Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 Birincikâmm 1937 CUMHtJRİYET \ Ilk mekteblerde ihmal kurbanı olan çocuklar Ele avuca sığmaz çağdaki yüzlerce çocugun mekteblerde maruz kaldığı kazalara acil tedbirler alınmalıdır Bursa belediye işlerinde yeni hız İlk plâna temizlik meseleleri alındı Bursa (Hususî muhabirimizden) Sırasına göre bir turist veya kaplıca sehri diye anılan Bursada dar bir bütçe ile belediye reisliği yapmamn zorluğu karsısmda burada sık sık be lediye reislerinin değiştiği görülür. Fakat öyle zanne Bursanın yeni diyorum ki, bu se Belediye Reisi ferki reis bu çetin Neş'et Kiper işi kolay kolay terkedecek değildir. Kâğıd fabrikası azamî faaliyette Haricden yapılan sipariş ler kabul edilemiyor M. Hitler, Milletler Cemiyeti mukavelenamesi tadil edilirse Almanyanın Cenevre ile İzmit (Hususî) İzmit, feyizli bi inkişaf yoluna girmiştir. Şehrin herhang teşriki mesai edeceğini söylemiş... bir derdi, ihtiyacı, bütün yokluklara rağ men karşılanmağa çahşılmış, ve takdi edilecek eser ve varlıklar vücud bulmuş tur. Eski İzmitle bugünkü İzmiti kıyas edenler, şaşılacak ileri bir hamle ile baş başa kalırlar. Denilebilir ki, İzmit, Cumhuriyetin nimetinden faydalanmayı iyi bilmiş ve bunu muvaffakiyetl; becermiş bir şehirdir ÎCâğıd ve karton fabrikası İzmite hayat hararet ve nur vermiş, şehirde içtimaî yaşayış şartları değişmiş, eski ve köhne iti kadlar kalkmış. Kadın, erkek insanca bir hayat sürmeğe başlamıştır. İzmit köylüsünün kalkınması için, burada sarfedilen emek ve enerji çoktur. Çünkü, İzmit köylüsü bu kalkınmanın ruh ve esasını kavramış, her iki taraf büyük davayı benimsemiş bulunuyor. Köylü, bundan memnundur. Kendi ayağına kadar gönderilen cins buğday tohumunun, pulluğun, ziraat memurunun, doktorun, eğitmenin gelişine, hayret et memiştir. Atatürk dünyasında, kendisine verilen kıymetin büyüklüğünü müdriktir; bundan sevinc, gurur duyuyor. Esk.den işçi olarak İzmitte tütün amele'n vardı. Bunlaım miktarı birkaç yüz kada'dı. Kâğıd fabrikasınn kurulmasından, ikinci kâğıd ve selluloz fabrikala rımızın da kurulmasına başlandıktan sonra îzmitte işçi sınıfı bir kemiyet ifade etmeğe başlamıştır. (Bastarafi 1 Inci sahnede) attıkları fikirlere istinad etmektedir. Hit ler, Versailles'da kurulmuş olan bu mü essesenin haricinde sulhu tesis etmenin çarelerini aramıştır. Bugün Milletler Ce miyeti ölmüştür. Bir taraftan menfi kuv vetler neticede kollektivizm muzaffer olacağını ümid etmekte, diğer taraftan da terakki kuvvetleri şimdiki vaziyetten alınması lâzım gelen neticeleri pek iyi gör mektedirler.» Berliner Lokal Anzeitger şöyle yazı yor: «Almanyanın sureti kat'iyede Cenevreden vazgeçmesi milletler arasındaki münasebetlerde yeni bir devrin başlangıcı suretinde tefsir edümelidir. Almanya büün memleketleri Cenevrenin boğucu ha vasını terkederek Cemiyet esasma müstenid bir Avrupa teşriki mesaisinin açık ve erbest havasına girmeğe davet etmektedir. Henüz bu yeni siyasete mâni olan güçlüklere rağmen böyle bir siyasetin bir gün galebe çalacağı ümid edilebilir. ünkü bu, Versailles mezarlığından da ha iyi neticeler vereceği şüphesiz bulunan enc ve dinc bir siyasettir. karşılamakta ve buna büyük bir ehemmiyet atfetmektedirler. Hitler Lord Halifax mülâkatının akîsleri Norveç Hariciye sözleri Nazırtmn Oslo 14 (A.A.) Hariciye Nazıri Kont, Arbeider Badet gazetesine beya * natında demiştir ki: «Italyanın Cenevreden aynlmış olmasf bizim üzerimizde hiçbir tesir yapmıya caktır. Eğer dünya iki ideolojik bloka a y rılacaksa Norveçin hangi blokta yer ala cağı şüphe götürmez. Fakat biz bu esasa dayanan bir ayrılık istemiyoruz. Norveç, muhtelif hükumet şekillerile alâkadar oîmaksızın milletler arasında sulhu ve adaleti hâkim kılmak için Milletler Cemiyeti çerçevesi icinde çahşacaktır.» Başlarından ve ayaklarından yaralamp Etfal hastanesinde tedavi edilen üç yavru Zaman zaman, ilkmekteblerde çeşid çeşid ihmallerin kurbanı olarak yaralanan, kafası gözü patlıyan, bacağı kolu kırılan çocukların ana ve babalanndan, acı acı şikâyetlerle dolu mektublar alıyoruz. Ancak biliyoruz ki ihmallerin günahını sadece mekteb idarelerinin ve muallimlerin omuzlannda görmek sarih bir haksızlık olur. Ele avuca sığmaz çağdaki yüzlerle çocuğu sinesinde barmdıran bir mektebde, kaynaşan kalabalık içinde elbette düşen de olur, kalkan da. Kaşla göz arasında birbirini iten, birbirinin ayağına çelme takan çocukların hiçbir hareketlerinin mürebbi gözünden kaçmamasmı istemek, onlardan mucizeler beklemek demek olur. teblerinde yaralanmıştır. Kendilerile ve başlarının ucundaki ana ve babalarile konuşarak öğrendik ki, mektebde arkadaşları tarafından itilip kakılma neticesinde bu çocuklardan birinin ayağı kırılmış, ıkisinin de kafası patlamıştır. Gene orada öğrendik ki, bu koğuşlarda bu çocuklardan evvel, ayni şekilde yaralanarak yatan başka yavrular varmış... Onlardan sonra, mekteb kapılanndan, hastane koğuşlarına geleceklerin arkası ahnacağın; da kimse temin edemez. O halde, ellerine emanet edilen yavrular hakkmdaki dikkat ve itina bağlarını biraz gevşetmiş gibi görünen sayılan pek mahdud da olsa bazı mekteb idarelerinden de, bütün diğer mekteblerimizde öğünerek şahidi oldueumuz derin şefkati istemek yersiz bir dilek sayılmamaBu, böyle olmakla beraber, bazı mek lıdır. teblerde, bilhassa dersten çıkılırken, ve teneffüs esnasında çocukların kendi halBursa halkevine yeni temsil lerine bırakıldıklarını, onlarla icab ettiği salonu yapılıyor şekilde yakından alâkadar olunmadığını Bursa (Hususî) Halkevimizin Uluda duyup duruyoruz. cami yanındaki müsamere ve konferans Herhangi şekilde mektebde kazaya sahnesi yeniden yapılmağa başlanmış uğnyan çocuğun derhal doktora gösteriltır. Bu sahnede, Halkevi Temsil komi mediği ve saatlerle mektebde alıkonarak tesinin hazırladığı projeye göre tadilât beyhude emeklerle tedavisine çahşıldığı yapılmakta, dekorlar değiştirilmekte, da işitilmiş vak'alardandır. bütün tertibat ve tesisat modern sahne Bunlar ve bunlara benzer şikâyetlerin tekniğine uydurulmaktadır. Bu işler de topunun birden hissine kapılan ana ve için Halkevi idare heyeti evvelce ver babalann mübalâğalan addedilmesi diği kararm tatbikatına nezaret etmekmümkün değildir. tedir. Bursa hesabma çok faydalı bir salon olan bu yer, Temsil şubesinia^aık Dün §i$li Çocuk hastanesiniasbir kosık halk ve köylü için verdiği temsillerğuşunda bulduğumuz şu üç yavrunun, üde ajzzma kadar dolup çii de ilkmekteb talebesidir, üç^ Berlin Alman müstemlekelerinde ifayı vazife eden Alman askerleri Berlinde yılın an'anevî resmigeçidlerini yapmışlardır. Resmimiz Kamerun'daki eski 69 uncu Alman alayına mensub efradın 20 nci alay kumandanı General Schwander'in kumandanlığı altında resmigeçidini göstermektedir. Yeni belediye reisi emekli kurmay yarbavı Neşet Kiper işe başlıyah he nüz bir ay oldu. Bu kısa zaman içinde beledive işlerini ve Bursada turızm bakımından yapılması lâzım gelen yeni i«leri tamamen kavradığını tahmin et ti*im b°ledive reisile (Cumhurivet) icin b''r konu^ma yaptım. Neset Kiper sordu^larıma < m cevabları verdi: c B'r avd"* is başmdavım. Bu za : man icinde b lhassa geceli gündüzlü. memleketin ihtivaclarım anlamak icin halkla temasa birinci derp^erfe ehem : miyet verdim. Yapılacak isl*>"in hir ""i plânına şehrin temizliS'ni aM'rn. plânda gıda maddelerinin to^îT'is ; de büyük bir yer verdik. Büt in vei? ceklerin sıkı bir kontrol altında temiz ve üstleri örtülü bir şekilde satılma^ma ebemmiyet verdik. İkinci mesele ola rak memleketin havatî ihtivacı olan (su) işlerini ele aldık. Sularımız üze rinde esaslı tetkikler yaptırarak bun Türk işçisi yeni bir san'at ve hayat ların ilk fırsatta çoğaltılması çarelerini içindedir. Fakat, Türk kabiliyet ve ze ve mevcud tesisatm takviyesini düşünkâsı bu yeni san'at ve hayatta aksama mekteyiz. Şehrin yeni plânını bir mütehassısa yaptırıyoruz. Bu yeni plân mıştır. Kâğıd işçileri, kâğıd imalinde o dan sonra kendime bir çalışma progra kadar muvaffak oluyorlar ki, başlarındamı yapacağım. Programımın başmda ki yabancı mütehassıslar, buna hayret ebelediyeye esaslı birer varidat kaynağı diyor, bir imkânsızlığm, Türk elinde olacak olan su işi, hal ve umumî bir mümkün olduğunu görüyorlar. garaj inşası işlerile halkm hava alabilîşçi, kendisinin insan olduğunu fabri mesi için şehrin muhtelif yerlerinde kada öğrenmiştir. 8 saatlik bedenî çalışparklar yaptırmak işi bulunacaktır. Mümkün olursa otobüs servisinin dahi manın kendisine temin ettiği refah gerbelediye tarafından idare edilmesi su çekten çoktur. Kâğıd fabrikamızda mütemadi bir çaretile belediye varidatınm en kısa za manda artırılmasını imkân dahiline lışma vardır. Fabrika, geceleri de tatlı bir sokmağa çalışacağım. Bursa valisinin ahenkle işler. Fabrika, o kadar çok sipakıvmetli irşadlanndan her zaman isti1 riş alıypr ki bunların hepsıne cevab verefade etmekte olduŞum gibi kendisinden rnemefctedir. Memleketimizde kâğıd sar bu çalısmalarım üzerinde de muzahe fiyatı şayanı dikkat bir şekilde artmıştır. ret ve kuvvet alacağım. Türk Kagıdı emsalindenen nefis ve üstün Turizm bakımmdan ilk ele aldığım Iduğundan, Suriye, Irak, îran, Efganisnokta: mevcud kayıdlara göre Bursaya tan ve daha birçok ülkelerden de taleb gelip giden sevvahları tesbit etmek ol vardır. Fakat, önce memleketin ihtiyacıdu. Bunu tesbitten sonra; devletin tu nı karşılamak zarureti olduğundan bunrist şehirlerine yapacağı yardım için biz lara menfi cevab verilmekte ve fabrika, de bu rakamlara istinad ederek teşeb ıldığı siparişleri sıraya koyarak taahhüdbüslerde bulunacağız. lerini yapmaktadır. Gene turistik cepheden çalışma progFabrikaya her uğrayışımda soranm: ramımızda yollarımızı birinci plâna al Cumhuriyeti ne zaman yerli kâğımış bulunuyoruz. Çekirge Yeşil ana dımızla çıkmış görmek bahtiyarlığına kayolu üzerinde parkesiz hiçbir yer bı vuşacağız? rakmıyacasız. Yapıldığı gündenberi ArŞu cevabı verirler: navud kaldırımı olarak kalan, buna Yakmda. mukabil üzerinde hiç seyyah eksik ol§imdi, İzmitte ikinci kâğıd ve selluloz mıyan Yeşilcami yolunu parkelemek fabrikalarımızın çatıları yükseliyor. Bu için (150) bin parke taşı ısmarladık. rada hummalı bir faaliyet var. Sokaklarm tenviratına kuvvet ver Celâl Bavarın uğurlu elleri, bu, fabrimek icin lâmba kuvvetlerini artırıyo ruz. Karanlık köşeleri ve mahalleîeri kalarımızın kapılannı açtığı gün, îzmitte de avdınlatmağa çahşıyoruz. doğacak ufkun refahını görüyor gibiyiz. Gürültü ile mücadele esaslı mesaimiz cümlesindendir. Çünkü turist ve teda tırıp buradaki sinemalarda bu filmi devi şehrinde istirahati selbetmenin ma vamlı olarak göstermeğe çalışacağız. Belediye mesaisini daha pratik şekle nası yoktur. Yollarda halkm daima sağı takib etmesi için zabıta memurlarmı sokmağa çalışıyorum. Bursa halkının arasıra bu işi tanzim hususunda tavzif belediye işlerine karşı gösterdiği has ediyoruz. Medenî şehirlerde yürümenin sasiyetten çok memnunum. Bu alâka şeklini ve sokaklara tükürmenin zarar bizim çalışmamıza büyük bir kuvvet MUSA ATAŞ larını halka anlatmak için bir filim yap vermektedir.> tor Sardi dişlerini gıcırdatarak onu bekliyordu. Delmonte'ler, muhtelif sebeblerle altüst bir haldeydiler. Bariton Fiamarelli, bedava ders aldığı, hatta bedava ı yiyip içtiği halde, Delmonte'ye karşı, koyunda beslenen bir yılan gibi hare ket etmiş, gizlice evlenmişti. Bir gün, üstada, bir gene kızla münasebet peyda ettiğini, kızın babası tarafından kemikleri kırılacağı tehdidile karşılandığmı, ve namusunun kendisine o kızı nikâhla almağı emrettiğini, hıçkırıklar içinde ve bir sürü jestlerle anlatmıştı. Delmonte, söğüp saymakla beraber, onu gene Nevyork'a götürmüş, hatta, Metropolitan Opera dan, ona bir temsil müsaadesi bile almıştı. Delmonte onun, şarkı söyliyebilmek için daha dört sene çalışması icab ettiğini söylediği halde, bu tunc sesli bariton, ikinci derece roller için angaje edilmişti. Doktor Sardi'nin, Doris'e mahrem o larak fısıldadığına göre, bizzat üstadm yeni bir mukavele imzalaması ihtimali daha zayıftı. Metropolitan Opera müdiriyeti, gitgide kendini naza çekiyordu. Delmonte artık gene değildi ve Trouvere'in son temsilinde pesten tize geçerken yarım ses aşağıdan dolaşmağa mecbur olmuştu. Blanchard otelinin odaları bir fırtma bulutunun tehdidi altındaydı. Bu buhranlı devrede, üstadın etrafında iki yeni çehre peyda olmuştu. Mosse denilen çok becerikli ve çok nüfuzlu cüce simasrla, katolik papazı Francesco Mattini. Baso Terp kendinden ümidi kesmeğe ve zayıflamağa başlamıştı. Palfy, koca sından boşanmış, derslere yeniden devam edebilecek para edinmiş, dönmüş gelmişti. Kafileye yeni bir talebe daha katıl mıştı. Bu, iri ve melânkolik bakışlı bir Rumen kızıydı. Doris, üstadın, bu kızı öteki talebeye tercih ettiği ve ondan, daha fazla şey beklediği kanaatindeydi. Hased, içini kemiriyordu. Kendini, ça lışmaya kaptı koyuverdi. Ekzersislerini ye derslerini, sessiz ve metodlu bir ısrarla takibe başladı. Bazil'i ziyareti adeta u nuttu; onu unutmak istiyordu. Daha başka derdler de vardı. Doktor Sardi ona âşık olmuştu. Bu, hiç bekle nilmiyen son derece sıkıcı birşeydi. Sardi, birkaç hafta, Romanyalı kızla düşüp kalkmıştı. Sonra, dişlerini gıcırdatarak Doris'e avdet etmiş, ona, aşkını itiraf etmişti. Kimsenin aklından geçmiyen bu hâdiseye, en çok ihtimal veremiyen kendisiydi. «Hayatımı zehirliyorsun, diye haykırmıştı. Hayatın bütün zevkini ka çırıyorsun. Senden başka hiçbir kadına tahammül edemez oldum. Bu ne felâket, bu ne zevksizlik...» Bu vaziyet, Doris'e, önce yen! tazyikIere, yeni mecburiyetlere, yeni can sıkıntılarına yol açacak bir hal gibi göründü. Fakat sonradan, bu hâdicenin kendisi için Cenevre müessesesi Berlin 14 (A.A.) «Havas» Alman gazetelerinde dün akşamdanberî sanki bir parola varmış gibi «Milletler Cemiyeti» tabiri kullanılmaz olmuştur. Milletler Cemiyetine Alman gazetelerî «Versailles'm ebedileştirilmesi için Ce « nevre müessesesi» adını vermeğe başla « mışlardır. Lehistan, hâdisevi karşıladı teessürle Varşova 14 (A.A.) Italyanın Milletler Cemiyetini terketmeğe karar vermesi dolayısile Leh siyasî mehafili, mezkur emiyete cihanşümul bir mahiyet izafe etT>ek prensipinin asla tahakkuk etmemiş lduğunu ehemmiyetle kaydetmektedir. Eğer Milletler Cemiyeti, yalnız bey nelmilel bir doktrine sahib bir kamp ol makla kalmıyarak azadan olan devletle ın dahilî bünyelerine müteallik bir doktrine de sahib olması lâzımgelmiş olsaydı, Lehistanın Milletler Cemiyetine karşı taib etmekte olduğu hayırhahane hattı hareketi değişirdi. Zira, Lshistan, Milletler Cemiyetinin herhangi bir doktrini iktiza eden bir mücadelenin gayelerini takib etmemesi lâzımgelmekte olduğu mütalea smdadır. Beynelmilel teşriki mesaiye taraftar lan Leh siyasî mehafili, İtalyanın Mil tler Cemiyetinden çekilmesini teessürle Nafıa Vekâletinden bir dilelc İzmit (Hususî) Derince, Hereke, Tavşancıl, Yarımca, Derbend, Sapanca ve mücavır köylerinde oturan talebe, memur ye işçi gibi kalabalık bir zümre hergün îzmite gelmek mecburıyetındedirler. Bu seyahat mecburidir, çünkü talebe tahsilini İzmitte ilerletmekte, memurlarla işçilerse ev buhranından, civarda oturmak zaruretinde bulun maktadırlar. Yukarıda saydığım yerier arasında, büyük şehirlerimizde olduğu gibi, ucuz tarifeli banliyö trenleri ihdas edilirse bunların bi'' eleri oldukça ağır bir yükten kurtulmuş olur. Yurddaş! » Bankada bir tasamıf hesabm yok mu? Birıktirdiğin paraları niçin evde sakhyorsun? Çahnsın, yansın ve faiz getirmesin dive mi? Ulusal Ekonoml ve Artttrma Kurumu Ingilterede gene kızlar arasında eskrim merakı Londra Gene kızlar arasında eskrime karşı büyük bir rağbet başlamıştır. Bu münasebetle Londradaki amatör eskrimciler mektebinde kız talebeye ders verilmeğe başlanmıştır. Derslere 18 yaşından aşağı olanlar iştirak etmektedir. Yukarıki resim ders gören kızları bir arada göstermektedir. ayn bir emniyet teşkil ettiğini gördü. Bir harem dolusu kadına tahakküm etmeğe alışık olan bir erkeği mağlub etmişti. Kendisine âşık olmak istemiyen, yahud bundan hoşlanmıyan bir adamı ram etmişti. İlk zamanlar, doktor Sardi biraz müstebid davranmağa kalktı, fakat sonra yumuşadı. Doris'e çiçekler ve ayakkablan aldı. Doris'in sayesinde para kaza nacağı yerde, onun için para sarfetmesi şayanı hayret birşeydi. Onu birkaç saat göremeyince, telefonla anyor, yahud tehlikeli olabilecek mektublar yazmak gibi ihtiyatsızhklarda bulunuyordu. Doris'e hos görünmek için saç tuvaletinin şeklini değiştirdi ve güldüğü zaman çirkin görünen altın dişlerinin yerine beyaz diş koydurdu. Çok korkaktı. Bir defasında dışçide bayıldı. Doris alay edince: lamak, bir merdivenin üst basamağmdan yere yuvarlanarak ölü rolü yapmak gibi hareketleri talim ediyordu. Doktor Sardi, bilhassa muhtelif ölüm şekillerini talim hususunda muvaffakiyet gösteriyordu. Carmen'in hançerle ölüşü, Tosca'nın, kendini Saint Ange şatosundan aşagı a tışı, Traviata'nın ve Boheme'deki Miminin verem olup ölmeleri, Ayda'nın du var içine örülüşü ve Madam Butterfly'in haragiri yapması, bütün bunlar, Doris'in kemali ciddiyetle ve doktor Sardi'ye karşı biraz minnettarlık duyarak öğrendiği rollerdi. Bu hareketler, hakikî ölümle hiçbir münasebeti olmadığı için, kalbine zarar vermiyordu. Doris, Metropolitan Operada olsun, Viyana operasmda, Mi lâno tiyatrosunda ve Salzburg şenliklerinde olsun daima doktor Sardi'nin yanında oturuyordu. O, sahnedeki rollerin iyisini, fenasını, harikulâde güzel olanını, bir baş işaretile, bir mırıltı ile ona gösteriyor, izah ediyordu. Doris'e kitablar getiriyor ve geceleri, ana dili olduğunu iddia ettiği o kötü almancasile konuşarak onu tenvir ediyordu. Belki de, ana dilinden tama men mahrumdu. Doktor Sardi, bir ana nın bir çocukluk hayatının ne olduğunu bildikleri tasavvur edilemiyecek insanlar(Arkası var) J Vicki BAUM îazan: Hamdi VAROGLU Çeviren: 45 . Nazarlannı bir noktada tesbite çalıştı. O zaman, Bazilin yüzünde, ıstırab ifadesine benzer bir takallus peyda olduğunu gördü. Bunun, bir tebessüm yeltenmesi olduğunu anladı. Şimdi, cnu değiştiren şeyler ne olduğunu anlamıştı. Bazıl, a r tık tebessüm etmiyordu. Her sözü, ayni ciddî ve yeknasak eda ile söylüyordu. İçten gelen bir hamle ile, ellerini, onun başını tutmak ister gibi, ileri doğru uzattı. Fakat, aralarında parmaklık vardı. Bazilin kum rengi saçları tozlu gibi görünüyordu. Şakaklan açılmağa başlamıştı. Zavallı seyrelmiş saçlar! Konuşmağa başladıkları andan itibaren, Doris, ilk defa olarak, şefkate benzer bir his duyuyordu. Kâtib, arkalarından seslendi: Beş dakikanız daha var. Sonra, gazetesini yüzüne yaklaştırdı ve görünmez oldu. Bazil, renksiz dudaklannda ayni tebessümü muhafaza ediyordu. Dorisin güçlükle işitebileceği kadar yavaş bir sesle: Arasıra adamızı düşünüyor musun? Diye sordu. Doris, derhal cevab verdi: Biribikiyi mi? Düşünmez olur muyum? Yalnız bunun için yaşıyorum. Yakında beraber gideceğiz oraya. Bazil'in çehresi, canlılığını yavaş yavaş gene kaybediyor, yeni bir sağanak oday: tekrar karartıyordu. Bir trenin hareketinı bekliyen insanlar gibi, bir iki söz daha teati ettiler. Bazil, onun kokusunu, el ile tutulabilir birşey gibi, alıp höcresine götürebilmek istiyordu. Tavır ve hareketi nin iyiliği sayesinde, istisnaî bir nıuamele olmak üzere, kendisine kâğıd ve bir kur su kalem vermişlerdi. Boşalmağa başlıyan muhayyilesine yeni bir gıda bulmuş o luyordu. Doris'in resmini yapacaktı. İlk seferki gibi, ellerini parmaklığa dayadı lar, fakat ayni harareti duymadılar. Birbirine temas eden avuçlarınm arasında bir boşluk vardı. Doris ikindi trenile avdet etti ve ak şamüstü Blanchard oteline geldi. Dok Cümlei asabiyemi mahvettin, dedi. Seni bugünkü vaziyetine ben getirdiğim halde, hergün biraz daha hodperest oluyorsun. Doris, biraz düşününce, Sardi'nin pek de haksız olmadığını gördü. O olmasa, pahalı bir güzellik enstitüsüne hiçbir zaman gitmiyecek, saçlannı boyamıyacak, Delmonte'nin yanına giremiyecekti. Doris, rollerin, birkaç sene sonra te ganniye ancak başlıyabileceği dramatik denilen kısımlannı da ezberlemek zaru retindeydi. Sardi, ona, sahnede dizçök dandı. mek, yalvarmak, kendi kalbine bıçak sap