18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Mavıs 1937 CÜMHUR1YET SON TELEFON HABERLER TELGRAF Hâdiseler arasında v« TELSİZLE Polonya Cumhurreisi Bükreşi ziyaret ediyor Bu münasebetle Romanya ile Polonya arasında bir takım siyasî itilâfnameler imzalanacak Münasebetsiz bir dedihodu vvelki gece Kalid Ziya Uşaklıgilin elli beşinci san'at yılı için Eminönü Halkevinde yapılan merasim, bir jiibile elli veya bazan yirmi beş sene itibar edildiğine göre, en aşağı beş veya o tuz sene gecikmiş sayılır. Mai ve Siyah muharririnin Türk romanına ve Türk nesrine aştırdığı büyük merhaleyi bilenler, kenkilerine düşen bu vazifenin gecikmiş olmasından duy dukları utanc nisbetinde bir coşkun lukla onu alkışhyarak, itizar ve tebcil hislerini birlikte ifadeye çahştılar. Ertesi gün Tan gazetesinin sani felerinde, Üniversite edebiyat zümresi genclerinden bazılarının Halid Ziya Uşaklıgil hakkında bazı sözleri o kundu. Anketin yekunundan gelen intıbaa inanmak lâzım gelirse yeni neslin Aşkı Memnu müellifi hakkında fikirleri şöyle hulâsa edilebilir: «Okumadım. Okudum, anla madım. Anladım, bir daha hatırlamadım. Hatırladım, beğenme dim.» gibi şeyler... Bir Universiteli için Halid Ziyayı okumamış olmak suçtur; çünkü Halid Ziyayı okumadan Universitede, hele Edebiyat Fakültesinde yapılacak iş yoktur. Bir Universiteli için Halid Ziyayı okuyup anlamamak ta bir suçtur; çünkü buradaki' ima lisana aidse bugün kullanılmıyan bazı kelimeler için lugate bakmak zor değil dir. Bir Universiteli için Halid Ziyayı okumak ve unutmak ta bir suçtur; çünkü böyle bir şuur vak'asının mesuliyeti Halid Ziyanın eserinden ziyade okuyanın hafızasına raci olur. Halid Ziyayı beğenmemeğe gelince, bu, bir suç değildir ama, umumî kanaate zıd bir hüküm vermek istiyen Universiteliyi anlamamak töhmetinden kurtarmak için fikirlerini teşrihe ve ispata mecbur bırakır. Halbuki o anketin satırlarında ciddî bir tahlil haysiyetine yükselmiş tek satıra tesadüf edemezsiniz. Ben, bu anketin dışında kalan nakikatlerin, alâka avlıyan bir gazeteci mubalâğasına ve tahribkârlığına kurban olduğunu sanıyordum. Yanılmamışım. Arkadaşımız «Kandemir» U niversite muhitinde bir anket yaparak Halid Ziya Uşaklıgil aleyhindeki is nadları en hakikî salâhiyetlere tekzib ettirdi. Vaktile Üniversite kürsüsünde Garb Edebiyatı Tarihi de okutmuş, Halid Ziya gibi bir büyük insan için yapılmak istenen bu çirkin dedikodu, anlaşıhyor ki Beyazıd meydanından değil, Babıali caddesinden geliyor: Halid Ziyanın bütün eserlerini basan, tekrar basan, bütün memlekete ya yan Babıali caddesinden. Fakat bizi teselli eden birşey var: Olabilir ki Halid Ziyayı okuyan ve anlamıyan Üniversite gencliği değil, o anketin matbuata nasılsa yanaşmış muharriridir. Üniversite talebesi isnadı tekzib ediyor ((Halid Ziyayı tanımıyorum, okumadım, diyen Universiteli olamaz!)) Büyük Türk muharriri hakkmdaki anketin asılsız olduğu tahakkuk ediyor [Baştarafi 1 Inci sahitedei tığını» yahud; «Halid Ziya ile meşgul olmağa vakit bulamadığını» söylemişmiş.. Fakat, Türk Universitesinde, hem de bu Üniversitenin Edebiyat Fakültesinde okuyan Türk gencleri, Türk roman tarihinin en büyüğü olan Halid Ziya için böyle söyliyemezlerdi. Nitekim söylememişlerdir. Ancak, Türk gencliğine bu iftiranm niçin savrulmak istenildiğini bilmiyoruz. Hele; bunun için, büyük üstadm kendını milletinin sıcak ve sevgi dolu bağrında bularak; «Gencliğin bana sunduğu o serin şerbeti içtim. Bu çiçeklerden tacı alıyorum. Artık bundan sonra yatabilirim. Mes'udane gözlerimi kapayıp yummak için...» dediği gecenin sabahmı seçmek neden? Elli beş yıllık bir edebî ömrün sonunda hakkedilmiş bu kadehe bir katre zehir katmak için mi? Bu çiçeklerden taca bir diken takmak için mi? Ve nihayet; artık bundan sonra mes'udane gözlerini kapayıp yumabileceğini söyliyen büyük üstada, hiç değilse, en azmdan hürmet etmekle mükellef olduğumuzu unutmak neden? Evet, neden, niçin?.. Madem ki bütün bir fakülte, profesöründen son talebesine kadar hepsi, bu manasız iftira karşısında haklı bir asabiyet ve teessürle: Hayır.. Içimizde böyle söyliyen tek kişi yoktur! diye bağınyor. Bakın, meselâ; o gazetede «Üstadın romanlarını okumak arzusu bende uyanmadı» dediği yazılan Edebiyat Fakültesi tarih zümresinden Lutfiye Giray, şimdi bana ne diyor: « Bana atfen yazılan satırlan hayretle, teessürle okudum. Ben Halid Ziyayı tanınm. Eserlerini okudum. Bilhassa Nemide ile Mai ve Siyahı her zaman takdir ederim. Evet, belki üstadın üslubu biraz eskidir. Fakat biz, bunları anlamıyacak bir seviyede değiliz. «Cumhuriyet» te çıkan yazılarım da muntazaman, seve seve okuyoruz. Böyle iken; Türk edebiyat tarihinde yer edinmiş büyük bir şahsiyeti kötülemeğe kalkışmak, sonra da bunu bizim sözlerimizi tahrif ederek yapmak... affedersiniz amma, çok, çok ayıb..» Gene ayni gazetede; «Halid Ziyayı Universitede okuturlarsa okurum. Kendiliğimden bu işi yapamam» dediği yazılan Edebiyat Fakültesi tarih zümresinden Niyazi Akşit te: « Bu gazetede bana atfen çıkan sözler asla benim değildir. Bunlar anlaşılan üstad Halid Ziya aleyhinde bir anket yapmak istemişler ve söylemeğe cesaret edemedikleri, yahud utandıklan şeyleri Üniversite genclerine söyletmek istemişler... Bu, o kadar aşikârdır ki.. O gün bu gazete namına bizimle konuşmağa gelen zat not bile tutmuyordu. Sade isimlerimizi yazıyordu. Bu hal de gösteriyor ki onlara, bizim hakikaten söylediklerimiz değil, fakat isimlerimiz lâzımmış.. Yoksa bir Universiteli böyle söz söyler mi? Nasıl olur da biz Halid Ziyayı tanımayız? Onu lisede iken ders olarak okuyorduk, şimdi de kendiliğimizden, zevk alarak okuyoruz.» Edebiyat Fakültesi türkoloji zümre sinden Fatma Baz da şöyle diyor: « Bu hâdiseden çok müteessiriz. Arkadaslarım arasında böyle birşey söyliyecek kimse tasavvur edemiyorum. Hangimiz Halid Ziyayı okumadık, onu sevmedik ki... Ben kendi hesabıma bilhassa küçük hikâyelerini daima zevkle okurum. Romanlarını da okurum. Eserleri mekteb kitablarına kadar ginniş olan Halid Ziyayı tanımadığını söyliyen Universiteli, lisede okumamış demektir. O halde buraya nereden gelmiştir. Hayır. Hayır... Bu, nihayet bir iftiradır.» Edebiyat Fakültesi edebiyat zümre sinden Rüştü Altunbay: « Halid Ziyayı daima zevkle okudum ve okuyorum. Ve bilerek söylüyo rum ki; bu çatının altmda Halid Ziyayı tanımıyan, onu okumamış olan Univer siteliye tesadüf edebilmek mümkün değildir.» Ayni Zümreden Rifat Büke de: « Halid Ziyayı tanımıyorum, okumadım diyen Universiteli olamaz. Çünkü Halid Ziyayı ve arkadaslarım tanımı yanlara lise diploması vermezler...» di yor. Edebiyat Fakültesi türkoloji zümre sinden Ibrahim Kutluk ta: « Sizi temin ederim ki arkadaşlarımız arasında böyle söyliyen, böyle düşünen kimse yoktur. Çünkü biz, böyle değiliz ve Halid Ziyayı pekâlâ tanıyor, okuyor ve seviyoruz.» Gene o zümreden Hakkı Akbulut ta: « Rica ederim yazınız, diyor, yazınız ki büyük roman üstadı Halid Ziyaya karşı daima sevgi ve saygı besliyen Edebiyat Fakültesi mensubları arasında o gazetede çıkan sözleri üzerine alacak kimse yoktur. Arkadaşlarımızdan herhangi biri kırk derece hararetle kıvranırken böyle bir söz söylemiş olsaydı bile, bu gazete evvelâ büyük üstada hürmeten, sonra da bize biraz saygı göstermek için buhran içindeki bir gencin bu manasız sözünü ı şitmemezlikten gelecekti. Bırakın ki içi mizde ne hasta vardır, ne de böyle birşey söyliyen...» Bütün talebe mütessir... Hepsi üstad Halid Ziya Uşaklıgile olan sevgi ve saygılarının gazetemiz vasıtasile bir kere daha sunulmasını diliyorlar. NAUNAİ MIHINAI Cankutaran! ünkü Akşamda Hikmet Fe ridun Es bizim emektar ve bağn yanık Çemberlitaş hak kında, bir yazı yazmış. Gene arkadaş, Çemberlitaşm etrafında küçük bir park yapılacağı hakkında senelerdenberi işittiği sözlerin aslı çıkmadığını anlamış, müteessir olmuş... Çemberlitaşm dibindeki avuc içi kadar yere bir park hangi park a canım, küçükcük bir bahçe yapmaktan vazgeçilmesinin sebebi, şehir plânıy mış. Şehir plânı yapılmadan ve şehircilik mütehassısı Çemberlitaş hakkmdaki karannı vermeden evvel, oraya bahçe filân yapılamazmış. Hikmet Feridun Es, «Koca kanalizasyon tesisaü, şehir plânı filân düşünülmeden yapıldı da küçük bir Çemberlitaş parkı yapılması mevzuu bahsolunca karşımıza şehir plânı çıkıyor. Zavallı Çemberlitaş!» diyor. Arkadaşımızın hakkı var: Evkaf, Çemberlitaşm yanındaki Atikalipaşa camisinin mezarhk duvarlarım tamir edi yor. Oradaki su terazisi, vakıf sular, Belediyeye geçtiği için, harab ve perişan bir halde kalıyor; bilmem kaçıncı Vakıf hanın açık temelile öteki teneke damh, külüstür kulübeler ve sair döküntüler oîduklan gibi duruyorlar. Evkafı, imar faliyetinden dolayı takdir etmemek mümkün değildir. (Yalnız, caminin mezarlığında, Çemberlitaş tarafındaki güzel ve büyük ağacların kesile kesile bir tanecik kalmasına ve orada bu yüzden hasıl lan çıplaklığa teessüf etmemek te kabil değildir.) Çemberlitaşm dıbini temizlemek vazi fesile mükellef olanlann «şehir plânı» bahanesile yan çizmelenne gelince, şehir lânı, İstanbulda hiçbir şey yapmamak için, bir cankurtaran olmuştur. Yapılmı yan en küçük birşey için biraz söylendiniz mi, «şehir plânını» ağzınıza tıkıyorlar. Şehir plânı, şehir plânı! Mubarek hem bir cankurtaran, hem de bir yem borusu ldu. Hayırhsile bir bitse de zavallı Çemberlitaş gibi birçok zavallı abideler, ve aire de biraz temizük ve güzellik yüzü 'örseler... Son Roma temasları karşısında Fransa Avusturyaya gelince, von Neurath ile Varşova 7 (A.A.) Gazetelerin verdikleri haberlere göre, Polonya Reisi Mussolini acele etmemek hususunda cumhurunun Bükreşe ziyareti tarihi 8 mutabık kalmışlardır. Hususile ki Mussolini Çekoslovakya plânının muvaffak temmuz olarak tesbit edilmiştir. olabilmesine pek te ihtimal vermemekRomanya ile Polonya arasında tedir. Çünkü Fransa ve İngilterenin Aimzalanacak itilâfnameler vusturyadaki faaliyetleri kâfi derecede Bükreş 7 (A.A.) Mosciki'nin Bükmüessir değildir. reşi ziyareti sırasında Lehistanla Ro Ayni gazete, Alman Hava Nazırı Gemanya arasmda mühim siyasî itilâflar neral Göring'in Bled'e yaptığı seyaha akdedileceği tahmin olunmaktadır. Bu tin de başlıca Polonya Romanya as itilâfnameler, önümüzdeki haziran ayıkerî ittifakına karşı Yugoslavyamn vanın 8 inde imza edilecektir. ziyetile alâkadar olduğu mütaleasmda Curentul gazetesi diyor ki: bulmaktadır. <Lehistanla Romanya, Sovyet Rusya Figaro, Romada neşrolunan tebliğin ile Almanyaya karşı müttehid bir hattı bir İtalyan Alman askerî teşriki mesahareket kabul etmeğe azmetmişlerdir. isi imkânlarına kat'iyyen telmih etmeFakat bu iki devletin mütekabil ideolo diğini ve maamafih Mareşal von Blomjilerinden birini diğerine tercih edecek berg'in Romaya yapacağı ziyaretin edeğildirler. Mosciki'nin Bükreşe yapa hemmiyetini inkâr etmemek lâzım gelcağı ziyaretin Macaristanla Romanya diğini, çünkü iki memleket erkânıharnm müstakbel münasebetleri meselesin biyesi arasında temas tesisine matuf bude Lehistanın bir tavassutta bulunma dunduğunu yazmaktadır. sını intac edeceği tahmin olunmaktadır.» Bir Ingiliz gazetesinin mütaleası İndependance Roumaine gazetesi de Londra 7 (A.A.) Daily Mail gazetediyor ki: si, sol cenah îngiliz gazetelerinin Al «Romanyanm siyasetinde hiçbir değimanya ve İtalya aleyhindeki şiddetli şiklik olmıyacaktır. neşriyatmı tenkid ederek milletler araBu siyaset, Romanyanın ittifaklarına smdaki münasebatı bozduklarmı yazıve Milletler Cemiyeti mukavelenamesi yor ve diyor ki: ne sadakat esasma istinad edecektir.» <Von Neurath'ın beynelmilel matbu Profesör Köprülii ne diyor? Son Roma temasları karşısında Fransa Paris 7 (A.A.) Oeuvre gazetesi, Alman Hariciye Nazırı von Neurath'ın Roma mülâkatlarından bahsederek Al manya ile İtalyanın beynelmilel ekonomi konferansı toplanması için müsaid bir hava yaratmak üzere Sovyetler Birliğile mukarenet aradıklarım kaydetmektedir. ...ırm»nımnmiHinınumıııtttlll ata milletler mukarenetine yardım için yaptığı daveti unutmamak lâzımdır. Gazeteler, milletler arasmda kine değil, yakmlığa hizmet etmelidir. Milletler Cemiyeti heyulâsına saplanıp kalan sol gazeteler İngiliz İtalyan dostluğunu bozdular ve az kaldı Japonyayı da İn giltereye düşman yapacaklardı. Von Neurath'ın sözlerini iyi tartarlarsa hiç te fena etmezler.ı Lâyihanın pazartesi günü Mecliste müzakere edilmesine başlanacak Ziraat Bankası Ankaradaki kaza kanunu hazırlandı karşısında Fransa Parlamento kararile hükumetimize resmen beyanı taziyet etti Paris 7 (A.A.) Bugün öğleden sonra, Fransız Meb'usan mec Iisinde Başvekil Leon Blum söz a larak, Fransanın Ankara civannda bir mermi imalâthanesindeki infilâk sebebile Türkiyeye ve «Hinden burg» felâketi dolayısile de Almanyaya sempatilerini bildirmek istedi ğini beyan etmiş ve Meb'usan meclisinin de Alman ve Türk hükumetlerine taziyelerini göndererek Fransız milletine tercüman olacağından emin bunlunduğunu ilâve eylemiştir. Bunun üzerine, Meb'usan mec lisi reisi Herriot, Türk ve Alman milletlerine Fransız milletinin tazi yelerini göndereceğini bildirmiştir. Ankara 7 (Telefonla) Ziraat Bankası hakkında hükumetçe hazırlanan kanun lâyihası Ziraat, İktısad, Maliye ve Bütçe encümenleri tarafından tetkik edildikten sonra Adliye encümeni ne verilmişti. Adliye encümeni de kanun lâyihasının tekikini bitirmiş olduğundan lâyiha heyeti umumiyeye sevkedilmiştir. Meclisin pazartesi günkü içtimaında konuşulacaktır. Lâyihanın aldığr son şek!e göre birinci madde şöyle tesbit edilmiş tir: Türk çiftçilerinin ziraî istihsallerine, ziraat mahsullerinin süriim ve satışına, ziraatin, ziraî sanayiin ve bunlarla ilgili hertürlü teşebbüslerin milli ekonomi prensiplerine göre yürümesine, lüzumlu ve elverişli kredilerin tanzim, tedvir ve tevzi edilmesi ve bu gayelerin elde edilmesini güden teşekküllerin korunması ve bu hususlar için kurulmuş ve kurulacak teşekkül ve yapılmış ve yapılacak teşebbüslere lüzum halinde iştirak etmek ana gayesile ve faaliyetini ziraî sahada teksif etmekle beraber bu kanuna müsteniden yapılacak statüye uygun diğer hernevi banka muamelelerini de yapabilmek üzere «Tür kiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası» adüe bir banka tesis olunmuştur. Merkezi Ankarada olup Türkiyenin içinde ve dışında gereği kadar şube ve ajans açabilir. Banka bu kanun ve hususî hukukun hü kümlerine tâbi hertürlü taahhüd ve ta sarrufa ehil hükmî şahsiyeti haiz ve bu kanun hükümleri dairesinde salâhiyetli uzuvlarının idare ve murakabesine tâbi muhtar bir devlet müessesesidir. Adliye encümeni lâyihanın diğer maddelerinde de mühim tadiller yapmıştır. Nihayet profesör Köprülüyü buluyo rum: « Böyle birşeyin aslı olamaz... di ye söze başlıyor, dün bu gazeteyi okuyan gencler gelip te bana söyledikleri zaman hayret ettim. Bu gencler büyük bir teessür içindeydiler ve arkadaşlanndan hiç kimsenin böyle birşey söylemediğini, bi naenaleyh gidip tekzib edeceklerini tek rar ediyorlardı. Nasıl olur.. Edebiyat talebesi Hahd Ziyanın, yeni Türk romanının babası olduğunu bilmez olur mu?. Böyle birşey hatır ve hayalden geçemez, böyle birşey olamaz, aklen muhaldir bu. Üniversitelinin seviyesini bu kadar a şağı zannetmek şayanı hayret birşeydir. Hâmidin cenazesini düşünün.. Oraya koşan Üniversite gencliğini düşünün... Hâmidi bilirler, severler de, Halid Ziya yı bilmezler, sevmezler.. Bu olur mu?» Değerli profesör teessürle söylediğı sözlerini, şöyle bitirdi: « Fena halde canı sıkılan talebe, dün kat'î bir surette, edebiyat talebesi arasında böyle söyliyen bir tek ki«i bu lunmadığını temin etmiştir. Bu, böyledir. Fakat bir gazetenin durup dururken bu hâdiseyi çıkarması, bir taraftan memlekete karşı çok ayıb, sonra da Halid Ziyaya karşı gayet çirkin bir şeydir.» Sınaî müikiyet İktısad Vekâletinin hazırladığı lâyihadaki esaslar Ankara 7 (Telefonla) İktısad Ve kâleti yeni bir sınaî mülkiyet kanun projesi hazırlamıştır. Eski mevzuatımızda sınaî mülkiyet hakları birbirinden ayrı kanun ve nizamnamelerle temin edilmekte idi. Bu şekil müteferrik ve dağınık olduğundan yeni proje emin ve esash bir kontrol temin edecektir. Projede sınaî mülkiyet hakları ihtira beraetlerine, markalara. resim ve modellerle ticaret unvanlarına ve menşe işaretle rine ve gayrikanunî rekabetin izalesi ne taalluk eden haklar olarak sayılmaktadır. Bu haklar sınaî mamullerden başka hububat, şarab. yağ, meyva, çiçek gibi ziraî mahsullerle ticaret sahasma sevkedilen maden suları ve emsali madem ve tabii mahsullere de şamil ola caktır. Mustafa Şekibin sözleri Gene Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Mustafa Şekib de hayret ve teessür içinde: Halid Ziyanın kıymeti var mıdır, yok mudur?.. Böyle bir sual, böyle bir münakaşa, hele Üniversite talebesi ara sında nasıl olur? Bunun; bu talebeye, güneşin hararetı. var mıdır, yok mudur demekten ne farkı vardır. Hele talebeye atfen çıkan sözler arasmda; Halid Ziyanın eserlerini okuma dım amma, on para etmez gibi mantıksızlıklar da vardır. Her şeyden sarfınazar, ben talebelerim arasında bir cümle içinde bu kadar büyük tenakus yapacak birini tasavvur edemem.. Yoktur, olamaz. Bir kelime ile, güneşin harareti vardır, ve bu, asla münakaşa mevzuu olamaz!» Bütün bir Edebiyat Fakültesi, profesörile, talebesile haklı bir asabiyet ve teessür içinde: Hayır... Yalan, içimizde Halid Ziyayı okumadığını, tanımadığını söyliyen bir tek kimse yoktur, diye bağırıyor. PEYAMt SAFA Ruslar Amerikaya zırhlı ısmarladılar Bu zırhlı Amerika harb filosunun en modern zırhlısı tipinde olacak Nevyork 7 (A.A.) Hearst Trust'un Nevyork American gazetesine göre, Bethlehm Steel kumpanyası Sov yetler Birliği hesabına Westvirginia ti pinde 35,000 tonluk bir zırhlı yapacaktır. Çünkü Amerika hükumeti şimdi harb gemilerinin 16 pusluk toplarla teçhizine muhalefet etmemektedir. Zırhlıda 16 pusluk 9 top ve tayyarelere karşı müdafaa için de bir batarya mevcud olacak t;r. Sovyet zırhlısının benziyeceği \VestVirginin gemsi Amerika harb filosunun en modern ve en çabuk zırhlısıdır. Fransanın taziyeti Paris 7 (A.A.) Hariciye Nazın Delbos. Fransız büvük elçisi Ponsot'yu, Ankara civannda mermi imlâ atelyelerinde vukua gelen yanem dolavısile Türk hükumetine Fransız hükumetınin taziyelerini bilJi etm!«tir. Dünkü Mecliste Ankara 7 (Telefonla) Kamutay bugün Hilmi Uranın başkanhğında yaptığı toplantıda, İnhisarlar Umum Müdürlüğü malî yılı bütçesinde 180 bin liralık münakale yapılmasını ve Türkiye ile Sovyet Rusya Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği arasında akdedilen anlaşmanın tasdikına aid kanun lâyihaları müzakere ve kabul edilmiştir. Kamutay pazartesiye toplanacaktır. İş Bankasının Hatayda açacağı şube Antakya 7 (Hususî) Türkiye İş Bankası müfettişlerinden Said burada tetkiklerine devam etmektedir. İş Bankas;nın burada bir şube açacağı haberi büyük bir alâka ile ve sevincle karşılanmıştır. Lord Halifax'ın oğlu da meb'us oldu Holivuddaki grev Hollywood 7 (A.A.) Sinema stüdyolarının grevcileri bütün amele teşekküllerini sinemalara gitmemeğe ve sinema kapılarına nöbetçi koymağa davet etmişlerdir. Stüdyo sahiblerinin sendikalan tanımaktan ve münhasıran sendikalara mensub olan ameleye iş vermekten imtina etmeleri üzerine bu karar ittihaz edilmiştir. Stüdyo sahibleri bir muvakkat uzlaşma projesi vermişlerdir. Devlet Demiryolları memurlarının ücretine dair lâyiha Ankara 7 (Telefonla) Devlet Demiryolları ve limanları işletme u mum müdürlüğü memur ve müstahdemlerinin ücretlerine dair olan kanunun bazı maddelerini değiştiren lâyiha Meclis ruznamesine ahndı. Umum müdürlüğün daimî ve müseccel memur ve müstahdemlerinin seri ve derecelerile aylıkları ve bunlardan gündelikle çalışanların aylık tutan kanuna ilişik cetvelde gösterilmiştir. Mekteblerde ders kesimi Ankara 7 (Telefonla) Ortamekteblerle liselerin birinci devre birinci ikinci ve üçüncü sınıflarında 26 mayısta, liselerin ikinci devre bir ve ikinci smıflarınöa ve muallim mekteblerinin birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarında 26 mayısta, liselerin ikinci devre üçüncü sınıflarında 20 mayısta dersler kesilecektir. Imtihanlar 21 haziranda başlıyacak 3 temmuza kadar sürecektir. PARİS BORSASI Paris 7 (Hususî) Paris borsasmm bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Adanada yakalanan katiller Nevyork 22,30 Berbugün yola çıkarılıyorlar lin Londra 110,17 1/2. 373,75, Amsterdam 898.50, Brüksel Adana 7 (Hususî muhabirimizden) 1224, Roma 117,40. Lizbon 100, Cenevre Katil Abdullahla Tevfik yann (bugün) 509.87 1/2, bakır 63 65, kalay 249.2,6, sabah postasile İstanbula sevkedilecek altın 140.08, gümüs 20 3/8, kurşun 24,6,3, lerdir. çinko 23,3,9. Istanbul idare kadrolarında değişiklik Ankara 7 (Telefonla) İstanbul Belediyesi ve Hususî İdaresi kadrolarında yapılan değişikliğe aid kararname Vekiller Heyetince kabul edildi. Bugünlerde İstanbula tebliğ edilecektir. Londra 7 (A.A.) Yokr'da yapılan kısmî seçimde, Lord Halifaks'ın oğlu muhafazakâr Charles Woos rakibi işçi namzede karşı 4059 reyle seçilmiştir. KANDEMtR Kendisinden evvelki meb'us Lumley u*** mumî seçimde işçi namzedden 6,274 rey Talebenin tekzibi Dün Edebiyat Fakültesi talebelerin fazla almıştı. den şu mektubu aldık, aynen dercedi Yeni bir plânörcülük rökoru yoruz: Moskova 7 (A.A.) Planerist RasYazı îşleri Müdürlüğüne torguef, hiç yere inmeden 534 kilometro Cumhuriyet gazetesi mesafeyi 7 saat 43 dakikada kesmek su «6/5/1937 tarih ve 736 numarah Tan retile Alman Rudolf Olschern'de olan gazetesinin beşinci sahifesinde (Büyük edib Halid Ziya için bir anket) başlığı beynelmilel rekoru kırmıştır. altında <Üniversite gencliği ne diyor?» yazısmda Edebiyat Fakültesinden ba mil olmıyacağım bildirmek mecburiyezı talebelerin Edib Halid Ziya için tini duyduk. O arkadaşlardan bazılan ikişer üçer satırla uluorta fikir beyan nın söylediklerinin aksine olarak edebiettiklerini gördük. Bu yazı biz edebiyat yat zümremizde edib Halid Ziya lâyık zümresi mensublarını çok müteessir et olduğu şekilde tanınıyor ve tanıtılmakti. Edebiyat Fakültesinde dört zümre ol tadır. «Tan» gazetesindeki bu yersiz ve duğuna ve bu arkadaşların edebiyat değersiz mütaleaların Edebiyat Fakül zümresi haricinde bulunduklarına göre tesinin edebiyat zümresile hiçbir ilişiği verilen mantıksız hükümlerin edebiyat olmadığının gazetenize yazılmasmı sayzümresine ve Edebiyat Fakültesine şa gılarımızla diliyoruz.»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle