Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYE'ı 27 Mayıs 1937 [ Şehir ve Memleket Haberlerij Siyasî icmal Tarihî tefrika : 131 Yazan : M. Turhan Tan ıTercüme ve iktibas edilemez) Babayı oğla düşman eden kadm Deri ve lâstik imalâthaneleri Yaman bir dolandırıcı Kocasma ihanet eden bir kadın Macaristan Romanya acar payitahnnı ziyaret eden İtalya Kralı ve Hariciye Nazın Romaya avdet edip M a caristan ricalile Macar ve İtalyan milletlerini birbirine bağlıyan duygulan teyid ve karşılıkh teşekkür telgraflan henüz teati etmişlerdi ki Romanya Veliahdı Prens Michel Peşteye geldi ve Macar Kral Naibi tarafmdan kabul edildi. Romanya Veliahdi, babası Kral Karol namına Macristan devlet şefini Romanya payitahnnı ziyarete davet etmiştir. Bu ziyaret ve davet bütün Avrupa politikası ve bahusus Orta Avrupadaki siyasî vaziyet için çok manidar ve ehem miyetli bir hâdisedir. İtalya Kralınm Macaristan devlet Şefini Peştede ziyaret etmesinin Romanyada, her iki devletin politikalarına ve aralarmdaki temaslara karşı şüphe uyandırmak şöyle dursun, bilâkis bunu Romanyanın Macaristanla anlaşmasına yardım eden bir jest ve hareket telâkki edildiğini ispat ediyor. ttalya, Yugoslavya ile Belgradda imza olunan muahede sayesinde tamamiîe anlaşarak ayni zamanda Yugoslavyamn Mcaristanla arasmı bulmuş, ve aradaki gyritabiî münasebatı düzeltmişti. İtalya, Yugoslavya ile her hususta anlaştıktan sonra Romanya ile dahi ayni suretle anlaşmak ve yakınlaşmak teşebbüsünde buIunmuştu. Italyanlarla Rumenler menşeleri müşterek ve ayni ırktan olduklan gibi aralarında iki tarafı doğrudan doğruya alâ kadar eden meseleler ve ihtilâflar olmadığmdan bu iki millet ve devletin uzlaşmalan Yugoslavlarla Italyanlann uzlaşmalanndan daha kolay olacakh. Fakat Romanya eski Macaristanın en değerli parçası Transilvanya'yı (yani eski Er del'i) Büyük Harbden sonra ilhak edip Macar milletinin mühim bir kısmınra büyük bir ekalliyet olarak Rumen idaresi altma girmesi iki millet ve devlet arasında çok derin bir uçurum açmış, Macaristanın iktısad, askerlik, politika ve arazi sahalannda beslediği hertürlü millî dilek ve gayeleri, İtalya, bütün gayret ve kudretile iltizam ve müdafaa etmekte olduğu için ayni uçurum, bilvasıta, Romanya ile İtalya arasında peyda olmuştu. Bunun ^çin Romanyanın, italya ile anlasabilmesi için daha evevl Romanyanın Macaristanla uzlaşması icab etmiştir. Anlasılan îtalya Kralile Hariciye Nazınnın Peşteyi ziyaretleri esnasmda Macaristanın Romanya ile anlaşması ve iyi geçinmesi üzerinde görüşülmüş ve iyi neticelr alınmıştır. Peştede söylenen nutuklarda ve neşrolunan resmî tebliğ ve telgraflarda Al manya ile iş birliği haricinde fazla söz söylenmemesi ve şimdi de Romanya Veliahdinin bu şehre gelerek Macar Kral Naibini, Romanya Kralını ziyarete davet etmesi bunu ispat ediyor. Macaristanın silâhlanması, bu devletin ne Yugoslavya, ne de Romanya ile münasebatını bozacak bir mesele değildir. Romanya Hariciye Nazın, son beyanatmda da tasrih ettiği veçhile, Macaristanın silâhlanmak, diğer devletlerle müsavat hakkını haiz olduğu esas itibarile geçen teşrinievvelde Küçük İtilâfın üç azası tarafmdan kabul ve teyid edilmiştir. Ortada bir Macar ekalliyeti vardır. Bunun ahdî haklanna riayet edilmesi büyük zorluklar çıkarmıyacaktır. Amiral Horthy (Horti) nin Bükreşe yapacağı seyahat münasebetile iki taraf devlet a damlan arasında cereyan edecek müzakerelrin yaratacağı anlaşma havası İtalya ile Romanyanın da kat'î anlaşmalannı tahakkuk ettirecek ve Orta Avrupada, Almanya ve İtalya dahil olduğu haîde, doğrudan doğruya alâkadar devletlerin iştirakile büsbütün yeni bir vaziyet meydana gelecektir. Muamele vergisi kanu Dün Avrupadan şehrimi Dostile beraber yakalandı, ikisi de iiçer aya ze gelirken yakayı Osmank tarihinde hakikî bir yüz karası olan nunda yapılan tadilâttan memnun mahkum oldular ele verdi Hurrem Sultan, bu menfur rolünü nasıl İstanbul zabıta Evvelki gün Kalyoncukulluğunda yaMuamele vergisinin bazı maddelerini sı dün şayani tak bir meharetle idare ediyordu pılan bir zina cürmü meşhudu dün Ad tadil eden ve şimdi Büyük Mület Mecli dir bir muvaffa mi öleceksin?... Böylesi iş hiçbir Padişaha yakışmaz. Padişahlar padişahı olan aslanıma ise asla yakışık almaz. Hünkâr, konuşan mahitabın ruhunu görmek isterigibi bir hareket yaptı, Hürremin iki elini yakaladı, gözlerini onun gözbebeklerine dikti: Düşüne düşüne konuş, uluorta söyleme. Yarın Selimin, yahud Beyazıdm bir fitne çıkarmak istediklerini duyunca da böyle davranacak mısm, «öldür, durma öldür» diyecek misin? Hurrem iliklerine kadar titremekle beraber soğukkanlılığını muhafaza etti. analık şefkatinden o an için sıyrıldı, entrikacı bir kadm olarak cevab verdi: Senin, yalnız senin yaşamanı is terim. Bu uğurda, hele sen gerekli gö rürsen, Selimi de, Beyazıdı da kendi elimle ağu verip öldürürüm. Bu sözü unutma, Oğullannm şeytana uyup bana karşı gelmemeleri için Tannya yalvarmaktan da geri kalma. Çünkü bugün Mustafanın yaptığını yarın onlar yapacaklardır. Tahtm, tacın mayasmda bu uğursuz efsun gizli. İşte I553 senesinin ilkbaharı bu muhavere ile, daha doğrusu Rüstem Hayali . Şemsi müsellesinin şehzade Mus tafa hakkında resmî surette ortaya koy duğu iftira ile başlıyan korkunç bir hazırlıkla geçti. Padişah, dedesi Sultan Beyazıdm uğradığı âkıbeti kendisine tat tırmak istediğine artık kanaat getirdiği büyük oğluna indireceği darbeyi düşünmekten başka hiçbir şeyle meşgul olmuyordu. Hurrem de, Rüstem de ektikleri tohumun mutlaka yeşerip başak verip kızıl kızıl taneler dökeceğine kanaat b*sliyordu. Lâkin Hünkârın nasıl orak veya tırpan kullanacağmı, harmanı ne bi çimde yapacağını kestiremiyorlardı. Çünkü o, Hurreme bile düsüncesini açmıyordu, bitmez tükenmez bir dalgınhk içinde kendi plânmı çiziyor, düzeltiyor, müsbet bir şekle doğru yürütmekle oyalanıyordu. Mustafa ne yapıyordu!.. O, Hurrerrin Padişah üzerindeki nüfuzundan için i;ın endişelenip duruyordu. Kendi anasıra onun oynadığı oyun ve zavallı kadına yıllarca çektirilen hicran da hatınndan çıkmıyordu. Evvelce babasmm Hakka saygı gösterip kendini Hurreme feda etmiyeceğine kanaat besliyordu. Sonraları kızıl Rusyalmın her dediğini yaptırır bir duruma yükseldiğini, İbrahim Paşa gibi Padişahm kalbinde yer etmiş bir veziri boğdurtmak, yerine geçenleri birer birer kündeden attırarak Sadnazamlığa damadını getirtmek derecelerinde nüfuz sahibi olduğunu görünce bu kanaat sarsıld: ve ciddî surette telâş göstermeğe başladı. Uvey anasının her şeyi yapacağma ve kendisini de feda ettireceğine artık inanıyordu. Padişahın Selimle Beyazıdı İstanbula yakm eyaletlerde bulundurma sını da manalı bulduğu için telâşı son yıllarda çoğalmış ve Veliahdlik hakla • rım korumaya çareler aramaya koyul muştu. kiyet göstererek yaman bir dolan dırıcıyı yakalamıştır. Senelerce İz mirde, İstanbulda ve Yeşilköyde bil hassa safdil kadm ları iğfal ederek Avrupaya kaçan bu dolandırıcı, par Mevlud oğlu Ahmed maklarında müteaddid prrlanta yüzükler, elinde gümüş bastonla vapurdan inerken yakayı ele vermiştir. Asıl ismi Mevlud oğlu Ahmed olan bu adam, evvelâ îzmirde sahtekârhğa başlamış ve orada birçok kadınlan aldatarak emlâk ve arazilerini zaptetmiş ve nihayet îzmirde barmamıyacağını an lıyarak İstanbula kaçmıştır. Mevlud oğlu Ahmed, İstanbulda ilk iş olarak Dördüncü Vakıf hanında odabaşılık yapmış, bilâhare Halid Paşazade Mehmed, Rifat, Ahmed, Çelebi gibi muhtelif isimler takınarak Taksimde «Hayırlı» ve cŞerife> apartımanlarmm sahibi Bayan Kamere sokularak apartımanlarını kendi üstüne çevirtmiş ve bunları bir şirkete ipotek ederek paralan da almış ve Avru paya kaçmıştır. Uzun müddet Avrupada dolaşan Mevlud oğlu Ahmed, Selânik ten başlıyarak Londraya kadar gitmiş ve dolandırdığı paralan Avrupanın zevk ve safa yerlerinde eritmiştir. Aradan uzun müddet geçince ve paralar da suyunu çekince dolandına îstanbula gelen bir vapura atlamış ve şehrimize dön müştür. MÜTEFERRtK Evvelce Yeşilköyde de bir kadının köşk ve arazisini ayni tarzda dolandı Takas komisyonu lâğvedildi ran Mevlud oğlu Ahmed, daha vapur Muhtelif devletlerle akdedilmiş olan dan çıkar çıkmaz zabıta tarafmdan yaklering mukaveleleri ahkâmına tevfi kalanmıştır. kan yapılacak takas işlerini ifa etmek üzere Vilâyette Vali muavini Hüdai nin başkanlığmda müteşekkil takas komisyonu Vekiller Heyetince ittihaz edilen karar mucibince dünden itibaren lâğvedilmiştir. Takas heyeti yeni karara göre badema îstanbul Türkofis rrrüdürünün başkanlığmda toplanacaktır. •Dün sabah Marmarayı kesif bir sis taAlman tütün mümessilleri bakası kaplamış, ilk postayı yapmak ü Ankaraya gitti zere Adalardan hareket eden vapurlar Evvelki gün şehrimize gelen Alman Kınahada önünde demirlemişlerdir. tütün mübayaa heyetinden Sermayer Bir aralık sis sıynlmış, bu esnada Heyve VVikkers dün akşam Ankaraya git beliada vapuru hareket etmiştir. Bu va mişlerdir. Alman mümessilleri mühim pur Fenerbahçe önüne geldiği zaman sis bir malî anlaşmıya dayanan mübayaa gene başlamış, bu arada idarenin Gözteişi etrafmda hükumetle temasta bulu pe vapuru Heybeliada vapurunun önüne nacaktır. Ankaraya giden Alman mümessilleri çıkmış, fakat birdenbire vaziyet anlaşı satın almış olduklan 19 milyon kilo tü larak melhuz bir tehlikenin önüne tünü işliyerek ihraca başlıyacaklarını geçümiştir. Saat dokuzda biraz sıynlmış hükumete bildirecekler ve açılan 16 olan sis bir müddet sonra daha kesif olamilyon liralık kredinin itfası üzerinde rak başgöstermiş, Marmara görünmez bir mutabık kalacaklardır. hal almış ve nihayet saat on bire kadar ADLİYEDE bu hal devam ettikten sonra öğleye doğru hava açılmış, vapurlar da seferlerine Silivrikapı cinayetinin devam edebilmişlerdir. muhakemesi Dün Marmarayı kaplıyan sis son seSilivrikapıda bahçe sahiblerinden Pe nelerde sörülenlerden çok fazladır. rikliyi öldürmekten maznun olarak uŞEHİR tŞLERÎ zun zamandanberi Ağırceza mahkeme sinde muhakeme edilmekte olan Ali RıKiraya verilecek sandallar zanın muhakemesine dün de devam eSandallarım kiraya verecek sandal dilmiştir. Şahid adedi itibarile bir rökor teşkil cıların her halde müşteri ile beraber eden bu davada evvelce dinlenmiş olan bulunmaları sandalcılara kat'î olarak otuza yakm şahidden sonra dün tekrar tebliğ edilmiştir. Bu kaideye riayet etbirçok şahidler dinlenmiş ve nihayet miyen sandalcılar cezalandırılacaklar dır. dava karara bırakılmıştır. sinde müzakere edilmekte olan Iâyihanın kanunun ikinci maddesinin «O» fıkrasını esaslı şekilde değiştirdiğini dün yazmıştık. Bu fıkrada yapılan tadilât bilhassa beş beygirden az kuvvetle çalışan ve 10 ameleden az işçi kullanan deri ve lâstik imalâthanelerini istihdaf etmektedir. Şimdiye kadar bu şekilde çalışan deri ve lâstik imalâthaneleri muameîe ve istihlâk vergisi vermiyerek imalât yapmakta ve milyonlarca lira sarfile kuaılmuş deri ve lâstik fabrikalarile geniş mikyasta rekabet etmekte idiler. Bu suretle hem memlekette sanayiin genişleıaesine imkân kalmamakta, hem geniş olarak kurulmuş sanayi baltalanmakta idi. Deri ve lâstik sanayii erbabı kanunun bu şekilde tadil edilmesinden fevkalâde memnun olmuşlardır. Bu tadili Türkiye de sanayiin daha fazla büyiimesi için bir adun ve yeni bir devre olarak telâkki etmektedirler. Diğer taraftan mevaddı iptidaiye tadilât cetvelinin Vekiller Heyetince tas dik edilmesi, erbabı sanayii telâşa düşürmüştür. Çünkü bundan bu sene muamele vergisinde tarh şeklinde esaslı bir deği şiklik olmıyacağı manası ç'kanlmakta dır. Halbuki, sanayiciler muamele ver gisinin kısmen gümrükten v« kısmen dahilde almması için bir projeyi hükumete vermişlerdir. Bu proje esas itibarile kabul edilmekle beraber Meclisin bu devresine yetişemiyeceği anlaşılmaktadır. Şu ve bu. hakikatseverlik maskesine bürünüp onu kışkırtmaktan geri kalmı yorlardı. Onların arasında Padişahm ihtiyarlığını ileri sürenler ve ve iyi hazır lanmış bir darbe ile saltanatı elegeçirrneğe teşebbüs edilmesini tavsiyeye kalkı şanlar da vardı. Mustafa bu telkiniere uymaktan çekinmekle beraber o dostîa nn ağızlarını da kapamıyordu. Çünkü sözler, kendi düşüncelerine ve hiç olmazsa endişelerine uygun geliyordu. Bütün Isyan eden cezasmı bulur. lyi amma boyuna evlâd öldünnek güvenci halkın, askerin ve bilhassa mü nevver zümrenin kendine karşı beslediği bir baba yüreğini ne hale getirir? (Arkast var) Asi evlâdı öldürmeyip te kendin muhabbettiydi. Durmadan yola çık, Rüsteme feımanımı ver, orduyu dağıtır dağıtmaz kendisinin de buraya gelmesini söyle. Biraz sonra soğukkanlılığını tamamile kaybetmişti, Hünemin yanında köpüre köpüre içini döküyordu: Babamın dedeme yaptığmı oğlum da bana yapmak istiyor. Bu, Allahın takdiri mi, kendi gafletimizm cezası mı, bılmem. Fakat ben Veli Beyazıd degilim, Mustafa da asla Yavuz Sultan Selim olamıyacaktır. Kıranm, herşeyi kıranm. Beni düşürmek istiyenleri oğlum değil babam olsa mahvederim. Hurrem, böyle bir fırsatı kaçıramazdı, ve kaçınnadı, kocasmın koltuğu altına girerek babaları oğulların değil, onları babalarm yarattığını, ağaç yerinde durdıkça çürük meyvalann toprağa düşmesine kimsenin acımıyacağını anlattı: Bana söylemek düşmez amma, dedi, aslanıma bile dil uzatan o densiz kadın ölünciye kadar oğlunu kimbilir nasıl doldurmuştur, nasıl ağulamıştır? Mahıdevranı anıyorsun! O öldü, Bursada gömüldü, bu fitnede zavalhnın parmağı olamaz ki. Akreb ölse de yılana verdiği zehir yaşar, bugün aslanımı tahtmdan indirmek istiyenler bu dersi ondan almışlardır. Öyleyse kadm ahirette de gülmiyecek demektir. Çünkü Mustafanın Allah dahi istese tahta çıkmasma imkân yok. Büyük söyleme aslanım, temkinli ol. Bugüne bugün Padişahsın, karada da, denizde de emrin yürür, hükmün geçer. Yedi düvel fermanına boyun eğer. Lâ kin (mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var). Yıldızı güneş, güneşi toprak yapmak onun elindedir. Hâşa, sümme hâşa aslanıma akıl öğretmek haddim değildir. Zaten saçı uzun, aklı kısa br cariyeyim. Gel gelelim otuz yıldr leğenini ben tutuyorum, peşkirini ben sunuyorum. Sana dört de evlâd doğurdum. Onun için böyle söyleniyorum. Anladım Hurrem, bir şeyler söy lemek istiyorsun. Fakat açık konuşmu yorsun. Demek istediğim şudur aslanım: Kendine güven, Tanrıya sığın. Bir yandan Padişahlığmı, bir yandan da kulluğunu unutma. Böyle yaparsan Tann seninle bile olur, fitneler basılır, fitne kuranlar kendi kazdıklan kuyuya düşüp boğulur. Sultan Süleyman karannı çoktan vermişti, Yavuz Sultan Selimin yaptığı işi örnek tutmak istiyen Mustafayı artık cezalandıracaktı. Lâkin Hurremin bu vaziyette ne dereceye kadar kendini haklı bulduğunu anlamak ve onun vereceği hükümle vicdanını susturmak istiyordu. Bu sebeble açık ve çok açık davrandı: Sen, dedi, Tanrıya sığmmayı bir yana koy. Bizim yüreğimiz hep ona bağhdır. Zaten o takdir eder, fitne patlak verir. Biz, ancak bize düşen işi yaparız. Olan biten işlerin hikmetini aramayız, arasak da bulamayız. Yalnız şu var ki tacütahtın tadına doyum olmaz. Bu tad, evlâdı babaya düşman yapıyor, kardeşi kardeşe saldırtıyor. Bu, dünya kuruldu kurulah böyledir. Dünya durdukça gene böyle olacaktır. O halde benim bugün Mustafadan gördüğümü yann SelimSen, öbür gün Beyazıddan göreceğime şüphe yok. tşte üzülüşümün sebebi budur, ev Iâdlarımın hepsini bana karşı asi görü şümdür. Dün sabahki sis Vapurlar saat İ l e kadar işliyemedi liyeye intikal etmiş ve karara bağlan mıştır. Hâdisede suçlu olanlardan biri Mürüvvet admda bir kadın, diğeri de Armia admda bir Rumdur. Yaptığımız tahkikata göre vak'a şöyle olmuştur: Nişantaşında oturan şoför Sabrinin Mürüvvet admda 25 yaşlarmda genc bir karısı ve bu kadmm biri altı, diğeri sekiz yaşında iki çocuğu vardır. Bu iki çocuklu aile, mes'ud bir şekilde geçinip giderlerken şoförün tanıdıklarm dan biri bir gün kendisine şöyle bir ihbarda bulunmuştur: « Sabri! Dikkat et, kann köşe bakkalı Armia ile bir yıldanberi münase bettedir. Söylemiyecektim amma, artık kanıma dokundu.> Bu haberi alan zavallı koca, hemen kadını gözetlemeğe ve arasıra da takibe başlamıştır. Nihayet evvelki akşam kansmın süslenip evden çıktığım haber alınca, yanına iki şoför arkadaşını daha alarak otomobille kadmı takibe koyulmuştur. Mürüvvet, bir müddet yürüdükten sonra Kalyoncukulluğu civarında Ma dam Afroditi'nin evine girmiş ve yukandaki katlardan birine çıkmıştır. Bu sırada Sabri ile arkadaşları da açık olan kapıdan içeri girmişler ve odalardan birinin kapısını ansızın açmışlardır. Şo förler bu sırada bakkal Armia'yı çıplak olarak yatakta yatarken ve kadım da soyunurken yakalamışlardır. Armia baslona uğradığmı anlayınca hemen yataktan fırlayıp giyinmek istemiş, fakat şoförler buna müsaade etmediklerinden aralarında şiddetli bir mücadele başlamıştır. Bu sırada şoförlerden biri otomobille gidip karakoldan dört polis getirmiş ve ayni vaziyeti zabıta memurları da gör müşlerdir. Bunun üzerine suçlular ka rakola dovet edilmişlerdir. Suçlu Armia karakolda verdiği ifadede kadmm evli olduğunu bilmediğini iddia etmiş, fakat mahalleden dinlenen şahidler bunun aksini ispat etmişlerdir. Suçlu Mürüvvet te: «Bu adam bana: Gel sana bir şey söyliyeceğim, dedı, gittim. Bu sırada kocamla arkadaşları geldiler» demiştir. Neticede maznunlar meşhud cürümler dördüncü asliye mahkemesine sevkedilmişlerdir. Dün bunlarm muhakemelerine gizli olarak bakılmış ve karar alenen tefhim olunmuştur. Buna göre maznunlarm suçu sabit görülerek her ikisi de üçer ay hapse mahkum edilmişlerdir. Dün suçluları görmek üzere Adliyenin önü bü yük bir kalabalıkla dolmuş ve halkm, kadmm yüzüne tükürecelkeri şayiası çıktığından zabıtaca tertibat ahnmıştır. Bu zina davasının karan tefhim edildikten sonra diğer bir vak'a olmuş, bu vak'a da cürmü meşhud mahkemesine intikal etmiştir. Suçluları görmek üzere mahkeme kapısı önüne toplanan halkı dağıtmak istiyen jandarmalardan Vahide, mahkum Armia'nın akrabasmdan bir kadm hakaret etmiş ve hemen zabıt tutularak kadm cürmü meşhud mahkemesine sevkedilmiştir. KÜLTÜR tŞLERl Muallimlerin kıdem zamları veriliyor 936 senesinde terfi eden ve bütçe darlığmdan dolayı henüz kıdem zamlarını alamıyan muallimlerin müterakim zamları bugünden itibaren verilmeğe baş lanacaktır. Bunun için bütçeye on üç büı lira tahsisat konmuştur. Zamdan istifade edecek muallimler üç yüz kişidir. 937 senesinde zam gören muallimle rin kıdem zamları için de bir cetvel hazırlanmaktadır. Bu cetvele göre bütçe ye konacak tahsisatla az maaşlı mual limlerin alacaklarından başlamak su retile tevziat yapılacaktır. Küçük kasa hırsızlarî mahkum oldu Bundan birkaç gece evvel Şehzadebaşında dört genc çocuğun Abdülkadirin mahallebici dükkânını soyduklarını ve kasadaki 420 lirayı çalarak kaçtıklarını yazmıştık. Bunlardan yakayı ele veren Abdülcelil, Emin ve Müştak admdaki gencler, nöbetçi cürmü meşhud mahkemesine verilmişlerdi. Daha bu yaştan kasa hırsızlığma kalkan küçük serseri lere aid dava dün neticelenmiş, bunlardan Eminle Müştak ikişer buçuk sene hapse, elebaşı olan Abdülcelil de 4 sene 3 ay hapse mahkum edilmiştir. Asfalt yapılacak yol Tire idman yurdu on bir yaşında Belediye, Şişli Büyükdere asfalt yolunun Şişli tramvay deposundan A yazağa çiftliğine kadar olan kısmım 30 metro genişliğinde açmağa karar ver miştir. Yalnız, depodan Mecidiye köyüne kadar olan sahada istimlâk yapılması lâzım gelmekte ve bunun karşılığı da şimdiki halde hazır bulunmamakta olduğundan işe Mecidiye köyündeki Likör fabrikası önünden başlanacaktır. Fabrika önünden Ayazağa çiftliğine kadar giden yol 30 metro genişliğinde açıldıktan sonra diğer kısmm istimlâki de ya pılarak burası da açılacaktır. Muharrem Feyzi TOGAY Emniyet müdürü geldi VtLÂYETTE Doğum ve vefiyat vukuatı Memleketin en mühim işlerinden biri doğum ve vefiyat miktanm tesbit etmek olduğu ve bu gibi vukuatın muntaza man alâkadar memurlara bildirilmesi tebliğ edildiği halde son zamanlarda bu tebliğat hilâfına hareket edildiği gö rülmüştür. İstanbul Sıhhat ve Muaveneti İçtimaiye müdürlüğü bu emre riayet etmiyenler hakkında bir karar ittihazını Vilâyet idare heyetinden istemiş, Vilâyet idare heyeti bu gibi vukuatı nihayet bir hafta zarfında en yakm belediyelere bıldirmiyen ebelerle doğum alî oyunlarla çok güzel ve neşeli bir gün meliyesile meşgul olan doktorlarm idageçirilmiştir. rei umumiyei vilâyat kanununun 68 inGönderdiğim resim Yurdun kır eğ ca maddesi ahkâmına tevfikan nakdî lencesine iştirak edenlerden bir kısmı ceza ile tecziyelerine karar vererek keynı göstermektedir. fiyeti icab edenlere tebliğ etmiştir. Vesaiti nakliyenin muayenesi Belediyece bütün vesaiti nakliyenin haziran iptidasmda muayenelerine başlanacaktı. Fakat bu sene yapılacak muayeneler çok esaslı ve ciddî olacağı için bu hususta bir talimatname hazırlanmış, Daimî Encümene verilmiştir. Talimat name henüz encümende tetkik edilmekte olduğundan muayeneler temmuz iptidasına bırakılmıştır. Muayene neticesinde birçok hurda otomobil ve otobüsler tasfiye edilecektir. MÜZELERDE Ayasofya mozaikları Ayasofya müzesinin mozaıklarım meydana çıkaran profesör VVittemore, Atinadan şehrimize dönmüştür. Yuna nistandaki tetkiklerini bitiren profesör VVittemore yakında Ayasofyadaki ça lışmalarına başhyacaktır. Bir müddettenberi mezunen Avrupada bulunan İstanbul Emniyet müdürü Salih Kıhc dün şehrimize dönmüş ve Dünden itibaren ortamekteblerdeki işine başlamıştır. tedrisat tatil edilmiştir. Cuma günün den itibaren de liselerde imtihanlara Gazozcularm şikâyeti başlanacaktır. Gazoz imalinde kullanılan ve memleİNHİSARLARDA ketimizde istihsal edilen asid karboni • Avrupadan bir şarab müte ğin kilosu evvelce 22,5 kuruşa satılır ken, asid karbonik istihsal eden fabrikahassısı getirilecek lar son günlerde birleşerek fiatlan 35 Şarab istihsalini fazlalaştırmak için kuruşa çıkarmışlardır. înhisarlar idaresi İzmir ve Tekirdağ şaGazozcular, bunun üzerine İktısad rab fabrikalarını tevsi etmeğe karar vermiştir. Bu münasebetle şarab cinsle Vekâletine şikâyette bulunmuşlardır. rinin ıslahı ve kalitelerinin standardize edilmesi için bu sene Avrupadan bir şarab mütehassısı getirtilecektir. Ortamektelberde tedrisat tatil edildi Cumhuriyet Yeni inhisarlar kadrosu Yeni İnhisarlar kadrosunda ehemmiyetli bir değişiklik yapılmamıştır. Fa kat son şekil alâkadarlara tebliğ edilinciye kadar tnhisar memurlarınm haziran maaşlarımn birkaç gün gecikmesi muhtemeldir. Tire (Hususî) İdman Yurdumuzun on bir yaşma girmesi münasebetile Toptepede 300 kişilik mükemmel bir kır ziyafeti verilmiştir. Ziyafetten sonra muhtelif eğlenceler tertib edilmiş, mil Abone şeraiti Nüshası 5 kuruştur. Hariç Türkiye için için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 1450 > . 750 » Altı aylık 800 » 400 » Üç aylık Yoktur 150 » Bir ayhk