28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 9 Temmuz 1937 Sarkî A nadoluda Köyler ve Köylüler Büyük memleket röportajı : 17 Yazan : Bahri Turgud Okaygün f Şehir ve Memleket Haberleri J Plâj hırsızları Muhtelif yerlerden kıyAğva dispanseri hasta metli eşya çalan hırsızlar Muhakemeye dün ikinci olmıyanlara hasta diye yakalandı rapor veriyormuş Ticaret mahkemesinde Son zamanlarda Florya, Salacak ve Şilenin Denizli köyünde, Şükrünün başlandı diğer plâjlardaki kabinelerde para, mü karısmı döğmek ve bu suretle ölümüne cevherat ve sair kıymetli eşyanın çalındığı ve bu suretle halkta plâjlara karşı bir itimadsızlık uyandığı zabıtanın gözünden kaçmamış ve şiddetli takibata geçilmiş tir. Plâjlarda hırsızlık yapanlann sabıka lılar olmayıp yeni türedi hırsızlar olması zabıtanın işini güçleştiriyordu. Nihayet polis, Rumeiikavağmda oturan Fethi isminde bir gencden şüphe ederek üzerini aramış ve kabine tahtalarını delmeğe mahsus aletler bulmuştur. Yapılan tah kikat neticesinde Fethinin muhtelif plâj larda Kadıköylü bakkal lhsanın 10, Bebekte oturan Kâmilin 240, tüccar Sırrının 10 lirasını ve saatini, Belediye sabık Turizm müdürü Kemal Ragıbın bir al tın saat ve fotoğraf makinesini ve para sını çaldığı anlaşılmıştır. Fethi, bu marifetleri arkadaşı Halidle beraber yaptıklannı itiraf etmiştir. Bu iki arkadaş, bir kabine tuhnakta, ellerindeki burgularla kabinede bir delik açmakta, diğer kabinelerde soyunanlann kıymetli eşyalannı gözlemekte ve biraz sonra guya yanlışhkla o kabineye gide rek bir iki dakika içinde hırsızlığı yapıp savuşmaktaymışlar. Fethi, tahkikat için Üsküdara götürülmüş ve bu sabah Emniyet direktörlüğüne gelirken zabıtanın elinden kaçmışsa da o sırada vazifeye gelmekte olan üç sivil memura raslamıs. ve Alemdar sineması civannda sıkıstınlarak yakalanmıştır. Çanakkalede Nâra civarmda çarpı şan îspanyol Magallenes vapurile îtalyan CapoPino vapuru kaptanlarının muhakemesine dün İkinci Ticaret mahkemesinde başlanmıştır. Kara sularımızda bir İtalyan vapurunun batmasile neticelenen bu kazanın birçok bakımlardan ehemmiyeti olduğun dan mahkeme salonu çok kalabahktı. Mahkeme heyeti; Reis İsmail Hakkı Tur, aza Abdurrahman Fahri Ağaoğlu ve Beyhan Nilden mürekkeb olarak teşekkül etmişti. Kazadan sonra italyan vapuru kum panyası, îspanyol vapuruna İkinci Ticaret mahkemesi vasıtasile ihtiyatî haciz koydurmuştu. Dün celse açılır açılmaz îspanya sefareti ve îspanyol vapuru acentası vekilleri, ortaya şöyle bir iddia atmışlardır: sebeb olmaktan suçlu olarak Mustafa ve Rifat admda iki köylü Ağırcezada mu hakeme edilmektedir. Vak'a, köyde bir döğüşme esnasmda vukua geldiği için Mustafa ile Rifat da ölen kadmın kocası Şükrü, kızı Emine ve gelini diğer Emi nenın kendilerini döğdüğünü iddia ede rek mukabil dava ikame etmişlerdir. Maznunların hepsinin muhakemeleri gayrimevkuf olarak cereyan etmektedir. Ancak Şükrü ile diğer iki Emineler müte madiyen muhakemeyi geciktirmektedirler. Bu cümleden olarak rahatsızhklarından bahisle biri 20 gün, diğeri de 15 günlük hastalığı gösteren birer rapor hazırlata rak mahkemeye yollamışlardır. Bu ra porlar Ağva dispanserinden verilmiştir. Siyasî icmal Londradaki mühim toplantı spanyada birbirile boğuşan iki tarafa haricdeki devletlerin silâh ve muharib vererek yardım etmek suretile bu memleketin dahilî işlerine müdahalede bulunmalarını menetmek ve bu suretle Ispan} daki vak'alar yüzünden Avrupadaki devletler arasında bir harb vukuuna meydan bırakmamak maksadile 27 devetin iştirakile Londrada teşkil edilen ademi müdahale komitesinin bugün ak dedeceği içtimaın fevkalâde ehemmiyeti vardır. Ihtimal yeni bir umumî harbin çıkıp çıkmıyacağı bu içtimada verilecek kararlar neticesinde belli olacaktır. Bu komitenin icra vasıtası bulunan tâli komite Leipzig ismindeki Alman kruva zörünün Akdenizin garbında îspanya suları civannda uğradığı torpil hücum te şebbüsü hâdisesinden dolayı bozulmuş oan kontrol usulünün yenileştirilmesi yahud büsbütün değiştirilmesi için iki mühim teklif karşısında kalmıştı. îngiltere ile Fransa eski sistemin devam edip yalnız Alman ve îtalyan donanmalannın içlerinde ecnebi müşahıdlerin bulunacak arı îngiliz ve Fransız harb gemilerine bırakılmasmı teklif etmişlerdi. Buna karı Almanya ile îtalya İspanyada boğu »an iki tarafm hukuku düvel ahkâmı üzeine muharib bulunduklannm tanınmasın: ve umum devletlerin bitaraflıklanm ilân etmelerini teklif etmişlerdi. 27 devlet her iki teklıfın ihdas ettiği karısık vaziyete karşı alınacak tavır ve hareketi düşünmüş olduğundan son söz demi müdahale komitesine aid bulunuyor. Fakat hakikatte son söz iki cepheye aynlmış bulunan garbli dört devletindir. Bunlardan ikisinin itiraz ve muhalefet edeceği bir karar 25 devletin nza ve muvafakatine iktiran etmesine rağmen tat * bik edilemez. Ya İngiliz Fransız veya Alman I alyan teklifinin aynen kabul edilmesi yahud her iki teklifin esaslan birleştirilerek bir tesviye sureti vücude getirilmesi vaziyeti kanşıklıktan ve tehlikeden kur arabilir. îngiliz Fransız teklifinin ka bul edilemiyeceğini Almanya ile îtalya evvelce kat'î olarak söylediler. Bütün îspanya sevahilinin îngiliz Fransız do • nanmasının kontrolu altına konulmasın * dan sadece Valencia hykumetinîn istîfade edeceğini yani îngiltere ile Fransanm dalet ve'Ktaraflıklanna itimâfllan bulunmadığını Almanya ile îtalya açık oarak anlatmışlardır. Boğuşan iki tarafm hukuku düvel ahkâmı üzere muharib olduklan tasdik edilmesi teklifine ise ne İngiltere, ne de Fransa yanaşmak istemiyorlar. Çünkü bu iki büyük devlet, muhariblik hâkkınm tanınmasmdan karada kuvvetli olduğunu son harekâtta zaten ispat eden GeneFranco'nun denizdeki tefevvukile Valencia hükumetini büsbütün ezeceğin* den, bu suretle galib gelen faşizm tarafan Ispanyanın îtalya, Almanya ve Portekizle beraber olarak bütün Avrupaya faşizmi yayacaklanndan ve bahusus Akdenizin büsbütün bir faşist denizi olacağmdan endişe ediyorlar. Ademi müdahale komitesinin bu işin içinden nasıl çıkacağı belli değildir. §u kadar var ki Alman îtalyan teklifinin kabulüne Ingiltereyi ve iktısadî menfaateri alâkadar bulunan diğer devletleri i o bar için ortada bazı müeyyideler vardır. General Franco îngiltereye ve diğer devletlere bildirdiği resmî notalarda kendisinin muhariblik hakkını tanımıyan devletlere karşı iktısadî cihetten zecrî tedbir» ler tatbik edeceğini şiddetle ihtar etti. Şu teslihat yanşı esnasmda azamî kudretile çalışan îngiliz çelik sanayii, muhtac olduklan demir cevherlerinin yüzde yetmiş beşini General Franco'nun elindekî madenlerden temin ettiğine nazaran bu general îngiltereyi cidden sıkıştıracak bir vaziyettedir. îspanyanın madenlerine muhtac bulunan diğer memleketler dahi ayni sıkışık haldedirler. Diğer taraftan îtalya gibi faşist bir devlet bulunan Portekizin Başvekili Sa lazor'a komünistler tarafmdan neticesiz kalan bir suikasd yapılmış olması îberia yanmadasmı îspanya ile paylaşmış olan bu memleketi büsbütün îtalya ve Ahnanyaya yakınlaştırmıştır. Mussolini Porte kiz Başvekiline suikasdden kurtulduğunu tebrik ederek çektiği telgrafta çok ağır sıfatlarla tavsif ettiği Bolşevizmle asla mütareke yapmayıp son derecede şiddet göstermesini tavsiye etmiştir. Avrupa politikası tarihinin en tehlikeli bir dönüm noktasmda bulunuyoruz. Çanakkaledeki facianın davası 50 kuruşa bir rapor! Köylünün iktısadî durumu On bînlerce davar yetiştirip satan ve bu suretle şarkî Anadolu köylüsünün iktısadî hayatmda büyük âmil olan bir aşiret: Beritan ziveren Mogol sâldidesinin bağı olup olmadığını sordum: Bağ az. Bizim en çok meşgul olduğumuz koyun, keçi yetiştirmektir. Filhakika bu havalide yegâne ihracat maddesi koyun, keçi, inek, ve bunlardan alınan yağlardır. Bu da en ziyade birkaç seyyar aşiretin ve meselâ Beritan aşire tile bu aşiretin sıcak mıntakalardan baş lıyarak Bingöl yaylasına kadar uzanan göç ve yaylak yolu üzerindeki koyuncu köyler ve köylülerdir. Çayırları dürünce arpalara başlı yacaksınız. Derken mercimek, nohud ve bunlardan sonra buğday zamanı gelecek. Yani boş durmıyacaksınız. Bari bu emeğe karşı mahsuller nasıl? Benim bir çiftçi ve köylü kadar ekin ve mahsul mevsimlerini tasnif ederek sıraladığımı görünce bu hayretini doğuran bilgimi mehektaşına vurmaktan fariğ olmıyarak cevab verdi: Ya okumuşluğun çok. Ya toprağın, Allahın verdiğine şükredilir. Bir defa tohum toprağa gömüldümü, azına çoğuna bakılmaz, bin bereket denilir. An cak gübresine, birkaç demir vurulmasına ve toprağin iyi işlenmesine vakit lâzım dır. Allah da yardım etse biz bay oluruz «Bay zengin manasına kullanılıyor». Köylünün mütevekkil ve feragate müteveccih olmasınm sebebini, âfet ve se mavî tufanlara karşı birşey yapılamıyacağı keyfiyetinde aramak iktıza eder. »•""Yağmur yağar, tarlayı, ekini sel basar, vaktile hendekler, cetveller açılmadığı için bütün suçlar tabiî zulümlere isnad edilir, kınacık âfetine mâni olmak için tahaffuz tedbirleri almaz: . En çok neler ekersiniz? Buğday, arpa, mercimekten başka dan, gilgil «yabani darı». Anlaşılıyor ki toprağm verim kabiliyetini, üzerinde yapılacak en ufak bir tecrübe, daha ziyade hangi fasileden nebata elverişli olduğunu tesbit eder. Fakat burada en basit bir tetkik bile yapılmamıştır: Çıkan mahsul yiyeceğinize kâfi geliyor mu, satabiliyor musunuz? Mahsul iyi oldugu sene fazla mı . satar. Çağa çoluğa üstbaş yaparız. Bereket olmadığı yıllarda katığı az bırakır, gerisini satar ve gene üst başa veririz. «Bu havalide yağ, peynir, yoğurt, ayran, tulum peyniri gibi gıda maddelerine sadece katık denir.» Şarkî Anadoluda istihsalât hemen, hemen kat'î olarak denebilir ki mahdud nevilerden hububata inhisar etmektedir. Meselâ çavdar, yulaf, buğday cinslerinin envaı, sebzeler ve çeşidi. Muhtelif ye mişli ağaçlar yok gibidir. Olanlan da mahdud bir halde olup ancak son za manlarda ziraat fidanlıklan bazı yerlerde imdada yetişmiş bulunmaktadır: Sizin köylülerin daha çok zengin ve rahat olmaları için hükumet ne yapmalıdır? Mekteb açmalı, köy ve yol yap mah, az ağnam vergisile çok davar beslememize yardım etmeli, toprağm vergi sini eksilterek senelik mahsul ve kazanc üzerinden almalıdır. Güzel evler yapa bilmek için köylülerin birbirlerine yar dım etmesini hükumet teşvik ve kontrol etmelidir. Hele doktor, ilâç, sorma on Ian. Bu havali köylüsünün müşterek derdlerini çok doğru ve pürüzsüz bir dille di Beritan aşiretine ktsa bir bakış Bu aşiret tamamen göçebe olup yüz binlerce koyun ve davar sürülerine malik ve muhtelif kabilelere ayrılır. En kala balık kabileleri Karakulaklardır ve Türktürler. Himalâyada hayat başladığı gündenberi ve yahud koyun nesli bulunup ehlileştirildiği tarihtenberi bu aşiret hep göçebeliği tercih etmiş, bütün vakit ve nakidlerini koyun yetiştirmeğe ve koyun ticareti yapmağa hasretmişlerdir. Nerede ise ilk koyunu bunlarm ehlileştirdiğine insanın inanacağı geliyor. En çok Bingöl yaylasınm Körboğa ve Çavreş mmtaka larını tercih ederler. Bu iki yer uzun yaylanın ağabeyisidir. Hatta göçebelerden biri bana Körboğa yaylasının efsanesini de anlattı: Bir köylünün boğası kaybolmuş, bir müddet sonra avdet eden hayvancağızın gözlerinin kör olduğu görülerek bütün köy hayrete düşmüşler ve muayene edince görmüşler ki gözler sağlam, an cak o derece yağlanmış ki göz kapakları bile şişmiş ve gözlerini kapatarak kör gibi göstermiştir. Bu yaylaların o kadar nefis, kokulu, çeşidli otları vardır ki bu hikâyeden çok daha zenginlerine lâyıktır. Yaylanın tabiî servetinden bıhakkm ıstıfade eden Beritanhlar arasında tam manasile içti maî hayat teessüs etmişse de herkesin kazanc ve mesaîsi ferdî olup birinin fazla ticareti diğerinin mütevazı kazancına bir kredi veya destek olamamıştır. Bu aşiret altm babası diye tanınmış tır. Faaliyet sahaları Halebden başlıyarak Bingöl, Çavreş, Körboğa yaylalarına kadar imtidad eder ve denebilir ki Türkiyeden Halebe ve Cenuba giden bütün sürülerde mutlaka bu aşiretin ti carî parmağı vardır. Bu aşiret tacirleri Halebden yaylaya ve serhadden Halebe kadar her geçtikleri yerde zengin lngi liz seyyahları gibi bir hayli para bırakırlar ve itiraf etmelidir ki mazide birçok geçidlerde müşkülâta ve sürüleri günlerce aç bekletilmek zorluğuna maruz kalır lardı. Fakat Cumhuriyet hükumetinin uyanık ve kudretli hareketi bu muktasid ve çalışkan unsuru himayeye ve memle ket iktısadiyatı. namına faaliyetlerini kolaylaştırmak için yeni yeni tedbirler ittihazına başfamışbr. KÜLTÜR tŞLERl Muallimler için açılacak kurslar Maarif müdiriyetinin bu sene hazırladığı meslekî kurslar temmuzun 12 sinden itibaren açılacaktır. Bunlardan tahrir ve müzık kurslan 12 temmuz saat 9,30 dan itibaren îstanbul birinci ilk mektebinde, okuma kursu 14 temmuzda İstanbul birinci mektebde, resim ve elişi kursu 14 temmuzda saat 9 da Beyoğlu 13 üncü ilkmektebde, tarih ve coğrafya kurslan 13 temmuz saat 9 da îstanbul 44 üncü ilkmektebinde açılacaktır. Kurslara yazılan alâkadar muallim lerin, mensub olduklan kursların ilk konferanslarmda bulunmaları mecbu ridir. Okuma ve tahrir kurslan ilk konferanstan sonra iki kısma aynlacak ve programa uygun tedrisata başlıyacak tır. Müzik kursuna yazılan muallimlerden ancak yapılacak tedrisatı takib edebilecek kadar iptidaî bir musiki terbi yesi almış olduklan anlaşılanlar bu seneki kurslara kabul edilecekler, diğerleri gelecek seneki kursa terkedileceklerdir. ŞEHİR tŞLERl Su satış yerleri Evkaf idaresi tarafmdan son zamanlarda açılan memba suları satış yerleri halkın fazla rağbetini gördüğünden bun lann ziyadeleştirilmesine karar veril miştir. Yeni açılacak satış yerlerinin yerleri tesbit olunmaktadır. Yakında açılacaktır. Stenografi kursuna rağbet Beyoğlu Halkevi tarafmdan açılan stenografi kursu büyük bir rağbet kazanmıştır. Sekizi kadın olmak üzere şimdiye kadar 53 genc kurslara kaydolunmuştur. İki ay sonra kurslar hitam bulacak ve yapılacak imtihanda kaza nacaklara şahadetnameler verilecektir. Kumbara ikramiyesini kazanan kız Yumurta ve fındık ihrac nizamnamesi İktısadî mehafile gelen malumata göre, evvelce bir defa daha değiştirilmiş olan yumurta ve fmdık ihrac nizamnamelerinin yeniden tadili lüzumlu görülmüş ve bu hususta hazırlanan proje Devlet Şurasma verilmiştir. Ayrıca palamut ve üzüm ihracatım kontrol için de nizamnameler hazırlanmıştır. Bir amele denizden çıkınca öldü Fmdıklıda Derviş Konserve fabrikasmda çalışan 17 yaşlarında Mustafa denize girmiş, fakat yüzerken birdenbire dermanı kesilmiş ve güç halle sahile gelebilmiştir. Etraftan yetişenler Mustafayı sudan çıkarmışlar, fakat zavallı genc biraz sonra ölmüştür. Tabibi Adlî, Mustafanın sıhhatinde denize girmeden evvel bir ârıza bulunup bulunmadığını tetkik etmektedir. Bunu haber alan diğer suçlu Mustafa da ayni dispanserden bir rapor çıkartmış ve diğer Eminelerin yaptığı gibi taahhüdlü olarak mahkemeye yollamıştır. Mus « Magallenes vapuru îspanya hüku tafa raporu mahkemeye göndermekle bemetine aid ve mürettebatı askerdir. Bi raber kimseye haber vermeden kalkıp îsnaenaleyh askerî mahiyette olan bir va tanbula gelmiş ve raporlann okunacağı pura haciz konamaz. Haczin kaldınlma celsede maznun sandalyasına oturmuş sını isteriz.» tur. İtalyan vapur acentasının vekilleri de Bir taraftan hasta râporunu okurken bu iddiaya şu cevabı vermişlerdir: diğer taraftan Mustafayı karşısında gö « Montrö Boğazlar mukavelesi mu ren mahkeme reisi, Mustafaya nasıl olup cibince her askerî vapur Çanakkaleden da geldiğini sormuş ve Mustafa da şungeçmeden 48 saat evvel Türkiye hüku lajı söylemiştir: « Bunlar muhakemeyi geciktirmek metine haber vermeğe mecburdur. îspanya vapuru bu habtri vermemiş bulunma için ellerinden ne gelirse yapryorlar. Bu sma ve esasen gösterdiğimiz konşmento sefer de yalancıktan birer rapor çıkartıp larla da ticaret emtiası taşıdığı anlaşılmış gönderdiklerini haber alınca ben de gidip bulunmasma göre îspanyol vapuru bir Ağva dispanserine 50 kuruş verdim ve ticaret gemisidir ve Transatlântik şirke hasta râporunu çıkardım. Halbuki hiçbir tine aiddir. Haczin kaldırılmamasını ta şeyim yoktur. Maksadım Eminelerin yalanlarını meydana çıkarmaktır. Dispan leb ederiz.» serden her istiyen 50 kuruşu verince ra Mahkeme heyeti, kısa bir konuşma por alabilir.» dan sonra her iki tarafm iddialarını tetMaznunun bu ifadesi üzerine Müd kik etmek üzere bu husustaki kararını deiumumî derhal gönderilen raporlan tet13 temmuza bırakmıştır. kik etrirrniş ve tahkikat icrası için alâkattalyan vapurunun ikinci darlara tezkere yazılmıştır. Bir taraftan kaptam ne diyor? da Mustafa, Tabibiadlî Enver Karana (cJdâciz. roeselssi bu sureile Uİik^adilj gönderilerek muayene ettirilmiştir. Mu dikten sonra muhakemeye devam edil ayenede Mustafa sağlam çıkmış oldu miştir. İtalyan acentasımn vekilltrj, ,ikin . ğua^faJO kucvttr*ükâbHinde yalahcıkci kaptanla diğer bazı tayfaların îtalyaya tan rapor vererek Adliyenin işlerini ge dönmek mecburiyetinde olduklarından ciktiren dispanser doktorlan hakkında bahsederek evvelâ bunların dinlenmesinı Adliyece takibata başlanmıştır. istemişlerdir. Bunun üzerine kazazede 1talyan gemisinin ikinci kaptanı Franklin MÜTEFERRtK isticvab edilmiştir. Kaptan; Allah ve namus üzerine ve îtalyan usulile yemin et Maarif Vekilinin tetkikleri tikten sonra hulâsaten şunlan söylemişDahiliye Vekâleti vekili Saffet An • tir: kan dün de Vilâyete gelmiş, bir müd • « 34 yaşmdayım. Oh iki senedir det vilâyet işlerile meşgul olmuştur. Saffet Arıkan dün Dolmabahçe sarakaptanım. Vapurumuz 4983 tondur. Vak'adan evvel Romanya, Bulgaristan yında sergi ve tarih kongresi işlerile ve İstanbuldan 4155 ton hamule alarak de meşgul olmuştur. Napoli'ye gitmek üzere Çanakkaleden ECNEBt MEHAFİLDE geçiyorduk. 25 haziran sabahı saat 8 sıralarında kumandayı birinci kaptan Ingiliz konsolosu şerefine almıştı. Ben harita köşkündeydim. îs ziyafet tanbuldan Akdenize doğru akıntı vardh îstnbuldaki konsolosların en kıdemİspanyol vapurunu iki buçuk mil uzağı lisi olup şehrünizden ayrılmakta olan mızda ve iskelemizden görüyorduk. İsİngiliz Başkonsolosu şerefine dün Parkpanyol vapuru Nâra civanna geldiği zaotelde İran Başkonsolosu Ferruh Han man iki düdük çaldı. Biz sahile çok ya tarafmdan bir ziyafet verilmiştir. îstankındık, daha fazla sağa kaçamazdık. O buldaki bütün konsoloslar ziyafette hanunsa daha mesafesi vardı. Bizim sıkış zır bulunmuşlardır. tığımızı görünce sağa dönmesi icab ederÇek elçisi Prag'a gitti di. Biz dönemezdik. Çünkü dönseydik Birkaç gündenberi mezunen şehrimizona çarpacaktık. Kaptanımız bir düdük de bulunan Çekoslovakyanın Ankara elçaldı ve biraz daha sağa düştük. Fakat îspanyol vapuru orah olmuyor, bütün hı çisi M. Halla dün Çekoslovakyaya dönmüştür. Elçinin avdetine kadar Çekoszile üzerimize geliyordu. Kaptan hemen lovakya sefareti, maslahatgüzar M. tam tornistan yapü vc üç düdük çaldı. Hub tarafmdan idare edilecektir. îspanyol gemisi bütün hızile gelip bur numuza çarptı. Kendisi geriledi. Bizde Kadınları paylaşamamışlar sağa yattık. Şayed tornistan etmeseydik Evvelki gece Zincirlikuyuda bir ka bizi ikiye bölecekti. Kaptan hemen va zinoda kadm yüzünden kavga oknuş, purun burnunu sahile çevirdi ve karaya bir kişi yaralanmıştır. Raif, Baha, Fuad, oturduk. Kabahat tamamen îspanyol Hakkı isminde dört erkekle üç kadm kazinoda oturup içki içerlerken kadın kaptanındadır. Çünkü çarpan odur.» ları paylaşmak yüzünden aralarında Bundan sonra îtalyan vapurunda ka kavga çıkmış, Hakkı arkadaşı Raifi ta za sırasında dümen tutan 25 yaşında banca ile üç yerinden yaralamıştır. Ya Ferelli dinlenmiş, o da ikinci kaptanın ralı hastaneye kaldınlmış, Hakk^ yaka lanmıştır. ifadesine yakın ifade vermiştir. Vali vekilinin gazetecilerle hasbıhali Bayan Semahat İş Bankasından parasını alıyor Geçen günkü nüshamızda İş Banka bulunamamış ve nereye gittiği de tesbit sınm kumbara sahiblerine her sene muh edilememişti. Nihayet evvelki gün gazetelif aylardaki keşidelerle tevzi ettiği tede ikramiye kazandığını okuyan Bayan yirmi bin liradan 1 temmuz keşidesine Semahat bankaya gelerek ikramiyesini aid iki bin liralık ikramiyeyi Bayan Se almıştır. mahat Fahriyenin kazandığını yazBayan Semahatin bankadaki kumbara mıştık. hesabında otuz liraya yakın parası varTalihli kızın bankadaki adresi (Fın dı. Talihli kız iki bin lira ikramiyenin dıklıda Selimhatun mahallesinde Cam bin lirasını vadel' bir hesaba, beş yüz li• sokak, 25 No.) olarak yazılıydı. Banka rasını da kumbara hesabına yatırmış, geca bu adreste aranan Semahat Fahriye ri kalan beş yüz lirayı almıştır. Kitab hırsızi Dün sabah saat 4,30 da Beyoğlunda Lunapark kazinosu civannda devriye gezen polisler bir adamın koltuğunda beş tane kitabla şüpheli bir halde yü rüdüğünü görmüşler ve yakalıyarak karakola götürmüşlerdir. Ali oğlu Refik admda olan bu şahıs kitabları Pirizade sokağmda oturan Nesimin evinden çaldığını itiraf etmiştir. Tahkikata devam edilmektedir. Maharrem Feyzi TOGAY Cum huriyet Nüshası 5 kuruştur. / Aobne şeraiti J Vali vekilimiz Şükrü Sökmensuer dün Matbuat Cemiyetini ziyaret ederek gazetecilerle tanışmış ve bütün şehir işleri üzerinde samimî hasbıhalde bulunmuştur. Resim bu musahabeden bir sahne esnasmda alınmıştır. Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 » 400 » ıso > Haric için 2700 Kr. 1450 > 800 » Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle