Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 Nîsan 1937 CUMHURİYET HATAY İNSAN AVCISI Amenkalı mil yarder Vıllers: Hayır, bu dünyanm en meş hur avcısı benim! Diye haykırdı. Çiftlik kâhyası Da niel ise itıraz ederek kendıni ileri sürdü. O zaman Val lers: Eh, dedı, bakalım görürüz! Ne zaman göreceğiz? Hıç §üphesiz avlanmak için kıraladığınız bu a daya hayvanat bahçelerine ısmarladığınız valışi hayvanlar vâsıl olduklan za man.. Hiç te değil, onlar gelmezden evvel.. O halde kuş veya tavşan avlıyarak mı, dünyanın en meşhur avcısı olduğunuzu isbat edeceksiniz! Ne münasebet.. Ben vahşi hay vanlardan bir kat daha beter birşey avlıyarak avcılıktaki itiraz kabul etmez ıreharetimi cihana tasdik ettireceğim. İki adam birbirlerine biraz kızgın aynlarak yatmıya gittiler. Çinli uşaklar da onlann yattıklarını görünce ayaklannm uçlanna basarak odalanna çekildiler. * * * Çiftlik kâhyası Daniel ertesi gün u yandığı vakit başında müthiş bir ağn, midesinde dayanılmaz bir ağırlık, belinde ıztırab verici sızılar hissetti. Bir müddet kendine gelemedi, nerede olduğunun farkına varamadı. Yalnız bildıği bir şey varsa o da yatağında olmadığı idi. Yahu, rüya mı görüyonım acaba? Diye söylendi. Hayır.. Pekâlâ ırya nıktı. Yakındaki su membaınnın şırıltı sı ona başmı suya daldırmak arzusunu verdi. O vakit aklını başına toplar gıbi oldu. Tuhaf şey, diye mmldandı, acaba ben uykuda gezme hastalığma mı tutuldum! Lâkın uzun müddet düşünmesine nacet kalmadı. Gbğsüne ığnelenmiş olan bir kâğıd parçası ona bütiin sırları faşetti. Mılyarder Villers puslayı bizzat kendi yazısile şu şekılde doldurmuştu: «Azizım Daniel, ben sana kendimin, dünyanın en meşhur avcısı olduğumu tasdik ettirmek istedım de razı olmadın. Onun için bunu isbat etmek mecburiyetini duydum. Seni dün gece kloroform ıle uyutturarak buraya naklettirdim. Henüz vahşi hayvanlarım gelmedıği için benim ne avlıyacağımı merak edıyordun. Ben seni avlıyacağım dostum. Sakın gözüme görünme.. Belki bir meseleden şikâyet edeceksın. Kendım gıbi sana da bir silâh vemeli idım. Bunu muvafık bulmadım. Fakat kendini vahsi hayvanlar gıbi yalnız tırnaklarınla müdafaa etmekhğini daha münasib gördüm. İmza: Villers» Çiftlik kâhyasımn vücudünden baş tan aşağı bir ürperme geçti. Bu bir şaka değıldi. Mılyarder söyledıklerini yapa cak kadar zalım bir adamdı. Ayni za manda da müthiş bir atıcı idi. Eyvah, elımde hiçbır silâhım yok.. Imdadıma da kimse gelmıyecek! Haki ÎTAHATICKJ Fildişi sahili Afrikada Gine korfezındeki «Füdişi sahili> denilen yere denizden gelinen vasıtalarla kolayca yanaşmak mümkün Atatürkün elini Tutarak durdu Hatay!.. Bahtımn temeiini Bu yüzden kurdu Hatay!. Uzaktan bekler bizl, Seyreder Akdenizi!.. Hasretle kalblmizi Yaktı, kavurdu Hatay!.. Dönmez bu yoldan geri, Hergünden daha diri!.. Vurdukları zinciri Yere savurdu Hatay!.. * Başkasına başeğer Bizden başka milletler!., Türk olmasaydı eğer Esir olurdu Hatay!.. * II Çocuk portreleri katen yumruklarrmla kendimi müdafaa edebıleceğim! Tek ümidı ormanda gizlenmek, ağaçlann üstüne çıkarak mılyarderin gözüne görünmemekti. Çünkü Çinli uşaklar da efendılerınin dayağından korkarak kendisine yardım edemiyeceklerdi. Daniel uzakta ufak bir hışırtı duyduğu için hemen yere kapanıp uzandı. Gözleri fıldır fıldır dönüypr, kendisini mü dafaa edecek bir silâh anyordu. Süriine sürüne yüriirken eline ancak sivn, uzun ve ağır bir taş geçirdi. Heyhat. Mükemmel bir tufeğe karşı bununla mı korunacaktı? Hışırtı kesildi. Ortada kimse görün medi. Lâkin, bu heyecan saatlerce devam etti. En küçük bir gürültüde Daniel yere kapanıyor, kulağını toprağa koyup gürültünün geldıği yeri tayine çalışıyor, neticede hiç kimse görünmüyordu. Alçak, dedi. Beni heyecan ve açhktan öldüreceksin! Birden zıhnmde bir şimsek çaktı. Yerde sürüne sürüne köşke doğru yol al mağa başladı. Milyarderin gelmesi ih t'mali olan cihetin aksi istikametten ilerliyordu. Her ilerleyişinde birdenbire Vıllers'le karşılasacakmış gibi korkuyor, çekıniyordu. Çok şükür, kimse ile karşılaşmadan köşke yaklaştı. Yemek odasının penceresinden içeri baktı. Çinhler geceden kalma sofrayı henüz toplamamışlardı. Hemen içeri atladı. masanın üs tünde duran rosto kesmeğe mahsus bıçağı yakalıyarak kapının arkasına saklandı. Çünkü Villers'ın de oraya gelmekte olduğunu pencereye fırlattığı yarım bir nazarla görmüştü. Mılyarderin ayaklannm patırdısından onun salona doğru yüriimekte olduğunu anladı. Yol kecelerinin üzerinden sessizce takıb etti. Villers tüfeği omzunda kendi kendine söyleniyordu: Eh doğrusu pek çok heyecan veren bir av partisi.. Fakat herifi bıraktığım yerde bulamadığım gıbi, bir türlü de ele geçiremedım! Daniel arkadan üzerine atılıp milyarderin kollarını yakaladıktan sonra şakağına kurvetli bir yumruk vurarak onu bayıltmak istedi. Milyarder yere düşmüştü. Çiftlik kâhyası: Villers, diyordu, ben senin gibi değilim, bak elimdesin amma, gene öldürmek istemem. Milyarder saçma sapan söylenmeğe başlamıştı. Daniel çekıp indırdıği perde ile onu tecavüz edemiyecek bir hale getirdi. Çinli uşaklar da ötedenberi fena muamele gördükleri için ümıdınin hılâ fına kendisine yardım ettıler. Yakın a dalann bırinden getirilen doktor onun çıldırmıs olduğunu söyledi. Zavallı deli Los Angelesteki hususî tımarhançye gonderildi. Atatürk her saniye Bakıyor ileriye!.. «Bizi de kurtar...» diye, Ona başvurdu Hatay!.. * Korkma... Bahtı parlaktır, Istiklâl ona haktır!.. Elbet kurtulacaktır Türkün b'z yurdu Hatay!.. N. R. değildır. Dalgalarm vucude getirdıkleri kumdan yüksek tepecıkler her türlü gemi, sandal ve vapurların kenarla tenas etmelerme mânı olmaktadır. Bu tepecıkler, dığer taraftan ilk gelen Jalgaların orada geri dönmesine, fakat arkalarından onları takıb edenler netıcesı deniz sularınm bırer dağ şeklinde bunları atlıyarak muthı§ bır süratle kıyıya hucumlarına ve orada çatırtılarla r kırılmalarına sebebıj et vermektedır. Bereket versm, orada denızle meşgul olmayı adeta bir eğlence telâkkı eden |merakh $eyler{ Kaplan ve yılan Cava adasımn merkezi Batarya şehri civarında Buıtenzorg hayvanat bahçesınde seyircılere demir bir kafes içerismde gayet garıb bır manzara gosteril Şu küçük Izlandalı yavruya bakı n, babasının avladığı Morina balığtnt nasıl hayretle seyrediyor. Bilmeceyi çözenler Kru'lar kabılesı oturmaktadır. Bunlar Pırog denilen büdığunız kayıklarla vapurlara yanaşıp eşyaları meharetle çıkanrlar. Baştan aşağı çırçıplak gezdıklerı için hareketlerinde büyük bır hurrıyete sahıbdırler. Kenarda duran kabıle sıhırbazının emırlerıne gore hareket ve sıhırbazın denızlere ve dalgalara hâkım olduğunu zannederler. Halbukı sıhırbaz manevî bır kuvvet gostermek değıl, yalnız dalgaların vazıyetını dıkkatle takıb eylıyerek bu kolaylığı temın 3der. Bazan pıroğlar alabura olarak de\Tilır. Fakat içlermde öyle guzel yüzuculer vardır kı bır damla eşyanın kaybolmasma meydan bırakmadıkları gibi eğer sandalların içmde A\rupalılar varsa onları da omuzlarında karaya çıkarırlar. Istırabının sebebi Bılmeceyi doğru çözenlerden bıze fotoğraf gdnderenlerin resımlermi basmıya devam ediyoruz. Fakat burada resmı çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat kazananlarm ısimleri her ay neşrolunan büyiık listede çıkar. Soldan sağa sıra ile: 1 Burdur Gazı caddesi Tekkeli sokak 9 numarada Aslan Ilden. 2 Trabzon postane yanmda Mü ezzin sokak 6 numarada Sıdıka înaru 3 Sultanselım Cumhuriyet Kız lisesi Muhterem Aral. 4 Haydarpaşa lisesi 985 Hüseyin Kozlubel. 5 Kumkapı orta okul 930 Alâeddin. 6 Eskışehır Sakarya caddesi 10 numarada Muhıddm Ali. 7 Beyazıd Parmakkapıda 108 numarada Nureddm Üstündağ. 8 Bursa Demırtaş okulu 306 Hay Anneciğim, hö . hö' rıye. Ne var yavrum, ne ağlıyorsun? 9 Lüleburgaz diş doktoru Bürhamn Hocam hasta... kızı Zerrin. Hasta ise, yakında iyi olur inşallah! 10 Bozüyük birinoi ilk okul 78 Zaten, çarçabuk iyi olduğu için ağNecati. lıyorum ya! 11 Ankara îç Bakanlığı Mahallî 1dareler Köycülük direktörü Bahanm kızı Türkân. 12 44 üncü ilk okul Yıldız. 13 Eskişehir lisesi 1360 Celâl Bozoğlu. 14 Yalova Kılıçköyü okulu Tekın Türker. 15 îzmit orta okul 718 Mükerrem Ozataç. 16 Çankın orta okul 348 Kenan. 17 Beyazıd Külhan sokak 10 numarada Müjgân. 18 Afyon Namık Kemal ilk okulu 236 Şevki. mektedir. Bu manzara şudur: Müthiş bır kaplanla bua yılanı bır arada.. Fakat o bırleşme mahsus yapılmış değildır. Bua yılanı yağmurlu bır gecede ormandan gelerek kaplanın kafesine gırmiş ve orada kalmıştır. Kaplan önce biraz endışeli görünmüş, sonra yenı arkadaşma o kadar alışmıştır kı, muhafızlar tabıatte birbırme düşman olduklan halde bu kafes içınde yekdığerıne muthış ısman iki hayvanı beraber bırakmak mecbıiriyetinde kalmışlardır. Ç Nîsan bulmacası ) Hayvanları tanıyalım Sırtlan ve pars Hayvanat âlimleri hayvanlar arasmda «vahşi kedıler» diye bir sınıf ayırıyorlar kı: Kaplan, sırtlan, jagar ve saır isımlerle amlanlarla bizim bahsedeceğımiz pars ta buna dahildır. Pars ve sırtlanlar bılhassa, Afrikanm ve Asyanın her tarafmda yaşarlar. 6000 metro yükseklığe kadar dağlık ıkhme Hesab dersinde.. Hoca kara tahta üzerme yazıyor: 12.3 Ve küçük Sadıye hıtaben: Söyle, bakalım yavrum, diyor, şu muadelemn noksanı nedır? Futbolu oynamış olan iki takımın ısimleri eksık. Hoca ile münakaşa NasıJ oğlum mektebde derslere dikkat edıyor musun? Tabıî babacığım. Arasıra mühım mevzulara dair hoca ıle münakaşa ettiğin oluyor mu? Oluyor!.. Pekı. ekseriya kim haklı çıkıyor? Ben haklı çıkıyorum. Nasıl olur? Basbayağı.. Ben münakaşayı zihnen yapıyorum. Hocanm bundan haberı yok ki... Küçük Güner Arda dayanırlar. Lâciverd ve parlak tüylerıle buzlar arasmda müthiş tezad teşkıl ederler. Kül renklı Cava parsları ise pek yırtıcı olurlar. Dişi pars yalnız ormanlarda yaşar. Yaban domuzu, geyık ve saire gıbi buyük avlar bulamazlarsa kuşlarla geçinirler. Insana nadiren hücum ederler. Fakat sade insan yemeğe alışmış olanlar da vardır. Meselâ Hındistanda tek bir sırtlanın ıkı sene zarfında 200 kişiyi parçaladığı görülmüştür. Şu, yukarıki harfleri münasib şekilde sıraya dizerek vücude getıreceğmız iki kelıme ile bu iki kelimeyi görür görmez ne hatırladığınızı bize bildirıniz. Mektublarınıza harflerin gazetede çıkmış parçasmı da ilâve edinız. Bu bulmacayı doğru halledenlerden birinciye 10, ikinciye 7,5, üçüncüye 5, dördüncüye 2,5 lıra takdim olunacak ve dığer yüz kışiye münasib hedıyeler verilecektır. Cevabların nisan nıhayetine kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi> adresine gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar hediye alamazlar. Doğru halle denlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de gazeteye basılır. Bir dalgınlık Şubat ve Mart bulmacasında hediye kazananların isimleri yarınki nüshamızda neşredilecektir.