23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 A&ustos 1937 CUMHURİYET Hfidiseîer arasında Türkçenin derdleri Ingilterenin Ispanya işinde güttüğü siyaset İspanya ister faşizmi, ister başka bir rejimi kabul edebilir. Fakat Hitler'ci veya Mussolini'ci olmamalıdır Naval Carnero 4 (A.A.) Havas Ajansının muhabiri bildiriyor: İhtilâlciler, diin bütün gün Madridin askerî hedeflerile hükumet merkezini i hata eden istihkâmlan bombardıman et mişlerdir. Bütün hedefler elde edilmiştir. Hükumet topçu kuvvetleri hemen hiç mukabele etmemişlerdir. bah İspanya harbi etrafında oynanmakta olan diplomasi oyunile meşgul olmaktadırlar. Journal gazetesinde Saint Brice, ya zıyor: «İngiltere, İtalyaya elini uzatmıştır. Çünkü devam edip gitmekte olan İspan yol yangınını söndürmek için başka çare olmadığmı anlamıştır. Ademi müdahale siyasetini halihazırda içinde bulunmakta olduğu çıkmazdan çıkarmak için sarfo lunan mesaide müşkülât, Berlinden ziyade Romadan gelmektedır. Bu meseleyi muvaffakiyetle neticelendirmek için ya pılacak ameliye, İngiltereye merkezî ve şarkî Akdenizden muhtac olduğu za mânlan vermek suretıle icra edilmek ge rektir. Habeş İmparatorluğunun tanm masına mukabil İtalyanm bu zamânlan vermekten imtina etmesi için hiçbir sebeb yoktur. Bu İmparatorluğun muhafazası, İngiltere ile sıkı bir teşriki mesaide bu lunmağa bağlıdır. Marconi'nin bir sözü arconi demiş ki: «Radyonun hayatımızda büyük bir değişiklik yapacağını zannetmiyorum. Esasta biz, ecdadımızdan çok farklı değiliz » Bu sözleri bir makalesirve alan Andre Tardieu soruyor: «Terakki mi? Onu anladık. Yalnız hangi teakki kasdediliyor? Makinenin terakkisine şüphe edilemez. Fakat bunun hakikî terakkile, yani insanlığm saadetile alâkası yok.» Muharrirden bu fikrinin ispatı istense, o, şöyle diyecektir: Medeniyet eski ihtiyaclanmızı tatmin çareleri ulduğu nisbette yeni ihtiyaclar yaratıyor. Gerçi bugün bir köylü, trenin üçüncü mevkiinde seyahat ederken, saltanat arabasile uzun bir yola ıkan Onüçüncü Louis'den daha rahattır; fakat bu konfor, Yirminci asrın krallarından köylülerine kadar bütün ahalisini eski asırların hiç duymadıklan yepyeni ihtiyaclann sıkıntı&mdan da kurtaraımyor, bilâkis o ihtiyaclan artırıyor. öyle bir sonsuz terakki merdiveninin üstündeyiz ki aşağımıza, çıktığımız basamaklara bakarsak epeyce yükseldiğimizi görüyoruz; fakat yukanmıza, ucubucağı olmıyan basamaklara bakarsak. Mahdud ve muvakkat nisbetleri aşmaktan başka hiç birşey yapmadığımızı, eskilerden farkımız olmadığını anbyoruz. Yahud da öyle bir izafî dünya içindeyiz ki aşağımıza bakınca kendimizi bir dağın tepesinde, fakat yukan bakmca ucu sonsuzluğa uzanan daha büyük bir dağın eteklerinde buluyoruz. Sonsuz ve ucsuz bir zaman ve mesafe içinde terakki, şüphesiz nisbî bir sözdür ve onda mutlakı aradığımız zaman, hatta eskilerden daha bedbahtız. • imlâ kongresinde i r neîer konuşulabilir ? Peyami Safa Lâtin harflerini benimsediğimiz gün ! denberi imlâ anarşisinin önüne geçile mediği için, bir kongre toplanması fikrini telkin etmek istiyen yazılarım üzerine, okuyucularımızın Türk alfabe ve gramerinde buldukları eksikleri ve yanlışları bildiren mektublar aldım. Anarşi doğuran meseleleri sadece gözden geçirmek, bütün yazı ve kültür âleminin şiddetle muhtac olduğu imlâ disiplinini temin edecek bir kongre toplanması lüzumu üstünde herkesi birleştırebilir. Bu meseleleri ıkiye ayırarak ortaya koyalun: Alfabeye ve gramere bağlı olanlar. Yeni Türk alfabesini hem eksik, hem de yanlış bulanlarımız az değildir: «Öğretmen A. Halil» imzalı mektub, «X» harfinin müdafaası için yazılmıştır. «Taksim, taksit, taksir, teksir» gibi keli melerdeki «k» ve «s» harflerini bir «x» le hulâsa etmenin kolaylığından niçin ka • çıldığı soruluyor ve Lâtin alfabesi kulla nan bütün milletler gibi bizim de bu harfi almamız teklif ediliyor. Teklif o kadar makuldür ki doğruluğunu ispata lüzum görmüyorum. «O. Hamamcı» imzasile mektub gönderen başka bir okuyucumuz, «S» harfinin bizim alfabemizde bulunmıyan bir hususiyetine işaret etmektedir: «Bütün Avrupa dillerinde bu harfe has bir kaide vardır: S den sonra gelen harf sessiz olduğu vakit, (S) (ıs) gibi okunur. îşte meselâ: Special, stage, sport, statistique, Stokholm yazılır ve baş harfleri «ıs» okunur; bizde ise bu kaide her nedense gözetilmediği için yukandaki kelimeler sipesyal, sıtaj, sıpor, sıtatistik diye okunuyor.» Okuyucumuzun bu işareti müşahede olarak doğru değildir. Fransızca bir kelimenin başında sessiz bir harften evvel gelen «s», «ıs» gibi okunmadıktan başka türkçede de «sı» gibi okunmaz. «Statistique» kelimesi türkçeye «istatistik» olarak geçmiştir ve umum müdürlük bu imlâyı kullanır. Fakat burada da başka bir kaidesizlik göze çarpıyor: Neden istatistik yazılıyor da ıspor yazılmıyor? muzaf ve muzafıileyh halinde bulunan kelimelerin de iki türlü yazılmasını icab ettiriyor. Bu fark tesbit edilmediği için anarşî doğurmaktadır: «Şal», «mal», «bakkal» kelimelerindeki «a» açıktır. Bu kelimeler, mef'ul, muzaf ve muzafıileyh hallerinde «şalı», «maldan», «bakkaldan» gibi yazılır. Bunda ihtilâf yoktur. Fakat «hal», «saat» ve «dikkat» gibi kelimelerdeki «a» kapalıdır. Sondaki «1» ve «t» harfini inceltirler. «Herhal de», «saatte», «dikkati» gibi yazılmaları lâzımdır. Hiç kimse «herhalda» şeklini kabul etmedıği halde, kaidesizlik yüzünden «saatte saatta», «dikkati dikkati» ihtilâfına düşenler pek çoktur. «Her gün», «her şey»... gibi sıfat terkiblerini bir arada yazmak niçin? «Baş müfettiş» ve «baş hekim» gibi terkibleri de mürekkeb kelime haline sokmağa lüzum yoktur. Çünkü Lâtin harflerile hacmi artan kelimeler büsbütün uzatılmış ve sarahatleri azaltılmış oluyor. Bir okuyucumuz soruyor: «Saygıyla» mı, «saygı ile» mi, «saygile» mi? Kelimenin sonundaki «ı» harfi kalm olduğu için «saygıle» şekli yanlıştır. Fakat bu «ile» ve «yle» tereddüdünün doğurduğu vahdetsizliğe de bir nihayet vermeliyiz. «iyle» ile bitme şeklınin feda edilmesine taraftarım. Gene «O. Hamamcı» imzasile mektub gönderen okuyucumuz, «haps, kayt, hacz, keşf, def, kast» gibi tek heceli Arab kelimelerini «hapis» ilâh... tarzında bir «i» ilâvesile iki heceye çıkarmaya aleyhtardır. Çünkü bu kelimelerin son harfleri harekelendiği zaman bünyeleri eski hallerini alıyor: «Hapsetmek» gibi. Bu zorluğa ve karışıklığa meydan ver mektense türkçede sakin harflerin yanyana gelmesi şiveye uygun olmamakla beraber aslındaki şekillerin muhafazası daha amelî bir çare telâkki edilebilir. N A L I N A M1HSNA Türkün adı lmanyada yeni bir din ve bu di» nin büyük küçük bütün Alman şehirlerinde ve kasabalarında ırili ufaklı mabedleri vardır. Bu mabedîerin en büyüğü Berlindedir ve 120 bin kışi alır. Burası 1936 ağustosunda büyük ve parlak merasimle açıldı. Yalnız Almanyada değil bütün dünyada milyonlarca ve milyonlarca saliki bulunan bu yeni dine iman edenlerden 100 bin kişi, orada günlerce ayin yaptı. Atinadan Berline kadar, bilmem kaç bin kilometro mesafede elden ele koşturularak getirilen mukaddes bir meşale, bu mabedin tepesinde ve mabeddekılerin ruhunda, sönmez bir alev yaktı. Bilhassa pazar günleri, hâlâ, bu mabedin içinde büyük ayinler yapılır; binlerle ve binlerle insan oraya kosar; o kadar ki Berlinin protestan, katolik, ortodoks kiliselerinde, Musevî sinagoglarında ve müslümanlara mahsus camisinde, ibadet eden insanların mecmuu bu yeni dinin mabedine koşanlardan daha azdır. Berline gidince, pek tabiidir ki ben de bu mabedi görmeğe gittim. Berlinde tahsilde bulunan Galatasaray denizcilerinden Nevin Hasanın delâletile o muhteşem ibadet yerini ziyaret ettik. Bir pazartesi sabahı idi. İki kadın ve üç erkek Türk, mabedin kapısına vardığımız zaman, orada büyük bir kalabalık gördük. Almanyanın diğer şehirlerinden gelmi? Almanlar, ekseriyeti teşkil ediyordu; bir hayli de bizim gibi ecnebi vardı; her mil* letten. Bu, iki bin kisilik kafilenin önüne bir rehber düstü ve bu, mabedin tarihçesini anlata anlata bizi gezdirdi. O gün ayia yoktu; 120 bin kisi alan mabed bomboştu. Bizim iki bin kişilik kafilemiz, onua bir köşesinde bi~ avuc insandan ibaret kalıyordu. Denize düşmüs bir avuc iğn« gibi... İki saatten fazla süren bir dolaşma neticesinde her tarafını gezip gördükteu sonra, büyük bir kapınm önünde durduk. İki tarafta granit duvarlar, eski kale bedenleri gibi yükseliyordu. Bu duvarların üstünde bir çok isimler yazılı idi. Bunlar, milâdın 1936 yılında, burada, yeni din uğrunda yapılan çetin mücadelede muzaffer olarak şan ve şeref kazanan kahramanların isimleri idi. Sag taraftaki duvara hâkkedilmiş isimler arasında şunu da okudum: Papanm nasyonalist İspanyadaki mümessili Vatican 4 (A.A. ) Her nekadaı salâhiyettar mehafilde Marki de Aye inava'nın lspanyol nasyonalist hükume tinin mümessili tayin edilmesinin Papalıkça kabulü keyfiyetinin hiçbir veçhiie mezkur hükumetin tanınması manasını tazammun etmiyeceği sarahaten beyan edilmekte ise de yeni mümessilin ünva nının değiştirileceği tahmin olunmakta dır. Yeni mümessillik sıfatını sarih olarak tayin için müzakereler cereyan etmekte olup kendisine yan resmî ajan nazarile bakılmayıp resmî mümessil addedileceği Londra hükumeti nazarında ispanya 8Öylenmektedir. harbi, hiç olmazsa kararsızlık safhasm Valencia hükumetinin bir dan çıkmak suretile, hitama ermiştir. kararı İspanya, faşist olacakmış, îngilizler, Valencia 4 (A.A.) Hükumet, şi böyle bir hali teessüfle karşılarlar. Çünkü mal hükumetinin murahhas heyeti mahi onlar ferdî hürriyetten zevk alırlar, fakat yetinde bir komite tesisine karar vermiş İngilizler, nihayet bu meselenin bir îngitir. liz meselesi değil, îspanyol meselesi ol18 temmuz 1936 dan itibaren ziraî duğunu düşünmektedirler. İngilizleri emlâk kiralarının tecili tasvib olunmuştur. bilhassa alâkadar den şey, îspanyamn Hitler'ci veya Mussolini'ci olmaması Fransız gazetelerinin görüşii Paris 4 (A.A.) Gazeteler, bu sa dır.» PEYAMl SAFA Izmirdeki yangının tahkikatı basladı Yunanistanda yapılan bayram Diin enkaz altından yeni Yeni rejimin yıldönümü Italya Habeş ilhakının tanınması için pazarden dört cesed çıkarıldı kutlulanıyor lığa girişmemiş Atina 4 (Hususî) Bugün sabahîzmir 4 (Telefonla) Yanan petrol Ve benzin depoları enkazının civar ve zemininde ateş hâlâ için için devam etmektedir. Tahkikata memur edilen Müddeiumumî muavini Sabri hâdise mahallinde tahkikat yaptı. Bugün 4 cesed daha çıktı. Bunlardan biri Rasihe aiddir. Cesedin parmagında alyans bulunmuştur. Kendisi evli ve iki çocuklu bir gencdi. Çıkan bütün cesedler bugün Bayraklıda ufak bir merasimle gömüldü. Hastanede ölen İsmail ve Ahmedin cesed lerini aileleri aldılar. İtalyan hastanesinde yaralı yatan ve hâdiseye sebebiyet veren lehimci Hasan bugün b'lmüş ve hakkmda açılan takibat da sukut etmiştir. Bugün şehirde Toni'nin delirerek dağlarda dolaştığı şayiası çıktıysa da asılsızdır. Yalnız yandıklan zannedilen şoför Mehmed ve çoban İbrahim oğlu Mehmedin yangın başlamadan az evvel depodan ayrılmış ve alevleri görünce korkarak kaçmış olduklan anlaşılmıştır. Kendileri bugün bulunmuştur. Müessese sa hiblerinden Ferko da hâdiseden 5 dakika evvel depodan çıkmış bulunuyordu. îtalyan hastanesinde yatan Ali Meftun ve diğer yaralıların vaziyeti çok a ğırdır. Gene yaralılardan Osman ölmek üzeredir. îki ecnebiyi küçük san'atlar kanununa aykırı olarak, ayni zamanda 18 yaşından küçük çocukları iş kanununa muhalif olarak çalıştıran Ali Meftun hakkında tahkikat açılmıştır. Hüviyetleri meçhul ve hâdise günü işe ahnmış olan bir yürükle oğlunun da akıbetlerinden §üphe edilmektedir. tanberi bütün Yunanistanda 4 ağustos yıldönümü büyük merasimle kutlulanmağa başlanmıştır. Atina baştanbaşa bay raklarla donanmıştır. Dükkânlar ve müesseseler kapalıdır. Binlerce ahali şehrin okaklanna dökülmüş şenlikler yapmaktadır. Başvekil Metaksas Yunan mille tine hitaben neşrertiği bir beyannamede memleketin idaresini eline aldığı zamandanberi yapılan işleri anlatmaktadır. Sabahleyin saat ondan itibaren ö'ğlene kadar Başvekil, bütün nazırlar, hükumet erkânı, ordu kumandanları hazır bulunduklan halde muhtelif temelâtma ve açılı§ merasimi yapılmıştır. Saat 17,30 da Atina ve vilâyetlerden gelen ahali mümessillerinin iştirakile stadyumda büyük bir toplantı yapılmıştır Yunan kız liseleri ve vilâyeterden gelen gruplar tarafından mahallî kıyafetlerile oyunlar oynanmıştır. Merasim bittikten sonra binek ve yük otomobilleri tarafın dan büyük bir geçid resmi yapılmıştır. Bugün herkesi şahsî bir gramer ve imlâ telâkkisine göre yazmağa sevkeden buhran, Tarih ve Dil Kurultayları gibi Istanbulda toplanması, elverişlilik bakı mmdan tercih edilebilecek bir kongrede konuşularak ortadan kaldırılabilir. TekliArab harflerindeki «hemze» nin ve fimi bir kere daha Kültür Bakanlığının Londra 4 (A.A.) «ayın» ın yeni alfabemize getirdiği buhalâkasına arzediyorum. İyi haber alan merana da birkaç okuyucumuz işaret edi hafıle göre. İn yor: «Besim Kuyas» imzalı mektub hemgiliz İtalyan gö ze aleyhinde, «Adil Kaya», «Safder rüşmelerinin hedeOğuz» imzalı mektublar «ayın» harfinin fi eski dostlukların lüzumsuzluğunda ısrar ediyorlar. Bu ozararına yeni dostluklar aramak de kuyucularımıza göre arabca ve acemce ğil, ortada mevcud kelimeleri hem dilimize ve şivemize ta gerginliği izale etmamile maletmek, hem de okunup yazılmektir. malarını sadeleştirmek için, bütün hemİtalyan mehafili, zeli ve ayınlı kelimeler, aşağıki kelimeler Ankara 4 (Telefonla) Maliye Romanm maksadı Yeni vaziyette âmil gibi apostrofsuz yazılmalıdırlar: Sanat, Vekâleti, vasıtasız vergiler kanun lâyihaİngiltereyi Fran olanlardan Kont heyet, neşet, tecil, bilâkis ilâh... sını hazırlamakla meşguldür. Hâlen va sadan ayırmak olGrandi İki Başvekil arasında muhabere Erkan : Türkei Benim, bizim kanımızdan Erkan, ebediyete intikal edecek olan bu granitlerin üstüne Türkün granit ismini yazdırmağa muvaffak olan kahraman, beş Türkün vürtğini heyecan ve iftiharla çarptırdı. Berlin stadyomunu gezen her Türk, o yiğitler ve erler listesinde Erkan ismini, Türkün adını gördükçe ayni heyeczn ve iftihan duyacaktır. Berlinden, bu büyük ve güzel şehirden kadm ve erkek, resmî ve gayriresmî binlerce Türk gelip geçmiştir, daha binlercesi de gelip geçecektir. Fakat Berlin stadyomunun granit duvarlarında bir tek Türkün adı kalacaktır. Fakat bu ad, bir Türkün değil, Türkün adıdır. Vasıtasız vergiler Maliye Vekâleti yeni bir kanun lâyihası hazırlıyor Ele geçen iki azılı haydud îzmir 4 (Telefonla) Soyguncu luk suçundan 7,5 seneye mahkum olup Uşak hapisanesinden kaçan Himmet ve arkadaşı Ali müsellâh ve maskeli olarak Alaşehir Buladan yolunu kesmişler ve köylüyü soymuşlardır. Vak'a yerine ye ı tişen jandarma ile cereyan eden müsad mede Himmet yaralı olarak yakalanmış, Ali de teslim olmuştur. Türkçeleştirmek prensipine göre bu teklifi de makul bulmaktan uzak deği liz. «D. A.» remizlerile mektub gönderen bir öğretmen «terakki, musiki» kelimelerinin sonunda «kıiy» sesile okunması lâzım gelen iki harfin «ki» şeklinde yazılmasını ve eski harfleri bilmiyen çocukla rın bu kelimeleri yanlış okumağa mah kum kalmalannı tenkid ediyor; fakat bu Bir Belgrad gazetesinin mütaleası «ki» nin yerine hiçbir harf teklif etmediBelgrad 4 (A.A.) M. Metaksasın ği için. tenkidi amelî kıymetten mahrum riyasetinde teşekkül etmiş olan Yunan görünüyorsa da bir imlâ kongresinde mükabinesinin yıldönümü münasebetile Sa nakaşa edilmesi faydalı olabilir. mouprava gazetesi, bir başmakale yaz Gramere bağlı meselelerden birkaçına Londrada tahmin ve telâkkiler mıştır. Bu makalede bilhassa iktısadî ve Roma 4 (A.A.) Salâhiyettar meha da işaret edelim: içtimaî sahalarda elde etmiş olduğu tefil Duçe ile Chamberlain arasında teati Türk alfabesinde «a» harfinin açık ve rakkilerden bahsedilmektedir. edilen mektublar hakkında ketumiyet kapalı iki türlü okunuşu olması, mef'ul, Bu gazete, realist olan Yunan mille muhafaza etmektedirler. tinin M. Metaksas tarafından icrasına gi Bu hâdise, müzakerelerin başlıyacarişilmiş olan işin ehemmiyet ve manasını ğından ziyade bir samimiyet devresinin çarçabuk anlamış ve ona vatanm dahi açılacağına bir işaret olarak telâkki elinde icrası lâzım ıslahatı tahakkuk ettir • dilmektedir. mek hususunda müzaharet etmiş olduğu Sureti umumiyede zannedildiğine gönu yazıyor. re, mektubların metni müphemdir ve Dost ve müttefik milletin terakkiyatı Chamberlain'le Mussolini dostluğa dönnı sempati ile takib etmekte olan Yugos mek lâzım geldiğini ehemmiyetle kaylavya milleti, nisbeten kısa bir zaman zar detmekle beraber bu dostluğun yeniden fında Yunanistanı gerek kendi menfaat tesisi için atılacak temelleri tasrih et memişlerdir. namına ve gerek Balkan milletlerinin uDiğer cihetten Grandi ile Chamber mumî menfaati namına salim ve sağlam lain arasında vuku bulan konuşmalara icraatta bulunabilecek bir hale getirmiş büyük bir ehemmiyet atfedilmekte ve olan Metaksas hükumetinin yapıcı faalibu konuşmalarm muvaffakiyetle neti yetini dostluk intıbalannı taşıyan hissiya celeneceği tahmin edilen müzakereler tile selâmlar. için esaslı bir nokta teşkil ettikleri söymayıp bu iki devlet arasındaki dost luğun İtalyaya teşmili olduğunu beyan etmektedirler. İngiliz mahfilleri, modası geçen eski Dörtler misakile Locarno mikasını imza eden devletler arasında yapılması muhtemel olan görüşmeyi birbirine karış tırmamak lâzım geldiğini tasrih etmektedirler. İtalyanın Habeşistandaki hâkimiye tinin tanınması için Roma ile pazarlığa girişilmemiştir. Fakat Milletler Cemı yetinin gerek hal ve gerekse istikbal için tekrar canlandırılması arzusu vardır. sıtasız vergiler mevzuu etrafında elli kadar kanun vardır. Bu kanunlarda ihtiyaca uymıyan ahkâm olduğu gibi bir • çok ahkâmı ayn, ayrı kanunlarda olması yüzünden müşkülâta düçar olunmak tadır. Vekâlet, vergi esaslarında mühim tadilât yapmamak suretile birbirine uyan birçok hükümleri itiraz, temyiz ve saire gibi maddeleri bir araya toplıyarak bü tün vasıtasız vergileri bir kanun lâyihası içinde toplıyacaktır. M. Hitler, Ali Çetinkayavı kabul etti [Baştaratı 1 inci sahitede'\ Hamdi Arpağ ile İktısad Vekâleti müsteşarı Faik Kurdoğlu, Vekilin refaka tindeki zevat, halen Berlinde bulunan Türk ekonomik heyeti azalarile Türkiye büyük elçiliği erkânı, refikalarıle birlikte hazır bulunmuşlardır. Türkiye Nafıa Vekili refakatinde Türkiye büyük elçisile hususî kalem di • rektörü olduğu halde, Düsseldorf'a gi • derek sergiyi ziyaret etmiştir. Sergiyi ziyaretten sonra, Türkiye Nafıa Vekili, «Bu sergi, Alman teknik ka» biliyetinin bir tezahüriidür» demiştir. Türkiye Nafıa Vekilinde, bilhassa yeni sun'î iptidaî maddelerle yeni Almanyanın turistik yolları büyük bir intiba bırakmıştır. ^ . « ^ J Yeni Meclis binası Ankara 4 (Telefonla) Romadan verilen malumata göre, yeni Büyük Mille t Meclisi binası inşası dolayısile açılan müsabaka için tanmmış İtalyan mühendislerinden Pavlo da bir proje hazırlamıştır. En emin, en rahat, en seri AnkaraIstanbul yolculuğu: Fransada içtimaî ıslahat İzmir 4 (Telefonla) Iktısad Vı kili Celâl Bayar bugün Ayvalıktan Çeş Paris 3 (Hususî) Fransada bulun meye geçmiştir. Bir iki gün istirahat ettik makta olan eski Romanya Hariciye Na ten sonra Tepeye hareket edecektir. zırı M. Titulesco 8 ağustosta Çekoslo vakyaya gidecek, orada tedavi için 20 Paris 4 (Hususî) Paris borsasının gün kadar kalacaktır. bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Maliye Vekâletinde bir tayin Londra 132,83, Nevyork 26,65, Berlin Ankara 4 (Telefonla) Maliye Ve 1072, Brüksel 448,37 1/2, Amsterdam kâleti tetkik heyeti bürosu reis vekilli 1471,75, Roma 140,25, Lizbon 120,75, Ceğine Maliye Vekâleti Müsteşar muavini nevre 611,87 1/2, bakır 64 3/4 65 3/4: Esad ilâvei memuriyet olarak tayin e> kalay 263, altın 139,08 1/2, giimuş 2P; kurşun 22,10,7 1/2, çinko 23,3,1 1/2. 'dilmiştir. Titulesco, Çekoslovakyaya gidiyor Iktısad Vekili Çeşmede lenmektedir. Ziraat Vekâletinde yeni bir mesai devresi Ankara 4 (Telefonla) Ziraat Vekâleti yeni bir mesai devresine girmiş bulunuyor. Bütün ziraî şubelere mesai esasları hakkında yeni direktifler ver mektedir. Nafıa Bakanhgma bağlı Havayollan Devlet İşletme İdaresinin yolcu ve posta tayyarelerinin Ankara İstanbul Ankara gunlük seferleri muntazaman devamdadır. Havayollarının acentaları: A Ankarada Bankalar caddesinde P.T.T. binasında (Telefon No. 3682.) B Istanbulda Karaköyde P. T. T. binasında (Telefon No. 40374). €2339» (4745) Paris 4 (A.A.) Umumî mesai konfederasyonu millî komitesi, bu sabah mesaisine başlamıştır. Komite reisi, müzakeratı açarak, sos yal ıslahatın tamamile tatbik edilmesini, bu ıslahatm devlet amelesine de teşmil olunmasını, uzlaştırmağa ve hakem usulüne müteallik metinlerin basitleştirilmesini, üc« retli mezuniyetler hakkındaki kamınun tatbikına aid munzam zâmanlar vücude getirilmesini istemistir. PARİS BORSASI Mes'ud bir düğün Topçu asteğmenlerinden Kâni Atınçla Bafra ceza hâkimliğinden mütekaid Baha Tutsakçmm kızı Suad Atıncın düğünleri dün gece Eminönü Halkevinde iki taraf aileleri ve güzide bir davetli kalabalığı içinde icra edilmiştir. Gene ve mümtaz çütin saadetlerini candan dileriz Hariciye Vekili îstanbula gelecek Ankara 4 (Telefonla) Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras istirahat etmek üzere bugünlerde îstanbula dönecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle