25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CtJMHURIYEl 28 Eylul 1937 KUçUk hikâye Solmuş leylâklar Amerikan hikâyesi Oldu efendim.. Üstad.. Solmuş Leylâklar.. eseri niz fevkalâde birşey.. Bütün mevsim üstüste oynıyacağımızı zannediyorum.. Ne ise, biraz da sizinle meşgul olalım.. Öksürüğünüz gene eskisi gibi devam ediyoı değıl mi? Arasıra kan da tükürüyor musunuz? Gelecek cumartesi ilk temsili verebileceğimizi ümid ediyorum.. Fotoğ rafçı başı, resimleri derhal gazetelere gönder.. Kâtibe de söyle, iyi birer ma kale yazmaları için başmuharrirlere telefon etsin! Şair, kendisinden beklenilmiyen biı enerji ile söze bashyarak yanmdaki i$kemlede oturan karısına hitaben kısa bir nutuk iradına yeltendi: Agathe, sevgili karıcığım.. Şu ana kadar ölmek istiyordum. Bu fikir, beni büsbütün hasta ediyor, öbür dünyaya sürüklüyordu. Fakat artık yaşamak, eserimin mürüvvetini görerek, seninle, mes« ud olmak en büyük emelimdir. Direktör, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyo rum.. Herhalde «Solmu? Leylâklar» ın ilk temsilinde bizzat bulunmak, onun, $ayenizde kazandığı muvaffakiyeti gözle rimle görmek isterim.. Agathe de şunlan ilâve etti: Aziz direktör, görüyor musunuz, huzurunuz ve teveccühünüz kocama hayatını iade etti.. O artık bir hastaya benzemiyor.. Yüzüne kan, bütün mevcudi yetine ilâhî bir kuvvet geldi 1. **• Bir hafta sonra Joe Parkins direktö rün odasında idi. Hakipayinize yüz sürmekten bilseniz ne memnunum.. dıyordu, size min nettarlığımı nasıl ödiyeceğim bilmiyo • rum.. Siz beni ölümden kurtardınız.. Ziyaretiniz günündenberi çok şükür ne öksürüyorum, ne de kan tükürüyorum.. Yakmda adamakıllı iyi olacağımı ümid ediyorum.. Nasıl provalar devam ediyor mu? Evet devam ediyor, fakat sizin saçma piyesinizinki degil.. Akıllıca ve ticaret zihniyeti gözetilerek yazılmış bir eserin provaları.. Sembolik yavelere kimsenin metelik vermiyeceğini düşünmiyeceğimi mi tahmin ediyordunuz? Şair, evvelâ bu sözlere inanmak iste medi. Lâkin baktı ki direktörün yüzünde lâtife ettigine dair hiçbir iz yok.. Nefesini tıkıyan jiddetli bir öksürükle kanapenin üzerine düştü. Kizardı, morardı. Ayaga kalktığı vakit mendilinde kan lekeleri vardı. Direktör, yeniden ümide kapılmıştı. «Solmuş Leylâklar» ın provalanna tek rar başlanmasını emretti. Çeviren: Nuri Refik Mühim bir eser Hava Hukuku Zamanların te kâmülünü takib ederek ona uvmakta ayrı bir istidada malik olan hu kuk ilmi, yarım asra yakın bir müd dettenberi yeni bir şubesine hayat vermiştir. «Hava hukuku» denilen bu yeni şube, (1889) senesinde Pariste açılan umumî ser Kitabın müellifi gi münasebetile Askerî Temyiz akdedilen beynel Müddeiumumisi milel bir kongre • General Rifat de hava işlerine dair bazı meselelerin tetkikile meydana çıkmış bulunuyor. Ve o vakittenberi de 1919 Paris, 1926 Madrid ve 1928 (Havane) mukavelesi gibi beynelmilel üç mühim mukavele ile esas ve kaidelerini koymuştur. Dünyanın ehemmiyetli bir geçid yerinde bulunan memleketimiz bu yeni ilmin en mühim tatbik sahalanndan birini teskil etmektedir. Bizde bu ilmin teessüsü ve müntesiblerinin artması 8nüne geçilmez bir zaruret halindedir Buna. dev adımlarile ilerllven tayya reciliğin memleketimizdeki ekonomik ve turistik ihtiyaclarından başka daha mühim olarak millî müdafaamız bakı mından da lüzum vardır. îşte, Türkiye için bu kadar hayatî bir mevzuu olan «Hava hukuku> hakkında memleketimizdeki ilk eseri okurlanmıza tekdim ederken bir taraftan meselenin bütün ehemmiyet ve şümulünü kı • saca ortaya koymuş, ve ayni zamanda eseri meydana getirmek için bir iki sene Avrupada tetkik yapan müellifi General Rifatin hukuk ilmine yaptığı hizmeti zikretmiş oluyoruz. Bütün manasile bir «telif» olan eser, dört kısımdan ibarettir: Birinci kısım; hava hukukunun tarihini. idarl teşkll leri, millî hukuka göre tayyarelerin hava seyrüseferine göre nasıl kabul o lunduğunu, tayyare mürettebatını. hava seyrüseferleri hakkında umumt hukuk kaidelerini, beynelmilel ticarî tayyareciliği izah etmektedir. tkinci kı sım; hava harbi hukukuna, üçüncü kı sım da: umumî hukuku düvelin hava nakliyatına tatbikı kabil olan prensiplere dairdir. Dördüncü kısım; muhtelif beynelmilel protokol metinlerine aid zeyillerle Türk Tayyare cemiyeti umumî merkezi taraftndan hazırlamp Millî Müdafaa Vekâletine verilen «hava seyrüseferleri> hakkmdaki kanun lâylhası' projesini ihtiva etmektedir. Hava hukukunun yepyeni bir saha olduğunu müellif şu suretle anlatıyor: «Hava üzerinde yüzmek, mahiyeti iti « barüe o kadar yeni ve mühim bir hâdise vücude getirmiştir ki. bunu evvelce kimse düşünememiştir. Sürat itibarile çok kudretli ve tabiati icabı olarak müstakil olan ve arzla alâkası yok gibi görünen bu vasıta hukuk ilminin mü him ve esaslı bazı kaidelerini ve meselâ şahısların mülkiyet ve devletlerin hakimiyet prensiplerini altüst etmiş tir.» Tiyatro direktörü masasının üstüne şiddetli bir yurnruk vurduktan sonra hiddctle zile bastı. Bir iki dakika sabırsızlıkla bekledi. İçeri giren kâtibine: Kuzum, nerdesin allahaşkına, de di. Diinyada neler oluyor da haberin n ' 'er ne yazıyor.. Piycs mu harrirlerinden biri hastalanmış.. şey.. ne idi onun ismi? Bende de hafıza kalmadı ki.. Yorgunluktan.. Ne olacak... Boyuna • Ha.. Joe Parkins'den bahsetmek istiyorsunuz zannederim, direktör.. Evet.. Evet.. Kuzum, kim bu Parkins?.. Sembolik piyesler yazan jair.. Tabiatile eserlerile hiç alâkadar olmadığınız bir muharrir... Ne demek, eserlerile alâkadar olmadığım bir muharrir.. Gazetelerin yazdığına bakıhrsa unmaz bir hastalığa yakalanmış.. Yakınrna ölecekmiş... Evet.. O halde hatırlamanız icab ediyor, direktör, zayıf, solgun yüzlü bir genc. İki ay evvel, üç dört defa buraya gitti geldi.. Yazdığı piyesin müsveddelerini bir türlü bırakmak istemiyor, eserinin kendi önünde okunmasım arzu ediyordu. Sizse bu küstahlığına sinirlen diniz, bıktım bu mezar kaçkınınan, de diniz, bir daha sokma benim odama!.. Yanlış hareket etmişim.. Yakında öleceğini tahmin etmiş olsaydım, hiç de böyle yapmazdım.. Hemen piyesi ele geçirip hazırlığa baş.lamahyız.. Öldüğü gün eserin ilk temsilini verebilmeliyiz.. Başüstüne efendim!. John Boles ilk işe başladığı zaman.. Gişede bir bilet için 11 dolar istenmesi artisti sinemanın akıbetinden endişeye düşürmüş amma.. Birçok sinema artistlerinin bulunduğu bir mecliste idi. Orada tabiî neden bahsedilir. Muhakkak filimlerden, sinema hayatından.. John Boles omuzlannı silkerek: İnanır mısınız, dedi? 11 dolar için az kaldı artistliği terketmek üzereydim. Çünkü sinemanın istikbalinden ümidimı kesmiştim. İlk filim çevirmeğe başjadığım zamanlardaydı. Stüdyoda çalışmadığım bir akşam NewYork sokaklarında dolaşıyordum. Baktım, Roxy sinemasında Gloria Svvanson ile birlikte oynadığım «Sonya'nın As,kı» filmi gösteriliyordu. Bu kordelâda ilk defa da başrole çık mış olduğum için, sade filmin nasıl olduğunu değil, ayni zamanda halkın üzerinde ne tesir yaptığımı anlamak istiyordum. Kişeye gittim. Bir bilet için benden tam I 1 dolar istemesinler mi? Doğrusu, fılmin başaktörü ben olmamış olsaydım, bu parayı kat'iyen vermezdim. Böyleyken bile gene istemiye istemiye paralan cüzdanımdan çıkardım, gittim yerime otur dum. Müthiş dalgındım. Bir filmi seyretmek için 11 dolar çok degil miydi? Eğer herkes bu şekilde düşünecek olursa bu san'at nasıl müşteri bulacak ve iieri gi decekti? Salondan tamamile bedbin ve inkisarı hayale uğramış olarak çıktım. Adeta bu meslekten ayrılmağa, kendime başka biı iş bulmağa karar vermiştim. Tam bu düşünceler içinde kaldınmda yürürken •JLLI RADYO orogram J John Boles arkamdan bir ses işittim: Mister Boles şu resmi imza eder misiniz? İki dakika geçmeden etrafımda müt hiş bir kalabalık toplandı. Bana kimi resim, kimi kâğıd, kimi bir zarf, kimi de katı, beyaz kolluklar üzerine imza attırıyordu. O vakit, sinema artistliğinde devam için ruhuma tekrar bir cesaret hissi doldu. Anladım ki san'atkârhğın maddî kazancından ziyad« manevî kuvveti in sanı bu sahada ilerlemeğe teşvik ediyor... Artık o günden itibaren mesleğimi bas. ka türlü sevmege başladım. *** Bir saat sonra.. Buyurun, hastaneden gidip müs veddeleri bizzat aldun. Pekâlâ, başından biraz oku bakalım! Üç dört cümle dinledikten sonra: Fena degil.. Yalnız öldüğü gün ilk temsili muhakkak yetiştirmeliyiz.. Sen, münekkidleri de gör, icab eden vaidlerde bulun.. Adamakıllı şeyler yazsınlar, saçmalamasınlar! Peki efendim... Fakat, ya ölmez5C. C Bir iki sotırla Varşova Kaleleri «Varşova Kaleleri» Fransız rejisörü Marcel L'Herbier'in yapmış oldugu bir filimdir. Pariste gösterilmektedir. Bir de almanca versionu vardır. Mevzuu me raklı ve heyecanlıdır. Varşova civarındaki jatolardan birinin bahçesinde iki küçük kız neş'eli neş'eli oynuyorlar. Catherine'in babasının Ruslarla arası iyidir. Viana'nın babası ise vatanını Rus istibdadından kurtarmak isn'yor. Birincisi büyük bir servet toplayıp zengin oluyor. Ikincisi idam sehpasında can veriyor. Kızlar büyüyorlar, ikisi de babalarının yollarında yürüyorlar. Catherine Varşova nın Rus valisi ile evleniyor, Viana ise gelin arabasına bomba atıyor, fakat valiyi değil, onun muavini Stepan'ı yaralıyor. Zaman geçiyor. Birçok hâdiseler cere yan ediyor. Viana'nın nişanlısı Cesar Birsky Varşova kalelerinden biri nin zindanına hapsolunuyor ve Viana'nın vaktile yaraladığı Stepan vali oluyor, ayni zamanda Viana'yı çılgıncasına sevmege başhyor. Viana bu sevgiden istifade ederek bir taraftan ihtilâl ateşini körüklüyor, diğer taraftan siyasî mahkumlann kurtulmasını temin etmek teşebbüsüne girişiyor, bu sırada Stepan çok sevdiği bu mahluku bizzat öldürerek vazifeyi aşka tercih etmiş olduğunu gösteriyor. Viana'yı Anna Bella, Cesar Bisky'y' Bernard Lancret ve Stepan'ı Pierre Renoir temsil ediyorlar. Filim münekkidler tarafından begeniliyor. TAT Jean Harlovv'un ölümünden epey müddet geçmiş oldugu halde annesi Madam Marino Bello ile William Powel'e taziyet mektublan gelmekte devam et mektedir. Bu vaziyet bütün dünya sinema seyircilerinin kalbinden güzel artistin hatırasının silinmemiş olduğuna delâlet etmektedir. ^ Marie Antoinette filminde başrolü oynıyacak olan Norma Shearer'e partöner olarak Charles Laughton seçilmişti. İngiliz aktörü XVI nci Louis'yi yaşatacaktı. Fakat Charles bu teklifi reddet miştir. Simdi bu vazife ya Charles Bo yer'e, yahud da Peter Lore'ye verile cektir. İSTANBUL: 12,30 plâlda Türk musiklsi 12,50 havadls 13.05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musiklsi 19,30 konferans: Eminonü Halkevı neşriyat kolu namına. Nusrat Safa 20,00 Hamid ve arkadaşları tarafından Türk musikLsi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk muslkiai \e halk şarkıları, (Saat ayarı) 21,15 OR KESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VİYANA: 18,05 karışık yayin 20,45 MUSİKİ21,20 KITARE KONSERİ 21,45 karı§ık yaym 23 25 gramofon İle musiki. BERLIN: 18,35 karışık yayın 20,20 EĞLENCELI MUSIKI 21,05 haberler 21,15 ORKESTRA KONSERİ 22,20 gramofon, hava, haberler, spor 23,25 konusma 23,40 EOLENCELI MUSIKI. PEŞTE: 18,35 ÇINOENE ORKESTRASI 19,35 konferans 20,05 gramofon, şiirler, haberler 23,20 MUSİKİ 24,10 cazband takı mı 1,10 son haberler. BUKREŞ: 19,05 gramofon 20,35 BALALAYKA KONSERİ 21,10 ŞAN KONSERİ 21,35 SENFONİK KONSER 23,25 gramofon 23,50 haberler. LONDRA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 19,50 haFIF MUSIKI 20,25 karışık yaym 21,05 DANS ORKESTRASI 21,35 pıyes 22,25 ORKESTRA KONSERİ 23,20 şilrler23,35 DANS ORKESTRASI 24,35 karışık ya yın, gramofon. PARİS [P.T.T.l: 18,05 HAFIF MUSİKİ, musiki konuşması 19,50 gramofon, haberler, eğlenceli yayın 21,35 SENFONİK KONSER 23,35 haberler, gramofon, hava. ROMA: 18,20 KARIŞIK MUSİKİ 18,55 KARI • ŞIK YAYIN 21,45 KARIŞIK MUSIKI 22,05 piyes 24,06 haberler, sonra DANS MUSİKİSI. Greta Garbo «Hamlet» i mi oynıyacak? Canım böyle fena şeyler düşünme.. Çabuk fotoğrafçıyı çağır.. Söyle hademeye benim şapkamı da getirsin.. Bizzat gidip göreyim, bizim şair ve muharrir ne halde bakayım! •jî SjC îjî Ümid etmediği bu saadet ve ziyaret karşısmda Joe Parkins yatağında doğrulmağa çalışırken tiyatro direktörü, bir elile ona, diğer elile de fotoğrafçıya işaret ederek: Bir dakika kımıldamayınız.. Oldu mu fotoğrafçı başı.. Pariste bulunan Ermeni rejisörü Rupen Mamulyan'ın muhitinden intişar eden bir şayiaya göre Greta Garbo, Sheakspeare'in «Hamlet» piyesindekı ayni isimli kahramanı oynamağa karar vermiştir. Malum oldugu üzere Hamlet bir delikanlıdır. Fakat Sarah Bernhard nasıl Edmond Rostand'm «Aiglon» piyesinde Napolyon'un oğlu rolünü yüzlerc« defa oynadıysa Greta da ayni hevese kapılmış demektir. Zaten «Kraliçe Christine» de de bir müddet erkek rolü yapmadı mı? Japonların Asıl Kuvveti General Pertev Demirhanın Türk çencJiğine yazdığı mühim eserdir. Japonların niçin ve nasıl yükseldiğini tejkik ve izah eden bu eseri her Türk okumalıdır. Fiatı 50 kurustan her kitabcıda bulunur. Tevzi yeri Cumhuriyet matbaasıdır. Teşekkür Anî ölümile ailemizi dayanılmaz a cılara boyayan Bayan İrfan Oğuzlunun gerek cenaze merasimine iştirak lutfunda bulunan ve gerekse mektub ve telgrafla büyük acımıza ortak olmak nezaketini gösteren bizi sevenlere saygı larımızı sunar ve ayrı ayrı teşekkür edemediğimizden ötürü özür dileriz. Eşi: Rasim Öğuzlu Oğlu: Kenan Oğuzlu 2 numaralı Joan Grawford 2 numaralı Joan Cravvford, korkma yın asıl Joan Crawford'un 3 yaşındaki Joan La Sueurkizin'i'den başkası değil dir ki asıl Joan'ın da hayattaki ismi bu idi. Şimdi bu küçüğe bir kumapnya tarafından filim çevrilmesi teklif edilmiş, o da teyzesinin isminden başka bir adla bu mesleğe girmege razı olmıyacağı cevabmı vermiştir. •JC Claudette Colbert ile Gary Cooper çevirmekte olduklan bizde «Sekizinci» ismile oynanan piyesten iktibas edi len filmi bitirmek üzeredirler. Amerikadaki 1937 38 programına yetiçtirile cektir. ^ Fransız rejisörlerinden Marcel Achard ve Marc Allegret dört duvar arasında cereyan eden, fakat halk üzerinde gayet iyi bir tesir bırakan güzel bir filim yapmışlardır: Gribouille.. Bu lâ kabla anılan adam bir bisiklet dükkâni sahibidir. Bulunduğu kazanm mahkemesindeki jüri heyetine intihab lunuyor. Orada masum oldugu halde mahkum edilmek istenilen on beş, on altı yaşlanndaki Nathalie'yi mahkumiyetten kurtardık tan maada haline acıyarak evine ahp getiriyor. Bütün aile halkı Gri bouille'yi çok ağır ithamlar altm da bırakıyorlar, fakat oğlu niha yet babasının masumiyetine kail oluyor ve Nathalie ile evleniyor. Gribouille rolünü Raimu'nun büyük bir meharetle oynadığında, Nathalie'yi temsil eden ve son defa Holivud'a giden Michel Morgan'ın da ondan aşağı kalmadıgında Fransız münakkidleri müttefiktirler. Istanbul Belediye sının içinde insan sırtında, omuzda ve başta her nevi eşya ve gıda maddeleri taşınması yasak edilmiştir. Bu yasak Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Be şiktaş Belediye şubeleri mıntakalarında 1 birinci teşrin ve diğer Belediye şubeleri mıntakalarında da 1 ikinci teşrin 1937 tarihlerinden itibaren tat bik edilecektir. 1 Taşıma işleri ve seyyar satıcılık yukarıda yazılı şekillerden gayri olarak motörlü, motörsüz her nevi arabalarla ve yahud elde taşınabilecek küçük kablarla yapılacaktır. 2 Muvakkat mahiyette olmak üzere bazı kayıd ve şartlar altmda şimdiye kadar yapıl masına müsaade edilmiş olan küfe ile her nevi nakliyat birinci maddede yazılı tarihlerden itibaren aid oldukları mıntakalarda yasaktır. (B.) (6571) istanbul Belediyesinden: OSMANLI BANKASI ILÂN Osmanlı Bankasının Galata iderei merkeziyesile Yenicami ve Beyoğlu şubeleri gişeleri ve kiralık kasa dairele ri, gelecek Birinciteşrinin 1 inci gününden itibaren iş'arı ahire kadar, aşağıda yazılı saatlerde açık bulunacaktır: Galata idarei merkeziyesile Beyoğ lu şubesi: Gişe saatleri: Adi günlerde Saat 9,30 dan 12 ye kadar > 14 ten 16,30 a kadar Cumartesi günleri > 9,30 dan 11,30 a kadar Kiralık Kasa daireleri saatleri: Adi günlerde Saat 9 dan 12 ye kadar > 14 ten 18 e kadar Cumartesi günleri > 9 dan 12,30 a kadar Yenicami şubesi: Gişe saatleri: Adi günlerde Saat 9,30 dan 16 ya kadar > 9.30 » 11,30 a kadar Cumartesi günleri Kiralık kasa daireleri saatleri: Adi günlerde Saat 9,30 dan 17 ye kadar Cumartesi günleri > 9.30 » dan 11.30 a kadar Türkçe sözlü harikalar filminde «Bu yeni vasıtanın yaşamasım ve inkişaf etmesini temin için yalnız buna tatbik edilmek üzere yeni ve hususî bir takım hükümler vazolunmuş ve bu yeni vasıtayı kullanmak istiyenlerin hak ve vazifelerini tayin eden tamamile yeni birçok mevzuat ve kanunlar vücude getirilmek ve ayni zarurete müsteniden devletler arasında da yeni birçok mu kavelenameler akdolunmak zarureti hasıl olmuştur. Yeni kanunlann ve mukavelename lerin mütaleası ve tetkiki, hava huku kunun mevzuunu teşkil ederler.> Müellif, uzun uzadıya «Hava huku • ku» tabiri üzerinde de durmuştur. îlk defa hava hukuku (droit ae>ien) ismini kullanan Fransızlar bu isimle (Paris Tayyarecilik Yüksek mektebinde) 1909 da tedrisat yapmışlardır. Fakat, hava münakalâtı mefhumuna tahsis edilmek istenilen bu isim, çok umumî görülmüştür. Almanlar, daha kat'iyet ifade eden iki tabir bulmuşlardır: (Luftrecht) ve (Luftfahrrecht); birincisi, (hava NEŞE ZEVK ve KAHKAHA kralları | hukuku) manasına, ikincisi, (tayyare Yalnız Istanbuluo değil bfltOn Türkiyenin cilik hukuku) manasına geliyor. Hava Yalnız TUrkiyenin defiil hukuku, havadan istifadeye taalluk e Bütün dünyanın sevgilisi den bütün meseleleri ihatası altına alır. Gerek hava nakliyatına aid olsun, ve gerek telsizlere müteallik bulunsun bütün meseleler hakkında müellifler bu tabiri, hiçbir fark aramaksızın, kullanıyorlar. Lorel Hardi ye ikizleri CLARK GABLE LOREL HARDI Bir kömürcünün evinde bulunan mesruk eşya Beyoğlunda Yenişehirde Toran caddesinde 125 numaralı dükkânda kömürcülük eden Kemaliyeli Mustafanın kıjonetli eşyaları sabıkalı hırsızlardan satın alarak toplamakta oldugu Emni yet İkinci şube memurları tarafından tesbit edilmiş ve Mustafanın evi taharri edilmiştir. Evde halılar, paltolar, gramofonlar, kadın paltolan, çamaşırlar ve sair eşya olmak üzere 102 parça mal bulunmuş tur. Eşyalar istirdad edilmiş ve Emni yet İkinci şube müdürlüğüne getiril miştir. Halen Bursa hapisanesinde bulunan hırsız Şükrünün de bu işle alâkadar oldugu anlaşılmaktadır. Tahkikata de edilmektedir. Yakalanan kumarbazlar Emniyet îkinci şube memurları ta rafmdan Tophanede Boğazkesen cad desinde 13 numaralı evde kumar oy nandığı haber almmış ve kumarhane geceleyin basılmıştır. Altı kumarbaz yakalanmış ve para larile kumar aletleri musadere edilmiştir. Scnemacılık dünyasının en bUyük İki yıldızı JOAN CRAWFORD GÖNÜL terahndan emsalsiz bir surette yaratılan Yarın akşam M E L E K sinemasında Fransızca sözlü aşk ve gUzellik filmi YOLU Hulâsa, hava hukukunun bugünkü esaslannı, ve inkisaflarını tamamile göstermeğe ve memleketimizde bu yeni ilmin esaslarını atmak için takib edile cek yolu aydmlatmağa muvaffak olan «Hava Hukuku> eserini burada tam o larak ifadeye yerimiz ve imkânımız olmadığını düşünerek eseri bütün hukukçulara ve alâkadarlara tavsiye ediyo ruz. Tayyare cemiyetine de böyle bir eserin vücude getirilmiş olmasına delâle tinden dolayı nekadar teşekkür etsek yeridir. Alâeddin Cemil YAKINDA' AÇIYORUZ! Pratik Amerikan sistemi üzerine büsbütün yepyeni ve lüks hale get rilen; Varşovada bir arbede Varşova 27 (A.A.) Şehrin en ka labalık bir yerinde ve Yahudi genclik teşkilâtı mensubları enternasyonali söyliyerek geçtiği sırada bir infilâk olmuştur. Bu infilâk maddesini kimin attığı henüz tesbit edilememiştir. Hasıl olan karışıklık esnasında ve bir kahvenin kırılan camlarile yirmi kişi yara lanmıştır. ALEMDAR SiNEMASINI ERTUĞRUL SADÎ TEK Bu gece (Suadiye) plâjmda. Yarın (Büyükada) da Perşembe (Yeşilköy) de (Donanma gecesi)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle