05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25 Şubat 1938 ( Şehir ve Memîeket Haberleri ) Tarihî roman: Yazan: Af. TURHAN TAN Hüseyin, Enderun'a verilmişti! Ağa? Daha düne kadar «Hüseyin» diye anılıyordu. Şimdi ise padişah saravında bir «Ağa» olmuştu Bu, gerçekten umulmaz bir ikram idı. Çünkü çukadarlar, rikâbdarlar, tülbend ağalan, peşkir ağaları gibi Padişahm en hususî hızmetlerıni gören ve onunla gece g'Jndüz temasta bulunan kimseler has odada yetişirlerdi. Has odaya ise sarayın seferli ve kilerli koğuşlanndan terbiye görcnlerin seçkinleri almırdı. İkinci Mahmud §u iradesile güzel sesli Hüseyni işte böyle parlak bir istikbale namzed kılıyordu ve bu lutuf, değme bahtı yâr olanlara o devirde nasib olan nimetlerden değildi. Seherin âşıkı Gülhanede çalışmak dolavısile seferli koğuşuna yazılmanm ne demek olduğunu bilirdi. Ondan ötürü mütehayyir bir sevincle Hünkârın iradesini dinledi, Başçukadarın gayrimemnun bir sesle: «Yürü bakalım delikanh. Seni de bir smayalım» diyerek kapıyı göstermesi üzerine sessiz bir sevinc içinde ayHüseyne, mürebbi olarak seçilen ağa bütün bu esasları anlattı, bîr saraylının kendinden bir derece yüksek olana karşı köle durumunda bulunduğunu unutul masına imkân olmıyacak şekilde öğretti, sonra elinden tutup yatacağı yere gö türdü: Burada, dedi, uyuyacaksın. Lâkin biz bir anda yatar, bir anda kalkanz. Düşünmekte, duymakta, görmekte olduEU gibi yemekte, içmekte, yatıp kalk makta da aynlık gaynlık yoktur. Gözlenmiz beraber kapanır, beraber açılır. Anladm mı ağa? Ağa?.. Başlıbaşına bir kıymet ifade eden bu kelimenin kendine hitab edile rek söylendiğini ilk defa duyuyordu. Daha dün «Hüseyin» diye çağınlıyordu, eline bir bel verilerek sabahtan akşama kadar âdi bir ırgad gibi çahştmlıyordu. Cismi gibi ismi de kıymetsizdi. Fakat simdi Padişah sarayında (ağa) olarak tanılıyor ve anılıyordu. Hüseyin bu neş'e ile bütün gece uykusuz kaldı. Fakat yalnız olmadığı için neş'esine öksüzlük bulaşmadı. Uzandığı ycrden Kervan yıldızını seyir ile oyalandı. Bu yıldız ona Seherin yüzile görii nüyordu ve bir a§k tebessümü halinde pırıldıyordu. (1) Sabah namazma kalkan koğuşlular yeni arkadaşlannı kendılerinden daha diri, daha şen bulmuşlardı. Çünkü bütün gece batıda ışıldıyan Seher yüzlü aşk tebessümü şimdi doğuda açılıp saçılıyordu ve Hüseyin, gökyüzünde dola şarak kendisine arkadaşlık eden bu yıldızdan aldığı şevk ile kıvrak bir kıvılcım neş'esi gösteriyordu. Hüseyin o gün yeni hayatına biraz daha ısındı. Hele öğleden sonra (gidiş) olacağı haberi gelmek yüzünden Enderunda başlıyan hummalı hazırlıklan seyre fırsat bulduğundan heyecanh bir saat yaşadı. O devirlerde Padişahların geziye çıkmalanna gidiş denümekte olup bu münasebetle tantanah merasim yapılırdı. Enderun takımı o tantananın en canlı un surları idi. Başlanna tepeleri eğri ve kafaya geçecek tarafı kırmızı çohaya kaplı, üstü dört parmak sırma işlemeli ve bir karış uzunluğunda beyaz tüylü külâh, sırtlarına parlak geziden yapılma entari, ayaklarına kırmızı çakşır ve san çizme giyen, bellerine kırmızı puşu sarınan, omuzlarına birer yeşil şal atan solaklar, gümüşten yaldızlı taslarile, derviş teberleri biçimindeki iki taraflı uzun kılıçlarile, etekleri saçaklı telli su kaftanlarile, ma vi çakşırlarile, değirmi paftalı som gümüş kemerlerile peykler; mahrut biçiminde sivri külâhlı, kırmızı dolamalı, şeştari kumastan entarili, gümüş değnekli hasekiler ve her biri başka biçimde giyinmiş olan slâhdar, rikâbdar, çukadar, hezinedar ağalar, zülüflü ve zülüfsüz baltacılar, kozbekçiler, kapıcılar gidiş merasimine çesidli bir pırıltı ve pırıltılı bir dalgalanış verirdi. Kadıköy cinayetinin dün muhakemesine başlandı Maaşlardan kesilecek tek Vergilerin tevhidine dair lâyiha vergi nisbeti yiizde yirmi dört olacak Kazanc, muvazene ve buhran vergi lerinin tevhidi hakkında Maliye Vekâ letinde bir komisyon tarafından hazırla nan kanun lâyihasının bugünlerde Başvekâletten Büyük Millet Medisine ser kedilmek üzere olduğu alınan malumat tan anlaşılmıştır. Komisyon hazırladığı liyihada kazanc, muvazene ve buhran vergilerini birleş tiımekte, yalnız bu vergilerle birlikte tahsil edilmekte olan tayyare vergisini ayırmaktadır. Lâyihaya göre, bu iiç verginm yerine kaim olmak ve tutan maaş ve ücretlerin yüzde yirmi ikisi nisbetinde olmak üzere bir vergi ahnacak ve vergi beş senede yüzde beşe inecektir. Tayyare vergisi de yüzde iki nisbetinde olduğuna göre, maaşlardan kesilecek verginin nisbeti, bu suretle yüzde yirmi dört olacaktrr. Ticarethanelerin, kazanc vergisinî tediye nisbetleri için de yeni esaslar konulmuştur. Maliye Vekâletinde eski siyasî müsteşar Faikın riyasetinde müteşekkil bir komisyon tarafından hazırlanmış olan bu lâyiha, Başvekâlette bir tadilât gör mediği takdirde bu şekli muhafaza ederek Büyük Millet Meclisine sevkedile cektir. Bundan başka bilâvasıta tahsil edilen bütün vergilerin tahsil, itiraz ve temyiz şekillerini birleştiren ikinci bir kanun da hazırlanmıştır. Yakmda Büyük Millet Meclisine sevkedilecektir. Bilhassa bu ikm kanun çok lüzumlu görülüyor. Bu nunla, mükellefler ne suretle ve ne nis bette vergi vereceklerini, itiraz için ne gibi muamele tatbik edileceğini bilecek ler ve her vergi için ayn, ayn muameleye tâbi tutulmaktan kurtulacaklardır. Diğer taraftan Büyük Millet Meclisi maliye encümeninde Çorum meb'usu ve eski îstanbul defterdarı Mustafanm e hemmiyetli bir teklifi de bulunmaktadır. Bu teklif, hükumet varidatında inkişaf ve tezayüd görüldükçe muayyen bir nisbef üzerinde vergilerden tenzilât icrası esasmı istihdaf etmektedir. * Siyasî icmal İngiltere ve Milletler Cemiyeti ngilterenin Italya ve Almanya ile biran evvel esaslı surette anlaşıp anlaşmaması üzerinde İngiliz kabine sinde çıkan ihtilâf ve bu yüzden Hariciye Nazırı Eden'in kabineden çekilmeğe mecbur olması üzerine dünya parlâmentolarının atası ve îngiliz împaratorluğunun anası sayılan Avanı kamarasında cereyan eden münakaşalar; sonunda 168 reye karşı 330 reyle itimad kazanan Neville Chamberlain hükumetinin, bu cihan devletinin dünya politikası esaslarını teme * linden değiştirmiş olduğunu iyice mey dana çıkarmıştır. Değişiklik yalnız Italya, Almanya \e Japonyaya karşı takib edilen politi kaya münhasır değildir. îngiltere, Umumî Harbdenberi kendisinin dünya politikasına değişmez bir temel saydığı Mil letler Cemiyetine ve bunun misakına şimdi büsbütün arkasım çevirmiştir. Gene İngiltere, evvelce Avrupa muvazenesine mühim bir unsur saydığı Sovyet Birliğine şimdi hiçbir kıymet vermeyip bütün Avrupa işlerini berrî Avrupanın kalan üç büyük devleti Almanya, Fransa ve îtalya arasında tanzim ve idare etmeğe karar vermiştir. Başvekil Neville Chamberlain ile Eden arasmda bir kabine buhranma sebeb olmasına az birşey kalan ve nihayet bütün Hariciye Nezaretinin mağlubiyetile kapanan görüş ve kanaate aid zıddiyet ve mübayenet, daha ziyade Milletler Cemiyetine ve Sovyetler Birliğine karşı îngilterenin büsbütün bigâne kalıp kalma ması meselesi yüzünden çıkmış olsa ge rektir. tngilterenin Milletler Cemiyetinin bugünkü şekil ve misakına nasıl veda eylediğini, şimdiye kadar hükumet namına söylenen nutuklarda bu müesseseden ve müşterek emniyetten zerre kadar bahse dilmeyişini protesto eden ve parlamen * tonun Başvekili takbih eylemesi için a mele partısi namına karar sureti teklif eden Greenvvood'a cevab veren Başvekil demiştir ki: «Milletler Cemiyeün'ın bugünkü halile müşterek emniycti temin edebilcceğıne inanan bu mecliste ferdi vahid var mıdır? (Şiddeili alkışlar) Millethr Cemiyetinin bugünkü halile tek bir deıleie bile müşlerek emniyet bahşelmek kudret ve kab\liyetinden mahrum olduğunu haklı ola' rak sö'ylerim. Binaenaleyh küçük ve zayıf devletleri, herhangi bir tecavüze karşı Milletler Cemiyeti tarafından himaye edilebileceklerine inandırarak ne onlan ne de kendimizi aldatmıyalım. Büyük devlellerin çoğu dahil olma dıkça bu cemiyet, müessir bir iş göremez. Milletler Cemiyetinin başka mühim ve ktymetiar işler yapacağım zannederim. Lâkin, bir tecavüz vukuunda zecrı ted • birler koymak ve kuvvet htimal elmek esasına dayandıkça en mühim ve iyi vazifes'mi, ifa edemiyeceklir.» ingiltere hükumetinin artık ne kendisinin ne de büyük küçük, kavi ve zayıf herhangi devletin emniyet ve himayesi için Milletler Cemiyetinden bir fayda beklemediğini ve binaenaleyh selâmeti, Italya, Almanya ve Japonya gibi devletlerle anlaşmada ve diğer devletlerin de aralarındaki mesele ve ihtilâflan birbirlerile anlaşarak halletmelerinde yani müşterek emniyet ve bir çok taraflı muahedeler yerine ikişer taraflı uzlaşmalarda gördüğünü anlatan bu sözler bu müesseseden hâlâ yardım bekliyen bütün devletlerde derin inkisar uyandırmıştır. Bahusus İngilterede Milletler Cemi yeti muhıbbi ve taraftan olup on milyon azası bulunan Lig mehafilinde bomba gibi patlamıştır. Milletler Cemiyetine dayanan sosyalist partisi dahi çok asabileşmiştir. Milletler Cemiyetine veda eden üç büyük devlet Almanya, ttalya ve Japonya, bu müesseseye bir daha kat'iyven dönmiyeceklerini, Hitlerin son nutkunda beyan edildiği veçhile kat'î olarak ılân etmişlerdir. Ingiliz Başvekili ise bunlar dönmedikce Milletler Cemiyeti mü essir bir is göremez, diyor. Binaenaleyh İngilteredeki son değişiklik, Milletler Cemiyetini büsbütün yıkmak için son bir darbe olmuştur. Üvey kızını öldüren Cevad, cinayet esnasmda ne yaptığmı bilmediğini söyledi B nldu Sevînci saray adamları arasına kanş masından değil, bu haysiyetle Sehere dalıa hoş görüneceğini tahmin etmesinden di. Sevgilisi eski bir baştebdilin karısıydı. Yann mabeyinci ve belki mutasarnf, vali olabilecek bir gencle işsiz bir baştebdil arasmda ise her kadın beynini dön dürecek mesafeler vardı. Hüseyin işte bu uzun mesafeleri şişkin bir Hind ku maşmı arşın arşm çözer gibi Seherin gözü önüne yayarak yepyeni bir kıymet ve taptaze bir ehemmiyet almak istiyordu. Bu hulya ile Hünkânn huzurundan çıktı, bu hulya ile Çıragan köşkünde g6sterilen köşeye büzüldü, bu hulya ile gecenin son saatlerini geçirdi ve gene bu hulya ile Topkapı sarayma giderek yeni hayata atıldı. Kendisini seferli koğuşuna yollıyan Başçukadar Ömer Ağadan küçük bir nezaket görmemiş, tek bir tatlı söz işitme mıçti. Herıf, sokaktan alınmış bir avuc toprağın asil özlü elmaslar arasına ko nulmak istenmesini bir türlü hazmedemi ycek boyuna homurdanmıştı. Hüseyin, Hayalinde açılan ufuklara ruhunu kap tırdığı için sert ve kaba mabeyincinin bu durumuna ilgilenmedi, hep o ufuklan dolasarak Çırağandan Topkapı sarayma geldi. Koğuş hayatı, Başçukadarın yüzü gibi, sertti. Orada uluorta gülünemezdi, hatta gelişigüzel yürünemezdi. Bakmanın, konuşmanın. yürümenin, oturup kalkmamn muayyen usulleri, madde madde kanunlastırılmış ve mikyasa bağlanmış §e killeri vardı. Hüseyin daha ilk saat içinde o hayatın sertliğini anladı. Bacaklarına al çakşır, sırtına entari, onun üstüne göğsü düğmeli kaftan, başına yaldızlı takke giy dirilip, beline som sırma kemer bağlanıp da koğuş eskilerinden birinin önüne oturtuîduğu, saray an'anelerine taalluk eden ilk dersi aldığı dakikada vaziyeti kavram;ştı. Fakat memnundu, mes'uddu, sevincinden kabına sığamıyordu. Çünkü Seherıne bu yeni hayat ile, mutlaka şirin görüneceğini umuyordu. Tarih kitablarında yazılı olduğu üzere seferli koğuşu «Enderun» denilen saray mektebinin iptidaî sınıflarmı ihtiva eden bir müessese idi. Evvelce bu koğuşa küçük oda denilirken Birinci Ahmed devrinde «seferli» adı verildi. Koğuşlular, müsamahasız bir disiplin altmda din dersleri ahrlar ve aynca arabî, farisî okur lardı. Yazıya bilhassa ehemmiyet veri lerek şakirdlerin usta bir hattat gibi yetişmesine çalışılırdı. Seferlilere davul çalmak, sarık sar mak, eşya temizlemek, berberlik yapmak da öğretilirdi. Yere tükürenlerin, öksü rürken mendillerini ağızlarına götürmi yenlerin, elbiselerini kirletenlerin cezalandır.lmasmda hiç ihmal edilmezdi. Bu cezalar azarlamadan başlıyarak falakaya kadar çıkardı. ŞEHİR ÎŞLERt Asfalt yollar için yarım milyon lira ayrıldı Asfalta çevrilmesine karar verilen yollann plân ve projeleri tamamile hazırlanmıştır. Bu yollar için beş yüz bin lira tahsisat aynlmıştır. İlkbahardan itibaren sırasile yaptırılmağa başlana caktır. Bebek • tstinye asfalt yolu Hayvan Sağlık mektebinden mezun olanlar Bebebk Istinye asfalt yolile bu yol üzerinde yapılacak istimlâke aid isti kamet haritası tasdik edilmek üzere Nafıa Vekâletine gönderilmişti. VekâGÜMRÜKLERDE let, haritayı tasdik ederek geri yolla Umum müdür gidiyor mıştır. Rumelihisarmda mezarlık kısmmdan Gümrükler Umum müdürü Mahmud kesilecek olan saha kırmızı işaretler al Nedim, dün İstanbul gümrüklerinde tma almmıştır. Kesilecek sahadaki me meşgul olmuştur. Bu akşam Ankaraya zarlıklar on beş gün içinde alâkadar gidecektir. ları tarafından kaldınlmazsa bunları Yeni bir imtihan Hüseyin Topkapidan Çırağana giden Belediye kaldıracaktır. bu alayı hayran hayran seyretti. Bir gün Gümrük Eminönünde istimlâk işleri misyoncusu,idaresi, yeniden gümrük komaiyet memuru veya şirkendinin de şu yaldız seli içinde bir parValide hammn istimlâkine aid mua ket mümessili olarak çalışmak istiyen lak katre, bu canlı akış arasmda görülüp sezilecek bir nokta olacağını düşünerek mele tekemmül ettiğinden yakmda bu ler için martın birinci günü gümrükte rası bir müteahhide verilerek yıktırıl bir imtihan yapacaktır. heyecanlandı. Sonra bir yol bularak ki mağa başlanacaktır. Gerek burası ve ler ve hazine koğuşlarmda ağalann yap gerek meydandaki diğer dükkânlarm Bir kaçakçı tıklan okçuluk temrinlerini, binicilik yıkılması bitinciye kadar Bebek EDün limanımıza gelen bir Fransız vatalimlerini, testiye nişan alma hünerlerini minönü, Kurtuluş Eminönü gibi E purunda Asmakes Isimli bir kadının seyretti ve mes'ud bir gün geçirdiğine minönünde manevra yapan tramvayla vaziyeti şüpheli' görülmüş, üzerinde ıman getirerek, yann için geniş ümidler rın seferlerini Sirkeciye kadar uzata gümrük muhafaza teşkilâtı kadm me rak burada manevra yapmaları karar murları tarafından yapılan araştırmada besliyerek yerine db'ndü. lastırılmıştır. (Arkast var) etekliği altmda bir buçuk kilo ipekli (1) Arabların Zühre, Acemlerin Nahid Sehir plânına aid raporlar kumaş bulunmustur. dedikleri yıldız. Biz Türkler Çoban veya Hükumetçe tetkik olunmak üzere ÜNtVERSÎTEDE Kervan yıldızı deriz. Malum olduğu üzere Ankaraya gönderilen şehir plânına aid bu yıldız güneş manzumesinin ikinci seyyaresidir, aşağı yukarı bizim küremiz ka maketlerle Taporların tetkikatı bitmiş Edebiyat Fakültesinde bir dar büyüktür ve onunla güneş arasmda ve İstanbul Belediyesine iade olunmuşbulunduğu için bazan batı, bazan da doğu tur. tayin tarafmda gorunür. M. T. T. Edebiyat Fakültesi dekan kâtibliğine Şehir plânının tatbikım izah eden raporlar da ikmal edilmiştir. Bunlar ya Yüksek Muallim mektebi müdür muakmda Sehir Meclisine verilecektir. vini Ekrem Reşid tayin edilmiştir. Geçen yaz Kadıköyünde bir cinayet ufak bir şişe rakı aldırttı ve içti. Bundan olmuş, eski maarif memurlarından 35 sonra Sudinin yattığı odaya gittı. Münayaşlarında Cevad isminde bir adam, ü sib bir ev bulduğunu, kefil olarak kun vey kızı Reyhanı sustalı çakı ile mütead tratı imzalamasmı söyledi. Bu esnada did yerlerinden vurarak öldürmüştü. Reyhan da gelmişti. Cevada, kendisin Dün Ağırcezada bu vak'anın muha den ayn bir evde oturacağımızı söyledi kemesine başlandı. Cevad, hâdiseden bir ve işte o zaman aralarında münakaşa müddet evvel Müddeiumumiliğe müra başladı.. Cevad, yerinden fırladı, kapıcaat ederek üvey kızının bazı kimselerle nın önünde duran Reyhana saldırdı. münasebette bulunduğunu iddia etmiş, Saçlarından yakaladı. Her ikisi de an fakat Müddeiumumilikçe yapılan tahki treye çıktılar. Bir aralık zavallı yavru kat neticesinde bu iddianın aslı olmadığı mun yere düştüğünü gördüm. Antre karanJıktı. Bu vazıyet karşısında «Cevad neticesine varılmıştı. kızımı öldürdü» diye bağırmağa başla Cevad heyeti hâkime huzuruna getirildiği zaman ayakta güçlükle durabiliyor dım. O da oğlunu kucağma alarak so kağa fırladı. Vak'adan beş gün evvel du. Cevaddan ayrılmak için istida ile Ka Reis Refik sordu: Üvey kızınız Reyhanı öldürmüş dıköy sulh mahkemesine müracaat et miştik. îstidayı bizzat Reyhan götürüp sünüz? vermişti.» Cevad tutuk ve titrek cümlelerle: O ânı hatırlıyamıyorum, dedi, müBu esnada Cevad: saade ederseniz meseleyi arzedeyim. Bu kadıncağız zavallı bir haldedir. Vak'a Reyhamn bana çok fena sözlerle Kendisini tehdid ediyorlar. Hâdiseyi dehakaret etmesinden ileri gelmiştir. Ken ğiştirerek anlatıyor. Hatta beni de mudisinin bir takım münasebetsiz ahvalini hakeme salonunda veya dışanda öldüregörüyor ve bu harekâtına mâni olmak ceklerini söylemişler. Korkuyorum.» deiçin kendisini ikaz ediyordum. di. Vak'a akşamı, gene ayni mesele mevŞahid mevkiinde duran zavallı ana zuu bahsoldu. Kendisine bu gayrimeşru Cevada dönerek: harekâtının namussuzluğa müncer • ola Zavallı kızımı mezara sokarken bileceğini söyledim. Bana gayet fena korkmadın mı? diye mukabele etti. sözlerle mukabele etti: «Seni anamdan Sabihadan sonra dinlenen şahid Sudi, ayıracağım. Anam istiyor, fakat ben is şunlan anlattı: temiyorum.» dedi. O anda, kendimi kay Cevad uzaktan akrabamdır. Kanbettim. Bundan ötesini hatırhyamıyo mı Bilecikte kaybettikten sonra Istanbula rum.» dönerek o akşam Cevadın evine gelmişCevadın ilk tahkikattaki ifadesi okun tim. Saat 7 de Reyhan geldi. Oturduk, du. O esnada karısı tarafından bazı agır yemek yedik. Cevad dokuzda geldi. kelimeler sarfedildiğini söylemişti. Maz Benden 25 kurus, istiyerek bir ufak şişe nun bu noktaya itiraz ederek ağır sözle rakı aldırdı. Bıraz sonra da odamda kerin karısı tarafından değil, üvey kızı ta falet için kuntratı imza edıp etmiyeceğimi sordu. rafından söylendiğini ileri sürdü. Müteakıben Cevadın karısı ve ölen Bu sırada karısı da gelmişti. Kocasına Reyhanm anası Sabiha çağırıldı. Sabiha bu vakitte beni rahatsız etmemesini, yarın salona girerken hıçkıra hıçkıra ağlıyor konuşmamızı söyledi. Vukua gelen mü du. Katil Cevadın gözleri yaş içindey nakaşa esnasında Cevad karısına kızı di. hakkında çok ağır sözler sarfetti. Dısarıı r P dan!>unu îşiten Reyhan da mukabele etReis RefikSordu: " " " * "^ ti. Cevad birdenbire yerinden fırladı: Anlatınız, vak'a nasıl oldu? Sabiha, hafif bh" sesle «[gır agır anlat «Seni öldürürüm» diye Reyhanm üze * rine hücum etti. Antredeki sandığın ü mağa başladı: Reyhan o akşam beşte eve gelmiş zerine Reyhanı yatırarak aşağıdan yukati. îki gün evvel Bilecikte kansı ölen rı sustalı cakı ile vurmağa başladı. Ben akrabamızdan Sudi de bizde bulunuyor üzerine gelince: «Gelme herif, yakanm» du. Reyhan bir müddet evvel bir daktilo diye bağırdı. Kızı yere serdikten sonra imtihanma girmîş ve o gün imtihanı ka sokağa fırladı. Ben de haber vermek üzanmış, eıtesi gün müracaati de kendisine zere karakola koştum.» bildirilmişti. Oturup yemek yedik. Ce Müteakıben polis ve bekçilerle diğer vad, saat dokuzda geldi ve yemek istedi. bazı şahidler dmlenildi. Heyeti hâkime, O akşam yemeğimiz yoktu. Bunun üze diğer bazı şahidlerin de çağırılması için rine Cevad Sudiden 25 kuruş istiyerek muhakemeyi başka bir güne talik etti. HALKEVLERÎNDE Fakir çocuklara yardım meselesi Eminönü Halkevi sosyal yardım komitesi dün Parti Vılâvet merkezinde toplanarak mekteblerdeki fakir çocuklara yapılacak yardım şeklile miktarı üzerinde tetkikat yapmıştır. Bir kısım malî müesseselerle cemivetlerin de muavenetleri temin edilmek suretile fakir talebeve yapılacak vardımın genisletilmesi üzerinde tedbirler almmaktadır. Münakaşalı konferans Sişli Halkevinden: Pa?ar günü saat 15 te Halkevi salo nunda okullarda inzibat ve ceza meseleleri etrafında münakaşalı bir toplantı yapılacaktır. Yabancı memleketlerde bu vadideki mesai etrafında hazırlanarak yaoılacak münaka^alara terbiveci lerimizin faal bir şekilde iştiraklerini bekleriz. Konser Beyoğlu Halkevi ar şubesi cumartesi akşamı saat 21 de evin, tstiklâl caddesi Nurziya sokağmdaki temsil salonunda bir konser verecektir. Propramda maruf garb musiki parçaları vardır. Taksilerdeki radyolar Son zamanlarda şehrimizde de radyolu otomobiller çoğalmıştır. İzmir Beledi yesi, şoförlerin veva hususî otomobil leri idare eden eşhasın radyo dalgmlı ğile kaza çıkarmaları ihtimalini gözö nünde tutarak otomobillerden radyo lan kaldırtmıstır. Bu usuffin şehrimizde de tatbikı düşünülmpktedir. Cerrahpaşa hastanesinde ziyafet Muharrem Feyzî TOGAY Mutlu doğum Bursa muhabirimiz Musa Ataşm evvelki gece bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Yavruya uzun ömürler dilerken ebevevnini de tebrik ederiz. MALİYEDE Mezarlıklardan vergi istenmiyecek Bazı yerlerde aile mezarhğı ittihaz edilmek üzere umumî mezarlıklar dahilinden Belediyelerce eşhasa satılmış olan yerlerden arazi veya sair namlarZıraat Vekâleti Havvan Sağlığı memurları mektebinden mezun olan genc la vergi istenildiği Maliye Vekâletince ler altı avlık stai müddetlerini doldurmak üzere bavtar müesseselerine sev anlaşılmış ve alâkadarlara gönderilen kedilmişlerdir. Yukarıki resim, mezun gencleri hocalarile beraber bir arada bir tamimde bu gibi taleblere meydan verilmemesi lüzumu büdirilmiştir. göstermektedir. Cumhuriyet Cerrahpaşa hastanesinde, yeni tavin edilen başhekim Esad şerefine hastane asistan ve eczacıları tarafından evvelki akşam bir yemek verilmiştir. Zivafette genç doktorlarla başhekim arasmda nutuklar teati olunmuştur. Yukarıdaki resim, bu samimî yemekte bulunanları bir arada göstermektedir. Abone şeralîi Nüshası 5 kuruştur Türkiye Haric için için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik Altı aylık 750 » 1450 » Üc avlık 400 » 800 » Bir aylık 150 » Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle