Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 29 flrincikânun 1938 ROMANYADA TETKlKLER: Rumen kadınları Yolcu salonunda Dilsizler arasında garib bir takib bir hakaret davası Meshur Niagara köprüsü yıkıldı Hercai hikâyelere inanarak onlar hakkmda Muayeneden sonra teiâş Dün işaretle yapılan gösterdiler, yakayı «hafif» diye bir hüküm vermek doğru değildir tahkir duruşması, çok Yazan: Safaeddin Karanakçi ele verdiler garib oldu Dün Galata yolcu salonunda garib bir takib yapılmış ve biri kadın olan iki kaçakçı sırf şüpheyi davet edici hareketle rinden dolayı ele geçmişlerdir. Italyan bandırah Filpo vapurile şeh* rimize gelen Madam Sara ve arkadaşı Ispironun muayeneleri yapılmış ve her ikisi de salondan çıkmışlardır. Fakat kapıda bulunan gümriik memuru bunların kapıdan çıkar çıkmaz gösterdikleri telâ şın farkına varmış, kendilerini derhal geli çevirerek içeriye almıştır. Yapılan ikinci araştırmada Ispironun yorgan ç a r safı içinde iki ve Saranın da mantosunun astan arasında 2,5 kilo ipekli kumaş bulunmuştur. Bu da bafka... Gene dün Teofil Gotye vapurundan Romanyaya gidiyorura veya Roman yacağım. Hayatlannı her hangi müna ç:kıp bir top ipekli kumaşı bir bohça imif yadan geliyorum, dediniz mi, arkada sebetsiz şeküde geçirmek suretile te gibi kolunun altında götüren Kanne is şmızın manidar şekilde gülümsediğini min eden bu kadınlar mevzuumuzun minde bir kadın yakalanmıştır. görürsünüz. Filhakika, Romanya de haricinde kalırlar. nildi mi, altın başaklı tarlalar, gümüş Çalışan kadınlar, mağaza ve atölye ve ten berrak sular yanında akla güzel ve büro kadmlan olmak üzere ikiye ayrıcömerd kadınlar gelir. hrlar. Mağaza ve atötye kadmlan, FranRumen kadınmın güzelliği edebiya sızlann midinette dedikleri kadınlardır. tımıza girmiş midir, bilmem. Bunu üs Bunlar her memlekette olduğu gibi RoTürkiye Başpehlivam Tekirdağlı Hüta^d Turhan Tan söylesin.. Fakat «Mem manyada da kadınm en kimsesiz, en seyin, menecer Asımla beraber dün akleketeyn> kadınlarınm güzelliği siyasî görgüsüz ve en kolay sımfıdır. Bu ka şam Parise hareket etmiştir. Başpehli tarihimize intikal etmiştir. dınlar kültür itibarile büro kadmların vanımız Pariste birkaç müsabaka yap Osmanlı Sultanlarile Eflâk ve Boğdan dan çok geridirler. Havatlarmı çalış tıktan sonra Londraya gidecek, orada Prenslikleri arasında akdedilen kapi tıkları mağaza veya atölvelerle kendi da tanınmış pehlivanlarla karşılaşacaktülâsyonlan tetkik edecek olursanız; kıratlanndaki koca veya âşıklarına has tır. bu memleketlerden Türkiyeye gelen al retmişlerdir. Bu kadınlar mütevan ve Tekirdağlı Hüseynin, Londradan îs tınlar ve kıymetli hediyeler arasında kanaatkârdırlar. Bir sinema seansı, bir kenderiyeye gitmesi de muhtemeldir. dişili ve erkekli Rumen güzelleri de gö çift çorab ve hatta çikolâtah bir pasta Bu seyahat dört ay kadar devam ede onlar için en değerli birer sürprizdir. cektir. rürsünüz. Rumen kadmlan Için Türkiyede ne Hayatta yalnız olmalan itibarile bu kaBaşpehlivana, memleket dışmda yaler anlatılmıştır, neler... Bin bir gece hi dınlar gördükleri ve ısındıkları erkekpacağı müsabakalarda muvaffakiyetler kâyelerini bile gölgede bırakacak kadar lere çabuk alışırlar ve kolay kolay bıdileriz. esrarlı ve oynak masallar... Bir tren rakmak istemezler. kompartımanında başlayıp otel odala Buro kadınları, lise veya yüksek meknnda biten maceralar, geceyarısı tre teb mezunlarıdır. Bunlar da umumiyet Meçhur bir otomobilci öldü Berlin 28 Alman otomobilcisi Ronini kaçırdığı ve yatacak yer bulama itibarile ya kimsesiz ve yahud aiîeleri dığı için otel odamzın kapısmı vuracak nisbeten fakir oldukları için çalışmağa semeyer, Frankfurt Darmştad otomokadar mütevazı ve külfetsiz zivaret mecbur olan kadınlardır. Bu kadınlarda bil yolunda sürat tecrübesi yaparken ölçiler ve nihavet bütün erkekleri baştan gaye; biran evvel evlenerek kendileri müştür. Bindiği otomobü, hızla giderve yoldan çıkaracak kadınlar... için bir yuva kurmaktır. Bu itibarladır ken tekerleklerin yerden kalkması üzerine devrilmiştir. Rumen kadmlan için uydurulup söy ki, bu kadınlar Bükreşin veya çalıştıklenilen bu hikâyeler, onlarm kulakları ları şehirlerin uzak semtlerinde ve ekna kadar gıtmiştir ve onlar, kendileri seriya mobilyalı bir odada otururlar. daha şık ve daha koket olduklarını söynin böyle hafif olarak telâkki edilişle Aylıklarından yaptıklan tasarruflarla lüyorlar. „,,. , „ kendılerine çehiz hazırlarlar. rinden müteessirdirler de... Bu kadar koket olan Rumen kadını Bence hakikî Rumen kadmı, aile ka züppe değildir. Bayram ve pazar günleBir memleket kadını için böyle Tıerdınıdır. Bu kadm Rumen kadınlığuıın ri an'anevî bluzunu, kalm ve sırma işcaî hikâyelere inanarak «hafif» tir diye bir hüküm vermek nekadar doğrudur fizik ve psikolojik bir ifadesidir. lemeli etekliğini giyer ve fusta namını Uzun bir boy, mütenasib bir endam, verdiği bazan düz kırmızı, bazan da sırbilmem. Yalnız şunu hassasîvetle ve derhal güzel ve mevzun bacaklar Rumen ka ma işlemeli kalın bir beyaz bezle başıişaret etmek isterim ki, bir memleket dınlarınm müşterek vasıflandır. Ru nı ve saçlarmı örterek Bükreşin en mumüessese veya ferdlerine aid enfüsî bir men kadmı umumiyet itibarile esmere tena eğlence yerlerine gider. misali, umuma teşmil ederek bundan yakm kumraldır. Burun kanadları ve Rumen kadını romantiktir. Memle afakî bir hüküm çıkartmakta her halde dudakları ince, ağzı ufak, dişleri beyaz ketin enfes şarabları, Karpatların yeşil isabet yoktur. Bu şekilde verilen afakî ve muntazamdır. îri kestane gözlerini rengi ve bahar kokusu; bazan inliyen, hükümler Beyoğlunun mahud bir iki haleliyen kirpikleri devrik, elleri ve a bazan bir çılgın gibi coşan memleket otelinin kozmopolit havası içinde ve bu yakları ufaktır. musikisi onu romantik yapmıştır. RuRuman kadını kendisine yakışacak men kadını, musikiyi, heyecanı, mace lanık camları arkasmda Türkiye için verilen hükümlere benzer, ki, bu Ru surette makyaj yapar. Sürme bilmez. rayı ve şarabı sever. Romantizm kadımen dostlanmızı haklı olarak üzebilir. Fakat rimellerin envamı kullanır. nm askına da girmiştir. Seven kadın, Bir memleket hakkmda söz söyliye Bütün dünya kadmlan gibi Rumen ka ıstırabı ve hüznü ile sever. bilmek için orada uzun müddet yaşa dmlan da modanm tesiri altındadırlar. Rumen kadını sporcudur. Ata biner, mak, bu memlekete aid sathî ifade ve Bu itibarla saçlan ve kaşlan moda rüztenis oynar, otomobü kullamr; dans etmanaları aşarak her hangi bir şeyin e gârmm seyrine göre renk, şekil ve mamesini sever. Amatör tayyareciliğe özesasma varmak, her smıf halkla temas na alır. nenler, hatta beynelmilel As olanlar da Rumen kadınmın güzellik tipi, memetmek lâzımdır. Bu takdirde bile yazıvardır. lan yazı, söylenilen söz şahsî bir müta leket mmtakalarma göre biraz tehalüf Rumen kadmj kür meraklısıdır. Se eder. Boğdan dilberi Eflâk güzelinden, lea ve hüküm çerçevesini aşamaz. nenin hemen hemen bir ayını KöstenRomanyada üç buçuk sene kaldım. Banat ve Basarabya yosmaları Buko Üniversite talebeliği hatıralarile bağlı vina'dakilerden farklıdır. Fakat hakikî ce civarındaki deniz banyolarmda, bir bulunduğum bu memleketi vakit ve fır Rumen kadm güzelliği; hakikî Rumen ayını da dağ kaplıcalarmda, Sinaya, sat buldukça ziyaret ederim. Binaena kadın füsun ve şuhluğu bilhassa Boğ Braşov gibi dağ sporları yapılan yer lerde geçirir. leyh Rumen kadmı hakkmda meçhul dan dediğimiz Moldavya'dadır. Rumen kadını giyinmesini bilir. Rumen kadırimm kür merakı bilhassa Don Juan'larından ziyade söz söyliye Robunun, şapkasınm, tuvaletinin ya üzüm zamanı kendini gösterir. Günde büecek bir vaziyetteyim. Bence Rumen kadmlan, bulvar ka pılışmda, garnitürlerin, renklerin in yarım kilodan başlıyarak sekiz, dokuz dmlan, çalışan kadınlar ve aile kadm tihabmda çok kuvvetli zevki ve isabetkilo üzüm yiyen ve başka hiçbir şey yelan olmak üzere üç kısma aynlabilir leri vardır. Fransız kadmlannı tanıyanlar, Ru miyen kadınlara tesadüf edersiniz. ler. SAFAEDDİN KARANAKÇt men kadınlarınm Fransız kadmlanndan Bulvar kadmlarının üzerinde durmıMilli elbiselerile Rumen kızları Dün, Sultanahmed ikinci suTh cezada suçlusu, davacıları, tercümanı ve bir kısım şahidleri dılsiz olan bir hakaret ve tehdid cürmü meshuduna bakılmıştır. Dilsiz ve sağır Taksus oğlu Kasador, gene dilsiz ve sağır Hıkmet adında bir erkekle Perihan adında bir kadını Ad live koridorlarında isaretlerle tahkir etmiştir. Tabiî işaretletle yapılan tahkir ve tehdidi herkes anlıyamamı$, fakat hâdiseyi diğer üç dilsiz görmüşlerdir. Hıkmetle Perihan, Kasadordan şikâyetçi olduklarını ileri sürerek mahke meve müracaat etmişlerdir. Muhakeme esnasında davacılarla suçluların söylemek istedikleri şeyleri anlamak icin Ahmed isminde bir tercü man intihab edümiştir. Yarım dilsiz ve ayni zamanda sağır olan Ahmed, tercümanlığı yazı ile yapmış ve vaziyeti işaretle izah etmiştir. Reis Salâhaddin, sucluyu Adliye ta babetıne göndererek dilsiz ve sağır ol duğunu tesbit ettirmiştir. Suçlu Kasador isaretlerle şunlan söylemiştir: < Bunların ikisi de beni kızdırdılar. Ben de söyledim. Fakat kabahat benden fazla bunlardadır > Reis Salâhaddin, tercüman vasıtasfle davacılardan şunu sormuştur: « Siz, hakaret ve tehdidden dolayı Kasadorun tecziyesini istiyor musu nuz?» Davacı Hikmet ve Perihan işaretlerle şu arzuyu izhar etmişlerdir: « Evet, bizi tahkir ve tehdid etti. Tecziyesini Lsteriz.» Reis, dilsiz ve sağır şahidlerin dinlenmesinden sarfı nazar ederek suçlunun itirafuu gözönünde tutmuş ve Kasadoru 5 gün hapisle 160 kuruş para cezasına mahkum etmiştir. Evvelce mahkumi yeti olmıyan Kasadorun cezası tecil edümiftir. Nipgara şelilesini donmuş bir zamanuıda ziyaret edenler Niagara 28 Yıkılacağı 24 saattenberi tahmin edilmekte bulunan Niagara şelâlesinin üstündeki köprü, dün akjam, birdenbire buzlann sürüklemesi tesirile yıkılmıjtır. Köprü üzerinde çalışmakta olan ve bir müddet hayatları hakkında endişeye düiülen 10 işçi, köprünün yıkılmasından birkaç dakika evvel, tehlikeyi hissederek kaçmışlardır. Köprü, iki saniye içinde mahvolmuştur. NiagaraGfalls 28 Kanada ve Amerikah 15,000 ziyaretçi, yıkılmış. olan köprüyü görmek üzere buraya gelmişlerdir. Köprüyü tahrib etmiş olan buz duvarı, dumbazlan, ufak evleri, hangarları ve gemileri sürüklemek suretile Niagara boğazlarından aşağı doğru inmektedir. Ontario elektrik şirketi memurları, 20 metro kadar irtifaı olan fabrikalannın bir milyon dolar zarara uğramış olduğunu tahmin etmektedirler. Fabrika irtifaının ancak 6 metresi buzlann yukarısında bulunmaktadır. Tekîrdağlı Hüseyin Parise gitti ^^v^VaB^^^^^^B^^^a^^^B^B^HBHB^VVa^B^BM^^B^^aıHHBVB^^^HBaBİB^BVH^BJaiBV^B^BBBBHB^B^H^BİB^B^^B^B^^B^B^^B^BB^B^B^^B^^^B^^B^^^^R] LESIKALSİN GRANÜLe Izmir İli Daimî Encümeninden: seri ve emin bir vasıta! Kansızhğı giderir, zayıfian şışmanlatır, iştihayı açar, vUcudü saıi mikroblara karsı koyar. Her eczanede arayınız. Ihtiyar koşucunun muvaffakiyeti 14 şubat 938 pazartesi günü saat 11 de ihalesi yapılacağı ilân edilmiş olan «120055» lıra «23» kuruş keşif bedelli Gülbahçe Karaburun yolu ek sıltmesinin o günün bayram tatiline rastlamasmdan ötürü 17 şubat 938 perşembe günü saat on bire bırakıldığı ilân olunur. (559) dışlerinizi temizlemeğe başlamaktır. Başkalannda hayranhkla ve kıska • narak görmekte olduğunuz mücellâ ve beyaz dişlere; K O L Y N O S tstimali ile siz de malik olacağınızj göreceksiniz. K O L Y N O S ağzmızın sıhhatini, dışlerinizi ve diş etle« rinizi hüsnü muhafaza edecektir. K O L Y N O S kullanarak a2 zaman içinde gönül cezbedici inci gibi dişlere malik olacağınıza emin olabilirsiniz. Bunun temini ancak. Amerikan KOLYNOS diş macunu sayesinde kabildir. K O L Y N O S tamamen teksif edilmiş olduğu cihetle kuru fırça üzerine 1 santimetre koymak kâfidir. Kullanışı çok lâtif ve ekonomiktir. Fiatı 42 Kr. KOLYNOS Paris Her sene olduğu gibi Auto gazetesinin tertib ettiği kır koşusu bu sene St. Claud parkmda cereyan etmiştir. Resmimiz, kır koşusuna iştirak eden eski sporcularm en yaşlısı olan Ols zewski'yi ihtiyarlar koşusunu kazanır ken gösteriyor. Yunan millî takımı tskenderiye muhtelitini yendi Atina 28 (Hususî) Telâviv'den dönmekte olan millî Yunan futbol takımı İskenderiyede şehrin muhtelit takımile yaptığı maçta 2 0 galib gelmistir. Yunan takımı Telâvive giderken de ayni takımı yenmişti. Araba bizi orada, Porte Menseride bekliyor, dedi Aldo, geç oldu. Ben eve gitmiyeceğim. Kardeşinin kolunu bırakh ve otsuz tarlada, san çiçekli çaldıklar arasında ilerledi. Aldo seslendi: Vana! Vana! O geri dönmedi. Vana! Vana titrek fakat inadcı adımlarla yürümekte devam ediyordu. O zaman Aldo çirkin zâfını yendi ve onu yakalamak, dizlerine kapanmak, yalvarmak, ağlamak arzusile koşmağa başladı. Kardesini yanında hissedince Vana durdu ve baktı. Demek bu kadar korkuyorsun? dedi. «Evet; korkuyorum. Senin ölmeni istemiyorum. Ben ölemem» diyecekti, fakat kendini tuttu. Cevab verdi: Seni anlamıyorum. Neye karar verdiğini, ne yapmak istediğini bilmiyorum, Vana. Hiç. Fakat sen beni yalnız bırak. Kendi kendime düşünmek istiyorum. Seni bırakmamalıyım. Bırak. Benim yolum artık seninki Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Artritizm, romatizma Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstanbul J Şubesinden: Bay İzzet Tuğan adma vazılı D. smıfmdan birlik 6522 numaralı bankamız aksiyonu kaybedildığinden artık hükmü kalmadığı ve sahibine baska numaralı yeni bir sened verileceği bildirilir. (527) ile ayni değil. Niçin? Bunu bana söylemek »ana düşer, Aldo. O zaman kalbinden vahşi bir hiddet taştı. Kendini uçuruma atmak istiyorsun! Benim de beraber mi atılmamı istiyorsun ? Peki. Hazınm. Ölümden daha solgundu. Vana ayakta idi ve sırtını duvara dayamıştı. Sustu fakat profilinde merhametsiz ve müphem birşey seziliyordu. Aldo kendi sesini bile duymadan: Ne yapmak istiyorsun? dedi. Tecrübe etmek. öyleyse ver elini. Kız elini ona verdi. Her ikisinin de hayatı yeniden birleşiyor ve kaybolarak birbirine kanşıyordu. Birisinin korkusu ötekine geçti. Arzu değil dehşet dizlerini büktü. Elele, a^^uclarındaki soğuk teri hissederek otlann üzerinde diz çökmüş vaziyette kaldılar. Her ikisinde de hayat, mükerrer bir nefesin söndürecek gibi olduğu fakat söndüremediği, küçük alevler gibi çırpınıyordu. önlerindeki uçurum müthişti. ümidsiz bir sesle: Kardcşim! Kardeşim! diye bağır* dı. Ve rüzgâra mukavemet edememiş gi1» bi yüzükoyun düştü. O zaman delikanlıya anî bir kuvvet geldi. K K kardeşini kemerinden tuttu, kaldırdı, geriye doğru sürükledi ve onun* la beraber çalıhklara yuvarlandı. Hayır, hayır, Vana dedi. Onun başını tutuyor, şeklıni değiştiren yüzünc bakıyordu. Ölme! Ölme! Ben ölmek istemi yorum. Istırab çekmek, mücadele etmek, denemek istiyorum. Sen kaybolmuş de « ğılsin. Ben de değilim. Çılgmlık bize yolumuzu şaşırtıyor. Biz zehirlenmişiz. Iyî olacağız. Birşey gelecek, bize doğru birisi gelecek. Titriyen parmaklarile onun saçlannı, yanaklannı, çenesıni okşuyordu. Ve parmaklan ıslanırken, zavallı mahluk kalbinin yanıbaşmda hıçkırırken, uazaklaşan parmaklığa, çiçekli çalıhklara, lâciverd tepelere asılan aya, bir bulutun ölen ateşine bakıyordu. Doğruldu ve kardeşinin kalkmasına yardım etti. Onu yeniden okşamağa başladı. Zira hemen hemen şehvetli bir muhabbet kalbini dolduruyordu. Onun gözVana yaşlarım sildi, eteklerini silkeledi. CArkası var) Cabriele d'Annunzlo Yazan: 23 Tercume eden: Cemil Fikret Burada su çok iyidir. İnghirami'lerin kuyularındakinden daha iyi. Işte benim güğüm. Bakın. Benimki daha temiz. Fakat benimkinin ağzı daha dar. Benimki, benimki. Sakrak sesler akisler uyandınyor, çıplak kollar dolu güğümleri kaldırıyor ve uzatıyorlardı. Aldo etrafında köy se vimlili&inin titrediğini hissediyordu. Güğümlerden bırini dudaklarının arasına aldı ve madene dokunmadan, suyu dökmeden, meharetle, içti. Sonra tekrar nizgâra karıştı. Vana birdenbire: Biliyor musun, dedi, yarın geli yor? Kafasını önüne eğerek yürüyordu. Yarın geliyor mu? Hizmetçiye villâyı haar etmetîoi yazmif. Nişanlıymış,. Ne demek istiyorsun, Vana? Isabella, Paolo Tarsis'le nişanlanmış. Onu da yazmıj mı? • Yazmış. Niye bana yalnız {iradi haber veriyorsun? Çünkü ben de bugün haber aldım. Onunla beraber mi geliyor? Onunla beraber. Bütün etraf tek bir anafor içinde dönüyor gıbiydi Demek artık yapılacak birşey yoktu. Kanunî rabıta hazırlanıyor ve Isabella bir adamm mah oluyordu. Kendi hayatında ve başkalannınkinde herşey değişecekti. Herıey yıkılıyordu. Emin misin? Mektubu gördün mü? Gördüm. Aldo durdu; zira düşmekten korktu. Sanki riizgâr onun içinden geçmiş ve bütün iliklerini boşaltmıştı. Vana da durdu ve: Anlıyor musun? Benim evim az evvel ziyaret ettiğimiz değil mi? Bundan sonra seninki de orası değü mi? Gurubda tuğlalarının kümesile çizgî lenen harab Badio'ya bakmak için döndü. Damı kopmuş.. Hakikaten koprauş damı gördü. Hakikaten bu önüne geçilmez haksızlığı farketti. Böylece bütün înghirami'lerin mülkünden vazgeçmiş oluyor. Mecburî... Onlar için gene fakirlik, ayrılık, dağınıklık, mücadele ve sıkıntı hayatı başlıyordu. Belki gene babanın ve üvey ananın tahammi 1 olunmaz evine avdet, belki küçük bir iş. Herbiri iki defa müteessir oluyor, iki defa hiyanete uğruyordu, erkekte hiddet ye'se galebe çahyordu: Zalim tabiatine kanşık intikam ve hiyanet tasavvurlan canlanıyordu. Vana kardeşini kolundan tutarak sağır bir sesle: Guerruccia'dayız, dedi.