26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlYET 26 Subat 1937 { Şehir ve Memleket Haberleri •) Siyasî icmal Tarihi tefrika : Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edüemeı) Zincirlikuyuda bir kaza oldu Bayram günleri nasıl geçti? Ş. Şimendiferlerî memurları Orta Avrupadaki yeni vaziyet vrupa sulhunun en tehlikeli sahası Orta Avrupadır. Muhtelif sebeblerden dolayı bilhassa son senelerde bu mmtakada bulunan büyük ve küçük devletlerin çarpışmalarına ve yeni bir Avrupa harbinin çıkmasma ramak kalmıştı. 'Avusturyanın herhangi surette Almanya ile birleşmesi yahud Italya tarafmdan himaye maksadile işgaü ihtimalleri belirdiği zamanlarda Almanya, Fransa, İtalya ve Küçük İtilâf devletleri arasmda azkalsm bir harb çıkacaktı. Hududlan içinde üç buçuk milyonlui büyük bir Alman ekalliyeti bulunan Çekoslovakya ile Almanya arasmda son güne kadar gayet gergin bir vaziyet hüküm sürmüştür. Macaristanın kendi hududlan haricinde kalan milyonlarca Macann bugün yaşamakta bulunduklan yerlerin ilhakı gayesile hududların tadil e • dılmesinde ayak diremekte olması Orta Avrupayı daima endişe ve istikrarsızhk içinde bulundurmaktadır. Bütün bu meseleler bir çıkmaza girmiş olduğundan sulhun atisi karanlık içinde bulunuyordu. Ancak şu geçen birkaç gün içinde Orta Avrupanın vaziyeti epeyce aydmlanmıştır. Habeş harbi ve Akdeniz gerginliği münasebetile İtalya kendi arkasım kara cihetinden temin etmeğe ve Almanya ile sıkı dostluk ve tesanüd tesisine lüzum gördüğü andan itibaren Avusturyayı Almamraya karşı himaye ve iltizam etmekten feragat eylemesi üzerine Avusturya meselesinin çok karışık olan vaziyeti çözülmeğe başlamıştı. Evvelâ geçen temmuzun on birinde imzalanan bir anlaşma ile iki Alman devleti arasında tabiî münasebat iade edılmışti. Daha sonra Berlinde imzalanan bir mukavele ile de iki devlet arasındaki iktısadî münasebetler yoluna konulmuştu. Almanya ile İtalya arasında bolşevikliğe karşı akdolunan ittifaka Avusturya nm dahil olması Berlinle Viyanayı büsbi>.»in yakınlaştırmıştı. Şimdi de Almanya Hariciye Nazırı Baron von Neurath'm Avusturya Hariciye Nazırınm Berlin seyahatini iade için Viyanayı ziyaret eylemesi iki Alman devleti arasında daha sıkı bir teşriki mesai ve tesanüd vücude getirmiştir. İki Alman devleti kendi aralarındaki ve bütün dünya ile olan iktısadî münasebetlerini bir sistem ve yola koymak için icab eden pratik ted birleri tesbit ve tatbik etmek için muhtelit bir komisyon teşkil edilmesini kararlaştırmışlardır. Hurrem şözlerinî Hünkâra dikti Allah var, dedi; o, ağlıyan yürekleri görür. Ben bir şey demem, Allah derim. Hiiftkâr, her hattrm, saçmdan topugnna kadar her noktasrm ateşten bir mak kapla kalbine işlemiş, ruhuna nakşetmiş olduğn Horrenri, dtrvar dibinde eleperr çe divan duran kızlarla ırrukayese et mek istedi, «beri gel!» sözile yanıoa yaklaşhrdıktan soma azun azun süzdü ve onda buldugu güzelliklerle berikiler de göze çarpan nefis noktaları karşılaş Netice tamarmie Hurremin lehine çıkmıştı. O, Hünkârm takdinne göre, bir hazine idi. İnci, zümrüd, yakut, elmas, altm, gümüş ve herşey bu hazinede bol bol vardı. Valide Sultanm eşsiz birer meta diye ortaya çıkardığı kızlar he ni* hayet birer elmaspare sayılabilirlerdi. Hünkâr, yüriîttüğü mukayeseyi şöyle bir sona bağlar bağlamaz bakışlarını halayıklardan uzaklaştırdı, Huneme tah sis etti ve maksada geçti: Yavrum, dedi, validem zahmet f ; dip şu kızları terbiye etmiş, ben m içm ytiştirmiş. Fena parçalar da değil. Cü " zelce şeyler. Boylan yerinde, boslan yerinde, fakat fikrimi açığa vurmadan K nin de onlan görmeni istedim. Şöyle bir alıcı gözle bak ta söyle: Hizmetime ya" rar mı bunlar?.. Hünkâr, kopacak hrtınayı temaşa için hazırlanıryor ve düşüncesini sezdirmemek için de ciddî bir tavır takınmağa çalışı yordu. Valide Sultan, saray hayatında hiçbir kadına lâyık görülmemiş iltifat larla şımartılmak istenilen Moskof kızı nm şu garib vaziyette nasıl davranacağı nı anlamak için hasedle karışık bir me fak içinde sabırsızlanıyordu. Halayıklar ise kendi istikballerini tayin edecek so zün padişah ağzmdan degil de, rakib leri olacak bir kadın dudagmdan çıka cağını anladıklanndan mustarib bir hayret geçiriyorlardı. düşündüğünden baygm gözdenin başmı Valide Sulranın dizlerine devrermişti ve ağaya kalkarak odada dolaşmağa ko " yurmuşta. Gezerken gozlerini Hurremin solgtm yüzünden ayırmıyor ve söyleni yordu. Mahıdevran kıskanınca öldürmek istedi. Bu, kıskanclık duyunca kendini feda etıi. Demek ki Öbürü nefsini; bu, beni seviyor. Hunem, efendiîinin sozlerini kelime kelime duyuyor ve için için gülüyordu. Valide Sultanm çevirmek istediği dolabı bir hamlede tarümar ve padişahı da bü" tün hislerini açığa vurmağa icbar etti ğinden dolayı hududsuz bir sevinc için deydi. Bununla beraber işi uzatmadı, üç beş avuç gülsuyile yüzünün, boynunun, göğsünün ıslatılmasma müsaade ettikten sonra gozlerini açtı, ağır bir uykudan uyanıyormuş gibi sersem sersem etrafma bakındı ve nefsini zorlıyarak iki katre yaş dökmeği de becermeği müteakıb in" ledi: Sağım, efendimin de yanmdayım, degil mi?.. Hünkâr, bu inliyen sesi duyunca ona refakat eden inci tanelerini görünce da" yanamadı, Hurremin başmı anasının dizlerinden alıp kendi göğsüne yatırdı: Benim yanımdasın, ben sağ oldukça yanrmda kalacaksın. Bu ilk ve son şaka oldu. Haydi gül, kahkaha ile gül ki benim de gönlüm olsun, ruhumda gül" ler açılsın!.. Hurrem, elile genc halayıklan gös terdi: Kabil mi efem, dedi, bunlar v a r ken ben nasıl gülerim? Düşündüğün şeye bak. Onlann yeri çoktan hazır? Sizin yamnızda değil mi?.. Hayır, çocuğum, hayır. Benim yanımda senden başkası yer alamaz. Hurrem işte bu sahnede ömrünün en Bunları birer sancak beğine vereceğim, ince oyununu oynadı, kızlarm yüzüne yarın çehizleyip saraydan çıkaraca şöyle bir baktıktan sonra gozlerini Hünğım. (1) kâra çevirdi: Ve dudaklannı onun kulağına yak " Allah var, dedi, o, ağlıyan yü " laştırarak tadı Ölüme kadar unutulmaz rekleri görür, kimsesizleri korur. Ben birbir buse işler gibi yavaş yavaş fısıldadı: şey demem, Allah derım. Yarm senin de nikâhın kıyılacak. Ağlar gibi konuşuyordu ve Allahm iki genc halayık, bütün insanlardan eteğine yapışmak ister gibi ellerini goke üstün gördükleri ve kendilerine yapılan kaldırıyordu. Padişah, elemli bir şaş telkin neticesi olarak Ulu Tanrıdan bir kmlığa kapılmıştı. Sille ve penç olacak parça sandıklan Padişahın şu durumuna pamuk ellerin dindar bir tevekkülle gök" karşı ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Kalere uzanışını hayran hayran seyrediyorrışık duygular içinde sarsıla sarsıla gozdu. Hurrem, pek iyi başardığı teslimiyet lerini önlerine eğmişlerdi. Valide Sul tavrile efendisini hem müteessir, hem tan, gerçekten ruh zelzelesi geçiriyordu. mütehayyir bir iki kelime mınldanarak Onünde açılan manzara.gökün yere ka" yere yıkıldı, bayılıp kaldı. Hesablı davpanmasına benziyordu. Haşmetinfc ve randığı için düşerken başı Hünkânn tam hatta güzelliğine rağmen kendine haşyet ayağı ucuna gelmişti ve bir eli onun e veriyordu. O, acemi halayık günlerinde teğine yapışmıştı. efendisini, yerden en uzak bir yıldızı Halayıklar, yardıma mı koşmak, dı şarı mı kaçmak lâzım geldiğini kestire miyerek birbirlerine bakışırlarken pa dişah, yere eğildi, topuklanna sürünen güzel başı kaldırıp dizlerine yatırdı ve anasına derd döktü: Yok yere günaha girdik, kadmcağizı incittik. Benim meramım kıskandınp eğlenmekti. Lâtifeden facia çıktı. Allah vere de inmeye filân uğramasa. Hafsa Sultan, dudaklannı bükerek vaziyete kayıdsız görünmek istemekle beraber oğlunun hışmından çekindiği i çin sahte bir telâş, gösterdi, sersem halayıkları gülsuyu getirmeğe koşturdu ve oğlunun yanma çömelerek Hurremin biIeklerini, şakaklarını uğmağa koyuldu. Padişah, bayılmayı çok iyi bilen kadın" lann ayılmayi da kolay başaracaklarını hayran hayran temaşaya dalan nura mütehassir bir biçare gözile seyredebilmişti, Yavuzun gözdesi olunca ışığa çok yak" laşmıj bir pervane şevki duymuştu ve tath tatlı tutuşmuştu. Oğlunun da her Padişah gibi ya çok uzaktan görünür bir yıldız, yahud temas ettiği her kadın ruhunu yakmadan tutuşturan ve »ersem leştiren ilâhî bir ışık olduğuna inanıyordu. , [Arkası var\ Bayramdan evvel havamn iyi ve gü neşli olması bayTam tatilinin bir ilkbahaı havası içinde geçeceği ümidile herkesi sevindirmişti. Bayramın birinci günü öğleden evvel yağan mutad bayram yağmuru biraz yürekleri sıkmışsa da öğleden sonra havamn açması ve ikinci bayram günü nün ılık ve güneşli olması yüreklere fe rahhk getirmiştir. İlk iki gün zarfında Boğaziçi ve Ada vapurlan yaz günlerinde tesadüf edilen manzaralarla bezen mişti. Şehrin diğer mesire yerleri de çoluk çocuk, genc ihtiyar insan kafîlelerile dolup taşmakta idi. Fakat salı günü akşamı bulutlanan gökyüzü, çarşamba günü öğleye kadar yağmurlu geçmiş ve öğleyin suhunet birdenbire değişerek lâpa lâpa kar yağmağa başlamıştır. Bu anî tahavvül karşı MÜTEFERRIK sında manzarasını değıştiren şehir, bu sene sık sık görmeğe ahştığımız beyaz elbifbrahim Tali öngören Rahatsızlığı dolayısile bir müddetten sesini bayramda da giymeği ihmal etmeberi Gülhane hastanesinde tedavi altın miştir. da bulunmakta olan Diyarbekir saylavı Dün yeniden açılan hava, tekrar güleı İbrahim Tali Öngören tamamile afiyet yüzünü göstermiş, ve bir gün evvelki hidbularak Ankaraya gitmiştir. derini örtmek ister gibi îstanbullulara aMuhacirlerin bir müracaati deta sıcak bir yaz giinü yaşatmışür. Bazı muhacirler hükumete müracaat Salı günü saat 14 te barometre 748 ederek mütedavil sermaye istemişler milimetreye düşmüş, azamî hararet 4,5, dir. Fakat hükumet, muhacirlerin is kân edilmekte, kendilerine arazi ve zi asgarî sıfırdı. Rüzgâr yıldız ve şimalden raat alât ve edevatı da verilmekte ol esmiş ve azamî sürati de saniyede 10 metduğundan ayrıca mütedavil sermaye royu bulmuştur. Geceyansına kadar haverümesine kanunî imkân bulunmadı va tamamen kapalı ve karlı geçtniştir. ğını bildirmiştir. Dün sabah saat yedide barometre 760 Matbuat kongresine giden milimetreye yükselmiş ve azamî hararet gazeteciler geldi 15 i bulmuştur. Rüzgâr batıdan esmiş ve Atinada toplanan Balkan Antantı saniyede azamî sürati 12 metroyu bul matbuat kongresine iştirak eden Türk gazetecileri dün şehrimize dönmüşler • muştur. Evvelki günkü yağan yağmur 18 milidir. Şirketi Hayriyenin Boğazda metreyi bulmuştur. la gelmekte olan şoför Caferin idaresindeki 3580 numarah kamyonun basamağına Sanyer jandarma kumandanlığı mürettebatından Bektaş binmiş ve kamyon İstanbula doğru yola çıkmıştır. Zincirlikuyu civarında yolun karşı tara" fmdan gelmekte olan tuğla yüklü şoför Miçonun idaresindeki 4049 numarah kamyon, Caferin kamyonu yanından ge" çerken jandarma Bektaşa çarpmıştır. Bu kuvvetli çarpma ile Bektaş tehlikeli surette yaralanmış ve yere düşmüştür. Şoför Cafer hâdiseyi görünce derhal kamyonu durdurmuş ve jandarmanın yardımma koşmuştur. Kazayı yapan kamyon da durmuş ve yaralı jandarma Çocuk lwstanesine kal" dırılmış, fakat yarası ağır olan Bektaş. hastanede ölmüştür. Zabıta, hâdise hakkında tahkıkat yapmaktadır. Bir jandarma kamyon Bir ilkbahar havasile baş. Haksızhk eden şirketi lıyan bayram kar ve tek mahkemeye verecekler dan düşerek öldü rar baharla bitti Evvelki sabah Büyükdereden Istanbu" Şark Demîryollan şirketi yıllardan beri çalıştırdığı Türk memurlarına nihayet ikramiye namı altmda bir para ver miştir. Bu ikramiye şirketin her sene memurlara verdiği ikramiyeden biraz faz" ladar. Her vesile ile Türk memurlarnı mağdur bırakan eski şirketten böyle bıı hareket bekliyen Türk memurları, bu vaziyet karşısında bir toplantı yaparak şirketi mahkemeye vermege karar vermiî" lerdir. Memurlar, bu davanın masrafmı karşılıyacak parayı toplamaktadırlar. Karar mucibince şirket bayramertesi mahkemeye verilecektir. Şirketin bütün Türk memur ve işçilere verdiği ikramiye ancak 90,000 lira lca dardır. Halbuki şirketteki birkaç ecnebi müdüre verilen ikramiye miktarının bu paraya yakın olduğu haber verilmekte dir. Türk memurları, mevcud nizamna menin ikramiyenin 250,000 liradan aşağı olmamasını icab ettirdiğini mahkeme huzurunda isbat edeceklerdir. KÜLTÜR tŞLERl Kadıköy kız ortamektebi talebesinin tatbikatı yapacağı imar işleri Şirketi Hayriye, Boğazı şenlendir mek için bu sene j'apmak tasavvurun da olduğu işlerden mühim bir kısmını mevsimin ilerlemiş olmasmdan dolayı gelecek seneye bırakmıştır. Şirket bu sene yalnız Sanyerde bir balık lokantası kuracaktır. Yeni Japon elçisi Tokugava, bugün Isken deriyeden şehrimize geliyor Kendi arzusile siyasî hayattan çekilen Tokugavva'nın yerine Japonyanın Ankara büyük elçi" liğine tayin edilen Tishihiko Taketomi, Romanya vapurilf bugün Iskenderiye " den şehrimize gele * cektir. Yeni elçi biı müddet İstanbulda Atom nazariyesi hakkında konferans Eminönü Halkevinde tertib edilen felsefî ve içtimaî konferanslarm sekizincisi bTıgün saat 5,30 da Halkevi konferans salonunda verilecektir. Atom nazariyesinin dünkü ve bugünkü vaziyeti hakkında Fen Fakültesi doçentlerinden Nusrat tarafmdan verilecek olan bu miihim konferansta bütün fen ve felsefe talebeleri bulunacaktır. DENtZ tŞLERl Limanda bir kaza Dün limammıza gelen Hacı Eşref adındaki vapur Dolmabahçe açıklarında suların tesirile bir dubaya çarpmıştır. Duba üstünde balık tutmakta olan Kâmil ismindeki amele denize düşmüşse de vapurdan indirilen sandalla kurta rılmıstır. Tok*gawa kalacak ve Cumhurreisimizin Ankaraya avdetlerini müteakıb hükumet merkezi ne giderek itimadnamesini verecektir. Japon elçisinin terciimeihalt Toşihiko Taketomi 1884 senesinde Tokyoda dogmuştur. Tokyo Üniversitesinde tahsilini bitirip 1910 temmuzunda hukuk diploması alan Taketomi, Japon Hariciye Nezaretine intisab ederek Sanssun konsolosluğu ataşesi sıfatile diplomasi mesleğine dahil olmuş ve bu meslekte derece derece ilerlemek suretile 1911 de Meksika sefareti ataşeligi, 1915 te ayni sefarette üçüncü kâtiblik vazifelerini ifa ermiş, 1916 da Tokyoya avdetle bir müddet kaldıktan sonra 1917 de üçüncü smıf kâtiblikle Paris elçiliğine tayin edilmiştir. VÎLÂYETTE Dahiliye Vekâletinin bir tamimi Dahiliye Vekâleti vilâyetlere gönderdiği bir tamimde nüfus başkâtib ve kâtiblerinin maaşlannın miktannı sor muştur. Bu talebin yeni yapılacak nü fus teşkilâtile alâkadar olduğu zanne • dilmektedir. (1) Bu sahneyi Venedik elçisi Bragadino, mufassal bir raporla tesbit etroiş olup Marini Sanoto 0 raporu meşhur olan eserine geçirmiş, Hammer de ondafı iktibas eylemiştir. Elçi Bragadino, Hurremin ha layıkları görür görmez yere kapanıp ağ lamağa başladığını ve padişahın vaziyet Hamiyetli bir vatandaş ten müteessir olarak kızları birer beye Ankarada Yenişehirde Mis Ankara verdiğini, boyle yapılmamış olsa Hurremin kederden ölmesi muhakkaik bulunduğunu Çiçek bahçesi sahibi Ziraat mühendisi Taketomi, 1919 da tekrar merkeze söyler. Şevket Arım, sattığı çiçeklerin bede avdet ederek Ticaret îşleri Müdürlüğü M. T. T. linden yüzde onunu Türk Hava Kuru Halkevlerinin [BaştaraTi 1 tnct snhifede) münü tezahürlerle kutluladılar. Bu güzel vesile ile de Büyük Şefle " rine inan ve bağlılıklannı bir daha coş kunluklarla tekrarladılar. Halkevleri rnizin bu candan bağlılıklannı arzeder ken yüce tazimlerimin kabulünü rica ederim. Dahiliye Vektli ve C. H. P. Genel Sekreteri 5 Kaya Şükrü Kaya Dahiliye Vekili C. H. P. Genel Sekreteri ANKARA Halkevlerinin beşinci yıldonümü münasebetıle bana gösttrilen yüksek hislere teşekkür eder, Halkevlerine muvaffa kiyetler dilerim. Kamâl Atatürk Halkevlerinin kurulusunun beşinci yıldonümü münasebetile Başvekil îsmet Inönile Dahiliye Vek'Hi ve Cumhuriyet muna vermeğe başlamıştır. ikinci şubesinde çalışmış, 1920 senesinde Bu hamiyetli vatandaşı takdir eder, bu şubenin şefliğine tayin edilmiş, 1922 yıldonümü diğer çiçek bahçesi sahiblerini de ayni de Vaşington elçiliği ikinci kâtibliğne, H. P. Genel Sekreteri Şükrü Kaya ara" yardıma davet ederiz. ayni sene eylulünde birinci kâtibliğe, sında aşağıdaki telgraflar teati edilmişBir yangın başlangıcı 1924 te de San Fransisko başkonsolos tir: Dün öğleden sonra Kasımpaşada Ge luğuna tayin olunmuştur. Sayın Ismet înönü Başbakan dikli Telsiz mektebinin çatısmdan yanBundan sonra, 1927 de Japonya İ Z M İ R gın çıkmıştır. Beyoğlu İtfaiyesi büyük bir süratle Hariciye Nezareti Umuru Ticariye mü" Bugün Halkevlerinin yıldonümü bü vak'a mahalline gelmiş ve mektebin dürlüğünü, 1932 de Vaşington elçiliği yük tczahüratla kutlulandı. Atatürkün cumhuriyet ve inkılâb nesillerine elbirli çatısı tamamen yandıktan sonra yangm Müsteşarlığını deruhde eden Taketomi" söndürülmüştür. Yapılan tahkikatta so nin en son vazifesi La Haye elçiliği o ğile çahşmalarına emniyet ettiği bu ku " badan sıçrıyan bir kıvılcımın yangına rumların saygılarını arzeder ve sonsuz lup, oradan Ankara büyük elçiliğine tasebeb oîduğu anlaşılmıştır. minnetlcrimi sunanm. Deniz hastanesi bu binaya yakın ol yin edilmiştir. Dahiliye Vekili ve C. H. P. duğundan büyük bir tehlike atlatıl Cenel Sekreteri mıştır. Ş. Kaya Esbak Orman müdürlerinden Meh Altı yaşındaki çocuğa çarptı med Tevfiğin kızı Fahriye ile Devlet Sayın Şükrü Kaya Dahiliye Vekili Nuruosmaniyede Şeref sokağında o Demiryolları Hareket reisi Şefiğin niANKARA turan Hüsnünün oğlu 6 yaşlarmda Ö şan merasimi, dün Mehmed Tevfiğin EHalkevlerinin yıldönümünü size ben mer, dün sabah Belediye önünden ge de kutlular, kurumlara başarılar diliye" çerken 1069 numarah otomobilin çarp renköyündeki köşkünde, iki tarafm ailesi ve dostlarının bulunduğu samimî rek muhabbetlerimi sunanm. masma maruz kalmış ve yaralanmıştır. bir mecliste yapılmıştır. Başüekil Çocuk hastaneye kaldırılmış, şoför Genc nişanlılan tebrik eder, saadet 1. Inönü yakalanmıştır. | ler dileriz. Bayram münasebetile mekteblerde tedrisata devam edilmemesinden isti • fade eden Kadıköy kız ortamektebi müdürlüğü, talebelerine şehir dahilindeki muhtelif müesseselerde ders tatbikatı yaptırmağa karar vermiştir. Bu mak sadla bugün mektebin üçüncü smıf talebesi saat on birde İstanbuldaki Sütdamlasım ziyaret ederek orada ev idaresi ve çocuk bakımı dersi üzerinde tatbikat yapacaklardır. Talebeler oradan çıktıktan sonra Süleymaniyeye giden cadde ustündeki Üniversite kütübha nesini, Süleymaniye camisini, Mimar Sinan türbesini, Türk îslâm Müzesile Beyazıddaki înkılâb Müzesini gezeceklerdir. Mektebin ikinci sınıf talebesi de, mek teb müdirile beraber Adliye binasına giderek yurd bilgisinin Adliye teşkilâtı. davaların hal ve faslı hakkında ders tatbikatında bulunacaklardır. Mahke melerde çocuklara muhakemenin cereyanı gösterildikten sonra bilâhare müdür tarafmdan kendilerine izahat verilecektir. tkinci sınıf talebesi yarın da gene müdürlerile beraber Kurbağalıderedeki Gazhaneye giderek şehrin havagazini Ayrıca iki Alman devleti dış politikatemin eden bu müessesenin teşkilâtını ve gazin sureti istihsalini tetkik ede Iarı üzerinde de mutabık kalmışlardır. ceklerdir. Bu mutabakat bir nevi siyasî birlik maADLİYEDE nasını ifade eder. Hulâsa Almanya ile İki kabadayı mahkum oldu Avusturya, galib devletler tarafmdan Sabahaddin ve Gafur adında iki kişi şimdiye kadar takib edilen politikalarda sarhoş olduktan sonra Edirnekapı civa şiddetle reddolunan birleşmelerine dogru rında, evvelce kendisine karşı husumet dev adımlar atmış oluyorlar. besledikleri birisinin evinin önünden Almanya ile Avusturyanın birleşmesigeçerken; «bize yan bakan var mı? Erne mâni olabilecek yegâne engel Habs' kek olan meydana çıksın» şeklinde bağırmağa başlamışlardır. Umumun isti burg'lann tekrar işbaşına gelmeleridir. rahatini bozan sarhoşlar biraz sonra Fakat bu iş te halledilmiş gibidir. Orta vak'a mahalline gelerek onları sustur Avrupanın ikinci mühim meselesi bulu mak istiyen polis Naciye de, «sen bizi nan Çekoslovakyadaki büyük Alman esusturamazsm, bizi susturacak olan kim kalliyetinin vaziyeti dahi son günlerde ese daha dünyaya gelmemiştir» şeklin hemmiyetli surette tavazzuh etti. Bu ede ve bundan daha ağır sözlerle hakakalliyctin en büyük şikâyeti iktısadî vaziret etmişler ve cürmü meşhud mahkeyetinin fenalaşmış olması ve kültür cihemesine verilmişlerdir. tinden tazyika uğramış bulunmalarıydı. Bunlardan Sabahaddin yalnız sarhoşluktan para cezasına mahkum olmuş, Çekoslovakya hükumeti ahiren Alman Gafur ise zabıtaya hakaretten 35 gün ekalliyetine gerek iktısadî, gerek kültür hapse ve 35 lira para cezasına mahkum işlerinde tam müsavat esası üzerine mü him müsaadelerde bulunmuştur. Bu cümolmuş ve tevkif edilmiştir. Almanlann yaşadıklan yerlerde Bayramda çocuklara kumar leden mikyasta nafıa işlerine başlanacak geniş oynatanlar ve herkesten evvel yerli Almanlar istihBayram yerlerinde eğlenmek istiyen dam edilecektir. çocuklara kumar oynatmaktan suçlu oAlman genclik teşkilâtı Almanlann larak Bej'oğlu nöbetçi sulh ceza mahkemesince dört kişi cezalandırılmıştır. eline bırakılacaktır, devlet memuriyetleBunlardan Nusrat ve Arşat tabla üze rine Almanlardan nüfuslan nisbetinde arinde zar attırmak, Hasan, elek içine dam almacaktır. Resmî muhaberelerde para attırmak, Tevfik te fırıldak çevir almanca kullanılabilecektir. Alman ekalmek suretile kumar oynatmışlardır. liyetinin maarif ihtiyacları mütenasib bir surette temin edilecektir. Brüksel sergisi Almanya bu müsaadeleri takdir et Brüksel Beynelmilel 17 nci sergisi mektedir. Yalnız kuvveden file çıkanl nisanm yedisinde açılacaktır. Nisanın masında hulus ve sadakat gösterileceğine 21 ine kadar açık bulunacak olan sergi emin bulunmuyor. Bunu daha ziyade haye ticaret ve sanayi erbabımız da davet rice tesir için propaganda vasıtası say edilmiştir. Brüksel sergisine iştirak e maktadır. Çekoslovakyanın aldıgı ted deceklerle ziyaretçilere kolayhk göstebirler şüphesiz Orta Avrupanın derin bir rileceği Ticaret ve Sanayi Odalarımıza yarasmı kapatmak için ilk bir tedavi çabildirilmiştir. resi teşkil edecektir. Nişaın merasımı İki gaat içinde yakalanan yankesiciler Muharrem Feyzi TOGAY Şişlide Perihan sokağında 72 numa ralı evde oturan Aliye, İstiklâl cadde sinden geçerken iki yankesici tarafın dan cebindeki para çantası çalınmıştır. Aliye derhal polise müracaat etmiş ve karakolda kendisine gösterilen resim lerden sabıkalılan tanımıştır. Bunun üzerine Bedri ve Şerefeddin ismindeki yankesiciler iki saat zarfın da yakalanmışlardır. Cumhuriyet Nüshası 5 kurnştur. Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık 1400 Kr. 750 » 400 > 150 » 2700 Kr 1450 > 800 » Yoktur M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle