06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 tkincikânun 1938 CUMHURIYET Büyük davalar Çine verilen mühlet bitti, Amerikanm sabık Cumhurreisi Şan • Kay Şek susuyor Japon hükömeti bir beyanname neşretti Chautung'un garbındaki muharebelerin Çinli lerin lehinde cereyan ettiği haber veriliyor IBaştaraft 1 ind sahi/ede\ olduğunu tekrar etmiştir. hakkmdaki hattı hareketine dair kendi Ierine malumat ve izahat vermek üzere Bir Japon hava taarruzu yekdiğerini müteakıb Alman ve îtalyan Şanghay 16 50 Japon tayyaresi, Hu sefirlerini kabul etmiştir. nan'ın payıtahtı olan Changsha üzerine Beyannamede neler var? bir sefer icra etmişler ve birçok telefata Neşredilen beyannamede ezcümle sebebiyet vermişlerdir. şöyle denilmektedır: Avrupanın iktisadî vaziyeti Yazan: FLORtAN DELHORBE A. Reithinger, «Avrupanın iktisadî vaziyti» isimli eserinin mukaddemesine şu sözlerle başlıyor: «Şu tebeddül devresinde, Avrupanın cihanşümul nüfuzunu muhafaza etmek matlub ise, muhtelif Avrupa devletlerinin hayatı menfaatlerini makul bir muvazene dahiline almak için icab eden şeraitın biran evvel bulunması lâzımdır. Bu nokta, bugün, her millet efkârı umumi vesinin kabul ettiği bir hakikattir. Buna mukabıl, Avrupa hayatının esaslı âmıllerini bilmek, sulhperver bir camia tesisi için ilk şart olduğu halde, bu bilgiye, Avrupa kıt'asındaki güzide sınıfın ancak bir kısmı sahibdir.» bir zaman, milletler arasında, mahsulâtm tedavülünü bu derece tahdid eden engeller mevcud bulunmamış olduğu esasına dayanarak diyor ki: «1929 senesine nazaran, sınaî müstahsalât, bugün % 20 nısbetinde fazladır. Hdlbuki, beynelmilel ticaret hacmi % 10 nisbetinde düş kündür. Müstahsalât artmakta, fakat tedavül etmemektedir 1921 den 1936 ya kadar altın istihsali bir misli artmıştır. Bu altının büyük bir kısmı hiçbir işe yaramıyor. Altın istihsali arttığı nisbette, haricî istikraz bonoları azalmaktadır. Daha dün beynelmilel malî merkez olan Londrada, esasen pek düşmüş olan beyntlmilel istikrazlar, 1933 de 5,3 milyon Ingiliz lirası iken 1926 da 0,6 İngiliz lirasına inmiştir. Bu müddet zarfında, Avrupanın şarkında, öyle geniş mıntakalar vardır ki, ziraî mahsulât fazlası, ümidsiz bir mahiyet arzetmektedir.» Franız maliyecisi, yeni kredi sisteminin tatbikında eski hatalara düşülmemesi için iki tehlikeye karşı tedbır alınması lüzumunu j^eri sürerek bu iki tehlikeyi, nakdin kullanış tarzı ve borcun ödenmemesi olarak tarif ediyor. Yeni sistemin, ayni zamanda, halihazırdaki ihtiyaçlardan mülhem olması lâzımdır. Esası, âmme menfaatinin başlıca mümessillerini ayni el birliği teşebbüsüne iştirak ettirmek olan bu kredi sistemi, tahvilât hâmillerini, muknz devleti, ekonomik gruplan, ban kerleri ve müstakriz devleti, ayni men faat etrafında, müttehid bir cephe halinde toplıyacaktır. Beynelmilel yeni kredi sisteminin iş • leyişini idare edecek olan merkez bir «garanti sendikası olacaktır», bu sendika, istikraz muamelesi ile alâkadar tarafların mümessillerinden ve dainlere olduğu kadar medyunlara da itimad telkin edecek mahiyette beynelmilel bir bankadan müteşekkil olacaktır. Sendika, bir altın stokunun emaneten tevdii mukabilinde, tasavvur edilen teşebbüsatm malî kısmmın muntazaman temin edileceğini medyuna karşı tekeffül ettikten ve tahvilâtı piya saya sattıktan sonra, beynelmilel banka ile müştereken, mukavelenin esasını teşkil eden işlerin hüsnü suretle intacını temin edecektir. Şimdiye kadar, dainle medyun ara sındaki münasebatın, ekseriya, istikrazın akdini müteakıb kesilirdi. Halbuki, yeni sistemde, sendika, muhtelif âkid taraflara karşı daimî bir teminat göstermeğe devam edecektir. Bugüne kadar, istikrazlar mukabilinde gösterilen, demiryolu, gümrük varidatı ve saire gibi teminat daima gayrikâfi gelmiş olduğu için, yeni sistemde, yegâne teminat olarak altın kullanılacaktır. Yeni sistemin tatbikatına gelince, tedavüle çıkarılacak tahvilâtın %25 i nisbetinde altın ihtiyat akçesi tevdi edildiğini farzedersek, rhedyunun, meselâ 500 milyonluk altın mukabilinde 2 milyarlık tahvilâtı tedavüle çıkarmak imkânmı bulacağmı görürüz. Tedricen kullanılacak olan bu 2 milyara mukabil, murakabeyi deruhde edecek olan beynelmilel bankanın kasalannda 500 milyonluk altın daima mevcud bulunacak ve sendikanın kabul ettiği itibarî miktarın teminatını teşkil edecektir. Bu suretle, medyunun mutlak surette aczi halinde, bu miktara tekabül eden nisbette tahvilâtın piyasaya arzı, borcu kapatmağa yetecektir. İHEM NALINA MIH1NA Akifin mezarı niversite talebesi, geçenlerde, ölümünün yıldönümü münasebetile İstiklâl marşı şairi Mehmed Akifin mezarını ziyaret etmişti. Gencler, bu mezarın bir toprak yığınmdan ibaret olduğunu görerek müteessir olmuşlar; onun mezarına bir taş dıkmeğe karar vermişler ve bunun için de bir broşür çıkarmışlardır. «Mehmed Akifin kabri için» adını taşıyan, bu risalecikte Hukuk fakültesinden, Tıb fakültesinden, Edebivat fakültesinden, Kabataş lisesinden bırkaç genc, istiklâl marşı şairi icin birer sahifecik yazmışlar... Bu kitabı 15 kuruşa ve iyi kâğıdlısını da bir liraya satarak onun mezarını taşsız bırakmamak istiyorlar. Münevver gencliğin bu kadirsinashğını memnuniyet ve takdirle karşılamamak kabil değildir. Söylendiği ve okunduğu zaman bütün bir milletin hürmetle, heyecanla dınlediği İstiklâl marsının şairini, ölümünün yıldönümünde bile gürlükle bulunacak, yarın ise büsbütün silinip, kavbolup gidecek bir mezarda yatırmak elbette bize yaraşmazdı. istiklâl marsının bir mısraında, O zaman vecdile bin secde eder varsataşım diye, bir gün mezarının taşsız kalması ihtimalini bile düşünmüş olan Akifin bu düşüncesinde yanıldığını göstermek bir borcdur. Onun için, Akifin mezarına bir taş koymak ve üzerine îstiklâl marşının güftesini yazmak emelile neşredilen bu kitabcıktan istiklâl marşını seven her Türk birer tane almalıdır. Bu münasebetle muharrir ve münakkid Nurullah Atacm «Akifin Mezartaşı» adile yazdığı bir yazıdan bahsetmek . stiyorum. Nurullah Atac Mehmed Akifi sevmediğini söylüyor ve niçin sevmediğini de izah ettikten sonra, ona bir mezartaşı dikmek, şiirini sevsek de sevmesek de hepimizin vazifesi olduğunu söylüyor. Bu yazıda, muharrir, Mehmed Akifin şiirini sevmediğini, ıtıkadlarına bugün çoğumuzun iştirak etmediğini anlatırken onun İstiklâl marşı sairi olduğunu tamamile unutuyor. Akifin şiirini sevmiyebi iriz; fikirlerini beğenmiyebiliriz; itikadarını eskimiş bulabiliriz; fakat, istiklâl marşı şairi olduğu için, Mehmed Akıfi evmeğe, hatta sevemesek bile ona hürmet etmeğe mecburuz. Nurullah Atac gibi lgun bir muharrir onun şahsiyetinden ve eserinden bahsederken bu noktayı unutmamalı idi. On yedi milyonluk bir millein millî marsını yaratmış olan insanın, şairliğinden, dinî akidelerinden, edebî mesleğinden, herşeyden evvel îstiklâl, marşı şairi olduğunu düşünmemiz lâzım ] dır. Münevver Türk gencliği de, Mehmedi Akife lcarşı bu kadirşinaslığı, daha ziyade, îstiklâl marşını bize hediye ettiği için gösteriyor. M. Hoover mühim bir nutuk söyledi ŞanKayŞek cevab vermedi Tokyo 16 Japonlann sulh teklif Ierine cevab vermesi için Mareşal Şan Kay Şek'e verilmis olan mühletin inkiza etmiş olduğu söylenmektedir. Mare şal tarafından bu tekliflere cevab veril memesinin ilânı harbî intac etmesi muh temel addedilmemektedir. Hariciye Nezareti istihbarat şefi M. Hawai'ın geçenlerde Changhai ve Nan kin mıntakasına icra etmiş olduğu seyahatin gayesi, mahallî memurları imparatorluk konferansının mukarreratını tat bika hazırlamak oldugu söylenmektedir. Beyanname neşredildi Tokyo 16 Hükumet, Çin hakkındaki Japon siyasetini tarif eden bir be yanname neşretmiştir. Dün, kabinenin içtimaından sonra M. Konoye, saat 20,45 te bu beyannamenin metnini İmparato run tasvibine arzetmiştir. Bu beyanname, Japonyanın azimkârane bir hattı hareket takibine devam etmesini âmir olan Çindeki muhasamat sebebile parlamento liderlerinin mesai birliğinde bulunmalarını taleb eden bir kararı ihtiva etmektedir. M. Konoye, hafta başlangıcında fırka reislerini kabul ederek JaDonyayı bu ağır karan ittihaz etmeğe sevketmiş olan es babı izah edecektir. Dün saat 21,40 ta M. Konoye ile görüşmüş olan M. Hirota, Japonyanın Çin Japon hükumet' Nankinin zaptından sonra bile sabır göstermiş ve bu suretle millî Çin hükumetinin tarzı hareketini değiştirmesi için kendisine son bir fırsat vermi'ştir. Bununla beraber Japonyanın hakikî maksadlarını anlamak istemiyen Cin hükumeti, halkın feci vaziyetini ve U zaksarkta sulhun idamesini nazan itiba ra almıyarak muhalefette muannidane bir ısrar göstermistir. Binaenaleyh Japon hükumeti, bundan sonra bu hükumetle münasebette bulunmamağa ve Japonya ile ahenkli bir teşriki mesai tesis edecek olan veni bir Çin reı'iminin vücude gelmesine intizar etmeğe karar vermiştir. Böyle bir rejimle Japonya, Çin J a pon münasebetlerini tanzim etmek ve yepyeni bir Çin vücude getirmek için bütün kııvvetile çahşacaktır. Bundan evvel zikredilen hususlann Japon siyasetini deqiştirmiyeceğini kaydetmek lüzumsuzdur. Tapon siyaseti eskisi gibi, Çinin tamami vet ve bakimiyetine ve bütün diğer dev letlerin hak ve menfaatlerine riayet et mek esasına istinad etmektedir. Uzakşarkta sulhun idamesi hususun daki Japon mes'uliyeti eskisinden çok büyüktür. Japon hükumeti bütün Japonlann milletin uhdesine düşen vazifeyi itmam etmek üzere daha büyük gayretler sar fedeceklerind^n kat'iyyen emin bulun maktadır.» (A.A.) Nevyork 16 Sabık Reisicumhur M. Hoover, söylediği bir nutukta, harb yükünü bertaraf edebilmek için Ameri kanın dünyanın diğer kıt'alarile iş birliği yapmasını şiddetle tavsiye eylemış ve demiştir ki: « Bu iş birliğini yapmakla beraber, Amerika, diğer milletlerin harblerinin önüne geçmek veya bu harbleri nihayete erdirmek ve yahud ekonomik zecrî tedbirlerle ve ambargolaıa iştirak eyle * mek için askerî kuvvetleri istimal ederek Filhakika, bugünkü iktisadî ve siyasî kendisini tehlikeye de koymamalıdır. vaziyetle, bundan otuz sene evvelki vaAmerikalılar, diğer milletlerde ümid zıyet mukayese edilecek olursa, Avru ler uyandırmaktan vazgeçmeliyiz. Fakat pada ve bütün dünyada olmak üzere iki ayni zamanda, dünyanın ekonomik ve baştan muvazene bozukluğu görülür. sosyal refahını artırmağı istihdaf eyliyen Yirminci asır bidayetinde, yeryüzünün her enternasyonal iyi gayretle iş birliği meskun kısımlarınm üçte ikısi, müstemyapmalıyız. leke veya domınyon şeklınde doğrudan Diğer taraftan gümrük tarifelerimizi doğruya Avrupa nüfuzu altındaydı. indirmeliyiz, Kellog misakı da dahil ol 1914 harbi, Avrupanın bu vaziyetini duğu halde bütün muahedelerin mukad sarsmakla kalmamış, bizzat Avrupayı, des mahiyetini idame ettirmeliyiz ve bu muhtelif rakib zümrelere ayırmıştır. Bu paktın ihlâli yolile elde edilen muvaffa* muvazene bozukluğuna başlıca sebeb okiyetleri tanımaktan imtina eylemeliyiz. lan vaziyetlerden biri, muhtelif mıntaka Amerikanın millî müdafaa kuvvetleri lardaki nüfus kesafeti ve bunun doğurdunin fazlalaştırılması lâzımdır. Fakat si ğu müşküllerdir. lâhın vazifesi, yalnız yapılacak tecavüzü geri püskürtmeğe inhisar ettirilmelidir. Deniz müdafaası bakımındansa, Filipın adalarının muhakkak surette Amerika n:n müdafaa hatları dahilinde bulunması Iüzumu yoktur.» (a.a.) Diğer taraftan, Avrupanın muhtelif mıntakalarında husule gelen muvazene si/lik ve bundan tevellüd eden rekabet ler, bazı ziraat mıntakalannın endüstri mıntakası haline gelmekte gösterdiği süratle de kabili izahtır. Halihazırda bütün dünyada mevcud iktisadî huzursuzluğun en büyük sebeb lerinden biri, «Avrupanın iktisadî vaziyeti» müellifine nazaran, denizlerin hâk;mi olan Ingılterenin ıdare ettiği iktisadî ve siyasî sisteme nihayet verilmis olmasıdır. îngiltere, sadece lâfzan bir Avrupa devleti, hakikatte, başı Avrupada bulunan, azası denizlere ve kıt'alara uza nan cihanşümul bir devletti. Harbden evvel dünya iktısadiyatı denilen şey, esas itibarile, Ingilizlerin serbest mübadele teraftarlığının, diğer milletlere iştirak imkânını verdiği, cihanşümul bir Ingiliz iktısadiyatı idi. Halbuki, Umumî Harbden sonra, eski ekonomi şekillerinin kırıntıları ortasında, hergün biraz daha bariz yeni ekonomi zümrelerinin vücud bulduğu görülüyor. Avrupada, o kıt'aya mahsus bir ekonomi, Yenidünyada bir Amerika ekonomisi, Asyada bir Rus ekonomisi ve Pasifikte bir Japon ekonomisi vardır. Ve müellif, bu vaziyet karşısında şu mütaleayı yürütüyor: «Avrupa devlet lerinin hayatî menfaatlerini makul şekilde muvazenelendirmek kabil olmadığı takdirde, ikinci Avrupa harbinin tarihini, istatistik yolile, hemen hemen kat'î olarak hesablamak mümkün olacaktır.» Muvazenenin temini için zarurî olan çareler meyanında, muhtelif ticarî bloklar teşkili gibi bir sistem düşünülebilirse de, bu bloklara dahil olacak memleket ler, ne iktisadî ne de malî bakımdan birbirini itmam edemiyecekleri için, bu tedbir büyük bir ehemmiyet arzedemiyecektir. Böyle olunca, yegâne çıkar yol, Avrupa memleketlerinin tatbik ettikleri ti carî siyasetlerin tadilinden ibaret kal maktadır. Fakat, bu da, beynelmilel kredi meselesinin halline vabestedir. İş, beynelmilel krediye dayanınca, bir Fransız maliyecisinin ileri sürdüğü, yeni bir beynelmilel kredi sistemi fikrini, a r tık tatbik kabiliyetleri kalmamış olan Harbi Umumiden evvelki sistemlerin yerine en faydalı şekilde ikamesi mümkün bir kredi şekli olarak kabul etmek şıkkı vardır. Bu maliyeci, dünya yüzünde, hiçbir zaman bugünkü kadar bol mahsul, hiçbir zaman bu derece mebzul altın ve tatbik edilmemiş tediye usulleri, hiçbir zaman, bu kadar fazla miktarda tatmin edilmemiş müstehlik ve bunlara mukabil de, hiç Mısır Kredi Fonsiye tahvilâtının büyük ikramiyesi Kahire 16 Yüzde 3 faizli ve ikramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tahvilleri nin dünkü çekilişinde: 1903 senesi tahvillerinden 786,564 numaralı tahvil 50 bin ve 1911 senesi tahvillerinden 229,847 numaralı tahvil 100 bin frank ikramiye kazanmışlardır. (a.a.) De Valera Londra Avrupada şiddetli ya bir plân gptürdii bir fırtma esiyor İrlânda da bir torpito İngiltere sahillerinde bir çok kazalar oldu filosu teşkil edecek Londra 16 De Valera, dün ak şam buraya gelmiştir. Gazeteciler tarafından sorulan bir suale cevab veren de Valera, Londrada nekadar müddet kala cağını bilmediğini, ikameti müddetinin müzakerelerin cereyanına bağlı olacağmı söylemiştir. Londra 16 Sunday Times, de Valera'nın cebinde İrlanda'nın sahil ve li manlannın müdafaasına müteallik bir plân bulunduğunu, bu plânın bir torpido filosu ihdasını, îrlandanın mahrukat ve donanma için zarurî olan maddeler bakımından ihtiyacatının temini maddelerini ihtiva etmekte olduğunu yazmaktadır. Dublin'de daha şimdiden birçok işlere başlanılmıs ve petrol tasfiyehaneleri inşa edilmiş olduğu söylenmektedir. (ai a) Londra 16 Bütün îngilterede şiddetli bir fırtma hüküm sürmektedir. Rüzgârın sürati saatte yüz kilometrodan fazladır. Fırtma, seyrisefaini tehlikeye koymuş ve birçok maddî hasarlara sebeb olrnuştur. împerial Airvvays, Paris tayyare postalarını tamamile durdurmuştur. Bu se bebden dolayı Paristen Londraya tayyare ile gelmek niyetinde bulunan Eden, trenle seyahate mecbur kalmıştır. De Valera, îrlanda'dan îngiltereye geçerken şiddetli fırtınaya tutulmuşsa da vapur salimen îngiltereye varmıştır. Dorset sahillerinde birçok vapurlann tehlikede olduğu sanılmaktadır. Fırtına nm bugün öğleden evvel dinmesine pek ihtimal verilmemektedir. (a.a.) ..n,<,,,ıınınnıımılll!iniinill!lll!ll1llltlllllll!nill|llllllinilınııııının<ı»t Balkanlar arası posta pulları Atina 16 (Hususî) Yeni ihdas edi len Balkanlar arası posta pulları 8 şu battan itibaren tedavüle çıkarılacaktır. Kıymetîeri 6 drahmidir. Diğer Balkan devletleri tarafından da ayni kıymette pullar ihrac olunacaktır. Peşte Konferansının vermiş olduğu neticeler IBaşmakaleden devam] rin inkişafını büyük bir alâka ile takib etmektedirler; iki hükumet arasındaki müzakerelerin muvaffakiyetle neticelenmesinin Tuna havzasında sulhu takviye edeceği kanaatindedirler.» deniliyor. Bu satırlardan anladığımıza göre ltalya, Roma Berlin mihverini kuvvetlendirmek için önümüzdeki aylar zarfında büyük bir gayret sarfetmekten geri kalmıyacaktır. Beyannamenin diğer maddeleri yukarıda bahsettiğim endişelerin yerinde olmadıklarını meydana koyuyor. Avusturya ile Macaristan antikomintern paktına karşı sempatilerini ilân etmişler, komünizme karşı memleketlerinde esasen mücadele etmekte olduklarını, bu mücadeleye devam edeceklerini beyan etmişler, fakat pakta iltihak etmemişlerdir. Milletler Cemiyetinden çekilmek meselesi beyannamede mevzuubahstir. Burada da Avusturya ile Macaristan «şayed Milletler Cemiyeti ana prensiplerinden aynlacak olursa bu müesseseye karşı olan vaziyetimizi yeniden tetkik edeceğiz» diyerek rneseleyi kapatmişlardır. Kahyor bir İspanya meselesi. Beyannamede okudusumuza göre Kont Ciano, Franco'yu Avusturyaya ve Macaristana resmen tanırmıya muvaffak olmustur. Eğer Peşte konferansı neticeleri üstünkörü gözden gecirilirse ltalyanın elde ettiSi vegâne muvaffakiyet olarak, Franco hükumetinin iki orta Avrupa devleti tarafmdan tanınmış olması eörülür. Fakat biraz evvel söylediğim gibi Italvanm asıl gayesi birkac müsDet netice elde etmekten ibaret deeildir. ltalyanın «imdilik en mühim hedeflerinden biri, Berlin Roma mihveri civannda müsaid bir zemin hazırlamak ve bu zemini mümkün oldushı kadar homoı'en bir hale gerirmekhr. Bunun için, Italya bir taraftan bazı devletlerle dostluğunu kuvvetlendirmeğe çalışırken diğer taraftan da bu devletler arasındaki ihtilâflann düzeltilmesine sayret ediyor. Mussolini, Fransanm şarkî Avrupadaki "üfuzunu baUalamağa uğrasıyor. Eeer Fransa daha bir müddet kendini toparhyamazsa esasen şarkta hayli sarsılrnıs olan nüfuzunun sıfıra indiğini görebilir. tkamet tezkereleri çabuk verilecek M. Beck'in Berlin ziyaretinin tefsirleri Berlin 16 Emin bir membadan öğrenildiğine göre, öğleden sonra Cote d'Azur'e hareket etmiş olan Beck, gö rüşmeleri esnasında bilhassa Milletler Cemiyetinden ve Polonyadaki Alman ekalliyetinden bahsetmiştir. Alman gazeteleri, yaptıkları tefsirlerde, Beckin Diet mecİisindeki son beyanatında ısrar etmektedirler. Beck, bu beyanatında Milletler Ce miyetinin ideolojik bağlarla birleşmiş memleketlerden mürekkeb bir birlik haline gelmesinden korktuğunu söyle mistir. Ekallivetler hakkında. Beck, ilkkânun 1937 tarihinde ekallivetler için Almanya ile Polonya arasında akdedilen iti lâftan sonra da devam etmekte olan oldukça mühim anlaşmamazlıkları izale etmeğe calışmıştır. Zannedildiğine göre. Beck, subat or talarında Horthy ve de Kanva'nm istirakile Biolowicza'da tertib edilecek olan büvük bir av partisine gelmesi için Moscicki tarafından çönderiien dave tiyeH Goerinç'e tevdi etmiştir. (a.a.) M. Goga diyorki: «Yahudi meselesini Cenevreye bizzat ben vereceğim » Londra 16 (Hususî) Romanya dan alman haberlere göre Başvekil M. Goga, gazetecilere yeni politikanın esaslarını anlatmış, Yahudi aleyhtarlığı si yasetinin sebeblerini izah etmiştir. M. Goga, ezcümle diyor ki: « Romanyadaki Yahudi aleyhtarlığının bir doktrin düşmanlığı olmadığı aşikârdır. Bütün azlıklann hukukunu tanıyoruz, fakat devlet hayatının temellerinin muhafaza edilmesini istiyoruz. Bu temellerin tamamen Rumen olması lâ zımdır. Azlık hukukunu tanıyacagız. Ancak doğu Avrupasmm her köşesinden Ro manyaya gelen bu yeni göçebe halkın Romanya halkı olarak tanınmasını kabul etmiyeceğim. Milletler Cemiyetinden korkmuyo rum, meseleyi Cenevreye bizzat kendim vereceğim. Milletler Cemiyeti, memleketlerinden kaçan ve Romanyayı istilâ eden bu sahıslarm yerlerine dönmelerini iste melidir.» Erzurumda yoksullara yardım faaliyeti Erzurum 16 Yoksullara yardım işi hızla devam etmektedir. Bugünkü teberru yekunu 6000 liradır. On bin lirayı geçeceği muhakkaktır. Spor hareketleri faaliyetle devam ediyor. Kayak sporuna fazla rağbet vardır. Aza sayısı şimdiden 100 ü geçmiş tir. (a.a.) Prens Paul. Belerradda Belgrad 16 Yunanistan Veli ahdinin izdivac merasiminde hazır bu lunmuş olan Naibi Hükumet Prens Paul ile Prenses Olga ve Dük ve Düşes Kent. Atinadan buraya gelmişler ve istasyonM. Micesco'nun da hükumet erkânile îngiltere sefiri ve Yunanistan maslahatgüzarı ve Kralm Ankarayı ziyareti askerî ve mülkî daireleri erkânı tarafınBükres 16 (Hususî) M. Micesco dan istikbal edilmişlerdir. Kralın muhafız kıtaatmdan bir piya Balkan Antantı konseyine iştirak etmek de bölüğü, askerî ihtiramatı ifa etmiştir. üzere şubatın ilk 15 i içinde Ankaraya gidecektir. Teruel cephesinde vaziyet Barcelona 16 Cumhuriyetçilerin tebliği: Teruel cephesinde hafif tüfek ateşi teati edilmiştir. Salamanca 16 Frankist'lerin tebliği: İş'ara değer bir şey yoktur. (a.a.) NADİR NADt Dahiliye Vekâleti ecnebilerin mem leketimizde ikametleri için kendilerine verilecek ikamet tezkerelerinin daha seri yoldan itasına aid hususatı temin ve tetkik için İstanbulda bir komisyon teşkiline karar vermiş ve bu hususta alâkadarlara tebligatta bulunmuştur. İstanbul Vilâyetinde Vali muavini Hüdainin reisliğinde toplanacak bu koAna hatları bu suretle izah edilen ye misyonda bulunmak üzere Emniyet Uri beynelmilel kredi sisteminin teferrua mum müdürlüğü dördüncü sube mü • dürü Celâl şehrimize gelmiştir. tı meyamnda, ödenmemış bazı eski istik» ı•ı » razların tekrar kıymetlendirilmesi, tedi Merkez Avrupa kupası koyeden âciz medyuna, kısmen veya tamamitesinin kararları men yeni istikrazlarda bulunulması gibi esaslar da vardır. Belgrad 16 Merkezî Avrupa futFransız maliyecisinin ileri sürdüğü bol kupası komitesi, dün burada toplan beynelmilel yeni istikraz sistemi, Alman mıştır. Sabahleyin Çekoslovak. Macar, iktısadcısının «Avrupanın iktisadî vazi Avusturyalı ve Rumen murahhaslan, yeti» isimli eserinde teşrih ettiği Avrupa beraberlerinde Yugoslav futbol federasnın hayatî ihtiyaclarına, teknik bir cevab yonunun yüksek memurları olduğu halde ve belki de, bugüne kadar aranıldığı hal bedenî Terbiye Nazın M. Miletich tarade bulunamıyan bir deva teşkil etmek fından kabul edilmişlerdir. tedir. Merkezî Avrupa futbol komitesi, bundan böyle merkezî Avrupa kupası ma Alman Dahiliye Nazırının çmda İsviçre takımlan yerine iki Yugoslav ve Rumen takımınm oynamasına kabir nutku rar vermiştir. (a. a.) Berlin 16 Lippe'de bir nutuk söy liyen Dahiliye Nazırı Frick, Almanya Müreftede hükumet daireleri nın vatandaşlarma ecnebi memleket yapılıyor lerde fena muamele edilmesini kabul eMürefte (Hususî) Gümrük ve İn demiyeceğini beyan etmiştir. Hatib, Almanyanın kültürel zâman hisarlar Vekâleti, Müreftenin ticarî balar istemesi lâzım gelmekte olduğunu kımdan ehemmiyetini nazan itibara ave yersiz bir millet olmak sıfatile müs larak bu ehemmiyetle mütenasib bir temlekelerinden vazgeçemiyeceğini söy idare binası yaptırmak için faaliyete geçmiştir. Altı bin liraya çıkacak olan lemiştir. (a.a.) vapınm inşasına başlanmak üzeredir. Antil denizinde gizli îdare, ayrıca depo yapılmağa salih armanevralar saları arayıp bularak bunları tapuya bağlamaktadır. Müreftenin mutena yerVaşington 16 12 kadar gemi, Antil denizinde icra edilecek gizli manevra lerinde postane ve liman idareleri binalara iştirak etmek üzere Vierges ada ları için ayrılan arsalarda da bina faa larındaki üssü bahriye hareket etmiştir liyetinin başlaması temenni edilmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle