29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CüMHTJRTYET 8 Agusıos 1937 KiiçUk hikâye Kadın sesi Hamdi Varoğlu Müreftede yapılan petrol taharriyatı Birçok yerlerde müspet neticeler veriyor Spiker, radyoda, bilmiyorum hangi liyor, dağılıyor, yayılıyordu. Bir lâhza bayanın bir şarkı söyliyeceğini haber ve sönüyor, tekrar canlanıyor, ayni perde rir vermez, arkadaşım birdenbire yerin • lerden dolaşan ayni ahenkle, gene kır den fırladı; elîerini, yalvarır gibi bana ları dolduruyordu. doğru uzattı ve: Söylediği şarkı, o zamana kadar hiç işitmediğim bir şeydi. Sanki tabiat konu Aman, Allah aşkma şu radyoyu şuyordu ve ben, bu içli bestenin dalgalı sustur! diye haykırdı. Bu âni harekete hiçbir mana vereme ahengine kapılmış, onun yükselen ve inen mekle beraber kalktım, radyoyu kapattım. perdelerile beraber, her defasmda, rüyaSes kesilince arkadaşım yerine oturdu; da bir uçuruma yuvarlanır gibi, içimde, ağır bi yükten kurtulmuş gibi derin bir nefesimi dolduran anî genişlemeler duyarak, yükseliyor ve iniyordum... Evet, ncfes aldı ;onra: HayTetini görüyorum, dedi; hak tabiat konuşuyordu sanki... lısın. Durup dururken ve belki de bu geSes, belki yarım saat devam etti ve ceki programm en güzel kısmı olan şar ben, yarım saat, bilmediğim, tammadı kıyı dınlemeden radyoyu susturmak, sana ğım bir âlem içinde dolaştım... divanelık gibi görüncbilir. Lâkin, sebeErtesi günden itibaren, bu sesin sahibini anlatayım da hükmünü sonra ver... bini tanımak benim için büyük bir ihti Aylardanberi kadm sesi dinlemeğe ta yac oldu. O ses, \e o şarkı kulaklarım hammül edemiyorum azizim. Başımdan dan gitmiyordu. O sesin yüzünden müngeçen bir hâdise, kulaklanmda ve âsa zeviliğimi unuttum; köydeki insanlarla bımda, kadm sesine tahammül bırakmadı görüştüm; tahkik ettim, öğrendim. Neresinden başlıyacağımı kestiemi O kadını nasıl tanıdığtmı anlatmak yorum. Başından anlatsam uzun sürecek çok uzun sürer. Teferrüatı bırakıyorum. sıkılaeaksm. Fakat, bende bir hastahk Tanıştık ve tanıştığımız akşam, gene haline gelen bu nefret duygusunu sana mehtablı bir akşamdı. Ben, gene o çifte başka türlü izah etmek de kabil değil. çamın altındaydım. Tabiat, gene sessizOnun için, sabrım biaz suüstimal edece di ve gene aydan süzülen nurun içinde gim... yıkanıyordu. Bir fark vardı. Yalnız deBılmem hatırhyor musun? Geçen yaz ğildim. O kadm yanımdaydı. ben bir aralık ortadan kaybolmuştum. O geceden sonra, her gece, ayni çifte Aylarca sonra gene aranıza katıldığım çamın altında buluşmağa başladık. Mehzaman, nerede olduğumu sordunuzdu da tablı gece ile karanlık gecenin nazarım • «Romanyadaydım» demiştim. İşte o ta da farkı kalmamıştı. Artık, mehtabı o karihte, ben, Romanyada filân değil, Bo dının gözlerinin içinde; tabiati, onun, ğaziçinde, başımı dinlemek için çekildi bütün gece avuçlarımJa tuttuğum elle ğim dağ başı denecek kadar tenha bi rinde buluyordum. Sesini ilk defa duy • yerde, hücra bir köşedeydim. Önce, tam duğum gece, sanki hiç bitmemişti; ben münzevi kalabilemek için kimseye habe hep o gecenin içinde yaşıyordum. vermediğim yerimi, sonra, daha başka biı Her akşam, ayni saatte, kadm, ilk gesebebin inzimamile büsbütün gizlemijtim ce duyduğum o işitilmemiş sesle şarkı Kadın sesinden nefret etmekle, dağ ba söylerdi. Ses, şimdi yanımda, hayır yanımşmda münzevi hayat geçirmek arasında da değil, o kadının, göğsüme dayanan babelki de münasebet tasavvur edemezsin şının hizasmda, fakat gene çok uzaktan. Acele etme; ilk nazarda birbirile hiç mü tabiatin bağrından gelir gibi işitiliyordu. nasebeti yok gibi görünen bu iki şeyden Ben, hiç kımıldamadan, bu sesi ürküt birinin ötekini itmam ettiğini anlıyacak memek, birbirine ulaşan perdelerini ya sın. nda kesmemek için nefes bile almadan, Oturdugum köşk, çam ağaçlarının ara nekadar sürerse o kadar dinliyordum. sma gömülmüş, kuş kafesi diye tarif e Mehtablı gecelerde, gökten dökülen cilen neviden, şirin bir bina idi. Vapur beyaz ışık, onun, dizimde dinlenen başıiskelesine yarım saat, civardaki en yakın nı, coşkun bir denizin dalgaları kadar köşke on dakika mesafedeydi. kıvrıntılı san saçlannı, kızıl alev rengine Ufuktan yükselir yükselmez yatak o bcyardı. Mehtabla beraber, onun sesi damın penceresinden içeri teklifsizce sü de yavaş yavaş yükselirdi ve ben, yü zülüp, bir kedi sokulganhğile karyola zümü, o saçların kızıl alevi içine gömer, mm dibinde yaltaklanan, ellerimi, yüzü uzaklardan, çok uzaklardan gelir gibi, mü okşıyarak beni uykudan uyandıran derinden inliyen bu içli sesi, kadının següneşten; sabahtan akşama kadar, yap sini, mehtabın sesini, tabiatin sesini o raktan yaprağa sekerek, ağaçların tepe ışıklı saç dalgalarının derinliğinden dinsinde koşuşan serin, iç açıcı rüzgârdan Ier, hayır, koklar, içer ve mest olurdum. uyandığım zaman, beni, cıvıltılı selâm Bu sesi ilk işittiğim gece, anki, semavî larla karşılayan kuşlardan başka misafibir el bana bilmediğim bir eksir içirmişti. rim, gelenim, gidenim yoktu. Kitabları mı bile şehirdeki dağdağanın arasına bı Ebedî bir sarhoşluk içindeydim. Bu sarrakmıştım. Orada, yalnız tabiati görü hoşluk günlerinin sayısmı şimdi unuttum. Bir gece, gene çifte çamların altında yor, onu okuyor, onu dinliyordum. Baidik. Mehtab, karşıki dağın arkasından şım dinç, kulaklarım dinç, vücudüm yavaş yavaş yükseliyordu. Sevgilimin sedincdi... si de, her zamanki gibi, onunla beraber Sabahları yataktan geç kalkıyor, ak yükselmeğe başladı. O gece, bilmiyorum şama kadar, kâh ağaçlann altında tem neden, içimde büyük bir coşkunluk varbel tembel oturuyor, kâh civar kırlarda dı. Onun sesini dinlerken, yüreğimde, ilk ufak gezintiler yapıyordum. Oranın, bilgecenin heyecanmı duyuyordum. Sevgihassa gece hayatına meftundum. Akşam limin sesi de, o gece, her zamankinden yemeğini yedikten sonra, elime kahn bir daha hazin, daha lâhuti, daha derin bir baston alır, kırlara açılırdım. Hele mehahenkteydi. Ses, bir an geldi ki, ses oltabh gecelerde, eve, mutlaka ay battıkmaktan çıktı, adeta cisimlendi ve kar tan sonra dönerdim. şımda, kadmla sesi, maddileşmiş bir tek Gene bir mehtab akşamıydı. Yemekten vücud halinde görür gibi oldum. Birden sonra evden çıktım; yirmi dakika ileride, kollarımı açtım ve bu harikayı kucakla dağlara doğru açılan dümdüz kınn ortamak istedim. sında, on adım ara ile yükselen iki büîşte o zaman, birşey. fevkalâde birşey yük çam vardı. Onların altına gittim, oldu. Rüyada, yüksek bir yerden düşüoturdum. Tabiat, derin bir sessizliğe gömül yormuş gibi duyduğum iç kabartısını damüştü. Arasıra esen hafıf bir rüzgâr, a ha keskin, daha maddî bir şekilde his ğaçlann arasında, gelip geçici bir pıtırdı settim. Ayağımın altından birşey kaçtı; yapıyor, akıbinde, etraf gene sükute da aşağı doğru hızla kaydım: tutunmağa vakit bulamadım; ellerim havada, derin lıyordu. bir yere yuvarlandım. Oturdugum top • Ay, iyice yükselmişti. Karşımda, dümrak çökmüştü ve ben, çifte çamların didüz uzanıp giden kırlar, ayın parlak ışıbir.deki bayıra tekerlenmiştim. ğı altmda şeffaflaşmış gibi görünüyor Ben, çukurun dibine iner inmez, yudu. Ovayı yer yer süsleyen seyrek ağaçkarıdaki lâhuti ses birdenbire durdu; keslar, bu ışıktan aynanm içine gölgelerini sermişler, endamlannı seyrediyorlardı. kin, çığlık gibi keskin bir kahkaha ortaYeşil kadifeden, muazzam bir mahfaza Iığı çınlaüı. Bu kahkaha gitgide arttı, ya yerleştirilmiş, muazzam bir pırlanta kulaklanmı uğuldatan hain bir vaveylâ ile karşı karşıya gibiydim. Tabiatin bu gibi uzun müddet çınladı... nurdan manzarası, yüreğimi bile aydınlatmıştı. Membaını tayin edemediğim, sebebsiz bir neş'e duyuyordum. O esnada, kulağıma, geldiği yeri kestiremediğim bir ses çarptı. Mehtaba, o nur cünbüşüne, o derin sessizliğe öyle dalmış, onunla öyle bir tek vücud haline gelmiştim ki, işittiğim bu ses, kulağıma çarptığı ilk dakikada, benim kendi sesim, yahud mehtabın sesi imiş gibi bir galatı hisse kapıldım. Kendimi toparlayıp hakikati kavraymcıya kadar aradan epey zaman geçti. Dikkat ettim; ses, arkadaki köşkten geliyordu ve şarkı söyliyen bir kadm seSıydi. Derinden duyuluyordu. Mehtabın içinden, kırların ortasından, pınldıyan gökle pırıldayan yerin arasmdan çıkıyor gibi, bir anda bütiin ovayı kaplıyor; per> de perde yükseliyor; sonra, gene meht«» ba, kırlara dalar gibi yavaş yavaş genişO lâhuti sesin bu kadar bayağı, bu kadar çıngırakh bir kahkaha halinde kulaklarıma çarpması, beni, daldığun ebedî sarhoşluktan birdenbire, pek acı bir şekilde uyandırmıştı. Olduğum yerden kımıldamıyordum. Sevdiğim kadmda tecellisini tevehhüm ettim sesile bütün tabiat benim halime gülüyor zannettim... Kızıl saçlı Macar kızı Marika Rökk Alman filmlerinin bu yeni ve gene siması son çevirdiği «Karrussell» filminde büyük muvaffakiyetler kazandı Pek çok degil, bundan ancak iki buçuk sene evvel, kızıl saçlı, açık kül rengi gözlü bir gene kız Budapeşteden trene biruniş, Berlin istasyonlarmdan bi • rinde inmişti. Gel dıği şehir hemen hemen kendisıne meçhuldü. Fakat bırak tığı şehir onu pek iyi tanıyordu. Orada şarkılan, dansları, çevik ve çalâk ha reketleri, neşesi ve nezaketile büyük bir şöhret kazanmıştı. Hatta Viyana ve Berlin gazeteleri bile bu gene kıza aid yazılar yazmışlardı. Lâkin buna rağmen ULftJİ RADVO PTI ^ ksamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 haradis 13,00 Beyoghı Halkevi gösterit kolu tarafından bir temsil 14,00 SON 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 konierans: Ordu saylavı Selim Sırn Tarcan (Pariste Envalid sarayı ve Yuksek Mühendis mektebl) 20,00 Müzeyyen ve arkadaşlan ta raiından Turk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafından arabca sdy lev 20,45 Muzaffer ve arkadaglan tarafından Turk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberlerl ve ertesi günün pro gramı 22,30 plâkla sololar, opera ve ope. ret parçaları 23,00 SON. VİYANA: î. 18,15 kanşıi yaym 19,05 MUSİKİ 19,35 spor 20,05 spor, makale 20,40 ŞARj KILAR 21,10 ŞAN VE MUSİKİ 20,40 i gramofon 23,15 muhtelif haberler 23,35 DANS MUSİKİSİ, istirahat zamanlannda haberler. BERLİN: 19,05 gramofon 20,05 spor 20,25 MUSIKI 21,05 ORKESTRA KONSERI23,05 hava, haberler, spor 23,35 ORG FANTEZİLERİ 24,05 DANS HAVALARI. PEŞTE: 18,05 ŞAN KONSERİ 19,05 röportaj 19,55 ÇINGENE ORKESTRASI 21,15 ka rısık yayın 22,45 ORKESTRA KONSERİ24,05 dans plâklan 1,10 son haberler. BUKREŞ: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,35 konferans, gramofon 21,20 GECE KONSE RI 22,35 hava, haberler ve saire 23 gramofon 24 son haberler. BELGRAD: 13,05 KONSER 19,05 gramofon, şarkı lar, ulusal yayın, haberler, halk gecesl 22,20 MANDOLIN KONSERİ 22,35 haberler, karışık yayın 23,35 KONSER, DANS MUSİKİSİ. LONDRA: 18,25 ORKESTRA KONSERİ 19,20 KEMAN KONSERİ 19,50 MUSİKİ 20,25 ÇINGENE ORKESTRASI (Budapeşte'den)21 karışık yayın 22,10 ORKESTRA KON * SERI 23,05 tarihî röportaj 23,35 son. PARİS [P.T.T.]: 18,05 KORO KONSERİ 18,35 İki pl yes 20,05 haberler, eğlenceli yayın 21,35 karışık yayın 23,50 haberler, spor, hava, ROMA: 18,05 spor 18,20 ORKESTRA İLE ŞARKILAR 19,50 spor, KARIŞIK MUSİKİ « 21,15 haberler, konferans 21,45 KARI • ŞIK MUSİKİ 22,05 OPERET: ŞEN DUL, İstirahat zamanlannda ve sonra haberler, konuşma 24,20 DANS MUSİKİSİ, hava. Sondaj maklnesi Mürefte (Hususî) İktısad Vekâleti Maden Tetkik ve Arama f.nstitüsü, Mürefte, petrol arama grupu, buradakı esaslı ve ciddî çahşmalar neticesi Enstitü jeoloklarının tesbit ettikleri muh telif noktalarda 7 kuyu açmış, 1 numaralı kuyuda kuvvetli benzinli havaga zine tesadüf edilmiş, diğer kuyulann ekserisinde de az miktarda petrol tabakalarınm mevcud olduğu görülmüştür. Mürefteye 5 kilometro mesafede Çınarlıda da bir kuyu acılmış, ve görülen lüzum uüzerine sondaj makinesi bu defa da Mürefteye 12 kilometro mesafedeki Hoş köyüne nakledilmiştir. Hoş köyündeki bu kuyu 1914 sene sinde Avusturya tebaah bir Lehli mühendis tarafından sondajı yapılan ve günde.2 3 ton petrol istihsal edilen eski bir kuyudur. 3 5 gün gibi kısa bir çalışmadan sonra bugün Hoş köyündeki sondaj faaliyeti durdurulmuştur. \ Marika Rökk'ün elle yapünuş bir portresi Artistliğin her sahasında i; yapabilirim!. Cümlesini bitiri' bitirmez uzun bir kahkaha salıverdi. Bu samimiliği Marika'nın ilk zaferini temin etmiş, onun müstakbel muvaffakiyetinden şüphe edenlere kat'î bir darbe olmuştu. Nitekim ik: senelik bir çalışmadan sonra sade Almanyanın değil, bütün Avrupanm tanın.nış bir siması oldu. Bir çok filimler çevirdi. Yarın için de bey nelmilelliğe namzeddir. Marika Rökk'ün temsil san'atının muhtelif şubelerindeki kudretinin en bariz misali bilhassa dans larda, cambazlık danslannda tecelli et mektedir. Son filmi «Karrussell» de Georges Alexander'a çok uygun bir partöner olmuştur. Eşyaları da aşırmışlar Rahim admda biri odasını temizle mek üzere Şükriyeye kapısını açıp işine gitmiştir. Şükriye odayı temizlerken Rahime aid 75 lira para ile bir altın saat, bir makas, bir çakı, bir gömlek ve karyola çarşaflarını ahp kocasile beraber savuşmuştur. Eve gelen Rahim,' o* dayı tamtakır bulunca Şükriye ile Ahmedi bulunmaları lâzım gelen yerlerde bulamamış ve nihayet onları Bandırmaya kalkmak üzere olan vapurda yakalamış ve polise teslim etmiştir. Şükriye ile Ahmed üzerlerinde bulunan Rahimin malları için birer yalan bulmuşlar, fakat makası niçin aldıklarını söyliyememiş ve derhal cürmü meşhud mahkemesine verilmişlerdir. bazılan Marika Rökk'ü hâlâ işe yeni başlamış bir san'atkâr addediyor, yalnız istikbal için büyük vaidlerde bulunduğunu da inkâr edemiyorlardı. Marika istasyonda çok fazla bir kalabalık tarafından karşılanmamı? olmakla beraber Berlinin büyük gazetelerinin mümessilleri beyaz perdenin bu müstak bel kuvvetli simasile görüşmek fırsatını kaçırmamışlardı. Çünkü Ufa şirketinin bir artistle mukavele yapması onda bü yük bir istidad olduğuna mühim bir de lildi. Gazeteciler hep birden sordular: Siz artistliğin en ziyade hangi ju besinde kendinize güveniyorsunuz? O cevab verdd: Ben gencim, güzelim, çalışkanım.. NÖBETÇİ ECZANELER Kurd kocayınca... Amerikada rejisör Frank Borzage'ın baş rolleri Louise Reiner ile Spencer Tracy'ye oynattığı «Büyük şehir» ismindeki filminin birçok sahneleri eski boks şampiyonu Jack Dempsey'in Nevyorkta, sabık rakibi Georges Carpentier'yi takliden açmış olduğu kabarede çevrilecelc tir. Bu işe filmin senaryosunu hazırlamış olan Norman Krasna tavassut etmiştir. Norman, Jack'm çok eski zamandanberi ahbabıdır. Onun için eski boks şampiyonunun kabaresine bu suretle bir reklâm yapmak istemiştir. Bir iki satırla.. ) İLR SEİ Şubeye davet ) Amerikadaki Warner sinema şirketi her sene olduğu gibi bu yıl da muhtelif sahnelerde müvaffakiyet kazanmış piyeslerin fılme çekilmek haklannı satın almış ve bu husus için 5 milyon dolar sarfet miştir. Bu piyesler arasında «Tovariş» komedisi «Sarı zeybek» opereti de vardır. Paul Muni'nin oynadığı «Emil Zola» ve «Doktor Pasteur» kordelâlan şirketin 193738 mevsimi için hazırladığı filimle* * * rin en ehemmiyetlileridir. Warner'in bu Fatih Askerlik Şubesinden: seseki mamulâtı arasında iki tane de 332 doğumlu ve bu doğumlularla mua meleye tâbi bulunan ve liseyl ikmal ettlk renkli kordelâ vardır. ten sonra daha yüksek tahsile devam et mek arzusunda olmıyan tam ehliyetnameli kısa hizmetli erlerin sıhhî muayeneleri Teşekkür yaptırılmak üzere tez olarak şubemize Zevcim ve babamız müderris doktof gelmeleri ve daha eski doğumlulardan o Ali Vehbinin vefatı münasebetüe ta lup da herhangi bir sebeb ve suretle sev kedilmemis bulunan kLsa hizmetli ve tam ziyede bulunanlara ve cenazesinde buehliyetli erlerin de şubeye gelmeleri lü lunan akraba, dost ve arkadaşlarına ve zumu tebliğ olunur. bilhassa elleri üstünde# götüren sevgili talebelerine, Gülhane hastanesi Serta Askerî hesab ve muamele bibi Süreyya ve dahiliye müdürü Halid memuru olacaklara iyaya ayrı ayrı teşekküre teessürümüz mâni olduğundan gazetenizin tavassu Kadıköy Askerlik Şubesinden: Yıldızda Harb Akademisi emrlndeki He unu rica ederiz. sab ve Muamele Memurları okuluna gir Zevcesi: Fatma Türküstün, evlâdları: meğe istekli ihtiyat subaylarm imtihanlaNamıka, Şinasi, Naci ve Beylün n 16/8937 günü saat 9 da Istanbul Ko Türküstün mutanlığında yapılacaktır. İsteklilerin evraklarını tamamîatmak üzere 13 ağustosa kadar Kadıköy Askerlik Şubesine müra caatlerı ilân olunur. Eminönü Askerlik Şubesinden: Taşra şubelerine mensub olup da Emi nönü, Fatıh ve Eyub kazaları mmtaka larında oturan yabancı 332 doğumlu ve bunlarla muamele gören kısa hizmetlile rin celb ve sevk emrine gdre üse ve muadili okullardan mezun olup da daha yuksek okula girmek istemiyen okurların son yoklamaları 1 ağustos 937 den 15 ağustos 937 akşamına kadar devam edecek olan Be şiktaş, askerlik şubesinde toplanan askerlik meclisinde muayeneleri yaptırümak ü zere ellerindeki şehadetname ve ehliyet namelerile Sultanahmedde Dikilitaş kar şısında Yabancı Eminönü Askerlik Şube sine müracaatleri ilân olunur. «Warner» kumpanyasının hazırlıkları * Macar artisti Rosy Barsony, yakında Budapeştedeki Filmiroda stüdyolarında çevrilmeğe başlanacak olan «Vicky» filminde başrolü oynıyacaktır. * Amerikalı rejisör Meervyn Leroy, başrolü Kenny Baker'in oynıyacağı musikili bir komedi yapacaktır. Kenny Baker Amerikadaki radyo yıldızlanndan biridir. ilk filminde kazandığı muvaffa kiyet, az zaman sonra bu ikinci kordelâyı çevirmesine sebeb olmuştur. * Macar rejisörü Zoltan Farkas «Spor ve Aşk», «Kanımız ve Hayatı • mız» ismindeki genclik ve vatanseverliğe aid filimlerini çevirmeğe başlamıştır. * Amerikan radyo yıldızlanndan 13 yaşındaki Maureen O'Connor «Sokak Çocukları» ismindeki filimde «Jackie Cooper»in partöneri olacaktır. * Fransada «Aşağı Kattaki Musikişinas» isminde musikili bir kordelâ hazırlanmaktadır. Başrolleri Jeanne Helbling, Pierre Stephan oynıyacaklardır. * Vaktile îvan Mujokin, Nikolas Kolin ve Natali Lisenko'nun sessiz olarak oynamış olduklan «Kean» filmi yeniden çevrilecektir. Bu kordelâda başrolü Pierr« Richard Wilm temsil edecek tir. Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinde nöbetçl oîan eczaneler şunlardır: Istanbul clhetindekller: Eminönünde (Salih Necati), Beyazıdda (Cemil), Küçiikpazarda (Yorgi), Eyübsultanda (Mustafa Arif), Şehremininde (Nâzım Sadık), Karagumrükte (Kemal), Sa « matyada (Rıdvan), Şehzadebaşında (Is mail Hakkı), Aksarayda (Sarun), Fener de (Husameddin), Alemdarda (Esad), Bakırköyde (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Daire tramvay durağında (Güneş), Galata Topçular caddesinde (Sporidis), Taksimde (Nizameddin), Tarlabaşında (Nihad), Şişll Halâskârgazl caddesinde (Halk), Kasım paşada (Müeyyed), Hasköyde (Nesim A seo), Beşiktaşta (Süleyman Receb), Sarıycrde (Nuri). Usküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: ' Üskudarda Çarşıboyunda (Omer Ke nan), Kadıköyünde Söğüdlüçeşme cadde sinde (Arman Hulusi), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş). Zahire Borsasındald vaziyet Dün İstanbula 283 ton buğday, 15 ton çavdar, 70 ton arpa, 15 ton kepek, 38 ton yapağ, 75 ton un, 13 3/4 ton nohud, 55 ton tlftik, 1 ton kıl ve 1/4 ton da afyon gel miştir. İstanbuldan harice 19 1/4 ton yapağ, 10.5 ton susam ve 80 ton da afyon gönderilmiştir. Dün Istanbul Borsasmda şu fiatte satışlar olmuştur: Buğday yumuşak 15 çav darlı 6,05 kuruştan 6,16 kuruşa kadar; sert 15 çavdarlı 6 kuruş, 615 cavdarlı 5.15 kuruş, arpa 4,175 kuruştan 4.20 kuruşa kadar, san mısır 5.01 kuruştan 5.05 kuruşa ka dar, kuşyemi 9,25 kuruş, zeytinyağı İkinci nevi 55 kuruş, susamyağı 43 kuruştan 45,20 kuru^ kadar; çavdar 4,25 kuruş. Dtin yabancı borsaîarda şu fiatta alivre satışlar olmuştur: Buğday 5,24 kuruştan 6 kuruşa kadar, arpa 5,15 kuruş, mısu 3,77 kuruş; ketentohumu 8.21; fındık İç 94,73 kuruş. İlân Istanbul Belediyesinden: Osmanlı Bankasında daktilograf olarak istihdam edilmek üzere iyi türkçe ve fransızca bilen Türk müslüman bir bayana ihtiyac vardır. Bu vazifeye namzedliklerini koymak istiyen bayanlar hüviyetlerini müsbit evrakla sertifikalarım hamilen ve müsTeşekkür tacelen sabah saat 9 la 10 arasında BanSevgili eşim ve anamızm gerek ce • kanm Voyvada caddesinde kâin Galata naze merasiminde bizzat ve gerekse yamerkezinde Kişi İşleri servisine müra zı ile taziye lutfunda bulunmak sure caat etrnelidirler. tile yarah kalblerimizi teselliye koşan dostlarımıza alenen teşekkür ederiz. Eşi: Öğretmen Kâzıın Uz, oğlu: Öğ retmen Refi Uz, kıza: Satıa Uz HALK OPERETÎ Bu akşam Üsküdar Inşirah bahçe&inde TARLA KUŞU' 9 ağustos pazartesi akşamı Beşiktaş Suadpark bahçesinde ŞİRİN TEYZE P A R i S Sergisine Venedik Paris Prag Vlyana Bükreş Bu senenin en guzei ve son sevahati Kahkaha, gitgide azaldı, gitgide sön dü, kesik kesik bir iki fıkırtı halinde aksetti ve sustu. Bunun arkasından, kadının beni çağıran sesini işittim. Kahkahanın cırlak ahengi kaybolmuştu. Fakat sevdiğim kadının sesi, artık o eski lâhuti ses değiîdi... Cevab vermedim. Onun yanma dönmedim. Ertesi günü de, köşkü bıraktım, ehe avdet ettim. Şimdi anladın mı kadm sesinden niçin nefret ettiğimi? ' HAMDİ VAROGLU 10 ağustos 937 salı gününden itibaren Karaköy köprusü uze rinde seyrüsefer icabı ve Belediye zabıtası talimatnamesile Belediye tenbihi hükümlerine göre asağıda yazılı hususat tatbik edilecektir. Sayın halkın ve bütün vesaiti nakliye sahiblerile şoförlerin, arabacı ve «ürücülerin aşağıdaki maddelere riayet etmeleri ilân olunur. 1 Halk köprü üzerinde yaya kaldırımlardan bir taraftan diğer tarafa ancak çivile işaret edilen saha dahilinden geçecektir 2 Bütün nakil vasıtaları, bu sahaya geldiği vakit buradan yaya geçen varsa derhal duracak ve yaya gidenler geçtikten »ont* yoluna devam edebilecektir. Bu sebeble nakil vasıtaları bu 26 gün iıtanbuldan 10 Eylul Çelyo T»puru ile hareket Yerler fatılmaktadır. Aceie ediniz. Beyoğlu Galatasaray Satılık tenezzüh gemîsi Yelkenli tenezzüh ge misi Korsan sefere müheyya bir halde satılıktır. Fenerbahçede demirlidir. NATTA Tel : 44914 sahaya gayet ağır gelmelidir. «B» «4880»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle