimdi? Nereden gelip nerye gidiyor fif pıtırdıya kulak vermişti. perette oynadı. Hayret etmeyin, Keri du? Dudaklanndaki iki yakutun arasınA.. Tuhaf şey!.. Alna ormana dog mükemmel bir baritondur. dan sıyrılan elmas ve inci taneleri tar ru yürüyeceği yerde mağaradan içeri girHolivud'da yaptığı seyahat esnasında zında akıcı ve ahenktar sözler dökülüyor miştj. Vahu verdiği karardan caymak is eski asinalanndan genc bir kız onu stüddu amma, anlamak imkânı yoktu. Erkek, temiyordu. Onu çıkarıp zorla dışan at yolardan birinin direktörüne takdim etti. kadının şivesine büsbütün aykın bir li mak için arkasından koştu. Fakat baktı Işin garibi, o kızcağız artistlikte dikiş sanla haykırdı: ki, yüzü kendisine dönük.. Dudakların tutturamadı da, Keri jönprömiye oluverda tatlı bir tebessüm.. Elini de ileri doğ di. Puhu!..r Kadm, sesin karanlık kovuklarda yap ru uzatmıştı.. Dikkat etti. Parmaklarmın Bugün Katerin Hepbörn ile birlikte tıgı akislerden titredi, basını hafifçe sal birine ilk defa onu kayaya bağlamakta son eseri «Güç beğenir küçük bey!» filladı. Saçlarile tekrar yüzünü kapadı. kullandığı lif gibi ince nebat nesclerinden minde muvaffakiyet kazanan Keri Nev bir parça bağlamış.. O zaman, ebedivyen york'taki ziyafet esnasında bu sıkıntılı Delikanlı elini hızla gögsüne vurdu: yanında kalmak ve kansı olmak istediği günleri düşündü ve hiç şüphesiz haline Vahu! diye bagırdı. ni anladı. bin şükretti. Esîr, bu hareketle delikanlmm îsmîni Evlenme namzedlerinîn sadakat semsöylediğini ve kendisininkini de öğren Acaba, velinimeti o kücük kıza da mek istediğini hisseder gibi oldu. Beyaz bolü olan nisan yüzüğü takmalan o va teşekkür makamında kıymetli bir hediye Nakleden bir yasfok yüzünün içinde hafif bir ka kittenberi âdet oldu. değilse bile, hiç olmazsa bir mektub Ahmed Hidayet bartı olmus gibi boynu dalgalandı. Tatlı gönderdi mi, dersiniz? •T «Kraliçe Viktorya» filminin mü^" messili An Nigl yakmda «Leydi HemilSinemamızda gene büyük fedakârlık ton» un hayatını tasvir eden bir filim çeESKiMO filminin iki se virecektir. vimli büyük artisti ^T Katerin Hepbörn, Keri Grant'Ia Büyük şehirlerin hepsinde son dere ce rağbet kazanan, Paris büyük operabirlikte «Tatil günleri» kordelâsını çevisında, Vagner'in eserlerinde sonsuz alrecektir. Bu eserin ilk sinemaya alınışmkışlar toplıyan ve Milâno'da Skala ti birçok filmlerde takdirle seyrettiği da basrolü An Harding oynamıstı. yatrosile Romanm Ruayal operasında niz şımdi onlardan daha çok •İf Lupe Velez, kocası Coni Vaysğüzel bir filmi ki unutulmaz muvaffakivetlerile, bü müller'le aralarında dargınlık mevcud yük bir san'atkâr olduğunu bütün dünolduğu ve yakmda aynlacaklan hakkmyaya tasdik ettiren Jorj Til, son defa, daki şayiayı tekzib etmiş ve gazetecilere: Bavröt'te, bütün dünyanm meşhur mu« Çok şükür, dört senedir bütün des'kisinasları huzurunda Parsifali tem dikodulara rağmen rahat ve mes'ud yas»l etmis ve bu rolü ilk deruhde eden şıyoruz, insallah bundan sonra da yaşıFransız tenoru sıfatile, şöhretin şahi vacaaız» demistir. k^ma yükselmiştir. B U A K Ş A ıvı EYÜB SABRi San'atkâr Neşid Halk opereti Ertuğrul Sadi Bestekâr Necıb. Celâl konserı Okuvucu san'atkarlar. Türkuvaz Varyetesi SAN'ATKÂR JÜBİLESi TURAN TİYATROSUNDA Gflrülmemiş pro^ram Y A R I N A K Ş A M MELEK Se ama nms d i ROBERT TAYLOR VE JOAN CRAWFORD KADIN GRACE MOORE'un sesine malik tarafından fevkalâde bir surette temsil edilen Aşk ve gUzellik filmfni takdim edecektır. AVCISI DURBİN sinemasında DEANNA DANiELLE DARRiEUX'nün güzelliğine sahib NÖBETÇİ ECZANELER Pek yakmda 5 U m^M E R 100 ERKEGE BİR KIZ Fransızca sözlü rilminde bir daha parlıracaktır. Bütün dünyada en fazla alkışlanmış olan akŞam saat 2i de FRANSIZ Tiyatrosunda BiRiNCi KONSERİ. Py n d CEMAL REŞiD ia o a L O T E Ş Ö N E nn i Viyanalı parlak muganniye, altın sesli Programda: Fransız şarkıları, italyan melodileri ve şarkılı Viyana Valsleri... S O N KONSER: Bu cuma günu 18,30 da MATiNE verilecektir Bu gece sehrlmizln muhtelif semtlerindeki nobetçi eczaneler: İstanbul ciheti: Eminönünde (Mînasyan), Alemdarda (Ali Rıza), Kumkapıda (Cemll), Kuçukpazarda (Necati Ahmed), Şeh2adebaşmda (Hanadi), Fenerde (Hüsameddin), Kara gumrukte (Fuad), Şehremininde (Nâzım), Aksarayda (Sanm), Samatyada (Erofllos), Bakırkoyde (Hilâl), Eyubde (Arif Beşer) eczaneleri, Beyoğlu ciheti: Pangaltı Halâskârgazl caddeslnde (Nargilecıyan), Taksım Istıklâl caddesınde (Limoncıyan), Istıklâl caddesinde (Della Suda), Karakoyde (Huseyin Husnü), Kasımpaşada (Müeyyed), Hasköyde (Nesim A seo), Beşiktaşta (Nail Halid), Ortaköy, Arnavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıköy eski lskelede (Sadık), Yeldeğirmeninde (Üçler), Üsküdarda (Merkez), Buyükadada (Halk), Heybelladada (Ta naş), Beykoz, Pasabahçe, AJIisar eczaneleri. Gedikpaşada A Z A K sinemasında B u a k ş a m San'atkâr K A R A K A Ş şerefine büyük GA L A müsameresi iki büyük piyes ve 30 kişilik Hilâl bando heyeti nErtugrul Sadi Tek" CEHENNEM Dram 3 perde En kıymetli san'atkârlarımız BEHZAT HAZIM MUAMMER BEDİA HALİDE ŞEVKİYE NECiLE vesaire tarahndan.. tiyatrosu tarahndan Büyük bir Fransız tenoru geliyor MALA ve MAMO'yu T O S U N Komedi 3 perde YENİ ROBENSON KRUZO DELi PETRO A. TOLSTOYi'nin eserinden alman dünyanın en böyük tarihi vak'ası Perşembe akşamından itibaren | U K K sinemasında Bugüne kadar bütün dünyada yapılan en muazzam film; bugüne kadar memleketimizde türkçeye çevrilen en şüzel film ALKAZAR'da Türkçe sözlü Türk mnsikısı Aşk Heyecan Canlı Macera Görülmemiş derecede güzel Aluazzam • Muhteşem Yüzbinlerce figüran Tamamen Hındistanda çevrilmiş iılm GÖ İHRAC • D N onürnüzdeki perşembe akşatm büyük s nema müsameresi olarak I C %C lfO C A. R A. V sinemalarında birden