24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 23 Ikincikânun 1938 MISIR MEKTUBU: Futbol hakemi Yazan: NÜZHET ABBAS Bir maçta ve bir maçtan sonra şahsl birini takib edeceğinden, yarım saat zarve hareketleri en çok tenkid edilen in fmda oyun çorbaya dönmüş demektir. san hiç şüphesiz ki hakemdir. Onu be Bu itibarladır ki, kararlarmda azimkâr ğenen çok azdır. Hatta galib vaziyetin ve sebatkâr olmıyan insanların hakemdeki takım da dahil olduğu halde kulüb lik etmeğe kalkışmaları kadar uygun taraftarları onun maçın hitama erdiğini suz bir iş yoktur. bildiren düdüğü çalıncıya kadar son da4 Göz ve ani karar kikada (guya) münasebetsiz bir karar Hakemin gözü çok keskin olmak lâ» vereceğinden daima şüphelidirler. zımdır. Bunun ehemmiyeti çok büyükWL Fakat hakeme verilen bütün bu yük tür. Birçok insanların ne gözleri hasta, ^pek salâhiyet ve kuvvet, ona karşı bes ne de miyop olmadıkları halde gözleri lenmesi icab eden hürmeti muhakkak hakemliğe müsaid değildir. Yapılan hasurette temin edememekte, bilâkis ve taları iyi görebilmek ve kabahatin, yaekseriya hakemin şahsına karşı umumî hud hilenin hangi tarafa raci olduğunu bir antipati uyandırmaktadır. derhal kestirebilmek için hakemin gözYani hakem ağzile kuş tutacak da ol leri müthiş keskin olmalıdır. sa, kolay kolay kimseye kendini beğen Hakemin gözleri, ona anî karar veredirecek mevkide değildir. Seyircisi, o bilmek hususunda büyük yardım eder. yuncusu, taraftarı, aleyhtarı hep onu Verilecek karar, rüyetle başlıyacağı tenkid ve tahtıeye meyyaldir. için, rüyette vuzuh. bu kararlar üzerine Futbol kaideleri gibi oldukça kanşık de çok yakından müessir olur. Hakem, bir nizamnameyi geniş bir saha dahi yalnız keskin gözlü değil, ayni zamanlinde tatbik, itiraf edilmek lâzımdır ki da açıkgöz olursa son derece avan zor bir iştir. Bu işte tam manasile mu tajlı demektir. vaffak olabilmek için keskin bir görüş. 5 Hakem anform olmalıdır demir gibi bir azim, anî ve seri karar Bir buçuk saatlık bir maç esnasmda, verebilme vasıflarına ilâveten vücud hakem, oyuncular kadar değilse bile, ce de kuvvetli ve formünde olmak iktiza bir hayli yorulur. Hatta maçı hakkile eder. idare etmek ve en ufak şeyleri kaçır Bir futbol hakemi Için aşaŞıda sava mamak isterse, hakemin oyuncular kacağımız vasıfların hangisi birbirinden dar koşması lâzımdır. Birçok muanzladaha mühim olduğunu gösterecek deği rıma rağmen, ben bir yerde saplanıp liz. Çünkü bunlarm ahenktar bir şekil maçı, o yerin on metro dahili muhayyel de bir araya gelmesiledir ki mükemmel bir daireden idare etmek istiyenlerin bir hakem nümunesi vücude gelmiş o aklına şaşarım. Futbolda öyle zamanlar lur. gelir ki, yapılan hatayı değil, öyle uzaklardan, pek yakından bile kimin yaptı/ Kaideler Bir hakem kaidlerl tereddüdsüz ve ğmı anlamak çok güç olur. Bu itibarla kusursuz olarak bilmeli ve tatbik ede bir maçı hakkile idare etmek için, habilmelidır. Maalesef bazı eski futbol kem, top nerede ise orada bitmek ve hâcular bunun kat'î bir lüzum ve ihtiyac diseleri yakından görmekle muvaffak olmadığına kanidırler. Halbuki bir maç olur demek hata veya mübalâğa olmaz. esnasmda öyle hâdiseler zuhur edebi Hakemin bu şekilde hareket edemeyişilir ki, bunlar hakkında karar verebil ne başlıca sebeb, vücudce anform ol mek için kaidelerin hiç mühim addo maması, koşamaması ve hemen yorullunmıvan bir kısmından istiane mecbu ması olduğundan ve yorgunluk neticesi, riyeti hasıl olur. Kaideleri harfi harfine vereceği kararlarda da isabet olamıyabilmedikçe bövle müşkül bir vaziyetin cağındandır ki, hakemlerin anform olicinden çıkmak imkânsız olduğuna göre malan üzerinde nekadar ısrar edilse düdüğü eline alacak olan bir futbol ha azdır. keminin nizamnameyi su gibi ezbere Hamlaşmış, hantallaşmış ve koşma bilmesi sarttır. kabiliyetini kaybetmiş bir vücudla hakemliğe kalkışmak, başaramıyacağı bir 2 Hakemin otoritesi işe girismekten başka bir şey değildir. Hepsinin de âsabı, yenmek hırs ve i^tc feir futbol hakemi etrafmdaki uvahud yenılmek korKusıle gerıımış omumî mülâhazalar bundan ibarettir. lan 22 oyuncunun üzerinde sözünü ge cirebilmek, sızıltılara meydan verme Hakemin muhakkak surette bitaraf olmek ve bu arada kaideleri tamamı ta ması lüzumuna gelince, bunu yazmayı mamma tatbik etmek vazifesile mü zaid gördük. Bitaraf olamıyacak kadar kellef olan hakemin otoriter bir şahsi hislerine mağlub insanların hakemlik yet olması, sözünü geçirir ve şakaya sahasmda hiç işleri olamıyacağı gayet gelmez bir tip olması şarttır. Kaideleri tabiidir. ivi bilmekle bunlan tatbik arasındaki fark da esasen bundan ibarettir. Oyuncu denilen asabî mahlukun psikolojisi ni kavrıyarak ona anlıvabileceŞi bir lisanı halle muamele etmesini bilen insandır ki, hakemlikte fevkalâde mu vaffak olur. Oyuncuların başlıca ka rakteristiği, hakemi oyunun başlangı cında denemektir. Birkaç deneme neticesi, otoriter olmadığını anladıkları hakeme karşı, oyuncular derhal kafa tutmağa başlarlar. Istanbul 3 Ankara 1 Ankarada futbol maçını Istanbul takımı kazandı Kral Faruk'un düğünü ve Mısırın siyasî vaziyeti Düğünü vesile ittihaz eden yeni hükumet taraftarlarmm adedini çoğaltmaya çalışıyor; fakat Nahas Paşa da boş durmuyor Insanlık borcu «Hisar» kurbanlarınm ailelerine yardım 24 üncü liste 23 üncü liste yekunu Vagonli Istanbul mümessili Kerımzade kardeşler Mensucat fabrikası sahibi İbrahim Ziya 5 Keresteci Yusuf Ziya Başak 5 Sabuncuoğlu ve Hafızoğulları 5 Dokumacı Receb Aydoğmuş 2 Mığırdıç Tersekyan 2 Ipelcçi Berberyan biraderler 2 Sami emekli subay 1 Elbiseci Huseyin Avcı 1 Muhasib Yani 5 Esklşehir tayyare alayı 2 nci böluk makinistleri tarafından 24 25 Kabata$ Lisesi talebeleri tarafından 10397 91 Yekun Lira K. 10300 66 25 10 10 (Baş tarafı 1 inci sahifede) Kahire, 18 ikincikânun Yasar (Demir Çankaya), Musa (AnkaMajeste Birinci Faruğun izdivac gü" ragücü), Hasan (Genclerbirligi), Fet nüne yaklaşıyoruz. Tarihî ve içtimaî bünhi (A. Güneş), Rıza (M. G.), İs yesine göre, servete ve servetin geniş bir kender (A. Güneş), Celâl (Harbiye), bolluk içinde etrafa dökülüp saçılışma Ali Rıza (A.G.). meftun olan memlekette, büyük tertibat Kadıköy spor kulübünün kongresi 3 Azim sahibi hakem Bir hakem için saha üzerinde vere ceği kararlarda oyunculara tâbi olmak kadar tehlikeli bir iş yoktur. Bunu itiyad haline getirmekse bir hakemin manevî ölümü demektir. Oyuncular bir kere hakeme kararlarım değiştirtmek işinde muvaffak oldular mı, ötesi berbad bir hal almış demektir. Bunlar, bir Kadtfcöy Spor Kulübünden: Kulübümüzün senelik kongresi kulüb binamıada yapılmış, eski heyeti idare heyeti raporu okunduktan sonra bir senelik varldat ve masraf hesabatı tetkik ve üyeler tarafından kabul olunarak yeni idare heyetinin seçilmesine geçilmiştir. Fahrî bsuşkanlığa: Başvekil Celâl Bayar, Başkanlığa: Mehmed Başeski, ikinci başkanlığa: Orhan Termiyeci, umumî kâtibliğe: Mazhar Bayülker, umumî kaptanlığa: Cevdet Spor, muhasebeciliğe: Aleko Kolaoğlu, İdare memurluğuna: Mehmed Ay demye, murahhas azalığa: Şinasi Aybak. Bütün üyeler tarafından yeni idare heyetine muvaffakiyetler dilendi. Butün kulüb üyelerinin arzularile fahrî başkanlığa seçilmis olan muhterem Başvekillmiz Celâl Bayara butün üyelerimizin hürmet ve tazimleri telgrafla bildirilmiş ve toplantıya alkışlar arasında nihayet verilmiştir. Birinci devre ve lstanbulun içinde hazırlanan bu muazzam düğünü, halk anlatılamaz bir heyecan içinde bek" ilk golü Oyunun birinci devresi lstanbulun al liyor. Bu düğün piyasaya pek büyük patıncı dakikada yaptığı bir golün tesiri al ralar döktü; Kahirenin iktısadî hayatı tında olarak geçti. Bunu Fikret çektiği biç bir konjonktür zamanında görülme fevkalâde bir kornerle topu tam kale miş bir şekilde canlandı. Bütün bu sebeblerden dolayı da, siyanin önüne düsürerek Necdetin güzel bir ayak vuruşu ile takımına kazandırmıştı. set birdenbire ikinci plâna düştü. Fakat, Ticaret Odası, bina sahibi Fakat bu bir sıfır vaziyetin devre sonu asıl siyaset, bu düğünün kendisidir. Bü olmak istiyor na kadar devam etmesine rağmen îstan tün düğün hazırlıklan ve ona verilen mutstanbul Ticaret Odası on iki senedir bul bir hakimiyet tesis edemedi. Ankara azzam programın türlü türül teferrüatı kira ile oturduğu, Dördüncü Vakıf ha fırsat buldukça güz.el hücumlar yapıyor arasında siyasetin de rolü ve hedeflerı Mehmed Mahmud Paşa nından kurtularak bir binaya sahib olve sık sık îstanbul kalesi önünde tehlike var. Bu ince nokta, son günlerin hâdımak için tetkikat yapmaktadır. Oda, li vaziyetler yaratıvordu. Bunlann iki seîeri arasında, biraz bulutlu ve örtülü, retle değişmesinden ve yeni bir Vefd pro Dördüncü Vakıf hanı için şimdiye kadar tanesi bugün harikulâde bir oyun oynı fakat, çok güzel ve vazıh görülüyor: Ye gramı hazırlayıp meydana atmasmdan kira olarak Vakıflar idaresine 120,000 yan Cihadın mükemmel kurtarışlarile ber ni hükumet ve daha doğrusu yeni siya sonra olacaktır. Bu suretle, yeni esasla liradan fazla bir para vermiştir. taraf edildi. Ayni zamanda îstanbul da set, halk arasmda, düğün münasebetile ra istinaden meclis karşısına çıkacak olan Ticaret Odasınm vâkıâ bina yapmak Ankara kalesini ziyarette kusur etmiyor hükümdara karşı canlanan teveccühten üçüncü Mehmed Paşa Mahmud kabi için Dördüncü Vakıf hanın tam kar ve her gelisinde daha şuurlu bir oyunla istifade ederek Vefdi parçalamak ve a nesi mecliste kâfi derecede ekseriyet bu şısında şimdi kısmen Ticaret Borsası kurduğu müsellesler Fuadın sık sık ren rada kendisine kuvvetli bir ekseriyet te lacağı ümidindedir. ve kısmen de mezarlık ve türbe olan min etmek istiyor. gini kaçırıyordu. Ekseriyeti bulabilirse ne âlâ, bulama sahada bir arsası vardır. Fakat yeni şeDüşününüz bir kere: Düğün münase dığı takdirde de, parlâmentoyu dağıtıp hir plânına göre, bu arsadan istifade etEğer Melihin ve Haşimin bu devrede mek imkânı yoktur. çok fena olan oyunları olmasaydı bu teh betile yüz bin kişiye kilolarla et dağıtıla yeni intihabata başlamak için hazırlanan likeler belki birer sayı şeklinde tecessüm cak, düğün gecesi birçok eğlence yerleri «irade» cebindedir. Esnaf cemiyetleri bütçeleri *** de edebilirdi. Fakat hakikaten yetişecek sabaha kadar açık duracak ve büyük Esnaf cemiyetlerinin geçen seneki bir as olan Haşim bu devre sahada yok şenlikler içinde çalkanan şehrin her taraBu hesabın muvaffak olup olamıyaca bütçelerinin tetkikinin arkası alınmış gibiydi. Melih ise koşuyor, çırpınıyor, fa fında konserler tertib olunacak, halk da ğ:nı bilmek kolay değildir. Herşey, Mısır tır. Yapılan hesablara göre, esnaf cemikat takımına en küçük bir fayda bile te bu eğlence yerlerine girip, saray hesabı parlâmentosundaki meb'uslann göstere yetlerinin geçen seneki umumî gelirleri [M, yiyecek, içecek, zevk edecek! min edemiyordu. cekleri karakter kuvvetine bağlıdır. Fakat, 100.000 liradır. • îşte, yeni siyasî hareket, bu vesileden görünen alâmetlere bakılırsa, hükumet, Ankaranın golü Cemiyetler, 1937 senesi için bütçele istifade ederek, kendisini kuvvetlendir bütün bu müsaid günlerin temin ettiği fayBirinci devre bitmek üzere irine adi ve fevkalâde fasıllardan 27,000 mek, yaymak, Nahas Paşanın arkasın dalara rağmen, Nahas Paşa ordusunu, ken bir Ankara akını favul ile durdaki kuvvetli politika ordusunu parça ortasından ikiye bölmeğe muvaffak ola lirahk yardım tahsisatı koymuşlardır. durulduğu için hakemin verdiği fricak gibi değildir. Herşey yeni bir intiha Bu tahsisatla bir esnaf hastanesi kurukik cezasını İskender çok kuvvetli bir lamak istiyor. lacak ve bir de sıhhî imdad otomobıli ba doğru gidildiğini gösteriyor. *** şütle kaleye havale etti. Lâstik Nahas Paşa aleyhine yapılan hareke alınacaktır. Düğün günlerî için, üç günlük siyasî top gibi yerinden fırlıyan Cihad mükemmel bir plonjonla topun üzerine düştü ise bir mütareke akdi için bir teklif var. Bu tın lideri, yavaş yavaş Ahmed Mahir de şütün şiddetinden tam bloke edemedi teklif, filen kabul edilmiş görünmekle Paşa olmak üzere meydana çıkıyor. Her şiddetli bir nutuk söyliyerek onu irtica ile siyasî faaliyet geri dur vesilede Vefdin reisine hücum eden, onu itham etti. Bu esnada, bir kısım Üniverve Fethinin bir ayak vuruşile devre 11 beraber, muş değildir. Ahmed Mahir ve Ali hodbinlikle, istibdadla ve Vefd prensip sıte talebesile halk tarafından yapılan beraberlikle bitti. 'Mahir biraderler tarafından, Vefd fır lerini ihlâlle itham eden parlâmento reisi, mukabii bir nümayiş, her iki tarafı bir tkinci devre kasını ikiye ayırmak ve «Sa'd Zaglul ikinci defa teşkil edilecek olan Mehmed birine kattı ve tam manasile vuruştular." Bu deyreye nazaran. idarecilçrjnjin **% ân'anelerine daha sadık» bir Vefd el Mahmud IPaşa hükumetine arkadaşlari Bu<$tnada meydan üzerinde bukman lokımda tadilât yapmaları ve Melihi yahud Sa'dî fırkası vücude getirmek üzere sar le birlikte girecek ve eğer ikinci bir inti kantalardan biri tamamen harab oldu ve Haşimi feda ederek kenarda beklıyen fedilen gayret, bilhassa bugünlerden is haba gidilecek olursa, yeni fırka hare kuvvetli bir polis müfrezesinin müdahalesi Bülendi yahud Muhteşemi oyuna sok tıfade etmek istiyor. Şimdiye kadar Vefd ketinin idaresini elıne alacaktır. Herşey olmasaydı, bu hâdısenin büyüyüp şehri maları daha iyi olurdu. Fakat her ne fırkasından ayrılan yirmi beş kadar meb sarayda büyük bir mevkii, Vefd içinde harekete getirebileceğinden korkulabi dense bu yapılmadı. Fakat çok garibdir us, bu hareketi canlandırmak ve ileri gö bir hayli nüfuzu bulunan bu zatın mu lırdi. Ölen olmamakla beraber hayli ki tam formunda olan Ankara ikinci dev türmek üzere büyük bir faaliyet sarfedi vaffakiyetine bağlıdır. mecruh vardır. Birçok insan da tevkif rede takatten kesilmiş gibi bir vaziyet al yorlar. Fakat netice belli değildir. İki taedildi. *** dı. Santrahaf Hasan söndü, akınlar sey raf da neticeden emin görünüyor: HükuGörülüyor ki, düğün günlerinin halkı Nahas Paşa da boş durmuyor. Düş rekleşti ve nihayet oyun 35 inci dakikaya met tarafı parçalıyacağmdan, öteki de, işgal etmesine rağmen siyasî mücadele, tüğü gündenberi Mısırın her tarafını dokadar Istanbulluların yüksek hakimiyet parçalansa bile, kuvvetli ekseriyetini mulaşmakta ve her yerde içtimalar yaparak şiddetini kaybetmiş değildir. Nahas Paleri altında cereyan etti ve îstanbul muh hafaza edeceğinden. Vefdin bütün kuvvetini kendi etrafında şa saraya çok dargmdır. Elinden gelse, teliti iki gol daha atarak vaziyeti kendi Şimdiki hesablara göıe, parlâmento tutmıya çalışmaktadır. İki kuvvet arasın düğüne rağmen, memlekette daha şid lehine 31 e çıkardı. nun yeniden toplanacağı tarih olan 3 şu daki bu çarpışma, düğün haftasının siya detli bir hareket yapmıya çalışacaktır. Ankaralılar son on dakika kadar tekbata kadar hükumet, orada kendisine seti ikinci plâna alınmış bulunmasına rağrar canlanır gibi oldular. İstanbul kale dost olan bir ekseriyet temin etmiş ola men, bir takım hâdiselere de sebeb ol Evvelki mektubumda söylediğim gibi, sini iyi sıkıştırdılar, fakat bunlardan hiç caktır. Bu ekseriyetin takviyesi için, 3 maktan hâli kalmıyor. Pazar günü, Na Mısırda demokrasi ile aristokrasi arasınbirisi netice vermedi ve oyun 31 İstanbuşubattan evvel, Mehmed Paşa Mahmud has Paşa, Port Saide giderken, istasyon da ilk teşkilâtlı mücadele başlamıştır. lun galebesile bitti. istifa edecek ve yeniden teşkil edeceği meydanında bir takım nümayişler oldu. Yukarıdan gelen tazyik Nahas Paşayı İkinci maç bugün kabineye meclis reisi Ahmed Paşa Ma Taraftarları ile aleyhtarlan arasında her aşağıya doğru sürükliyecek ve Vefd fırBu neticeyi oyunun şekline nazaran hirin etrafında toplanan siyaset dostların iki tarafın da nümayişlerıle başlıyan gü kası, tedricen demokrat radıkal bir pronormal addetmek icab eder. Maamafih dan bazılarını alarak hükumete Sa'dist rültü arasında Nahas Paşa taraftarları grama doğru gidecektir. Her halde, MaAnkara yarın daha iyi teşkil edilmiş bir bir şekil verecektir. Hükumef taraftarları kuvvetli görünüyorlardı. Port Saide gi jeste Faruk'un iki hafta kadar sürecek otakımla yeniden talihini deniyecek ve muhiti, mecliste şimdiye kadar kazandık dıp orada propaganda içtimaları yaptık" lan balayı sükunet içinde geçmiyecek ve kuvvetli hasmını yenmeğe çalışacaktır. ları taraftarlann çok olduğunu ve bun tan sonra ertesi gün avdet eden Nahas arkasından da Mısırda mühim müca Arada şimdiki halde bir klâs farkı bulun ların ancak muayyen bir zamanda mey Paşa İstasyona gelir gelmez gene taraf deleler zuhur edecek ve bu hikâye uza* masına rağmen bunun gayri kabil olduğu dana çıkacaklarını söylüyor. Bu meydana tarlarmm hararetli nümayişlerile karşılan yıp gidecektir. kanaatinde değiliz. çıkma hareketi de, işte hükumetin bu su dı ve bu esnada hükumet aleyhine gayet M. Teker Yürü tembel. şıyor ve ısmıyordu. Sonra, ay, birdenbjre, rı bir yerli hizmetçi kızla beraber yemek yoktur. Diye sürükledi. Tekrar gülüşerek, şa bir projektör gibi beyaz ve parlak, görü pişiriyordu. Bazil'le beraber, adanın içeCevabmı verdi. Güneşe oturmuş, ba kalaşarak konuşabilmeleri şayanı hay nüverdi. Bütün bunlar, hakikatten uzak rilerine kadar gidip, heykel yapmak için şında palmiye yapraklarından bir şemsiye retti. Otelin merdivenlerinden indiler ve gibi ıdi. kırmızı toprak aradılar. Doktor Higgins, olduğu halde, ortasından yarıp güne^e ırmağın, palmiyeler arasından yokuş aİlk günleri, Doris, büyük bir faaliyet onlara, Nuh Mebî'den kalma bir otomo koyduğu Hindistan cevizini seyrediyor şağı aktığı noktaya yürüdüler. Bazil: içinde geçirdi. Bragnol'un evine yerleşe bil tahsis etmişti. Yollar, Fransız hü du. Antoinette, üç saat güneşte duran Çevlren: Yazan: Yorgun değil misin sen? ceklerdi. Eşyayı toplarken, bir şeker san kumetine pek pahahya mal olmamışa ben Hindistan cevizinin, altı kişiyi sarhoş eHamdi VAROĞLU Vicki BAUM Diye sordu. Kendi kulakları, yorgun dığmın içinde, kınk oyuncaklar buldu. ziyordu. Doris, otomobili idare ederken decek kadar kuvvetli bir içkiye tahavvül 82 luktan uğulduyordu. Doris bu suale sa Her halde Bragnol'ların bir çocuğu ol yavaş sesle şarkı söylüyor ve Bazil'in edeceğini ona söylemişti. Doris, Bazil'in Dorîs, ilk defadan tanıdığı iptidaî ye dece güldü: Sonra, yan yoldan tekrar taraçaya malıydı. Yemek odasında asılı bir resim daima yanında bulunduğunu, keskin ve yanma gitmek ve onu kucaklamak için mek odasına girdiği zaman, bütün otel döndü: Bende bitmez tükenmez bir kuvvet de, bu çocuk, kıvırcık saçlarile annesi * kuvvetli bir his halinde duyuyordu. A çok kuvvetli bir arzu duyuyor, fakat git Tavsiye ederim, bir yün kuşak müşterilerine mahsus uzun yemek masası var, dedi, hiç yorulmam. pin kucağında görülüyordu. Doris, göz daya geleli henüz bir hafta geçmiş oldu miyordu. Aşkını israf etmekten korku sarın, dedi. Burası sıcak memleket gibi n:n tepesinde, büyük bir petrol lâmba leri şeker sandığına dalmış, düşünüyor ğu halde, arkada bıraktıkları yıllar silin yordu. Sahi öyle. görünür amma, soğuğu da müthiştir. Al smın yandığını gördü. Masada iki yabanBunu samimî olarak söylüyordu. Do du. Şimdi, kafasının içinde yepyeni bir mişti bile. Bazil onunla alay etti: cı adam oturuyordu. Bunlar, yemekten r.s, vapurda hiç rahatsızLk hissetmediği fikir doğmuftu. «Niye benim de bir ço Adanın iç taraflarında kırmızı toprak laha ısmarladık. Sen galiba, aşkı büyük bir dilim Doktor, gecenin karanlığma gömülüp sonra satranç oynamağa başladılar. O halde, kendisi, fırtınanın devam ettiği bir cu^um olmasın?» diyordu. bulamadılar.. Bazil buna adeta sevindi. pdşta zannediyorsun. Bir hamlede yiyip kayboldu, kumları çıtırdatan ayak ses telci, bu iki kişinin, adanm iç tarafların kaç günü hep kamarasında kapalı geçirsevketmiyor, bıtirmekten korkuyorsun, dedi. İki ay evvel, Nevyork'la San Fransis Doris de onu çalışmağa lerinden başka birşey işitilmez oldu. LJ d.ıki şekerkamışı tarlalarına sahib şirke mışti. Vo arasında, trende, ölüm korkusu ge hatta kendisi, Mragnol'lerden kalma pi" Doris, bu tarife, onunla beraber gültin mümessilleri olduğunu, Bazil'in ku 7un bir sükuttan sonra Doris sordu: Irmağa yaklaştıkları zaman serinlik çiren Doris'in şimdi çocuk istemesi delice yanodan ürküyordu. Maamafih, tekrar dü. Hayır, aşkı pek de böyle tasavvur Sen adayı böyle mi tahayyül et lağına söyledi. Doris, bu adanm bir iç erttı. Başlannın ucunda büyük yarasa bir fikirdi. Her gün biraz daha esmerle şarkı söylemeğe başlıyacağını hergün bi etmiyordu. Aşk, onun nazarında, daha tarafı bulunmasına hayret etti. O, adayı lar dolaştı. Şimdi, bu medar manzarası şen ellerine baktı. Damarlarında, kanının raz daha kuvvetle hissediyordu. Ada, miştin? ziyade, meselâ aya benziyen bir şeydi. liman, otel, ırmak ve palmiyelerden, bü içinde, suyun, cennetten gelen bir ses gi muntazam akıp gittiğini duyuyordu. Kal iyileşmek ve unutmak istiyenler için çok Bunun akabinde, Bazil yere diz çökAzalır, fakat bu azalmasının sebebi pek tü ve başını, sokulmağa teşne bir hayvan tün bu bildiği şeylerden ibaret, ufak bir bi akseden hafif mırıltısını dinliyorlardı. bi de iyi idi. Patikala'nın berrak havasm mükemmel bir yerdi. Sonra, önünden iyi anlaşılamazdı. Bu izah Bazil'i daha gibi, onun dizlerine koydu. Doris, onun yer sanıyordu. Ellerile dokundukları yüksek ve kaba da teneffüs ederken zorluk çekmiyor, ve kaçtıkları hayata tekrar avdet etmeleri ziyade güldürdü. Antoinette mutfaktan güneşten yanmış ensesini okşamağa başBir yerden bir otomobil sesi geldi. Bir otlar, rutubetten ve kırağıdan ıslaktı. o görünmiyen el, artık kalbini sıkıştırmr cîe pekâlâ mümkündü. çıkıp yanlarına geldi. Nıçin güldüklerini ladı/ kuş, insan sesini andıran bir haykırışla Kasabadan, bir müddet evvelki feryad yor, onu ânî bir ölümle tehdid etmiyordu. Doktor Higgins onları ziyarete gel bılmeden, kahkahalara o da iştirak etti. Ne tuhaf, diyordu, hiç kavga et öttü. Garson sofrayı topladıktan sonra, yerine şimdi şarkı sesleri geliyor, bu ses O günler zarfmda, hiç yorgunluk duy miş ve kim olduklarını, adaya niçin gel Her akşam, evin bulunduğu tepeden miyoruz. Doris, Bazil'e: lere, derin ve muntazam bir gürültü re madan çok çalıştı. Yalnız, zemin, ayak diklerini anlamak maksadile ağızlarını a ırmağa kadar iniyorlar, köprünün üstünOtelci taraçaya geldi ve bir asatilen Gel, biraz dolaşalım, dedi. fakat ediyordu. larının altında, alâstikiyetini muhafaza ramıştı. O gittikten sonra, Doris: de, birbirlerine sıkı sıkı sarılıp yahud elele lâmbası getirdi. Çiy beyaz bir ışık veren Bazil, gerinerek: Komşuları ziyaret etmeğe mecbur tutuşup bir müddet duruyorlar. Sonra Doris, yeryüzünde değil, kendi ayak ediyordu. Fakat, Doris, bu garibeye de bu lâmbanın etrafma derhal bir sürü per Üşeniyorum. oîacağız galiba. Iarile bu yabancı toprak arasma serilmiş tedricen alışıyordu. Gülerek, Bazil'e: avdet ediyorlardı. Ev, aşklarını, bir mahvane üşüştü. Otelci, yemeğin hazır olduDiye cevab verdi. Dorîs, onu kolun b;r bulut üstünde yürüdüğü vehmine kaDedi. Bazil: Bulut üstünde yürüyorum. faza gibi sıkı sıkı kavrıyordu. ğunu haber verdi. dan tuttu. Cennette komşu zîyaret etmek pılıyordu. Hava gitgide daha berrakla Diyordu. Adını Antoinette koydukla(Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle