24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 14 Mart 1938 ( Şehir ve Memleket HaberlerTJ Tarihî romam 32 Yazan: M. TURHAN TAN Siyasî Tek bir Alman milleti H talya, Habeşistanda ve Akdenizde, M politikasını dilediği gibi yürütmek için arkasını Almanyaya dayamağa karar verdiği günden itibaren, Avusturya meselesi esas itibarile halledilmiş ve Almanya, ikinci ve küçük bir Almanya lan Avusturyanm başındakilerle diledi;i gibi hareket ve muamelede bulunmakta serbest kalmıştı. İlk adım olarak Almanya ile Avusturya hükumeti başında bulunanlar arasmda 1936 senesi 11 eylulünde akdedilen bir itilâfname ile aradaki münasebatm abiî ve normal bir hale konulması ka rarlaşhnlmıştı. Bu anlaşmanm bir maddesi, daha doğrusu en mühim esası Avusuryadaki millî sosyalistlerin faaliyet ve hareketlerinde serbest bulunmalan, sayıarı ve ehliyetlen nisbetinde hükumete ve bunun arkasmda bulunan «Vatanperverler cephesi» teşkilâtma iştirak etmelerine meydan bırakilması idi. Lâkin asırlardanberi Avusturyanm daresini hüküm ve nüfuzlan altında buunduran katolik papaz partisi ve Habsburg saltanatmın avdetinde menfaati buunan bir zümre; Almanya Avusturya anlaşmasmm bu mühim esasmın tatbikına mâni olmuşlardı. Sabn tükenen Hitler, Avusturya Başvekili ve dıktatörü Şuş nig'i nezdine davet ederek mezkur anlaşmanm tamamile tatbik edilmesini tavsiye etmişti. Şuşnig bu tavsiyeyi kabul ederek kabinesinde en mühim makamlardan bulu nan Dahiliye Nazırlığile Umumî emniyeti Avusturya millî sosyalistlerinin ma ruf adamlanndan Zays'a vermiş, bu partinin mensublanndan Dr. Yuri gibi bir kaç adamı da kabıneye almıştı. Bu partinin mensublanndan mevkuf ve mah kum bulunanlar da tahliye edilmişti. Lâkin Şuşnig bu defa da tereddüd ederek daha doğrusu gene katolik papaz partisinin tesir ve nühızuna kapılarak millî sosyalistlerin kendi sayılan ve nü fuzlan derecesinde dokuz müttehid hü kumetten mürekkeb Avusturyanm idare ve teşkilât işlerinde mevki almalarına müsaade etmekten çekinmiş ve hatta bunların nüfuzunu ayırmak için eski sosyalist ve komünist amele teşekküllerine ve Habsburg saltanatmın avdetine taraftar olanlaıa hükumette ve vatanperverler cephesinde mühim mevki vermiş ve bu şerait içinde de reyiâm tertib etmek iste miştir. Başvekilin geriye doğru olan bu hareketi Avusturyada halkın ekseriyetini teşkil ettiği anlaşılan millî sosyalistlerin galeyan ve kıyamma sebeb olmuştur. Her tarafta harekete geçen millî sosyalistlerin önünde Şuşnig, son bir nutuk söyliyerek Almanyanın tazyikına boyun eğdiği iddiasile istifa etmiştir. Yerine geçen Zeys Başvekâletle beraber Müdafaa Nezaretini deruhde ederek eski kabineye dahil olan ve olmıyan millî sosyalistlerin maruf adamlanndan mu • vakkat bir kabine kurmuştur. Ayni zamanda Avusturyadakl millî sosyalistlerin gizli hücum kıt'alan ve kademeleri meydana çıkmıştır. Avusturyadaki halkın ekseriyetinin arzusuna uygun olan bu Nazi hükumetinin meydana gelmesi üzerine bütün hükumet daireleı. rine ve vatanperverler merkezine Alman* yanın millî ve siyasî remzi çengelli haç şeklini ihtiva eden bayraklar çekilmiştir. Muvakkat hükumet herhangi mukabil bir hareket ve müdahale ile kan dökül • < mesine meydan verilmemesi için Almanyadan resmen yardım istediğinden cenubî Almanyada kısmî seferberlikle Avus * turya ve Çekoslovakya hududlannda tahaşşüd eden Alman ordusunun motörliî kıt'alan Avusturyaya girmişlerdir. Bü vazlyet karşısında yapılacak reyiâmırr ittifaka yakın ekseriyetle iki Almaa memleketinin birleşmesi lehine neticelene» ceğine şüphe yoktur. Zaten şimdiden Avusturya millî sos« yalistleri lideri telsizde söylediği nutukta demiştir ki: <sNihaı gayemize eriştik. Artık tek bir Alman milleli, lck bir AU man ımparalorluğu ve tek bir Alman li* deri vardır.1» Avusturyada olup biten bu îşleri geriye döndürmek garb devletlerinin elind* değildir. Bunlardan en ziyade alâkadar olan Fransa, îtalyadan beraberce yüriw meği istemekten başka birşey yapama» miştir. Fakat Musolini buna imkân ol • » madığmı söylemiş ve bu gibi yeni taleblere ve teşebbüslere maruz kalmamaÜ için tayyare fabrikalannı ziyaret ve ayni zamanda tenezzüh etmek üzere Romadan uzaklaşmıştır. Veraset meselesîne müdahale! Bakayaya kalan vergi tahsilâtı Ankara Şehîr Terbiye sistemi ve Tiyatrosu turnesi inzıbat meselesi Bu sırada ağanın padisaha bir bardak] şerbet sunması ve padişahın şerbet bardagmı altmla doldurup iade etmesi an'a neydi. Burada Yeniçeri tarihini hatta îcmal ederek yazmak istemiyoruz. Çünkü okuyuculara kelâl verir. Fakat ocagm nasıl tefessüh ettiğine bir nebze temas etmeği gerekli buluyoruz. Romanımızda görülecek hâdiselerin iyi kavTanabilmesi için boyle bir temas, itikadımızca zaruridir. Trakyayı, Makedonyayı, Tesalyayı, Morayı, ArnaiTidluğu, Sırbistam, Bulgarîstanı, Romanyayı, Macaristanı, Suri yeyi, Mısırı, Yemeni, Hicazı, Irakı ve şarkî Akdenizdeki bütün adalan kısa denilecek bir devir içinde Türk bayıağı altına sokan, askerî tarihin kaydettiği en büyük zaferleri kazanan Yeniçeriler sonfralan pek zararlı bir unsur halini almış lar, kazandıklanndan bir kısmmın elden çıkmasına sebeb olmuşlar ve Osmanlı fmparatorluğunun temeline zelzele ver |nişlerdir. Onlann kuruluş günündenberi saygı gösterdikleri ocak nizamına aykın düşen Slk hareketleri 1442 yılında görüldü. O feırada İkinci Murad Padişahh. Fakat clevlet işlerinden usanc getirmişti, bir kö§eye çekilip dağdağasız yaşamak istiyor cîu. Bu düşünce ile henüz on dört yaşında bulunan Veliahd Mehmedi (Fatih) tahta geçirdi, kendisi Manisaya çekildi. Macarlar bu hâdiseyi fırsat bilip Osmanlı sınırlanm aştılar. Vezirler, çocuk denile cek bir yaştaki Padişahın bu tehlikeli vaziyette orduya kumanda edemiyeceğini düşünerek Sultan Muradı Manisadan gctirdiler, tekrar tahta çıkardılar. O, düşman ordularını püskürttü ve gene tahtı Yejüçeri tiplerinden: Solak bıraktı. Bu sefer vezirler, ikinci defa Padişah olan Sultan Mehmedden korktu pılan işlerden dolayı kimseye ilişİk edil lar, Yeniçerileri el altından kışkırttılar, is miyeceğine dair söz aldılar, yani af ilân yan çıkarttılar, Sultan Muradı yeniden ettirdiler ve üstelik bahşiş de kopardılar. tahta gelmeğe zorladılar. Yeniçeriler gene bu padişahın ihtiyarFesad, ocağa girmi| demekti. Dilek lığında veraset meselesine müdahale et brini kabul ettirebileceklerini ve isyan a tiler. Beyazıdın kendine halef göstermek rasmda yaptıkları yağmalarm hesabma istediği Sultan Ahmedle büyük şehzade bakılmadığını gören Yen'çeriler artık a Korkudu padişah tanımıyacaklarını söyyaklanmak için fırsat bekliyorlardı. liyerek ayaklandılar, küçük şehzade SeFatihin üçüncü cülusundan sonraki lımin kumandası altında saraya hücum Karaman seferi dönüşünde bahşiş istemek ederek padişahı istifaya zorladılar ve vesilesile gürültü çıkardılar. Gerçi Fatih, Selimi (Yavuz) tahta çıkardılar. bu ayaklanmada önayak olanları tepe Fakat biraz sonra Yavuza karşı da al?mekte tereddüd etmedi. Lâkin bahşişi yaklandılar. Bu hâdise îran seferi sıra de verdi. Bu suretle sarayın her cülus s nda vukua geldi. Ordu Erzincana varvukuunda bahşiş adıle ocağa vergi ver mıştı. Düşmandan henüz eser yoktu. Venıesi âdet oldu. zİTİer el altından propaganda yapıyorlarFatih, ordu ile Istanbuldan aynldığ: dı. Nihayet Yeniçeriler: «Çöllerde işi sı^ada ölmüştü, ölümü de gizli tutulmuş miz ne?» demeğe koyuldular. Yavuz altu. Seferber vaziyette bulunan Yeniçe dırmadı, yürüdü. Hatta Yeniçerilere terriler hâdiseyi duyunca yolu bıraktılar, cümanlık yapmak istiyen Hemdem adlı 2İncirden boşanmış deliler gibi îstanbula bir veziri de öldürdü. Fakat Yeniçeriler döndüler, Sadnazam Nişancı Mehmed işi azdırdılar, Eleşkerdde silâhlannı atıp Paşanın konağını basıp kendini öldürdü daha ileri gitmiyeceklerini söylediler, paler, zengin evleri yağma ettiler. Amas dişahın çadınnı ateşe tuttular, kurşunla delikdeşik ettiler. yada bulunan Veliahd îstanbula gelince Yavuz bu ayaklanmayı da bashrmış, onu deniz ortasında karşıladılar, berabe rinde getirdiği Hamza oğlu Mustafa Pa îrana girmiş, Şah îsmaili mağlub etmiş şayı geri çevirmezse kendisini îstanbula ve Tebrizi almışsa da Azerbaycanda kışsokmıyacaklannı söylediler. Çünkü o a lsyıp ilkbaharda gene harbe girişmek damm Sadnazam olabilmesi ve ocaklının hakkındaki fikrinden vazgeçmeğe mec îstanbulda yaptıkları yağmalann hesabı bur oldu. Çünkü Yeniçeriler gemi azıya nı sormağa kalkışması muhtemeldi. Be almışlardı, îstanbula dönülmesini istemişyazıd, onlann dediklerini yaptı, Musta lerdi. Onlar, yolda bir daha ayaklandılar i\ Paşayı Üsküdara çevirdi. Fakat Ye ve padişahın hocasile nediminin çadırla niçeriler bu kadarla da kalmadılar. Sa nnı basıp yağma ettiler. ray kapısında bir daha durdurdular, yalArkast var) İstanbulda terkin edile Bütün artistler, memle Şişli Halkevînde bu Yeniçeriler, İkinci Beyazıdın kendine halef cek hesabların miktarı 2 ket seyahatini müteakıb mevzular üzerinde dün göstermek istediği Şehzade Ahmedle Korkudu milyon liraya yakmdır Bağdada da gidecekler de goruşuldu Padişah tanımıyacaklarını söylediler Ankara Şehir Tiyatrosu artistlerinden Şişli Halkevinde mekteblerde inzibat Müruru zamana uğrıyarak varidat bakayasına aid kayidlerin terkini hakkmdaki kanun ve buna merbut izahname Maliye Vekâletinden Defterdarlığa tebliğ edilmiştir. Buna nazaran, varidat bakayası tâbiri, varidat bütçesine dahil olan vergi, resim ve saire gibi devlet alacaklandır. Bunlann tahsil müruru zamanlan, kanunlarda tasrih edilenlerde o müddet, tasrih edilmiyenlerde beş ve yabancı memleketlerde olanlar için on senelik müddet caridir. Sair muamelelerden doğan hazine alacaklanna aid müruru zaman müddeti ise bu husustaki kanunun alnncı maddesinin son fıkrası mucibince umumî hüjcümlerde gösterilen müddetlerden ibarettir. Bunlardan başka kanuna müruru zamamn ne gibi ahvalde kesilebileceği hakkında da hüküm konulmuştur. Terkini ka yidlere gelince: Müruru zamana uğnyan ve müruru zamana uğraması hasebile mükelleflerden takib ve tahsiline kanunen imkân kalmıyan varidat bakayasmm müruru zamana ugraması şekli tesbit edilecek, muhasibin sun' ve taksiri olup olmadığı ciheti Divanı Muhasebatça tayin olunacaktır. Muhasibin sun' ve taksiri varsa kendisinden tahsili cihetine gidılecektir. Muhasibler terkini lâzım gelen hesablann bir Iistesini cetvel halinde Maliye Vekâletine göndereceklerdir. îstanbul Defterdarlıgı dahilinde terkin edilecek hesabatm miktan 2 milyon lira kadar tahmin edilmektedir. Şadi sehrimize gelmiş ve gözünden küçük bir ameliyat yaptırarak Ankaraya gitmişir. Ankara Şehir Tiyatrosu artistleri bu arşamba günü bir turneye çıkmak üzee Ankaradan hareket edeceklerdir. Aristler evvelâ Konyaya, sonra Adana ve Mersine, oradan da Bağdada gideceklerdir. Bağdadda üç temsil verilecektir. Ankara Şehir Tiyatrosu artistlerinin Mısır seyahati, şimdilik tiyatro mevsiminin geçmekte ve hâlen oradaki tiyatro binasının Komedi Fransez artistleri taramdan işgal edilmekte bulunması dolansıle baska bir zamana tehir edilmiştir. Heyetin Hataya gidip gitmiyeceği henüz belli de^ildir. Bu seyahatin Ha aydaki intihabattan sonraya bırakilması muhtemeldir. ve ceza meseleleri etrafmda dün de bir toplantı yapılmıştır. Saat 15 te başlıyan bu münakaşalı toplantı, 4 saat devam etmiştjr. Bu toplantıda evvelâ okullarda ne cins vak'alara rastlandıgı tesbit edilmiştir. Bundan sonra umumiyetle bu gibi vak'alar karşısında öğretmen ve mürebbinin hareket tarzı üzerinde durulmuş ve gene ceza ve mükâfat meselelerine avdet edilmiştir. Yırmi kadar söz alan hatıbler arasında ezcümle Darüşşafaka Direktörü Ali Kâmi Akyüz, felsefe öğretmcni Ali Rıza ve eski Maarif Müdürü Saffet de vardı. Cezanın lüzumsuzluğu veya lüzumu meselesi, münakaşaya mevzu teşkil etmiştir. Ali Kâmi inzibatın müeyyidesi olarak cezaya, kıymet verdiğini söylemiştir. Toplantı sonunda söz alan Üniversite psikoloji profesörü Şekib Tunç, psikoloji ve içtimaiyatın bugünkü verimlerinin henüz öğretmenin elinde kolaylıkla kullanılacak müsbet bir silâh halinde olmadığını, işine aşkla bağlı olan ögretmen hazakat ve sezişinin muvaffakiyette mühim imil olduğunu bildirmiştir. Toplantı sonunda Halkevi başkanınm teklifi üzerine 15 gün sonra operatör Mim Kemalin karakter errafında bir konfe rans vermesi kararlaştınlmıştır. Ayrıca doktor Fahreddin Kerim ve profesör doktor Muzaffer Esadın da davet edilerek doktorlarla terbiyecilerin karakter den anladıkları farklıca manaların tavazzuhuna hizmet edecek münakaşalı bir görüşme yapılmasma da karar verilmiştir. Tiyatro ve tuluat san'atkârları 170 kişi birleşerek yeni bir birlik vücude getirmiş bulunuyorlar Şehir Tiyatrosu haricinde kalan, himayeden mahrum tiyatro ve tuluat san'atârları, aralannda bir birlik vücude ge irmişlerdir. Birlige, muhtelif tiyatrolarda, devamlı veya muvakkat olarak, çalıan her türlü tiyatro arrist ve figüranlamdan maada ortaoyunculan, hokkabazar, karagöz oynatanlar da dahil olabieceklerdir. Türk Tiyatro San'atkârlan Birliği, dün başkanlan E. Dincerin riyasetinde Tepebaşındaki Dandrya geçidinde bir oplantı yapmışlardır. Birlik, azası arasında çalışamıyacak derecede yaşlı ve muhtac olan san'atkârara tertib edecegi müsamereler hasılatından bir kısmmı terketmek suretile yardımlarda bulunacaktır. Şehir Tiyatrosu kadrosu dışmda bulunan bu nevi san'atkârlann adedi 170 kadardır. KÜLTÜR IŞLERI Ekalliyet mekteblerindeki teftişler Maarif Vekâleti umumî müfettişleri tstanbulda mevcud bütün ecnebi ve ekalliyet mekteblerini teftiş ederek derslere girmek suretile muallimlerin tedris kabiliyetlerini, talebelerin seviyelerini, mekteb idarelerinin mevcud usul ve nizama riayet derecelerini gözden geçirmektedirler. Yüzü mütecaviz ecnebi ve ekalliyet mektebindeki bu teftişler ikmal edil dikten sonra muavaffak olamıyan muallimlerin yerlerine gelecek ders yıhnda ehliyetÜ olanları tayin olunacaktır. HALKEVLERİNDE Konferans Ahmed Hamdi Başar salı günü akşamı saat 6,30 da, Beyoğlu Halkevinde «Buhranlar> mevzulu bir konferans vere cektir. Garib bir hırsîzlık Bursa (Hususî) Burada garib bir hırsîzlık vak'ası olmuştur. San Hasan adında bir hamal; Kayanda bakkal Basnnin dükkânına girmiş bir limon satın *• larak gitmiştir. Fakat az sonra Hasanın tekrar ayni dükkâna geldiğine dikkat eden karşı taraftaki bakkal Hakkı; ha mal Hasanı tarassuda başlamışhr. San Hasan bakkalm içeride müşterilerle meşgul bulunmasından bilistifade dükkânın önünde duran pirinc çuvallanndan birini a'arak savuşmuştur. Bunu gören karşiki bakkal, hamalın arkasmdan koşarak onu yakalamıştır. Suçlu karakola götürül müş, ifadesi almdıktan sonra üst katta küçük bir odaya kapatılmışnr. Hasan burada da rahat durmamış, küçücük bir pcncereden dışan çıkmağa muvaffak olarak epeyce yüksek olan bu yerden kendisini aşağıya atmışsa da yakalanarak meşhud suç mahkemesine verilmiştir. Hasan, pirinc çuvalını alırken sarhoş oldu ğunu söylemiştir. Bursa Türkkuşunda Bursa (Hususî) Türkkuşu Bursa şubesinde plânörcülük nazarî derslerine aşlanmıshr. îlk derste plânörcülük tarihi verilmiştir. Bu sene Türkkuşuna yeniden yazılan 50 gene burada ders almağa başlamışlardır. Genclere devam karneleri verilmiştir. Bunlar hergün muallimleri tarafından imzalanacaktır. Bursa Türkkuşu salonunda aynca iki kısım üzerine tayyare, modelcilik kursu çalışmaktadır. Bunlardan biri öğretmenlere mahsus olan kurstur. Diğeri ortamekteb son sınıfmdan kendi arzulan ve masraflarile tayyare modelciliği ögrenmeğe gelen talebeye mahsustur. Buraya 62 talebe devam etmektedir. Alınan tertibat üzerine kurslar ve dersler birbirihe mâni olmıyacak şekilde cereyan etmektedir. Şimdi bu büyük salon hem bir dershane, hem de atölye haline gelmiş bulunmaktadır. MÜTEFERRİK Hayvan nakliyatında yeni kolaylık Memleketimiz dahilindeki bir limandan diğerine yapılacak canlı hayvan akliyatmın dahılî gümrük beyanname* sine lüzum kalmaksızın yapılmasma müsaade edilmesi lüzumu alâkadarlara tebliğ olunmuştur. Tıb Bayramî Bugün Üniversite konferans salonunda Tıbbiyenin kuruluşunun senei dev riyesi merasimle tes'id edilecektir. Rektörle Tıb Fakültesi dekam Nureddin Ali ve talebeden iki kişi nutuk irad edeceklerdir. Gece Tokatlıyanda bir müsamere tertib olunmuştur. Müreftede anasonculuk ihya ediliyor Mürefte (Hususî) Evvelce memlekete mühim bir varidat getiren anason zer'iyatı san zamanlarda ihmal edilmesi yüzünden adeta unutulup gitmişti. İnhisar idaresi Mürefte civannın toprak ve iklim sartlarmı nazan dikkate alarak onasonculuğu teşvik için bazı tedbirler almış, çiftçiye tohum dağıtmıştır. Köylü tarla s'nda şimdiden anason için yer ayırmış tır. Mmtakamızdaki bağlarm Amerikan çubuklarile tebdili için de çalışmalara devam edilmektedir. Bu defa ikinci bir parti Amerikan çubuğu da Tekirdağ devlet fidanhğından getirilmış ve halka ihtiyacı miktannda dağıtılmıştır. Bursada tütün satışlarî Bursa (Hususî) Mart başında açılan tütün piyasası hararetlenmiş ve satışlar gittikçe inkişaf etmiye başlamıştır. Başta înhisarlar idaresi olmak üzere bütün şirket ve tütün tüccarlan mü bayaata devam etmektedirler. Bunlardan başka daha bir kısım alıcıların da bugünlerde piyasaya iştirakleri beklenmektedir. Tütünler 25 ve 75 kuruş arasında sahimaktadır. înhisarlar idaresi piyasada nâzımlık vazifesini yapmakta ve piyasada fiat oynaklıklarına meydan vermemeğe çalışmaktadır. Şimdiye kadar ambarlanmış olan 200 bin kilo kadar tütün tamamen satılmıştır. M. Kemalpaşa ve Inegöl kazalarında da tütün piyasası hararetli safhaya girmiştir. Kandırada bir cinayet îzmit 13 (Hususî) Kandıramn Akcaova nahivesinin Karamanlı köyünde kanlı bir aile faciası olmuş, 65 yaşında bir damad 80 yaşındaki kayın pederini öldürmüştür. Vak'a şudur: Damad Zeki ile kayın peder 80 ya şmda Velinin araları bir zamandanberi açıktır. Ailevi hususat yüzünden çıkan bu dargmlık senelerdenberi devam etmektedir. Evvelki gun, evin önündeki asmaya Veli tarafmdan bir direk dikilmek is tenmiş, damadı Bekir buna itiraz et miştir. Damat ile kayın peder bu yüzden şiddetli ağız kavgasma başlamışlardır. Hırsmı alamıyan Bekir: t Seni öldürmekten başka kurtuluş yok.> Diyerek bıçakla ihtiyar babasmı 51 dürmüştür. 65 yaşındaki katil damad yakalanmış, Adliye tahkikata başlamıştır. Emette tütün yetiştirilmeğe başlandı r " Akşehirde kış sporlarma ehemmiyet veriliyor îzmitte kesilen hayvanlar Yetiştirilen tütünler balya haline getirildikten sonra Emet tütün müstahsillerinden birçoklarının imzasmı taşıyan bir mektub aldık. Bunda deniliyor ki: «Kazamız şimdiye kadar ancak buğday ve arpa yetistiriyor ve bundan fazla bir kazanc temin edemiyordu. İki yıl evvel buraya Ziraat Bankası Sezai Varolu yolladı. Kendisinin teşviki ve meb'uslarımızın Emeti memnu mıntaka haricine çıkartmaları sayesinde bugün nümunelik 30 bin kilo kadar bir istihsal yaptı. Bu parti 20 200 kuruş arasında satılmakla hepimiz tesvik görmüs olduk, yakında havalimiz de bu sayede refaha kavuşacak. Buna sebeb olanlara âlenen teşekkürler ederiz.». îzmit (Hususî) Tutulan istatistik lere nazaran 1937 yılmda îzmitte 71283 baş koyun kesilmiştir. Bir evvelki sene ise bu miktar 53158 dir. Kesim ile vilâyetin rüfus nisbeti senede insan başma 37 kilc 600 gram et isabet ettiğini göstermiştir. Vilâyet baytar müdürlüğü 1937 yıl idnde 35,405 koyun, 1,226 keçi, 11,210 sığır, 583 at olmak üzere 59,424 baş hayyana şarbon aşısı tatbik etmiştir. Muharrem Feyzi TOGAY Cumhuriyet Aksehir (Hususî) Halkevımiz kış sporlarmdan bilhassa kayakçılığj hususî bir ehemmiyet vermektedir. Orta mekteb beden terbiyesi muallim Ramazanm Halkevinde bu spor hakkında verdiği konferans dinleyicileri teşvık etmiştir. Şımdi kadınlı erkekli gruplar bu hem eğlenceli hem de vücud için çok nafi sporu yapmaktadırlar. Gönderdiğim reim bir kayakçı grupunu Sultandağı etekJerinde göstermektedir. Abone şeraiti Nüshası 5 knruştnr Türkiye Haric için için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 750 » 1450 » Altı aylık 400 • 800 * Üç aylık. 150 * Yoktufl . Bir aylık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle