19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 Nisan 1937 CUMHURİYET Austen Chamberlain'den lcalan son ilci makale Yeni deniz ejderleri [Baştarafı 1 inci sahifede] Büyük Harbden evvel bir Ingiliz Alman ittifakı yapılıyordu Fakat Kayzerin balâpervazlığı ve dönekliği buna mâni oldu Von Bulov Kayzer Vılhelm Joseph Chamberlain [Ceçenlerden ölen Ingiliz diplomalla büyük bir hiyanet olmuştu. Bütün bu konuşmalarda Ekkarştain ve nndan Austen Chamberlain «Deyli TeU graf» gazetesi iahrir heyetine birisi Bü Haçfeld müteşebbis vazıyetinde idüer. yük Muharebeden evcel beynelmilel dip~ Her ikisi de bu müzakereler hakkında sılomasinin bazı perde arkası hâdiselerine, kı bir ketumiyet muhafaza edilmesinde diğeri de Baldvtiriin siyasetine dair iki mutabık kalmışlardı. Haçfeld bilhassa makale bıraklığı haber verilmişti. Tarihî Rusyanın kat'iyyen hiçbir şey duymamakıymeti inkâr edilemiyecek olan bu ma sında ısrar ediyordu. Fakat Kayzerin iik kalelerden birincinin ilk kısmını bugüv işi hemen «Sevgili Niko» suna (Rusya împaratoru Nikola) ya bir mektub yazadercediyoruz.] Garvin, «Joseph Chamberlain'in Ha rak müzakeratın tafsilâtmı anlatmak ve yatı» ismindeki eserinin üçüncü cildine Ingilterenin ittifakını reddettiği halde geçen asrın sonunda Britanya hükume kendisinin ne yapacağını bildirmesini ritinin Ingiliz Alman münasebctlerini ca etmek olmuştu. Kayzerin bu hiyanetsağlam dostluğun yeni bir temeline isti kârane vaziyeti İmparator Nikola'nın onu nad ettirmek ve hatta iki memleketi bir tekdir etmesine sebeb olmuştu. ittifakla birbirine bağlamak için sarfetti Kayzerin dönekliği, Bülov'un ği mesaiyi gösteren çok güzel üç fasıl tafrafuruslukları dercetmişti. Son bir tecrübe de, Büyük Britanya Bunlar, yalnız benim noktai nazarım Hariciye Nazırlığmı deruhde ettiği za değildir, herkes bu hususta ittifak etmi}man Lansontaun tarafından yapılmıştı. tir. Öyle zamanlar olmuştur ki Kayzer Fakat bunun da suya düşmesi üzerine In ittifak fıkri kendisıni cezbeder, tahakkuk giltere hükumeti bir ihtiyac halinde Av etmesini bir an evvel görmek isterdi. Farupa kıt'asında kendisini dostsuz bırakan kat tuttuğu yol daima ittifakın tahakku infirad politikasına nihayet vermek için na uymıyacak şekilde bulunurdu. Bu müartık Almanya ile bir uzlaşmaya varılma tehavvül dimağın neler düşündüğünü bir sı imkânsızlığını anladı. Başka tarafa adamm emniyetle görmesi mümkün de db'ndü. Ingiliz politikasınm bu dönüşünün ğildi. Bu devrenin devam ettiği bütün neticesi orta Avrupa meseleleri hakkın müddet içinde Avrupa kıt'asındaki devda Fransa ile ittifak ve bundan sonra da letlerin hepsile birlikte îngiltereye karhemen Rusva ile anlaşmak oldu. şı bir ittifak yapmak ve yahud İngiltere Kaybolan fırsatlar ile yapacağı bir ittifakla Avrupadaki mevkiini tahkim edip müstemleke ve dehLoştain'le Bilov, bir taraftan Büyük nizcilik hırslarmı tatmin etmek şıklarını Britanya, diğer taraftan Fransa ve Rusdüşünüyordu. Bu halin neticesi gerek ya aralarında bir ittifaka varılmasının memleketi, gerekse kendisi için meş'um imkânsızhğına kendi kendilerini kandırolmuştur. mışlardı. Kayserin de faal yardımile In Bahsettığımız zamanda Saizberi, Balgilız Rus münasebetlerini zehirlemek ifur, Devonşair Chamberlain'den Pans çin mümkün olan herfeyi yaptılar. Bu sutaun'a kadar Almanya ile bir ittifak elde retle babamın 1898 senesinde Almanya etmek için çalışan bütün Ingiliz diplo e'çisi Haçfeld'e bazı defa soylediği Franmatları Almanya ile uzlaşmanm ımkân sız darbımeselinin acı hakikatile tefelsiif sız olduğunu takdir etmiş'.erdir. edip durdular. Joseph Chamberlain Kont Bu muvaffakiyetsizliğin en büyük Haçfeld'e «Almanya ile İngiltere ara mes'ulü Bülov'dur. O, kelimenin bütün sında doğrudan doğruya tedafüî bir ittifak akdıne teşebbüsün henüz mevsimsiz manasile mürai idi. Hatıratında da göolduğunu anladım» dedi. O da bu nokta rüleceği üzere yalancı bir şöhretle gururda ittifak ederek bu fırsatın daha sonra lanmıştı. Oynadığı oyuna hâkim oldu ele geçebıleceğini ilâve edince Chamber ğuna kani; sanki Ingiltereye lâzım olan lain Fransızların dediği gıbi «Saadet te şeyi İngilizlerden daha iyi biliyordu. Kendi kendine dalkavukluk yapıyor, vali edemez» cevabım verdi. Imparatoruna yaltaklanıyordu. İşi uzatAlmanyaya üç defa teklif vaki olmuş. mak lâzım olduğunu, İngiltereyi ne ka tu. Fakat her üç defasında da reddolundar fazla bekletirlerse [ve bu arada bile du. Bısmark'ın boş yere o kadar aradığı birşeyler koparmak kabilken] o kadar şey Bülov'un elindeydi. Lâkin Holşta fazla aWaklarını söylüyordu. in'in nüfuzunun inzımamile bunu reddetti. Siyasi hatalar Bu red kararı tarihî bir ehemmiyeti haizdır. Şu İngiltere yok mu? Kendisile uz Babam, müzakere devam ettiği zaman laşmanın zahmete değer olduğu anlaşılında takib ettiği siyaset hakkında malumat ca Almanyanm ilk vereceği işarete koş istiyen birisine «Almanya ile yalnız em ması kabildi. Alman donanmasının ha niyet değil, sulh ta temin edebileceğiz. zırlandığı sırada daimî bir gerginlik muFransaya emniyetimiz olacaktır. Fakat hafaza edilmeliydi. İngiltereyi bir ittifak bu emniyetin yalnız muharebe ile temin e yapılacağına ümid ettirip durdu, ayni zadilmesi mümkün değildir» demişti. manda orlunla yapılacak uzlaşma Al Babamdaki vesaikın de dercile Gar manya için bir mecburiyet tahmil etmc vin'in eseri ilk müzakerelerin tarihini ol meliv.di. dukça tekâmül etrirmekteydi. Babamın Alman donanmasının hazırhğı bittiği hayatına müteallik olan Lord Saizben'nin zaman ise İngiltere Rusya veya Uzak eserinin son cildi neşredilince bunlara ilâ şarkta Japonya ile meşgul olacağından o ve edilecek başka vesaık te bulunabile vakit bir ittifak yapmak için değil, an ceği zannediliyordu. Fakat Alman mu cak hangi vaziyette İngiltereye tecavüz eharreratmın tamamile neşrinden sonra dilmiyeceği şartlan dermeyan edilebileartık müzakerelerin tarzı devamı ve ade cekti. Kayzer, cenubî Afrika muharebemi muvaffakiyetle bitmesi hakkında bu si sıralannda Felemenk Kraliçesine bu gün edinilmiş olan fikirlerin her ne suret nu yazmıştı. O vakte kadar sükut edip le olursa olsun değiştirilmesine ihtimal kal çalışacaklardı. Yalnız bu bile, müzakemamıştır. rede bulunduklan insanların karakterini Baron Ekkarştain'in bu müzakeratın anlamaktan ne kadar âciz olduklannı gösmuvaffakiyetle neticelenmesini samimıyet termektedir. le arzu etmekte bulunduğu hakkındaki Bunlann en esaslı hataları Fas meseGarvin'in fıkrıni ben de kabul ediyorum. lesinin İngiltere ile Fransa arasında bir O vakit Almanyanm Londra elçisi bu ittifakı imkân haricine çıkardığı ve bir lunan Kont Haçfeld'in vaziyeti çok şüp birinden uzak olan Rusya ile îngilterehelidir. Bu, Vilelmistrasse'nin takib et nin uzlaşması kabil olamıyacağı kanaa tiği müzakere tarzının müellim olduğuna ti oldu. Bülov da, Holstain de bu fıkirinanıyordu. Fakat esas itibarile hükume de idiler. İkisine de hakikat haber veriltile ayni fikirdeydi. Kayzer için bir kim dığı halde aldırmadılar. senin kat'iyetle söz söylemesi zordur. Bu Elçi Haçfeld babamla üçüncü mülâ adam öyle bir hilkatte idi ki hiç kimsenin katını naklederken şöyle yazıyordu: emniyetini celbedememişti. İlk icraatı «Chamberlain'in bana söyledikleri a Mesele dönüp dolaşıp gene Fransanın kendi müstemleke memurlarına meram anlatıp anlatamıyacağına geliyor. Hükumetimiz şikâyet mevzuumuz olan işlerin milletlerarası en bitaraf usullerle tetkikini dahi taleb etmiş olduğundan vukuatın müteakib inki?aflanndaki makusiyetlerden bize taalluk edebilecek hiçbir mes'uliyet zerresi dahi yoktur. Büyük Meclisteki izahlarından pek iyi anladığımıza göre hükumetimiz her tedbiri lâyık olduğu ehemmiyet ve nezaket îngiliz noktai nazart ölçülerinde almış bulunuyor. Onun basiLondra 8 (A.A.) Avam kama ret ve hassasiyetine itimad ederek yakın rasında sorulan bir sualc cevab veren yarınlan bütün bir itidal ve sükunetle Eden, Japonya zırhlılara konulacak top bekliyebiliriz. lar çapmm 14 pus olarak tahdid eden YUNUS NAD1 maddesini kabulden imtina eylemesi se bebile ilga edilmiş sayılan Londra deniz muahedenamesine hiçbir kıymet verme mekte olduğunu beyan etmiştir. Diğer bir suale cevab veren Eden, In[Baştarafı 1 inct sahifede] gilterenin mezkur muahedenamenin yeniğunu söyliyenler, kaldırıldığı takdirde den gözden geçirilmesini istemek tasavbundan birçok kimselerin mutazarrır olavurunda olmadığını söylemistir. cağını ileri sürenler, tatbikatta müşkülâta İtalyanlara göre tesadüf edileceği mütaleasında bulunan Roma 8 (A.A.) Dün neşredil lar oldu. Azadan İsmail Şevket, esasen miş olan Italyan Bahriye bütçesi hakkınZabıtai belediye talimatnamesinde birinda Ingiliz gazeteleri tarafından serde ci sınıf caddelerden eşeklerin geçmesi dılmekte olan mütalealar dolayısile Trimemnu olduğu hakkında bir madde bu buna gazetesi, diyor ki: lunduğunu, bu maddenin lâyıkile tatbik «İngilterenin Akdenizdeki hegemon edildiği takdirde matlub neticenin elde yası tarihen sona ermiştir.» edileceğini söyledi ve bu kayıdla teklifin Bu gazete, ilâve ediyor: reddini istedi. «Manş'm öt e tarafında gösterilmekte Uzun müiakerelerden sonra riyaset olan bu heyecanlı asabiyet, îngilterenin makamı, e\rvelâ İsmail Şekvinin red tekliItalya ile olan münasebetlerini istinad etfini reye koydu. Buna celse mevcudunun tırmekte olduğu ruhî, manevî ve siyasî mukaddematın nekadar kolaylıkla kırıla ekseriyeti iştirak ettiyse de gene umumî nisaba nazaran bunun bir ekseriyet ola bıhr şeyler olduğunu göstermektedir. mıyacağı anlaşıldı. îkinci olarak; maz Akdenizde İngilterenin yerine kaim olmağa azmetmiş genc bir devlet ortaya batanın tadil edilmek üzere tekrar en çıkıyor. Dünyanın bütün denizlerinde cümene havalesi teklifi reye kondu. Bundaha geniş bir takım zaruretlere karşı da da ekseriyet elde edilemedi. Nihayet; koymak mecburiyetinde bulunan îngiliz Mülkiye encümeni mazbatasmın aynen ler ıçm bu devletle çarpışmak çok çetin kabulü ileri sürüldü. Buna da pek az kimse iştirak etti. Her üç teklifin de eksebir teşebbüs olur.» riyete iktıran edememesi ve âranın teşetBir delinin yaptıkları tüte uğraması üzerine, bu meselenin te Izmir (Hususî) Aydının Kalfa kö hir edilerek müteakib celsede tekrar müyü civarmdaki derede garib bir vak'a nakaşası karar altına alındı. olmuştur: • Afişaj işleri Buralarda dolaşan Asım oğlu Zeki naAfişaj işleri hakkındaki makam teklifi mında Aydın San'atlar mektebi talebesinden bir genc, çayı geçmek üzere iki üzerine Mülkiye encümeni tarafından çocuğıle beraber dere kenanna gelen tanzim edilen mazbata okundu. Mazba25 yaşlarında Zehranın yanına yakla tada, her nekadar bu işin Belediyeye şarak: geçmesi üzerine yeni bir talimatname vü Çocuğun bir tanesini ben geçireyim, cude getirilmesi lüzumlu görülmekte ise Diyerek kız olan çocuğu almış ve bi de bu de\reye yetiştirmek kabil olamı raz ilerledikten sonra, zavalh kızcağızı yacağından teşrinisani devresine bırakılkaldırıp suya atmıştır. Bunu müteakib ması isteniyordu. Heyeti umumiye bunu geriye dönüp çay içinde kadmı dövme da kabul etti. ğe başlamış ve civardan bazı insanlarm Florya su şehrinin ağaclandırma pro koşuştuğunu görünce, pantalonunu çıgramı hakkında mütehassis Prost'un tankarıp çaya atmış, çalıhklar arasında zim eylediği proje Mülkiye encümenine kaybolmuş, fakat yakalanmıştır. gönderildi ve pazartesi günü içtima edilKadm da, çocuklar da kurtarılmış lardır. Zeknin, aklî hastalığa müptelâ mek üzere celse kapandı. olduğu, evvelce tedavi de gördüğü tesbit edilmiştir. Keçiburluda kar yağıyor ni 35,000 tonu mütecaviz zırhlılar inşa edilebileceğine karar vermişti. Halbuki, bu takdirde, Amerikalılar, Panama kanalının bu tonajda gemılerin geçmesıne müsaıd olmadığına göre, biri Pasıfık denizinde, diğeri Atlantik denizinde iki donanma bulundurmağa mecbur olacaklar ve Japonyaya ancak bu sayede karşı koyabileceklerdir. Birkaç gündenberi, Londrada, hara retli müzakereler cereyan ediyor. Ne İngilizlerle Amerikahların, ne de Japon lann projeleri hakkında resmî hiçbir haber intişar etmemiştir. Ancak, hususî surette duyulan ve emin membalardan alınan haberlere göre, Japonya 45,000 tonluk bir zırhlıyı tezgâha koymuş, 46 ilâ 47,000 tonluk ikinci bir zırhlıyı da ya kında inşaya başlamak üzere bulunmuştur. Bu zırhlılar, 406 milimctrelik top larla mücehhez olacaktır. İngilterenin, tezgâhta 35,000 tonluk iki zırhlısı vardır. Bunlann topları 356 milimetrelik olacaktır. Japonyanın zırhlı inşaatına dair olan yukanki haber ta hakkuk ettiği takdirde, İngiltere bu zırhhlarını 48,000 tona iblâğ edecektir. O zaman, zırhlılar 406 lık toplarla teçhiz edilecek ve 32 mil sürat yapacaktır. İn gilizler, bu suretle dünyanın en büyük zırhlısını yapmakla kalmayıp, inşaatı üç buçuk sene gibi en kısa bir zaman zarfında ikmal edecek yeni bir sistem tatbikına karar vermişlerdir. Bu zırhlıların topla nnda kullanılacak mermilerin beheri 750 kilogram ağırlığında olacaktır. Amerika ise, 1 haziranda, iki ve'bel ki de üç zırhlı inşasma başlıyacaktır. Bu zırhlılar da 45,000 tonluktur ve topla nnın çapı 406 dır. Amerika ile İngiltere arasında rekabet mevzuu bahsolmadığına göre, donanmayı ikiye ayırmağa lüzum görülmemekte ve Birleşik Amerika için yalnız Pasifik cihetinde tehlike mevcud olduğu düşünülmektedir. Panama kanaIma gelince, bu kanalın genişlerilmesine teşebbüs etmek hem uzun, hem pahalı bir ameliyeye girişmek demek olacağından, yeni bir kanal açılması düşünülmüştür. Açılmasına aid her işin daha şimdiden hazırlandığı bu kanal Nicaragua'dan başlayıp San Juan del Sur'da bitecektir. Hatay davamız çetecilikle zayıflatılıu çürütülemez IBaşmakaleden devam] Türkiye Büyük Millet Meclisini haberdar eden hükumet bunlara ve bundan sonra gelebilecek saldırılara karşı şimdilik memleketimiz dahiline maksur olması zarurî tedbirlerini de Büyük Meclise bildirmiş ve herhalde memleketimiz dahilinde asayışin muhafaza olunacağı hakkında kuvvetli teminat vermiştir. Ancak iş bu kadar açığa vurduktan sonra eğer Suriyeden memleketimiz dahiline müsellâh eşkiya çeteleri sevki devam ederse vazıyetın bugünden yarına önüne geçılemiyecek bir vahamet kazanmaktan kurtulamıyacağım açık söylemek lâzımdır, ve zaten bu cihet mes'ul hükumetin beyanatmda çok itidal ve vakarla olmakla beraber asla gizlıkapaklı bırakılmış ta değildir. İç îşleri Bakanımızın izahlan Büyük Mecliste haklı olarak çok derin bir teessür ve infıal uyandırmıştır. Hakıkati halde bu hudud rahatsızlıklan ve hududun ötetarafında bizim aleyhimize olarak yapılan hareketler Hatay davamızın ortaya çıkmasındanberi sistematik bir surette artınlmıştır, ve hâlâ ısrarla onlarm üzerinde yürünülmektedir. Hatay davamızı çetecilıkle zayıflatıp çürütebileceklerini düşünenlerin perişan akıllarına şaşmak lâzımdır. Onlar bu maksadla çeteciliği ıleri götürmekle bilâkis kaş yapalım derken göz çıkarıyorlar. Hatay işi kendi kendine yürümek üzere yolunu almış bir davachr, fakat bu çeteciliklerin sorulacak besabı ayrıca daha ağır olur, ve cür'etkârlannm ısrarları takdirinde nekadar ağır olacağı da bittabi görülür ve görülecektir. Erkekçe ve yiğitçe bir türk sporunun son üstadı Kırk sene evvel kapanmış olan «Tekyei Tirendazan» yani «Ok atıcılar» yurdunda kemankeşlik payesine erişmiş olan Vakkasla bir mülâkat 850 metreye ok atan kemankeş Meşhur Kemankeş okunu yerleştirir ve atmağa hazırlanırken Eşekle nakliyat işine bir türlü karar verilemedi rasında ittifakın kat'iyyen reddi üzerine İngilterenin Rusya ve Fransa ile uzlaşmayı temine uğraşacağmı açıkça işaret ettiğine asla şüphe etmeme imkân yoktur. Eğer bizimle siyasî bir anlaşma elde edilmezse bizim de müstemleke meselesinde İngilterenin feragatte buîunabileceği ü midini kesmemiz icab eder.» Austen Çemberlain Keçıburlu (Hususî) Zürram sa bırsızlıkla beklemekte olduğu yağmur, iki gündenberi fasılalarla yağmağa başlamışken birdenbire kara çevirmiş ve bu sabah kasabamızla civar dağları kesif bir kar tabakası kaplamıştır. Zürraın yüzünü güldüren bu yağışlar neticesi olarak, bu seneki mahsulün de geçen seneki gibi çok bereketli olacağı anlaşılmaktadır. Kapılan kırk sene evTel kapanmış Ok laka ustanın nezareti altında dikkatle çameydanındaki (Tekyei tirendazan) yani lışmak, böylece yaya hâkim olmak ge ilk adile (Aücılar yurdu) nun karakaplı rektİT. Bu sporu seven adam, iyi çalışırsa, sicil defterinde kemankeşlik payesine er yani hergün muntazaman idmanlarına mi$ oldukları yazılı yiğit okçulardan bu devam ederse, iki senede 900 geze ula gün kala kala bir Vakkas kalmıjtır. şabilir. Daha pek çok yaşamasını dilediğimiz Her günkü idmanlarda nekadar bu ok üstadı, aramızdan gitmiş güzel ve ok atması icab eder? yiğitçe bir spor neslinin son ve biricik Yaz, kış, günde hiç olmazsa on mümessilidir. beş dakika meşgul olmalı ve yolile, er Hâlâ yayını ve okunu elinden bırak kânile altı, yedi ok atmalıdır. Biz böyle mamış ve yirmi yaş çağınm dincliğile mü çalıştık, böyle yetiştik.» cehhez görünen Vakkas, kendisini evinde Bu kadar gerili durmağa tahammülü ziyaret ettiğimiz vakit anlatıyor: kalmamış gibi, sert adaleli sol kolun tut« 69 yaşındayım, diyor, buna yu tuğu yay bir hamlede havaya kalkıyor, varlak hesab 70 diyebilirsiniz. Fakat gö sonra yavaş yavaş kabza göz hizasına rüyorsunuz ki, sapasağlamım. Bu kuv gelmek suretile ayar ediliyor. veti, bu sıhhati muhakkak kı altmış iki Vakkas, bir eski zaman cengâveri gibi senedir bir gün bile elimden düşmıyen dimdik, bacaklan, göğsü, kollan, boynu, okuma ve yayuna medyunum. Çünkü her yani çelik gibi gergin, bakışları oku yüzde yüz Türk sporu olan ok atma, yalıyarak karşı sırttaki hedefe saplı. hiçbir sporda tesadüf edilemiyecek şe « Dikkat edin atıyorum!» diyor. kilde vücudün her tarafına faydası ol maktan başka, insanın azmini, iradesinu j Ve sağ kolunu uzatarak, fakat hiç iştıhasmı, hatta neş'esini de takviye eder e'îçlük çekmeden, yorgunluk gösterme Ben ok atmadığım günler hastaya dö den, bu yaştan umulmaz bir kuvvetle çile» yi kendine doğru çekiyor, çekiyor.. Ve bir nerim. Günün birinde yatağa düşsem bile, anda ok yaydan fırlıyor. Tatlı, titrek, yuemin olunuz, gene yayım elimde olacak muşak bir \inggg!.. Ve arkasından yamaçlarda akisleri ve son nefesime kadar ondan ayrılmıyainliyen bir: cağım.» Ya haaak!.. nidası. Ve oturduğu sandalyada, kabzasmı Bu, okunu salıveren okçunun yüz yılsağ dizine dayadığı, üzeri boydan boya, lardır, bir an'ane şeklinde tekrar ettiği Mücellidbaşı Ragıb Efendinin arabesk nağmedır. nakışlarile süslü eski ve kıymetli bir yayı Ve meşin ok mahfazası (kubur) ungererken devam ediyor: dan birkaç ok daha alıyor, birbiri ardı « Bu sporun faikiyetlerinden biri de sıra, ayni noktaya atıyor ve isabet etti zaman ve mekânla mukayyed olmama riyor. Bidır. Her zaman, ne futbol gibi saha, Okları saplandıkları yerlerden toplane yüzme gibi havuz, ne koşu gibi yol, mağa giderlerken, Vakkas gene sandal ne meydan, hayır bunun mevsimi bile yasma oturuyor ve bir değneği kırmağa yoktur. Gece, gündüz, yaz, kış, dilediğin uğraşır gibi yayı iki ucundan tutarak ditaatte, dilediğin yerde ok atabilirsin. zine dayıyarak gevşetiyor: Size, demin, yatalak olsam bile oku« îş bitince yayı gergin bırakırsa mu bırakmam dediğim zaman mubalâğa nız alâstikiyetini, kuvvetini kaybeder. Bu etmedim. Çünkü bir odada, yatakta bile sebeble onu gene gevşetip kılıfına koy pekâlâ ok atılabilir.» malı.» Şimdi bir delikanh çevikliğile ayağa Hakkımızda gösterdiği nezakete ve kalkıyor. Şişkin pazularının altındaki sert katlandığı zahmete teşekkür ederken, kollarını uzatıyor ve elindeki gergin yayı ok üstadmdan, eski Okmeydanından ve gösteriyor: orada okçulann yaptıkları merasimden « İşte iyice kavrıyabilmek için mu de bahsetmesini rica ediyoruz. şamma şerid saTarak avucladığım orta « Hay hay..» diyor ve anlatıyor. yere kabza derler. Yaym gövdesi; gör Fakat müsaade edin de, bu bahsi de düğünüz gibi iç tarafı tahta, dış tarafı başka bir güne bırakalım. boynuzdur. Bunları yapıştırmak için de KANDEM1R Tunada çıkan bir nevi balığın kılçıkla rından istihsal edilen tutkal kullanılır. Yayı geren ipekten mamul ipe ç!le deriz ve şu sol bileğime takılmış üstü işlemeli meşin bileziğin başparmağımın hizasına oturttuğu fildişi yatağa siper, ve başpar[Baştaraîı 1 inci sahifese] mağıma geçmiş fildişi yüzüğe de zeykir denir. Nihayet, şu, ucu sivri arka tarafı ihsas ve Fransanın şimdi, Almanyada tüylü, iki buçuk dirhem ağırlığmdaki in Hitler iktidar mevkiine gelmeden önceki vaziyette olduğunu ilâve ediyor. cecik tahta çubuk ta oktur. Matbuat, Fransada fiatlarm arttığı ve Her yay ve ok böyle midir? bunun doğrudan doğruya ekonomik bir Esas budur. Fakat muhtelif ne vileri vardır. Meselâ talimde kullanılan felâkete müncer olacağı hakkında D. N. lar, muhtelif mesafelere göre olanlar, hat B. ajansı tarafından verilen haberleri de ta ustalarınm meharetine göre şekilleri neşretmektedir. Ruhrarbeiter gazetesi, demokrat memdeğişenler vardır. Bilhassa harb yayları leketlerdeki amele vaziyetini Almanyave okları büsbütün başka türlüdür.» daki vaziyetle mukayese ederek diyor O zaman bir yay kaça alınırdı? ki: Cinsine, ustalığına göre elli ku «Grev dalgalan, fırtınanm mukadderuştan iki liraya kadar yay vardı. Ok mesidir. Almanyada ise fiatlar ve ücretlar da beşer kuruşa satılırdı. Siz nekadar mesafeye atabilirsi ler istikrarlıdır.» Havas ajansı, bu iddialara istatistik niz? lerle cevab vermekte ve dünyadaki sos 1250 gez, yani 825 metroya. Zaten bu rökordur. Fakat yazmış oldıı yal hareketlerinin Alman kütleleri üze ğunuz gibi kemankeş olabilmek için 900 rinde tesirsiz kalmadığını bildirmektedir. Rote Erde gazetesi ise, endişe göste gez atmak lâzımdır. Ben ilk defa 12 riyor. İş cephesi hitab ve müracaatlerinin yaşımda iken bu mesafeye atmıştım. 900 ü bulmak için nekadar çalış sayısını artınyor. Çünkü buna ihtiyac görüyor. Bundan başka, resmî bir tebliğde, mak lâzımdır? Bu, nihayet bir istidad, kabiiiyet amele unsurlarile birlikte hareket ettikleve azim meselesidir. Yay kullanmak ta ri için «Ren» de yedi papazm mahkemerifle öğrenilmez. Hele ilk zamanlar mut ye verildiği bildirilmektedir. 4 Fransa Almanya arasında yeni bir gerginlik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle