Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 22 Şubat 1938 ( Şehir ve Memleket Haberleri Yazan: M. TURHAN TAN Nısfünnehar kavsi Zavallı Cüce Simon Beyoğlunda Nane sokağında, Şile orman memurlanndan Hayriyi, hırsız sa nirak attığı bir tabanca kurşunile yaralamaktan suçlu meşhur Cüce Simonun, dün Beyoğlu ikinci sulh ceza mahkemesinde dunışmasına devam edilmiştir. Cüce Simon, avukatile birlikte mah kemeye gelmiş ve suçlu mevkiinde mini mini cüssesile yer almıştı. j Siyasî icmal Almanyanın politikası itler'in 1 şubat 1933 de Cumhurreisi Mareşal Hindenburg tarafmdan Başvekâlete davet edildiğindenberi beş sene geçti. Bu müddet zarfmda nasyonal sosyalist partisinin yaptığı işler ve elde ettiği muvaffakiyetler Hitler tarafmdan 6 şubatta toplan • mağa davet edilen Reichstag'da uzun bir nutukla izah edilecek ve bundan sonra yeni Almanyanın takib edeceği politikanın hedefleri anlatılacaktı. Lâkin sonradan bu toplantı tehir edilerek 20 şubata bırakılmıştı. Bunun sebebi şimdi anlaşı hyor. Hitler yeni polibkasınm hedef ve gayelerini tayin ve ilân etmeden evvel bunlardan bir kısmının ve en mühımlerinin şimdiden tahakkuk etmiş olmasına üzum görmüştür. Bunun için evvelâ devletin bütün müsellâh kuvvetlerinin idaresini kendi eline almış, memleketin ikbsadiyatını tamamile askerileştirmiş ve Almanyanın haricî poitikasmı bizzat tedvir etmek üzere Hariciye Nezaretinde ve diplomasi hizmeterinde büyük değişiklik yapmıştır. Bundan sonra yeni Almanyanın en ziyade ehemmiyet verdiği ve dünya Almanlan birliği noktasından hayatî bir mesele olan Avusturya işini bitirmiştir. îki Alman memleketi ayni partinin idare ve hükmü altına konulduktan sonra hem bu emri vakii tebarüz ettirmek, hem de Almanyanın bundan sonra elde etmeğe azmeylediği hedef ve gayeleri bütün dünyaya açık bir surette anlatmak üzere aym yirmisinde uzun nutku irad etti. Hitler nutkunda Avusturya mesele sinde Başvekil Dr. Schuschnigg'e teşekkür etmekten başka yapılacak bir iş kalrr.adığım söylemiştir. Şu kadar var ki Avusturya Imparatorluğunun on milyon tutan Alman nüfusundan bugünkü küçük Avusturyanm hududlan haricinde kalan Almanların yani bir tslâv devleti oîarak teşekkül eden Çekoslovakyanın eline geçen üç buçuk milyon Almanm mukadderatma, Avusturya Almanlarının vaziyeti kadar alâkadar bulunduğunu söylemiştir. Bu suretle Avusturya me selesinden sonra Çekoslovakya mesele sinin Almanyanın dileğine uygun ola rak halledileceğini ilân etmiş oluyor. Almanya artık tamamile kuvvetlenmiş olup kuvvetine dayanarak bu meseleyi de başaracağmı ihsas etmiştir. Almanyanın bundan sonraki politikasmda dahi komünist düşmanlığının en mühim bir yer tutacağmı Hitler nutkun da tasrih etmiştir. Şöyle ki Almanya müşterek emniyet sistemine, Milletler Cemiyetine ve birçok taraflı kollektif anlaşmalara ve konferanslara hiçbir zaman ya naşmamakla beraber her devletle anlaşma ve uzlaşma taraftan bulunduğuna şüphe bırakmamıştır. Yalnız Sovyetler Birliğile bu yolda dahi bir anlaşma yapmıyacağını ve bolşevizmi ortadan kaldırmağı yeni Almanyanın kendisine en büyük medenî vazife edindiğini söylemiştir. Ayni zamanda Almanyanın, Sovyetlerin diğer büyük düşmanı Japonya ile bilâkayd ve şart bağlandığmı ve Uzakşark işlerine sırf Sovyetlerin Çine nüfuz ve yardrm yaprralarından dolayı alâka gösterdiğini ve Japonyanm müttefiki olarak Çinden aynlıp müstakil bir imparatorluk ilân edi len Mançuko'yu resmen tanıyacağını ve Japonların idaresi ve işgali albndaki eski Alman müstemlekelerinden Almanyanın kat'iyyen feragat ettiğini beyan et miştir. Hitler Almanyanın diğer eski müs temlekelerinin, öyle konferansların mü zakerelerine talik edilmeksizin tamamen ve derhal kendisine iade edilmesi Al manya için hayatî bir ihtiyac olduğunu çok sarih ve kat'î bir lisanla anlatmıştır. Vaktile Almanyanın 60 milyar altın mark sarfederek imar eyledigi iki milyon kilometro murabbamdaki müstemleke ler, manda namı alhnda bunlan işletmekte olan îngiliz împaratorluğile Fransa tarafmdan hemen iade edilmedikçe, AI manya, Avrupanm sulh ve sükununu saglamlaştıracak herhangi hareket ve teşebbüse iştirak etmiyecektir. Artık Al » rr.anvanın dünya politikasında başlıca hedefi eski müstemlekelerin bilâkayd ve şart iadesidir. Hüseyin, Çırağan önünde! Lâle devrinden kalan bu köşk, henüz zarif rengini ve kıvrak ıtrmı muhafaza ediyordu Hüseyin, define davasmın Kara Sü leyman aleyhine neticelendiğini görerek yola düştükten sonra garib bir iç bocalayışına tutulmuştu. Yüreği evinden fırlayıp geriye, Seherin eşi^ine doğru yuvarlanmak istiyor, ayaklan dabedenini iskele tarafına sürüklüyordu. Omrümin ilk aşkile idrakinin ilk sersemliği mücadele halindeydi. Aşk ona çılgmlıklar telkin ediyordu. Müvazenesini kaybetmeğe başlıyan idraki ise uçuruma sitmekten kendini alıkoymaya savaşıyordu. Delikanh, bu iç bocalayışı arasında sarsıla sarsıla kıyıya vardı, kollannı göğsüne kavuşturarak gamlı gamlı denizi seyre daldı. Büyük su, çerçevesiz bir finıze ayna gibi gözünün önünde mavi bir imtidadla uzanıyor ve yer yer ona Seherin berrak tebessümünü temaşa ettiriyordu. Onda, sabun köpüğünden yarattıkları balonu yakalamak için çırpınıp duran ve o balona parmakları değer değmez emellerinin kaybolduğunu görerek elemli bir hayrete kapılan çocuklarm masum saffeti vardı. Denizde teressüm ettiğini gördüğü kızıl tebessümleri tutmak iştiyakma kapılıyor, fakat onlarm bir ayna üzerinde gülümsiyen gölgelerden başka birşey olmadığmı anlayınca hüzüne kapılıp îçinî çekiyordu. Fakat bir karar almak lâzımdı. Üsküdar kryılarmda böyle dimdik durarak saatlerce kalamazdı. Onun için iradesini zorladı, uzun uzun düşündü, nereye gideceğini tesbit etmeğe savaşb. Seherin evine gidemezdi. Kara Süleymanı matemli bir gününde bir daha görmekten çekindiği gibi onun kapı açacağını da ummuyordu. Define işinde kendisinin kabahatli olmadığına eski dostunu inandırarak eve girse bile Seheri göremiyeceğine emindi. O halde geri dönmek manasız bir iş olacaktı. Lâkin Gülhaneye gitmeği de istemiyordu. Seheri düşünürken, Seheri gözbebeklerinde ninni söyliye söyliye sallayıp uyuturken koğuş arkadaşlarmm kendisile istihza etmelerinden korkuyordu. Onun için ıssız yerlere gitmek, Seherle başbaşa kalarak ona yanık şarkılar okumak azmine kapıldı ve başmı gerilere çevirip hasretli bakışlara sardığı yürek selâmmı Seherin evi istikametine uçurduktan sonra bir kayıkçıya seslendi. Beni Ortaköye ilet! Denizi aşarken gözleri gene gerideydi. Seherin evleri, sokakları ve her engeli aşan bakışlarile kendini takib ve teşyi ettiğini sanarak oturduğu yerde duramaz oluyordu. Ortaköye çıkmca da bir müddet kıyıda kaldı, Üsküdar ufuklannda Seheri aradı ve sonra sokaklara dalarak âvare âvare dolaşmaya koyuldu. Maksadı ortahktan el ayak kesilinciye kadar vakit geçirmek ve her taraf ıssızlaşır ıssızlaşmaz yüreğini yıldızlara açıp Seheri terennüm etmekti. Yurdumuza isabet eden Dünkü muhakemede üç şahidin ifadelerini kısmm ölçülmesi için reddetti, duruşma sonunda bir de niikte yaptı tetkikat yapılıyor Beynelmilel heyet âlemini işgal eden mühim bir mesele hakkmda hükumetimiBoyu uzun ince bellim ze mühim bir müracaat yapılmıştır. MaAy yüzünde çifte benlim lum olduğu üzere beynelmilel heyetşinasSeninledir deli gönlüm İnleyip gezer yürürüm lar kürei araın şekli hakikisini tayin işile uzun yıllardanberi meşgul olmaktadırSonra kuvvetli gazeller, semailer, koşlar. Bu arada nısfünnehar kavsi de ölmalar, varsağılar terennüm etti. Her güfçülmektedir. Muhtelif memleketler bu ete, her beste, hatta her mısra yüreğine yehemmiyetli iş için vazife almışlardır. ni bir kıvılcım katmış gibi ona taze bir haNısfünnehar kavsinin ölçülmesi, yirmi raret, derece derece çoğalan bir alevlensenedenberi devam etmiş, şimal buz denime verdiğinden sesine mütezayid bir dozinden Ümidburnuna kadar devam eden kunaklık, bir yanıklık geliyordu. uzun kavsin ölçülmesi ikmal olunmuştur. Dünyayı unutmuştu, yıldızlarla konuAncak bu işin tamamlanabilmesi için şuyordu, yeşil örtülerine bürünerek uyuTürkiye mıntakasına tesadüf eden kısmın yan yamaçlan uyandırmak ister gibi davda mesahası ve hesablanması lâzımdır. ranıyordu, arasıra denize hitab ediyorÖğrendiğimize göre, şu dört ölçü mmtadu. Fakat göke baktıkça, yere baktıkça, kası gözönünde tutulmaktadır: denize baktıkça hep Seheri görüyordu. 1 Yunanistan Girid IskenderiBöyle yanıp tutuşarak, coşup kabararak, inleyip haykırarak yüriiye yürüye ye. 2 Bulgaristan Adalardenizi Çırağan köşkünün önüne gelmişti. Bu Kıbns Filistin. köşk Lâle devrinden kalma çiçeklerden 3 îtalya Italyan müstemlekeleri biri olup henüz zarif rengini ve kıvrak Trablus. ıtrını muhafaza ediyordu. Uhrili Hüse4 Asıl cereyan mmtakası (en muyin Paşanın Mevlâna Celâleddine armavafığı) Trakya Anadolunun Akdeniz ğan ettiği büyük Mevlevihanenin yarubaşında yükselen köşk, taç ile sikkenin sahilleri Adana Filistin. Hey'etşinaslann tahminlerine göre, biri dünyevî, biri uhrevî saltanatını temsil eden iki abide gibi birbirini manalı ba bizim mmtakamıza isabet eden kısmın mesahası, en sahih neticeyi verecektir. kışlarla tarassud eder sanılırdı ( 2 ) . Hükumetimize yapılan müracaatlere, Hüseyin ne Mevlevihanenin bir yapbu işin bizim tarafımızdan yapılabilip rak mesnevî gibi uzanan bediî üslubuna, ne Çırağan köşkünün elmaslı bir sorgucu yapılamıyacağı sorulmuştur. Vaziyet, Rasadhane müdürlüğüne andıran o kıvrım kıvrım pmltılarına alâbildirilmiştir. Rasadhane, mesahanın yaka gösterdi, yüregini gene hançeresine getirerek Hümayun kasrm tam önünde pılabileceği kanaatindedir. Bu hususta hükumete mufassal bir rapor verilmiştir. avaz avaz şu şarkıyı haykırdı: Hükumet, oldukça ağır bir masrafa Çözülme zülfüne ey dilrüba dü bağhyanlüzum gösteren bu mühim müracaate lardan Kaçınma âteşi aşkırila bağnn dağlıyanlar Rasadhane raporunu tetkik ettikten sondan ra karannı verecektir. Bu işi yapmaga Düşer mi böyle yan çlzmek seninçün ağlıyanlardan Yunan hükumetinin de talib olduğu bil Bu kanlı yaşların bak farkı var mı çağlt diriliyor. yanlardan (3) Farkmda olmadan orada durmuştu, eIini kulağma koyarak kalbini söyletiyordu ve kendi zu'münce feryadını Sehere dinletiyordu. Bu hayal ve bu vehmi visal ile kendinden o kadar geçmişti ki kÖşkün içinde ışıklı bir hareket uyandığını görmüyordu. Bu hareket, nurlu bir kaynayış halindeydi ve samdanlann şuradan buraya taşmmasından ileri geliyordu. Hüseyin gözlerini yıldızlardan, idrakini Seherin hayalinden ayırmıyarak beş on adım daha attı v köşkün biraz ilerisinde durup §eyh Galibin meşhur şiirini terennüme girişti: Döktü omuzdan puşu saçağını Açtı gönüller deli bayrağını Çok sürünüp gözlemişem özleyüp Ayağının izini toprağtnı Davacımn anlattıklan Celse açılmca kendisine söz verilen davacı Hayri dinlendi. Hayri, vak'ayı şöyle anlatıyordu: « Ben o akşam, gecelemek üzere, Beyoğlunda bir pansiyon anyordum. Geceyarısı olmuştu. Nane sokağındaki eve gelmiştim. îçerisi karanlıktı. «Otel ci!» diye seslendim. Fakat cevab ala Hayri, İstanbula birkaç defa geldiğini, rradım. Sonradan Simon olduğunu öğ fâkat Beyoğlunun köşe ve bucağını iyice rendiğim bir karaltı karşıma çıkarak: tanımadığını, o gece yatacak bir pansiyon aramak üzere eve girdiğini ve bir parça Sen kimsin? diye bağırdı. Yabancı değilim! cevabını verdim. içmiş olduğunu söyledi. Gelmiyen şahidlerin çağırılması için Fakat, sözümü henüz bitirmiştim ki, yanıbaşımda bir tabanca patladı. Yaralan mahkeme duruşmayı 4 mart cuma günü dığımı anladım. Yaramdan kanlar aka saat ( I I ) e bıraktı. rak dışarı çıktım.» Küçiik bir niikte aşağıdan bir gürüîtü geldiğini, ne var, ciye kansına sorduğunu, bu sırada Simonun sesini duyduğunu söyledi. Marya, iki el silâh sesi işiterek uyku sundan uyandığını iddıa ediyordu. Cüce Simon; burada şahidin sözünü keserek: « Hayır! Ben yalnız bir el ateş ettim. Tabancayı attıktan sonra, kapıyı hızlıca çekip kapamıştım. Bunu silâh sesi sanmış olacaklar...» dedi. Simonun vekili, davacı Hayrinin Is tanbula ilk defa mı geldiğinin, umumhane mi yoksa pansiyon mu aradığmm, evde ışık görüp görmsdiğinin ve o gece içki içip içmediğinin kendisinden sorulmasını istedi. Cüce Simon itîraz ediyor Şahid olarak dinlenen Nevirk Dudu da dedi ki: « Biz, aynî evin ikinci kabnda otururuz. Alt kattan bir ses duydum. Bu, Simonun sesi idi. Simon: «Bana dokunma!» diye haykınyordu. Sonra da, «hırsız var.. Yetişin..» sesleri duydum. Arkasından da, bir el silâh atıldı.» Cüce Simon Nevrikin şahidliğini reddetti ve: « Bu kadın içeride idi. Benim sesimi duymasma imkân yokrur!» dedi. Nevrigin kocası Mikail de ifadesinde. Suçlu Simon, dışan çıkarken heyeti hâkimenin huzurunda eğilerek; küçük bir nükte sarfetmekten kendini alamadı: « Efendim, dedi. Bendeniz vak tile Leblebici oyununda «Canyakan» rolüne çıkardrm. Bir gün gelip de böyle istemiyerek can yakacağım aklıma ge lir miydi?» Muhakemesî serbestçe cereyan eden Cüce Simon, kapmm önündeki hapisa ne otomobilni görünce, küçük bir heyec&n devresi geçirmiş, fakat sonra gülerek: « Bu otomobili benim için getirmediler, bereket versin...» demiştir. MÜTEFERRİK tkbsad Müsteşarının tetkikleri Berberler toplandı Dünkü içtima, çok hararetli cereyan etti Esnaf Cemiyetlerinin yıllık heyeti umumiyelerine devam ediliyor. Dün de Emînonü Halkevinde öğleden evvel ekmek yapıcıları, öğleden sonra berberlerin heyeti umumiyesi toplanmıştır. Bilhassa, Berberler Cemiyeti içtimaı pek hararetli olmuştur. Içtimaa evvelâ Berberler Cemiyeti idare heyeti reisi îsmail Hakkmın yıllık raporunun okunmasile başlanmıştır. Raporda cemiyetin bir senelik mesaisi anlatılmış, bilhassa müşterek yardım teşkilâtından görülen faydalar üzerinde durularak alınan iyi neticeler tebarüz ettirilmiştir. Bu rapor kabul olunduktan sonra kadın berberleri bir takrir vererek kadın berberi ruhsatını haiz olanlardan başka kimselerin kadın berberliği yapmamala nnı istemişlerdir. Bu takrir idare heye tine havale edilmiş, müteakıben söz söyliyenler bir mütalea salonu tesisini ve berberler arasında yardım teşkilâtı kurulması hakkmdaki mütalealannı bildirmişlerdir. Et fiatları Ayın son günü azamî hadler ilân edilecek Et fiatlannm tesbiti ve fiatlan indikten sonra yapılacak kontrol şeklini tayin ile meşgul bulunan komisyon, dün de Parti Vilâyet merkezinde toplanarak mesaisine devam etmiştir. Proje ve talimat nameler, yarın Belediye reisliğine veri Iecek ve şubatın yirmi sekizinci günü et fiatlan ilân olunacaktır. Karaman, kıvırcık, dağlıç ve saire gibi her nevi etin cinsbi gösteren damgalarla fiatlan taşıyan etiketler martın bi rinden itibaren mecburî olacak, bu hu susata riayet etmiyen esnaf cezalandınlacaktır. Etlerin tesbit olunacak fiatlan ekmek gibi azamî fiat olup bundan fazlasına satılamıyacak, herhangi bir sebeble daha noksanına satabilecekitr. Evvelki gün şehrimize gelen îktısad Vekâleti Daimî Müsteşarı Faik Kurdoğlu, dün Vekâlete aid muhtelif işlerle meşgul olmuştur. Müsteşar, öğleden sonra Deniz Ticaret müdürlüğünde akşama kadar îktısad Vekâleti Teftiş Heyeti reisi Hüsnü Yamanla birlikte meşgul olmuş, iktısadî mehafile men sub 'birçok zevatla görüşmüştür. Faik Kurdoğlu dün akşam Ankaraya dön müştür. Demiryolları konferansındaki müzakereler Şehrimizde toplanan Balkan Memleketleri Demiryolları îttihadı konferansı, toplantılarma devam ediyor. Şimdiye kadar yolcu ve bagaj kısmı üzerinde nizamnamenin maddeleri tesbit edilmiş ve eşya Jasmı müzakere edilmeğe başlanmıştır. Konferansa iştirak eden Türk ve Balkan memleketleri murahhaslan, bu hafta içinde Ankaraya gideceklerdir. Ankarada iki gün kalacak olan murahhaslar, avdetlerinde son bir içtima yaparak projeye kat'î şekli vereceklerdir. Gene yürüyecek, gene durarak inliyecekti. Fakat çarkıyı henüz bitirmeden birkaç ayak sesinin birbirini sendeleterek karanlığa karıştığmı duydu, korku ile kanşık bir hayretle terennümü yan bıraktı ve... bekledi. Devletlilerden, yahud heybetlilerden birinin uykusunu rahatsız Midesi boştu, lâkin açlık duymuyordu. etmiş olacağını ve şu koşuşan ayaklann Yalnız Seheri düşünerek ve onu yanıba kendini tekmelemeğe geldiğini sanarak şında bularak tepelere brmanıp iniyordu. endişeleniyordu. Ayak seslerini sokağa bırakan kapı Sahille çrplak yamaçlar arasında mekik dokuyordu. Bu serseri gezinti kendine uy ile kendi arasındaki mesafe azdı. O segun gb'rünen vaktin hululüne kadar sür beble çok beklemedi ve bir iki dakika geçdü ve o devirde zaten birkaç sıra evden i meden yarım düzine kadar adamm çizbaret olan köyde ışıklar sönünce Beşiktaş diği müsellâh halka ortasında kaldı. (Arkası var) yolunu tuttu. (1) Bu Köroğlu, Çamlıbel kahramanı oHem yürüyor, hem yıldızlara aşkmı larak haflk. arasında şöhret alan yan maduyurmak ister gibi gür bir sesle şarkı o sal şahsiyet değildir. Onyedinci asırda yekuyordu. Hafızasmdan ilk seçtiği terane tişen halk şairlerinden biridir. Onu ilk takendi dunımunu belirten bir Köroğlu nıyan ve tanıtan Evliya Çelebldir. Köprülü oğlu iistad Fuad, muallim Agâh Sırrı ve güftesi olup şu biçimdeydi (1) : daha birkaç güzide kalem sahibimiz ondan bahsettikleri gibi kıymetli muharrir SaDağlar başı oldu yurdum deddin Nüzhet de şairin hayatı ve eserleri Ağlayıp gezer yürürüm hakkmda bir broşür neşretmiştir. M.T.T. Günden güne arttı derdim (2) (1910) da yanıp da şimdi mermer bir İnleyip gezer yürürüm harabe halinde duran Çırağan sarayı işte bu kösk ile Mevlevihanenin arsaları iizeriİşte firkatinle yandım ne 1866 da yapılmıştı. Kendimi enğine saldım (3) Bu şarkı Enderunlu Vasıfmdır. Şair Muhabbet suyuna daldım o sırada henüz sağdı. Boylaytp gezer yürürüm DENİZ ÎŞLER1 Akay için iki vapur daha yaptırılacak Öğrendiğimize göre, Akay idaresi için halen Almanyada inşa edilmekte olan iki vapurdan başka iki yeni vapurun da Denizbankın Halicdeki fabrika ve havuzlarmda inşası takarrür etmiştir. Bu iki vapur Akay için evvelki sene Şirketi Hayriyeden satm alınan Erenköy ve Göztepe vapurlarmm ti pinde olacaktır. Denizbank müesseselerinde 938 yılı çalışma programmın tasdikmdan sonra toplantıya nihayet verilmiş Denizbanka devredilen müesseseler tir. de tetkikat yapacak heyete banka na idare heyeti mma Denizyolları müdürü Sadeddin iş Kasablar cemiyeti istifa etti tirak edecektir. Komisyonun kadrosu tamamlandığmdan derhal faaliyete geKasablar Cemiyeti idare heyeti, hep çilecektir. birden istifa etmiştir. Bu istifanın sebebi, Tiftik ihracatçılarınm îçtîmaı bir kısım azanm intihab edildikleri günAnkarada mart içinde toplanacak o denberi cemiyete uğramamalarıdır. Celan büyük ziraat kongresine hazırlık miyetin kongresi bugün yapılacak ve yeolmak üzere dün de Ticaret Odasmda ni idare heyeti seçilecektir. tiftik ihracat tacirleri toplanmışlardır. Tiftikçiler, tiftiklerimizin standardize edilmesi mevzuu üzerinde görüşmüş ler dir. «Aksu» yola çıkabilecek vaziyette bekliyor Fırtına ve tîpi Dün Karadeniz limanlanndan gelen haberlere göre. Karadenizdeki fırtına devam etmektedir. Evvelki gün ve dün hava, Karadenizin muhtelif mmtakalarında zaman zaman tipili geçmiştir. Vapurlar seferde büyük bir müşkülâtla karşılaşıyorlar. Bazı vapurlar limanlara sığınmıştır. Dün hava sabahtan aksama kadar poyraz ve yıldız poyraz olmak üzere birkaç defa dönmüş ve Boğazda bile seferleri işkâl etmiştir. Ankarada Halkevleri bajrramı Sinob limanında bulunan Denizyol ları idaresinin Aksu vapuru yaraları ADUYEDE kapatılmış olduğundan yola çıkabilecek vaziyettedir. Vapur, hava düzeldiği Yaralı amele öldü takdirde bir iki güne kadar yola çıkaBundan birkaç gün evvel, Ahmed caktır. oğlu tbrahim isminde bir deniz amelePire'den alınan liman si, vapurda çalışırken, düşmüş ve ağır vasıtaları surette yaralanmıştı. Ahmed oğlu İb rahim, kaldırıldığı Beyoğlu Belediye Liman idaresinin Pire'den aldığı vahastanesinde ölmüş ve görülen lüzum sıtalar, dün hareket etmiştir. Bu vaa üzerine cesedi, Morga kaldınlmıştır. talar geldikten sonra limandaki vesait buhranı hafiflemiş olacaktır. Palto hırsızı Sinobda Sinob 21 Karadenizde dün başlı yan fırtına devam etmektedir. Cumhuriyet vapuru İstanbula giderken bocalıyarak limanımıza sığınmıştır. KÜLTÜR İSLERİ Beykoz Köy Yatı mektebinde Ankara Halkevinde mühim bir nutuk söyliyen Dahiliye Vekilimiz hitabet kürsüsünde ve dinleyiciler Istanbul Maarif müdürü Tevfik Kut, dün Beykoz Köy Yatı mektebine git miş, bazı tetkikat yapmıştır. Yeni açılmış olan diğer köy yatı mektebleri de gezilecektir. Küçükpazarda, bir el arabasından îzmir îstanbul deniz yolu çaldığı paltoyu sattırırken, yakalanan kısaltıldı Basri isminde biri, dün ikinci sulh ceza Denizbank Umum Müdür Izmir İstanbul deniz yolunun 14 mahkemesinde sorguya çekümiştir. muavini gfitti Hâkim, suçlunun tevkifine karar ver saate indirilebilmesi için Bandırma treni, îzmirden sabahları saat sekizde miştir. Bir müddettenberi şehrimizde çalış kalkacak, akşam on yedide Bandırma makta olan Denizbank Umum Müdür Kadın cesedinin hüviyeti ya varacaktır. Devlet Denizyollarmm muavinlerinden Nihad Ankaraya git Ortaköyde Kaptanpaşa sahillerinde Almanyada yaptırdığı Trak vapuru bu mhtir. bulunan kadın cesedinin hüviyeti tes hatta tahsis edildikten sonra îzmir bit edilmiştir. Bu, Pangaltıda Akbaba istanbul deniz yolu kısaltılmış olacaksokağında 31 numaralı evde oturan el tır. li beş yaslarmda Makruhi isminde bir Nüshası 5 kunıştur Kartalda bir hırsızlık kadma aiddir. Makruhinin hakikî ölüm Türkiye Haric sebebi, Morg raporundan anlaşılacak Kartalda hükumet caddesinde 41 nuiçin için tır. maralı eve evvelki gece meçhul bir Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Hâdise tahkikatile, Müddeiumumî hırsız girmiş, mühim miktarda eşya Altı aylık 750 » 1450 » muavinlerinden Orhan Könü meşgul çalarak kaçmıştır. Hırsız aranmakta Üç ayhk 400 » 800 > dır. olmaktadır. Bir aylık 15Q » Yoktuı; Cumhuriyet Abone şeraitl