28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 27 Haziran 1937 Sarkî A nadoluda Yazan : Bahri Turgud Okaygün Şehir ve Memleket Haberleri Boğaziçine yas veren ölüm Benzin işi de bir Türkiye Almanya mesele oldu ticarî müzakereleri Merhum Necdetin cenaze Satışlarda bir türlü nor Heyetimiz pazartesiye merasimi çok hazin oldu mal vaziyet bulunamıyor Berline hareket ediyor Vilâyet, îktısad Vekâletinden aldığı emir üzerine dün Ticaret Odasına benzin fiatlannın, yapılan tenzilâttan sonraki şeklinin tesbitini bildirmiştir. Oda, yaphğı hesab neticesinde tenzi Iâttan evvelki son toptan fiatı litrede 23 kuruş olan benzinin şimdi litresinin 16,35 kuruşa ve petrolun litresinin 23 kuruşa satılmasına nazaran 11,34 kuruşa saülması lâzım geldiğini tesbit etmiştir . Belediye, gümrük ve istihlâk resimleri indirildikten sonra petrol ve benzin fiatlannın aldığı şekli tetkike başlamıştır. Belediye, benzinin kilosunun perakende olarak 17 kuruştan satıldığını görmüş, fakat bunu mevcud vaziyete uygun bulmamıştır. Bu fiattan kiloda 1520 para ve şişede 2 kuruş kadar bir tenzilât yapmak lâzımdır. Kumpanyalann fiatlara son yaptıklan beş kuruşluk zam ise aynca bir tetkik mevzuu telâkki edilmektedir. Siyasî icmal Japonya hazırlanıyor Köyler ve Köylüler Büyük memieket röportajı t 5 J «Kolculuğun da varmış efendi!» Bana böyle söyliyen kaçakçıya «Akılsız, dedim. öyle olsaydı, şimdi köy sarılmıştı!» Kaçakçılar çölde ve dağlarda nasıl dolaşırlar? Geceleri jandarmayı şaşırtma usulü Yakalanırsa kaçmazlar ve mükemmel bir kurtulma plânı tatbik ederler > sa yolda, çölde, dağlarda buna imkân yoktur.» Bu malumat beni de, okurlarımı da memnun edebilir. Fakat eksik tarafı var. O da kaçakçıların memleket içindeki pazar yerleridir. Sormadım değil, neticeten anladım ki jandarmasız her köşe bucak onlann pazar yerleridir. Kaçakçılar köylüyü fiat ucuzluğunda ikna ediyor. Mahn sağlamlığı etrafında iğfal ediyor. Şehirlinin köylüyü soyduğunu ileri sürerek iddianın doğruluğu hakkında vazıh fikirler aşılamağa çabalıyor. Seyfikatı'dan birşey daha öğrenmek hevesine düştüm: Peki Zülfikar (Ağa) bunlar beklenmiyen bir pusuya düşer veya tahmin edemedikleri bir yerde kolcu ile, jandarma ile karşılaşırlarsa ne yaparlar? Jandarma yok, meydan boş, ben ise askerlikten ihrac veya gayrimüsellâh kısma ayrılmış bir haldeydim. Hiç olmazsa böyle bir sualle içimdeki hücum ve galibiyet hevesini tatmin etmiş oldum. Herşeyi evvelden talim etmiş, bir ordunun sevk ve idaresinin alacağı şekli bidayetinden düşünmüş durendiş bir kumandan gururile şahlanan zeki muhatabım cevab yetiştirmeğe başladı: Birdenbire jandarma, kolcu gözüktü mü yüklerine ve hayvanlarına sahıb olmadan ve bozmadan yollanna devam ederler. Onlar, bunlan sararlar, yakalayıp zabıt tutarlar, kaçak mallan tesbit ve tadad ederler. Buna rağmen berikiler hiç oralı olmazlar. Sıra istintaklarına gelince mallann, hayvanlann kendilerine aid oîmadığını, şuracıkta rasgeldiklerini ve sahiblerini kaçarken gördüklerini ısrarla söyler ve hatta mekân tayin ederek: Filân köyden hayvansız ve malsız olarak geliyorduk. Filân köylü, falân oğlu filân da gördü, derler. Zaman, mekân ve eşhas tayini suretile müthiş tevillerini kat'î karinelere istinad ettirmek isterMerak ve hayretimi tahrik etmekten ler. Mahkemeye gidince de imzadan iszevk aldığı emsalile sabit olan Zülfikar tinkâf ettikleri ilk zabıt varakasmdaki dili döndüğü kadar anlatmağa başladı: iddialannı tıpatıp isbat ederler. Çölde bunlara ölüm yoktur. HanDüşündüm ki şu derbeder kaçakçmın gi yolu takiben gideceklerini bazan ve bir de hukuk bürosu, hukuk müşavirliği ekseriyetle kendileri de bilmezler ki başkası haber alabilsin. Çünkü ancak yolda varmış. Filhakika aklıselim, hukuk ilmibelli olur. Muayyen istikametlerde daha nin mehazlarından biridir. Fakat kültürevvelden tertibat almış adamlan vardır. le inkişaf etmiş bir akhevvel lâzım. DırOnlar jandarma süvarilerinin nerede ol baza gelince; cevherli hüceyreleri işlenduklannı, hangi köylerde bulunduklarını, memiş, ruhî ve iradî inkişaftan mahrum geçecekleri istikametlerde jandarma, dev bir dimağdan ne beklenebilir. Buna rağriye olup olmadığmı evvelden haber men bu mükemmel ve Lok'âsâ müdafaa alırlar. Bunların kimi çoban, kimi dağ formülünü nereden bulmuş, gene sordum: bekçisi ve bazılan da yollannı bekliyerek Dırbaz (Ağanın) okumuşluğu var kafilelerine iltihak edecek köylülerdir mı aceb? ve yalnız buradan değil, diğer vilâyetler Okumuşluğu yok amma, hattın alden de vardır. Bingöllü, Muşlu, Erzin tına gidip gelir. Demek hattın altına gicanlı veya herhangi uzak bir köyden gel dip gelmek Kembric'e, Oksford'a girıp miş bir kaçakçı bütün diğerlerini senli, çıkmak gibi birşey... Okur yazar değilim benli tanır. Bunlar yolüstü köylerden amma Kayseriliyim kabilinden bir nesne ziyade uzak ve tenha mıntakaları tercih oldu bu... ederler. Jandarmanm uğramadığını mu Bu oyunlan hattın altmda mı öğvasalatlarından evvel haber aldıkları reniyorlar? köylerden geçerler. En çok kuşkulandık Çelik bile kuvvetli bir çekicin alları yer muhbir köylerdir. Gündüz uytında yumşar, istenilen biçimi alır, başa kularım alır ve gece yollanna devam egelen hekimdir. derler. Bir yoldan, hatta ayni çölden iki defa geçtikleri nadiren vakidir. Bazan gece uzaktan bir karartı gördüler mi pusuya düşmemek için bulundukları yeri ya bir kibrit ve yahud bir ateş ışığile belli ederek derhal aksi istikameti takib ve puÜsküdar Akşam Kız San'at mektebisuyu kuranlan bu suretle şaşırtırlar. nin, ders senesi sonu münasebetile aç Hepsinin birden pusuya düşmelerine im mış olduğu serginin müddeti bitmiş, kân yoktur. Çünkü bir defa ayn ayn sergi dün kapanmıştır. Sergide talebeler tarahndan dikiş, regruplar halinde ve bir tüfek menzilinde (ki takriben bir buçuk kilometro) aralık sim, nakış, elişi, şapkacılık ve sair sanbırakarak yollanna devam ederler. Ses at şubelerine aid birçok eserler teşhir eve ıslığın güclükle işitilebileceği ara mesa dilmiştir. Bilhassa talebeler tarafından işlenmiş olan bluz ve çay takımları büfeyi daima muhafaza ederler. yük takdirler kazanmıştır. Bir kısımlan pusuya düşmüş olsalar bile öbürleri ya yardıma yetişir ve yahud Kız yüzünden kavga firar ve kurtuluş imkânını bulurlar. SonKaragümrük caddesinde evvelki gece ra hat karakollarına ve civarlarma yakın saat 21 raddelerinde Ali ve Sıtkı isminde olmıyan mıntakalarda esasen pusu tehli iki genc bir kız yüzünden kavga etmışkesi pek nadirdir. Ya köylerinden kalk ler, Ali kama ile Sıtkıyı üç yerinden yatıklan zaman dar geçidlerde (iç arazi ralamıştır. Yaralann bir tanesi Sıtkının de) ve yahud hatta ve hattı aşarak dö tam kalbi üzerındedir. Yaralı hastaneye nüşte tehlike mevzuu bahsolabilir. Yok kaldınlmış, Ali yakalanmıştır. Ben görmemiş, farkına varmamış olduğumu isbat için daima yerindea sıçramağa ve mücadele vaziyetini iktisaba âmade bir halde olan kaçakçıyı manasız ve ürkütmez bakışlarla tetkike devam ettim. O ayni titizliği muhafaza ederek damarlan kabarmış boynunun üstündeki kirli saçlı başını bana doğru uzattı ve: Kolculuğun da varmış (efendi) dedi. Bu hareketimin köyde umumî hoşnudsuzluğa sebeb olduğunu görmekte gecikmedim. Anlaşılıyor ki kaçakçı Dırbazm bu huşunetli cesareti yalnız kuşağı içindeki Parabellumdan değil, köyün ta ortasından geliyor. Vaziyet anî bir tahavvüle uğramış ve Akdenizin son siyasi havasma dönmüştü. Bozmamak, muslihane bir hulul siyaseti takib etmek ve misafirin köydcki en büyük dostu Zülfıkan samiin sandalyasından kaldırarak işle alâkadar etmek lâzımdı. Bunun için de itidalle hareket gerekti. Pervasız ve lâübali bir dost sıfatile gülümsedım, yaklaştım, sağ elimi omzuna koyarak kirli kaçakçı ile konuştum. Agzım ona, gözüm Zülfikara söylüyordu: Akılsız, deli, kolcu olsaydım şimdi köy sarılmıştı. Böyle meydanı boş bırakır mıydım? Hem Zülfikar (Ağanın) ekmeğini yemezdım ki... Zülfikar (Ağa) tasvibkâr bir eda takmdı ve beni tasdik etti. Kaçakçı büyük ve san kire bulanmış dişlerini, bir serginin kanşık paviyonu gibi teşhir etti. Sıtma fiyevrisi sonunda gelen zemheriye tutulmuş bir insan ra'şesile gülmeğe ve anlatmağa başladı: Bir gün senin gibi bir başıbozuk bana kötülük etti de korktum. Ne olur, ne olmaz dedim. Ben onu bıraktım ve zülfikar gibi kesip atan Zülfikanmla iştigale başladım: Kaçakçılık tuvaf şey vesseiâm (Tuvaf = Tuhaf yerine ahzı mevki etmiştir.) Kazaya kurban giden merhum Necdet Çok sevdiği nişanlısmın elile feci bir kazaya kurban gitmek bedbahtlığına uğnyan deniz subaylarımızdan Necdetin ölümü Boğaziçinin Beylerbeyi, Çengelköyü, Vaniköyü gibi kendisini öteden beri tanıyan muhitinde çok elemli bir tesrr husule getirmiştir. Necdet bu asırda emsaline ender tesadüf edilecek derecede terbiyeli, ha luk, mütevazı ve kendisini herkese sevdirmiş, henüz 26 yaşında bir gencdi. Ayni zamanda; Çanakkale harbinde bacağından bir kurşunla yaralanmış olup halen ameliyat olmak üzere bulunn babası Faikle validesinin ve hemşiresinin maişet istinadgâhı idi. Bu elim kazadan ailesi çok perişan ve bilhassa validesi hasta bir haldedir. Diğer taraftan nişanlısı Suad de fena halde baygınlıklar geçirmiş ve zihnî bir takım heyecanlar izhar etmesi üzerine asabî hastanelerimizden birinde müşahede altmda bulundurulmasına lüzum gö • rülmüştür. Merhum Necdetin cenazesi evvejki gün birçok kalabahk halkın iştirakile kaldmlarak Kuzguncuktaki Nakkaştepe mezarlığma gömülmüştür. Merasim çok hazin olmuş, Bayan Suadin babası Ah med Fetgeri ve Necdetin babası Faik mezar basında bayılmışlar ve güç halle kendilerine gelebilmişlerdir. Necdetin vazifesini yaptığı Sakarya deniz gemisi zabitan ve efradı da cenaze merasimine iştirak etmiştir. aponya iş başmdaki kabmelerm sık sık değişmesine rağmen bü • yük bir harb hazırlığına devamdan geri durmamaktadır. Denilebilir kı her yeni hükumet ordu ve donanma erkânmın istediğini hatta fazlasile temin et « mektedir. Memlekerin en mühim ve en mutemed adamı Prens Kounoe Başvekil olduktan sonra ilk işi memleketin istihsalâtmı ordunun dileği veçhile üç mislme çıkarmak üzere bir plân hazırlamak ol muştur. Berlin Büyük Elçimiz Hamdi MÜTEFERRÎK Matbuat müdürü geldi Matbuat Umum müdürü Vedad Nedim, Ankaradan şehrimize gelmiştir. Kendisi Dolmabahçede açalacak Tarih sergisile meşgul olacaktır. VlLÂYETTE Teftiş heyeti reisi gitti On gündenberi bazı tetkikat için şehrimizde bulunan Dahiliye Vekâleti teftiş heyeti reisi Tevfik Talât Ankaraya dönmüştür. Bursada Türkkuşu imtihanları Bursa (Hususî) Türkkuşu Bursa şubesinin A imtihanları şehre 15 kilo metro uzaktaki Minareliçavuş köyü meydanlığında yapılmıştır. Bu ımtıhanda 25 talebe pek iyi, iyi ve orta derecede muvaffak olmuşlardır. Diğer talebelerin imtihanları da şu "birkaç gün içinde yapılacaktır. İmtihanlarmı veren gencler tnönü kampına gideceklerdir. İçlerinde genc kızlarm da bulunduğu bu seneki talebeler için muallim Âli Yıldız, bana; geçen seneye nazaran bu sene yetişen lerin çok iyi ve farklı olduklarını söylemiş ve genclerde büyük bir kabiliyet gördüğünü anlatmıştır. Bir müddettenberi mezunen memle ketimizde bulunan Berlin büyük elçimiz Hamdi, dün Başvekilimizle beraber İstanbula gelmiştir. Berlin büyük elçimiz, kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: < Almanya ile ticaret muahedesi müzakerelerıne iştirak edecek olan murahhaslarımızla beraber pazartesi günü Berline gideceğim. Almanya ile müna Bazı bakkallar da eski fiattan petrol sebatımız umumiyetle iyidir. Ancak ıktısadî sahada aramızda bazı zorluklar satmaktadırlar. Belediye reisimizin verdiği izahat çıktığmı biliyorsunuz. Bu zorluklarm, iki tarafın hüsnü niyetile halledeceğıne Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üs kani bulunuyorum.» tündağ, benzin meselesi hakkında dün Heyetimiz hareket etti şu beyanatta bulunmuştur: Ankara 26 (Telefonla) Almanlarla « Petrol fiatlannda eskisine nazaticaret müzakerelerinde bulunacak olan ran litrede 2 kuruş bir tenezzül vardır. heyetimiz azası tktısad Vekâleti müs Buna rağmen benzin fiatlannda litre ba teşarı Faik Kurdoğlu, Türkofıs Başkanı şma 1 kuruş kadar bir yükselme kayde Bürhan Zıhni, îç Ticaret Umum müdürü dilmiştir. Piyasamıza hâkim olan Ro Mümtaz, Türkofisten Faiz, Maliye Ve manya piyasasıdır. Tereffu evvelâ Ro kâletinden Nakid İşleri Müdürü Halid manya fiatlannda hissedilmiş, tabiatile Nazmi, Merkez Bankasından Cabir bu akşamki ekspreslo hareket ettiler. Istanbul fiatlanna da tesir ederek 5 litTicaret müazekerlerine Berlinde 3 relik galon başma 5 kuruş bir yükselme temmuzda başlanacaktır. kaydedilmiştir. Maamafih bu yüksellş yalnız büyük şirketler arasmda görülmekŞEHtR tŞLERl tedir. Rekabet yüzünden, ikinci, üçüncü derecedeki perakende satıcılar, bu yük Tramvay fiatlannda daha da selme nisbetini kiloda 20 para, bazı tenzilât yapıldı yerlerde de 10* paraya kadar indinniş Tramvay tarife komisyonu son yaptılerdir. Bununla beraber Belediye maka ğı içtimaında en yüksek tarife ile en umı bu işi ehemmiyetle nazan dikkate al cuz tarife üzerinden onar para daha tenmıştır. îcab eden tetkikatta bulunmakta zilât yapılmasına karar vermiştir. Bu na nazaran yedi kuruş otuz paralık bıolduğumuzu size söyliyebilirim.» letler yedi buçuk kuruşa, üç buçuk kuAnkara belediyesi ciddi ruşluk biletler de üç kuruş on paraya tedbirler aldt indirilmiştir. Bu tenzilât temmuzun biAnkara 26 (Telefonla) Ankarada rinden itibaren tatbik edilecektir. benzin pahalılığına mâni olacak bütün Odun ve kömür fiatlannın tedbirler vaktinde alınmış bulunmakta tetkiki dır. Valimiz Nevzad Tandoğan bugün Odun ve kömür fiatlan üzerinde Bede bizzat bu mesele ile meşgul olmuştur. Ankara Belediyesi kanunun neşrinden lediyece yapılmakta olan tetkikata devam edilmektedir. Maamafih şimdiye evvel 375 kuruşa satılan büyük teneke kadar yapılan tetkikat bugün için fiatpetrolu toptan 258, perakende 265, ev larda ihtikâr olmadığım ve binaenaleyh velce 450 kuruşa satılan büyük teneke Belediyenin müdahalesini icab ettire benzinin toptan 318,75, perakende cek bir vaziyet bulunmadığmı göster 378,75, 100 kuruşa satılan küçük tene mektedir. Bununla beraber Belediye bu ke petrol toptan 75, perakende 80, ev mesele ile ciddî surette meşgul olmağa velce 26 kuruş olan benzinin litresine pe ve müdahaleyi mucib bir vaziyet hâsıl rakende 17,40, beş litrelik şişeye de 87 olduğu takdirde derhal müdahaleye karar vermiştir. kuruş fiat koydu. Dün bazı benzin satıcıları müşterilere benzin vermemişlerdir. Buna sebeb, benzin kumpanyalannm eldeki benzini yeni fiattan hesab edip etmiyeceklerinin ma lum olmamasıdır. Kumpanyalar, ş,ehrin muhtelif yerlerindeki satıcılramm depo lanndaki benzini yalnız ölçmekle iktifa etmişlerdir. Benzinciler bu fiatlarla zarar edeceklerini ileri sürerek müracaatte bulunmuşlardır. Bazı yerlerde benzin yok Mumaileyh diğer malî ve iktısadî işleri dahi büyük bir harbde memleketin uzun müddet tahammülünü temin edecek su rette yeni baştan tanzim ediyor. Her sene yeniden bin harb zabiti yetiştirilmekte idi. Bu miktar üç bine iblâğ edilmiştir. Donanma da o nisbette kuvvetlendirilmektedir. Evvelce Japon donanmasının memlekete haricden yiyecek ve ham madde ithalinin serbest olmasını, ve Japon adalannın emniyet ve müdafaasım temine kâfı bulunması esas tutulmuştu. Şimdi ise bu esaslara bir de Mançuri ve Kore ile muvasala ve irtibatın her suretle emniyet altmda bulunması gayesi de ilâve edilmiştir. Ayni zamanda donanma, Asyanın karasmda harekâtta bulunacak orduya yardım edecek tertibatı da almaktadır. Bunun için Japon donanmasında kara ve deniz tayyareleri için ayn ayn ana gemiler vücude getirilmiştir. Bugün Ja pon donanmasında deniz tayyareleri için beş ana gemi bulunduğu halde kara tayyarelerini taşımağa mahsus altı ana gemi bulunuyor. Bu gemiler Asyanın karasmda harekât icra edecek ordulara yardım için toplu olarak kara tayyareleri götürecekler ve ayni zamanda birer sabih ve müteharrik hava üssü teşkıl edeceklerdir. Donanmanm deniz tayyarelerinin miktan 1000 den 1300 e çıkanlmıştır. Ja ponya Umumî Harbden sonra donan masını lngiliz ve Amerikan donanmalan derecesine getirmek üzere «Uç kere sekiz» adı verilen bir inşaat programı hazırlamıştı. Yani o zaman donanmasında mevcud sekiz modern saffı harb zırhlısına yeniden en modern smıftan sekiz harb «ırbksı ve sekİ2 muharebe kruvazörii ilâve edecektir. Amerikanm zoru üzerine Japonya bu programdan vazgeçmiş ve Vaşington deniz mukavelesile 3:5:5 nisTjetini kabul etmeğe mecbur olmuştu. 1930 Londra konferansında Japonya bu nisbeti saffı harb gemileri hususunda değiştirememişti. Fakat muhribler hakkında nisbeti (3) ten (3,5) a ve tahtelbahirlere gelince müsavata çıkarabilmişti. 1936 senesinde Londrada toplanan ikinci konferansta büyük gemilerin ha « cimleri ve büyük topların çaplan hakkında îngiltere, Amerika ve Fransa arasmda hasıl olan anlaşmaya Japonya gir mekten imtina etmişti. Çünkü Japonya artık müsavata da razı olmayıp lüzum gördüğü işlerde faikiyeti bile temine karar vermiş bulunuyordu. İkinci Londra konferansında büyük harb gemilerinin hacmi 35,000 tonu ve toplann çapı 14 pus (yani 35,6 santimetreyi) geçmemesi kararlaştınlmıştı. Japonya bu teklifi reddetti. Çünkü Japonya yeni zırhlılannı 16 pusluk (yani 40,6 santimetrelik) toplarla teslih etmeğe ve lüzumu halinde 50,000 tonluk zırhlılar ve muharebe kruvazörleri yapmağa azmetmiş bulunuyor. Japonyadan red cevabı alan Amerika dahi yeni zırhlılannı 12 pusluk toplarla teslih etmeğe karar vermiştir. Japonya kendisinin en modern saffı harb gemileri olup her biri 32,720 tonluk hacimde bulunan Mutsu ve Nagato zırhlılannı şimdiden bu top larla teslih etmektedir. Her birinde bu toplardan sekizer aded bulunacakür. Festival komitesinin kararları Mürefteye yeni iskele yapılıyor Mürefte (Hususî) Şiddetli bir fırtına yüzünden harab olan iskelemiz yolcu ve yük nakliyatında güçlükler ya ratmakta idi. Şimdi yeni bir iskelenin kurulması için icab eden malzeme hazırlanmaktadır. Bu suretle Mürefte pek yakında bozuk iskele derdinden kurtulmuş olacaktır. Üsküdar Kız San'at mektebinin sergisi Somada orman yangınları Soma (Hususî) Son hafta içinde kaza dahilindeki ormanların iki yerinde yangın çıkmıştır. Bunlardan birincısi înişer ormanmm Sancaktaşı mevkiin de, Sabri, İzzet, Mehmed ve Sarı Ah medin kömür yakmalarından çıkmış ve 1500 hektarhk bir sahada 2400 çam, 750 meşe yandıktan sonra söndürülmüştür. İkinci yangın Akdere ormamnda îbrahimin domuz beklerken yaktığı ateşten çıkmış ve bu da 20 dönümlük bir yerde 70 çam yandıktan sonra söndürül müştür. Bu iki yangına dikkatsizlikleri yüzünden sebebiyet verenler yakalanarak hak larında takibat yapılmak üzere Adliyeye verilmişlerdir. Diğer taraftan şoförler de kendilerine el altından pahalı benzin teklif edildiğini Belediyeye bildirmişlerdir. Benzinciler 318 kuruş fiat konan tenekeyi 348 kuruştan satmak arzusundadırlar. Yapılan görüşmelerde Belediyenin hesablannı doğru bulmuşlar, fakat Yıkanmadan ve pişmeden yekendilerinin mutavassıt olduğunu ve bennilecek şeylerin satış şekli zini pahalı aldıklarını ileri sürmüşlerdir. Bu ısrar karşısında Belediye pahalı Yıkanmadan ve pişmeden satılan şeylerin açıkta satılmaması için esnafa son satış yapılmasını men için bütün depolarbir mühlet verılmiştir. Bu kabil şeyler daki şişeleri mühürlemiştir. için 1 ağustosa kadar kapalı kaplar yapDiğer taraftan şehirde nakliyatın durtınlacaktır. Kapalı kap yaptırmayıp da maması yolunda da tedbirler alınmıştır. bu tarihten sonra bunlan açıkta satanOtobüsler için Belediyenin elinde stok lar olursa cürmü meşhud mahkemele bulunduğundan seferlere devam ediliyor. rine verilecektir. Diğer taraftan Belediye ve zabıta emrine 15 taksi otomobili verilerek hastalık gibi vak'alarda, ani ve âcil ihtİyaclar karşısında otomobil bulundurulması temin edilmiştir. Festival komitesi dün de toplanarak tetkikatma devam etmiş, Suadiye, Taksim, Salacık ve Büyükderedeki Beyaz Park bahçelerindeki festival gecelerimn programmı tesbit etmiştir. Tiyatrolarm oynıyacağı piyeslere dair olan program da kabul olunmuştur. Umumî programa kat'î şekli yakında verilecektir. Izmirde benzin kumpanyaları müdürleri mahkemeye verildi Izmir 26 (Hususî muhabirimizden) Belediyenin tesbit ettiği fiat üzerinden benzin satmıyan ve bu suretle umumî hayatı ihlâl eden Sel, Staromano ve Sokoni kumpanyaları müdürleri mahkemeye verilmişlerdir. Belediye, koyduğu nark üzerinden yarın îzmirin iki yerinde benzin salışı yapacaktır. Japonyanm 10,000 tonluk ağır kru • vazörlerinden her biri 20,3 santimetrelik toplarla mücehhezdir. lngiliz ve Amerikan ağır kruvazörlerinden iki Amerikan kruvazörii müstesna olarak hiçbiri bu kadar ağır silâhlarla mücehhez değildir. Yeni Japon tahtelbahirleri Almanlann (denizaltı kruvazörü) dedikleri sistemde olup her biri iki bin tona yakmdır. Hulâsa Japonya denizde ve karada fevkalâde Esnafın muayenesi silâhlanmaktadır. Fakat buna rağmen Aybaşındanberi 15 bin esnafın mua îngiltere ile anlaşmak için diplomasi fayenesi yapılmış ve yeniden cüzdan vealiyetini de artırmaktadır. rilmiştir. Mnharrem Feyzi TOGAY Muayeneye tâbi olup da muayenesini ay sonuna kadar yaptırmamış esnaftan ceza almacaktır. Bursada bir iskelet bulundu Bursa (Husus) Burada Tatarlar köprüsü civarında bir evde etleri dökülerek sadece iskelet kalmış bir cesed bulunmuştur. Müddeiumumî muavini Reşadla Tabibi Adlî bu eve gıderek tetkikat yapmışlardır. Cesedin beş ay evvel odanın içinde kömürden tesemmüm neticesi ölmüş biri olduğu anlaşılmaktadır. Cumhuriyet Nüsbası 5 tnıruştar. Türkiye ıçın 1400 Kr. 750 • 400 • 150 » Abone şeraîti Senelik Altı avlık Üc ayhk Bir aylik Harîv İÇİD 2700 Kr. 1450 > 800 • Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle