28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHDRİYETv 5 Eylul 1937 Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Futbolda hakem meselesi Futbolün en pürüzlü bir veçhesi olan hakem meselesini mevsim başlamadan kökünden halletmek lâzımdır Ilk tecrübe devresini yaşıyan 1936 1937 millî küme maçlan da gösterdi ki futbolün en pürüzlü bir veçhesi olan hakem meselesini henüz tamamile halletmiş değiliz. Ayni pürüz ve anlaşamamazlıklar ve bu meyanda birçok dedikodulann 1937 1938 futbol mevsimi zarfmda da tekerrür etmesi kuvvetli bir ihtimal telâkki edilebileceğinden Federasyon yumurta kapıya gelmeden Türk futbolunun bu mühim noksanına bir çare arayıp bulmak mevkiindedir. Bu yazıyı hakem komitesile birkaç sene uğraşmış ve bu itibarla bu işte biraz tecrübe elde etmiş bir arkadaş sıfatile Federasyona bazı tavsiyelerde bulunmayı; bu pürüzlü işin hallinde faydalı olur ümidile bir vazife telâkki ederek yazıyorum. Herşeyden evvel şunu kabul etmelidir ki millî küme ve millî küme haricindeki maçlan idare edecek olan hakemlerin bağlı olduklan hakem komitesini ihya etmek lâzımdır. Hamdi Eminin istifasından sonra uyuklar bir vaziyette kalan hakem komitesinin bugün için mevcudiyetile ademi mevcudiyeri arasında bir fark yoktur. Halbuki hakem işjeri epey karışık ve matluba muvafık şekilde halledilmesi epey vakit ve emek alan bir meseledir. Federasyonun ise bu teferrüatla; bilhassa Ankaraya nakilden sonra uğraşacak az vakti kalmışhr. Bunun içindir ki hakem komitesinin çalışır bir mekanizma haline getirilmesini lüzumlu addetmekte haklı olduğumuzu sanıyoruz. Hakem komitesi için bundan evvelki ve nizamnamede yazılı olduğu gibi yedi azalık bir komite çoktur. Tecrübe de göstermiştir ki yedi kişiyi bir araya toplamak hayli müşkül bir iştir. Bunun için üç kişilik bir hakem komitesinin teşkil edilerek işe başladığını farzediyor ve bu ko mitenin faaliyetleri üzerinde şu tavsiyelerde bulunuyoruz: 1 Komite daha şîmdiden 1937 1938 millî küme ve bunun haricindeki maçlan idare edecek hakemler üzerinde tetkiklere girişerek bunların bir listesini yapmalıdır. 2 Önümüzdeki mevsîm maçlannı idare edecek hakemleri komite eylulün başında bir araya toplıyarak eski tecrü belere nazaran Federasyondan ne gibi dilekleri olduğunu tesbit etmelidir. 3 Hakem komitesince ehliyeti bilinen ve 1937 1938 mevsimi hakemlik yapacak arkadaşlara yeniden lisans vererek bu listenin haricinde kalacak yeni heves hakemlere de bir kurs açmalıdır. 4 Bu kursta ehliyetini isbat eden yeni heves hakemlerimizin bir sene müddetle yan hakemliklerinde staj görmelerini temin etmelidir. 5 Hakemlik prestijini elde mevcud nizamnameyi kat'î olarak muhafaza ve hiçbir mülâhaza gözetmeden tatbik etmek de şarttır. 6 Hakemlerîn maçlan nîzamnamede tesbit olunmuş kıyafetle idare etmeleri hususunda da kat'î surette hareket bir vecibedir. Bunun oyuncular ve seyirciler üzerinde husule getirdiği tesiri küçük görmemek lâzımdır. 7 Hakem raporlannın komiteye ve ajana tam olarak doldurulmuş şekilde ve maçlardan sonra nihayet 24 saat içinde tevdi olunmasını temin de şarttır. 8 Memlekette hakemliği sporcular ve seyirciler tarafından lâyık olduğu ehemmiyette telâkki ettirmek üzere; ha kemlerin futboldan anlamıyan ve garezkâr yazı yazanlar tarafından tankidinin önüne geçilmesi de çok lüzumlu bir tedbirdir. 9 Lisansh hakemlerin gayrifedere futbolculann maçlannı tazminat mukabili idare etmekte olduklan malumdur. Bu gibi gayrifedere teşekküllerin lisansh hakemlerimizin yardımlanndan istifade etmek hususunda gösterdikleri hüsnü niyet şayanı şükrandır. Ancak böyle müracaatler doğrudan doğruya hakem komitesine yapılmah ve hakem komitesi de gerek tazminat miktannı, gerekse maçı idare edecek hakemi seçmek hususunda salâhiyetlendirilmelidir. Aksi halde kaçamak yollu bir takım kombinezonlara tevessül edilmektedir ki çok yanlıştır. Bugünkü maç Galatasaray Beşiktaş muhteliti Pire muhteliti ile revanş maçı Geçen haftadanberi şehrimizde bu lunan Pire muhteliti bugün saat 4,30 da Taksim stadyomunda Galatasaray Beşiktaş muhtelitiie revanş mahiyetinde üçüncü maçını yapacaktır. Hatırlarda olduğu üzere bizim muh telit, geçen hafta nefessizliği ve biraz da takrmdaki oyuncularımn birbirle rile anlaşamamaları yüzünden 4 3 mağlub olmuştu. Bugün Pirelüere karşı çıkarılacak takımda bu noktalar nazan itibara alınıp nisbeten idmanlı ve birbirlerine alışık futbolculara yer verilirse muvaffakiyet ihtimalimiz fazlalaşmış olur. Üç gol çıkaran bir muhacim hattmm gerisinde dört gol yiyen bir müdafa karşısında bulunduğumuza göre, yapılacak tadi lâtın burada, bilhassa muavin hattm da olması lâzım gelir fikrindeyiz. Bu fikirde olmakla beraber elde ve hali hazırda bu ihtiyaca tekabül edebilecek vaziyette oyuncu bulunmadığını da biliyoruz. Bu mahzuru mümkün. mertebe orta dan kaldırmak için iç oyuncularm en nefeslilerden seçilmesi lâzım gelir. Dalgıç kaloriferi Insan zekâsı ne tükenmez bir il ham kaynağı! cGüneşin altında yeni hiçbir şey yoktur» sözüne rağmen, Allahm günü, yeni bir «yenilikle> karşılaşıyoruz. Bizim görüp işittikleri miz, hakikî ihti yaclara tekabül edenlerdir. Bir de, mucidlerinin zihnini beyhude yere yoran, işe yaramadıklan, hiçbir ihtiyacı karşılamadıkları için ihtira sahasına çıkmadan tekerlenip gidenleri düşü nürsek, dimağdaki icad kabiliyetinin azametine daha ziyade şaşmamak elden gelmez. Bir Fransız mucidi, dalgıclar için bir nevi kalorifer yapmış.. Dalgıcm deniz altında soğuktan müteessir olup olmadığını bilmiyorum. Eğer, başmdaki demir tasa, sırtındaki kalın esvaba rağ men dalgıc için böyle bir ihtimal varidse, icad edilen bu kalorifer hakikaten yerinde bir şey. Kalorifer, dalgıc esvabınm cidarları arasmdan dolaşan ve içinden kaynar su geçen kauçuktan mamul iki tane borudur. Dalgıc aşağıdan yukanya vereceği hususî bir işaretle, suyun hararet derecesini, ihtiyacma göre azalttırıp çoğaltabiliyormuş. Deni zin dibinde seyyar kalorifer mükem mel bir şey! Fakat!.. Ben dalgıc olsam, kaloriferli esvab giyemem gibi geliyor. İnsan hali bu! Yukandakilerin, işareti yanlış anlamaları yüzünden, aşağıda sıcaktan bunalmak var; lâstik boru patlayıp kaynar suda haşlanmak var. Halime, denizin dibindeki balıkları güldürmektense, kalorifersiz dolaşırım. Bir tek tüb sizin bu neticeyi almanıza kâfi gelir havalandırılmış ve terkibinde altın kremi bulunan 48 SAAT Pudı»a VENU5 Bugün ilk iş olarak RADYOLİN alınız ve bitinciye kadar günde üç defa kullanınız. Bu müddetin sonunda dişlerinizin evvelkinden çok daha parlak, çok daha beyaz ve çok daha temiz olduğunu göreceksiniz. V E N Ü S P U D R A S I Alman ve îngiliz kimyagerleri tarafından en son keşfedilen yeni bir çaheserdir. Bu yeni Venüs pudrasile pudralanan bir cild dünyanm en taravetli güzelliğini ifade eder. Hiçbir pudra V E N Ü S pudrası kadar cildi mat tutup cazibeli gösteremez. Sanşın, kumral, esmer her tene uygun renkleri vardır. Ismine dikkat ve taklidlerinden sakınınız. RADYOLİN ile muhakkak sabah, akşam ve her yemekten sonra yahud hiç değilse günde üç defa fırçalamak şartile. I Suadiye Plâjında Bugünkü kürek yarışlarî 10 Hakemlerimizin günde bir maçBugünkü Moda koyunda hem Türk tan fazla idare etmeleri doğru değildir. Geçen mevsim birkaç maçı bir ve İngiliz bahriyelileri arasmda muh den ayni hakemin idare ettiği görülmüş telif kürek müsabakalan, hem de ts tanbul kulübleri arasmda îstanbul kütür. Bu hususun da tashihi şarttır. rek şampiyonası yapılacaktır. 11 1937 1938 mevsimi zarfında Bu münasebetle Moda koyunda lâzım maçlan idare edecek hakemler tesbit o gelen hazırlıklar yapdmış ve icab eden lunduktan sonra maçlar başlamadan ev yerlere şamandıralar konmuştur. Se vel fikstüre göre bütün bir mevsim maç yircilerin rahatı noktasmdan, Modadan lan hakemlerinin evvelden tayin ve ilân daha iyi bir yer yoksa da yanşlar için bu saha pek fenadır. Çünkü deniz çok olunması elzemdir. çırpıntıh olduğu gibi rüzgâr da hiç ek12 Yalnız hakemlere değil, yan sik olmaz. Sonra dönmek lâzım geldiği hakemlerine de münasib bir tazminat ve icin bu da ayrı bir mahzur teşkil eder. rilmesi de şarttır. Çok narin yapılı ve sudan bir kanş yükŞimdilik aklıma gelen ve hakem işle sek tekneli klâsiklerin hava bugün de rimizde âcilen almması lâzım gelen ted dünkü gibi olursa dalgalara dayanamıbirleri şöylece yazdıktan sonra; millî maç yacaklarını kuvvetle tahmin ediyoruz. hakemlerimize verilecek tazminatm mikBu itibarla îstanbul kürek sampiyo nası için, mahzurlan bittecrübe anla tan değil de şekli üzerinde şöyle bir durmak isterim. Hiç de inkâra mecal yoktur. şılmış olan Modanın intihabını doğru ki hakemlerimizden bazılan fazla maç bulmuyoruz. idaresi suretile fazla tazminat alarak kenSekizinci Balkan oyunlarî dilerine bir kazanç yolu tutturmuş bubugün başhyor lunuyorlar. Halbuki yukanda da izah Sekizinci Balkan oyunları bugün etmiş olduğumuz veçhile bir hakemin Bükreşte büyük merasimle açılacaktır. günde bir maçtan fazlasını idare etmesi Balkanlılar arasmda fasılasız olarak hiç de doğru değildir. Bunun için ve bu idame ettirilebilen bu yegâne spor topzararlı rekabetin önüne geçmek üzere lantısı münasebetile müsabakalara iş millî maç hakemlerile millî küme haricin tirak etmekte olan milletler kendile de kalan takımların maçlannı idare ede rine göre, iyice hazırlanmış vaziyette cek hakemlere; iki kategori üzerinden dirler. Bugün yapılacak açılma merasiminde ayrı ayn ve bütün bir mevsime şamil olamatör yemini, olimpiyad bayrağının mak üzere topyekun bir tazminat tesbit etmeli ve bunun haricinde fazla, eksik çekilmesi ve resmi geçid gibi merasimden sonra müsabakalara başlanacaktır. birşey verilmemelidir. Bugünün programmda iştirak ede Bu tavsiyelerin 3 senelik bir tecrübe ceğimiz müsabakalar arasında başta muhassalası olduğunu söylerken şimdiden gülleci trfan olmak üzere yüksek atlaişe başlamanın mübrem bir lüzum oldu mada Puladın, 800 metroda Galibin, ğunu tekrarhyalım. Yumurta kapıya 100 metroda Raifin, 10,000 metroda da Rıza Maksudun muvaffakiyetleri ümid geldiği zaman iş görmek güç olur da edilebilir. Eğer yukanda saydığımız atondan! letler iyi dereceler alabilirlerse sekizinci NÜZHET ABBAS Balkan oyunlarmm ilk gününün neti cesi Türk takımı lehinde olabilir. Bugünkü spor hareketleri } Taksün stadyomunda, Pire lle Galatasaray Beşikteş muhtelitlerl arasmda saat 16,30 da Kürek yarışlan: Moda koyunda, İngl liz ve Türk bahriyelilerl arasında ve İstanbul kürek şampiyonası saat 14,30 da Futbol maçı Sağır Dilsiz ve Körler Müessesesi Müdürlüğünden: Demirci ve Mobilya Ustası İzmir Karşıyaka Sağır, Dilsiz ve Körler Müessesesinde 75 lira ücretu demircilik atölyesi şefliği ile 75 lira ücretli mobilya ve tahta işleri şefliği için iki ustaya ihtiyac vardır. I Tam teşkilâtlı San'at mekteblerinden iyi derecede mezun olmak. II Askerliğini yapmış bulunmak, ve çalıştığı yerlerden iyi hizmet vesikası bulunması. III Haricde müstakil atölye işletmiş yahud resmî, hususî büyük san'at müesseselerinde şeflik, ustabaşılık yapmış olanlar tercihan alınırlar. IV Talibler çok olduğu takdirde teknik ve genel bilgi üzerinden bir müsabaka açılacaktır. V İsteklilerin 20 eylule kadar müsbet vesikalan, diploma, nüfus, bonservis, askerî vesika veya suretlerile Müessese Müdürlüğüne müracaatleri. ' (5926V Hapisane edebiyatı Varşovada, 12 sene hapiste yatan Pianecki isminde bir haydudun, günün birinde işi romancılığa döküp o sayede affa maz har olduğunu ga zeteler yazdılar. Arkadaşımız Ser ver Bedi de, bunu jjören öteki mah pusların, çalaka lem muharrirliğe kalkısacaklarını tahmin etmişti. Dediği oldu. Sabık haydud lâhik edi bin kazandığı şöhreti, parayı, hürriyeti işitip imrenen öteki mahpuslar, hüc relerinin demir parmaklıklan arkasında, tirtir tepinmeğe, hokka, kalem, kâğıd istemeğe başlamışlar. Pianecki'yi, hapisanede ziyaret edecek kadar tevazu gösteren ilham perisi, acaba yanlışlıkla girdiği bu demir parmaklıklı binada yolunu şaşvrıp da, hücreleri mi dolaşıyor dersiniz? Böyle giderse, edebiyat bir şube daha kazanacak gibi görünüyor. öyle ya, romantizm, realizm, sembolizm oluyor da, meselâ banditizm niye olmasın? Belki de, gelecek nesillerin profesörleri, edebiyat dersi verirlerken, chapi sane edebiyatı» nı da okutacaklar ve bu şubenin bânisi olan Pianecki'yi, büyük üstadlar arasmda sayacaklar. Bu işte, Varşova hapisane idaresine mühim, insanî bir vazife düşüyor. Da kika fevt etmeden hapisanenin kapılaBursa festivali Bursa (Hususî) Bursanm kurtu rını açıp, ilham perisini «azad buzad» luş bayramına raslıyan günlerde yapı diye koyuversin! Zavallı galiba pek bulacak olan ilk Bursa festivali için ha naldı. Saçmalamağa başladı. zırlıklar ikmal edilmiştir. Dağ, su ve deniz günleri olarak üç gün devam e Rumen Millî Müdafaa Nazîri decek olan bu festivalin bilhassa son, Bükreş 4 (A.A.) Ikinci kolordu kudeniz günü programı çok zengindir. Mudanyada ayni zamanda Mudanyanın mandanı ve eski Saray Mareşalı Genekurtuluşuna raslıyan bugünde büyük ral Costantin Vliaseviç'i Millî Müda şenlikler ve eğlenceler yapılacaktır. faa Nezaretine tayin edilmiştir. Komedi bitti, arkadaş, dedi. As kerler bile, ellerindeki kurusıkılann far kmda olmadılar; sizi hakikaten öldürdüklerini zannediyorlar. Otomobilim elli metro ötede bizi bekliyor. Yardım edip sizi kaldırayım mı? Rudolf Hennings bir sıçrayışta aya ğa kalkb; üstüne, başuıa yapışan otlan silkeledi. Rüdel, onun bu çevikliği karşısmda, gülmekten kendini alamadı: On iki kurşun yiyen adama bakın, diye haykırdı, benden sağlam maşallah! Hennings, yüzbaşı Rüdel'in, karan lıkta farkedemediği acı bir tebessümle gülümsiyerek: Evet, diye cevab verdi, hakikaten turp gibiyim! Hennings, bu on iki kurşunun, haki katte mevcud olmamakla beraber, o anda, bir kadmı ta canevinden yaralamış olduğunu düşünüyordTi. O kadmm ugrunda herşeyi feda etmeğe, seve seve feda etmeğe amadeydi. Yalnız birşey feda edemezdi ve edememişti: Vatanmı! Yüzbaşı Rüdel, onun sükutunu, bir sual telâkki ederek, derhal izahata girişti: Sizi şîmdi nereye götüreceğimi sormanıza lüzum yok. Miralay, bittabi sizi evinde misafir etmek istiyor. Tebrik ederim azizim! Bu sabahki idam sahnesi sizin için mükemmel bir terfi bahanesi olacak. Siz benim dediğime bakın. Penn vvitz, insanı tutunca, tutar. Sizin hesabmıza, doğrusu, gögsüm iftiharla kabardı. Bu ne nadir bulunur fedakârlık azizim! Herkesin harcı değil doğrusu! NEOKALMiNA GRiP NEZLE NEVRALJI BAŞ ve DiŞ ağrıları ARTRiTiZM Ankara Mektebleri Mubayaat; Komisyonu Reisliğinden: Siyasal bilgiler okulu talebesi için kumaş ve bütün malzeme müteahhide aid olmak üzere 300 350 takım elbise kapalı zarf usulile eksiltmiyö1 konulmuştur. Eksiltme 10 eylul 1937 cuma günü saat 15 te Ankara Mektebler Muhasebeciliği binasında yapılacaktır. Tahmin edilen bedel beher takım için 34 liradır. İlk teminat 892 lira 50 kuruştur. Elbise siyah ceket, siyah yelek çizgili pantolon olacaktır. Kumasm evsafmı, dikilen elbise nümunesini ve f şartnamevi görmek ve fazla tafsilât almak için hergün Ankarada CebecideJ Siyasal Bilgiler okulu idaresine müracaat olunmalıdır. «2903» (5499) ViROZA PATI Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının arasındaki kaşınhlar, dolama, meme iltihabı ve çatlaklar, flegmonlar, yanıklar, üraş yaraları, ergenlikler, koltuk altı çıbanları. I Antivirüsle tedavi Şark ispençiyari Lâboratuvarı, İSTANBUL Tedavisini en erken ve en emin bir surette temin eder. SEHER VAKTi Yazan: Çeviren: Maurice Dekobra 8 Hennings'in davası nasıl hafi cereyan ettiyse, bu şerefsiz ölüm sahnesinin de tamamen gizli kapaklı olmasını, miralay Pennwitz kararlaştırmış bulunuyordu. Gizli teşkilâta mensub ve Pennvvitz'in refakatinde bulunan bir zabit, maiyetinde bir çavuş ve bir müfreze asker olduğu halde, mahkumu alıp götürmek üzere onun höcresine geldi. Yüzbaşı Hennings, başı açık ve tahtelhıfz, hisann şimalindeki hendeğe götürüldü. Dışarıda, zifiri bir karanlık vardı. Kesif bir sis, doğmak üzere olan güneşin ışığını örtüyordu. Çavuş, karargâhtan bir fener almak mecburiyetinde kaldı. Fenerin solgun ziyası altında, Pennwitz'in refakat zabiti yüzbaşı Rüdel, mahkumu, yere kakıh idam kazığının dibine diz çöktürdü. Onun arkasında, çavuş, nizamî mesafeye, müfrezeyi teşkil eden 12 neferi dizmekle meşguldü. Bu işler bittikten sonra, zabit: Ateş! Hamdi Varoğlu ^mŞ I Kumandasını verdi. On iki tüfek birden patladı ve yüzbaşı Rudolf Hennigs, yiizükoyun, otlarm üstüne yuvarlandı. Yüzbaşı Rüdel, nizamen atılması icab eden son kurşunu kendi elile atar gibi yaparak, rövolverini boşa sıktıktan sonra çavuşa hitaben: Feneri buraya bırak, efradı da kaleye götür, dedi. Mahkumun akrabasm dan birisi miralaya müracaat etmiş, cesedini alıp götürmek istiyormuş. O da müsaade etti. Ben burada kalıp o işe bakacağım. Çavuş, zabiti selâmladı; efrada: Sola dön! Marş! Kumandasını verdi; müfreze, seher sisleri ortasında avdete başladı. Efrad u zaklaştıkça ayak sesleri azaldı ve nihayet büsbütün kayboldıı, X O zaman, yüzbaşı Rüdel, fenere bir tekme vurup devirdi ve söndürdü; sonra, yerde ölü gibi upuzun yatan Hennings'in yanına seğirtti. Ona doğru iğilerek: IV Bir kadın casus aranıyor İngiliz Entellicens servisinin mütehas sıs kimyageri Robert Sharvvood, küçük lâboratannda, havagazi ocağının alevile, ocağın yanında, duvara asıh duran ufak lâmbanm ışığuıdan ibaret zayıf bir aydınlık içinde çahşıyordu. Burnunu, pamuktan, bir tamponla tıkamış, gözüne iri gözlükler takmış, eski bir gazete parçasını, ocaktaki kabdan yük selen dumanlarm üstünde itina ile gezdiriyordu. Bu aıneliye on dakika kadar sürdii ve bir aralık, gazetenin almanca satırlan arasmda bir takım yazılar belirmeğe başladı. Sharvvood, kâğıdı işığa dogru tuttu. Kâğıd, Wiener Allgemenine Zeitung gazetesinden kopanlmış. bir sahife idi. Satırlar arasında gözüken kelimeler pek az seçilebiliyor, okunamıyordu. Kimyager, kendi kendine söylendit Beş dakika daha tutarsam, zannederim yazılar iyiden iyiye okunacak. Fakat bu iş fazla uzarsa galiba boğulaca ğım. Sonra, gazete parçasmı, pis kokulu dumanm üstünde, sağa sola tekrar gezdir meğe başladı. Hakikaten beş dakika sonra, harfler, birdenbire keskinleşti ve mükemmel surette okunacak bir hale geldi. Shanvood, ocağı söndürdü. Koştu, pencereyi açtı ve öksüre, aksıra, gazeteyi, şefi binbaşı Rashleig'e götürdü. Binbaşı, kimyagerin, gözleri yaşarmış olarak odaya girdiğini görünce: Geçmiş olsun! dedi. Sabahtanberi sovan ayıklamış gibi gözleriniz yaş içinde. Binbaşım, kullandığım eczanm yanmda, sovan mis kokulu kalır. Fakat netice mükemmel. Asıl iş orada. Şuna lutfen bir göz gezdirir misiniz? Rashleig, kimyagerin, yazı maması üstüne bıraktığı gazeteyi aldı. Bir göz attı ve: Hele şükür! diye haykırdı, Viya nadaki 24 numaralı ajandan bir haber a labildik. Ne zamandır sesi çıktığı yoktu. Sonra, gazete üstündeki gizli yazıyı, hafif sesle okumağa başladı. 24 numaralı ajan, Wiener Allgememe Zeitung gazetesinden kopardığı parçaya şu haber! yazmıştı: «Miralay von Pennwitz, müttefik devletlerin erkânıharbiyeleri arasında teati edilecek telsiz haberlerine mahsus son derece mahrem yeni şifreyi tetkik etmekle meşgul. 320 No. lı mektubumu tekrar okuyunuz. Acele etmek lâzım. Çünkü bu hususta hiç birşey öğrenemiyecek vazi yetteyim. A. 24.» Binbaşı Rashleig'in muavini yüzbaşı Wilkinson, mektubu dinlemek için masasmın başından kalkmış, âmirinin masasına gelip abanmıştı. Rashleig, mektubu okuyup bitirdikten sonra başını kaldırdığı vakit, bakışlan karşılaştı. Uzun zaman danberi birlikte çalıştıkları içm, fazla söz söylemeğe ihtiyac hissetmeden, biribirle » rinin ne demek istediklerini anlıyorlardı. Wilkinson, binbaşıya: 320 numaralı mektubu mu istiyorsunuz? , (Arkast var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle