24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİTET 13 Marf 1938 Atina mektublan Nosikanın odasında Pün yapılan millî küme maçları Fenerbahçe Alsancağı Beşiktaş Harbiyeyi yendi Şehrimlzdeki maç 91, Ankaradaki ise 20 farkla kazanıldı İzmirin Alsancak takımile Fenerbahçe dün Taksim stadyomunda millî küme maçı için karşılaştılar. Bir buçuk saat durmadan yağan ve sahayı bermutad göle çeviren bir yağmur altında cereyan eden maçı Halid Galıb idare etti ve yalnız kapalı tribün tarafındaki mahdud bir sryirci kütlesi tarafından takib edildi. Takımlar §u şekilde sahaya çıktılar: Fenerbahçe: Hüsameddin Fazıl, Faruk Mehmed Reşad, Angelidis, Fikret Naci, Ali Rıza, Bülend, Şaban, Orhan. Alsancak: Hilmi Ali, Cemil Rasim, Enver, Cemil Hakkı, Basri, Sabri, İlyas, Saim. Sahanın vaziyeti, tekniği yüksek oyuncudan ziyade kalıbı ve cüssesi yerinde olanlan muvaffakiyete ulaşüracağı ben zıyordu. Bu sebeble iki taraf da her şeyden evvel gayretli bir oyun tutturmağı gözönünde bulundurdular. Başlangıçta her oyuncu bu şartlara mukavemet hususmda birbirlerinden farksızdı, fakat dakikalar ilerledikçe vaziyet tavazzuh etti. Birinci devrenin ilk çeyrek saaü mütevazin ve karşılıklı akmlarla geçti. Bu arada Şaban takımına ilk sayıyı kazandırdı. İ^mirli muhacimlerden birinin çektiği şüt de Fenerbahçe müdafilerinden birinin başına çarparak topun seyrini değiştirdi ve Hüsameddini kontrpiyeye düşürmek suretile içeri girdi; vaziyet 1 1 berabere cldu. Devrenin ikinci çeyrek saatinde Fer.erbahçeliler rakıblerinin kuvvetli ve zayıf taraflannı seçmek ve ona göre dav ranmak suretile daha rahat oynamağa \e nisbî bir hâkimiyet tesisine muvaffak oldular. Son on beş dakika ise top mütemadiyen Alsancak kalesinin önlerinde cynandı. Bu arada Bülend Alsancak sol bekinin kalecisine verdiği geri pasınm yarı yolda çamura saplanarak kalacağmı iyi hesabladı ve pası koşarak takib etti, bu suretle Fenerbahçe bir gol deha yaparak birinci devreyi 21 lehine bitirdi. Pireden Traki vapurile Korfuya hareket ettik. Geceyarısma doğru Korent kanalını geçtik. Uykudan «haydi mavna!» sesile uyandım. Kendimi İstanbulda sandım. Meğer vapurumuz Patras rıhtımına yanaşıyormuş. Vapurumuz şafak atarken Patrastan kalktı. Zante ve Kefelonya adalarını solunda bırakarak Epir sahi lini takiben Otrant kanalına doğru ilerliyordu. Lepant sularına geldiğimiz za man kalbim teessür içinde idi. Sebebi, bu sularda iki deniz muharebesi olmuştu. Fakat bu muharebelerin her ikisinde de talıh şarka yardım eylememişti. Birin cisinde Oktavın donanması Antuvan ile Kleopatranın müşterek donanmasını bozmuştu. Bu mağlubiyet üzerine Antuvan ile Kleopatra intihar etmişlerdi. îkinci sinde gene bu sularda Papanın gayrimeşru oğlu Don Juan Osmanlı donanmasını yakmıştı. Bu facia ile de Osmanlı İmparatorluğunun Akdeniz üzerindeki hâki miyeti kınlmıştı. Korfu'ya saat beşte vardık. Bizden birkaç gün evvel deniz zabitlerimiz mezkur adayı ziyaret eyledikleri cihetle şehir Türk ve Yunan bayraklarile donatıl miştı. Korfu bana sıcak havasile, kırlanndaki incir ve zeytin ağaçlarile, sahilindeki zümrüd gibi yeşil koylarile çok sevimli öründü. Hatınma Nosika geldi. Acaba Fea sîyenler Kralı Alkınos'un güzel kızı cariyelerile çamaşır yıkarken hangi koyda Ülise tesadüf etti? 5696 numara 12 bin lira kazandı, 10 bin lirahk mükâfat da 12623 numaraya çıktı Tayyare piyangosunun bu ay keşi desine dün de devam edilerek bütün numaralar çekılmiştir. Bu keşidenin yirmi bin lirahk mükâfatı en son çe kilen kırk numara arasmda taksim edilmiştir. Bunlar beşer yüz lira kazananlar arasmdadır. On bin liralık ikinci mükâfat da 12623 numaraya isabet etmiştir. İkramiye ve mükâfat kazanan numaralar sıra tertibile aşağıdadır. Piyango keşidesi bitti ^ * 30 lira 12 bin lira 5696 10 bin lira «Mükâfat» 12623 3 bin lira 21287 32837 Bin lira 22024 27924 39087 500 lira 684 4726 7562 13175 18195 21445 24724 27178 34330 1127 5303 7725 16690 18956 21781 25398 27200 36126 2512 5477 7904 17163 19528 22486 25453 28665 38247 5959 6237 8701 17209 19821 23100 25592 28721 38460 3930 3858 11078 17563 19963 24395 26860 30599 39230 3931 7145 12859 17745 20180 24529 26983 33316 39814 Fenerbahçe • Alsancak maçından bir enstantane Bundan istifade eden Fenerbahçeliler de millî küme maçlarında kolay kolay kırılamıyacak bir gol rökoru tesis ettiler. Bu devrede üçü Ali Rıza, üçü Bülend, biri de Mehmed Reşad tarafından yedi gol attılar. İkinci devrede atılan bu yedi golden başka kayda şayan iki hâdise de, 20 nci dakjkada Alinin, maçm sonlanna doğru da Cemilin kasden sert oynadıkları için hakem tarafından dışarı çıkarılmalandır. Sahanın haddinden fazla çamurlu olması iki takımın oyununu tamamile boz muştu. Maç, baştan sona kadar karşılıklı bir mücadele halinde cereyan etti. Fenerbahçelilerin teferruatta rakiblerine nisbetle gösterdikleri üstünlük o sahada topu ayaklarında fazla tutmalan yüzünden hiç işe yaramadı. Ali Rıza ile Bü lendin cüsseleri neticenin üzerinde çok büyük rol oynadı. Alsancak takımında bir kısım oyunculann çalışıyormuş gibi görünerek tamamile muattal kalmaları, hiçbir işe yaramamalan bütün yükün mahdud birkaç kişinin üstüne yüklenmesine ve neticenin bu derecede ağır tecelli etmesine sebeb oldu. Hakem, oyunu mümkün olduğu kadar fena idare etti. Meselâ Alsancak sol müdafü Alinin yaptığı hareketin akabinde Ali Rıza da ayni hareketi başka bir îzmirli futbolcuya yaptı. I^akat ayni şekilde cezalandınlacağına yalnız bir ihtar aldı. Yağmurun şiddetindn omuzlarını kaldırıp başımn bir kısmını muhafazaya çalışan hakemin o ııralarda gözlerini de tkinci devre îkincî devrenin ilk beş dakikasında Alsancaklılar Fenerbahçe kalesine doğru birkaç müessir akm yaptılar, fakat bunlan neticelendiremediler. Bundan sonra oyun yavaş yavaş Fenerbahçelile rin lehine döndü ve dakikalar ilerleyip maçın bitmesi yaklaştıkça Alsancak müdafaasmm mukavemeti azaldı, son dakikalarda ise bu mukavemet hiçe indi. Dünkii maçtan diğer întıbalar Aşk ve macera romant : yummakta olduğunu zannediyoruz. Çünkü kendisinin görmediği bariz ofsayd, endbol ve saire gibi vaziyetleri yan hakemlerinin ellerindeki çarşaf kadar kırAcaba hangi yoldan Ülis'i babasınm mızı bayraklan sallamak suretile ikazlasarayma götürdü? Zannederim Odisede nna da dikkat etmiyordu. okuduğumuz bu edebî sahneler ebediyBeşiktaş: 2 Harbiye: O yen sır kalacaktır. Ankara 12 Millî küme maçları Vakit kaybeylemeksizin otomobille Adolayısile şehrimize gelmiş bulunan Is şileon sarayım gezmeğe gittik. Evvelâ tanbulun Beşiktaş takımı ilk karşılaşma şmı bugün Şehir stadında çok kalabalık deniz kenarındaki asfalt yolu takib ettik. bır meraklı önünde Ankara şampiyonu Sonra Aşileon sarayının bulunduğu yamaca çıkan şoseye saptık. Yolumuzun üHarbiye takımile yaptı ve 20 kazandı. zerindeki köyün meydanmda kızlar topOyunun ilk 20 dakikasını mutlak bir hâkimiyetle geçiren Harbiyeliler hücum lanmışlar, millî elbiselerile millî danslarıhattmda fırsatçı bir şutör bulunmayışı nı oynuyorlardı. Yarabbi o güzel yeşil yüzünden elde ettikleri birçok gol vaziyet çerçeve içerisinde millî danslar ne de yakışıyordu! Biraz daha çıktık. Nihayet lerinden istifade edemediler. sarayın kapısında durduk. Diğer taraftan, vaziyetin vahametini Birinci müşahedem: împaratorîçe Elizamanında idrak eden Beşiktaşlılar can zabet sarayın yerini çok güzel seçmiş. lanarak hasım kalesine cidden tehlikeli o!sn hücumlar yapmıya başladılar ve yap Saraydan ve sarayın yesil taraçasmdan tıklan bu hücumlarm birinde sağaçık Rıd Korfu limanına doğru öyle bir panorama van gerklen aldığı derin bir pası kovahy» var ki insan seyrine doyamıyor. rak müdafü de atlattıkten sonra çok güikinci müşahedem: împaratoriçe merzel bir vuruşla topu ortaladı. Şeref, esa kezi sikleti Nisaka'nm aşk macerası olsen başınm üstüne kadar gelmiş bulunan mak üzere eski Yunanilere aid kıymetli bu topu yerinde bir kafa vuruşile 27 nci eserleri toplamış, saraym içini adeta bir dakikada Harbiye ağlarma taktı. müze haline koymuş. Hiç şüphe yok ki Fransuva Jozefin bedbaht zevcesi tabiat Çok hâkim oynamalanna rağmen yedikleri bu anî golü telâfi edebilmek için sahibi, güzel san'atlan seven înce ruhlu harekete geçen Haıbiyeliler, gol çıkar bir kadın imiş. Yalnız dünyada hiçbir şey mıya muvaffak olamadılar ve devre de baki kalmıyor. împaratoriçe Elizabet bir anarşist tarafından Cenevrede vuruldukbu suretle 10 Beşiktaş lehine bitti. tan sonra Aşileon sarayını Almanya îmtkinci devre îkincî devre başlar başlamaz Harbi paratoru İkinci Giyom satm almıştı. Rehberimiz bizi Giyom'un yaptırdığı yeliler ilk devrede olduğu gibi gene Beşiktaş kalesini zorlamağa başladılar. Fa müzakere odasına gStürdü. Bu odada en kat gene vaziyet üzerinde bir değişiklik ziyade nazan dikkatimizi çeken muma olmadı. Çünkü muhacimler ayaklarma ileyhin eğer biçimindeki sandalyası oldu. geçirmiş oldukları topu dışarı atmakta înıparator bu eğer sandalyaya oturur, meclise başkanlık edermiş. Mağrur ve sanki ısrar ediyorlardı. Beşiktaş muhacimleri ise bilhassa kendini beğenmiş bir zihniyetin icadı oHakkı, Şeref ve Eşref anlaşması Anka lan o eğer sandalya, Mosika'nın hayatını yaşatan o güzel sarayda bana diken gibi ra kalesini tam manasile zorluyordu. battı. 31 inci dakika: Bu devrede Hakkı Ziya Emiroğlu nın merkez muavin yerine geçmesi üze rine hücum hattma çıkan Fevzi Harbiye kalesi önlerine Şerefin çok yerinde ver galibiyetile sona erdi. diği bir ara pasile takımına ikinci golü Beşiktaş takımı ikinci karşılaşmasını sıkı bir vuruşla kazandırdı. yarın Muhafızgücüne karşı yapacaktır. (a.a.) Maçm bundan sonraki kısmı her iki tarafında gol yapmak için azamî gayreti Maks Ber galib ve sıkı bir mücadele ile geçti. Fakat vaNıyork 12 Amerikalı Maks Ber, ziyet üzerinde bir değişiklik hasıl olma İngıliz Tommy Farr'a 15 ravundda sayı dığından oyun 2/0 siyah beyazlıların hesabıle galıb gelmiştir. ti: 200 lira 1830 10308 13846 26613 34748 39977 2524 10470 13976 27234 35078 2889 10490 16576 28321 35721 5967 11531 18967 31543 36383 6346 11836 22263 31759 37883 10038 12093 25663 32715 38270 100 lira 372 3355 7995 14820 22613 28191 34959 514 4000 8593 15546 22759 29789 35041 1317 4842 9270 17494 24783 30770 35238 1734 5685 9652 17929 24810 31394 35283 2458 7557 9747 21639 26739 33570 36546 2641 7610 13697 22169 28056 33704 39581 7 135 180 307 309 321 473 547 877 897 898 957 1065 1179 1245 1566 1698 2033 2037 2048 2257 2346 2357 2365 2452 2523 2561 2771 2960 3012 3073 3314 3479 3629 3967 4288 4309 4329 4345 4418 4662 4763 4843 4976 5284 5611 5865 5876 6131 6389 6457 6601 6652 6711 7234 7379 7548 7909 7973 7987 8076 8360 8705 8743 8770 9042 9043 9166 9279 9439 9567 9757 9761 9988 10120 10223 10950 10258 10409 10497 10739 10756 10832 10939 11025 11382 11453 11543 11721 12115 121P9 12266 12274 12302 12323 12563 12592 12724 12772 13050 13107 13123 13143 13768 13835 14162 14240 14326 14520 14663 14682 14801 14863 14941 15223 15361 15414 15541 15583 15665 15768 15898 15954 16142 16163 16283 16298 16601 16673 16736 17020 17515 17555 17571 17608 17664 17881 17960 17977 18120 18219 18226 18267 18592 18721 19151 19418 19458 19601 19660 19780 19787 19827 20286 20497 20498 20671 20673 20885 20906 21158 21449 21493 21542 21594 21618 22107 22718 22745 22750 22817 22863 22953 23218 23277 23325 23464 23559 23900 24160 24192 24291 24595 24630 24863 24967 24998 25030 25352 25354 25384 25458 26158 26261 26467 26619 26637 26748 26954 27193 27400 27501 27916 28107 28225 28326 28515 28610 28956 29014 29394 29477 29556 29604 29705 29985 30198 30984 31044 31156 31330 31334 31566 31723 31786 31830 32231 32494 32637 32834 32982 32983 33124 33233 33245 33310 33388 33456 33466 33512 33540 33561 33738 33880 34350 34625 35102 35120 35360 35377 35504 35556 358.48 35981 36527 36935 37034 37076 37135 3Ç157 37237 37257 37323 37340 37382 37407 37507 37651 37708 37793 37882 37902 38082 38131 38245 38399 38436 38509 38595 38640 38967 38994 39200 39296 39498 39657 Talihliler 10 bin lira kazanan talihliler arasmda îstanbul Sümerbanktan Celâl Demir « gürel, Bahçekapıda Hava, Maraşta Hamzaoçullarından saatçi M e h m e d . 10 bin lirahk mükâfat kazananlar arasmda Eminönünde 2656 numarah otomobil şoförü Fuad vardır. 50 lira 138 1752 2445 4896 5971 7083 7812 8889 10006 10843 12642 13693 14494 15552 17279 18279 19256 20128 21281 21861 22743 23925 25104 26097 27035 28900 29658 31455 32949 33788 34852 36071 37001 38678 39520 259 1794 3086 5309 5974 7164 8002 8985 10081 11562 12746 13956 14571 15620 17561 18375 19300 20431 21400 21870 23262 23938 25152 26098 27396 29078 30239 31626 33004 33820 34964 36136 37205 38749 39679 329 1951 3239 5600 6211 7496 8291 9058 10373 11938 12815 14041 14916 15879 17603 18614 19531 20530 21418 21876 23333 24277 25171 26193 27634 29192 30633 31754 33321 34033 35188 36195 37428 39117 402 1338 2079 2144 3994 4336 5694 5893 6276 6866 7509 7518 8539 8702 9546 9608 10479 10711 11955 12028 12864 12960 14084 14151 15095 15350 16093 16098 17752 17972 18884 18888 1970119886 20647 20675 21454 21700 22292 22297 23436 23672 24526 24582 25516 22575 26245 26280 28180 28369 29304 29494 30749 31236 32348 32373 33383 33463 34049 34478 35391 35419 36411 36524 37481 38371 39273 39290 1421 2165 4576 5948 7015 7790 8824 9917 10713 12520 13126 14379 15364 16577 18080 19253 19936 20898 21778 22425 23775 25027 25596 26847 28888 29598 31251 32667 33588 34848 35613 36661 38395 39410 Hitler ve Musolini'nin satılan elyazıları '*&*'jt^ <V*7?r~ J U.. •. ••»' } ı ~?"&fir ^ v Pariste bir müzayede salonunda, Musolini ile Hitler'in birer elyazılan satıl m dığını yazmıştık. Adolf Hitler'in yedi satırdan ibaret olan yazısı, 1 mart 1924 tarihli bir emirnamedir ve yüzbaşi Röhm'ün askerî kumandanlığa tayininö dairdir. Musolini'nin elyazısı on üç satır» dan ibaret olup, devletin faşizm tarafından kazanılması hakkındaki yazısmdan bir parçadır. Resimler yukarıda Hit + ler'in, aşağıda Musolini'nin yazılannı söstermektedir. Bu söz, önce, izzeti nefsime ağır geldi. Fakat belli etmedim; müstehzi gülüşüme devam ederek: Bu parayı bana niçin veriyorsu * nuz? dedim, gelip sizin evinizde oturayım ve hayatmızı, tıpkı öteki kadımn yaptığı gibi cehennem azabına çevire t yim diye mi? Yusuf Haddadın gözleri öyle ateşler saçıyordu ki, bunu, kendi sözlerimin te* sirine atfettim. Fakat o, itidalini kaybeti medi, sualime şöyle mukabele etti: Hakikî Mukbile Nusret Hanım, sahte Mukbile Nusreti taklid mi edecek? Bu sual karşısında biraz utanc duy dum. Yusuf Haddadla zıd gitmek telâ* şı beni saçma sapan söyletiyordu. Müs * tehzi gülüşüm, dudaklanmda katılıp kaldı. İşte, dedim, ben de sırf o ahlâksız kadınm menfur hareketlerini taklid et memek içindir ki, onun hesabına akdedilen bu manasız izdivacın devamına muvafakat etmek istemiyorum. Esasen, ben de sizden, hakikaten zevcem olmanızı, benimle birlikte karı koca hayatı yaşamanızı istemiyorum ki..« lArkası var) . Nakleden: Herhalde bir istifadesî vardı. Kat'î olarak bir şey söylenemezse de, Mukbile Nusret diye müvekkilime nikâhladığı kadmla anlasmış olması ihtimali kuvvetlidir. Meselâ, Yusuf Haddad Beyin, karısının gecimsizliklerinden usanıp bosanma davası açması ve on bin lira nikâhı vermeğe mecbur olması gibi bir hesab yürütmüs olamaz mı? Bu takdirde parayı belki de ikisi paylaşacaklardı. Ahlâksız kadın, rolünü mükemmelen ovnadı; bereket versin ki Yusuf Haddad Bey zâf göstermedi. Peki, bütün bu isleri yaparken, Necib Bey, günün birinde bana hesab vermek mecburiyetinde kalacağım düşün müyor muydu? Sizin, rüştünüzü isbat etmenize dört sene zaman bulunduğuna göre, o vakte kadar Allah kerim demiş olsa gerek. Hamdi Varoğlu Dört seneye kadar, mesele nasıl olsa halledilirdi. Avukatm sözleri akla yakm geliyor du. Vasim, herhalde, onun tahmin ettiği gibi düşünmüştü. Habib Hasrun Bey, izahatını bitirince, ben Yusuf Haddad'a baktım. Alnı çizgilerle kırısmış, gözleri yerde, elleri arkasında, odanm içinde hâlâ dolaşıyordu. Aile hayatına aid mahrem tafsilât, belki de bir yabancı karşısında ilk defa olarak böyle ortaya serilmiş bulunuyordu. Çok mağrur bir adam olduğu belliydi. Hususî hayatma aid gizli vak'aların, velev başka bir kimsenin ağzından böyle apaçık anlatılması, nefsine ağır geliyordu. Bana karşı yaptığı kaba muameleyi hâlâ unutmamış olmakla beraber, onun haline acıdım. Habib Hasrun Bey, sözüne devam et Işte, Yusuf Haddad Beyin izdivacma takaddüm ve onu takib eden vukuatı öğrenmiş bulunuyorsunuz. Zannederim, sizi tenvire yarıyacak tafsilâtın hiç birini unutmadım. Şimdi, bu meseleye nasıl vâkıf olduğunuzu ve ne yapmak niyetinde bulunduğunuzu da siz bize anlatın. Vasîmin vefatından sonra, avukat Ahmed Şevket Beyin, hesabatı tasfiyeye memur edildiğini, beni yazıhanesine davet ederek evlenme hâdisesinden nasıl haberdar ettiğinı, hulâsa İstanbulda geçen macerayı kısaca anlattım; nihayet, bu izdivacın feshedilmesini istediğimi söyledim. Avukat derhal itiraz etti: Niçin feshedilsin? îşe bir sahtekârlık kanşmış olması, Mukbil Beyin vasiyetnamesine hiçbir suretle tesir etmez. Sizinle Yusuf Haddad Bey arasmdaki nikâh, herşeyden evvel, Mukbil Beyin vasiyetini yerine getirmek maksadile akdedilmiştir. • Evet amma, bir ciheti unutuyorsu nuz. Ben o vasiyetname ahkâmını kabul etmiş değilim. Kabul etmediğînîz halde, o ahkâmdan istifade ediyorsunuz. Aile ser vetiniz olmadığım kendiniz söylediniz. Halbuki şimdi o vasiyetname sayesinde zenginsiniz. Yusuf Haddad Beyden para istiyeceğimi mi zannediyorsunuz beyefen di? Kat'ıyyen böyle bir maksad düşün müyorum. Kendısine zarar vermek iste mem. Hatta, şimdıden bir ıbraname im zalamağa hazırım. Yegâne ricam, nikâhın feshi için bana yardım etmesidir. Kat'iyyen! Bu «kat'iyyen», Yusuf Haddad Beyin ağzından çıkmıştı. Onümde, ayakta duruyor, meydan okuyan gözlerile bana bakıyordu. Sesinin ahenginde öyle bir kat'iyet vardı ki, gayriihtiyarî ürperdim. Demindenberi, lâkırdıya ilk defa olarak kanştığı halde, ilk sözünü, bana muhalefet etmek için söylemişti. Bu sözün önce bende uyandırdığı anî şaşkınlık biraz geçince, Yusuf Haddadla aramda bir zıddiyet vesilesi çıkmış olmasından dolayı bir nevi memnuniyet duydum. Gayet sakin bir eda ile: Bu izdivacın feshedilmesini iste miyor musunuz? diye sordum. îstemiyorum. Niçin? Öteki kadımn tahammül edilmez huylanna iki sene niçin tahammül ettim se onun için. Ne talâk istiyorum, ne de fesih. Gülmeğe başladım: Amma yaptınız, dedim, böyle şey olur mu? Biribirimizi tanımıyoruz; ve sevmiyoruz... Kat'iyyen sevmiyoruz... Yusuf Haddad, bu sözümü kuvvetle tasdik etti: Kat'iyyen, kat'iyyen!.. Hatta, biribirimize antipatik gö ründüğümüzü bile söyliyebilirim. Evet, müthiş surette antipatik! Şu halde, bu manasız izdivacın bu şekilde devamına ne lüzum var? Filhakika, bu izdivac bir felâkettir. Fakat ben, bunun devamına karar vermiş bulunuyorum. Kararımdan dön mek de âdetim değildir. Bir kahkaha attım. Bu kahkaha belki de zoraki idi. Fakat, Yusuf Haddadın yüzüne karşı meydan okuyabilmekten zevk duyuyordum. Benim de verdiğim bir karar var, dedim. Maalesef, bu karar, sizin karannızla taban tabana zıd. Yusuf Haddadın gözlerinde bir parılh gördüm: Benim kararımı kabul ederseniz, istediğiniz parayı vermeğe hazırım, dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle