Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Mart 1937 CUMHURtYET Tramvaydan atlıyanlar içitı kesilen cezalarda isabet var mıdır? Hele durak yerine bir metre kala inilirse! Belediyeye açık moktub Festival hazırlığı Komite dün toplanarak yeni kararlar verdi îstanbul festival komitesi Belediye reis muavini Ekrem Sevencanm riyase tinde dün haftahk toplantısım yapmıştır. Bu toplantıda, festival sıralarında yapı lacak sergiler etrafında görüşülmüş, güzeî san'atlara, ince elişlerine ve mizaha aid yeniden bazı sergiler tertibi kararlaştı nlmıştır. Bu sene bütçesine 125 bin lira fazla tahsisat konuldu Yapılacak işlerin bilânçosu Muğlanın imarı Kalp akçe gibi ski kâğıdlarımı kanştırırken elime bir mektub geçti. Vaktiîe matbuat âleminde çok sevgi ve çok saygı kazanmış bir üstaddan kalma sarırenkli, mahzun yüzlü bir armağan. Üstad, mektubun yazıldığı günün üslubile bana öğüd veriyor: «Hasebin (soy temizliği demek istiyor) edebe, sevincin emniyete, hısımlığın sevgiye, aklın tecrübeye ihtiyacı vardır. Edib olmıyanların asaleti bir para etmez, sonu şüpheli sevinclere bel bağlanamaz, sevişmiyen hısımlar hasım sayıIır, tecrübesiz akıl, dalâlet getirir.» «Hikmet, her hareketin bir fayda temin etmesini emreder. Günese karşı mum tutmaktan, kumsala tohum atmaktan, sızgm sarhoşa yemek sunmaktan ne çıkar?» Festival komitesi, gelecek hafta spor maz... Bu takdirde polis memurlarından Merkeze kadar gelir misiniz? programını bütün teferrüatile hazırlıya birini gönderip pul aldırmaktan başka Neden? çare yok. Maamafih, nereden ise pul cak, bu hususta alâkadar federasyonla . Tramvaydan atladığınız için... ra da malumat verecektir. Yapılacak Ben tramvavdan atlamadım. Fakat çabuk geldi. 1 spor eğlenceleri arasında Boğaziçini yüŞimdi makbuz yazılıyor: yakasında 2513 numara yazılı polis mezerek geçmek müsabakası en mühim jnuru atladığımı iddia ediyor. Tramvay İsminiz? mevkii tutacaktır. Bunun için ecnebi dedurak direği bulunduğumuz noktadan bir V. Birson! niz federasyonlarına müracaat edilecek metro ileride bulunduğuna göre ya tram Babanızın ismi? ve kazanan ekipe îstanbul şehri tarafmvay durak yerinde durduğu zaman arka Cezayı verecek olan benim, ba dan değerli birer hediye verilecektir. kapısı direkten bu kadar uzakta veya ben bam değil. Kanunen soy adı vermek Festivalin ilk günlerinde bütün şehir bir metro evvel atlamıştım. Araba kalk kâfi değil mi? tenvir edileceği gibi İstanbulun muhtelif mış ve uzaklaşmış bulunduğu içm şahid Değil, babanızın ismi lâzım. semtlerinde de eğlenceler tertib oluna göstermeğe de imkân yok. Yanlış ta olsa Yaşmız kaç? cak, bu suretle bütün İstanbul halkınm, «kanun mümessilinin» sözünü doğru te Ceza yaşa göre değişiyor mu? Güzel Muğlada Cumhuriyet meydanı «Bildiğini biliyorsan âlimsin, senden lâkki ederek merkeze gittim. Yok, değişmiyor, fakat makpuz festivale iştiraki temin edilecektir. Pro Muğla (Hususî) Şubatın başlangı somaki mermeri andıran gayet güzel istifade olunur. Bildiğini bilmiyorsan gapaganda için bastırılacak el programlaPolis merkezinde da «yaş» hanesi var. Onu da doldurmak rınm kapak resimleri için san'atkârlan cında toplanan Vilâyet Umumî Meclisi, granit taşla yapılmıya başlanmıştır. filsin, uyandırılmalısın. Birşey bilmiyor, lâzım. Merkezde, içinde biri boş olmak üzere Üzerine konacak heykel için açılan fakat bilmediğini biliyorsan insafm var mız arasmda bir müsabaka açılacaktır. beş haftahk mesaiden sonra vilâyetin İşi uzatmamak için baba adı ve yaş iki masa ve üstü bası muntazam, muhteMüsabaka şartları önümüzdeki hafta 937 938 hususî bütçesini yapmıştır. Bu müsabakayı genc heykeltıraşlarımızdan demektir, kolaylıkla irşad olunabilirsin. lif yaşta birkaç kişi bulunan küçiik bir olarak birşey söyledim. seneki bütçenin varidat ve masraf ye Nusrat Hakkı kazanmış, bu iş üzerıne Sonra elime verilen makbuzu tetkik zarfında tesbit edilecektir. Festival he kunu 541,178 liradır. Bütçede masarif iş ihale edılmiştir. Atatürkün askerî kıya Fakat kafan boş olup ta bu boşluğu bilodaya girdık. Acaba burada gördüğüm yeti aynca bir fotograf müsabakası da miyorsan karacahilsin, senden sakınılmak bu zatlar da benim gıbi gafil mi davran ettim. leri için 166,839 lira, sıhhat işleri için yapacaktır. istanbulun tarihî abideleri ve 27,843 lira, nafıanın adi tahsisat kısmı fette ayakta bronzdan yapılacak hey gerektir.» îsmim V. Birson yerine, Mehmet dılar da yakalandılar? keli önümüzdeki Cumhuriyet bayramıtabiî manzaralan bakımından en güzel için 25,570 lira, ziraat ve baytar için na kadar hazırlanacaktır. «Bakar kör olma. Erken uyanmayı Itiraf ederim ki beni getiren memur Birson olmuş. Diğer haneler de hep yaniki fotografı almağa muvaffak olan a 17.921 lira ayrılmıştır. lış doldurulmuş. kargadan, yerinde yaltaklanmayı kediçok nezaket gösterdi. Boş bir masa ar Cumhuriyet meydanı kenarına bir Fevkalâde tahsisat kısmında 124,837 Halkevi ve otel yapılacaktır. Suçun işlendiği zaman: Istiklâl cad matörlere çok güzel birer hediye verile den, emir dinlemeği arıdan, mal toplamakasındaki iskemleyi masanın önüne ge cek ve müsabakaya iştirak edenlerin e lira vardır. Bu paranın 77 bin küsur litirerek bana oturacak yer gösterdi. Fa desi. Vilâyetin günden güne artan ihtiya yı kanncadan öğren. Belletenin değil, serleri teşhir olunacaktır. rası nafıa işlerine, mütebakisi de vilâSuçun işlendiği yer: 20/3/937. kat benim niyetim oturmak değil, cezam cevab verebilecek büyük ve mo bellenenin kıymeti vardır.» yette yeniden yapılacak sifat istasyon cma Alınan para, rakam ile: Bir. ne ise onu verip gitmekti. dern hastane yapılacaktır. «Tavus ayağı, gül dikeni, deniz köpülan, nümune fidanlıkları, damızhk ayAlınan para, yazı ile: 1 Kazalarda yeniden 4 tane yatıh ük ğü, ateş dumanı, şarab himan olmakta ne Ceza ne kadar? gır satm almması ve sair işlere tahsis Fakat yanlışlıklar bu kadarla da bitmekteb ve Bodrumda bir Halkevi bina zevk var?.. Sevilmek istiyorsan tavus, edilecektir. 102 kuruş! miyor. Tramvaydan, «yürürken değil dusı yapılacak. Vilâyette ve kazalarda si gül, deniz, ateş ve şarab ol.» Buyurunuz! 102 kuruşu veriyo Umumî Meclis beş senelik bir imar fat istasyonları, tavuk istasyonları, nürurken» atlamadığım halde «yürürken rum. projesi de yapmıştır. «Cahil saçmalamaktan, gafil bocalamune fidanlıkları tesis edilecektir. atladın» diyerek benden bir lira ve iki Vilâyette yapılacak büyük ve esaslı Biz para alamayız! maktan, aceleci sendelemekten, obur hasTrakyadan getirilen nümunelerine gökuruş ceza aldılar. Şimdi de bu suçu imar işlerini hazırlıyan, bunların tahak Ya kim alır? re yapılacak fennî a n kovanları köylere talanmaktan kurtulamaz. Onun için caİstiklâl caddesinde yaptığımı tahriren kuku için geceli gündüzlü çalışan Va Memuru var, birazdan gelecek. hil, gafil, acul ve ekul olmaktan sakın.» iddia ediyorlar. Yoksa Meşrutiyet cadlimiz Recai Göreli yapılacak başlıca dağıtılacak, fennî arıcılığı köylümüze Bekleyiniz. «Şuna buna benzemeğe özenme. Çedesi de İstiklâl caddesi mi oldu? Bunda mühim imar işleri hakkında Cumhuri öğretecek arı istasyonları kurulacaktır. Memuru beklerken ben oradaki «hem mütereddid bulunduğum için merkezden Vilâyetimizde büyük bir inkişaf ve kirgenin başı ata, boynu file, göğsü aslayet namına bana şu malumatı vermiştir: talih» yurddaşlarla görüştüm. Bilmem çıkmca polisin beni «suçlu» diye yaka« Muğlada yeni plâna göre tanzim ilerlemeğe medar olacak bu faydalı iş na, kanadı kartala, ayağı deveye, kuyrune kız san'at mektebi muallimlerinden adığı yere gittim. edilecek Cumhuriyet meydanına bir A lerin birçoğu 937 1 938 senesi içmde ba ğu yılana, karnı akrebe benzer ama kıyBay Panayot diyor ki: tatürk anıtı yapılacaktır. Kaidesi su şarılmış bulunacaktır. meti sıfırdır!» Suç yerinde Etem Tramvaya binerken birdenbire areti mahsusada Bodrumdan getirilen «Ihtiyar olmadan gencliğini, hastalanHayır, buraya İstiklâl caddesi ismi raba kalktı. Polis tramvayı durdurdu. madan sıhhatini, ölüm gelmeden hayatmı verilmemiş. İngiliz sefaretile Galatasarayı Tramvay yolda yürürken biniyorum diye ganimet bil. Son pişmanlık fayda vermez köşesi arasmdaki şu kavisli birkaç metrobeni buraya getirdi. ve elden çıkan nimet, geri gelmez.» Elektrik şirketi muhasebe dairesinden luk cadde Meşrutiyet caddesinin sonunu «Cismin istirahati az yemekle, ruhun Bay Şevket, avcundaki lirayı göstere teşkil ediyor. Tam dörtyol ağzında da [Baştarafı 1 inci sahifedei le bekliyoruz. Başvekilimizle benim bu istirahati az günah işlemekle, kalbin istiişaret memuru bulunduğu için, yalnız rek: içjp, tekrar söylemeğe lüzum yoktur. Bu ziyareti yakmda iade etmeği, güzel ve Cezayı vermiyeceğim. Başka ne tramvaylar değil, bütün nakliye vasıta zıyaret verdiği neticeler dolayısile ikı büyük bir memleket olan dost ve mütte rahati az yorulmakla, dilin istirahati az muamele varsa yapsmlar. Ben şahidle is lan buradan durarak ve kalkarak adeta memleket arasmdaki münasebat için pek fik Romanyayı görmeği arzu ettiğimizi konuşmakla temin olunur. Ne ifrata, ne tat edeceğim. Tramvay yürürken ne inyaya adam süratile geçtikleri için halk faydalı olmuştur. söylemekle size yeni birşey öğretmiş ol de tefrite düş. Herşeyde itidal gözet.» pek tabiî olarak buralarda tramvaydan «Bir hilesini gördüğün, bir yalanını dim, ne bindim. Beynelmilel vaziyeti beraberce tetkik muyorum. Bana gelince, ben şahsan ecinmeğe alısmış bulunuyor. Bu alışma yüduyduğun adamdan sakın. Çünkü hile Istiklâl caddesinde, Nuri kundura Yakalanan deniz canavarı ettik. Balkan Antantı konferansı müna nebi memleketlerine yapacağım seyahatde, yalan da (bir) değildir!» mağazasından olduğunu söyliyen Bay rümek kadar tabit bir hareket. Evvelki gün Büyükada açıklannda sebetile Atinada son yaptığımız toplan ler esnasında mümkün olduğu kadar sık *** Beni yakalıyan memurla diğer bir po kılıç balığı avlamağa çıkan Asım ve tının açık ve sarih kararlarından sonra Romanya yolunu tercih edeceğim. MeseMihail anlatıyor: Dükkân zaten istasyonun karşı lis memuru, tramvaylarm en yavaşladık Mevlud isminde iki balıkçınm oltasma şimdi yapılan bu temas bilhassa verilen lâ Cenevreye yapacağım seyahatlerde Mektub bu biçimde devam ediyor, sında. Böyle olduğu halde dükkâna git lan tam kavis yerinde bekliyorlar. Gün büyük bir deniz canavarı takılmıştır. kararların tatbik mevkiine konması için bir Balkan memleketinden geçmek icab sahifeler dolduruyordu. Okudum, okumek için tramvaydan atlamaklığıma hiç cumartesi. Saat bir raddeleri. En kala Balıkçıların bulunduğu kayığı büyük pek faydalı olmuştur. Bu temasa, Baş ettiği için Romanyanın misafirperverli dum ve yoruldum. Çünkü kelimeler, Tbir lüzum yok. Fakat atladın dediler ve balık, halkın en dalgm bulunduğu bir bir süratle çekmeğe başlıyan bu cana vekilimle birlikte nisanın ikinci haftasına ğinden istifade ederek bizim için pek aziz cümleler halis akçe gibi kulağa hoş gelen zaman... buraya getirdiler. var, etraftan yetişen diğer bir balıkçı doğru bulunmağı ümid ettiğimiz Bel olan bu güzel memleketten de geçmekten bir ses, tatlı bir tınnat çıkarmıyordu. Ben bu noktada 1 5 2 0 dakika dur tarafından zıpkmla öldürülmüştür. Memurlardan birine sordum: gradda Stoyadinoviç ve Yugoslav dost geri durmıyacağım. Kalb akçe sadası aksettiriyordu. Bu yüzuzaktan yakalananlan ve nasıl ya Ne oldu? Bugün böyle anî olarak dum, Romanya Hariciye Nazırı ile Madam den içime garib bir hüzün çöktü ve mekBu deniz canavarı dün Balıkhaneye larımızla beraber devam edilecektir. kalandıklannı gördüm. Belediyenin mak getirilmiştir. Canavarm 1700 kılo kadar bu faaliyet neden? Konuşmalanmızdan sonra neşredilen Antonesco'nun memleketimizi terkettik tub, parmaklarımın şuursuz bir hareke Ne yapalım. Bize emir geldi... sadı ceza almaksa mevki çok yerinde.. olduğu söylenmektedir. Bugünden iti tebliğ<3e de görmüş olduğunuz veçhile leri şu sırada bu ziyaretten nekadar mem tile, yırtıldı, parca parça sepete döküldü. Yok, maksad kazalann önüne geçmek baren halka teşhir edilecektir. Cevabını verdi. inkişaf ve teksifini arzu ettiğimiz Tür nun kaldığımızı bir kere daha kaydetmek M. TURHAN TAN Nihayet memur geldi. Koca bir def ise, intihab edilen yer çok yanlış. Bu işi kiye ile Romanya arasmdaki iktısadî mü isterim. tramvayın süratle gittiği düz yerlerde Almanyaya ihracat meselesi nasebetler ve kültür sahasmda bir işbirter de makbuz getirdi. Lutfetti ve ben Muhterem dostlanmızın, burada yal yapmak gerek. Hem de durak yerlerin den başladı: Almanyanm Türkiyeye yapılan ihra liği tesisi meselelerini lâyık oldukları e nız hükumetin değil, doğrudan doğruya Kalay azalıyor ve fiatı de değil, durak yerleri arasmda. Kaldı ki catı tahdid ettiği yolunda bir şayia do hemmiyetle mütenasib bir şekilde tetkik Pulunuz var mı? temas ettikleri insanlarm da emellerini yükseliyor başka memleketlerde halk durak yerle Ne pulu? laştığını yazmıştık. Piyasanın fevkalâde ettik. Verdiğimiz kararlardan her biri ve maksadlannı anladıktan sonra memleSanayi işlerinde son zamanlarda görinde kolayca binsin ve atlasın diye değil îki kuruşluk makbuz pulu... alâkasını celbeden bu şayia tahakkuk nin matlub şekilde tahakkuk etmesinin ketlerine döndüklerini ümid ederiz. Eğer yalnız tramvaylann, otobüslerin bile karülen madenî ham maddeler darlığmMesele çetin. Halk yakalanıp polis etmemiştir. Yalnız Almanya mukabil Romanya ile Türkiye arasmdaki teşriki hislerimizin samimiyeri, elde etmeği şidmerkezine geleceğini bilmediği gibi ya pılarını söküyorlar. Bu mesele «yasak» bir tedbir olarak Türkiyeden vaki ola mesainin daha feyizli olmasına yardım detle arzu ettiğimiz neticeyi hasıl etmiş dan sonra kalay darlığı da başlamıştır. kalandığı takdirde de üstünde makpuz demekle halledilmez. Ben bugün gör cak ithalâtı için prim vermemektedir. edeceğinden eminim. se, kendimizi bahtiyar addedeceğiz. Bu Dünya fiatlarının yükselmesi ve az mal düklerimi yazdım. Yann da düşündük pulu lâzım olacağını bilmediği için kim Bunun için Tataresco'nun mümkün ziyaretin bize verdiği zevki ve bıraktığı gelmesi yüzünden kalay fiatları kiloda Şu şekilde Almanyanın memleketisenin pulu yok. Pul almak için de «suç lerimi söyliyeceğim. mize mal ihrac etmesile Almanyadaki olduğu kadar çabuk olmasını temenni et iyi hatırayı hiçbir zaman unutamıyaca iki lira kadar yükselmiştir. Bunda biraz lu» yu merkezden dışarı salıvermek ol bloke Türk paraları ödenecektir. V. B1RSON da ihtikârm amil olduğu görülmektedir. tiğimiz ziyaretini büyük bir memnuniyet ğız.» Ada açıklarmda bir deniz canavarı yakalandı «Romanya Başvekilinin ziyaretine sabırsızlıkla intizar ediyoruz» Cumhuriyetîn edebî tefrikası: 24 B i Z İNSANLAR ^^^^^^==== Yazan: Peyami Safa muştu. Ertesi gün, Köprüye çıkınca nereye gideceğini hiç bilmiyordu. Amcası Nehariler gittikten sonra, Orhan, mekElâzizde idi; Orhan onunla da, Aksatebin ön tarafında ve deniz üstündeki rayda oturan yengesile de, ana tarafınm bahçeye çıktı. Ortadaki büyük çam ağaakrabasile de, hepsile dargındı. Annesi cının dallarını kopardık'arı için, bina saöldükten sonra Konyaya giden büyük hibinin şikâyeti üzerine, burası talebelere teyzesinden de mektub almıyordu. Büyasak edilmişti. Orhan, ellerini arkasma tün akrabanın boykotundaki acılığı belki koyarak, tek başına, bu harab ve sessız i!k defa bu kadar şiddetle hissetti. Sebebahçede gezinmeğe başladı. Hava öğlebini gözünün önüne getirmek istemediği denberi lodosa çevirdiği için soğuk dehalde gene o müthiş kavgayı hatırlıyordu. ğildi. Orhan denize doğru yaklaştı, durO sesi, kendi sesini unutamaz ki. Bin dedu, bu havayı, denizin kokusunu ve hürfa o haykırış aklına gelir. «Ahmak sofriyetini bir tek unsur halinde içine doldutalar!» diye bağırmıştı. Zaman geçtikçe ran geniş bir nefes aldı. bu isyanını daha garib buluyor. Simdi Bu mektebde son akşamıydı. Galib gene o şiddet kendisine pek yabancı gelbir ihtimalle şu parmaklığı, şu rıhtımı, şu di. Babasının her zamanki taassubile onu yemekhanenin beyaz köşkünü bir daha münakaşaya tahrik etmiş olması kâfi bir görmiyecekti. Bu fikir ona tahmin etme sebeb değildi. Hem amcası o gün bir kediği bir hüzün verdi. Galiba istikbalin lime söylememişti. Yengesi cahilâne mükorkulan da bu duygusunun içine karışı dahalelerle onu biraz kızdırıyordu. Ebeyordu. Bunu sezince, ertesi gün, mekteb diyet, kader, iradei cüz'iye meseleleri... den ayrıldıktan sonra ne yapacağım dü Babasının «Allah» kelimesile başlıyarak, |ündü ve îstanbul tarafına baktı. Kaba «Alçak! Zmdık! Mel'unevlâd! Defol!» taştan öteye şehir sis arkasında yok ol diye biten korkunç öfkesi, onu senelerce evinden uzaklaştıran isyanı, Darülmual beceremedim. Celâl daha mükemmelinı çok uzun münakaşa ettiler. Necatinin fel tebde, hergün, kapı aralarında, sofaiarlimin hayatı... buldu: sefesi ve edebiyatı pişkin. Fakat Orhan da, bahçede, çocuklann teker teker birer Bahçenin parmaklığından dışarıya çıkToptan inkâr! Celâl Darülmuallimin bir türlü o «teceddüd ilmi ve felsefî kü mırıltı halinde, yahud üçer beşer hep tı ve rıhtım boyunda gezinmeğe başladı. de okumadı, benim gibi fransızcayı öğ tübhanesi» nin kil renkli sarı kapaklann bir arada, parça parça veya baştanbaşa, «Son manej...» diye düşünmüştü. Bu rernnek için teneffüslerini bile feda etmek dan kanaatlerini ayıramıyor: Madde ve tekrar tekrar söyledikleri bu şarkımn, manej Celâlin tâbiri. Müdüre Orhanm şöyle dursun, belki, altı aydan fazla du kuvvet; hüceyre, hayatın esası; Lâmar ruhunun iç köşelerine ne derin bir sokualeyhine verdiği bir raporda bu tâbiri ramadığmı itiraf ettiği Mühendis mek kizm; tekâmül nazariyesi; hassasiyet bah luşla sokularak hayatma karıştığım hiskullanıyordu: «Talebe ile meşgul olaca tebinin her dersinde çakısile sıraların ke si ve ahlâk... «Hassasiyet marazdır!» setmişti. Senelerden sonra, günün birinğı yerde, fırsat buldukça rıhtıma çıkarak, narını yonttu. Şimdi bana buradan aya diyordu Baha Tevfik; ve kameri kubbei de, kendi ruhunun içinde bir hafriyat yabaş önde ve eller arkada manej yapı ğımı kestiriyor. Çünkü Celâl pedagoji semada açılmış ta altındaki gümüş nehir pacak olursa bu sesi, bu ânı dipdiri bulup yor.» bilmeden, birşey biliyor: Hayatın külçe leri dışarıya akıtan bir delik zanneden çıkaracak mıydı? Bu çocuklardan çoOrhanın gene başı önünde ve elleri halinde, adı bile konmamış bir sürü girift Ahmed Hâşimle alay ediyor. Bütün şa ğunu bir daha görmiyecek. Onları nekaarkasında. Fakat, evet, bu son manej. temayüllerle idare edildiğini biliyor, ki irlerle alay ediyor. Necati «bunlar iş dar sevmiş olduğunu ancak şimdi anlıyor. Başını kaldırdı ve mektebin cephesine taba bakmadan bunlan seziyor. Belki porta felsefeleri... Nietzsche'yi okuyu Onlann arasmda yalnızlığını nekadar ubaktı. Beş ay. Hayatının beş ayı burada müdürün hakkı var ve ben sadece bir na nuz, Orhan Bey, Nietzsche'yi••» demiş nutmuştu. Bunu düşünmek ve buna yanyok oldu. «Kazandığım tecrübe nedir? zariyeciyim.» ti. Fakat o da merhametlere, vicdan azab mak ta mı miskin bir hassasiyet? Fakat Pedagoji noktai nazarmdan sıfır. Yalnız larma, miskin hassasiyetlere düşman, bu nekadar doğru bir his, göğsünü ve İçine düşen bir şüphenin derinliğini ölboğazını nasıl sıkıştınyor, bir taş kadar birşey öğrendim, ki pedagoji diye bir ılim çer gibi uzun bir nefes aldı: «O halde Nietzsche de. yoktur. însan ruhunu insiyak ve temayül benim inandığım bütün nazariyeler böyDemin sınıftaki tereddüdü hatırına ağır, fakat bir «madde» deSil. Madde dilimlerine ayıran kaba bir tahlil ki de le; yani saçma» diye düşündü. Halbuki geldi. Çocuklara merhamet aleyhinde olmadısn için «yok» mu? Halbuki nekarunî hayatm külçelerinden bihaber. Hal materyalizme nekadar inanmıştı. Darül bir telkine cesaret edememişti. Sınıftan dar var! buki çocuğu da, büyüğü de bu külçeler mualliminde sanğını çıkarmağa mecbur çıkarken merhamete benzer hislerle gözVar ama Orhan onun olmamasım isidare ediyor. Hiçbir temayül, hiçbir kuv edildiği günden, babasının miras bırak leri doldu. Tereddüdü artıyordu. «Hepsi tiyor, korkuyor ondan, şuurun içine hanvet, kabiliyet, meleke, fakülte, hiçbiri tek tığı tesbihin püskülünü kopararak onu nazariye mi?» diye düşündü. Bu mek gi anlarda, ne miktar, ne vezinde, nerebaşına âmil değil. Bunu Darülmuallimin avuçlarının bir sakızı gibi oyalanmak i tebden onu kovan da nazariyeler mi? den ve nasıl dolacağını bilmediği bu cide iken bilseydim, Sâtf Beyin yüzüne çin kullanmağa karar verdiği güne kadar, Hayat bu kadar mı başka? simsiz ve kendi başına buyruk enerjinin «Ahmak pedagoğ!» diye bağınrdım. Da materyalizm onda bütün isyanlannı idare baskınlarından korkuyor. Şimdiye kadar Arka bahçede oynıyan çocukların her rülmuallimin, bana koruda silâh atan ço eden bir tek imandı. Şimdi de öyle de zaman söyledikleri bir şarkı kulağına ge ne oldu? Garib! Hayatının en büyük cuklann polise karşı nasıl müdafaa edi ğil mi? Fakat, biraz... Necati ne diyor? liyordu: vak'alarında bu kuvvet onu sürükledi. leceklerini öğretmedi. Vak'a karşısında «Materyalizm de bir nazariye. MaddeBabasile kavçja ettiği güne kadar evden Bu ağaclar, güzel kuşlar... ben mantığımla yalnız kaldım. îdareyi yi bir tarafından görüş. Bir tecrid. kaçıp gideceğini bilmiyordu. Yürilyeîim arkadaşlar! yalan söylemeâe tesvik ettim. Onu da Maddenin sembolik bir izahı.» İki defa var) Gene gözleri dolacak oldu. Bu mek