27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 İkinciteşrin 1937 CUMHURtTET SON MES'ELELER M. Metaksas, 936 inkılâM. Tataresco, Liberal partinin bir toplantısında bının sebeblerini izah etti mühim bir hitabeyle bütün faaliyetini izah etti Atina 2 (A.A.) Atina ajansı bilBükreş 2 (A.A.) Başvekil Tataresco, liberal partisinin icra komitesinde hükumetin dört senelik icraatmı etrafile anlatmıştır. Başvekil, rakamlara istinad ederek ikbsadî ve malî sahalarda elde edilen terakkileri kaydetmiş, demiryolları ve şoseler yapıldığını, memleketin umumi idaresinin düzeltildiğini, okul ve öğretmen sayısınm artırıldığmı söylemiş ve nihayet hükumetin harbdenberi ilk defa olarak bir silâhlanma ve teçhiz programı tesbit ederek bu programı kısmen tahakkuk ettirdiğini ve programın tatbikına devam edildiğini ilâve etmiştir. Haricî siyasete gelince, hükumetinin an'anevî dostluk ve ittifakları tarsin ettiğini ve ayni zamanda bütün devletleıle, hiç fark gözetmeksizin iyi münasebat tesis eylediğini söylemiş ve demiştir ki: « Küçük Antant içinde Çekoslovakya ve Yugoslavya ile teşriki mesaimiz her üç devletin de mukadderatı lehine olarak daima semereli olmuştur. Balkan Antantınm ve Polonya ile olan ittifakımızın da bariz vasfı ayni si yasettir. Mıntakavî ittifaklar sistemimiz garb da, Fransa ile olan dostluğumuzda bir dayanca bulunmaktadır. Rumen milletinin ötedenberi Fransaya karşı beslediği derin muhabbet ve dostluk hisleri 1926 da Jean Bratiano tarafından imzalanan ve hükumetimizin akdettiği mukavele ile de on sene müddetle tecdid olunan dostluk muahedesile tebellür etmiştir. Fransa ile mevcud sıkı bağların esası yalnız ruhî birlikte değil fakat ayni zamanda de vamlı ve hakikî menfaat birliğinde mündemiçtir. Fransa ile olduğu gibi, kurucu bir sulh arzusile kendimizi Büyük Britanyanın da yanında hissediyoruz. Cenevrenin fikir ve ef'alinde siyase timizin esasını teşkil eden prensipleri buluyoruz. Romanya delegelerinin daima müdafaa ettiği bu prensipler sunlardır: Devletlerin mutlak müsavatı, toprak ve istiklâl tamamiyetine riayet, kollektif emniyet.» Tataresco, haricî siyasette hertürlü sosyal nazariyelerden uzakta kalmak ve her devletin kendisi için şimdiki dahili rejimlerine karışmamanın Romanya için en tabiî birşey olduğunu ehemmiyetle kaydetmiş ve bu babda acı İspanya hâdiselerini hatırlattıktan sonra demiştir ki: « Hükumetimiz, Romanyanm Sovyetler Birliğile münasebatmı normal bir yola koyabilmiş ve dostluk ve iyi kom şuluk zihniyetile inkişaf ettirilmiş oldu ğundan dolayı memnundur. Almanya ile iyi dostluğa istinad eden münasebetlerimiz ve iktısadî menfaat birliğine istinad etmekte en memnuniyet verici bir tarzda inkişaf eylemektedir. İtalya ile olan iyi ve sıkı dostluk mü nasebetlerimiz son iktısad ve hava mu kavelelerinde tabiî ifadelerini bulmuşlardır. Bu mukaveleler iki milletimizin ru hunda uzun zamanlardanberi mevcud yakınlığı artıracaktır. Memleketimizin daimî menfaatlerin den doğan bu açık ve doğru siyaset sayesinde haricî nüfuzumuz ve dünyanm bu kısmında Romanyanm kudret ve ehemmiyetinin tesiri resanet bulmuştur. Kral Karol'un harice yaptığı seyahatler bu kudret ve ehemmiyeti parlak tarzda ortaya koymuştur.» Tataresco izahatına şu sözlerle niha yet vermiştir: « Dört senelik teşriî devre sonunda hükumetimizin vazifesi nihayete ermektedir. Umumî vaziyet Kralın vaziyetinc arzolunacaktır ve devlet hayatında açılacak olan bu normal kriz hakkında bir karar vermek de Krala aiddir. Liberal parti, geçici cereyanlara kapılan derme çatma bir teşekkül olmayıp bütün halk smıflarını nefsinde toplıyan yegâne teş kilâtlı bir siyasî kuvvettir. îktidar mevkiinde ve muhalefette daima memlekete hizmet etmesini bilecektir.» diriyor: Büyük nafıa işlerinin açılışı münasebetile Başvekil Metaksas Aigion'da söylediği büyük bir nutukta memleketi vahim tehlikelerden kurtaran ve Yunanistanın selâmetile birlikte ahlâkî, iktısadî ve askerî kalkınmasmı temin eden siyasî partilerce yaratılan dahilî geçimsizliklere nihayet veren ve Kralla millî hükumetin idaresi altmda millî birliği kuran 4 ağustos 1936 tarihli inkılâbm derin sebeblerini anlatmış, yeni Yunan devletinin tek bir kütle teşkil eden bir milleti temsil ettiğini ve hükumetin başında da herhangi bir partinin değil, bütün milletin malı o lan bir adamın bulunduğunu söylemiş ve demiştir ki: « Hic şüphe yok ki yeni Yunan devleti istihale geçirecek ve mükemmel bir hale gelmesi için icab eden yeni müesseseler kurulacaktır. Fakat ecnebi re jimlerden hiçbiri iktibas olunmıyacaktır.» Rumen kabinesinin takib ettiği siyaset Yunan Başvekilinin mühim bir nutku Üç ahlâksız peşînde Peyami Safa Lâdamokamelya için yazdığım bir koymaktan bile ürktüğü en gayrimakul makaleye şöyle başlamıştım: ilcaları çırılçıplak ortaya çıkardığı içb «Bu eser yazıldığı zaman, üç ahlâksız onu «Dostoievsky'yi» methediyor; «hayabancı (Nietzsche, Dostoievsky, ve yatmda bazı fevkalâde bulanık vak'alar» Oscar Wilde) henüz Fransız edebiyatı bulunan bu adamı seviyor ve «şüpheli insanlarla sıkı fıkıya temas ettiği» için onu nı zehirlemeğe başlamamışlardı.» tercih edıyor.» Bu «ahlâksız» kelimesini an'anevî ahlâktan ayrılan insanm vasfı olarak kulSahifeyi çevirelim: lanmıştım ve bunı da hemen şu satırlarla, «Bu tarafile Dostoievsky, Gide için, gene o makalede tasrih ermiş bulunuyor tesadüf edebileceği en korkunc ifşaatçı dum: olmuştur. Çünkü, Rus romancısımn bü«fîen bu kelimeyi burada iyilik ve fe tün kahramanlan arasında, Gide'in münalık telâkkisinin ötesinde müsiakil ve racaat ettikleri şunlardır: İrsî noksanlan yeni bir ahlâk sahibi manasmda kullanı ve sakathkları, ahlâkî ve dinî isyanlannı yorum. Arinevî ahlâk zaviyesinden bakı teyid eden yolunu sapıtmış münevverler, ınca bu akide sahibleri düpedüz birer zeliller, gayritabiî mahluklar, «canavarahlâksız gibi görünürler.» lar»: Bir Raskolnikoff, bir Stavrogine, Büyük ve aziz dostum Ahmed Ağa bir Versiloff, bir îvan Karamazoff ki şuoğlu, Dostoievsky için yazdığı bir ma urlu veya şuursuz, muharririn fikirlerini kalede, Rus romancısı hakkında kullan bildirmeğe vesile olurlar. Gide bu fikirler dığım sıfatı yerinde bulmıyarak diyor ki: arasında Dostoievsky'nin hakikî çehre«Dostoievsky, Nietzsche ile bir safta sini, daha doğrusu mahrem sözünü, sesive yanyana gelemez; hele Oscar Wilde nin perdesini arıyor. «Fakat Dostoievsky'nin en derin söile hiç gelemez. Çünkü bu Ingiliz muharriri kelimenin herhangi manasmda bir ah zü, içinde hıristiyan tevazuunun sırnnı lâksızdır ve ahlâksızhğı dolayısiledir ki görmesini bilenler için en müthiş sözü hiç mahkum oldu, ömrünün son günlerini pe şüphe yok ki şudur: «Kendi üstünde harişan ve her Uhraftan kovulmuş bir halde kikî bir şuuru olan insanm kendine hürmeti olabilir mi?» geçirdi.» Gerçi muhterem Ağaoğlu, benim haırlatmama lüzum bırakmadan, Nietzsche'nin büyük Rus romancısını bilhassa ıhlâkî akidelerinde üstadı telâkki ettiğini de gizlemiyor; «iyiliğin ve kötülüğün ötesinde»mütefekkirinin «cürüm ve ceza» müellifine borclu olduğu fikirleri kaydetmeden geçmiyor amma, Dostoîevsky'nin «fevkalbeşer» davasında Nietzsche ile bir hizaya konamıyacağını da söylüyor ve nihayet: «Dostoievsky'nin 60 senelik manevî hayatı billur gibi saf ve temizdir.» diyor. Bu fikirleri benim yazımdaki hükmün antitezi telâkki etmediğim için, sadece iki nokta üstünde ısrara lüzum görüyorum: Bunlardan biri, Dostoievsky, Nietzsche ve Oscar Wilde gibi üç romancının Fransız edebiyatında geniş bir ahlâksızlık cereyanı uyandıran müşterek bir tesire sahib olmalarıdır; ikincisi de, bilhasa «Cürüm ve Ceza» müellifinin bu cereyanı kışkırtmak yolunda elebaşı telâkki edilmesidir. Tekrar etmek istiyorum ki burada ahlâksızlıktan maksad, cemiyetin bize kabul ettirmeğe çalıştığı kafa ve ahlâk disiplininden yakayı sıyırarak, nefislerindeki korkunc tezadları aşabilmek için, iyilik ve kötülük yollarının ötesine çıkmak istiyen insanlann gidişleridir. Bu insanlar, kendilerini kötülüğe olduğu kadar iyiliğe de koşturan çapraşık istidadlannı açıkça tahlil v; itiraf etmekten çekinmiyorlar. Fransız edebiyatında bu üç ahlâksız yabancıdan gelen tesirlerin en meşhur örneği Andre Gide'dir. Onun «L'îmmoraliste = Ahlâksız» romanını ve «Dostoievsky» adlı eserile Oscar Wilde hakkında yazdıklannı okuyanlar, her üç yabancıdan aldığı tesirleri bir tek ahlâksızlık görüşü içinde nasıl birleştirdiğini gayet iyi bilirler. Fransa hesabına bir iddiaya girişmiş olmamak için sözü meşhur Fransız münekkidi, «Jugements» müellifi Henri Massis'ye bırakmayı tercih ediyorum. Bu Fransız münekkidi, «Jugements» adlı kitabının 35 inci sahifesinde, «Andre Gide ve ahlâksızlık akidesi» adlı fasılda diyor ki: «Nietzche'den sonra Dostoıevskyden bahsederken, Andre Gide bizi temin ediyor: «Psikolojide bana birşeyler öğreten yegâne adam budur.» Dahası var. Fransız münekkidi kitabının 4143 üncü sahifelerinde Dostoievsky'nin roman dünyasından şöyle bahsediyor: «Bir dünya ki orada ahlâkî telâkkiler ancak ortalığı altüs^ etmek için araya girerler; orada emniyetsizlik ve gururla dolu ruhlar hep kendi üstlerine kapanmışlardır; orada ferdler ihtiraslarımn meddücezirleri içinde hareket ederler ve mantıksızlıklarından yalnız hayatın geniş manasını çıkarmak isterler: Kendi halis cevherile ağmı ören ve nereye takılacağını bilmiyen ^rümcek gibi. «Gide'in Dostoievsky'de ne aradığını şimdi daha iyi anlıyacağız: Dışarıdan hiç birşey almıyan, hiçbir sosyal ve dünyevî bağı olmıyan bir âlem; bütün bedahetlere karşı, muvazeneye, nizama, mükemmeliyete karşı isyan halinde bulunan ve kayıdsız şartsız, umulmadık, daima gayrimakul hevesleri azdıran bir kâinat görüşü; bütün beşerî faziletlere gülen, içinden zekâsı ve iradesi atılmış, kanunu yok edilmiş, namusu ve günahı olmıyan, cinayetin bile insan şerefini berbad etmediği bir dünya.» Muharrir, 45 irıci sahifede, Dostoîevskynin bir kahramanı Stavrogine'in $u itiraf ını kaydediyor: «Ben daima olduğu gibi şimdi de iyi bir hareket yapmağa muktedirim; bunun gibi fenalık yapmak da istiyorum ve bundan da memnun oluyorum.» Muhterem Ağaoğlu da pek iyi bilir ki Dostoievsky'nin kahramanlan, bu ahlâk ölçüsile yüzlerce sahife lâkırdı etmişlerdir. Büyük dostumun iddia ettiği gibi Rus romancısımn çok saf ve temiz bir ömre sahib olduğunu kabul edebiliriz. Fakat benim yazımdaki maksadım Dostoievsky'nin Fransız edebiyatı üstündeki zehirleyici tesirlerini hatırlatmaktı. Bunun için şöhretli Fransız muharrirlerini şahid getirdim. Gene muhterem dostum kabul eder ki, eserlerinin bu tarafile Dostoievsky, beşerî ihtiraslann tezadlannı meşru bir zaviye içine almak istiyen Nietzsche ve Oscar Wilde ile benzeyişini ebediyen kaybetmiyecektir. Fakat Rus muharririnin onlardan ayrıldığı çizgiler üstünde de muhterem Ahmed Ağaoğlunun hakkını teslim etmemek mümkün değildir. Dostoievsky, eserlerinin şeytana da, mesleğe de gülümsiyen beşerî çehresile, kendisi hakkında en zıd iddialan haklı çıkaracak bir tezadlar devidir. Salikleri ister Rus, ister Alman, îngj'liz veya Fransız olsun, ben gelecek yazılarımdan birinde, şeytanla meleğin dejenere insan ruhlarında birbirlerile sarmaşdolaş olmalanndan doğan bu piç ahlâkm tahliline girmek isterdim. IHEM NALINA MIH1NA Denizcilik Türk milletinin ülküsü tatürkün Kamutayı açarken söyledikleri nutkun millî müdafaamıza aid müjdelerini, dün, bu ütunda hulâsa etmiştik. Bugün de denizciliğimiz ve deniz ticaretimizle alâkalı direktiflerinden bihsedeceğiz. Ulu Şefin denizcilik için söyledikleri sözler bütün Türk denizcilerini sevindirecek kadar ümidli ve kuvvetlidir. Nutkun «Arkadaşlar» hitabile başlıyan bu kısmmda Büyük Önder şöyle diyor: «En güzel coğrafî vaziyeüe ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüsirisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetlen istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli, ve onu az zamanda başarma' lyız.» Türkiye, her ikisinin de üç tarafı denizlerle çevrilmiş iki yarımadadan müteekkil bir memlekettir. Kara hududlarımız 2,417 kilometro olduğu halde, sahillerimiz 3,455 kilometro uzunluğundadır. Akdenizin, Ege denizinin, Marmaranın, Karadenizin dalgaları Türk yurdunun eteklerini öper. Atatürkün işaret buyurdukları gibi, denizcilik, Türkün büyük millî ülküsü olursa, bu ülkü bize, yalnız servet ve sıhhat getirecekrir. Deniz endüstrisi, deniz ticareti bu memleket için bir zenginlik ve refah, deniz sporlan ise sağlık ve sağlamlık kaynağıdır. Atatürk, nutuklarında, deniz ticaret ilomuzun yeni yaptırılmakta olan gemierle dahi ihtiyaca kâfi gelmiyeceğini ve ersanemizin ihyası lâzım geldiğini açıkça e büyük isabetle şöylece işaret ediyor ar: «Ekonomik bünyemizdeki inkişaf, de* niz nakliye vasüalan ihtiyaclarını hergün arhrmaktadır. Yeni sipariş edilen gemilerden bir kısmı, önümüzdeki ilkbaharda gelmiş bulunacaktır. Fakat bunlar, bu» ünden görülmekte olan ihtiyac hacmine cevab verecek aded ve nisbette değildir. Yeni gemiler inşa eüirmek ve bilhassa eski tersaneyi, ticaret filomuz için, hem tamir, hem yeni insaat merkezi olarak faaliyete getirmek esbabım temin etmek lâ» zımdır. Şu günlerde, yüksek Meclise. Su Mahsulleri ve Deniz Bank hakkınâa Ğır lâyiha gelecektir. Mevzuunun, yüksek alâkanızı çekeceğinden şüphe etmiyo : Meclisi İdareler reıshgı Bu daire, beledî hizmetlere yeni istikametler verecek Ankara 2 (Telefonla) Mahiyeti vazife ve mevzuları birbirinden ayrı olan Vilâyet hususî idarelerile Belediye ve köy idarelerinin merkezî işlerinin yalnız bir reis tarafından murakabe ve takibin deki imkânsızlık nazarı dikkate alınarak bir mahallî idareler riyaseti ihdası dü ünülmüştür. Mahallî idareler reisliği bir reis, bir reis muavini ile yedi şubeden müteşekkil olacaktır. Meclise verilen bu yoldaki lâyihanın mucib sebeblerinde görüldüğüne göre idarei umumiye kadralannda bulunan yedi bin memura mukabil mahallî idareer bütçelerinde maaş alan memurlann sayısı elli bine yakındır. Şimdiki merkez teşkilâtmm iştigal sahasında 536 belediyenin beledî mahiyeti haiz hizmetlerine istikamet vermek bütçelerinden merkezin tetkik ve tasdikine tâbi olanlar üzerindeki muameleleri yapmak yangın, tenvirat, temizlik, su, mezbaha, soğuk hava depolan, spor sahaları, kanalizasyon gibi te sislerin muayyen plân dahilinde intizamla yürütülmesini temin etmek yapı ve yollar kanununun tatbikatile şehirlerinin ismi ve plânlarının yapılması ile meşgul olmak gibi vazifeler vardır ki çok geniş bir mahiyettedir. Mahallî idareler mefhumuna dahil olan vilâyet hususî idarelerile belediye ve köy idareleri gerek mevzuaî gerek ma hiyet ve hizmetleri itibarile birbirinden ayn olduğundan bu idarelerin merkezin müsmir murakabesi altmda bulundurula bilmesini temin için hususiyetlerinin icab ettirdiği mütenazır teşkilân kurmak za rureti görülüyor. '"tmıuıııınınılfflllllllllllllllllllllilllllllllllNIIIIIIIIMIIımnmıımıum,,,! îspanya davası İki taraf ın da muhariblik hakkı kabul ediliyor Londra 2 (A.A.) Röyter bildiriyor: Ademi müdahale umumî komitesine, perşembe günkü toplantıda aşağıdaki tavsiyeler arzolunacaktır: 1 Heyeti umumiyesi itibarile karar sureti projesi hakkuıda mütalealan alınmak üzere îspanyadaki iki taraf nezdinde derhal teşebbüslerde bulunmak için reise salâhiyet verilmesi. 2 îspanyadaki iki taraftan gelecek cevablara intizaren tâli komitenin, karar suretinin her kısmının tatbikından doğan meseleleri tetkike devam eylemesi ve plân;n mümkün olduğu kadar çabuk tatbik mevkiine konması ve iki komisyonun İs panyaya yollanması için, ayrıca, tâli komitenin, muharib haklarının tanınması meselesinde bir hükumetin müstenkif kalmasından doğan vaziyetin önüne geçmek üzere alınabilecek pratik tedbirleri müzakere etmesi. Başvekilin teşekkürü Ankara 2 (A.A.) Başvekil Celâl Bayar Anadolu Ajansına aşağıdaki tezkereyi göndermişlerdir: Reisicumhurun beni Başvekâlete tayin buyurmaları ve Cumhuriyet bayramı münasebetile yurdun her tarafından telgraf ve mektubla ve şifahen yapılan lutufkâr tebrik ve temennilere ayn ayn hemen cevab yazmağa vakit bulamadığımdan ve beni çok mütehassis eden bu kıymetli teveccüh ve alâkanm karşıhğını geciktirmek de istemediğimden teşekkürlerimin ve bayram için karşılıklı samimî tebriklerimin sunulmasına Anadolu Ajansmın vesatetini rica ederim. Başvekil Celâl Bayar um.y> Suriyede millî parti azaları Toplu bir halde oartiden istifa ettiler Şanı (Hususî) Lübnandaki Suriy millî partisi azalan, partinin teşekkül zamanmdaki prensiplere aykırı hareket ettiğini ileri sürerek toplu bir halde istifa etmişlerdir. Bunlar, partiyi Arab vahdetini bozacak icraatla ve nihayet son Lübnan intihabatında Lübnanın dahilî işlerine müdahale edecek şekilde gayretkeş lik göstermiş olmakla itham etmekte ve: « Arablık menfaatlerini baltalıyan bu müstebid partiden kat'î şekilde alâkamızı kesiyoruz.» demektedirler. Eminönü meydanı nasıl açılacak? q Demiryollarımızı yaptık. Fakat, bunlann deniz kenarlarına indirdikleri ve indirecekleri mallanmızı yükliyecek limanlanmız ve taşıyacak vapurlarımız yok denilebilecek kadar azdır. Halbuki demiryolu, liman, vapur birbirini tamamhyan üçüzlü bir küldür. Birinin eksikliği, ötekilerin verimini azaltır. Atatürküa nutku, eksik kalanlann da yapılacağım bize müjdeliyor. Eski tersanemizin yeni gemiler yapabilecek bir hale konulması ise, başta İstanbul olmak üzere bütün memleket için, büyük faydalar temin edecek olan bir endüstrinin kurulması demektir. Hulâsa, Atatürkün nutku, bütün Türk denizcileri tarafından en büyük şükran hislerile karşılanmıştır. Çünkü denizciliği millete büyük millî ülkü olarak göstermektedir. O, bizi her ülkümüze ulaştırdığı gibi bu yeni ideale de kavuşturacaktır. Komitenin içtimaı Londra 2 (Hususî) Ademi mü dahale tâli komitesi bugün toplanarak, geçen celsede elde edilen anlaşmayı bera>ı tasdik komite heyeti umumiyesine tevdie karar vermiştir. Bu münasebetle hazırla nan rapor, mevzuubahs anlaşmanın bü tün devletler tarafından kabul edildiğini, ancak muharib hakkına aid kısma Sov yetlerin muhalefet ettiklerini bildirmektedir. Ademi müdahale komitesi heyeti umumiyesi perşembe günü toplanarak, tâli komitenin raporunu ve elde edilen anlaşmayı müzakere edecektir. lspanyada vaziyet Ankara 2 (Telefonla) Cenubî Demiryolları İşletme Türk Anonim şirdanı muhasamatın başlangıcında silâh al keti esas mukavelenamesinin altıncı madfcna alınmış olan 27 doğıımlu efradı ter desi Vekiller Heyeti kararile şu şekilde hıs etmiştir. değiştirildi: Matbuat, bunu Franco ordusunda kâfi «Şirketin sermayesi, bedeli tamamen miktarda asker bulunduğuna bir delil adtesviye edilmiş beheri 50 Türk lirası kıydetmektejdir. metinde 3400 hisseye münkasem 170 bir. tspanya meclisi Barselon'a gidiyor Türk lirasmdan ibarettir.» Valence 2 (A.A.) Parlamento Iran Şehinşahı memleketi nun dahilî nizamnameler encümeni düngeziyor kü içtknaında parlamentonun Barselona Tahran 2 (A.A.) Şehinşah, yanında nakline karar vermiştir. Veliahd, nazırlar ve birçok meb'us olduBarrio, hükumetin nakli muvakkat ğu halde îranı baştanbaşa kateden yeni olduğu için bazı bürolarla bir murahha demiryolu ile Gorgana gitmiştir. Orada sm Valence'da kalacağını beyan etmiştir. sonbahar at koşularında bulunacaktır. Salamanca 2 (A.A.) Aragon'da faaliyette bulunan beşini kolordu kuman Cenub Demiryolları mukavelenamesinde bir değişiklik Muhterem Ahmed Ağaoğlu, bu satırlarda, Alman mütefekkirile Rus edibinin bir safta zikredilmesi hatasınm yalroz bana raci olmadığını görebilir. Fakat bunun a bir hata olup olmadığını da gene o kitabı Ankara 2 (Telefonla) Nafıa Vekili okurken anlıyoruz. Ali Çetinkava, İstanbul Eminönü meyAyni sahifede Henri Massis devam danının açılması, Elektrik sirketile müediyor: zakereler ve saire hakkında suallerıme «Gide, en karanlık ihtiraslan, admı cevaben bana şu malumatı verdi: < Eminönü meydanının açılmasmı istiyoruz. Elimizde Tramvay şirketin Paristeki ttalyan sefirinin den alınmış olan 700 bin lira vardır. Buçekilme meselesi nu bu ise tahsis etmek tasavvurundayız. Roma 2 (A.A.) Popolo di Roma gaTcab ed'vorsa, bu parava ilâve de yapızetesi, M. Cerruti'nin Paristen müfa labilir. İstanbul Belediyesine meyda nm açılması hakkmdaki düsünceleri so rakati münasebetile İtalyan sefirinin rulmuştu Bir proie hazırladıkları anla Fransanın Romadaki diplomasi mümessılıyor. Proje bugünlerde Vekâletimizc sıli meselesi halledilmedikçe Fransaya dönmiyeceğini yazmaktadır. gelecektir. e!ediyenin projesi henüz 4«karav r^nderilmed? Relgratta hâdiseler Hırvatların mitinginde çarpışmalar oldu Belgrad 2 (A.A.) Avala ajansi bildiriyor: Novi Gradatz çiftçilerinden Vrat * chitch Stjepan, Virovititza suprefektür lüğü memurlarına dün eski Hırvat köylü fırkası namına bir miting akdedeceğini bildirmişti. Bu taleb, kanunî ahkâma muvafık olmadığından suprefe, mitingi menetmiştir. Bu memnuiyete rağmen Vratchitch'in dostlan ve meb'uslardan ve Matchek grupundan M. Messarov, bu toplantıyi yapmak istemişlerdir. Bunlar, araların dan bazıları rövelverle, tüfekle ve sair si» lâhlarla müsellâh olan yüzlerce taraf tarlarını toplamışlardır. Suprefenin ver miş olduğu talimata tevfikan bir jandarma kolu intizam ve asayişi muhafaza etmek üzere gönderilmiş ve bu kol, Vra tchitch ile Messarov'u ve taraftarlarını dağılmağa davet etmiştir. Meb'us Messarov, bu davete icabetten imtina etmiş ve jandarmalara doğru bir el rövelver endaht eylemistir. Taraf» tarlan da keza ateş etmişlerdir. Üç kişj maktul düşmüştür. Ayrıca sekiz kişi yaralanmıştır. Bu meyanda meb'us Mes « sarov da vardır. PEYAMİ SAFA Meclise verilen mühim bir kanun lâyihası Ankara 2 (Telefonla) Devîet müesseselerile Türkler ve Türk sermayesile müteşekkil şirketler tarafından alınan buhar makinesi, elektrik veya dahili ihtirak motörile işliyen gemilerle mevcud gemilerin bazı aksamından istifade suretile yapılacak mümasil gemilere lüzumu Paris Soir'in ttalyaya girtnen Elektrik sirketinde yapılan olan tekne, makine aksamı, teçhizat ve menedildi müzakereler Paris 2 (A.A.) Paris Soir gazetesi, kazan gibi levazımatm 940 senesine ka İstanbul Elektrik sirketile müzakereİtalyaya girmesinin kat'î surette yasak dar gümrük resminden muaf tutulmas ler devam ediyor. Şirket, müzakerelerhakkındaki kanun lâyihası Meclise ve edilmiş olduğunu bildirmektedir. deki suallerimize cevablarını verdi rildi. Filistinde hâdiseler Şimdi Vekâletçe mukabil cevablar haGümrüklerde terfiler zırlanmaktadır. Kudüs 2 (A.A.) Salâhiyettar mahAnkara 2 (Telefonla) Gümrük ve Önümüzdeki günlerde Devlet Demir filler, Maverai Şeriada karışıkhk çık yollarının Sıvas atölyesi amele ve me tığı hakkındaki haberleri tekzib etmek İnhisarlar Vekâleti birinci sınıf müfet tişi Şemseddin başmüfettişliğe, ikmc mur mahallesinin ve Divriki istasyonu tedirler. sınıf müfettişlerden Arif ve Lutfi bi nun açılma merasimi vardır. Cizre hatrinci sınıf müfettişliğe, üçüncü smıftan tı da bugünlerde ihale edilecektir. Ge Tevfik ve Sinan ikinci smıfa, dördüncü rek istasyonun resmi küşadı, gerek hatDün geceyarısmdan sonra Aksarayda smıf müfettişlerden Cezmi Şahingiray tm temel atma merasimi için ayın altısında buradan trenle hareket edilmes Horhorda bir yangın çıkmış iki ev yan Fazlı ve Feridun üçüncü sınıf müfettiş,liğe terfi ettiler. dıktau sonra sönsürülmüştür. memuldür.» Dün geceki yangın i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle