Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 28 Mart 1937 Şehir ve Memleket Haberleri Tarihf tefrika : 71 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Siyasî icmal Belgrad muahedesi elgradda İtalya Haricîye Nazîn Kont Ciano ile Yugoslavya Başvekili ve Hariciye Nazın Dr. Stoyadinoviç arasında imzalanan sekiz maddelik siyasî ve iktısadî muahede ile iki komşu devletin münasebetleri yenî ve sağlam esaslar üzerine kurulmuştur. Herşeyden evvel bu muahede ile Yugoslavya, İtalya Kralını Habeşistan İmparatoru olarak ta beynelmilel bir vesika ile tanıdı. îtalya için bunun nekadar büyük bir cemile olduğu aşikârdır. Muahedenin başlıca siyasî esaslanndan biri ademi teca\üzdür. İki taraf yekdiğerinin kara hududlarile Adriyatik denizindeki sahil ve adalannı kat'î olarak tanımışlar ve bunlara hiçbir suretle tecavüz etmemeği ve başkalan tarafından tecavüz vuku bulursa bunlara herhangi suretle yardım etmemeği taahhüd etmişlerdir. Yani meselâ herhangi bir devlet orta Avrupada veya Balkanlarda Yugoslav topraklanna yalnızbaşına yahud bulacağı müttefiklerle beraber hücum edecek olursa İtalya kendisine ne doğrudan doğruya, ne de bilvasıta yardım etmiyecektir. Diğer taraftan İtalya ile Fransa arasında herhangi bir sebebden dolayı bir harb çıkacak olursa bu harbde ister îtalya, ister Fransa mütecaviz sayılsın, Yu goslavya Fransaya askerî re siyasî bir ittifakla bağlı balunmasma rağmen en küçük bir yardımda bulunmıyacaktır. Hatta Fransanm orta Avrupadaki diğer müttefiklerine bile bitarafhğı tatbik edecektir. Bu suretle İtalya bir gün Fransa ve İngiltere ile Ahdenizde yahud Fransanm Alp hududlarmda harbedecek olursa ve bu harbde kendisine Almanya bile yardım eylese Yugoslavya Fransa ve İngiltere için parmağını bile oynatmıyacak ve İtalya gerek orta Avrupadaki kara hu dudları, gerek Adriyatik denizindeki bahrî cephede arkasından emin buluna caktır. Avusturya üzerinde ve alelumum orta Avrupa hakkında Almanya ile uzlaşarak bu cihetten arkasını iyice sağlamlaştırmış olan İtalya şimdi de Yugoslavya ile yaptığı anlaşma ile karada arkasını bir kat daha temin ettikten başka deniz cihetinden de şarktan arkasını her ihtimale karşı tahkim etmiş oluyor. Ayni şekilde Yugoslavyanın Bulga ristanla ebedî dostluk muahedesi akdetmiş olması orta Avrupada ve Balkanlardaki müttefikleri tarafından memnuni yetle karşılanmıştır. Yalnız Fransa, îtalyanın kendisine karşı serbest bırakılma sından dolayı gayrimemnundur. Belgrad muahedesinin diğer mühim bir esası da istişaredir. Şöyle ki Yugos lavya ile İtalyanın müşterek menfaatlerini tehdid edecek surette beynelmilel ahvalde kanşıklık ve vahim ihtilâtlar vukuunda her iki devlet müşterek menfaatlerini korumak için alacaklan tedbirler hakkında istişarede bulunarak mutabık kalacaklardır. M'jahedenin bu maddesi iki tarafın müşterek menfaatlerini birlikte müdafaa edeceklerini anlatmaktadır. Belgrad muahedesinin diğer siyasî maddeleri, aralannda hiçbir zaman silâh ve harbe müracaat etmiyeceklerine ve birbirlerinin toprağında yekdiğerine karşı siyasî mültecilerin fesad ve harekâtta bulunmalarına müsaade edilmiyeceğine dairdir. Bu taahhüdler evvelki maddele rin tabiî birer neticesinden başka birşey değildir. îtalyan Yugoslav muahedesinin iktısadî maddeleri de çok mühimdir. Arala rmda mevcud ticarî eşya mübadelesinî artıracaklar ve geniş mikyasta iktısadî birlikte çalışmak üzere hususî bir anlaş ma yapacaklardır. Hulâsa Belgrad muahedesi on üç senedenberi Avrupanın sulhunu tehdid eden İtalya ile Yugoslavya arasındaki zıddiyeti ve itimadsızlığı sıkı bir teşriki mesai ve emniyete kalbetmistir. Lâiklik hakkında bir konferans Arkadaşımız îh san Arif Gökpınar. dün akşam Beyoğlu Halkevinde laicisme mevzuu üze rinde bir konferans vermiştir. Büyük ve güzide bir kalabahk tarafından dinlenen bu konferansmda, Sadrazam Padişaha kaf a tutuyor Dün, Beyoğlu Halkevinde güzel bir toplantı yapıldı Kanunî ona şu ihtarda bulundu: «Ben ancak îhsan ederim, dilediğime hazineler ve dilediğime ülkeler verirîm» Türk gençliğinde havacılık aşkı artıyor G. Saray lisesi talebeleri beş plânör yapıyor, Şişli Terakki lisesi talebeleri de Türkkuşuna giriyorlar Konleranst veren "kadaşımız, alelu arkadaşımız İhsan mum milletler araAnf smda lâiklik cereyanınm nasıl doğduğunu, din ve devlet müesseselerinin birbirine girift olduğu zamanlann fena vaziyet ve tezahürlerini, din müessesesinin, dinî temayü' ve an'anelerin devlet ve millet işleri üzerindeki fena müessiriyetini, lâiklikte ise Tayyareci Şakir Hazım Şişli Terakki Lisesinde verdıği konferanstan sonra talebenin suallerine cevab vertyor din işlerile dünya işlerinin biribirinden aynldığını, devlet teşkilâtının, her rürlü diTayyareci Şakir Hazım tarafından dan muallimlerinin nezareti altında ya nî mülâhazalar ve tesirlerden âzade bir talebelere verilen konferanslardan dör pılacaktır. surette asnn ve zamanın ihtiyaclanna gö düncüsü dün Şişli Terakki lisesinde kaKonyalı gehcler de bir Türhkaşu re idare edildiğini izah etmiştir. labahk bir talebe kütlesi huzurunda veistiyorlar İhsan Arif, tarihde din meselesinin ge rılmiştir. Şakir Hazım, plânörle uçan bir Konya (Hususî) Türkkuşunun çirdiği safhalan ve bu müessese ile lâik kımsenin 20 dakika sonra tayyare kullanKonyada bîr şubesi bulunmamakla beralik taraftarları arasında geçen mücade leleri anlattıktan sonra islâmhk ve laicis ması kabil olduğunu söylemiştir. Talebe ber bu şubenin açılması için lâzım olan me meselesini tahlil etmiş ve bu dinin ilk arasında büyük bir alâka ile karşılanan faaliyet te yok değildir. Bilhassa kız ve kurulduğu zaman hürriyeti vicdan esası konferans bittikten sonra talebeler tayya erkek orta okullarile lise talebesi Türkna istinad etmiş iken, Peygamberden son recinin etrafını sararak uçmak arzusunda kuşuna karşı büyük bir hayranlık ve hasra hocaların elinde bu prensiplerin tama olduklannı, kendilerine bu fırsatın biran ret duyuyorlar. Türkkuşuna kaydolunmak şartlan a men inhilâle uğradığını ve dinin uydur verilmesini dört gözle beklediklerini söylemişlerdir. Mekteb talebesinin hemen rasında orta tahsili bitirmiş olmak vardır. ma ve kötü bir takım hurafat ve an'anelcrle tağşiş edildiğini anlatmış ve Türk hepsi Türkkuşuna yazılmağa karar ver Konya ise bu bakımdan çok zengin bu lunuyor. Daha şimdiden yüzlerce kız lerde lâiklik hakkında mevcud âdet ve mişlerdir. ve erkek ortamekteb mezunu hazırlan prensiplerden bahsederken şöyle demiş Galatasaray talebeleri beş İnceğiz, Kabasakal, Hedikli, Karlı, tir: mıştır. plânör yapıyor Ahmedbey, Hamza köyü, Hasköy menOrta Anadolunun bu en mühim mer« Türkler, ta eski devirlerden iti Galatasaray lisesi talebeleri arasında kezinde bir Türkkuşu şubesi açılması, zilleri bu şekilde geçildi, Edirneye va baren lâik idiler. Lâik kelimesinin bizde rıldı. Hünkâr, gecelerini nedimile ve halk dılinde lâyık şeklinde telâffuz edil havacılığa karşı gösterilen alâka üzerine Türkkuşunun propagandası için de müGritti ile gülüp eğlenerek, gündüzlerin diğini işitiyoruz. Bu bence hoş bir bu bu mekteb talebelerine mahsus beş plâ him bir fırsattır. Türk Hava Kurumude ordunun yeri, gökü biribirine katan luştur. Çünkü, Türke lâytklık kadar lâ nör inşası kararlaımıştır. Plânörler mek nun Konyadaki istidad ve kabiliyeti ih ahenkli ve azametli akışına uyarak geçi yık olan bir sıfat bulunamaz. Çünkü tebin lâboratuarlannda talebeler tarafın mal etmiyeceğini ummakta çok haklıyız. riyordu. Fakat eline sunulan her kadeh Türk hür yaşamak, hür ölmek ister.» te Hurremin dudaklanndan aldığı sekri, DENtZ İŞLERİ Arkadaşımız, konferansını şu sözlerle ŞEHİR İŞLERİ kulağına dökülen her nağmede gene onun bitirmiştir: sesindeki sihri hatırladığı gibi ordunun Marmara mıntakasmdaki Hususî otomobillere durak « Türkler büyük fikrî bir tekâmül ihtişamını seyrederken de yâncanmm deniz nakliyatı yeri kalbe diz çöktüren ve ruhu ayağa kaldı eseri olarak din ve devlet işlerini biribiGümrük ve Inhisarlar müsteşarL Adil Hususî otomobillerin cadde üzerlerinrinden ayırmışlardı. Bunu böyle yapmı ran güzelliğini tahayyül ediyordu. yan Osmanlı İmparatorluğu bu hatasının Okuldaş şehrimizdeki tetkiklerme de de beklemeleri seyrüseferi bozduğu için Bununla beraber vazife kaygusuna da vam etmektedır. Adıl Okuldaş nezdinde bunlara muayyen mmtakalarda durak cezasını çok acı bir şekilde çekti. büyük bir bağhlık göstermekten geri kalLiman Umum müdürü Raufi Manyas, yerleri gösterılmesine karar verılmıştır. Atatürk, büyük ve eşsiz inkılâbları Umum müdür muavini Hâmid Sara Seyrüsefer şubesi bu hususta tetkıkat mıyordu. Istanbulda bazan aşk, bazan da zevk lehine bozulan hissî muvazene arasında Türk milletini bu derdden kur coğlu, Gümrükler Başmüdürü Mustafa yapmaktadır. Durak yerleri tesbit edilsini Hurremden ayn kalmaktan ileri tardı. Bu suretle, Türk tarihinde hakikî Nurinin iştirakile bir toplantı yapılmış dikten sonra hususî otomobiller sahibgelen bir ıztırar ile şimdi vazife lehine ve mutlak laicisme Atatürk devrinde ve 1 nisandan itibaren tatbikına kat'î lerini ancak buralarda bekliyebilecektemin etmeğe çalışryordu. Ordunun o başladı ve Türk milleti Hürriyeti vicdan olarak karar verilen Marmara havzası lerdir. harici deniz nakliyatı gümrük sistemisonsuz kudretine uygun, Türklük şere denilen nimete onun elile kavuştu. Sal Yol parası gene 6 lira nin İstanbul limanmdaki tatbikatı ve fine yakışır bir nizam ve intizam içinde 937 senesi yol vergısi gene altı lira oltanat müessesesinden bir müddet sonra yeni yolcu salonu meseleleri üzerinde yürümesini emel edinmişti. Hatta bu emak üzere tesbit edilmiştir. Birinci takTürkler için hiçbir mana ifade etmiyen jörüşülmüştür. melle de iktifa etmiyordu, ordunun yalsit haziranda, ikinci taksit teşriniev\relYeni sistem, şimdilik Marmara mınnız kuvveti değil, adaleti de temsil ettir hilâfet müessesesi de ortadan kaldınldı. takası için tatbik edilecektir. Fakat de tahsil edilecektir. Geçen seneki yol iiğini halka hissettirmek istiyordu ve her Bizde dinin devlet teşkilâtı içine sokulmuş Marmara mıntakası için de bir talimat vergisini vermiyenlerin de bu mükellekonak yerinde divan kurarak sağdan, eserlerinden olan Şer'iye ve Evkaf Ve name hazırlanmıştır. Marmara limanla fiyeti bedenen ifa etmeleri için emir veoldan gelen davacılan dinleyip âdil hü kâletlerile şer'iye mahkemeleri ilga edil rında gidip gelecek dahilî ticaret eşyası rilmiştir. Bir listesi yapılarak yollarda çalıştınlmak üzere sevkedileceklerdir. '•^ümler veriyordu. di. Teşkilâtı Esasiye kanunundaki (Tür hiçbir gümrük muamelesine tâbi olmıÇöplerin denize atılması Kuvvetini ordunun kudretinden aldı kiye devletinin dini dini islâmdır) kay yacaktır. ğını düşünerek hükümlerinde sert ve çok dı da çıkanlarak yeni devlet tamamen MALİYEDE meselesi sert davranıyordu, kılıc gibi amansız ha âik esaslara istinad ettirildi. Cumhuriyet Çöplerin denize atılması isi üzerinde Maliye tahsil şubeleri için reket ediyordu. Edirnede bir para suiisBeledıyece tetkıkata devam olunmakTürkiyesinde lâik esaslann hâkim olması yapılan bina timalinden dolayı divana getirilen Kızıltadır. Emrin süratle tatbikına geçilmek ağaç yenicesi kadısile hatibini de, hep milletimizin mucize\î terakki hamlelerinDefterdarlık, maliye tahsil şubeleri üzere tedbirler alınmaktadır. Bilhassa bu düşünce ile, kısa bir sorgudan sonra de müsibet tesirler yapmıştır. Atatürk, için yeni bina yaptırmağa başlamıştır. Iodoslu havalarda çöplerin gerıye gelastırmış ve hükmün şiddeti önünde belin Türk milletine, en tabiî haslet ve vasıf o İlk olarak Sulumanastırda bir bina in memesi için bunlar çok uzaklara atılacaktır. leyen Ibrahim Paşaya şu sözleri söyle lan lâiklıği vermekle dünya tarihinde in şası münakasaya konulmuştur. mişti: sanî zaferlerin en büyüğünü kazanmış (Arkast var) tır. Türk milleti, bu sayededir ki terakkî imkânlanna, vicdan hürriyetine, te fekkür serbestisine, bir kelime ile bütün IBaştarafı 1 inci sahijese] Hazretleri hemen her gün Atatürkten manevî hürriyet ve haklanna sahib ol Bana memleketimiz hakkındaki intıbaıa bahsetmiş ve bize onun yüksek meziyetmuştur. Aziz arkadaşlar, işte bunun içinrını şöyle anlattılar: lerini öğretmişti. Kendilerini tanımış ol« Bugünün Türkiyesi hiç şüphe yok mak bahtiyarlığma kavuştuğumuz zaman dir ki, Atatürkle nekdar iftihar etsek, ki bütün dünya memleketleri içinde bir ıntibalarımız bir kat daha kuvvet buldu onu nekadar sevsek azdır.» çok bakımlardan en enteresan bir üike ve böyle büyük bir şerefe mazhariyetin Arkadaşımızm derin bir alâka ile dindir. Türk inkılâbı başlıbaşına tetkike v ne büyük bir saadet olduğunu anladık. lenen konferansı uzun uzun alkışlan örnek alınmağa değer bir kıymet taşımak Başlannda asırların yetiştiremiyeceği kamıştır. tadır. Biz Türkiyeyi buraya gelmedeı dar yüce ve kıymetli bir Lidere malik evvel de tanıyorduk. Memleketiniz hak olan Türk milletini tebrik ederiz. Esasen Merhum İsmail Hakkının kmda birçok şeyler okumuş ve işitmiş bu mazhariyete nail olan Türkiyenin ne tik. Ankaraya geldikten sonra içimizde büyük bir saadet içinde yaşadığmı gö cenaze merasimi şimdiye kadar beslediğimiz hayranlık his rüyoruz. Vefat ettiğini dün teessürle bildirdileri bir kat daha arttı. Bilhassa dün akKadere ve talihe hükmeden büyük bif ğimiz mütekaıd erkânıharb miralaylaşam Halkevinde, halk arasında kendilekuvvet ve kudret sahibi olan Şefinizin rmdan ve Güneş Dil komisyonu azaMerasimde bulunanlardan bazüarı rile tanışmak ve görüşmek saadetine mazyüksek insanlık duygulannı geçenlerde smdan İsmail Hakkı Cendeyin cenazesi ihtifalci merhum Mehmed Ziyanın har olduğumuz Büyük Şefiniz Atatürk Bir gün evvel zengin bir Amerikalı ihRomanya Hariciye Vekilile yaptığı mü dün merasimle kaldırılmıştır. MerhuEyübdeki makberesinde, dün ölümünün tiyara bizzat kendisi rehberlik ediyormuş. üzerimizde hiçbir zaman silinmiyecek lâkattaki beyanatım okumakla bir daha mun cenazesi İstanbul Biçki Yurdu bipıldönümü münasebetile bir ihtifal yapılhayranlık hisleri bırakmıştır. Esasen biz Birçok yerleri gezdikten sonra Süleyma öğrendik. nasmdan askerî merasimle kaldırılmış mıştır. Merasime iştirak edecek olan da Atatürkü Kral Faysaldan ve 5ahinşah niyeye de girip çıkmışlar... Hayretler Atatürk, insanlann kanmı muayene Rıza Pehleviden dinlemiş ve uzun zae Sirkeciye götürülerek oradan bir ro vetlilerle merhumun ehibba ve akrabası etmiyor. Milletler arasında fark tanımı içinde kalan Amerikalı ihtiyar, kapıda mandanberi Onun en büyük hayranları morkörle Harem iskelesine nakledilmiş Köprüden üçe çeyrek kala kalkan hususî yor ve nihayet bundan daha ulvi bir his arasına katılmıştık. bir vapurla Eyübe gitmiş ve merhumun Mehmed Ziyanm elini sıkarak özür di olarak kendi milletinin saadetini ancak ;ir. Cenaze, Harem iskelesinden de aslemiş: « Türkleri bu yaşıma kadar Kral Faysal İsviçrede vefatından milletlerin refah ve saadetlerile hemahenk kerî merasimle Karacaahmeddeki aile makberesinde müteaddid nutuklar söybarbar biliyordum. Meğer nekadar ya bir gün evvel bize Atatürkün yük olarak yürümekte buluyor. Fazüetin şa makberesine götürülmüş ve hazırlanan enmiştir. sek dehasından ve sonsuz kıymetin heseri sayılacak bu sözleri duyup ta mü makbereye defnedilmiştir. Bu arada mimar Sedad da merhumun nılmışım. Şu medeniyetin sahibi olan bir den bahsediyordu. Daha sonra memle tehassis olmamak kabil mi?» Cenaze merasiminde mütekaid gene arkeoloji bakımından büyüklüğünü teba millet hiç barbar olur mu?» ketinizi ziyaretten advetini mütakıb İran •aller, doktor profesörler, birçok güzi rüz ettirmiş ve ezcümle demiştir ki: Misafirler bugün matbuat umurn müMimar Sedad sözlerini bitirdikten sonŞehinşahı Pehlevi Hazretlerinm misafiri dürü Vedat Nedim Törün refakatinde de zevat ve askerî müfreze bulunmuş« Mütarekenin son yıllarında idik. ra merhumun oğlu eczacı Celâlin de birolarak Tahranda bulunduk. Orada bu olarak Ankaranın mekteblerıle belli baş ;ur. Bir gün Ziya beni yakaladı ve anlatma kaç söz söylemesini rica etmiş, o da söz lunduğumuz bir ay zarfında Şehinşah lı müesseselerini gezdiler. a başladı: alarak gelenlere teşekkür eylemiştir. Merhuma Allahtan rahmet dileriz. îbrahim Paşa görünüşte hiçbir mü nasebet olmadığı halde Grittiye verilen bu büyülc paranın ne sebeble feda edildiğini anlamakta güçlük çekmedi. Çünkü paranın miktarı o sebebi apaçık gösteriyordu. Padişah ta gene bu bariz belagati kâfi görerek vezirine aynca bir telmihte ve imada bulunmamıştı. Fakat malihulyaya ve gurura benli ğıni kaptırmış olan vezirin havsalası dardı. Mısır işlerine çeki düzen vermiş, Macarlan Mdhaçta yenmiş, Budin gibi bir payrtahtı almış, Anadolu kanşıklıklannı gidermiş bir adam olmak haysiyetile kendini arhk dev aynalannda temaşaya başlıyan eski köle, efendisi tarafından atılacak bir fiske taşma da tahammül edemezdi. O sebeble hiç çckinmeden sordu: Grittiye verilecek paranın hazine hesabmda adı ne olacak Padişahım? İhsanı hümayun! Ordu bu jhsanı kıskanır, homurdanır. O vakit her nefere Gritti derecesinde olsun para verilmek lâzımgelir. Hazine böyle bir bahşişe mütehammil değil. Sultan Süleymanın rengi kızardı, kaşlan çatıldı, içine bir Yavuzlaşmak hevesi çöktü. Babası Çaldıran seferine giderken askerin yorgunluğunu ileri sürerek geri dönme teklifinde bulunan vezir Hemdem Paşayı hemen dizüstü çökertmiş ve bir satır darbesile onu gölgesiz bıraktırmıştı. İbrahim de askerin hoşnudsuzluk göstereceğini dile alarak kafa tutmağa yeltendiği için böyle bir muameleye hak kazanmış gıbiydi. Fakat Hemdem, habbeyi kubbe yapıp Yavuzu zafer yolundan geri çevirmek istemişti. Ibrahim, yersiz bir ihsanın pek doğru olarak doğuracağı tatsız âkıbetleri hatırlatıyordu. Sadıklıktan doğduğu muhtemel olan bu mülâhaza uğrunda zevkinin en büyük hizmetkârını feda mı etmeliydi? Yavuzun oğlu işte bu düşünce ile Yavuzlaşamadı, lâkin sinsi bir tehdid savuran vezirine düpedüz boyun eğmekten de çekindi, sert bir hareket yaph: Ben, dedi, ancak ihsan ederim; dilediğime hazineler, dilediğime ülkeler veririm. Hesabı, kitabı düşünmek sana diişer. Ibrahim, verdiği dersin yeter olduğunu, efendisinin bir daha böyle patavatsız davranıp kendini uluorta sinirlendiremiyeceğini anladı, yaltaklanır göriindü: Grittiye dilersen on o kadar dahe ver Padişahım, mal senin, kul senin Ustelik kâfir peçenin bu bahşişe liyaka ti de var. Dini ayn bir beyzade iken hiz meti hümayununa canını vakfetmiştir |u genc yaşta rahatmı koyup bizimle se fere çıkmıştır. Lâkin maksadım ocakhyı kıskandınnamaktır. Onun için gene ihtiyatlı bulunmak gerek. Ferman buyurursan bu üısanın adını ödünç koyalım, deftere öyle yazalım. Dedim ya, parayı verdir de ne yaparsan yap. Grittinin aldığı para bu muhavere yüzünden ödünç diye anıldı ve maliye defterlerile ruznameye öyle geçti. Şu kadar ki vezirinin takındığı tavır, Hünkânn ka fasında beşinci bir buluhm doğup sine sebeb oldu. Genc hükümdar bu sefe de Bir an için nedimine kırılmış ve o nun devlet işlerinde, halvet âlemlerind kendine gerekli olduğunu düşündükten sonra bu kırgınlığı içinden atabilmişti. Ordu, köleyle efendi arasındaki ruh: çarpışmalardan bihaber, zafer perisin düşünerek Uerliyordu. Bu yıl, Budinden daha ileriye gidileceği anlaşıldığından umumî heyecan tam bir feveran halindey di. Her piyade bir süvari kudretine, he süvari de bir kartal neş'esine kapılmışh Yayalann yürüyüşünde athlann hızı, sü varilerin süzülüşünde kartallann uçuşu seziliyordu. Ayaklar değil, ruhlar yürü yordu. Kahplar değil, kalbler uçuyordu. Tarihin hududlarım ezelden aşmış olan Türk gücü, iki yüz bin çelik heykele sin miş ve o heykelleri harekete getirmiş gi biydi. Yer, bu harekete saygı gösterip alçalıyordu. Gökler bu gidişe imrenip kapanmıyan bir göz gibi boyuna açılı yordu. Mayısın on beşi olduğu halde hava soğuktu, bardaktan dökülürcesine düşen yağmurda kar çeşnisi vardı ve bu çeşn bahan zemherileştiriyordu. Fakat asker zafer iştiyakından doğan neş'eli bir ruh humması içinde yağmura göğsünü açryor, su dolu hendekleri sıçnyarak aşıyor ve bir ayak önce hedefine varmıya savaşıyordu. Atatürkün yarattığı mes'ud memleket... Merhum ihtifalci Ziya için yapılan merasim M'jfıarrem Fevzi TOGAY ECNEBİ MEHAFİLDE Tiryeste Valisi memleketimize geliyor Tiryeste Valisi bu sabah saat 8 de Loyd Triyestinonun Egeo vapurile şehrimize gelecektir. Triyeste Valisi İstanbulda iki gün kalarak Ankaraya gide:ektir. İtalyan valisi için Perapalas ote.inde hususî bir daire hazırlanmıştır. Köprü tamir ediliyor Karaköy köprüsünün tamiri için 937 ;enesi Belediye bütçesine tahsisat konmuştur. Hazirandan sonra tamire muhtaç kısımlarm tamirine baslanacaktır. Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshası 5 kuruşrur. f Türkiye . Hariç için için Senelik 1400 Kr. 27U0 Kr. Altı aylık 750 » 1450 » Üç aylık 400 > 800 » Bir aylık 150 » Yoktaı